12 Mart 2016 Cumartesi

AKP ve Koç, Irak Petrolünün rantını paylaşıyor. Biz keriz oldukça, daha çooook...

Meydan Yazarı Oğuz Karamuk, AKP ile KOÇ HOLDİNG arasındaki kirli ilişkiyi deşifre etmiş.

Karamuk'un yazısında, Kuzey Irak petrolü hakkındaki yazısına  TÜİK'in verdiği yanıtı paylaşmış.

TÜİK'in yanıtıyla, Kürdistan (Kuzey Irak) petrolünün üzerinde dönen dolaplar, petrolünün Türkiye'de ki satışında yaşanan şok edici bilgileri ortaya çıkartmış.

Demek ki diyorum, Putin'in söyledikleri ve IŞİD teröristinin "elimde belgeler var" diye tehdit ettiği masal değilmiş.

Bir de Mustafa Koç'un tabutu üzerine konan, vıcık vıcık Osmanlıcılık kokan örtünün sırrı ortaya çıkıyor.

Tabi, cenazeden hemen sonra Koç'un KaçAK Saray'daki kabulünde neler döndüğü, konuşulduğu, salt taziyeden ibaret olmadığı da artık su yüzüne çıkıyor.

Üstelik, "bana  taziyede bulun" diye başka birinin mekanına giden cenaze sahibi ilk kez görülmüştü, neden acaba diye düşünüp duruyordum.

Meğer her şeyin bir bedeli olduğu şimdilerde ortaya çıkıyor.

Ne diyelim, biz keriz olduktan sonra, sırtımızdan geçinmeyenlere enayi denmesi normaldir.



Bunların hepsi alnı secdeli, kıblesi aynı olan insanlar.



Ne de olsa Dârü'l-harb devam ediyor, yiyin dostlar yiyin.



 Ne diyordu Rıza Tevfik

Sonra cinsi bozuk,ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!


13.3.2016

A. Dursun
 




Uluslararası alanda Türkiye’nin başını ağrıtan Kuzey Irak’tan petrol alımı konusunda skandal büyüyor. TÜİK, alınan petrole ne kadar para ödendiğinin gizlendiğini kabul etti.

Bununla da yetinmeyerek, Irak’tan yapılan petrol alımlarına ilişkin tüm verileri 2002’ye kadar gizlediğini açıkladı.


Geçen ay “O petrolün parasını kim yiyor?” diye bir yazı yazdık. Ve dedik ki, “Kuzey Irak’ta petrol fiyatı üçte bir daha ucuz. Türkiye, petrolünün yarısını oradan alıyor. Ancak Kuzey Irak’tan alınan petrol ucuz olmasına rağmen petrol Türkiye’de dünya fiyatında satılıyor. Tüketici deposunu dünya fiyatlarına göre benzin ve motorinle dolduruyor. Bunun için gerekli tüm izinleri de Hükümet veriyor. Ortada bugünün fiyatlarına göre yıllık en az 1.3 milyar dolar söz konusu ve bu para kimin cebine gidiyor belli değil. Üstelik bu devletin resmi kuruluşu Türkiye İstatistik Kurumu da Irak’tan yapılan bu ithalatı gizleyerek vurgunun boyutlarını görmemizi engelliyor.”

TÜİK'TEN SKANDAL AÇIKLAMA

Bu yazının üzerine önceki gün TÜİK’ten posta yoluyla bir açıklama aldık. Açıklamada yazılanlar tuhaflığın beyanından öte bir skandala varır nitelikte.

Kuzey Irak’tan petrol ithalatına ödenen paranın neden gizlendiği konusunda diyor ki TÜİK, “Girişimci 2011 yılında istedi. O yüzden biz de gizledik”. Girişimci dediği kim? Tüpraş, yani Koç Grubu.

Açıklamadaki tuhaflıklar bununla da bitmiyor. Mealen şöyle devam ediyor: “Ve yetinmeyip 2002 yılına kadar olan verileri de halktan saklamaya başladık. Yani sildik. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere verilerin saklanması, üstünün kapatılması gibi bir durum söz konusu değil.”

Böyle bir açıklama daha önce ne gördüm ne de duydum. TÜİK hem verilerin üzerinin örtüldüğünü, saklandığını beyan edip hem de üzerini biz örtmüyoruz diyor.

Biraz Bilal Erdoğan’ın IŞİD petrolünü alıp sattığı iddialarına karşı “Türkiye’de petrolü kimin aldığı belli, ona sorun” diyerek, Koç Grubu’nu işaret etmesine benzer bir durumla karşı karşıyayız anlayacağınız.

VERİLER GİZLENİYOR

Bu aşamada TÜİK’e birkaç soru sormak gerekiyor sanırım.

1) Tüpraş ithalat rakamlarının gizlenmesini isteyebilir. Nihayetinde özel şirket ucuza alır, müşterisine pahalıya satar. Peki devletin görevi nedir? Yani TÜİK’in de içinde bulunduğu yapının. Halkının daha uygun fiyatla petrol kullanması mı yoksa gizli kapaklı şekilde Koç Grubu’nun daha çok para kazanmasını sağlamak mı?

2) Koç Grubu 2011’de başvuru yapıp Irak’tan alınan petrole ödenen parayı gizlemek istese bile verileri niye 2002 yılına, yani AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar silmeye gerek duydunuz? Saklanacak bir şey mi var?

AKP-KOÇ-PETROL ÜÇGENİ

Bir başka soru da AKP iktidarına sorulmalı.

Siz değil misiniz ki her fırsatta Koç Grubu’nu iktidarınızı devirmeye çalışmakla suçlayan, Gezi’de darbe yapıp hükümeti alaşağı etmekle itham eden? O zaman Koç Grubu’na neden böyle bir iyilik yapmakla kendinizi yükümlü hissettiniz?

Üstelik bunda iktidarınızın görünen hiçbir çıkarı yokken. Yani Irak’tan ucuza alınan petrol halkınıza ucuza satılsa, vatandaşlarınız, seçmeniniz bundan fayda görüp size daha fazla oy verse anlaşılabilir. Ama böyle bir durum da yok. Böyle bir faydanız olmadığı gibi, uluslararası alanda da petrol kaçakçılığıyla suçlanıyorsunuz.

Hayatın olağan akışına bir bakın. Çıkarı olmadan, cebi dolmadan kim kime böyle bu kadar iyilik yapıyor. Koç Grubu’nu meydanlarda yuhalatan iktidar bir yandan Irak’tan ucuz petrol alıp Türkiye’de pahalıya satmasına izin veriyor, bir yandan da kimsenin bundan haberi olmasın diye devletin resmi verilerini gizliyor.

Kusura bakmayın ama bunlar gerçeklere uymuyor.

Özetle AKP-Koç ve Kuzey Irak petrolü üçgeninde enteresan ilişkiler dönüyor. Öyle ki, insan ‘kimin eli kimin cebinde’ diye düşünmeden edemiyor. Tabii Kuzey Irak’tan alınan o petrolün parasının kimin cebine gittiği sorusu hâlâ ortada duruyor. Öyle ki, cevabı bilindiği halde söylenemiyor.
meydangazetesi
 

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin.
Tevfik Fikret



Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! Dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
"Bizdeki kayda göre, şimdi o meb'us!" dediler...

 Neyzen Tevfik (Kolaylı)

Gençler için not: Bugün milletvekili diyoruz, o yıllarda meb'usdenir di.






Acele edin ve defolup gidin.

Oturumunuzu sonlandırmaya geldim.

Meclisi yaptığınız her icraat ile kirletmenize ve şerefsizleştirmenize artık kalıcı bir son vermeye geldim. 

 
Siz ki fitneci, fesatçı, meclis üyeleri, siz ki iyi bir hükümet olmak dışındaki her şeysiniz!

Kiralık sefil yaratıklar, zavallılar, ülkenizi en küçük şahsi çıkar adına satılığa çıkaranlar, birkaç kuruş için Tanrı'ya ihanet edenler, içinizde bir parça da olsun erdem kalmadı mı?

Bir parça vicdan da mı yok? 

Atım kadar bile dindar değilsiniz!

Altın sizin yeni Tanrınız olmuş!

Satılığa çıkarmadığınız bir değer bile kalmadı.

Ulusunuz adına iyi bir şey düşünemez misiniz?

Sizi çıkarcı sürüsü, bulunduğunuz bu kutsal meclisi, varlığınızla kirletiyorsunuz!

Tanrının kutsadığı bu meclisi, ahlak yoksunu davranışlarınızla hırsızların ini haline çevirdiniz!

Halkın size verdiği yetkiyi kötüye kullandınız.

Halkın umutsuz dertlerine çare olmalıydınız, kendiniz halka en büyük dert kaynağı oldunuz!

Ama ülkeniz beni asırlardan beri temizlenmemiş bu ahırı temizlemeye çağırdı!

Bu gücü de bana Tanrı verdi. 

Bu şeytan ocağını yönetmeye geldim.

Vay halinize! 

Şimdi derhal defolun!

Acele edin rüşvetin köleleri!

Acele edin, gidin!

Süslü saltanat eşyalarınızı alın ve defolup gidin!




AKP ve Koç, Irak Petrolünün rantını paylaşıyor. Biz keriz oldukça, daha çooook...

Laikçi darbecilerin kahrolduğu şey-İhsan Yılmaz


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder