15 Ocak 2016 Cuma

Emekliler, tecavüzden bıktıysanız parti kuralım, her daim Türkiye'nin 2. partisiyiz.

Pezevenkler, her gün emekliyle dalga geçmeye usanmadınız mı, bre arsızlar?

Emekli olduğum için olsa geek, ilk dikkatimi çeken ve ilk araştırdığım haber emeklilerle ilgili olanıdır.
 
1 Kasım seçimlerinden yaklaşık 20 gün sonra, özellikle gazetevatan denen hergele gazetesi, emeklileri aptal kendilerini süper yalaka yerine koymaktan usanmadılar.

Örneğin verdikleri haberi oradan, buradan alıyorlar, üzerine yalan dolan katarak emekliye tecavüzü sanki kendilerine ayet gelmiş gibi sunuyorlar.


Kaç gündür sövmekten dlim şişti ancak bunar emekli mabadından pek hoşnut olsa gerek ki, henüz olmayan, ne olacağımeçhul bir haberi, müjde başlığı ile sunup, zihin kontrolü yapmakta kararlılar.

Ben de her gün onlara gün ışığı görmemiş laflae etmeye mecbur kalıyorum.

Nihayetinde Erdoğan'ın 2001'li yıllarda, "içinizde eşekten düşen var mı, bana onu getirin, bizi o anlar" dediği gibi, içinizde emekli varsa beni de o anlar.

Her gün olduğu gibi bu günde "Emekliye 355 lira" başlık atmışlar.

Emekli olur da dikkatini çekmez mi?

Okuyorsun ki, henüz belli olmayan, askıdaki dava sanki sonuçlanmış, hükümet çorba (torba) yasa yapmış ve içine tuz misali emekli intibak alsın diye yasal düzenleme yapmış.
 
Bu kadar namussuzluk değil ...de gazeteceilikte bile olamaz.

Ama hükümetten besleniyorsanız olur.
 
İşe bakın, hem medya patronu, hem banka sahibi, hem gıda sektöründe, hem siyasette, hem şurda, hem burda aynı kişilerin işgali var.


Senin işin gazetecilikse ne işin var banka patronluğu ile, ne işin var gıda sektöründe, ne işin var siyasette, orada, burada?

Bu nasıl bir ülkedir ki, hem siyaset sahnesinde hem medya patronu hem de en zenginler istesinde olacaksın.

Kaderin halka kötü oyunu değil ama Hz. SECSİS'in halka kazığıyla bu zenginler bizi yöneten TBMM'de söz sahibi oluyorlar.

Sonuç ortada.


Sen istediğin kadar yaz, istediğin kadar bağır, çocuklarının isterse tamamı ülke için şehit olsun hiç önemi yok.

Şehit ana-babalarının büyük çoğunluğu emeklilerden oluşuyor, en tut bunlarla dalga geç, hiç utanma, arlanma da kalmamış.


Zaten Cumhurbaşkanı da dememiş miydi ki, "Karaktersiz, karakteri bozuk şehit babaları" diyen.

Çok mu konuştun, iki polis yolluyorlar kapına-ki polisin de ana-babası büyük ihtimal emekli- alıyorlar içeri, sesin kesiliyor.

Sesini artık duyurabilirsen aşkolsun.


O nedenle şehit babaları da, "Konuşursam çok diyeceğim var. Beyler rahatsız olur" demekten başka ellerinden bir şey gelemez oluyor.

Buna ileri demokrasi diyorlar.

İleri demokrasilerde konuşmak da yasaktır, düşüncelerini açıklamak da.

Düşünce özgürlüğü var ama eski Türk filmindeki ağasın sı*tığı poğ üzerine s..mazsan özgürlük var.

Asi halde hapis yolu görünür.

Sonrada, "gazetecilikten, düşünce özgürlüğünden başka suçlardan içeri alındılar" derler, kimse inanmasa dahi cüce tapanların egemenliği seni esir almıştır artık.

Geçenlerde çıkmış diyorlar ki, "başka ülkelerde  teröre karşı hükümeti asla suçlamazlar, hükümetin arkasında dururlar, ama Türkiye'de teröristlerin arakasında durup, devleti hain ilan ederler" diye serzenişte bulunurlar.

Yahu, "Dersim'de T.C katliam yapmıştır" derken, "Dersim katliamı için özür dileriz" derken siz devletin arkasında mı durmuştunuz, devletli terörist mi ilan etmiştiniz?


Bir düşünün bakalım.

Üstelik de TBMM kürsüsünden.

Yani yolu sen aç, "'da teröristlerle pazarlığı ben başlattım" de,  sen yargılanma, suçlanma ancak düşüncesini açıklayanları yargıla


Üstelik T.C Devletini fiilen ortadan kaldırmak isteyenlerle pazarlık yapıyorsun, nükleer santral pazarlığından daha yıkıcı olanını yapıyorsun.


Daha bu sabah, Kocaeli Üniversitesi'nde görevli 14 akademisyeni gözaltına aldırmışsınız.

Evet, siz aldırmışsınız, ortalık yerde çıkıp "bunlara haddini bildireceğiz" babında açıklamalar yaparak, yargıya talimat vermiş olarak bunu yapıyorsunuz.

Daha geçen yıl, TBMM'den düşünce özgürlüğü yasası çıkartacağız diye milleti kandırıyordunuz.

Kandırıyordunuz diyorum, zira bu konuda kapı gibi Yargıtay Genel Kurul Kararı dururken, bunu yokmuş sayarak milleti Aldatma, Kandırma ve Partizanlık sevdanızla bunları yaptınız.


Bakınız, elinizde her olanak var, araştırınız "Şiddet çağrısı içermedikçe sözlü ve yazılı ifadedeler cezalandırılamaz. Bu düşünceler şok edici bile olsa... (Yargıtay Genel Kurul Kararı)" demektedir.


Ancak siz PKK dağdan insin, siyasete girsin diyerek, şiddet uygulayanlara, devlet hastanelerinde IŞİD teröristlerini tedavi ettirerek yandaşlık yaptınız yetmedi, şimdiki Başbakan Davutoğlu çanta içinde kendi eliyle milyonlarca doları ÖSO'lu teröristlere verdiğini, kendi ağzıyla söylemişti.


 Bunlar da yetmemiş, Türklere sınav yaparız, Suriyelilere yapmayız diyebilmişti.


O akademisyenler ne yazdı, ne dedi açıkçası bakmak istemiyorum.

Her ne derse desinler, onları da siz yetiştirip desteklediniz.

Üniversitelerde Türkiye aleyhinde tez yazmayanlar doktorasını alamadı, T.C'yi aşağılamayanlar ihale alamadı, sakal, takunya kullanmayanlar itildi, türbansızlar dışlandı, eski Türkiye'de ne varsa daha, daha kötüsü yaşandı.


Şimdi tutmuş hamaset (kahramanlık) edebiyatı yapıyorsunuz.



Elbet yaparsınız.


7 Haziran size ders, 1 Kasım ödül oldu.


Baktınız durum vahim, millet teröriste vuruyor görükürseniz destek verdi, sizin de gelecekte Başkanlık hayalleriniz var, öyleyse "Başkanlığın yolu tröristlere karşıymış gibi duruş segilemkten geçer" düşüncesi uygulamaya kondu.

Karşıymış gibi diyorum, zira gerçekten karşı olan bir devletin istihbarat teşkilatı ne yapar?

Yan gelip yatma yeri midir ki, teröristlerin bomba koyacakları yerleri bilmez?
 
Aylardır açılım yaparken, teröristlerin ülkeye silah, mühimmat yığınağı yaptığınız sıradan gazeteciler benim gibi sıradan insanlar bile yazdı ama nedense koca T.C'nin istihbaratı, başbakanı, Genelkurmay'ı uyudu.
 
Aslında uyumadı, TSK o zamanlarda Müslümanlşatırılıyor olduğundan, milleti bununla oyalayıp boyaladınız.


PKK'da, yarattığınız fırsat -ve bu günler için yatırım yapması amacıyla- oluşturduğunuz açılım soytarılığınız sayeniz ve teşvikinizle değerlendirip ülkenin yer yerini mühimmat deposu yaptılar.

Açılımlar zamanında halk, memur, işçi, esnaf kan ağlarken milleti açılımla oyalamıştınız.

Şimdi halk, memur, işçi, esnaf yine kan ağlıyor, bu kez film tersten döndürülerek hedef değiştirdiniz.

PKK ile mücadele senaryosunu devreye soktunuz.


Artık bu senaryolar bayatladı, müritler bile uyanır oldu lakin siz bir türlüü bunları göremiyorsunuz.


Dolar, altın döviz aldı başını gitti, petrol dünya tarihinde en düşük seviyesine geldi ama bizde dünya rekorları kırmaya devam ediyor.



EPDK raporundan anladığımız kadarıyla, benzin 4,41 TL/lt düzeyindeki nihai fiyatın (%64,52) lık kısmı vergi, kalan kısmın ise ürün maliyeti (%27,01) ve piyasada faaliyet gösteren şirketlerin brüt kar marjı olduğu (%8,47) anlaşılıyor.  



Sadece petrol üzerinden alınan vergi oranı  ülke kalkınmasında dünya lideri yapması gerekirken çöküyor, batıyoruz, nedenini biliyor musunuz?



Tek neden, KaçAK Saray'ın beslenme, ısınma sorunu.



Sizleri beslemek için ne asgari ücret kaldı, ne alkollü içecekler ne de henüz öğrencilik hayatında olanlar üzerinden alınan, adı ve anlamı meçhul vergiler kaldı, tüm ülke sarayı beslemek için varlığını feda eder konuma getirildi.



Bu paralar yetmedi, KaçAK Saray'a örtülü ödenek tahsisatı yapıldı, yetmedi, başbakan diye atanan canlı kendisini aşağılayanlara alenen eğilir duruma düşürüldü, yetmedi, Diyanet fetva ile devreye girdi bunları örtmeye çabaladı, yetmedi akademisyenleri göz altına almaya başladınız yetmedi, yetmedi, yetmedi...



Yakında yetecek, her şey gibi faşizmin de, acının da sonu gelecek.

2 Aralık 2015 tarihinde Paris’teki İklim Zirvesi’nden sonra Katar yolunda açıklama yapıyorsunuz.
Milletin anasını ağlattığınız yetmezmiş gibi "Biz Hayat Boyu Doğalgazla Yaşamadık, Bu Millet Çileye Alışık Bir Millettir.
(Ortalama vatandaş doğalgaz konusunda bir sıkıntı yaşar mıyız diye endişeleniyor, ne diyeceksiniz?) Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz, doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir. Kaldı ki Rus doğalgazı olmazsa biz yandık bittik diye bir durum yok. Rusya dışında birçok ülkeden doğalgaz aldığımızı zaten dile getirdim." diyebiliyorsunuz ama, "Biz hayat boyu başkanlığa alışık millet değiliz, KaçAK Saraylarda yaşamış millet değiliz" diyemiyorsunuz, neden acaba?
"Milletimiz çile çekmeye alışıktır" sözünüzü bu millet size yedirecek.


Konu emekliydi, nerden nereye geldik.


Elbet geliriz, sonuçta en çok tecavüze uğrayan biz emeklileriz.


Türkiye'de 1 Kasım 2015 itibarıyla seçmen sayısı YSK verilerine göre 55 milyon (eksik küsuratını geçelim)
 
25. dönem


26. dönem




Emekli sayısı 11 milyonun üzerinde, buna esnaf ve çiftçiyi de eklersek 15 milyon rakamına ulaşılıyor.
 
Bu rakamı kafadan sallamıyorum.


TBMM'deki bir soru önergesinde bile durum bu.

Şimdi mini hesap yapalım-ki bunu sürekli- yapıyorum, emekli anlamıyor bile.


55 milyon-15 milyon=40 milyon eder.


Bu 40 milyonluk rakam emekli dışındaki rakamdır.


Emeklilerin seçmen sayısına oranıysa % 27,27 demektir.


Yani oy kullanan her emekli, emekli partisine oy verse, partinin alacağı oy oranı % 27,27 olacak demektir.


Bunu bir öğrence (simüle) şeklinde ifade edersek tablo şöyle olurdu.

Emekli partisi seçime girseydi 2. parti olur, Türkiye'nin kaderini değiştirebilirdi. 

Bu gidişle kuracağız bir emekli partisi, o zaman sizi alaşağı etmiş olacağız.


Belki de bunun zamanı çoktan geçmiştir.


Ey emekliler, birleşin, bir parti kuralım, tüm emekliler bir partide toplanırsak oy oranımız % 45'ler civarında bile olacağı için, tek başımıza iktidar şansımız bile vardır.


Sonuçta millet sormaktadır, "BAŞKA PARTİ Mİ VAR" demektedir.

Sonuçta her emeklinin eşi, çocukları, torunları oy vermektedirler, bir de emeklileri deneseler ne çıkar?

Millete fırsat vermeyi, geleceğimizi yönlendirmeyi çocukların eline yeterince bırakmadık mı?


Üstelik AKP'nin iktidara geldiğinden bu yana, çocuklarımız düşünmeyi bile unutmadılar mı?


Anımsayın, 1960-1970'li yıllarda okullarımızda orta ve lise düzeyinde laboratuarlarımız varken, şimdi doğru dürüst eğitim bile yok, bırakın laboratuarı.

Varsa yoksa KaçAK Saray'ı besleyen, Erdoğan hanedanını koruyan hantal bir devlet yapısına büründük.

Bu ülke, eğitimsiz insanların eline bırakılamayacak kadar değerlidir.


Her alanda en tecrübeli elemanlar hala emeklilerdedir, gençlerin enerjisi, yeni teknolojilerin fırsatlarını onlar bizden iyi bilmektedir.


Tek eksikleri, önlerine konan koca duvarlar, engellerdir.

İşi ehline verme zamanı gelmiştir, çıkar çetelerini çökertme hamlesi başlatılmalıdır.

AKP'nin ehil anlayışndan kurtulunmalıdır.
5/51'da yetevellehum (dönekler/yardakçılar) dediği halde, etrafındaki 'yetevellehum'ları görmezden gelidiklerini, hatta zevk aldıklarını görmeliyiz.

Daha ötesi, 4/162'de rasihune (ehil kimseler) AKP anlayışının, uygulamalarının neresinde olduğunu millet görmek zorudadır.

Onların rasihune anlayışını, sadece cami imamları, yandaşlar, candaşlar oluşturuyor.

Kaybedeceği, yaşamından başka bir şeyi kalmayan siz emekliler, ülkenizi ehil ellere teslim ederek, huzur içinde öte tarafa göçmeyi arzu ediyorsanız, işin başına yeniden geçme zamanı gelmiştir.


Emekli partisi kurmak isteyenler bir çatı altında toplanmalıdır.

Bunun için ilk adımı atmak isteyenler varsa, bir grup oluşturup gelecek seçimlere kadar nihayete vardırılmalıdır.
 
Bunun için her alandaki tecrübeleriniz yeterlidir.

Tek şart, şimdiye kadar siyasetin içine faal olarak katılmışların Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) dışında Milletvekili adayı olmaması şartı olmalıdır.

Parti programını en kısa sürede yazarız, zaten hazır da sayılır, her emeklinin tecrübesi zaten bir programdır.


Yeter ki birlik olunup başlama kararı alınsın.




15.01.2016


Ahmet Dursun



Not:

Böyle bir oluşumdan en çok çekinecek olanlar listesini aşağıda sunuyorum.

Listenin ilk sırasında, şu an TBMM'de bulunan 4 parti vardır, bunların dışında aklıma gelen isimler şöyle özetlenebilir.

Bu liste aynı zamanda, emeklilerle dalga geçen gazetevatan'nın zenginler listesi sunumudur.


Ben bu listenin emekli partisini ek de tasvip etmeyeceğini düşündüğüm için listeye olarak sunuyorum.
 
Aynı zamanda Türkiye'yi kimler asıl perde arkasından yönetebiliyor olduğunun görülmesini istedim.

Elbet ki servet düşmanı değiliz ancak, ülkemin % 95'lik kaynağını % 5'lik kesim kullanıyorsa, nereden bulduğunu açıklama ve kaynak araştırmaları için de yasal düzenleme yapılacağını, emekli partisi kurulduğunda bunların parti programında yer alacağını şimdiden herkes bilsin.


Umarım böyle bir parti kurabiliriz.
 
İşte gazetevatan'ın yayınladığı liste.

Milyarderlerin emekli maaşları

Mehmet Torun: Zenginler listesinde 91. Sırada 2010 serveti 400 milyon dolar Emekli maaşı 835.93 TL Bağkur emeklisi.
 
Hüsnü Özyeğin: Zenginler listesinde 1. Sırada 2010 serveti 3 milyar dolar Emekli maaşı 1,081.91 TL SSK emeklisi.

Mehmet Emin Karamehmet: Zenginler listesinde 2. Sırada 2010 serveti 2 milyar 900 milyon dolar Emekli maaşı 847.55 TL SSK emeklisi.

Ali Ağaoğlu: Zenginler listesinde 6. Sırada 2010 serveti 2 milyar dolar Emekli maaşı 547.36 TL Bağkur emeklisi.

Şarık Tar: Zenginler listesinde 3. Sırada 2010 serveti 2 milyar 600 milyon dolar Emekli maaşı 567.74 TL Bağkur emeklisi

Murat Ülker: Zenginler listesinde 5. Sırada 2010 serveti 2 milyar 100 milyon dolar Emekli maaşı 1,106.78 TL

Semahat Arsel: Zenginler listesinde 9. Sırada 2010 serveti 1 milyar 700 milyon dolar Emekli maaşı 651.11 TL Bağkur emeklisi

Ahmet Nazif Zorlu: Zenginler listesinde 11. Sırada 2010 serveti 1 milyar 500 milyon dolar Emekli maaşı 527.94 TL Bağkur emeklisi

Suna Kıraç: Zenginler listesinde 13. Sırada 2010 serveti 1 milyar 400 milyon dolar Emekli maaşı 558.12 TL Bağkur emeklisi

Mehmet Rüştü Başaran: Mehmet Rüştü Başaran Zenginler listesinde 15. Sırada 2010 serveti 1 milyar 300 milyon dolar Emekli maaşı 581.03 TL Bağkur emeklisi

Murat Vargı: Zenginler listesinde 24. Sırada 2010 serveti 1 milyar dolar Emekli maaşı 989.22 TL SSK emeklisi

Yalçın Sabancı: Zenginler listesinde 36. Sırada 2010 serveti 800 milyon dolar Emekli maaşı 818.27 TL SSK emeklisi

Ömer Sabancı: Zenginler listesinde 42. Sırada 2010 serveti 720 milyon dolar Emekli maaşı 1,100.00 TL SSK emeklisi

Ethem Sancak: Zenginler listesinde 43. Sırada 2010 serveti 700 milyon dolar Emekli maaşı 742.64 TL SSK emeklisi

Rahmi Koç: Zenginler listesinde 10. Sırada 2010 serveti 1 milyar 600 milyon dolar Emekli maaşı 581.99 TL Bağkur emeklisi

Aydın Doğan: Zenginler listesinde 22. Sırada 2010 serveti 1 milyar dolar Emekli maaşı 642.00 TL Bağkur emeklisi

Mehmet Hattat: Zenginler listesinde 45. Sırada 2010 serveti 700 milyon dolar Emekli maaşı 698.41 TL Bağkur emeklisi

Erol Sabancı: Zenginler listesinde 73. Sırada 2010 serveti 500 milyon dolar Emekli maaşı 648.46 TL SSK emeklisi

İbrahim Bodur: Zenginler listesinde 60. Sırada 2010 serveti 575 milyon dolar Emekli maaşı 1,351.51 TL SSK emeklisi

Erdoğan Demirören: Zenginler listesinde 88. Sırada 2010 serveti 400 milyon dolar Emekli maaşı 638.38 TL Bağkur emeklisi

Mehmet Cengiz: Zenginler listesinde 106. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı 873.11 TL

Erdal Aksoy: Zenginler listesinde 77. Sırada 2010 serveti 475 milyon dolar Emekli maaşı 533.85 TL Bağkur emeklisi

Ali Nihat Gökyiğit: Zenginler listesinde 100. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı 435.44 TL Bağkur emeklisi

Feyyaz Berker: Zenginler listesinde 104. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı 435.50 TL Bağkur emeklisi


 Milyarderlerin emekli maaşları


İşte FORBES’in hazırladığı listeye göre milyarderlerin emekli maaşları…
 
Türkiye'nin en zengin isimleri!

2,5 milyar dolara nakdi kasasına koyan Şahenk yeni 1 numara olacak.

Türkiye’nin en zenginleri sıralamasında 2014 yılında altıncı sırada olan Ferit Şahenk’in bu 2,5 milyar dolarlık satın alma sonrası nakit varlıklarıyla bir numaraya çıkması bekleniyor.

Son Forbes listesinde ilk 5 dışında kalan Şahenk’in bu 2,5 milyar dolarlık nakit girişi sonrası en zenginler sıralamasında Murat Ülker’i de geçmesi kimseyi şaşırtmayacak.

Forbes Türkiye'ye göre "Türkiye'nin en zengin 25 ismi"

25 Murat Vargı MV Holding 1.000 (milyar dolar)

24 Deniz Şahenk Doğuş Holding 1.050

23 Aydın Doğan Doğan Holding 1.100

22 Ahmet Çalık Çalık Holding 1.100

21 Suat Günsel Yakın Doğu Üniversitesi 1.200

20 Ahmet Nazif Zorlu Zorlu Holding 1.200

19 Mübariz Gurbanoğlu Palmali Denizcilik 1.300

18 Mustafa Latif Topbaş Bim 1.300

17 Hamdi Ulukaya Chobani Yoghurt 1.400

16 Mehmet Nazif Günal MNG Holding 1.500

15 Mehmet Emin Karamehmet Çukurova Holding 1.500

14 Faruk Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.500

13 Bülent Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.500

12 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu İnşaat 1.550

11 Ahsen Özokur Yıldız Holding 1.550

10 Sinan Tara Enka İnşaat 1.600

9 Filiz Şahenk Doğuş Holding 1.800

8 Suna Kıraç Koç Holding 1.850

7 Rahmi Koç Koç Holding 2.100

6 Ferit Şahenk Doğuş Holding 2.100

5 Semahat Arsel Koç Holding 2.200

4 Erman Ilıcak Rönesans Holding 2.800

3 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 3.000

2 Şarık Tara Enka İnşaat 3.300

1 Murat Ülker Yıldız Holding 3.700

 

Türkiye'nin en zengin 100 kişi ve ailesi

Ekonomist'in bu yıl 11. kez düzenlediği En Zengin 100 Araştırması tamamlandı

1. sırada Koç ailesi, 8 milyar doların üstünde,

2. sırada Şaheng ailesi-Doğuş holding, 7-8  milyar dolar arası,

3. sırada Şevket Sabancı ve ailesi, 6-7 milyar dolar arası

2 yorum:

  1. Bir yıllık imalat enflasyonu yüzde 45,87, petrol ve doğalgaz son 12 ayda yüzde 181 arttı.

    Ara malı yüzde 54,89 artarken onu yüzde 45,87’yle imalat, yüzde 35,34’le madencilik ve taş ocakçılığı izledi.

    Alt sektörler arasındaysa yıllık bazda en yüksek artış ham petrol ve doğalgazda görülüyor.

    Yüzde 181,45’le zirvede yer alan ham petrol ve doğal gazı, yüzde 123,80’le kök ve rafine petrol ürünleri, yüzde 100,04’le ana metaller ve yüzde 54,82’yle kağıt ürünleri takip ediyor.

    https://archive.is/Y7fFm

    YanıtlaSil
  2. Doç.Dr.Aysel Gündoğdu; Yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur 👉 Yüksek tansiyon, yüksek şeker, yüksek kolesterol

    Yaşam şeklini değiştirmeden bu hastayı iyileştirmek mümkün değil!
    https://archive.is/ySs7i

    YanıtlaSil