Pezevenkler, her gün emekliyle dalga geçmeye usanmadınız mı,
bre arsızlar?
Emekli olduğum için olsa geek, ilk dikkatimi çeken ve ilk
araştırdığım haber emeklilerle ilgili olanıdır.
1 Kasım seçimlerinden yaklaşık 20 gün sonra, özellikle
gazetevatan denen hergele gazetesi, emeklileri aptal kendilerini süper yalaka
yerine koymaktan usanmadılar.
Örneğin verdikleri haberi oradan, buradan alıyorlar, üzerine
yalan dolan katarak emekliye tecavüzü sanki kendilerine ayet gelmiş gibi
sunuyorlar.
Kaç gündür sövmekten dlim şişti ancak bunar emekli
mabadından pek hoşnut olsa gerek ki, henüz olmayan, ne olacağımeçhul bir
haberi, müjde başlığı ile sunup, zihin kontrolü yapmakta kararlılar.
Ben de her gün onlara gün ışığı görmemiş laflae etmeye
mecbur kalıyorum.
Nihayetinde Erdoğan'ın 2001'li yıllarda, "içinizde
eşekten düşen var mı, bana onu getirin, bizi o anlar" dediği gibi,
içinizde emekli varsa beni de o anlar.
Her gün olduğu gibi bu günde "Emekliye 355 lira"
başlık atmışlar.
Emekli olur da dikkatini çekmez mi?
Okuyorsun ki, henüz belli olmayan, askıdaki dava sanki
sonuçlanmış, hükümet çorba (torba) yasa yapmış ve içine tuz misali emekli
intibak alsın diye yasal düzenleme yapmış.
Bu kadar namussuzluk değil ...de gazeteceilikte bile olamaz.
Ama hükümetten besleniyorsanız olur.
İşe bakın, hem medya patronu, hem banka sahibi, hem gıda
sektöründe, hem siyasette, hem şurda, hem burda aynı kişilerin işgali var.
Senin işin gazetecilikse ne işin var banka patronluğu ile,
ne işin var gıda sektöründe, ne işin var siyasette, orada, burada?
Bu nasıl bir ülkedir ki, hem siyaset sahnesinde hem medya
patronu hem de en zenginler istesinde olacaksın.
Kaderin halka kötü oyunu değil ama Hz. SECSİS'in halka
kazığıyla bu zenginler bizi yöneten TBMM'de söz sahibi oluyorlar.
Sonuç ortada.
Sen istediğin kadar yaz, istediğin kadar bağır, çocuklarının
isterse tamamı ülke için şehit olsun hiç önemi yok.
Şehit ana-babalarının büyük çoğunluğu emeklilerden oluşuyor,
en tut bunlarla dalga geç, hiç utanma, arlanma da kalmamış.
Zaten Cumhurbaşkanı da dememiş miydi ki, "Karaktersiz, karakteri bozuk şehit babaları" diyen.
Çok mu konuştun, iki polis yolluyorlar kapına-ki polisin de
ana-babası büyük ihtimal emekli- alıyorlar içeri, sesin kesiliyor.
Sesini artık duyurabilirsen aşkolsun.
O nedenle şehit babaları da, "Konuşursam
çok diyeceğim var. Beyler rahatsız olur" demekten başka ellerinden bir şey gelemez oluyor.
Buna ileri demokrasi diyorlar.
İleri demokrasilerde konuşmak da yasaktır, düşüncelerini
açıklamak da.
Düşünce özgürlüğü var ama eski Türk filmindeki ağasın
sı*tığı poğ üzerine s..mazsan özgürlük var.
Asi halde hapis yolu görünür.
Sonrada, "gazetecilikten, düşünce özgürlüğünden başka
suçlardan içeri alındılar" derler, kimse inanmasa dahi cüce tapanların
egemenliği seni esir almıştır artık.
Geçenlerde çıkmış diyorlar ki, "başka ülkelerde teröre karşı hükümeti asla suçlamazlar,
hükümetin arkasında dururlar, ama Türkiye'de teröristlerin arakasında durup,
devleti hain ilan ederler" diye serzenişte bulunurlar.
Yahu, "Dersim'de T.C katliam yapmıştır" derken, "Dersim
katliamı için özür dileriz" derken siz devletin arkasında mı durmuştunuz, devletli
terörist mi ilan etmiştiniz?
Bir düşünün bakalım.
Üstelik de TBMM kürsüsünden.
Yani yolu sen aç, "OSLO'da teröristlerle pazarlığı ben
başlattım" de, sen yargılanma,
suçlanma ancak düşüncesini açıklayanları yargıla.
Üstelik T.C Devletini fiilen ortadan kaldırmak isteyenlerle
pazarlık yapıyorsun, nükleer santral pazarlığından daha yıkıcı olanını yapıyorsun.
Daha bu sabah, Kocaeli Üniversitesi'nde görevli 14
akademisyeni gözaltına aldırmışsınız.
Evet, siz aldırmışsınız, ortalık yerde çıkıp "bunlara haddini
bildireceğiz" babında açıklamalar yaparak, yargıya talimat vermiş olarak bunu
yapıyorsunuz.
Daha geçen yıl, TBMM'den düşünce özgürlüğü yasası
çıkartacağız diye milleti kandırıyordunuz.
Kandırıyordunuz diyorum, zira bu konuda kapı gibi Yargıtay
Genel Kurul Kararı dururken, bunu yokmuş sayarak milleti Aldatma, Kandırma ve
Partizanlık sevdanızla bunları yaptınız.
Bakınız, elinizde her olanak var, araştırınız "Şiddet çağrısı
içermedikçe sözlü ve yazılı ifadedeler cezalandırılamaz. Bu düşünceler şok
edici bile olsa... (Yargıtay Genel Kurul Kararı)" demektedir.
Ancak siz PKK dağdan insin, siyasete girsin diyerek, şiddet uygulayanlara,
devlet hastanelerinde IŞİD teröristlerini tedavi ettirerek yandaşlık yaptınız
yetmedi, şimdiki Başbakan Davutoğlu çanta içinde kendi eliyle milyonlarca
doları ÖSO'lu teröristlere verdiğini, kendi ağzıyla söylemişti.
Bunlar da yetmemiş, Türklere sınav yaparız, Suriyelilere yapmayız diyebilmişti.
O akademisyenler ne yazdı, ne dedi açıkçası bakmak
istemiyorum.
Her ne derse desinler, onları da siz yetiştirip desteklediniz.
Üniversitelerde Türkiye aleyhinde tez yazmayanlar
doktorasını alamadı, T.C'yi aşağılamayanlar ihale alamadı, sakal, takunya kullanmayanlar
itildi, türbansızlar dışlandı, eski Türkiye'de ne varsa daha, daha kötüsü
yaşandı.
Şimdi tutmuş hamaset (kahramanlık) edebiyatı yapıyorsunuz.
Elbet yaparsınız.
7 Haziran size ders, 1 Kasım ödül oldu.
Baktınız durum vahim, millet teröriste vuruyor görükürseniz
destek verdi, sizin de gelecekte Başkanlık hayalleriniz var, öyleyse
"Başkanlığın yolu tröristlere karşıymış gibi duruş segilemkten geçer" düşüncesi
uygulamaya kondu.
Karşıymış gibi diyorum, zira gerçekten karşı olan bir
devletin istihbarat teşkilatı ne yapar?
Yan gelip yatma yeri midir ki, teröristlerin bomba
koyacakları yerleri bilmez?
Aylardır açılım yaparken, teröristlerin ülkeye silah,
mühimmat yığınağı yaptığınız sıradan gazeteciler benim gibi sıradan insanlar
bile yazdı ama nedense koca T.C'nin istihbaratı, başbakanı, Genelkurmay'ı
uyudu.
Aslında uyumadı, TSK o zamanlarda Müslümanlşatırılıyor
olduğundan, milleti bununla oyalayıp boyaladınız.
PKK'da, yarattığınız fırsat -ve bu günler için yatırım
yapması amacıyla- oluşturduğunuz açılım soytarılığınız sayeniz ve teşvikinizle
değerlendirip ülkenin yer yerini mühimmat deposu yaptılar.
Açılımlar zamanında halk, memur, işçi, esnaf kan ağlarken
milleti açılımla oyalamıştınız.
Şimdi halk, memur, işçi, esnaf yine kan ağlıyor, bu kez film
tersten döndürülerek hedef değiştirdiniz.
PKK ile mücadele senaryosunu devreye soktunuz.
Artık bu senaryolar bayatladı, müritler bile uyanır oldu
lakin siz bir türlüü bunları göremiyorsunuz.
Dolar, altın
döviz aldı başını gitti, petrol dünya tarihinde en
düşük seviyesine geldi ama bizde dünya rekorları kırmaya devam
ediyor.
EPDK
raporundan anladığımız kadarıyla, benzin 4,41 TL/lt düzeyindeki nihai fiyatın
(%64,52) lık kısmı vergi, kalan kısmın ise ürün maliyeti (%27,01) ve piyasada
faaliyet gösteren şirketlerin brüt kar marjı olduğu (%8,47) anlaşılıyor.
Sadece petrol
üzerinden alınan vergi oranı ülke kalkınmasında dünya lideri yapması
gerekirken çöküyor, batıyoruz, nedenini biliyor musunuz?
Tek neden,
KaçAK Saray'ın beslenme, ısınma sorunu.
Sizleri beslemek için ne asgari ücret kaldı, ne alkollü
içecekler ne de henüz öğrencilik hayatında olanlar üzerinden alınan, adı ve
anlamı meçhul vergiler kaldı, tüm ülke sarayı beslemek için varlığını feda eder
konuma getirildi.
Bu paralar yetmedi, KaçAK Saray'a örtülü ödenek tahsisatı
yapıldı, yetmedi, başbakan diye atanan canlı kendisini aşağılayanlara alenen
eğilir duruma düşürüldü, yetmedi, Diyanet fetva ile devreye girdi bunları
örtmeye çabaladı, yetmedi akademisyenleri göz altına almaya başladınız yetmedi,
yetmedi, yetmedi...
Yakında yetecek, her şey gibi faşizmin de, acının da sonu
gelecek.
2 Aralık 2015 tarihinde Paris’teki İklim Zirvesi’nden sonra Katar
yolunda açıklama yapıyorsunuz.
Milletin anasını ağlattığınız yetmezmiş gibi "Biz Hayat Boyu Doğalgazla Yaşamadık, Bu Millet Çileye Alışık Bir Millettir.
Milletin anasını ağlattığınız yetmezmiş gibi "Biz Hayat Boyu Doğalgazla Yaşamadık, Bu Millet Çileye Alışık Bir Millettir.
(Ortalama vatandaş doğalgaz konusunda bir sıkıntı yaşar mıyız diye endişeleniyor, ne diyeceksiniz?) Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz, doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir. Kaldı ki Rus doğalgazı olmazsa biz yandık bittik diye bir durum yok. Rusya dışında birçok ülkeden doğalgaz aldığımızı zaten dile getirdim."
diyebiliyorsunuz ama, "Biz hayat boyu başkanlığa alışık millet değiliz,
KaçAK Saraylarda yaşamış millet değiliz" diyemiyorsunuz, neden acaba?
"Milletimiz çile çekmeye alışıktır" sözünüzü bu millet size
yedirecek.
Konu emekliydi, nerden nereye geldik.
Elbet geliriz, sonuçta en çok tecavüze uğrayan biz
emeklileriz.
Türkiye'de 1 Kasım 2015 itibarıyla seçmen sayısı YSK verilerine
göre 55 milyon (eksik küsuratını geçelim)
25. dönem
26. dönem
Emekli sayısı 11 milyonun üzerinde, buna esnaf ve çiftçiyi
de eklersek 15 milyon rakamına ulaşılıyor.
Bu rakamı kafadan sallamıyorum.
TBMM'deki bir soru önergesinde bile durum bu.
55 milyon-15 milyon=40 milyon eder.
Bu 40 milyonluk rakam emekli dışındaki rakamdır.
Emeklilerin seçmen sayısına oranıysa % 27,27 demektir.
Yani oy kullanan her emekli, emekli partisine oy verse,
partinin alacağı oy oranı % 27,27 olacak demektir.
Bunu bir öğrence (simüle) şeklinde ifade edersek tablo şöyle
olurdu.
Emekli partisi seçime girseydi 2. parti olur, Türkiye'nin kaderini değiştirebilirdi.
Bu gidişle kuracağız bir emekli partisi, o zaman sizi
alaşağı etmiş olacağız.
Belki de bunun zamanı çoktan geçmiştir.
Ey emekliler, birleşin, bir parti kuralım, tüm emekliler bir
partide toplanırsak oy oranımız % 45'ler civarında bile olacağı için, tek
başımıza iktidar şansımız bile vardır.
Sonuçta millet sormaktadır, "BAŞKA PARTİ Mİ VAR"
demektedir.
Sonuçta her emeklinin eşi, çocukları, torunları oy
vermektedirler, bir de emeklileri deneseler ne çıkar?
Millete fırsat vermeyi, geleceğimizi yönlendirmeyi
çocukların eline yeterince bırakmadık mı?
Üstelik AKP'nin iktidara geldiğinden bu yana, çocuklarımız düşünmeyi
bile unutmadılar mı?
Anımsayın, 1960-1970'li yıllarda okullarımızda orta ve lise
düzeyinde laboratuarlarımız varken, şimdi doğru dürüst eğitim bile yok, bırakın
laboratuarı.
Varsa yoksa KaçAK Saray'ı besleyen, Erdoğan hanedanını
koruyan hantal bir devlet yapısına büründük.
Bu ülke, eğitimsiz insanların eline bırakılamayacak kadar
değerlidir.
Her alanda en tecrübeli elemanlar hala emeklilerdedir,
gençlerin enerjisi, yeni teknolojilerin fırsatlarını onlar bizden iyi
bilmektedir.
Tek eksikleri, önlerine konan koca duvarlar, engellerdir.
İşi ehline verme zamanı gelmiştir, çıkar çetelerini çökertme
hamlesi başlatılmalıdır.
AKP'nin ehil anlayışndan kurtulunmalıdır.
5/51'da yetevellehum (dönekler/yardakçılar) dediği
halde, etrafındaki 'yetevellehum'ları görmezden gelidiklerini, hatta zevk aldıklarını görmeliyiz.
Daha ötesi, 4/162'de rasihune (ehil kimseler) AKP anlayışının,
uygulamalarının neresinde olduğunu millet görmek zorudadır.
Onların rasihune anlayışını, sadece cami imamları,
yandaşlar, candaşlar oluşturuyor.
Kaybedeceği, yaşamından başka bir şeyi kalmayan siz
emekliler, ülkenizi ehil ellere teslim ederek, huzur içinde öte tarafa göçmeyi
arzu ediyorsanız, işin başına yeniden geçme zamanı gelmiştir.
Emekli partisi kurmak isteyenler bir çatı altında
toplanmalıdır.
Bunun için ilk adımı atmak isteyenler varsa, bir grup
oluşturup gelecek seçimlere kadar nihayete vardırılmalıdır.
Bunun için her alandaki tecrübeleriniz yeterlidir.
Tek şart, şimdiye kadar siyasetin içine faal olarak
katılmışların Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) dışında
Milletvekili adayı olmaması şartı olmalıdır.
Parti programını en kısa sürede yazarız, zaten hazır da
sayılır, her emeklinin tecrübesi zaten bir programdır.
Yeter ki birlik olunup başlama kararı alınsın.
15.01.2016
Ahmet Dursun
Not:
Böyle bir oluşumdan en çok çekinecek olanlar listesini
aşağıda sunuyorum.
Listenin ilk sırasında, şu an TBMM'de bulunan 4 parti
vardır, bunların dışında aklıma gelen isimler şöyle özetlenebilir.
Bu liste aynı zamanda, emeklilerle dalga geçen
gazetevatan'nın zenginler listesi sunumudur.
Ben bu listenin emekli partisini ek de tasvip etmeyeceğini
düşündüğüm için listeye olarak sunuyorum.
Aynı zamanda Türkiye'yi kimler asıl perde arkasından yönetebiliyor
olduğunun görülmesini istedim.
Elbet ki servet düşmanı değiliz ancak, ülkemin % 95'lik
kaynağını % 5'lik kesim kullanıyorsa, nereden bulduğunu açıklama ve kaynak
araştırmaları için de yasal düzenleme yapılacağını, emekli partisi kurulduğunda
bunların parti programında yer alacağını şimdiden herkes bilsin.
Umarım böyle bir parti kurabiliriz.
İşte gazetevatan'ın yayınladığı liste.
Milyarderlerin emekli maaşları
Mehmet Torun: Zenginler listesinde 91. Sırada 2010 serveti
400 milyon dolar Emekli maaşı 835.93 TL Bağkur emeklisi.
Hüsnü Özyeğin:
Zenginler listesinde 1. Sırada 2010 serveti 3 milyar dolar Emekli maaşı
1,081.91 TL SSK emeklisi.
Mehmet Emin
Karamehmet: Zenginler listesinde 2. Sırada 2010 serveti 2 milyar 900 milyon
dolar Emekli maaşı 847.55 TL SSK emeklisi.
Ali Ağaoğlu: Zenginler
listesinde 6. Sırada 2010 serveti 2 milyar dolar Emekli maaşı 547.36 TL Bağkur
emeklisi.
Şarık Tar: Zenginler
listesinde 3. Sırada 2010 serveti 2 milyar 600 milyon dolar Emekli maaşı 567.74
TL Bağkur emeklisi
Murat Ülker:
Zenginler listesinde 5. Sırada 2010 serveti 2 milyar 100 milyon dolar Emekli
maaşı 1,106.78 TL
Semahat Arsel:
Zenginler listesinde 9. Sırada 2010 serveti 1 milyar 700 milyon dolar Emekli
maaşı 651.11 TL Bağkur emeklisi
Ahmet Nazif Zorlu:
Zenginler listesinde 11. Sırada 2010 serveti 1 milyar 500 milyon dolar Emekli
maaşı 527.94 TL Bağkur emeklisi
Suna Kıraç: Zenginler
listesinde 13. Sırada 2010 serveti 1 milyar 400 milyon dolar Emekli maaşı
558.12 TL Bağkur emeklisi
Mehmet Rüştü Başaran:
Mehmet Rüştü Başaran Zenginler listesinde 15. Sırada 2010 serveti 1 milyar 300
milyon dolar Emekli maaşı 581.03 TL Bağkur emeklisi
Murat Vargı:
Zenginler listesinde 24. Sırada 2010 serveti 1 milyar dolar Emekli maaşı 989.22
TL SSK emeklisi
Yalçın Sabancı:
Zenginler listesinde 36. Sırada 2010 serveti 800 milyon dolar Emekli maaşı
818.27 TL SSK emeklisi
Ömer Sabancı:
Zenginler listesinde 42. Sırada 2010 serveti 720 milyon dolar Emekli maaşı
1,100.00 TL SSK emeklisi
Ethem Sancak:
Zenginler listesinde 43. Sırada 2010 serveti 700 milyon dolar Emekli maaşı
742.64 TL SSK emeklisi
Rahmi Koç: Zenginler
listesinde 10. Sırada 2010 serveti 1 milyar 600 milyon dolar Emekli maaşı
581.99 TL Bağkur emeklisi
Aydın Doğan:
Zenginler listesinde 22. Sırada 2010 serveti 1 milyar dolar Emekli maaşı 642.00
TL Bağkur emeklisi
Mehmet Hattat:
Zenginler listesinde 45. Sırada 2010 serveti 700 milyon dolar Emekli maaşı
698.41 TL Bağkur emeklisi
Erol Sabancı:
Zenginler listesinde 73. Sırada 2010 serveti 500 milyon dolar Emekli maaşı
648.46 TL SSK emeklisi
İbrahim Bodur:
Zenginler listesinde 60. Sırada 2010 serveti 575 milyon dolar Emekli maaşı
1,351.51 TL SSK emeklisi
Erdoğan Demirören:
Zenginler listesinde 88. Sırada 2010 serveti 400 milyon dolar Emekli maaşı
638.38 TL Bağkur emeklisi
Mehmet Cengiz:
Zenginler listesinde 106. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı
873.11 TL
Erdal Aksoy:
Zenginler listesinde 77. Sırada 2010 serveti 475 milyon dolar Emekli maaşı
533.85 TL Bağkur emeklisi
Ali Nihat Gökyiğit:
Zenginler listesinde 100. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı
435.44 TL Bağkur emeklisi
Feyyaz Berker:
Zenginler listesinde 104. Sırada 2010 serveti 350 milyon dolar Emekli maaşı
435.50 TL Bağkur emeklisi
Milyarderlerin emekli
maaşları
İşte FORBES’in hazırladığı listeye göre milyarderlerin
emekli maaşları…
Türkiye'nin en zengin isimleri!
2,5 milyar dolara nakdi kasasına koyan Şahenk yeni 1 numara
olacak.
Türkiye’nin en zenginleri sıralamasında 2014 yılında altıncı
sırada olan Ferit Şahenk’in bu 2,5 milyar dolarlık satın alma sonrası nakit
varlıklarıyla bir numaraya çıkması bekleniyor.
Son Forbes listesinde ilk 5 dışında kalan Şahenk’in bu 2,5
milyar dolarlık nakit girişi sonrası en zenginler sıralamasında Murat Ülker’i
de geçmesi kimseyi şaşırtmayacak.
Forbes Türkiye'ye
göre "Türkiye'nin en zengin 25 ismi"
25 Murat Vargı MV Holding 1.000 (milyar dolar)
24 Deniz Şahenk Doğuş Holding 1.050
23 Aydın Doğan Doğan Holding 1.100
22 Ahmet Çalık Çalık Holding 1.100
21 Suat Günsel Yakın Doğu Üniversitesi 1.200
20 Ahmet Nazif Zorlu Zorlu Holding 1.200
19 Mübariz Gurbanoğlu Palmali Denizcilik 1.300
18 Mustafa Latif Topbaş Bim 1.300
17 Hamdi Ulukaya Chobani Yoghurt 1.400
16 Mehmet Nazif Günal MNG Holding 1.500
15 Mehmet Emin Karamehmet Çukurova Holding 1.500
14 Faruk Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.500
13 Bülent Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.500
12 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu İnşaat 1.550
11 Ahsen Özokur Yıldız Holding 1.550
10 Sinan Tara Enka İnşaat 1.600
9 Filiz Şahenk Doğuş Holding 1.800
8 Suna Kıraç Koç Holding 1.850
7 Rahmi Koç Koç Holding 2.100
6 Ferit Şahenk Doğuş Holding 2.100
5 Semahat Arsel Koç Holding 2.200
4 Erman Ilıcak Rönesans Holding 2.800
3 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 3.000
2 Şarık Tara Enka İnşaat 3.300
1 Murat Ülker Yıldız Holding 3.700
Türkiye'nin en zengin 100 kişi ve ailesi
Ekonomist'in bu yıl 11. kez düzenlediği En Zengin 100
Araştırması tamamlandı
1. sırada Koç ailesi, 8 milyar doların üstünde,
2. sırada Şaheng ailesi-Doğuş holding, 7-8 milyar dolar arası,
3. sırada Şevket Sabancı ve ailesi, 6-7 milyar dolar arası
100. sırada Bayraktar ailesi, Bayraktar group 300-500 milyon dolar arası. Hürriyet
Baas Ertuğrul dizisiyle, Cumhurbaşkanını madara etmek kimin haddineydi?
Bir yıllık imalat enflasyonu yüzde 45,87, petrol ve doğalgaz son 12 ayda yüzde 181 arttı.
YanıtlaSilAra malı yüzde 54,89 artarken onu yüzde 45,87’yle imalat, yüzde 35,34’le madencilik ve taş ocakçılığı izledi.
Alt sektörler arasındaysa yıllık bazda en yüksek artış ham petrol ve doğalgazda görülüyor.
Yüzde 181,45’le zirvede yer alan ham petrol ve doğal gazı, yüzde 123,80’le kök ve rafine petrol ürünleri, yüzde 100,04’le ana metaller ve yüzde 54,82’yle kağıt ürünleri takip ediyor.
https://archive.is/Y7fFm
Doç.Dr.Aysel Gündoğdu; Yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur 👉 Yüksek tansiyon, yüksek şeker, yüksek kolesterol
YanıtlaSilYaşam şeklini değiştirmeden bu hastayı iyileştirmek mümkün değil!
https://archive.is/ySs7i