19 Mart 2016 Cumartesi

Facebook kime çalışıyor? İstiklal Caddesi’nde patlama 5 ölü, 36 yaralı.





Sosyal medya yasaklı ama, İstiklal Caddesi’nde patlama 5 ölü, 36 yaralı.

Türkiye'de ne zaman bir bomba patlatılsa, YouTube, facebook, twitter kendini kapatıyor.

İyi de neden kapatıyor, neye, kime hizmet etmekteler?

İşte bu soru, detaylı irdelenmesi gereken bir konudur.

Örneğin konuyu bir resim eşliğinde paylaşan twitter kullanıcısı, paylaşımından hemen sonra sayfaya bir daha ulaşılamadığı için, ne detaylar yazıldı, yazıp yazılmadığı, kimlerin bu mesajın altında hangi paylaşımlarda bulunduğunu göremiyorsunuz.

YouTube ve facebook için de durum aynısı.

Öyleyse soralım, neden sosyal medyayı kapatıyorsunuz, amaç nedir, bunlara kim ya da kimler karar vermektedir?

Neden sadece Türkiye'den girişler engellenmektedir de, başka ülkelerden giriş serbesttir?

Aklıma bir çok soru geliyor, şeytanın avukatlığını yapacak değilim ancak bu soruların yanıtlarını, ilgili kurum yetkilileri vermelidir?

Diyelim ki, patlama haberi verildi.

Patlamayla ilgili bir veya bir kaç isim belirlendi var sayalım.

Bu kişilerin mutlaka sosyal medyada hesapları var, arkadaş oldukları, özel olarak yazıştıkları vardır.

Bunlar kimlerle bağlantılı, kimlerle nasıl mesaj paylaştılar, hangi şifreli mesajlar kullandılar, bağlantıları nedir gibi araştırmalar bir bakıma engellenmiştir.

Neden engelleme yapılmaktadır, bu karatmanın arkasında hangi hesaplar vardır?

YouTube, facebook, twitter karartma yaptıkları anlarda, acaba isim belirlenen kişilerin hesaplarını siliyorlar ya da bağlantıları yakalanmasın diye karartma mı yapıyorlar?

YouTube, facebook, twitter kimlere çalışmakta, kimlerle ortaklık kurmaktadırlar?

Kişisel bilgileriniz yeterli değildir, sahte isim kullanıp kullanmadığınızı belirleyemiyoruz, arkadaşlarınızla gerçek isminizle ilişki kurun diye, bizlerin hesaplarını engelleyenler, teröristlere gelince neden karatma yapmaktadırlar?


İşin en garip kısmı ise, ön belleğe bile erişim kısılanmış durumdadır ki, bu akıllara her ihtimali getirmektedir.



YouTube, facebook, twitter gibi medya sahipleri, hangi ülke çıkarlarına ya da hangi terörist eylemlerine destek olmaktadırlar ki, halkın haber alma hakkını engellemektedirler?

Hangi ülke kanunları, halkın haber alama hakkını, keyfiyete dayalı sınırlama hakkı vermektedirler?

Hangi mahkeme kararı vardır ki, sosyal medyayı yavaşlatma yetkisini kendilerinde bulmaktadırlar?

Herkes şunu iyi bilmeli ki, istihbarat örgütlerinin bilmediği hiç bir faaliyet yoktur.

Öyleyse hangi istihbarat örgütüne hizmet etmekteler ki, sosyal medyayı karatma faaliyetinin içine girmişlerdir.

Hangi bilgi ve belgeleri temizlemekle görevlendirilmiş ve bu görevi onlara verenler hangi ülkenin istihbaratıdır?

Malumunuz, Türkiye yabancı istihbarat elemanlarının cirit attığı bir ülke konumundadır.

Daha 3 gün evvel, İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Chris Stephenson, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" üyelerine verdiği destek nedeniyle, İstanbul Adalet Sarayı'nda PKK'nın propagandasını yaptığı iddiasıyla gözaltına alınarak sınır dışı edilmişti.

Y-CHP'nin bekçisi konumundaki şahıs ise, buna destekçi olduğunu açıklıyordu.

Şşahsen Chris Stephenson'a her hangi bir suçlamayı ben yöneltmiyor ve tarafı da olmuyorum ancak madem ülkede kör, topal bir hukuk var, hukuka uyulmalıydı ve hukuk bu gün yine Chris Stephenson'ın yasağını kaldırmıştır.

Chris Stephenson, yasağın kalkması kararından hemen sonra BBC'ye verdiği demeçte, "barış talebi o kadar doğal bir şeydi ki" diyor.

Elbet ki barış talep etmek kadar doğal ne olabilir, buna kim itiraz edebilir.

Lakin barış talep edenlerin, bir devletten talep ediyor olması demek, karşısındaki talep sahiplerinin de bir devlet olduğunu öncelikle kabul ettirmeye yönelik olması unutulmamalıdır.

Bu vesileyle aslında bunlara sebep olanların yargılanması gerektiğini de biliyoruz.

Örneğin OSLO'da, terör örgütünü karşısına alıp, terörist değil de sanki bir devletle pazarlık yapıyor konumuna getirenler ilk suçlulardır.

Tüm bu gerçekler ortada dururken, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" oluşturmak da, o deklarasyona imza atmakta suç olamaz.

Eğer suç varsa, terör örgütünü sanki devletleştirme çabası içine girmiş gibi davranarak, İngiltere garantörlüğünde masaya oturanlardır.

İşin özeti şudur.

Bu ülkenin başında dönen dolapları hemen her vatandaş bilmektedir, bu nedenle başka ülkelerin istihbarat örgütlerine hizmet etmek gibi işlev gören, eğer varsa, isimleri belliyse, o teröristlerin paydaşlarıyla neler yazıştığı hakkında karatma yapar gibi görüntü veren sosyal medya Türkiye'de faaliyette bulunamamalıdır.

Unutulmasın ki, arkasında istihbarat örgütleri olmayan hiç bir terörist ve terör örgütleri yaşama şansı bulamaz.

İstihbarat örgütlerinin, terörist beslemekle görevli olduğu bu dönemde, bu tür faaliyetler içine girercesine davranan sosyal medya, Türkiye'den tamamen yasaklanmalı, ülkede hiç bir faaliyetlerine izin verilmemelidir.

Ya da, bu tür girişimlere bir daha başvurmayacağını açıkça ilan etmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde faaliyet gösterecek, para kazanacaksanız, bu ülke insanına da, yaslarına da saygılı olmayı öğreneceksiniz.

Türk halkı, sizin koyun sürünüz değildir.
Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edebilen bir halktır.

Her ne kadar AKP ve Erdoğan'a destek veriyor görünse dahi, onlardan da tüm bunların hesabını soracak güç ve azimdedirler.

Kimsenin, Türk halkına yön vermeye, akıl vermeye kalkışamayacağını eğer devlet yetkilileri anlatamazlarsa, umarım inanıyorum ki Türk halkı anlatacaktır.

Ey YouTube, facebook, twitter, kirli emellerinize işaret eden bu tür karatmalarla, Türk halkına ne ahlak ne de ders verecek konumda değilsiniz, çekin elinizi bu kirli oyundan.

19.3 .2016

A. Dursun


Facebook bir CIA girişimidir.
Julian Assange, Facebook CIA için çalışıyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder