The Guardian'daki bir habere göre, Filipinler'de cumhurbaşkanı adaylarından Rodrigo Duterte'nin
1989'da bir hapishanede mahkum saldırısı sonunda tecavüz edilerek öldürülen misyoner
Avustralyalı kadınla ilgili sözleri şok etkisi yaratmış.
Duterte, o
dönemde Davao belediye başkanıymış.
Aşağıdaki video
kaydında Duterte'nin, "Tüm kadınlara tecavüz ettiler. Şu Avusturyalı
din görevlisi vardı. Onu dışarı çıkarırlarken gördüm. Yüzünü gördüm ve şöyle
düşündüm: 'Or.. çocukları. Ne kadar yazık. Hepsi tecavüz etti. Hepsi sıraya
girdi. Tecavüze uğramasına çok öfkelenmiştim. Ama çok güzeldi. Belediye
başkanına öncelik tanımalılardı..." şeklinde yaptığı konuşmayı
yayınlamışlar.
I should have
been first.
Cumhurbaşkanlığı yarışındaki diğer rakipler, Duterte uygun bir aday değil derken, yandaşları şaka yaptı demişler.
Rodrigo'nun daha evvel de cinsel başarılarıyla övünen biir
olduğu bazı yorumcuların sözlerine yansımış ancak, anlaşılan tüm dünya
tecavüzcüleri kutsuyor.
Özetle rezil bir dünyada aşıyoruz.
Malumunuz Papa'nın da çocuk tecavüzlerini onayladığını daha
evvel yazmıştık.
Katoliklerin şefi Papa, pedofili rahiplerinin koruyucusudur!DİN KÖKENLİ CİNSELLİĞİN BOK YEDİRMESİ
Rodrigo Duterte'nin kızı Sara Duterte'de, Instagram
hesabından kendisinin de tecavüz mağduru olduğunu, "Şaka yapmıyorum. Ben
de tecavüze uğradım. Ama yine de babama oy vereceğim" dediği kayıtlar
arasına girmiş.
Baba Duterte ise “Sara tecavüze uğramış olamaz. Yanında
silah taşıyor” demiş.
Bu ne biçim dünya böyle, ne ahlak kaldı ne namus.
Deyyus-u Ekber sonra da tutmuş özür dilemiş.
theguardianBunların kökleri feodalizme dayanıyor.
Feodal (derebeylik/ağalık/Tribâl) düzenine bakacak olursanız, ilk gerdek hakkını bile ağaların aldığını görüyorsunuz.
Demek ki medeniyet öylesine zor bir şey ki, herkesin medeniyet kavramına bağlı kalamadığını, tanrıların bir dönem pensten ibaret olduğunu düşünen kültürleri de anımsarsanız, neden dünyada tecavüzlerin kutsandığını da anlarsınız.
Bizde de malumunuz Ensar denen bir vakıfla bu işler çok konuşulmaya başlanmıştı.
Demek ki dünyanın hemen her yerinde Ensar olanlar bu tür işlerin içindeler.
Burada iş, anne-babalara düşüyor.
Lakin bazı yerlerde anne ve babalar çocukları üzerinden rant sağlıyor olduğu için, bu olayların temelinde yoksulluk ve inanç sektörü başrol oynuyor.
Demek ki toplumları aç, sefil, işsiz bırakır, üzerine de din sosu gezdirirseniz, her türlü tecavüzü kutsaya biliyorsunuz.
Yazıklar olsun böyle şerefsizlere de, onlara evet diyenlere de.
Burada aklıma bir soru geliyor.
Özellikle dünyanın gelişmemiş bölgelerinde, namus cinayetleri adı altında katliamlar yaşanıyor.
Rodrigo Duterte'nin, "I should have been first/önce ben tecavüz etmeliydim" söyleminden de yola çıkarsak, namus cinayetlerinde de, "I should have been first" iddiası söz konusu olabilir mi?
Öyle ya, neden kızını birini sevdi, biriyle evlendi diye katlediyorsun?
Sevmek suç mu, yoksa senin izin vermediğini sevme hakkı bile yok mu?
Başka şekilde sorarsam, "ilk gerdek hakkını sen mi kullanacaktın ki, başkasıyla evlendiği için öldürüyorsun?"
Bunu Türk toplumunun iyi düşünmesi, sorgulaması gerekmektedir.
Namus cinayeti işleyenlerin, "NAMUSUMU TEMİZLEDİM" iddiasında bulunanlara ve mahkemelerce salt bu söylem için ceza indirim sağlayan yargıçların, bu soruya yanıt vermeleri şarttır.
Nitekim ülkemizdeki, taciz ve tecavüzcülerle dolu Ensar vakfına taraf olup, onu savunmak için sokaklara dökülen din adamları, imza toplayan insanlar, madem namus için cinayet işleniyor, bu doğru oluyorsa, neden Ensar tacizcileri için imza toplayıp, destek yürüyüşleri yaptıklarını halkın sorgulaması gerekir.
Aksi halde, namus cinayeti demek, "I should have been first" olmalıydım iddiasıyla öldürmek demektir.
Alnını secdeye koyup, milletin çocuklarına tecavüze göz yumanlar, namustan bahsedemezler.
Artık mızrak çuvalı fazlasıyla delmiştir.
Bilinsin istedim...
22.4.2016
A. Dursun






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder