6 Mart 2016 Pazar

Tayyip Erdoğan'ın Gana ziyaretinin, Babek Zencani ile ilgisi var mı?

Malumunuz Zencani'ye idam cezası verilmiş.


Ben de merak edip duruyordum, Sayın Erdoğan, İran, Gana, Gine ziyaretlerini neden yapıyor, neden Gana'ya metrobüs bağışlıyor, neyin diyetti acaba diye sorup duruyordum.

Nihayet bazı ip uçlarını kendimce değerlendirmeye başladım.

İyi de Gana ile ne ilgisi var diyeceksiniz, elbet kendinizce haklı da olacaksınız.

Bakalım öyleyse...

Babek Zencani duruşmasında, "Gana'dan uçakla İstanbul'a 1.5 ton altın getirdim,  altınların sahte çıktı" demişti.

Takip edenler az çok bunu biliyor ancak gündem o denli hızlı gelişiyor, değişiyor ki, unutup gidiyoruz.

Nihayetinde idam cezası alan Babek, Rıza Sarraf'ın (Reza Zarrab/Royal Holding’in sahibi) suç ortağı.

Zarrab için "Hayır sever iş adamı" diyen Tayyip Erdoğan.

Erdoğan nedense İnteropl'ün arananlar listesinde olan veya dünyanın terörist diye aradığı isimleri hep "hayır sever" ya da "kendisine kefilim" diye arkasında durmuştur.

Anımsayacağınız üzere Yasin El Kadı için de kefilim diyordu.

Zaman gazetesi pazar ekinde konuyla ilgili bir yazı vardı ancak gazete yazıyı kaldırmış.


Nedense Zarrab'ın ortağı, "şirketleri aracılığıyla İran'ın petrol ve doğalgazdan elde ettiği milyarlarca dolarlık gelire el koymakla yargılanan" Zencani de, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nin "kara listesinde" yer alıyordu.

Anımsarsanız gazeteci Emre Erciş, "2. Reza vakası" başlığıyla İnterpol tarafından aranan Seyed Saleh Hosseini isimli biri hakkında da haber yapmıştı.

Nedense sanki Türkiye, arananlar cenneti gibi görüntü veriyordu.

Her neyse, Yasin El Kadı  ile ilgili o yazıyı Can Dündar, kendi sitesinden yayınlamış, sanırım hapiste olduğu için kaldırma fırsatı bulamamış olmalı.

O yazıda, "Yasin el Kadı, 90'lardan beri polisin, adlî makamların, siyasetin ve medyanın gündeminde olmuş bir isim" diyordu.

Nitekim,  Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi, Yasin El Kadı isimli Arap işadamını "İslami teröre finans sağlamak" suçlamasıyla dünya çapında "yasaklı" hale getirdiği zaman,  04 Kasım 2012  tarihinde Fatih Altaylı, "Çok önemli bir kefalet" başlığında yazmıştı.

Altaylı yazısında, "Böylesine riskli bir kefaleti 11 yıl boyunca göğüslemek kolay değil" diyordu.

Sanırım dediği riskler, iyice tavan yapmaya başladı.

Nihayetinde İran devletinden beklentimiz şudur.

Yargılamada, Türkiye'yi ilgilendiren bilgiler var mıdır, varsa bunları "Uluslararası Ceza Mahkemesi"nde kullanılması için sunacaklar mı?

Eğer sunacaklarsa, Türk basınının bu belgelere ulaşabilmesi için bir girişimde bulunacaklar mı?

Türk basını olmasa dahi, kendi medyasında bu bilgilere yer verecekler mi?

Savcı Öz'ün, Almanya'ya sunduğu belgeler bu davada kullanıldı mı?

Bu bilgilerin Türk halkının geleceği için çok önemli olduğu düşünülürse, bizim de bunları bilmeye hakkımız olduğu ortadadır.

Her neyse, devletlerin çıkarlarını pek bilmeyiz, bizim bildiğimiz halkın çıkarlarıdır.

o nedenle bu karar belki de Türk halkı için bir çöküş ya da kurtuluş haberi olabilir.
 
Bu amaçla konuyu mümkün oldukça dış basından takip edeceğim ve yayınlanan bilgi ya da belgeler olursa buradan paylaşacağım.

Bu arada anımsayalım, Erdoğan ve Durrsun Çiçek aynı ağızla, ""demişti.

Ne demek istemişlerdi acaba?

anımsadınız mı?

Biz şimdilik yerel basından geçmişe ait bazı bilgileri hafızalarımız için tazeleyelim.

06.3.2016

A. Dursun

Reza Zarrab Şirketinin İsmini Değiştirdi
29 Temmuz 2015
Reza Zarrab, İran'a altın ihraç eden şirketin adını değiştirdi.
Reza Zarrab'ın İran'a külçe altın gönderen şirketinin yeni logosu kral tacı olurken, şirketin adı "Reza Sarraf Gold" yani "Reza Sarraf Altın" kısaltması RGS olarak değişti. Ortağı Babek Zencani hakkında İran'da hazırlanan dosyada Safir Altın'ın yer almasının şirketin adını RGS olarak değiştirmesinde etkili olduğu dile getiriliyor.

Zencani'nin Kayıp Mal Varlığı Zarrab'ın Elinde
17 Ağustos 2015
İran, 2,8 milyar dolar kayıp petrol parası nedeniyle tutukladığı Babek Zencani'nin üzerine kayıtlı mal varlığı bulamadı. İran Meclisi Yolsuzluk Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, paraların Türkiye'de olduğunu, büyük bölümünün, Zarrab tarafından kontrol edildiğini söyledi. Sultani, "Zarrab ve Zencani birbirinden ayrı düşünülemez." dedi.

'Reza Zarrab'a Almanya'da Yakalama Kararı' İddiası
09 Eylül 2015 Çarşamba 15:51
İş adamı Reza Zarrab hakkında Almanya'da tutuklama kararı çıkarıldığı öne sürülüyor.
İran'a yönelik ambargoyu altın kaçakçılığı ile deldiği öne sürülen ve İran'da tutuklanan Babek Zencani isimli genç milyarderle ilişkileri ortaya çıkan Reza Zarrab'la ilgili başvurunun İran'dan geldiği belirtiliyor.

MHP'li Vural, " Zencani'nin Bağlantıları İran'da Sorgulanıyor, buradaki niye sorgulanmıyor?"
14 Eylül 2015
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşcı’nın Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz'ın, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab ile ilgili hazırladığı raporu doğrulaması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Zencani'nin İran Dışında 15 Milyar Euro'su Varmış
05 Ekim 2015
Babek Zencani'nin İran'ı dolandırmak suçlamasıyla Tahran'daki davasında, savcı vekili, Zencani'nin Türkiye, Irak, Tacikistan ve Malezya'da bankacılık ile ticari işleri yaptığını söyledi.
 
Rıza Sarraf Dubai'ye Gitti

06 Ekim 2015
Türkiye'yi sarsan 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan iş adamı Rıza Sarraf'ın Dubai'ye kaçtığı ileri sürüldü.

Reza'nın Altınlarını Yakalatan Bilirkişilere Ceza
24 Ekim 2015
17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması'nın ardından yapılan yasadaki değişiklikle fişlenen üst düzey bürokratlara tasfiye yolu açıldı..
Tasfiye listesinde çarpıcı soruşturmalara imza atan müfettişler de yer aldı. Listede yer alan Müfettiş Ş.C. tarafından 17 Aralık dosyasının gümrük ayağı ile ilgili bilirkişi raporu düzenlenmişti. Reza Zarrab ile Babek Zencani arasındaki ilişkinin yer aldığı raporda Atatürk Havalimanı'nda yakalanan 1.5 ton altın olayında tespitlerde bulunmuştu. Hazırladığı bu raporun Müfettiş Ş. C'nin tasfiye gerekçesi olduğu iddia ediliyor.

Kaynak Holding'e 105 Bin Lira Maaşla Atanan Kayyum Sanık Çıktı
19 Kasım 2015
Kaynak Holding'e kayyum olarak atanan Aytekin Karahan'ın adı, 2012'de Ankara Emniyeti'nin Kamu İhale Kurumu'na ilişkin operasyonda gündeme gelmişti. Operasyon sonrası ihaleye fesat karıştırma, suç işlemek üzere çete kurma suçlamasıyla aralarında Karahan'ın ve KİK bürokratlarının da bulunduğu şüpheliler hakkında dava açılmıştı. Şüphelilerin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamalarının devam ettiği belirtiliyor. Şüpheli Karahan, örgüt üyesi olmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet suçlamasıyla yargılanıyor.

ZENCANİ İLE ORTAK FOTOĞRAFLARI VAR
Yine kayyum olarak atanan Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi İmran Okumuş'un adı ise 17 Aralık soruşturması sırasında gündeme gelmişti. Okumuş'un Rıza Sarraf'ın ortağı, İranlı işadamı Babek Zencani ile fotoğrafları ortaya çıkmıştı. Okumuş, Haluk Ulusoy ile birlikte Zencani'nin Tacikistan'daki otobüs terminalinin açılışında görüntülenmişti. Haluk Ulusoy bir açıklama yaparak, Zencani ile hiçbir ilişkisinin olmadığını iddia etmişti. Okumuş, Ulusoy Holding CEO'luğu yanı sıra Yurtiçi Otobüsçüler Federasyonu ve Karayolu Yolcu Taşımacıları Profesyonel Yöneticiler Derneği başkanlığı da yapıyor.

Babek Zencani'den itiraf.
İran'ı 2.8 milyar dolar dolandırdığı iddiasıyla idamla yargılanan Babek Zencani, duruşmada; Gana'dan uçakla İstanbul'a 1.5 ton altın getirdiğini, altınların sahte çıktığını söyledi.

24 Kasım 2015
REZA ZARRAB'A KOMİSYON SORUSU
HAKİM Ebul Kasım Hakim Selavati ayrıca Babek Zencani'ye, İran'daki Parsian Bankası ve Sarmayeh Bankası aracılığıyla Reza Zarrab'a ait Safir Altın isimli şirkete 445 milyon Euro transfer edilip edilmediğini ve Zarrab'a 12 milyon Euro komisyon ödenip ödenmediğini sordu. Zencani bu soruyu şöyle cevapladı: "İran Merkez Bankası'nın parası, Parsian ve Sarmayeh Bankaları'nın hesabındaydı. Bu iki banka parayı Türkiye'deki Halkbank'a transfer etmek istediler. Dolayısıyla hem bu iki banka, hem de Halkbank komisyon kesti. Aslında Zarrab komisyon almadı, 12 milyon Euro bankaların kestiği komisyondu."

ALTIN YÜKLÜ UÇAK RAPORLARA YANSIDI
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi'nin Gana'dan sahte evrakla Türkiye'ye gelen 1.5 ton altın yüklü uçakla ilgili bilirkişi raporunda, sahte belgelerle Gana'dan Türkiye'ye gelen uçağın ülkeye girişi sağlanamayınca yine sahte belge ile 114 TL'lik bir ceza ile Dubai'ye uçtuğu anlatılmıştı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi tarafından 18 Aralık 2013 tarihinde; Gana'dan sahte evrakla Türkiye'ye gelen 1 buçuk ton altın yüklü uçakla ilgili bir rapor hazırlamış, raporda, 2013 yılı Ocak ayında ULS havayollarına ait uçakla külçe altınların Gana mevzuatına uygun olmayan bir şekilde kaçak olarak yurt dışına çıkartıldığı" ve söz konusu uçağın kiralama bedelinin Babek Zencani'ye ait Kont Grup Kozmetik Ltd. Şti. tarafından ödendiğini ileri sürülmüştü. Zencani, İran'ın ambargo nedeniyle uluslararası dolaşıma sokamadığı paraları, "altınla" ödeme yaparak, Türkiye'deki İran asıllı işadamı Reza Zarrab üzerinden Türkiye'ye sokmakla suçlanmıştı.

Bu haber her yerden kaldırıldığı için buradan aynen aktarıyorum.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda incelemesi devam eden 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasına, Gana'dan sahte evrakla Türkiye'ye gelen 1.5 ton altın yüklü uçakla ilgili ilginç bir bilirkişi raporunun girdiği ortaya çıktı. 

T24 haber portalında Arzu Yıldız imzalı habere göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi'nin Gana'dan sahte evrakla Türkiye'ye gelen 1 buçuk ton altın yüklü uçakla ilgili hazırladığı raporun 17 aralık soruşturması dosyasına girdiği belirlendi. 292 Kilo altının gizlice Türkiye'ye sokulduğu ve Reza Zarrab'ın bilgisi doğrultusunda memurlara rüşvet önerildiği iddia edilen raporda, savcılıktan ‘Kaçakçılık ve Kara Para” iddiasıyla işlem yapılması istendi.

Raporda; altının tüm çıkış evraklarında hem de Türkiye Gümrük Bölgesi'ne giriş yaptığı beyanında ve diğer belgelerinde bin 500 kilogram olarak beyan edilmesine karşın, 14 milyon 600 bin dolar değerindeki 292 kilogram altının herhangi bir beyana, gümrük işlemine tabi tutulmaksızın Türkiye'ye sokulduğu kaydedildi. Söz konusu raporda ayrıca Reza Zarrab ve çalışanı Rüçhan Bayar arasındaki telefon görüşmelerinde rüşvet parasını “Çikinov” olarak adlandırdıkları belirtildi.

İşte o haber:

Bilirkişi Zarrab'ı suçladı: 292 kilo altın gizlice sokuldu, rüşvet, kaçakçılık ve kara para suçu var!

21 Eylül 2014
Yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla 17 Aralık'ta başlatılan  soruşturma kapsamında savcılığın Gana'dan Türkiye'ye getirilen ve içinde 1,5 ton olduğu belirtilen uçakla ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'ndan bilirkişi görevlendirdiği ortaya çıktı. Bilirkişi raporunda, 1,5 ton altının yaklaşık 30 milyon lira değerindeki 292 kilosunun gizlice Türkiye'ye sokulduğu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "hayırsever işadamı" dediği Reza Zarrab'ın bilgisi ve talimatları doğrultusunda gümrük memurlarına rüşvet teklif edildiği belirtildi. Şüpheliler arasında rüşvetin parolasının "çikinov" olduğu belirtilen raporda, "kaçakçılık" suçunun işlendiği, ve kara para aklama trafiği gözlendiği anlatıldı ve savcılıktan işlem yapılması istendi.

Bilirkişinin uçakla ilgili olarak hazırladığı 18 Aralık 2013 tarihli  inceleme raporu soruşturma dosyasına girdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi tarafından “18.12.2013 tarihinde hazırlanan 201356-2 sayılı soruşturma raporuna T24 ulaştı. Raporda İstanbul'da günlerce bekletilen uçağın "Gana'dan  sahte evrakla ticari değeri olmayan 'mineral samples-mineral numune' bildirimiyle Türkiye'ye getirildiği ve ülkeye sokulmak istendiği" anlatıldı. Raporda, 1,5 ton altın taşıdığı belirtilen uçakla, "önce 3 ton altın getirilmesinin planlandığı ancak son anda yaşanan bir problem nedeniyle miktarın 1,5 tona düşürüldüğü" ifade edildi.

Raporda, sahte belgelerle Gana'dan Türkiye'ye gelen uçağın ülkeye girişi sağlanamayınca yine sahte belge ile 114 TL'lik bir ceza ile Dubai'ye uçtuğu anlatıldı. Ayrıca, 1.500 kilo altının 292 kilosunun da Türkiye'ye sokulduğu tespitine yer verildi. Raporda, uçağın aynı miktarda altınla Türkiye'den ayrşlmadığının düzenlenen sahte fatura, manifesto ve konşimentoların incelenmesi neticesinde ortaya çıktığı ifade edildi.

Bilirkişi, ülkeye sokulan 292 kilo altın ile ilgili olarak “Borsa değerine göre 14.600.000 USD değerinde altının bir şekilde herhangi bir beyana / gümrük işlemine tabi tutulmaksızın yurtiçine sokulduğu düşünülen 5607 sayılı KMK'nın 31 maddesindeki kaçakçılık fiillerinin işlendiği kanaatine varılmış olduğu” görüşüne yer verildi.

Bilirkişi söz konusu durum ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“(9-10 Milyon USD) şeklinde ifadesiyle birlikte, Gana'dan yasadışı olarak çıkarıldıkları anlaşılan  1.500 kg altının gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın yurda sokulmaya çalışılması ve net 292 kg altının yurt içinde bırakılması suretiyle işlenen kaçakçılık suçuna ilişkin mal varlığını yurt dışına çıkarmaları (Dubai) ve düzenledikleri müteaddit sahte belge Gana'dan 'mineral samples-mineral numune' olarak çıkarılan 'altını' yasal bir ticaretin ürünü gibi gösterme fiili, bir suçtan kaynaklanan mal varlığını yurt dışına çıkarma ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırma niteliğinde olduğundan,  5237 sayılı TCK'nın Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerini Aklama başlıklı 282. maddesi çerçevesinde tatbikatta bulunulması…”

  'Zarrab'ın talimatı da var, rüşvet teklifi de'
Raporda, "gümrük memurlarına rüşvet teklif edildiği, Gümrük idaresine sunulan sahte faturada adı geçen firmanın, ticaret sicil kayıtları üzerinde yapılan incelemede faaliyetlerine son verildiğinin belirlendiği, söz konusu faturanın hazırlanması ve diğer tüm usulsüz işlerden Reza Zarrab'ın bilgisi ve talimatının olduğu ve eylemin örgütlü bir şekilde gerçekleştiği" ifade edildi.

İran'da tutuklanan Babek Zanjani ile Abdullah Happani ve Rüçhan Bayar arasındaki ticari ilişkilere de dikkat çekilen raporda, uçağın Gana'dan “altın” değil, ticari değeri olmayan “mineral samples-mineral numune”  taşıdığı beyanıyla hareket etmesini sağlayan kişilerin önce tutuklandığı, daha sonra kefaletle serbest bırakıldığı anlatıldı.

Bilirkişi raporunda, tüm bu süreçle ilgili olarak savcılığın işlem yapması istendi.
Raporda, Dubai'ye giden uçaktan Türkiye'ye sokulan 292 kilo altının kimler tarafından yurda sokulduğu ve nasıl kullanıldığı konusunda bir tespit yapılamadı. İşte raporun sonuç bölümü
GANA'dan gelen 1,5 ton altınla ilgili olarak hazırlanan bilirkişi raporunun sonuç bölümü şöyle:
“Söz konusu sürecin Reza Zarrab'ın emri altında çalışan Abdullah Happani'ye 15.12.2012 günü GANA'dan 3,5 ton altın geleceğini haber vererek nakliyeciyi ayarlaması talimatı vermesi ile başladığı, nitekim sonraki görüşmeler tapelerinden anlaşıldığı üzere Ferrari Nakliyat firması ile temasa geçildiği

ULS Havayolları ile Sorinet Group arasında düzenlenen taşıma sözleşmesinde, iki firmanın a300-BAF tipi TC-ABK tescilli uçağının 4 tona kadar “altın” taşıması konusunda anlaştığı, uçuş programının , 28.12.2012'de (saat 07.00) Sabiha Gökçen-Libya; aynı gün saat 13.00'da Libya-Gana (Akra), 29.12.2012 günü saat 13.00'de Gana-Sabiha Gökçen, aynı gün 17.30'da Sabiha Gökçen-Tahran (İran) , 22.30'da İran-Sabiha Gökçen olarak planlandığı, sözleşmenin Sorinet Group firması adINA Babak Zanjani tarafından , ULS Havayolları adına Çarter Müdürü Yasin Ata tarafından imzalandığı,

Söz konusu ürünlerin Gana'dan çıkışı esnasında sorun yaşandığı, 29.12.2012 günü saat 13.00'da Gana'dan hareket etmesi gereken uçağın 2 gün sonra 31.12.2012 günü saat 22.00 da havalandığı, taşıma sözleşmesi, uçuş planı ve uçağın kaptanı tarafından düzenlenen raporda dile getirildiği gibi 3,5 ton olarak planlanan yüklemenin ilk partide 1,5 ton olarak gerçekleştiği, geri kalan malım sonra geleceği ifade edilmiş, ancak 9 saatlik beklemeye karşın sonraki partinin gelmediği, bunun üzerine uçağın havalandığı, Mineral numunesi olarak gösterildi.

Yapılan inceleme ve araştırmalar kısmında detayları yer alan tapelerin incelemesi neticesinde; sürecin “altın”ın yüklenmesi esnasında gümrük ifadesine ihraç konusu malın “mineral sample” olarak beyan edilmesi ile başladığı, nitekim 1,5 ton ağırlığında ve 64.500.000 USD değerindeki “altın”ın uluslar arası ticaret ve hava nakliye kurallarına tamamen aykırı bir şekilde Türkiye Gümrük Bölgesine ne bir fatura ne de bir konşimenromanifesto olmadan getirildiği, eşyanın ithal edilmesi ve sonrasında transit edilmesinde Gümrük İdaresi ile yaşanan sıkıntılar nedeniyle Swift İnvestment&Development Co.Ltd firması tarafından ULS Havayollarına gönderilen 8.1.2013 tarihli yazı ekinde gönderilen 18.12.2012 tarihli 46279 nolu form A belgesi, A296968 nolu 18.12.2012 tarihli EUR.1 belgesi ve Gana İhracat Beyannamesi olduğu değerlendirilen 12012565117 sayılı 18.12.2012 tarihli belge ile Ghana Geological Survey Departmant tarafından düzenlenen 14.12.2012 tarihli OC5612526 nolu belgede eşyanın “mineral sample-mineral numunesi” olarak beyan edildiği.

Nitekim Gana basınında çıkan haberlerde konunun soruşturulması kapsamında “Ghana Geological Survey ve Departmant (GSD) – Gana Jeolojik Ölçeme Dairesi” Başkan Vekili Dr Thomas Adu ve Baş tenkisten Justice Adom isimli şahısların tutuklandığı ve kefaletle serbest bırakıldığı, Başkan ekili Dr Thomasn Adu'nun 2 adet sertifika'da imzansın yer aldığı, ön ihracat işlemleri için düzenlenen iki sertifikada da “mineral samples-mineral numunesi” “for laboratory anayylsis only and of no commercial value-sadece laboratuar analizi için, ticari kıymeti yoktur” şeklinde düzenlendiği ve iki sertifikanın da GSD adına Dr Thomas Adu tarafından imzalandığı, Gana Havaalanında eşyanın x-raydan geçirildiği ve xray tarama raporlarına göre eşyanın külçe altın olduğu; İhracatçı Omanye ve Gold Mining firması yetkilisi Kofi Bedzrah'ın eşyanın 62.000.000 USD değerinde 1,5 ton altın külçe olduğunun belirttiği, bununla birlikte gümrüğe eşyanın mineral samples olarak beyan edildiği; “mineral samples”ın herhangi bir vergiye tabi olmadığı, Gana ihracat beyannamesi olduğu değerlendirilen 12012565117 saylı 18.12.2012 tarihli belgede eşyanın GTİP'ini 2530.90.00.00 cinsinin “mineral sample” , gümrük değerinin ise 1898.90 USD olarak kayıtlı olduğu, uluslar arası ticarette geçerli olan Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu 2530.90 GTİP'te tanımlanan eşyanın “tarifenin başka yerinde belirtilmeyen veya yer almayan mineral maddeler-diğerleri” olduğu, bu suretle eşyanın çıkışa hiçbir ticari değeri olmayan mineral madde olarak beyan edilmiş olduğu,
Görülmüş, eşyanın Gana Gümrük İdaresinin çıkışı sırasında gerçekleştirilen usulsüz işlemler incelendiğinde, Rüçhan Bayar-Reza Zarrab arasında geçen ve 44 nolu tape olarak kayıtlanan görüşmede Rüçhan Bayar'ın durumu “çünkü bunun kağıdı şey uçağa bunlara düzgün malı veriyorlar uçağa yüklenirken bir ali Cengiz yapıp başka mal yükleyip paket yapıyorlar” ifadesiyle özetlediği, Rüçhan Bayar-Reza Sarrak arasında geçen ve 126 nolu tape olarak kayıtlanan görüşmede Reza Zarrab'ın bizzat görüştüğü ve altnları gönderen veya bu satıma aracılık eden şahısın söz konusu altınlara ait Gana'dan çıkış evrakının orjinalinin Gana Gümrük İdaresinden alınabilmesi için 1.700.000 USD tutarında bir para ödemesi gerektiğini ilettiği, konuşmada geçen ve Gana'da daha önce ödenen 7.000.000 USD'nin altınların “mineral sample” olarak beyan edilerek çıkarılması ile ilgili olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu, keza bu durumla ilglii olarak 127 nolu tapede Rüçhan Bayar'ın Abdullah Happani'ye “adam şu ana kadar 7 milyon dolar para vermiş tamam 1 milyon 700 bin dolar daha verirse orijinal evrakları alabilecekmiş şu anda hemen şimdi” şeklinde bildirdiği anlaşılmıştır.

Evrak yokluğuna ragmen talimat.
Eşyanın hangi amaçla Türkiye'ye sokulmak istendiği irdelendiğinde
Eşyanın gelişinden sonra Reza Zarrab ile Rüçhan Bayar arasında geçen müteaddit (18,36,39,49 vd)  görüşmelerde; Reza Zarrab'ın, evrak yokluğuna rağmen Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğünce mühür altına alınan malın mutlaka Türkiye'ye sokulması yönünde talimat verdiği, bu ısrarın 55 nolu tapedeki “geri götürmeyi unut Rüçhan bunu çıkaracağız bu malı” ve 126 nolu tapedeki “gerekirse Dubai'den geri çevirelim getirelim” sözleriyle ifade ettiği, Rüçhan Bayar'ın (eşyanın Türkiye'de ithal edilemeyeceğine ikna olduğu 04.01.2013 tarihine kadar) – “altınları Dubai'ye gönderelim” (18 nolu tape) ve “diyorum ki abi biz bu malı şu anda bu uçağı inşallah söktürüp Dubai'ye indirtsek bu malı ordan çektirmeyi başarsak…Türk menşeiliymiş gibi oradaya soksak Türkiye'den çıkartsak” (50 nolu tape) şeklindeki tekliflerini reddettiği...

Reza Zarrab'ın bu ısrarındaki nedeni 122 nolu tapede “ben o malı çeksem 3-4 milyon dolar para kazanırım” ifadeleriyle açıkladığı, 4 nolu tapede Rüçhan Bayar'ın eşyadaki karı; "43 binden vermiş adama yaklaşık kiloda bi 5-6 bin dolar eksiğini almış yani 22'den …rakam doğru ben de o kadar tahmin ediyordum eksik dolar kilodan kazanmadan bu risk bu iş alınmaz” ifadesiyle ortaya koyduğu, konu ile ilgili olarak İstanbul Altın Borsası'ndan alınan yazıda yurt içi ve yurt dışı piyasalarda alan fiyatlarının alıcı ve satıcı arasında serbestçe belirlendiği, 16.12.2012 tarihi Pazar gününe denk geldiğinden borsalarında ulusal ve uluslar arası fiyat oluşmadığı, 14 Aralık 2012 tarihinde 22 ayar 1 kg altının yaklaşık fiyatının 49.986 USD, 17 Aralık tarihinde ise yaklaşık 49.834 TL olduğu; kilo başına 6.000 USD'lik bir karın oluştuğu, bu bilgilerin de yukarıda bahsolunan tapedeki hususlarla uyum içinde olduğu, altın alım satmı araısnda bu kadar büyük bir marjın makul olmadığı dikkate alındığında, söz konusu usulsüzlerin endelerinden birisinin bu miktarda külçe altının normal fiyatlarda alınıp-satılması durumunda elde edilme imkanı olmayacak tutarda kar kazanımı olduğu düşünülmektedir.

Öte yandan, 25 nolu tapede Rüçhan Bayar'ın  Abdullah  Happani'ye “ben şeyin başındayım bu işi şimdi Reza Bey aradı çözemezsen dedi malı kaçıracağız  dedi İran'a gidecek ya da şeye ah keşke diyorum içimden ama sakın kaçırmayın diyo malı elimizden valla onlar bile kıpırdatamaz dedim ki malı abi bu uçak kalkamaz” şeklinde bilgi verdiği...

Olayda yaşanan evrakta sahteciliği dayalı usulsüzler yapılan görüşmeler çerçevesinde sıralanacak olursa;

Uçağın inişini müteakip gümrük idaresine verilen tek avrakın 7 nolu tape altında bir sureti eklenen, evrak sayısı bulunmayan ve mezkur görüşmede geçen “elle yazılmış dandik bir şey” ifadesinden anlaşılacağı üzere usulünce düzenlenmiş olmayan bir konşimento olduğu, “British Airways” antetli söz konusu evrakın (İnstruction For Dispatch Of Goods-sevk talimatımanifesto) üzerinde eşyanın ULS Havayolları tarafından taşndığını gösterir herhangi bir işaret olmadığı, Rüçhan Bayar'ın uçağın evraksız havalanması olayını Abdullah Happani'ye aktardığı 13 nolu tapede; “abi şimdi bu Yasin tekrar aradı da… Goldmasterla (Load Master) mı ne görüşmüş yükleyenlerle İranlılar demiş ki ya bizde bütün evraklar okey demiş” şeklinde bir konuşma yaşandığı, yine 15 nolu tapede Yasin Ata'nın süreci anlattığı görüşmede “Yasin;… “Loadmaster tabi o hengamede hani ben de demiş hazır her şeye okey demiş istemiş ama ısrarla istemiş konşimentoyu vermiş diğerleri şey demiş çantada demiş ondan sonrada işte yüklemişler uçağa 9 saat falan beklediler uçakta bunlar dün ondan sonra kalkmşlar” şeklinde Rüçhan Bayar'a bilgi verdiği,

Yine 15 nolu tape (01.01.2013 18.28) ile Rüçhan Bayar'In  önceki görüşmelerde İranlılarda altının evrakının olduğuna dair beyanlarının aksine hiçbir evrak olmadığı hususunu Yasin'e ilettiği,
Bunun üzerine 16 nolu tapenin incelenmesi ile görüleceği üzere Ali Gasemi isimli bir şahıstan gelen mailin Rüçhan Bayar'a yönlendirildiği, mailde fatura suretinin olduğu, ancak Rüçhan Bayar'ın faturadan memnun olmadığı, 17 nolu tapede “şey Afrika firması altında Türk kaşesi vurmuşlar firma isimleri aynı” , Abdullah Happani şöyle bi durumları varmış onların şimdi Türk firmalarının Afrika'da şeyi varmış o Gana'da şubesi varmış…o öyle bi durum yani ondan dolayı öyle bi kaşe vurmuşlar ben de hatta şey dedim orda şubesi varsa oraya ait bi kaşenin olması lazım dedim” , Rüçhan Bayar “ya bu o zaman bu evrak Türkiye'de yapıldı tabi ki şimdi tahminimce”, Abdullah Happani “öyle görünüyor sanki”, Rüçhan Bayar “bu kaşenin altında hafif Güzelyurt falan çıkıyor ya bu faturada dandik ötesi dandik yani bi…kağıda benziyen bi hale getirseler altına da şeyi vursunlar ama sadece import export tarafı çıksın yani şeyin kaşenin altına bi kağıt koyup kaşenin yarısın basmaları lazım şeye” A. Happani “a yok onu yaparım demiş zaten şeyde karşı taraf Kamelya'ya sabah yani şeyi silerim demiş…adres kısmını falan…söyleyeyim o şekilde bi düzenlesinler bakayım” R.Bayar “öyle deneyelim biraz kaliteli bi şey orijinal bi evrak versin bana ki ben sabah müdür beyin yanına gidebileyim onunla ya” R.Bayar ve Abdullah Happani'nin görüşmede gelen faturanın düzeltilmesi kararı aldıkları,

19. nolu tapelerde ise R.Bayar'ın yönlendirmesi ile Emir Eroğlu isimli şahsın bilgisayar ortamında gelen  faturayı yeniden düzenleyerek hazırladığı ve hazırladıkları sahte kaşeyi faturaya tatbik ettikleri, bu konudaki talimatın görüşmedeki R.Bayar “şu kağıda Master Sara Turizm'i sadece basabilir misin “import-export'u…ticaret limited şirketini kaldır o iplik” Emir Emiroğlu “ “Master Sara… ha kaşedekini mi sileyim” R.Bayarkaşede kaşede hı hı kaşedeki son exporta kadar kalsın san.ticaret limited şirketini sil…tamam ondan sonra tamamdır bu bunu güzel bi kağıda bastır kopya yap hatta tamam mı..2 kopya yap gönder şeye…bana Halil İbrahim'e ver havalimanına doğru getirsin” Emir Eroğlu “tamam oldu” ifadesinden açıkça anlaşıldığı...

Bu suretle üretilen 11521 sayılı 16.12.2012 tarihli göndericisi “Master Sara İmport Export Turizm” alıcısı “Duru Döviz ve Kıymetli Madenler Tic. A.Ş” birim fiyatı 43.000 USD kıymetinde, 1500 kg “prefabricated Gold Bullion-Altın külçe” olarak tanımlanan 64.500.00 USD toplam değerli faturada satıcının (gönderecisinin) hesap numarasının First İslamic İnvestmen Bank (Malezya), hesap sahibinin Vahid Moradi Moghaddam, hesap numarasının 40011325711 olduğu, yine bu faturaya Rüçhan Bayar'ın talimatı üzerine sahte olarak hazırlanan kaşenin ancak yanlış bir sıralamayla “Turizm” ibaresi “Master Sara”dan sonra gelecek şekilde “Master Sara Turizm İmport export” tatbik edilmiş olduğu,

Bu faturayla birlikte eşyanın gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için olmazsa olmaz diğer evrak olan konşiemtonun da sahte olarak düzenlendiği, 30 nolu tapede geçen görüşmede “Muacet Korkmaz: avi bu iç kapdı değil mi” R.Bayar “yo 30 kap ya 30 kap kapta 50 kg” M.Korkmaz “he 30 kap tamam 30 kapmış 30 kap her kapta 50 kg tamam abi ben şey yapacağım abi..yalnız biraz o dediğim işin biraz üstü çıkıyor ben geleceğim abi…öbür türlü hiç mümkün değil abi” R.Bayar “tamam hallet hallet…biliyorum sen ne gerekiyorsa şey yap tamam” M.Korkmaz “tamam abi ben gelecem ağabeyciğime… siz beni bekleyin abi ben bi konşimento hazırlatayım abi tamam mı” şeklinde görüşmelerin gerçekleştiği...

Söz konusu konşimentonun hazırlanması karşılığında Muacet Korkmaz'ın Rüçhan Bayar ile 50.000 USD'ye anlaştığı, Rüçhan Bayar'ın Reza Zarrab'a altınları yurda sokabilmek için hazırlattığı evraklardan ve çıkacak masraftan bahsettiği ve paranın ödenebilmesi için 32 nolu tapede izin aldığı hususu; R.Bayar “alo abi.. Allahın izniyle olacak ama birkaç kanal devreye girecek yani onlara biraz parçalanacaz var mı” Reza Zarrab “ha tamam” R.Bayar “şeyimiz limitimiz 50 gidebilir yani”, R.Zarrab “50 niye gidiyor” R.Bayar “acentaya acentalara” R.Zarrab “Sen biraz…yapabildiğin kadar düşük yap” şeklinde görüşme ile sabit olup, R. Bayar'ın aldığı izin sonrasında organizasyonun parasal işlerini yürüttüğü anlaşılan A.Happani'den paranın kasadan çıkarılması için R.Zarrab'ın olurunu aldığını ve parayı hazırlamasını istediği,

Sahte konşimentonun yine 30 nolu tapede kayıtlı olduğu üzere (TK.1847804171) R.Bayar'ın ULS Kargo yetkilisi Yasin Ata'dan bizzat aldığı konşimento numarasını ekleyerek üretildiği, lgili konuşmanın “R.Bayar “ha merhabalar bana bir numara vereblir misiniz konşimento numarası ya da airwaybill varsa bir numarası …444'lü bir numara dmeiştiniz” Yasin “hemen söylim bir saniye …444..990…77720” R.Bayar “77720 tamam çok teşekkür ederiz” Yasin “ Muradi ile konuştunuz mu hiç” R.Bayar “yo yo onlan konuşmadık ama ben buradan halledecem şimdi” Yasin “tamam” şeklinde cereyan ettiği...

44499077720 nolu konşimentonun gönderici “Master Sara İmport Export Turizm” alıcı “Duru Dövic ve Kıymetli mandenler Tic. A.Ş” yükleme boşaltma havalimanları, “ACC (Gana)-İstanbul” eşya miktarı “30 kap 1500 kg” gold bullıon 22 carats (22 karat külçe altın) tanımı eşya” şeklinde yukarıda belirtilen 11521 sayılı 16.12.2012 tarihli faturayla uyumlu olarak hazırlandığı (ilgili konşimentonun görüntüsü 30 nolu tape altında gösterilmiştir)

Bilhare, 34 nolu tape altında yapılan görüşmelerde; altın cinsi eşyanın ithalatında gümrük mevzuatı gereği ayar evlerince yapılacak analiz sonucu düzenlenen ekspertiz raporunun ilgili serbest dolaşıma giriş beyannamesine eklenmesi gerektiğinden rüçhan bayarın altınlar cemil ayar evi ya da İstanbul Kuyumcular Odasına ekspertiz raporu düzenlettirmek amacıyla sevk konusunda bağltantı kurduğu, devamında altınların ayar evinden Duru Döviz A.Ş'nin merkezine taşınması için Ferrari Nakliyat Firması ile görüştüğü,

Malın neden evraksız geldiğini sorgulayan Gümrük İdaresine Karşı; 38 nolu tapeyle alınan R.Bayar “sizin verdiğiniz şeyi belki biz e not etmemiz gerekiyordur bizim de çekerken bi o şeyi söylememiz lazım aynı şeyi söylememiz lazım ne diyelim acaba” Yasin “şey söylettirdim yılbaşı olduğu için 3-4 saat beklenmiş çok beklendiği için evrakları kargoyla gönderilmesine karar verilmiş diyelim” şeklindeki görüşmede R.Bayar ile taşıyıcı ULS Kargo yetkilisi Yasin Ata'nın altının evrak olmadan Gana'dan çıkarılması hususunda ortak bir senaryo beyan etme konusunda anlaştıkları,

Rüçhan Bayar'la organizasyonun gümrük işlerini takip eden Muacet Korkmaz arasında ceryan eden (7 nolu tap vd) müteakip görüşmelerde eşyanın yurda sokulması için her türlü gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesi yanında rüşvet teklifi de dahil olmak üzere çalışma yapıldığı, bu konu ile ilgili ayrıntılı açıklamanın aşağıda yapıldığı...

Tüm bu şthal etme çabaları esnasında malı serbset dolaşıma sokarak 64.500.000 USD para ödeyecek olan R.Zarrab'ın malın niteliği ve miktarı konusunda tam ve yeterli bilgiye sahip olmadığı ve eşya için nakliyat ve emtila sigortası yaptırmadğı...

R. Zarrab ve R. Bayar'ın malın miktarının 1,5 ton olduğu hususunda kaygıları olduğu, nitekim muhtelif tapelerde; (41 nolu-TK 1848114913) R.Bayar “çıkacak alacaklar inşallah şimdi öbür iş biraz daha tabi süre şey biri 3 ton diyor içindekine biri 2,5 ton diyor” A.Happani “ya bence hayal de sen yine bi uğraş bakalım” R.Bayar “abi biri iki ton diyor şimdi bitecek inşallah” (39 nolu tape.TK1848100850) R. Bayar “abi şimdi o kadar çok bilgili kirliliği var ki uçağın pilotu ağırlığı bilmiyor kargo firması da bilmiyor ağırlığ 40 tonluk taşımalı 165 tonluk bir uçak bu yani ne verdilerse aldık diyor ama şuan yolcular yanlarındaki İranlı yolcular şey demiş 3 ton demiş 500'ü gidecek demiş gerisinin bir kısmı burada kalacak demiş kafayı bi karıştırmışlar kargo firması dahil bilmiyor ama en son” R.Zarrab “tamam sen çek bir buçuk ton” R.Bayar şeyle konuştuğunda bu Afrika'daki İran İngilizcesiyle konuştu biraz o adam bir buçuk tonluk bir fatura verdi bana e tabi eksik geldik ben bir buçuk ton üzerinden götürüyorum işiş inşallah 3 ton çıkmaz bunun içinde “ R.Zarrab “ e varsa içinde 2 ton ne olacak…500'ünün İran'a yollarız herhalde sen bi şunu çek” R.Bayar “Sana da bilgi yok değil mi abi ne gönderdiklerini söylemiyor” sonrasında R.Zarrab'ın gönderici ile görüşerek yüklenen altın miktarının 1,5 ton olarak teyit ettiği, keza Babak Zanjani'nin adam olan Fatih Bardakçı ile R.Bayar arasında geçen 86 nolu görüşmede “Fatih uçak kalktığı anda üzerinde 3,5 ton kargo var diye bilgi sahibiydik ee uçak bu 1,5 geldi bu bu 3,5'un 1 tonu buraya 2,5 tonu Tahran'a gidecek diye biliyorduk 1,5 ton Dubai'ye geldi yani zaten kalkışta ciddi sorun var” şeklinde konuştuğu,

Keza malın niteliğinden de bahse konu şahıslar arasında tartışmalı olduğu ve net bilgi sahibi olunmadığı, bu konuda 43.nolu tapede R.Bayar “şu Dubai'le konuşmuyorum ya yine de bu altına dikkat edin diyorlar inan bilmiyorum çok kafam karışıyor Dubai'deki adamlar ya Afrika'dan alıp ta”, R.Zarrab “ya ne olabilir ki sahte olur”, R.Bayar “sahte olabilir ha bu kadar emeğin yani bizde iade edecez tabi sahteyse içeride bile sokamayız aynen tekrar şeye geri gidecek ülkesine” R.Zarrab “hani nerden anlayan sahte olup olmadığını” R.Bayar “iki tane resim gönderdim açabildin mi o resimleri…şimdi abi bu adamlar şeye gümrüğe beyan ettiği evrak bu taşıyıcıların..uçak şirketi veya İranlıların sadece bu evrağı vermişler bu evrakta 30 tane paket mineral sample yazıyor abi ne demek” R.Zarrab “açtım da yazı ne o…mineral sample ne biliyim” R.Bayar “ne demek bu mineral sample ya bunun altın olduğunu gösteren hiç bişey yok burada gümrüğü de altın lafını biz dolandırıyoruz yani” 97 nolu tape R.Zarrab “peki bişey söyleyecem girip bari içinde bir bakalım” şeklinde görüştüğü,

R. Zarrab'ın uçakta yüklü malın altın olup olmadığının ve niteliğininayarını R.Bayar'ın telefonuyla gönderdiği fotoğraflar üzerinden tespit etmeye çalıştığı, R.Zarrab'ın R.Bayar'ı kendisine ait özel uçağın park edilmiş olan aprona gizlice sokup oradan uçakla yüklü altını kontrol etmesi yolunda planlar yaptıkları, ancak altınların içinde olduğu kutuların anahtarlarının kendilerinde olmamamas dolayısıyla bu planı uygulayamadıkları, nihayet R.Zarrab'ın altınlarının niteliğini kontrol etmesi için R.Bayar'ı altınlarla beraber Dubai'ye göndermeyi tasarladığı (97 nolu tape),

12 nolu tapenin tetkikinde Master Sara Firması ortaklarından Vahid Muradi'nin de yaşanan olay esnasında Yasin Ata ile 77 nolu tapenin tetkikinde ise Rüçhan Bayar ile iletişim içerisinde olduğu, Muradi'nin uçağın ilk gelişini müteakiben ibraz edilen AWB numarası olmayan elle yazılı belgeyi, bilhare Swift İnvestment&Development Co.Ltd firması tarafından ULS Havayollarına gönderilen 8.1.2013 tarihli yazı ve eki belgeleri gönderdiği, Gana Bilgi ve Medya İlişkileri Bakanının basın bildirisi ve buna istinaden yapılan haberlerde Omanye Gold Mining LTD. isimli firmayı işleten şahısların Vahid Moradi Moghaddam ile altın ticareti yaptıkları,

03.01.2013 tarihli 66 nolu tapedeki görüşmelerde R.Bayar'ın durumun kaçakçılık boyurunda olduğu ve daha vahim sonuçlar doğurabileceği hususunda R.Zarrab'ın ikna etmesi sonucunda altının Dubai'ye gönderilmesi konusunda ikna olduğu, 67 nolu tapedeki görüşmede ise R.Zarrab ile birlikte tasarruf yetkisi bulunan Babak Zanjani'nin de malların Dubai'ye   götürülmesini talep ettiği,
04.01.2013 tarihinde Ekonomi Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Onur Kaya'nın uçağın Gana'ya geri gönderilmesi konusunda yardımcı olması için Gümrük ve Ticaret Müsteşarı Ziya Altunyıldız'ı aradığı, bu görüşmeden hemen sonra Onur Kaya'Nın R.Sarrraf'ı arayarak müsteşarla görüştüğünü ve sıkıntının çözüleceğini belirttiği, bu şekilde Onur Kaya'nın söz konusu olayı R. Zarrab'ın lehine çözmeye çalıştığı,

Bundan sonraki çalışmaların uçağın Dubai'ye gönderilmesitransit edilmesi yolundaki çabalar olduğu, bu aşamadan sonra altınların aslında “Duru Döviz A.Ş” ye değil Dubai'de mukim “Master Sara Turizm Dubai” ismindeki Türkiye merkezli firmanın şubesi gibi gösterilen alıcıya gönderilmiş olduğu, ancak böyle bir firmanın mevcut olmadığının 67 nolu tapedeki  görüşmede R.Bayar uls-global.comşimdi gönderdim size maili ben…şimdi bunlar ee herhalde ya Babak gönderdi ya da Madan Madagudu gönderdi ya da birisi gönderdi yani bunu”, R.Bayar “Master Sara Turizm Dubai gözüküyor” Yasin “peki bunun   üzerindeki yazıcı alıcıyı tanıyor musunuz siz” R.Bayar “eee yok alıcıyı ben tanımıyorum ya yani bizden biz çıkartıyoruz şu anda” şeklinde konuşmadan da anlaşıldığı,
Bu arada sahte olarak düzenlenen evrakların Yasin Ata'ya bir de Babak Zanjani tarafından iletildiği (69 nolu tape) dolayısıyla yaşanan tümb u süreçten ve evrak sahtekarlığından Babak Zanjani'nin de haberdar olduğu, nitekim 03.01.2013 tarihinde 86 nolu tape ile başlayan görüşmelerde Babak Zanjani ADINA HAREKET EDEN Fatih Bardakçı isimli şahsın konuya müdahil olduğu ve mesleki bilgisi (havacılık) ile R.Bayar'ı yönlendirdiği ve kendisinin sahte konşimento düzenleyebileceğini ifade ettiği,

Yapılan sahteciliğin 86 nolu tapede R.Bayar tarafından Fatih Bardakçı'yla konuşmasnda, R. Bayar "ama öyle beyana aykırı bir şey var o da şey ya daha şeyin dikkatini çekmedi daha bizim Türk Gümrüğünün biz onlara bir fatura verdik altın 22 ayar altın diye verdik onlar 22 ayar altın üzerinden götürüyorlar işi şu anda ama ellerindeki evrak aslında mineral onu daha şey yapamadılar yani tercümesini yapamadılar kendileri kafalarında" şeklinde anlattığı, 87 nolu tapedeki R.Bayar – Muacet Korkmaz görüşmesinde altının Türkiye'de gümrük işlemlerini gerçekleştirebilmek üzere sahte olarak alıcısı Duru Döviz A.Ş olarak düzenlenen 16.12.2012 tarihli 11521 sayılı fatura ile 55599077720 nolu konşimentonun Gümrük idaresine izahı için konuşulduğu, taşıyıcı (ULS) tarafından gelen altının (1,5 ton) Duru Döviz'in altını olmadığı, Duru Döviz'e ait altının daha sonra geleceği, altınların Dubai'de bulunan (Master Sara-Dubai) firmaya ait olduğu ve oraya gönderilmesi talebini iletecekleri, kendilerinin yanlışlık eseri böyle bir ithal girişimde bulundukları yolunda ortak bir senaryonun kurgulandığı, yine 87 nolu tapede R.Bayar'ın Muacet Korkmaz'a yeni belgelerin geldiğini R.Bayar “şey orijinal değil renkli fotokopisi tabi mail ortamnda” şeklinde ifade ettiği, düzenlenen evraklarda bu sefer alıcı olarak Dubai Merkezli “Master Sara İmport Export San.Tic.Ltd. Şti'nin gösterildiği,
Ancak orijinal konşimento/manifesto ibraz edilmediği için eşyanın transit edilmesi konusunda tekrar mevzuat engeli yaşandığının tartışıldığı, zira gümrük yönetmeliği 632 fıkrası ile özet beyana orijinal manifesto veya konşimentonun eklenmesinin zorunlu olduğu (tape91) bunun üzerinde devamındaki görüşmede (92nolutape) Babak Zanjani adına çalışan Fatih Bardakçı'nın “Fatih: şimdi ‘airwaybill'i hazırlattım ben sorarlarsa işte şeyi ‘airwaybill'i budur hani manifesto sorarlarsa da şu kadar kap bu kadar kilo kargo manifestosu yazılması lazım yani hani ama bizim gümrüğün bunu sorma yetkisi var mı onu bilmiyordum, yani trafnsit olarak hani orijinal gösterebiliriz aslında, yani onu şekilde hazırlayabiliriz”, bir sonraki görüşmede ise (93 nolu tape) Fatih Bardakçı'nın R. Bayar'a “Ferit bey şimdi kargo çalışanı Ferit isimli şahsın yeni bir kargo manifestosu düzenlediği bilgisini ilettiği” nitekim 95 nolu tapedeki görüşmede “Ferit …konşimento  manifestoya benzer bir şey yaptık o iş görecekse verelim onu” ifadesiyle düzenlenen sahte  manifestoyu bildirdiği, ancak bahse konu belgenin sahte belgelerden farklı bir belge olduğu ve kullanıldığı yönünde bir bulunun bulunmadığı,
101 nolu tapedeki görüşmeden; gümrük idaresinin eşyanın Gana'ya geri götürülmesine (mahrecine iade) karar vermesi halinde, R.Bayar'n uçak havalandıktan sonra rotayı Dubai olarak değiştirmeyi düşündüğü, bir sonraki tapede (102 nolu tape) R.Zarrab'ın Fatih Bardakçı'yla konuşmasında “Fatih bey merhabalar…ben şimdi bi arattım bi konuşsunlar müdür beyle tamam mı siz bunu Slotunu Via Dubai alın Dubai'de durun Gana'ya gitmeyin” Fatih “tabi tabi ben de onu düşünüyorum yeter ki buradan kalkalım çünkü” ifadesiyle eşyaları tasarruflu altında bulundurma hususunda her türlü organizasyonu planladığı,

Yeni fatura ve konşimentonun 4.1.2013 tarihinde Gümrük iadesie ibraz edilmesi üzerine Gümrük idaresinin alıcısı Duru Döviz A.Ş olarak düzenlenen konşimento (airwaybill) ve faturanın (16.12.2012 tarihli 11521 sayı) orijinalleri ile ULS Havayolları Kargo'dan durumu anlatan bir yazı talep ettiği, sadece faturanın renklendirilmiş bir suretinin idareye verildiği, bu arada 106 nolu tapede Muacet Korkmaz'ın Rüçhan Bayar'a düzenlenmesi yolunda tavsiyede bulunduğu ve gelen altın yükünün Duru Döviz A.Ş'ye ait olmadığı ve nihai alıcının Dubai olduğu yolundaki dilekçesinin de gümrük idaresine sunulduğu,

Gümrük idaresince alıcısı Duru Döviz A.Ş olarak düzenlenen konşimento (44499077720) nolu airwaybill) ve faturanın (16.12.2012 tarihli 11521 sayılı) orijinallerinin istenmesi üzerine söz konusu şahısların büyük panik yaşadığı ve bu evrakın verilmesi halinde kaçakçılık ile suçlanmaktan çekindikleri, sahte olarak düzenlenen konşimentoyu düzenleyen şahısların korkarak orijinali olarak nitelendirdikleri renkli ve orijinal kağıda basılı bir nüsha üretmeyi reddettikleri (tapeno110)  Muacet Korkmaz “valla abi bana öyle geldi çünkü konşimentoyu da ben şimdi Mehmet Abi konuşuyordum yani…vermez abi kesinlikle vermez abi” R.Bayar “ne yapacağız” M.Korkmaz “bilmiyorum ki valla ya o hava yolu bir yerden bir konşimento kessin versin abi” R.Bayar “biz ne diyeceğiz bizim elimizde böyle bir evrak yok mu diyeceğiz…orijinalini isteyecek mi yani bu istiyor yani” M.Korkmaz “isteyecek isteyecek her halukarda isteyecek yani” R.Bayar “isteyince de bizi ebeleyecek yani… eee bir de bu işin gerisi var yani geride diyelim ki adam yani şimdi onu elde etmeye çalışıyor anladın abi…elde etmeye çalışıyor şeyi evrakı yani…ilk verdiğimiz konşimento var ya bizim … kendi adımıza onun peşindeler yani” (tapeno 132) R. Bayar “tamam ağabeyciğim bize bir şey olmasında yani benim korkum bize” R.Zarrab “bize ne olabilir ki ya” R.Bayar “ ya abi işte adımız geçmeye başladı bunların orada ben istemiyorum böyle bizim itibarsız işlerde adımız geçsin yani resmiyette yokuz ama yani…şey de bizim yani Duru da bizim anasını satayım",

Bu arada Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Personelince ULS kargo ve HAVAŞ  yetkilileri ile birlikte 04.01.2013 günü 23.00'da düzenlenen Araştırma ve Tespit tutanağında; Gümrük Müdürlüğüne sunulan belgelerde kargonun mineral sample olarak belirtilmesi, risk ihtiva etmesi, gümrük idaresine çıkış için başvurması ve gümrüğe sunulan Certifica Of Origin  belgesinde Master Sara Turizm İmport Export Sanayi ve Dış Ticaret LTD.şti unvanının Türk menşeli firma olabileceği ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Bilgi Bankasında yapılan sorgulamada firmanın üyeliğinin 03.01.2013 tarihinde iptal olduğu görülmesi üzerine fiziki tespit yapılmak üzere uçağa girildiği, uçakta 30 kap karton kutu, kutular içinde asma kilitle kilitlenmiş vaziyette ahşap kasalar olduğu görülmüş, ahşap kasalardan bir tanesinin kilidinin açık olduğu ve içerisinde sarı renkli külçeler halinde altın cinsi eşyalar olduğu tahmin edilen kargonun bulunduğu, kutuların ve kasaların üzerinde ise Master Sara Turizm İmport Export Sanayi ve Dış Ticaret LTD.şti unvanlı firmanın kaşesinin olduğu hususları tutanak altına alınmış,

Aynı gün AHL Kargo Gümrük Müdürlüğünce saat 23.16'da düzenlenen 15714.01.2013 kayıtlı sayı-tarih tutanakta ise “ Duru Döviz Kıymetli Madenler A.Ş” tarafından sunulan dilekçenin firmanın mevkur eşya üzerinde herhangi bir hak ve temsili ibraz edilmediğinden ve ekli belgelerden görüldüğü üzere 30kap1500 kg  “mineral sample” tanımlı eşya ile ilgili olarak herhangi bir yetki bulunmadığından ilgili dilekçe üzerine havale şerhi verilmediği ve kayda alınmadığı , yine ULS Airlines Cargo Dilekçesindeki talebin, (15694.01.2013 kayıtsayıtarih) eşyanın taşıyıcısı olduklarını gösterir herhangi bir orijinal evrak sunulmadığı gerekçesiyle kabul edilmediği,

Gümrük İdaresinin şüpheli gördüğü evrak ve işlemler sonunda “Master Sara Turizm İmport Export Sanayi ve Dış Ticaret LTD.şti” isimli firma ile Duru Döviz Kıymetli Madenler A.Ş hakkında araştırma yapılacağı kararını verdiği ve bu durumun da Rüçhan Bayar  tarafından hemen Reza Zarrab'a iletildiği (131 nolu tape)  132 nolu tapede ise R.Zarrab “Pazartesi Duru Dövizi araştıracaklar bizden bir şey çıkmaz biz altın borsasına üyeyiz.. abi sen sadece sinyal çakda pazartesi altın işlemi yapmasın orda bloke mloke ederler parayı marayı” ifadesiyle Duru Döviz A.Ş'nin gerçek sahibi olduğunun anlaşıldığı, Rüşvetin parolası: Çikinov

Ayrıca 50 nolu TK 1848338389 sayılı tapede R.Zarrab'ın gümrük personeline rüşvet verilmesi dahil olmak üzere konuyu çözmesi için R. Bayar'a talimat verdiği, bu konuda aralarındaki “parola”nın “çikinov” olduğu söz konusu görüşmede R.Zarrab “ya tamam üç beş çikinov yapıp hallet” R. Bayar “ya olsa sana sormam zaten çikinov ya 10, 20, 50 daha verir ben bu işi hemen çözerim” R. Zarrab “tamam niye çözemiyorsun ki” dediği, R. Bayar'ın 10 nolu tapede konuyu anlattığı görüşmede Abdullah Happani “ne yapacağız peki” R. Bayar “ya çikinova gibi ne gerekiyorsa evrak bazında onlara da şey yapın diyo her şeyimiz legal olsun diyor tamam”, R.Bayar'ın 135 nolu tapede kayıtlı görüşmesinde konuyu çözmek için rüşvet teklif ettiği hususunu Babak Zanjani'nin adına hareket eden Fatih isimli şahsa “yok imkansız canım yok çözseydik dün akşam zaten ben neler düşündüm neler teklif ettim boyumuzun üstünde şeyler vaat ettim yani” şeklindeki ifadesiyle söylediği, keza Gümrük Müdür Yardımcısı Teoman Coşkun Dudak'a rüşvet teklifini 132 nolu tapedeki görüşmede R. Zarrab'a “Teoman'a neler yaptım yani ne vaatler ne şeyler yok yok yani adam almıyor ben diyo memuriyetimi yakamam diyo 3-4 kişi ne gerekiyorsa dedim ya usulsüz bir şey yok evraklarımız tam”şeklinde ilettiği, nitekim Muacet Korkmaz'ın 106 nolu tapede kayıtlı “ya onları şey yaparız abi ya yani burada artık art niyet yok öbür türlü de ben bir şey söylemiştim ya… ondan sebep yumuşak davranmaya başladılar”, R. Bayar “bişey istiyorlar”  Muacet Korkmaz “ tabi tabi yoksa bunu şey yapmazlar yani yani ben o kapıyı onlara açık bıraktığım için” ifadelerinden gümrük memurlarına rüşvet teklif edildiğinin açıkça görüldüğü,

08.01.2013 günlü 143 nolu tapede R. Bayar'ın “evrakları bekliyoruz orijinal diyor devamlı bugün bu saat 2 saat 3 saat sonra diyorlar …evrak yok ki yani artık bu saatten sonra patates evrakların hiçbiri işe yaramaz” yorumunda bulunduğu, 144 nolu tapede de R. Zarrab'ın yeni evrakların geldiğini haber verdiği , malım mevcut sahte evraklarla serbest dolaşıma sokulması işlemini gerçekleştiremeyeceğini anlayan R. Zarrab'ın bağlantıları ile malım aslında ilk sahte (numarasız) konşimentoda kayıtlı alıcısı olan “Master Sara Turizm İmport Export Sanayi ve Dış Ticaret LTD.şti” yerine bu kez Master Sara firması ortağı adına “Vahid Moradi Moghaddam, Swift İnvestment & Development Co.Ltd  Dubai”  şeklinde ve 4449907753 nolu 08.01.2013 tarihli yeni bir “airwaybill” düzenlettirdiği, R.Zarrab'ın 53 nolu tapede Gana'dan geleceğini beyan ettiği yeni konşimento ile ilgili olarak “ben ne istiyorsam onu yazacaklar” şeklinde bir ifade kullandığı,bu durumun gelecek olan yeni konşimentonun da orijinal değil üretilmiş bir belge olduğunu ortaya koyduğu, bu konşimentoyu desteklemek üzere ibraz edilen diğer belgelerin ise gelen belgelerin “airwaybill” ile aynı sayı ve tarih (4449907753 nolu 08.01.2013 tarihli) kargo manifestosu , 12121 sayılı 03.01.2012 tarihli satış faturası , 12122 sayılı 03.01.2012 çeki listesi, 4627918.12.2012 sayı ve tarihli  FORM.A Belgesi ile A29696818.12.2012 sayı ve tarihli EUR.1 belgesi olduğu,

Muayene memurlarınca heyet olarak müdürlük makamına yönelik olarak elle yazılan 11.01.2013 tarihli müzekkerede, uçakta bulunan altınların olduğu kasaların üzerinde Güzelyurt Mahallesi Yıldırım Beyazıd Caddesi Delta Apt a2 blok kat 1 Beylikdüzüİstanbul adres bilgisi bulunan Beylikdüzü Vergi Dairesi 6130666249 sayılı vergi nolu Master Sara  Turizm İnşaat isimli firmanın yazılı olduğu ve sunulan belgelerin heyetçe yapılan kontrolü neticesinde beyanname muhteviyatı eşyanın 01.01.2013 günlü AHL iniş yapıp beyanname ekinde sunulan belgelerde 12121 sayılı faturanın uçağın inişinden 2 gün sonraki tarih olan 03.01.2013 günü tanzim edilmiş olduğu,44499077753 sayılı konşimentonun ve kargo manifestosunun 08.01.2013 tarihli olduğu , dolayısıyla faturanın uçağın havalimanına iniş tarihinden daha ileri bir tarihli olduğu, 29 kap eşyanın kilitli olduğu ve firma temsilcisi tarafından anahtar temin edilemediği, eşyanın belgelerinin orijinal olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğu, eşya ile ilgili olarak Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlüğüne intikal ettirilen hususlara henüz cevap gelmediği ve işlemlere esas olmak üzere üst makamlarca konu hakkında verilecek talimata göre işlem yapılması şeklinde müzekkere  verildiği, Gümrük Müdür Yardımcısı Haldun Yılmaz imzası ile de “taşıyıcı firma nezdinde eşyaya ait gümrük beyannamesi, fatura ve konşimentonun konsolosluk tasdikli suretinin ibrazının istenilmesinin uygun görüşle arz ederim” denilmiş ise de hiçbir belgenin konsolosluk onayı veya tasdiklerinin ibrazı alınmaksızın uçağın mevcut haliyle ve müzekkereye konu orijinalliğinden şüphe edilen fatura ile kalkışına izin verilerek bu hususun görmezden gelindiği,

Eşyanın tam tespiti (sayılması) işlemi için düzenlenen 12.01.2013 tarihli tutanakta yine 30 kap eşyanın sadece bir kabının açık olduğu , diğer 29 kutusunun kilitli olduğu ve ULS kargo yetkilisinin anahtarının olmadığı , eşyanın sigortasız olması nedeniyle yetkilinin kutuların kırılması teklifini kabul edilmediği ve muayene işleminin tamamlanmadığı...

Alıcı temsilcisi “Saiyed Reza Querishi Kahangi”nin de bulunduğu heyet marifetiyle 14.01.2013 tarihinde saat 20.35'de yapılan tespit tutanağında 30 kap eşyanın 1500kg beyan edilmesine rağmen , brüt 1.288 kg, net 1.208 kg olarak tespit yapıldığı , bu arada Saiyed  Abolfazi oğlu 03.02.1967 Tahran doğumlu Saiyed Reza Querishi Kahangi'nin giden uçakta yolcu olduğu,BİLGE sistemi üzerinde yapılan incelemede söz konusu eşyaya ilişkin transit beyannamesinde net 1500 kg olarak beyan edilen eşya miktarının aynı sayı tarihli Transit Beyannamesinde redrese edilerek düzeltildiği,yani beyannamenin Gümrük idaresince onay tarihinin 16.01.2013 olduğu ve eşya miktarının brüt 1.283 kg, net 1.208 kg olarak beyan edildiği,

Bu durumda eşya ile ilgili olarak gümrük idaresine sunulan özel beyanda eşyanın 1500 kg olduğu beyan edilerek, yurda 1500 kg altın girmiş olduğu ancak transit beyannamesindeki beyana göre, brüt 1.283, net 1.208 kg çıktığı şeklinde bir durumun oluştuğu, 114 lira cezayla ayrıldı.

AHL Kargo ve Güvenlik Müdürlüğü'nce taşıyıcı firmaya 4458 sayılı Gümrük Kanunun 2413-d maddesi uyarınca süresi içinde özel beyan verilmemesi nedeniyle 152 TL usulsüzlük cezası tatbik edildiği, firmanın indirimli olarak 114 TL ödediği, uçağın 18.01.2013 günü Dubai'ye gitmek üzere havalandığı,

Konunun Gümrük İdaresi Boyutunda,eşyanın 01.01.2013 günü AHL iniş yaparak sunulan belgelerde 12121 sayılı faturanın uçağın inişinden 2 gün sonra 03.01.2013 tarihinde tanzim edilmiş olduğu,44499077753 sayılı konşimentonun ve kargo manifestosunun 08.01.2013 tarihli olduğu, dolayısıyla fatura ve konşimentonun eşyanın havalimanına inişinden sonraki bir tarihe ait olduğu, alıcı Master Sara Firmasının 03.01.2013 tarihinde iptal edilmiş olduğu tespitleri gümrük personelince düzenlenen muhtelif tutanak ve müzekkerelerde belirtilmiş, Gümrük Müdürlüğünce söz konusu altınları taşıyan uçağın bekletilmesindeki gerekçe olarak 116010.01.2013 sayı ve tarihli yazısında “belge sunulmaması, sonradan sunulan evrakın eksik oluşu ve orijinal olmayışı” olarak belirtilmesine rağmen söz konusu evrakların asıllarının ibraz edilmediği, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne  yazılan 16.01.2013 tarih ve 1786 sayılı Gümrük Müdürü Selvet Kaplan imzalı yazıda “14.01.2013 sayı tarih ve 1181311 sayılı yazımızla firmadan istenilen konsolosluk tasdikli mahreç ülke çıkış beyannamesi,konşimento, fatura 16.01.2013 gün saat 17.00 itibariyle müdürlüğümüze sunulmamıştır ve halen uçak AHL apron sahasında bekletilmektedir” denildiği ve “uçağa hareket izni verilip verilmemesi, sunulan bilgi ve belgelere göre işlem yapılıp yapılmayacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu” ve yapılacak işlem yönüyle müdürlüklerin talimatlandırılması talep edilmiş, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün AHL Kargo Gümrük Müdürlüğüne hitaben yazılan ve Bölge Müdürü Tevfik Usta imzası bulunan 395417.01.2013 sayı ve tarihli yazıda “ilgide kayıtlı yazınız ve ekleri incelenmiş olup; müdürlüğümüzce yapılan tespit ve işlemler sonucunda 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanununa temas eden bir duruma rastlanmadığından , 01.01.2013 günü saat 06.40'da Atatürk Havalimanına iniş yapan ULS Airlines Cargo Firmasına ait TC-ABK tescil işareti KZU-755 sefer sayılı uçağa hareket izni verilmesi müdürlüğümüzce uygun görülmüştür” şeklindeki yazısıyla uçağın havalanmasına izin verdiği ve bu bilginin beyannamenin BİLGE sisteminde “açıklama” bölümünde dercedilmiş olduğu,

Konu mevzuat yönünden incelendiğinde,
1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun  Madde 1; “kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu selahiyetlidir.”

Madde31 “Bakanlar kurulunun bu kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi 3 bin Türk Lirasından 25 bin Türk lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır” Madde 32 “fiil birinci maddede yazılı kıymetlerin  izinsiz olarak yurttan çıkarılması ve yurda sokulması mahiyetinde ise 21.3.2007 tarihli 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre suç veya kabahat oluşturmadığı takdirde kişi; eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar teşebbüs halinde bu bedelin yarısı kadar idari para cezasıyla cezalandırılır” Madde 35 “Bu kabahatlerin bir tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde , ilgili tüzel kişiye de aynı miktarda idari para cezası verilir.”

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 7a fıkrasında “kıymetli madenler, taşlar ve eşyaların Dış Ticaret Rejimi esasları dahilinde Türkiye'ye ithali ve ihracı serbesttir. Ancak standart ve standart dışı işlenmemiş kıymetli madenlerin, ithal ve ihracında gümrük idarelerine beyan verilmesi esas olup, ithalat ve ihracat rejim , karar ve yönetmelikleri uygulanmaz. Standart işlenmemiş kıymetli madenlerin ithali yalnızca , Merkez Bankası ile kendi mevzuatındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla Kıymetli Madenler Borsası üyesi Kıymetli Maden aracı kuruluşları tarafından yapılır. Ancak Kıymetli Madenler Borsası üyesi aracı kuruluşlar ithal ettikleri standart ve standart dışı işlenmemiş kıymetli madenleri 3 iş günü içerisinde borsaya teslim etmek zorundadır.” 2u fıkrasındaki tanımda ise “ Kıymetli Maden Aracı Kuruluşları : Kıymetli Madenler Borsaları ile ilgili mevzuat çerçevesinde faaliyet izni alan yurt içinde ya da yurt dışında yerleşik tüzel kişilikleri tanımı mevcut olduğu,

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun 31.maddesi ; “eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi , 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar da adli para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması halinde , verilecek ceza 3'te 1'inden yarısına kadar arttırılır” hükümünü amirdir,

konuyla ilgili kanunda diğer hükümler  Madde 4- ( 1 ) Bu kanunda tanımlanan suçların, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde , verilecek ceza 2 kat arttırılır. (2) Bu kanunda tanımlanan suçların 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranda attırılır. (3) Bu kanunda tanımlanan suçların belgede sahtecilik yaparak işlenmesi halinde , ayrıca bu suçtan dolayı da cezaya hükmolunur. Madde 13 (1)  Bu kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK'nın eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümler uygulanır. Madde 15-( 1) Bu kanunda tanımlanan suçlar dolayısıyla müsadere yaptırımının konusunu oluşturan eşyanın kaim değerinden , bu eşyanın gümrüklenmiş değeri anlaşılır. Madde 21 b; Gümrüklenmiş değer; Uluslar arası kıymet sözleşmesine göre belirlenecek ithal eşyası için CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için  FOB kıymeti ile gümrük vergileri toplamı , Madde 21 yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller , teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile cezalandırılır” şeklinde olduğu,
Hükümlerinin mevcut olduğu,

Tüm bu fiiller , görüşme kayıtları ve mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde,
31.12.2013 günü AkraGana'dan havalanarak 01.01.2013 günü Atatürk Havalimanına iniş yapan ULS Havayollarına ait TCABK tescilli KZU755 sefer sayılı kargo uçağında yüklü bulunan 1,5 ton altının Türkiye Gümrük Bölgesine sokma iradesinin yukarıda anlatılan görüşmelerden açıkça anlaşıldığı, eşyanın Gana'dan çıkışında “Mineral Sample-Mineral numunesi” olarak beyan edildiği bu durumun bizzat firma tarafından verilen ilk (7 nolu tape) konşimento, 18.12.2012 tarihli 46270 nolu form A Belgesi , A296968 nolu 18.12.2012 tarihli EUR.1  belgesinde de kayıtlı olduğu, dahası Gana ihracat beyannamesi olduğu değerlendirilen 12012565117 sayılı 18.12.2012 tarihli belgede eşyanın 25.30.90.00.00 GTİP'inde “mineral sample” tanımlı eşya, gümrük değerinin 1898,90 USD olarak kayıtlı olduğu , Uluslar arası ticarette geçerli günlük tarife istatistik  pozisyonu 2530.90 GTİP'te tanımlanan eşyanın, “tarifenin başka yerinde belirtilmeyen ve ya yer almayan mineral maddeler-diğerleri” olduğu, Ghana Geological Survey Departmant (GSD) Gana Jeolojik Ölçme Dairesi isimli kurumca düzenlenen 14.12.2012 tarihli OC56526 nolu belgede 15 kap 1500 kg mineral sample cinsi eşyanın laboratuar analizi maksatlı olduğu ve ticari değeri bulunmadığının kayıtlı olduğu, keza Gana basının da çıkan haberlerde Gana Ulusal Soruşturma Bürosunca (BNI)  yapılan soruşturma kapsamında Ghana Geological Survey Departmant (GSD) Gana Jeolojik Ölçme Dairesi Başkan vekili Dr Thomas Adu ve baş teknisyen Justice Adom isimli şahısların tutuklandığı ve kefaletle serbest bırakıldığı, Başkan vekili Dr Thomas Adu'nun 2 adet sertifikada imzasının yer aldığı, ön ihracat işlemleri için düzenlenen iki sertifikada da “Mineral Samples-Mineral Numunesi” for laboratory anaylsis only and of no commercial value – sadece laboratuar analizi için ticari kıymeti yoktur” şeklinde düzenlendiği ve ikisinin de GSD adına Thomas Adu tarafından imzalandığı, Gana Havalimanında eşyanın x-raydan geçirildiği ve x-ray tarama raporlarına göre eşyanın külçe altın olduğu, ihracatçı Omanye Gold  Mining firması yetkilisi  Kofi Bedzrah'ın eşyanın 62.000.000 USD değerinde 1,5 ton altın külçe olduğunu belirttiği, bununla birlikte gümrüğe eşyanın mineral samples olarak beyan edildiği, bu durumu Rüçhan Bayar'In Reza Zarrab'a 44 nolu tape olarak kayıtlanan görüşmede “çünkü bunun kağıdı uçağa bunlara düzgün malı veriyorlar uçağa yüklenirken bir ali Cengiz yapıp başka mal yükleyip paket yapıyorlar” ifadesiyle özetlediği, bu suretle eşyanın çıkışta hiçbir ticari değeri olmayan mineral madde olarak beyan edilmiş olduğu,

Bilahare hiçbir evrakı olmaması nedeniyle önce Türkiye'ye ithal amacıyla alıcısı Duru Döviz A.Ş olan 11521 sayılı 16.12.2012 tarihli fatura ile 44499077720 nolu “airwaybill”in (hava konşimentosu) sahte olarak düzenlendiği, orijinal evrakın ibraz edilmemesi nedeniyle ithalatın gerçekleşmemesi dolayısıyla bu kez eşyayı Dubai'ye transit etmek amacıyla 12121 sayılı 03.01.2012 tarihli satış faturası ,12122 sayılı 03.01.2012 tarihli çeki listesi 4449907753 nolu 08.01.2013 tarihli  konşimento  (airwaybill) ile yine 4449907753 nolu 08.01.2013 tarihli manifestonun sahte olarak düzenlenerek eşyanın özel beyan ve transit beyannamesi tescil ettirilmesi suretiyle Dubai'ye gönderilmesinin sağlandığı,

Söz konusu fiillerin organize bir yapı halinde gerçekleştiği taşıma sözleşmesinin Babak Zanjani tarafından bizzat imzalandığı, keza uçak kira ve demuraj ücretlerinin olay tarihinde Babak Zanjani'nin firma ortak müdürü olduğu Kont Group Kozmetik Sanayi olduğu ve Dış Ticaret Ltd. Şti tarafından ödendiği , Kont Group Firmasının müfettişlik raporundaki yazısında Sorinet Group arasındaki hesap sözleşmesi nedeniyle Sorinet Firmasının ULS Havayollarına olan borcunu ödediği belirtilmekte ise de Avrupa Birliğinin 21.12.2012 tarihli 12642012 sayılı kararında , First İslamic İnvestment Bank ve Sorinet Commercial Trust ile ilgili olarak, Sorinet Group'un bir parçası oldukları ve Sorinet Group'un sahibinin Babak Zanjani 16.12.2012 tarihli faturada satıcının (göndericinin) hesabının bulunduğu banka olduğu,(First Sicil Gazetesinde Yayınlanan İlan ile Kont Group Kozmetik Sanayi  ve Dış Ticaret Ltd. Şti sermayesinin 200.000 (iki yüz bin) TL'den 6.000.000.000 ( altı milyon) TL'ye çıkarıldığı, 5.998.000 (%99,9) TL'sinin Babak Zanjani 2.000 TL ( %0,1)sinin ise  “Soraya Asadi”ye ait olduğu, aynı günlü 82491.02.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yer alan ilan ile  hisselerin tamamını Merve Irmak isimli şahsa devrettiği,  müdürlükten ve ortaklıktan ayrıldığı,
Babak Zanjani ile Reza Zarrab'ın tüm bu taşıma, sahte fatura üretme, altınları yasal olmayan yollarla yurda sokmaya teşebbüs ve Dubai'ye transit faaliyetleri esnasında bir örgüt yapısı içinde ve organize şekilde hareket ettiği, 

Reza Zarrab'ın “saha” elemanı olan Rüçhan Bayar ile Babak Zanjani tarafından görevlendirilen Fatih Bardakçı'nın sürekli irtibat halinde oldukları, Rüçhan Bayar'ın gelişmeleri anında Reza Zarrab ile paylaştığı ve ondan gelen talimatla hareket ettiği, Reza Zarrab ile diğer şahıslar (Rüçhan Bayar, Abdullah Happani, Emir Eroğlu, Emin Hayyam, Muacet Korkmaz)  arasında alt üst ilişkisi bulunduğu , eşyanın ilk olarak Türkiye'ye serbest dolaşımla sokulması için üretilen Duru Döviz A.Ş adına sahte olarak düzenlenen fatura ve konşimentonun Reza Zarrab'ın talimatı ve kontrolü dahilinde , bilahare Dubai'ye transit etme çabası esnasında sahte fatura olarak düzenlenen,konşimento ve manifesto ile diğer belgelerin Babak Zanjani  talimatı ve kontrolü dahilinde düzenlendiği, dolayısıyla sahte faturaların tüm bu şahısların ortak faaliyeti ile düzenlendiği 26 nolu tapede sahte olarak düzenlenen faturaları sorarken Reza Zarrab “ha tamam oldu…hangi firmanın faturasını yolluyorlar …sorinet mi” R. Bayar'ın “ya bu adamların… evet evet onlardan geliyor sanırım dur bakayım maili açayım şuradan adreste onlar yapmadı biz yaptık zaten abi” Reza Zarrab'ın “ha siz mi yaptınız tamam” şeklindeki görüşmenin de aradaki ilişkiyi izah ettiği, Zanjani'nin ithal ve transit sürecinde ULS Kargo Çarter Müdürü Yasin Ata ile sürekli olarak bağlantıda olduğu, 133 nolu tapede Reza Zarrab'ın malın kağıt üzerinde alıcısı görünen  ve altın kutuları üzerinde adı kayıtlı olan Master Sara Firması ortağı  Vahid Moradi  Moghaddam ile görüştüğü, keza görüşmelerin tetkikinde Vahid Moradi'nin R.Bayar ve Yasin Ata ile iletişim içerisinde olduğu,

Dolayısıyla yasal bir ticaretin ürünü olmadığı sabit olan altınlar ile ilgili olarak Babak Zanjani, Reza Zarrab Vahid Moradi arasındaki ilişkinin gerçek ve yasal bir ilişki olmadığı, bu boyutta değerlendirilen altının gerek nakliye ve emtia sigortasının olmaması, gerek miktarı ve niteliği konusunda alıcının (Reza Zarrab) bilgi sahibi olmamasının ticaretin ve hayatın gerçekleri ile bağdaşmadığı, Gana Gümrük İdaresinden eşyaya ait çıkış belgelerinin orijinalinin alınması (üretilmesi) için 1.700.000 USD'lik bir paranın ödenmesi gerektiğinin Reza Zarrab'ın bilgisi dahilinde olduğu, bu şekilde Gana'dan ticari değeri olmayan “mineral sample-mineral numune” olarak 1898 USD olarak beyan etmek suretiyle yasal olmayan yollardan çıkarılan “altın”ın sahte evraklarla gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın Türkiye'ye sokulmak istendiği, 4 nolu tapede Rüçhan Bayar'ın eşyadaki karı kilo başına 5-6 bin dolar olarak ikrar ettiği, 22 ayar altının kilosunun 17 Aralık tarihinde yaklaşık 49.834 TL olduğu, dolayısıyla, kilo başına 6000 USD'lik fark halinde 9.000.000 USD'lik bir kar, 7 000 USD'lik bir fark halinde ise 10.500.000 USD'lik bir karın oluştuğu, altın alım satın sırasında bu kadar büyük bir marjın makul olmadığı,

Nitekim 052-6 sayılı , 18.03.2013 tarihli soruşturma raporunda “Gümrük İdaresine İlk verilen belgelerde eşyanın cinsinin “mineral samples” olarak kayıtlı olması , gümrük idaresine iki farklı konşimento ibraz edilmesi hususu dikkate alındığında, altınların gümrüğe beyanda bulunmadan ülkemize sokulmak istendiği ( ithaline teşebbüs) değerlendirmesine varılmıştır” tespitinin yapıldığı,
Her ne kadar altın vergisi gümrük vergisinden muaf ve KDV'den istisna ise de yukarıda tüm ayrıntılarla ortaya konulduğu üzere olaydaki esas menfaatin eşyanın vergisel boyutu ile ilgili olmadığı, çıkışında farklı cinste ve eşyanın ticari değeri olmadığı beyan edilerek çıkışı sağlanan kaçak eşyanın sahte evraklarla yasal hale getirilmeye çalışıldığı, bu suretle en az 9-10 milyon USD'lik kar getirisi sağlandığı, 32 sayılı kararda kıymetli madenlerin ithalinin serbest olduğu, ithalat ve ihracat rejim, karar ve yönetmelikleri uygulanmayacağı belirtilmekle birlikte bu cins eşyanın ithal ve ihracatında gümrük idarelerine beyan verilmesinin esas olduğu,  bu madenlerin ithalini ise sadece “Kıymetli Madenler Borsaları ile ilgili mevzuat çerçevesinde faaliyet izni alan yurt içinde ya da yurt dışında yerleşik tüzel kişiler” olarak tanımlanan Kıymetli Maden Aracı Kuruluşları tarafından gerçekleştirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Kararda bu hükümle işlenmiş madenlerin ithalinin yasak olan ürünlerden olmadığı belirtilmekte olup, bu hükmün eşyanın ithalinin hiçbir izne ve şarta bağlı olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu bağlamda Gümrük Yönetmeliğinin 206. maddesi “ithali belli kurum ya da kuruluşlara bırakılan eşya” başlığı altında “Özel kanunlar gereğince Türkiye'ye ithali belli kurum ve kuruluşlara bırakılan eşya, ancak bu kurum ve kuruluşlar veya bunların yetki verdiği kurum veya kuruluşlarca ithal edilebilir” hükmünü ihtiva eder. Nitekim 32 sayılı kararın 7a maddesi standart işlenmemiş kıymetli madenlerin ithali konusunda böyle bir şart getirmektedir. Yine aynı karar kapsamında bu cins eşyaların ithalinde gümrük idaresine beyan gerekmekte olup ürüne ve ürünün taşınmasına ait doğru, orijinal ve yasal belgelerin her halükarda beyannameye eklenmesi gerekir.

Öte yandan Yargıtay 7.Ceza Dairesinin alt derece mahkemenin kararlarını bozduğu 20110328 esas sayılı kararında, “eşyanın yurda ithaline ilişkin olarak gümrük mevzuatında hangi hallerde muafiyet ve istisna tanınacağı sayılmış olup, gümrük kapısı dışından eşya ithalinde bir muafiyet ve istisna tanınacağı sayılmış olup, gümrük kapısı dışından eşya ithalinde bir muafiyet ve istisna düzenlenmediği gibi 5607 sayılı kanunun 31 maddesinde, “eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın Türkiye'ye ithal eden kişi , bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar alt para cezası ile cezalandırılır . Eşyanın belirlenen gümrük kapıları dışından Türkiye'ye ithal edilmesi halinde verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar arttırılır” amir hükmü öngörülmüş bulunmaktadır.” Şeklindeki kararında ifade edildiği gibi yasal olmayan yollardan eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye ithal etme fiili, söz konusu mal muafiyet ve istisnaya tabi bulunsa bile kaçakçılık suçuna sebep verir mahiyette bulunmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği gibi “altın” eşya gümrük vergisinden muaf ve KDV'den istisna olmak üzere eşyanın gümrük idaresine beyan edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ithalat verilerinden tamamen muaf olan ve 64.500.000 USD eşya sadece 53 TL Damga vergisi ödenmek suretiyle ithalatını gerçekleştirebilecek iken bu kadar zahmete ve sahtecilik faaliyetine katlanılmasının makul bir izahı olmayacağı, tüm bu çabaların yukarıda anlatıldığı üzere yasa dışı faaliyetin ürünü olan kaçak bir şekilde Gana'dan çıkarılan eşyayı normalleştirme gayretinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Öte yandan 4458 sayılı Gümrük kanununda düzenlenilen cezalar 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanunu kapsamındaki cezaları birbirinden ayıran unsur “Kaçakçılık kastı” olup, söz konusu fiillerin kusursuz veya taksirle işlenmesi halinde Gümrük Kanunundaki cezalar tatbik edilmekte iken, kaçakçılık kastı ile işlenen suçlarda 5607 sayılı kanun uygulanacaktır.

Bununla birlikte söz konusu olayda kaçakçılık kastının sabit görülmeyip işlenen fiillerin 5607 sayılı kaçakçılık ile mücadele kanunu kapsamında değerlendirilmemesi halinde Kambiyo Mevzuatı gereğince uygulanması gereken hüküm 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanunun 31 maddesi değil 32 ve 35 maddesindeki uygulama olabilir.Madde 32 ye göre, “Fiil, 1.maddede yazılı kıymetlerin izinsiz olarak yurttan çıkarılması veya yurda sokulması mahiyetinde ise 21.03.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre suç ve kabahat oluşturmadığı takdirde kişi, eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar , teşebbüs halinde ise bu bedelin yarısı kadar idari para cezası ile cezalandırılır.” burada zikredilen izin genel anlamda bir izin olup aksi halde bu madde hüküm doğurmayan kadük bir madde olacak ve hukuki anlam ifade etmeyecektir.

Zira 1930 tarihli 1567 sayılı kanunun 31 maddesi kapsamında 1.maddede yazılı kıymetlerin izinsiz olarak yurttan çıkarılması ve yurda sokulması idari olarak cezalandırılmış olup,  Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'ın 7a maddesi de yürürlüğe girdiğinden bu yana mana itibariyle aynı çerçevede tutularak değiştirilmemiş ve “kıymetli madenler dış ticaret rejimi esasları dahilinde Türkiye'ye ithalinin serbest olduğu, ancak standart ve standart dışı işlenmemiş kıymetli madenlerin , ithal ve ihracında gümrük idarelerine beyan verilmesinin esas olup, ithalat ve ihracat rejim karar ve yönetmelikleri uygulanmayacağı” hükmü korunmuştur. Dolayısıyla Kıymetli madenlerin ithali kararının yayımlanmasından bu yana hiçbir zaman izne tabi olmayıp kast edilen eşyanın gümrük idaresinde ve gümrük işlemlerine tabi tutularak beyan edilmesidir. Bu nedenle fiilin kaçakçılık olarak değerlendirilmemesi halinde, yeni bulgu ve veriler ışığında izin alınmaksızın eşyanın yurda giriş teşebbüsü aşamasında kalan ve tüzel kişi yararına işlenen fiile 32 ve 35  maddelerinin tatbik edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Ayrıca Reza Zarrab'ın bilgisi dahilinde Gümrük Personeline rüşvet teklif edildiği, Rüçhan Bayar'ın 130 nolu tapedeki görüşmede Reza Zarrab'a Gümrük Müdür Yardımcısı Teoman Coşkun Durak'a rüşvet teklif ettiğini ilettiği, Rüçhan Bayar'ın 135 nolu tapede kayıtlı görüşmesinde konuyu çözmek için rüşvet teklif ettiği hususunu Babak Zanjani adına hareket eden Fatih isimli şahsa söylediği, keza Muacet Korkmaz'ın da 106 nolu tapede gümrük memurlarına rüşvet teklif ettiğini Rüçhan Bayar'a söylediği, ancak herhangi bir para ödendiği konusunda bilgi ve görüşmenin bulunmadığı,

Netice olarak iş bu raporumuz ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere, elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde , bahse konu şahısların sahte evraklarla çıkışını sağladıkları ve cins, miktar ve kıymet konusunda çıkış gümrük idaresini (Gana) aldattıkları tespit edilen ve 1500 kg  olarak beyan edilen altın cinsi eşyayı defaatle sahte evrak düzenlemek suretiyle gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkemize sokmaya teşebbüs etme suretiyle 5607 sayılı KMK'nın 31 maddesindeki kaçakçılık fiillerinin işlendiği, 2912 kilo altın Türkiye'ye sokuldu.

Ayrıca bu eşyanın hem tüm çıkış evraklarında (Gümrük Çıkış Beyanı dahil) hem de eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesi'ne giriş yaptığına dair özet beyanında ve diğer belgelerinde net 1500 kg olarak beyan edilerek yurda getirilmesine karşın , heyet marifetiyle 14.01.2013 tarihinde düzenlenen tespit tutanağında, 30 kap eşyanın brüt 1283 kg, net 1208 kg olarak tespit edilmesi ve transit beyannamesindeki beyana göre brüt 1283, net 1208 kg olarak çıkarılması hususları birlikte değerlendirildiğinde net 292 kg  (borsa değerine göre 14.600.000 USD değerinde ) altının bir şekilde herhangi bir beyana gümrük işlemine tabi tutulmaksızın yurtiçine sokulduğu düşünülen 5607 sayılı KMK'nın 31 maddesindeki kaçakçılık fiillerinin işlendiği kanaatine varılmış olduğundan,
İş bu raporumuzda izah edilen durumlar karşısında...

Söz konusu fiillerin işlenildiğinin anlaşıldığı,

Bahse konu altının Türkiye'deki gerçek alıcısı olan ve paravan şirket “Duru Döviz Menkul Kıymetler A.Ş'nin Emin Hayyam üzerinden yöneten Reza Zarrab,

Bahse konu altının taşınmasını içeren sözleşmeyi Sorinet Holding Queshm Co adına bizzat imzalayan, keza uçak kira ve demuraj ücretlerini olay tarihinde kendisinin firma ortak ve müdürü olduğu Kont Group ve Kozmetik Sanayi ve Dış Ticaret Ltd.Şti üzerinden ödeyen (olay esnasında) firma ortağı olan Babak Zanjani,

Reza Zarrab'ın yönetimi altında yapılan tüm işlem ve eylemleri Reza Zarrab adına hareket ederek gerçekleştiren Rüçhan Bayar,

Tüm faaliyetleri Rüçhan Bayar'ın kontrolü altında gerçekleştiren , 50.000 USD karşılığında 44499077720 nolu sahte konşimentoyu bizzat hazırlayarakhazırlatarak gümrük idaresine ibraz edilmesini sağlayan ve Reza Zarrab'ın firmasına ait gümrük işlemlerini yürüttüğü anlaşılan Muacet Korkmaz,

Eşyalara ait kutular üzerinde kayıtlı bulunan ve el yazısıyla hükümsüz olduğu değerlendirilen numarasız konşimento üzerinde , bilahare altınların Dubai'deki şirketine gönderildiği iddia edilen Master Sara Turizm İmport Export  Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti'nin yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte muhtelif tapelerden anlaşılacağı üzere tüm süreç boyunca kaçakçılık fiilinin işlenmesine gönderdiği sahte belgelerle yardımcı olduğu ve kaçakçılık fiillerini gerek Nüçhan Bayar ile gerekse de Reza Zarrab ile irtibat halinde işlediği anlaşılan Vahid Moradi Moghaddam,

Bahse konu “altın”ın taşınmasını içeren sözleşmeyi ULS Havayolları Kargo Taşımacılık A.Ş adına imzalamakla birlikte işlenen tüm fiillere yönlendirmeleriyle iştirak eden ve tahsis (book) ettiği konşimento numaralarıyla kaçakçılığın işlenebilmesini mümkün kılan ULS Havayolları Kargo Taşımacılığı A.Ş Çarter Müdürü Yasin Ata,

Tapelerin incelenmesinde olayın başlangıcında her ne kadar yönetim kurulu başkanı paravan “Duru Döviz A.Ş” adına sahte evrakların düzenlenmiş olduğundan haberdar olmasa da Reza Zarrab'ın talimatı ile gümrük idaresine giderek yaşanan olaya muttali olan ve ancak aldığı talimat doğrultusunda eşyaların firmasıyla ilgili olmadığı yönünde noter onaylı belge ibraz eden Emin Hayyam,

İncelenen tapelerden; 16.12.2012 tarihli 11521 sayılı faturayı Rüçhan Bayar'ın talimatı ve belirttiği surette bizzat sahte olarak düzenlediği anlaşılan Emir Eroğlu,

Tüm bu işlemlerden haberdar olarak sahte konşimentonun hazırlanması için gereken parayı Rüçhan Bayar'a gönderen ve “Duru Döviz A.Ş”de ( eski adı Durak Döviz Menkul Kıymetler)  10.10.2012 tarihine kadar yönetim kurulu başkan vekili olarak görev yaptığı anlaşılan Abdullah Happani,
Altınlara ait gümrük idaresine verilen özet beyan ve transit beyannamesini ULS Havayolları Kargo Taşımacılık A.Ş adına imzalayan ve yapılan işlemlerden beyan sahibi ve taşıyıcı olarak sorumlu olan İsmail Karaaslan,

Tüm bu işlemlerden haberdar olarak yine sahte konşimento düzenlenmesine aracılık eden ve Babak Zanjani adına hareket eden Fatih Bardakçı,

Haklarında 5607 sayılı KMK'nın 31.maddesinde tanımlanan kaçakçılık fiilini işlemeleri nedeniyle aynı madde delaletiyle 41, 42,|43 ve aynı kanunun 45.maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nın “özel ve resmi evrakta sahtekarlık” hükümleri çerçevesinde tatbikatta bulunulması,

Kara para aklama
Yine yukarıda söz konusu satış ile elde edilecek karın büyüklüğü (9-10 Milyon USD) şeklinde ifadesiyle birlikte, Gana'dan yasa dışı olarak çıkardıkları anlaşılan  1500 kg altının gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın yurda sokulmaya çalışılması ve net 292 kg altının yurt içinde bırakılması suretiyle işlenen kaçakçılık suçuna ilişkin mal varlığını yurt dışına çıkarmaları (Dubai) ve düzenledikleri müteaddit sahte belge Gana'dan “mineral samples-mineral numune” olarak çıkarılan “altını” yasal bir ticaretin ürünü gibi gösterme fiili, bir suçtan kaynaklanan mal varlığını yurt dışına çıkarma ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırma niteliğinde olduğundan,  5237 sayılı TCK'nın Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerini Aklama başlıklı 282. maddesi çerçevesinde tatbikatta bulunulması,

Yapılan teknik takipler neticesinde suç konusu fiillerin işlenmesinde, gümrük personelinin göz yumarak bu suçların işlenmesini sağlamak amacıyla bizzat rüşvet teklif eden Rüçhan Bayar ve Muacet Korkmaz ile bu tekliflerin bilgisi ve talimatları ile gerçekleştirildiği anlaşılan ve sağlanacak menfaatin öncelikli olarak kendisine (Reza Zarrab) ait olan, ancak gerek teknik dinleme kayıtları gerekse olayın gelişiminden teklifin kabul edildiğini gösteren  bir veri olmaması nedeniyle teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılan suç ile ilgili olarak Reza Zarrab, Rüçhan Bayar ve Muacet Korkmaz haklarında, TCK 252.maddesinde düzenlenen “rüşvet” hükümleri çerçevesinde tatbikatta bulunulması,

Bahse konu altınlarla ilgili Gümrük Müdürlüğüne iki farklı alıcı gösteren konşimento ve faturanın ibraz edildiği, eşyaya ait şüpheli evrak ve durumlar belirtilerek konsolosluk tasdikli orijinal çıkış belgelerinin talep edilmesi gerektiği hususu gerek muhafaza memurunca gerekse muayene memurunca düzenlenen muhtelif sayı ve tarihli müzekkere tutanaklar ile BİLGE sistemi üzerinde bulunan ilgili transit beyannamesinin “açıklama” kısmında belirtilmiş, AHL Kargo Gümrük Müdürlüğünün İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne yönelik 178616.01.2013 sayı ve tarihli yazısı ile “müdürlüğümüzce yapılan  tespit ve incelemeler sonucunda 5607 sayılı KMK'na temas eder bir hususa rastlanmadığından” uçağa hareket izni verildiği belirtilmiş olup, yapılan teknik dinlemelerdeki kayıtların tetkikinde yaşanan tüm bu suç fiillerine gümrük personelinin iştirak ettiği yolunda herhangi bir bulgu ve verinin olmadığı, gümrük muayene ve muhafaza memurlarının görevini gereği gibi yerine getirdikleri değerlendirilmekle birlikte , uçağın mevcut evraklarla ve konsolosluk tasdikli orijinal belgeleri ibraz etmeden havalanmasına izin veren gümrük amir ve memurlarının mezkur fiiller karşısındaki durumlarının Başsavcılık tarafından değerlendirilmesi,

Yukarıda kayıtlı bilgi ve belgeler dahilinde söz konusu fiillere katılıp katılmadıkları konusunda net bir bilgi ve belge elde edilemeyen ULS Havayolları Kargo Taşımacılığı A.Ş Genel Müdürü Hakan Bayramiç, ULS Havayolları Kargo Taşımacılığı A.Ş Yer İşletme Başkanı Ferit Çokyüce ve Reza Zarrab'ın çalışanı olduğu anlaşılan Kamelya Cemşidiran haklarında tatbikata mahal olmadığı değerlendirilmekle birlikte konunun Başsavcılıkça değerlendirilmesi. Arzu Yıldız-t24.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder