19 Mart 2016 Cumartesi

Adnan Saklı’dan Erdoğan ile ilgili şok açıklamalar!

Geçtiğimiz günlerde Adnan Saklı adında bir Türk, İtalya"da kaçırıldı.

İlhami YANGIN/8 Haziran 2010

Adnan Saklı için istenilen fidye 27 milyar Euro.

Bildiğiniz gibi İtalya mafyanın merkezi. Adnan Saklı"nın kaçırılması ve 27 milyar Euro gibi bir rakam istenmesi basit bir polisiye olay değil.

Kaçıranlar "her kimse"- Adnan Saklı'nın dünyanın en zengin adamı olarak bilinen Bill Gates'den daha zengin olduğunu biliyorlar.

Dünya basınında yazılanlara göre, Adnan Saklı sadece Bill Gates'den değil Rothschild ailesinden de zengin.

Dünyanın en zengin ailesi olan Rothschild ailesinden söz ediyorum. Bu ailenin serveti ne kadar biliyor musunuz: 3 trilyon dolar..

Adnan Saklı'nın serveti ise 5 trilyon dolar.

Bütün bunlar Avrupa'nın en büyük basın yayın organlarında yazılanlar.

1954 Fatih doğumlu, inşaatlarda amelelik yapmış birisinden bahsediyoruz.

Sık sık Türkiye'ye gelip giden birisi (!).

Adnan Saklı, meşhur Lehman Brothers yatırım bankasının iflasını açıklamasından sadece birkaç gün önce 500 milyon dolara yakın parasını çekmiş (sanırım bu konularda derin istihbarat bilgilerine sahip olduğu anlaşılmıştır).

ABD başkanlığı yapmış iki üyesi olan Bush ailesi,  dünyanın en büyük yatırım bankalarından J.P. Morgan,  Rothschild ailesi ve diğer Amerikalı milyarderleri Adnan Saklı aracılığıyla paralarını karanlık, kirli işlerde kullanmış.

Bu sermaye babalarının bir tarafı silah ve uyuşturucuya, borsa spekülasyonları, derin operasyonlara uzanan ilişkiler ağının ortasında Adnan Saklı"nın adı geçiyor..

İtalyan Il Messaggero"nun haberine göre Adnan Saklı, Bush Ailesi'nin de mali işleri için kullandığı paravan bir kişi.

Adnan Saklı'nın dünyanın en büyük yatırım bankalarından J.P. Morgan'ın iş ortaklığı da yapan Conversion Solutions Holdings Corporation isimli finans kuruluşunda hissesi var.

ABD pasaportuna sahip olan Adnan Saklı, New York'ta yaşıyor.

Fakat sık sık Türkiye'ye gelip gidiyor.

CİA, MOSSAD, FBI, Ruslar, MİT bu adamdan habersiz (!).

Bizim basın zaten bihaber.

Olay böylece kapandı gitti".

Şimdi yukarıda saydığımız Rothschild, J. P. Morgan, Bush, Rockefeller ve bunlara yakın bazı ailelerinin geçmişte ortak yaptıkları işlere bakalım.

1915'te New York'ta American International Corporation- AIC (American Uluslararası Şirketi) kuruldu. Şirketin asıl hedefi, önceden Jacob Schiff ve diğer bankerlerce desteklenen Bolşeviklere finansal yardım sağlamaktı. Bu yeni firma J.P. Morgan, Rockefellerlar ve National City Bank tarafından kurulmuştu. Yönetim Kurulu Başkanı National City'nin eski Başkanı olan Frank Vanderlip'ti. Kendisi 1910'da Federal Rezerve Kanunu'nu yazan grubun da üyesiydi.

Yöneticileri; Pierre Du Pont, Kuhn & Loeb & Co.'den Otto Kahn, George Herbert Walker (1988-1992 yıllarında A.B.D. Başkanı olan George Herbert Walker Bush'un babası, 2000-2008 yılları arasında görev yapan A.B.D Başkanı George Bush'un büyük babası); N.Y. Federal Rezerve Bankası Başkanı William Woodward; Loeb Union Pacific Demiryolları'ndan Robert S. Lovett; Perey Rockefeller, John D. Ryem, A. Stillman, A.P. Wiggin ve Beekman Winthroop'tu.

Hiç kimse bu büyük bankacıların ant,-kapitalist bir komünist ihtilali finanse edeceğini tahmin edemezdi. Ama aynen öyle oldu, bu aileler Sovyet devrimini desteklediler.

ABD'nin bankacılık sistemini, Federal Reserve'in (Özerk Merkez Bankası) başkanlığını yapan Paul Warburg yönetiyordu.

Savaş Endüstrisi Kurulu'nun (War Industries Board) başındaki Bernard Baruch, Amerikan endüstrisini yönlendiriyordu. Eugene Mayer, Savaş Finans Kurumu'nun (War Finance Corp.) başkanıydı. Kuhn-Loeb şirketinin ortağı Sir Williams Wiseman, İngiliz ve Amerikalılar'ın istihbarat bağlantılarını kuruyordu. Kuhn-Loeb'in diğer ortağı Lewis L. Straus, Amerikan gıda sanayisini elinde tutuyordu. Bu arada Paul Warburg'un kardeşi olan Max Warburg, Alman casusluk sisteminin başındaydı. Warburglar'ın bir diğer kardeşi, Stokckholm'de Alman ticarî ataşeliği yapıyordu. Jacob Schiff'in Almanya'daki iki kardeşi de Alman ordusunu finanse ediyordu. Bu aslında klasik bir "Kontrollü karmaşa" örneğiydi.

Rothschild'lar, perde arkasında iki tarafı da manipüle ediyorlardı.

Bu yazdıklarım Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesi yaşananlar. Aynı kişiler, daha sonra ABD başkanı seçilecek olan Woodrow Wilson'un seçim kampanyasını da finanse ettiler. Wilson, Paris Barış Konferansı'nda: "ABD'de Bolşevizm'e yakın kişiler vardır, çünkü bu rejimle istedikleri birey modelini oluşturmak için bir fırsat doğmuştur" diyordu.

Wilson'un bahsettiği bu kişiler Morganlar ve Rockefellerlar'dı.

27 Mart 1917'de New York Limanı'ndan SS: Christina adlı gemiyle ayrılan Troçki'nin cebindeki Kanada pasaportu Amerikalı ünlü sanayici Armand Hammer tarafından ayarlanmıştı.

ABD'ye göç eden Rusların sorunları için New York'ta açılan büronun başında Hammer'in yakın dostu Ludwig Martens bulunuyordu, finansman işleri de Hammer'e aittir. Finansman sıkıntısını gidermek amacıyla ABD'ye gelen, daha sonra Kızıl Ordu'nun başına geçen Troçki'yi karşılayan, ağırlayan Hammer'di.

Rus Devrimi'ndeki en önemli Yahudilerden biri olan Troçki (gerçek adı Lev Davidovitch Bronstein Bolşevik Partisi'ndeki kod adı Troçki)'nin yanında 20 milyon Ruble gibi gerçek bir servet ve New York'ta eğittiği küçük bir muharip birlik vardı. Troçki, bu parayı ünlü Yahudi banker Jacob Schiff'den almıştı (Bu önemli yatırımla ilgili 3 Şubat 1949 tarihli New York Journal American gazetesinde şöyle bir haber çıkmıştı: "Bugün Jacob'un torunu John Shiff, Bolşeviklerin kesin zaferini getiren yatırımı yapan dedesinin kıymetini biliyor.")

Aynı dönemde İsviçre'den Moskova"ya giden bir trende Lenin kod adlı devrimci Vladimir İlyiç Ulyanov bulunmaktaydı.

Onun o vagona binmesini sağlayan Alman Gizli Servisi Şefi Max Warburg, Parvus kod adlı Alexander Helphand aracılığıyla Lenin ve arkadaşlarına altı milyon Dolar değerinde altın iletmişti. Altınlar, güçlü Amerikan mali çevrelerinden, Federal Reserve Board'dan geliyordu. Bu banker grubunun müdür yardımcısı Paul Warburg ile Alman Gizli Servisi Şefi Max Warburg kardeştiler.

Alman Gizli Servisi Şefi Max Warburg aynı zamanda New York'lu ünlü Yahudi Banker Schiff'in damadıydı.

Lenin imajına zarar vermemek için bu parayı direkt almadı. Parvus burada da rol aldı, aracı şahıs rolü üstlenerek paranın akışını yönlendirdi. Parvus'un bu işlerden de büyük para kazandığı biliniyor (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"nun "Türkiye'nin Kültür Mozaiği" içerisinde gösterdiği Parvus Efendi).

Lenin ünlü mühürlü vagon içerisinde yola çıkarılınca, Stalin bu ikiliye katılmak üzere Sibirya'dan harekete geçti.

Rus İhtilali"nin gerçekleştirilebilmesi için dev boyutlarda para harcandı. Küçük bir grubun koca bir devleti ele geçirebilmesi şüphesiz büyük ölçüde maddi güce dayalıydı. Rus devriminin maddi desteğini sağlayanlar dünya çapında faal büyük Yahudi bankerlerdi. Bunların başında ihtilalde en az Lenin kadar rolü olduğu söylenen Jacob Schiff geliyordu.

Jacob Schiff, devrime verdiği parasal destekle Çarlık rejiminin devrilmesinde en büyük payın sahibi olmakla övünüyordu.

İhtilalin finansörlerinin sayısı oldukça kabarıktır. Bunların hepsi de uluslararası Yahudi bankerlerdi: "Yahudi Schiff'in Bolşevik İhtilali'ndeki rolü, müttefik haber alma servislerince iyi bilinmektedir. Bu noktadan hareketle Bolşevizmin bir Yahudi hareketi olduğunu söyleyenler vardır... Daha sonraları ortaya çıkarılan belgelerle, ihtilalin daha başka uluslararası bankerler yanında, Schiff, Warburg ailesi, Rockefellerlar ve Morganların desteğiyle gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.

Tamamı...
antigazete.com



Dünya onun peşinde… 

Evet, JÖNTÜRK, dünyanın en zengini olduğu iddia edilen Adnan Saklı’yı Belçika’da buldu ve dengeleri sarsacak bir röportaja imza attı.

28/06/2013

Kategori: RÖPORTAJ


Türkiye onun adını  ilk olarak Mayıs 2010 tarihinde İtalya’da 27 milyar Euro’luk hisse senedi için kaçırıldığında duydu. İtalyan basınında çıkan haberlerde Saklı’nın 100 milyar Euro’luk hisse senedine sahip olduğu belirtiliyor ve bu rakam onu “dünyanın en zengini” yapıyordu.

Gerçi Adnan Saklı, ABD finans çevrelerinde bilinen bir isimdi. Hakkında borsada spekülasyon yaptığından Bush ailesinin kasası ve  hatta ve hatta dünyada merkez bankalarını bir çatı altında toplayan Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) sahibi olduğuna ilişkin çok şey yazılıp çizilmişti.

İtalya’daki kaçırılma olayının ardından dünyanın önde gelen medya kuruluşları bu esrarengiz Türk ile konuşmak için büyük bir yarışa girdiler. Fakat heyhat hiçbirisi bu konuda başaralı olamadı.

…Ve Adnan Saklı’yı JÖNTÜRK buldu ve aşağıdaki röportajı gerçekleştirdi.

Jöntürk: Kimdir Adnan Saklı?

Adnan Saklı: Ben Türk asıllı Amerikalıyım. 1954 doğumluyum. 8 Yaşında ailemle birlikte Bilecik’ten ABD’ye geldim. Babam, bu ülkedeki Türk Derneklerinden Kırım Türkleri Derneğinin kurucusudur. Ailemin kökeni Kırım’a dayanıyor.  BMCC’ye (Borough of Manhattan Community College)  iki yıl devam ettim.

Jöntürk:  Finans işine nasıl başladınız?

Adnan Saklı: Bu konuda kendi kendi yetiştirdim ve sürekli çalıştım. İlk işim Hong Kong Havaalanının yapımı için gerekli fonun sağlanmasıydı ve bunu başardım.  Uluslararası düzeyde ülkelerin hazineleri, borsalar, ticaret ve perakende konularında boşlukları görüp değerlendirdim. Bir süre sonra uluslararası düzeyde fon oluşturmaya başladım. Ve gördüm ki, bu konuda çok büyük bir boşluk var ve ben olmasam sistem yürümeyecek gibi düşünmeye başladım.

Jöntürk: Peki bir lisansınız falan var mı finans faaliyetlerinde bulunmak için?

Adnan Saklı: Hayır yok. Lisansa hiçbir zaman ihtiyaç duymadım. Gerekli değil faaliyetlerimi gerçekleştirmek için. Lisans vb. işler, çaylaklar için…

Jöntürk:  Gerçekten “dünyanın en zengin adamı”  mısınız?

Adnan Saklı: Hem evet hem hayır.  Bakın ben yıllardır çok çeşitli sektörlerinde günde 16 saatten az olmamak üzere mesai harcadım. Değer olarak bakıldığında bugüne kadar edindiklerim beni dünyanın en zengini yapar, ancak bunu lineer olarak değerlendirmeye kalkarsanız o zaman hayır şıkkı geçerli olur.

