"Şecâat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler." Osmanlı Sadrazamı Koca Mehmed Ragıp Paşa
Erdoğan'ın desteklediği Esad muhalifi gruplardan birinin
lideri, Washington Post’a konuşmuş.
Demiş ki;
"Amerikan yönetimi yani Obama, Suriye konulu Cenevre
görüşmeleri yolunda gitsin diye, hem Türkiye'ye hem de Suudilere, muhaliflere
yaptığınız askeri yardımı sınırlandırın" demiş.
Kim demiş?
Obama demiş.
Üstelik haber Washington Post'ta yayınlanmış.
Allahallah, bu muhalif grup ne yapmak istiyor?
Erdoğan Uluslararası Soykırım yargılamasıyla karşı
karşıyayken, "Biz teröristlere
destek olmadık" diye ortalıkta açıklamalar yaparken, muhalifin
yaptığının anlamı ne ola ki?
Muhalif grup Amerikan yönetiminin yakında el değiştireceğini
biliyor ve ABD yeni yönetiminin Erdoğan'dan vazgeçeceği sinyalleri mi aldılar
ki, şimdiden Erdoğan hakkında uluslararası ceza mahkemelerine açık bilgi
sızdırıyorlar?
Hep söylüyorum, iç basın ve halkımız bir çok şeyin farkında
değil ancak, dış basın durmaksızın bilgi ve belge biriktiriyor.
Üstelik bu biriktirme işini de ortaklaşa ve alenen
yapıyorlar, gizli saklıları ise sanırım
daha korkunç olmalı.
Daha bir kaç saat evvel, Londra merkezli Suriye İnsan
Hakları Gözlemevi, Esad'ın birliklerinin Türkiye sınırına yaklaşık 20 kilometre
uzaklıktaki Tel Rıfat kasabasına ilerlediğini bildirmişler.
Bu arada K. Kore'de durmuyor, uzun menzilli füze fırlatıyor.
Yine bir kaç saat evvel BM Daimi Temsilcisi Rafael Ramirez, balistik füze
kullanmasının BMGK kararlarının açık
ihlali olduğunu söylemiş.
Bu işte bir terslik var.
Rusya ile Türkiye gerginliği, tahminime göre danışıklı dövüşten
öte bir anlamı kalmamış oluyor.
Rusya Türkiye ile iyi geçindiği sürece, ABD Suriye konusunda
müdahale sıkıntısı çekiyordu.
Nitekim bir çok faktörle beraber, Rusya ile yapılan nükleer
anlaşma bu konuda engel olarak durmaktaydı.
Bunu ortadan kaldırmak ve ABD'nin Türkiye'ye asker
konuşlandırmasının yolunu açmak için, Rusya ile aranın bozulması gerekiyordu
ki, hem iç hem dış muhalefet sessiz kalabilmeliydi.
Rus uçağını NATO düşürdü, Türkiye üstlendi iddiaları da bu
anlamda doğrulanır duruma geliyor.
Çünkü BM demek ABD demektir, o nedenle Erdoğan ABD'nin
talimatlarını harfiyen uygulamak durumunda kalmaktadır.
İçerde ayrı konuşması, ertesi gün kendini yalanlama durumuna
düşmesinin nedeni de budur.
Örneğin 20 Ocak 2016'da bölücü örgüt ve güdümündeki parti
asla muhatap alınmayacaktır deyip, 22 Ocak 2016'da Leyla Zana ile görüşmeyi
kabul ettim demesi kafa karışıklığı yaratmış, bir anlam verememiştik.
İşte bu tür veriler, Erdoğan'ın içerde konuştuklarını ertesi
gün, "dışarıdan gelen talimatlarla değiştirmesi" veya kendini yalanlamasının
nedeni olarak ortaya çıkmaktadır.
Yok dışarıdan bir talimatla değiştirmiyorsa, o vakit akılla
ilgili şüphelerde haklılık ortaya çıkmış demektir ki, bu durumda birinin ülkeyi
sürükleyeceği ortamı düşünmeye bile gerek yoktur.
Ben derim ki, iç basından takip etmekle kalmayın, bir de dış
basın ne diyor, ona bakın.
İşte size bakmanızı önereceğim bazı başlıklar.
08.02.2016
A. Dursun
U.S. envoy goes to Syria to press the fight against the
Islamic State
Russia's intervention in Syria 'has changed the slope' of
the war's most important battlefield
The Battle of Aleppo Is the Center of the Syrian Chessboard
The Latest: ‘Like a siege of Aleppo is about to begin’
Russia just helped the Assad regime accomplish 'in a few
days what it had failed to do over 3 years'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder