Hollanda'da İşçi Partisi Meclis Grup Başkanı Diederik Samsom, "Yunan adalarına gelen sığınmacıların feribotlarla Türkiye'ye yollanacak plan yapıyoruz" demiş.

Planın, sığınmacıları deniz yoluyla Türkiye'ye göndermek olduğunu açıklamış.

İşe bakın ki henüz AB üyesi olmadığımız halde Samsom efendi, "Türk yetkililer taahhüt karşılığında sığınmacıları geri almaya hazır" demiş.

Nihayetinde Hollanda AB dönem başkanı ve Samsom efendi de haliyle AB adına konuşmuş da diyebiliriz.

Burada asıl merak edilen soru şudur.

Taahhüt de bulunan Türk yetkililer kimdir ve neyin karşılığında taahhütte bulunmuştur?

AB'nin vereceği 3 milyar Avro'nun karşılığı yoksa bu muydu?

dutchnews.nl

29 Kasım 2015 tarihinde yapılan açıklamada, "Türkiye'ye sığınmacılar için 3 milyar Avro ve müzakerelerde 17. başlık açılması ve vize konusu takvime bağlandı" denmişti.

Lakin ne 17. başlık açıldı ne de vize konusu çözüme kavuştu.

Anlaşılan birileri çıkacak, "yine kandırıldık" diyecek, buna hazırlıklı olmak lazım.

Geçen ki yazımda belirtmiştim, AB'nin vereceği para Türkiye'nin mültecilere yaptığı sadece sağlık harcamalarını bile karşılayamıyorken, Türkiye nasıl olur da böyle bir taahhütte bulunabilir?

Yoksa Kürdistan nüfusu tespit edildi de, bunun karşılığında belirlenen nüfus göçü bu yolla mı başlatılıyor?

Bu acilen açıklamaya muhtaç bir konudur.

Türkiye'de başkanlık tartışmaları yapan cengâver kılıklı yağdanlıklar bir de bu soruyu sorabilselerdi, kendi başlarına da ne geldiğini anlamış olacaklardı.

Daha bu gün yapılan açıklamaya bakarsanız burada kesinlikle danışıklı dövüş olduğunu anlarsınız.

Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Volkan Bozkır, AB tarafından Suriyeli sığınmacılara yönelik olarak aktarılacak 3 milyar Avro'nun Şubat ayı sonunda Türkiye'ye geleceğini açıklamış.

İtalya'nın başkenti Roma'da resmi temaslarda bulunan AB Bakanı Volkan Bozkır, İtalyan muhataplarıyla yaptığı görüşmeleri Türk gazetecilere değerlendirmiş.

Dışişleri Bakanı Gentiloni ile görüşmesinde, Türkiye'nin, AB'nin başını ağrıtan sığınmacı krizi konusunda aldığı önlemleri ve ortaya çıkan sonuçları değerlendirdiklerini anlatan Bozkır, "deniz ve kara yoluyla gelen Suriye vatandaşlarına uyguladığımız vizenin önemli sonuçlar verdiği bilgisini paylaştım. Suriyeli kardeşlerimize Türkiye’de çalışma izni verilmesiyle bu göç dalgasındaki baskının azalmasının beklendiğini ifade ettim. 2015’te yaklaşık 160 bin illegal göçmeni Türkiye’nin yakaladığını ve 3 bin 700 insan kaçakçısının da bu şekilde tutuklandığını kendileriyle paylaştım" demiş..

dw.com

Almanya'da yayımlanan Die Welt gazetesinin haberine göre, Türkiye mülteci krizinde AB ile yaptığı anlaşma için 2 milyarAvro ilave ödeme talep ediyor. Gazeteye konuşan AB'de görevli üst düzey bir diplomat, "Ankara şimdi bizden 5 milyar dolar istiyor, fakat biz sadece söz verdiğimiz 3 milyar doları ödemeye hazırız" dedi.

Peki Türk halkı başına nelerin geldiğinin farkında mı ya da ne zaman fark edecek?

Kınalarınızı erkenden hazırlayın efendiler, bu hayra alâmet bir olay değil.

31.1.2016

A. Dursun

GİZEMLİ PARA GİRİŞİ SÜRÜYOR: 9 AYDA 5.1 MİLYAR DOLAR KAYNAĞI BELİRSİZ PARA GİRİŞİ YAŞANDI

13 Kasım 2013 Çarşamba 09:13
-Merkez Bankası’nın açıkladığı ödemeler dengesi verilerine göre 2013 yılı Eylül ayında “net hata noksan” kaleminde 1 milyar 718 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. 9 aylık dönemde Türkiye’ye giriş yapan gizemli para ise 5 milyar 109 milyon dolara ulaştı.

Merkez Bankası ödemeler dengesi geçici verilerine göre Eylül ayında "net hata noksan" kaleminde 1 milyar 718 milyon dolar düzeyinde kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. 2012 yılı Eylül ayında ise 1 milyar 845 milyon dolar düzeyinde gizemli para girişi gerçekleşmişti.

Bu arada 2013 yılı gerçekleşmeleri ele alındığında Ocak ayında Türkiye'ye 208 milyon dolar kaynağı belirsiz para girişi olurken, Şubat ayında 1 milyar 970 milyon dolar, Mart ayında 1 milyar 759 milyon dolar, Nisan ayında 531 milyon düzeyinde kaynağı belirsiz para çıkışı gerçekleşmişti. Mayıs ayında Türkiye'ye giriş yapan gizemli para 1 milyar 322 milyon dolar düzeyindeydi. Haziran ayında ise 1 milyar 828 milyon dolar kaynağı belirsiz para çıkışı yaşandı. Temmuz ayında yaşanan 4 milyar 849 milyon dolar, Ağustos ayında yaşanan 3 milyar 100 milyon dolarlık gizemli para girişinin ardından, Eylül ayında gerçekleşen 1 milyar 718 milyon dolarlık girişin de etkisiyle yılın ilk 9 ayında net hata noksan kaleminde 5 milyon 109 milyon dolar giriş oldu.

Geçen yıl 9 aylık dönemde 4 milyar 573 milyon dolar düzeyinde kaynağı belirsiz para girişi yaşanmıştı.

Ödemeler dengesinde nereden geldiği ya da nereye gittiği tam olarak ayırt edilemeyen girişin yer aldığı kalem olarak ifade edilen net hata noksan kaleminde, 2012 yılında 1 milyar 166 milyon dolar düzeyinde kaynağı belirsiz para girişi gerçekleşmişti. ankaajansi.com.tr

Suriyeli mülteciler cari açık hesaplarını şaşırdı.
Cari işlemler açığı Eylül ayında 3,3 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. The Wall Street Journal'ın anketine katılan ekonomistler açığın 2,6 milyar dolar olmasını bekliyordu.

Cari açığın yıllık olarak artışında turizm istatistiklerine ilişkin yapılan düzenlenmenin etkisi büyük oldu. Daha önce Suriye'den gelen mültecilerin "turist" olarak kaydedilirken, 31 Ekim'den itibaren buna son verildi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) turizm verilerinde yaptığı güncellme 2012 3'üncü çeyrekten itibaren ise turizm gelirlerini aşağı çekti. Suriyeli mültecilerin istatistiklerin dışında bırakılması ile turizm gelirleri geriledi ve ilk 9 ayındaki cari açığı, 1,3-1,4 milyar dolar yukarı itti.

Turizm gelirleri Eylül'de 3 milyar dolar, 9 ayda 17,8 milyar dolar oldu.

Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) son açıklamalarına göre Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısı 600 bini aştı.

Yılın 9 ayındaki açık, geçen yıla göre yüzde 28 artışla 49 milyar dolar seviyesine çıkarken, yıllık açıktaki artış devam etti. Mayıs ayından bu yana artışa geçen 12 aylık cari açık, Eylül'de 59,1 milyar dolara yükseldi.

Eylül ayında 14 milyar dolar ihracata karşılık 19,9 milyar dolar ithalat yapıldı ve dış ticaret açığı 5,9 milyar dolar oldu.

Son aylarda cari açığı olumsuz etkileyen altın ithalatının ise hız kesmeye başladığı görülüyor. Eylül'de net 78 milyon dolar altın ithalatı yapıldı. Bu rakam Nisan ayında 2 milyar doları aşmıştı. Yılbaşından bu yana yapılan altın ithalatının büyüklüğü ise 9 milyar dolara ulaştı.

Cari açığın finansmanında portföy yatırımlarının artmaya devam etmesi, net hata noksan kaleminden gelen kaynağı belirsiz para girişinin sürmesi dikkat çekti. Eylül'de 1,5 milyar dolar tahvil, 733 milyon dolar hisse senetlerine olmak üzere portföy yatırımları 2,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam, Mayıs ayından bu yana görülen en yüksek portföy yatırımının Eylül'de yapıldığına işaret ediyor. Mayıs ayında yabancı çıkışları artmış ve piyasalarda büyük oynaklıklar yaşanmıştı. Temmuz'da yabancı çıkışları 3,2 milyar dolar ile yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştı. Yılbaşından bu yana yabancılar 16,6 milyar dolar portföy yatırımı gerçekleşti.

Net hata noksandan da güçlü döviz girişi devam ediyor. Eylül'de 1,7 milyar dolar kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. 9 aydaki giriş ise 5.1 milyar doları buldu.

Verilerin açıklanmasının ardından dolar kuru yükselişe geçti. Dolar kuru gün içinde 2,06 seviyesini geçti.

Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Eylül'de açığın beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleştiğini belirtirken Türk Lirası'nda değer kaybının sürmesini beklediklerini söyledi.

Odeabank Ekonomisti İnanç Sözer ise altın ve enerji ithalatı hariç bakıldığında cari açıkta düşüş yönünde bir trend oluştuğuna vurgu yaparken, bu nedenle TL'de daha fazla değer kaybetmesine neden olmadığını belirtti. Sözer, aylık bazda beklentilerin üzerinde çıkan cari açık verilerinde ise turizm verilerindeki Suriyeli mülteci düzenlemesinin etkili olduğunu kaydetti.

Hükümet cari açığı düşürmeyi amaçlayan Orta Vadeli Plan'da (OVP) bu yıl sonu için açığın 58,8 milyar dolar olmasını öngörmüştü. Bu rakamın 2014'de 55,5 milyar dolara, 2015'de ise 55 milyar dolara düşürülmesi hedefleniyor. wsj.com.tr

İşgalde Son Nokta. Terörstler üniversitelere sınavsız ve belgesiz girecek

Milliyet'ten Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Suriyeli mültecilere üniversitelerin de kapısını açtı.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) yayınladığı genelgeyle, Suriye sınırındaki illerindeki üniversitelerin, Suriyeli mültecileri özel öğrenci statüsünde üniversitelere kayıt edilmelerine olanak tanıdı.

22 Eylül 2012
Mülteciler hiçbir belge göstermeden “beyanla” üniversitelere kayıt olabilecekler. Yani kişinin sadece söyledikleri üniversiteye giriş için yeterli olacak!

gaziantephaberler.com’un haberine göre; YÖK 3 Eylül 2012 tarihinde Çukurova, Gaziantep, Harran Kilis 7 Aralık, Mustafa Kemal, Mersin, Osmaniye Korkut Ata Üniversiteleri Rektörlüklerine gönderdiği genelge ile 2012-2013 öğretim yılına mahsus olmak üzere, Suriye’den gelen mültecilerin hiçbir belge göstermeden beyanla özel öğrenci olarak kayıt etmelerine olanak tanıdı.

CHP Gaziantep Milletvekili Dr. Mehmet Şeker, YÖK’ün aldığı bu kararın mantıklı ve doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, şu açıklamayı yaptı:

ÖĞRENCİ Mİ, MİLİTAN MI?
“Suriye’den gelen ve kim olduğu belli olmayan bu kişilerin hiçbir para talep etmeden, belge istemeden sadece beyanla üniversitelerimize kayıt edilmeleri, üniversiteye girebilmek için dershanelere giden, emek ve para harcayan, bu uğurda psikolojileri bozulan öğrencilerimize ve ailelerine yapılan büyük bir haksızlıktır.
Kaldı ki, bu insanlar öğrenci mi? terörist mi? El Kaide militanı mı? PKK militanı mı? sırf beyanla bu kişileri üniversitelerimize sokmak ne mantıklı ne de doğru bir yaklaşımdır. YÖK, biran önce aldığı bu yanlış kararı gözden geçirmelidir” posta.com.tr