Jöntürk: Peki bu servetin oluşumunda şu Merkez Bankalarının bağlı olduğu Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) bir katkısı var mı? Ayrıca, hep söyleniyor sahibi olduğunuz da bunu kanıtlayacak bir belge var mı?

Adnan Saklı: Bakın 1987 yılında Uluslararası Bankacılık sistemi çöktüğünde BIS ile ilgili attığım bir adım var bu beni BIS’in sahibi yapıyor. Evet belge var tabii ki, ancak ben bunu ortaya çıkarıp da işleyen bir sistemin çökmesini ve daha fazla üzerime gelinmesini istemiyorum. BİS yerinde duruyor ve faaliyetlerine devam ediyor. Sonuç olarak yapılan her işlem de benim için artı bir değer oluyor.

Jöntürk: ABD başta olmak üzere birçok ülkede borsada manipülasyon yaptığınız, Bush ailesinin kasası olduğunuz ve de ABD’ye girmenizin yasak olduğu yazılıp çizildi…

Adnan Saklı: Bunların hepsi kuyruklu yalan. Benim hakkımda ABD’de açılmış hiçbir dava yok. İstediğim zaman ABD’ye gidiyorum. Bush ailesi ve diğer konularda hakkımdakiler tamamen iftiradır. Benim bana isnat edilen o iftiralarda adları geçenlerle mahkemelik olduğumu kolayca bulabilirsiniz

Jöntürk: Mesela…

Adnan Saklı: Örneğin 2012 yılında Miami’de aralarında İngiltere Kraliçesi,  George Soros, Henry Kissenger, David Rockefeller, Vatikan bazı Avrupa ülkelerinin başbakanları, hükümetleri ve ulusal ve uluslararası düzeyde bankaların bulunduğu bir yapılanma için açtığım dava var. Yıllardır benimle uğraşıyorlar. Bana olan borçlarını ödemelerini istiyorum…

Jöntürk: Saydıklarınız (NOT: Dava dosyasını gördük) dünyayı yöneten ve çoklarının İlluminati dediği yapılanma…

Adnan Saklı: Evet… Fakat şunu söylemeliyim. Rockefeller, Rotschild ve diğerleri öyle sanıldığı gibi güçlü değiller artık. Çok büyük para kaybettiler. Bunu yeniden toparlamaya çalışıyorlar ve her yere, ben dahil saldırıyorlar. Başaramayacaklar. Çünkü yılanın başı ezildi şimdi oynayan kuyruğunu yok etmeye çalışıyoruz…

Jöntürk: “Siz” diye konuştunuz…

Adnan Saklı: Evet dünyada artık yeni bir yapılanma baş gösteriyor. Her şeyiyle güçlü bir yapılanma. sizin İlluminati dediğiniz o yapılanma güçsüz artık. Suç şebekelerinin yönetmediği, uyuşturucudan para kazanılmadığı, kaynakların her insan için verimli kullanıldığı bir dünya için bu yeni yapılanma ortaya çıktı ve de önünü kesecek hiçbir güç bulunmuyor artık. Dünyayı bu suç şebekelerinin elinden kurtaracağız. Çok az kaldı…

Jöntürk: Türkiye bu savaşın ortasında nerede?

Adnan Saklı: Türkiye’de iyi şeyler olacak. bunun için öncelikle Erdoğan ve ekibinin işbaşından gitmesi gerekiyor..

Jöntürk: Neden gitsinler, seçimle geldiler, seçimle gidecekler..

Adnan Saklı: Orası muhakkak… Bakın ben Erdoğan’a ilk seçildiğinden 6 ay sonra külliyetli miktarda bir para yardımı yaptım. Bu bir tür krediydi ve bana bunu kullanmayacağını söyledi, ancak sonra kullandı. O dönem bana bakanlık bile teklif etti. Ben paranın izini sürdüğümde,  yanlış işlerde kullanıldığını tespit ettim. Paranın bana dönüşü olmadı, ancak sağ cebimden çıkan o miktar sol cebime bir şekilde geri döndü. Erdoğan ve ekibi, Avrupa ve baz uluslararası bankalar üzerinden Türkiye ekonomisi için tuzaklarla dolu oyunlar oynuyorlar. Büyük bir hareketlilik var. ancak bu finansal faaliyetler hep Türk insanına yansıyacak. Çünkü tamamen borç üzerine dönen bir oyun. Bedeli de ödenecek gibi değil.

Jöntürk: Ne kadar para vermiştiniz?

Adnan Saklı: Orasını söylemeyeyim..

Jöntürk: Bir ara varlık barışı kapsamında çok sıfırlı rakamlardan oluşan servetini Türkiye’ye getirecek Türk olarak sizin adınız geçti..

Adnan Saklı: Hayır benim böyle bir düşüncel olmadı. Türkiye’de iktidara güvenmiyorum ki servetimi getireyim…

Jöntürk: Şu İtalya Rimini’deki kaçırılmanız…

Adnan Saklı: İspanya’da yaptığım bir operasyonun sonucuydu o. Beni kaçıranlar büyük bir hisse senedi operasyonu yapmak istiyorlardı ve beni kaçırarak bunu gerçekleştirmeye çalıştılar. Sonuçta öyle bahsedildiği gibi 27 milyar Euro fidye falan verilmeden İtalya polisi tarafından kurtarıldım. 
jöntürk



 The War On Waste


By Aleen Sirgany CBS January 29, 2002, 11:18 AM

On Sept. 10, Secretary of Defense Donald Rumsfeld declared war. Not on foreign terrorists, "the adversary's closer to home. It's the Pentagon bureaucracy," he said.

He said money wasted by the military poses a serious threat.

"In fact, it could be said it's a matter of life and death," he said.

Rumsfeld promised change but the next day – Sept. 11-- the world changed and in the rush to fund the war on terrorism, the war on waste seems to have been forgotten.

 cbsnews.com




Prime Directive by Adnan Saklı & 8217


 14 Şubat 2013

Bank of International Settlements (BIS) bankasının kayıtlı yasal sahibi olarak ben Adnan SAKLI, yasadışı ticaret operasyonlarının tamamen iptal edilmesini ve ayrıca her türlü şekil ve formdaki diğer ticari eylemlerin durdurulmasını emrediyorum. 


Tüm kurların hali hazırdaki illegal yükümlülüklerinin yerine getirilmesi de zorunludur. An itibarıyla, tüm para birimlerinin karşılığı olmadığından, tüm ulusların ve paralarının rapor edilebilir ve onaylanabilir hale getirilmeleri zorunludur. 



Bütün Avrupa, Amerika, Asya, Orta ve Güney Amerika borçlarının tamamı hesaplanmalı ve bütün meblağlar tamamen ödenmelidir. 


Bütün yönetici sistem kuruluşları, yaptıkları kriminal ve illegal operasyonlar hakkında hesap verecektir. Arap milletleri de, kendi borçlarıyla ilgili olarak ödeme güvenilirliklerini ortaya koyacaklar ve ayrıca para aklama operasyonlarını tamamen sonlandıracaklardır. 


Tüm “Hedge” bonoları kendi pozisyonlarını ortaya koymak, çözülemeyen sabit fonları likit fonlara çevirerek ödeyebilirliklerini ispatlamak zorundadır. 


Tüm kontrol edilebilen tazminatlarla ilgili mahkeme kararlarının likit ve yasal operasyonlar ile onaylanmış sahiplik belgesi olacaktır (yapılacak ödemenin geçerli ve legal olduklarını ispatlanmış).


Tüm uluslar arası şirket bazlı ödemeler onaylanmış olmalı ve ayrıca vergi iadeleri 8217 ve 8216 kapsamında yasal sahiplerinin eline geçtiğinde geçerli olabilmeli. Şu an, hiçbir vergi geri ödemesi yapılmamış olup, Adnan SAKLI ve 8217 ‘ye ait özel fonların hangi şahıslar tarafından toplandığı da bildirilmemiştir. Bu kişi veya kişiler suçlanacak ve hırsızlık ve uluslar arası dolandırıcılık suçlarından hüküm giyeceklerdir. 


Birleşmiş Milletler’in tüm pozisyonları rapor edilecektir.


Tüm hesap ve hareketlerin banka avukatı tarafından onaylanmış ve ıslak imzalı olması zorunludur. 


“Panther Continental” dolandırıcılıkta bulunmuştur ve bu yüzden uluslar arası temsil yetkileri yoktur. 


NATO otoriteleri tarafından yapılan tüm operasyonlar iptal edilmiştir. 


Belirtilen sorumluluklar tamamen yerine getirilinceye dek, tüm US Doları, Euro ve Sterlin para birimleri geçersizdir. Yönetim Sistemleri de sorumluluklar yerine getirilinceye dek kapatılmıştır.



 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder