Bu yazı, hem sayfa tanıtımı hem de yıllardır söylediğim IŞİD+AKP+ABD+AB+TBMM iş birliği konusundaki yazılarımı destekleyen, önemli bilgiler içerdiği için sunulmuştur.
Malumunuz, Putin ve İsrail'den dilenen özürle, planların hız
kazandığı kesinleşmiştir.
Zira eş başkanlara verilen emir gereği, hem İsrail hem de
Rusya artık devreye sokulmuştur.
Aksi halde ABD tek başına Kürdistan ilan edemeyeceğini
anlamıştır.
Fazla kalmadı, hele yeni anayasa ve başkanlık bir oluşsun,
ilan üzerine ilan ve Öcalan'ın Kürdistan başbakanı olduğu günleri göreceğiz.
Üstelik Erdoğan ile birlikte ödül bile alacaklar.
İlgili yazılarımdan küçük bir kısmının adreslerini sayfa sonunda sunacağım.
10.7.2016
A. Dursun
Putin & Kadirov İŞİD Koridoru
Abdullah Manaz
İŞİD konusunda, Türk ve Dünya kamuoyunun bilmesi gereken bir
hususu dile getirmek istiyoruz.
İŞİD Projesi’nin niçin, ne zaman ve kimler tarafından
kurulduğuna ilişkin pek çok yazılar yazdık. İŞİD Projesinin kuruluş aşamasında
ABD, Rusya, İngiltere ve İsrail Gizli Servisleri ile birlikte Suriye ve İran
(özellikle Kudüs Gücü) Askeri İstihbarat birimlerinin önemli bir yardımlaşması
söz konusuydu. Suriye’de İslamcı Muhalefetin iktidarı ele geçirmesini önlemek
ve Esad yönetimini meşrulaştırmak için planlanan Yeni Radikal Tehdit (İŞİD)
için pek çok kanaldan militan derlendi. Suriye ve Irak hapishanelerindeki El
Kaide mensupları bir anda serbest bırakıldılar. Şam ve Beyrut havaalanlarına
dünyanın her yanından radikal İslamcı savaşçılar gelmeye başladılar. 2009-2012
yılları arasında İŞİD’e katılan militanların büyük çoğunluğu bu havaalanlarını
ve Şam – Beyrut karayolunu kullanıyordu. General Hüseyin Ali Kemal
yönetimindeki Suriye Askeri İstihbaratı’nın Zabadani Karargâhı, bu transit
geçişlerin kolaylaştırılmasında önemli bir rol üstlendi.
İŞİD Projesi’nin Rusya için en önemli faydalarından birisi
Rusya içerisindeki ve özellikle Kafkasya’daki radikal İslamcıların Cihat için
bu bölgeye yönlendirilmesi ve burada tasfiye edilmesiydi. Putin bu konudaki
kilit görevi, Çeçenistan’daki sırdaşı Kadirov’a havale etti. Kafkasya ve
Asya’da bulunan radikal İslamcıların önemli bir bölümü derinliğine din eğitimi
almamış, basit değer yargılarıyla radikalleşmiş cahil gençlerdi. Kadirov, hem
Rusya içerisinden hem de OrtaAsya, Çin, Uzak Doğu ve Endonezya gibi ülkelerden
gelecek radikaller için bir Koridor oluşturdu. Bu konuda Ermenistan Askeri
İstihbaratı ve İran OrtaDoğu sorumlusu Kasım Süleyman ile de işbirliği
içerisinde Gizli Güzergâhlar oluşturdular. Bu ülkelerden gelen Radikal
Militanlar, Kadirov’un İŞİD koridorunu kullanarak Rakka ve Musul’a ulaştılar.
Bu koridor hala çok sıkı bir şekilde işliyor. Kafkas kökenli cahil militanlar,
kendi kerametleriyle Rakka ve Musul’a yol bulduklarına inanıyorlar.
Türkiye, Ortadoğu konusunda başından beri ABD ile takiben de
Rusya ile ters düşmesi sebebiyle öncelikli hedeflerden biri haline getirildi.
Bir yandan Türkiye’nin kurmayı hedeflediği Güvenli Bölge Alanı (Azez –
Cerablus) Kafkas kökenli militanlar tarafından ölesiye savunulurken, Türkiye’de
gerçekleştirilen terör eylemlerinde de Kadirov koridorundan geçmiş militanlar
önemli görevler üstlendiler.
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin düzelmesi öncelikle
her iki ülkenin ekonomilerine ve DoğalGaz stratejilerine büyük yarar
sağlayacak. Buna karşılık, Rusya ve İran, Irak, Suriye Şii yönetimleri ile
Türkiye’nin siyasal çıkarlarının uzlaştırılması konusunda hala büyük sorunlar
var. PKK Terör Örgütü’ne karşı Türkiye ile bölge ülkeleri arasında çıkar
birliği olsa da Rusya’nın ABD ve İsrail ile yaptığı gizli anlaşmalar ve paylaşımlar
hala bilinmiyor. Rusya, bir noktada sadece kendi çıkarlarını gözeterek kendi
müttefiklerini bile yarı yolda bırakabilir. Bununla birlikte, Putin’in
çevresindeki Türk kökenli üst düzey bürokrat ve askerler, bir uzlaşma zemini
yaratabilirler.
Dolayısıyla Türkiye, Terörle Mücadelede hem yalnız, hem de
hiç kimsenin beklemediği kadar büyük bir başarıya sahip.
Bu arada Kazakistanlı dostlarımıza da bir hatırlatma
yapalım. Kazakistan yönetimini devirmek için büyük çaba harcayan Putin’in,
Kadirov markalı İŞİD militanlarına çok dikkat etsinler.
İŞİD, ABD Çıkarlarına Hizmet Ediyor
1 Temmuz 2015
Ortadoğu ve İslam dünyasında geçtiğimiz ayın en önemli
konusu yine İŞİD Terör Örgütü oldu. İŞİD, ABD ve Koalisyon Hava Gücü tarafından
Öncelikli Tehdit olarak algılansa da, yaptığı bütün eylemler ABD çıkarlarına
hizmet ediyor. Bu konudaki bazı önemli noktaları kısaca özetleyelim.
İŞİD, bütün dünyada El Kaide Terör Örgütü’nün karizmasını
adeta yerle bir etti. Dünya genelinde İŞİD’e biat eden silahlı İslamcı örgüt
sayısı 50’yi geçti.
El Kaide ABD ve İsrail karşıtı eylemlerle adını duyurmuşken,
İŞİD’in ABD ve İsrail hedeflerine yönelik henüz tek bir eylemi görülmedi.
İŞİD Terör Örgütü, Suriye ve Irak’ta kurulmuş olmakla
birlikte ABD’nin uluslararası askeri egemenlik sahalarının hepsinde ABD
çıkarları için savaşıyor. Afganistan’da Taliban, Suriye’de Nusra ve Ahrar
Grupları, Irak’ta Şiiler, Lübnan’da Hizbullah gibi ne kadar ABD karşıtı örgüt
varsa hepsi de İŞİD’in hedefinde.
İŞİD Terör Örgütü’nün Ortadoğu’da Kürtlere karşı saldırıları
tam bir Taktik Saldırı niteliğinde. Aylar boyunca süren AynulArap yani Kobani
saldırıları sonunda Barzani, PYD ve PKK Terör Örgütleri birer Kahraman olmuş,
PKK Terör Örgütü Türkiye ve Suriye’deki etkinliğini güçlendirmiş ve 8.000
civarında yeni militan devşirmişti. 2.000 civarında militanını bu saldırılarda
kaybeden PKK Terör Örgütü, Kobani saldırılarını bahane ederek Ekim 2014’te
Türkiye’de geniş bir isyan provası yapmıştı. Nitekim son günlerde İŞİD
tarafından Kobani’ye yönelik saldırılar da benzer Taktik Saldırı niteliğinde.
Örgüt saldırılarını sürdürdükçe PKK Terör Örgütü güç ve militan kazanıyor.
Aynı şekilde İŞİD Terör Örgütü’nün Barzani’ye yönelik
saldırıları neredeyse tamamen durmuş durumda. İŞİD’in Taktik Saldırıları
sonucunda Irak’ın en büyük barajı ve Kerkük Petrol Kaynakları Barzani’nin
kontrolüne girdi.
ABD öncülüğündeki Koalisyon’un İŞİD’e karşı gerçekleştirdiği
hava saldırılarının üçte ikisi Kürt bölgelerinde yapıldı. Koalisyon
saldırılarının örgüte çok büyük zayiatlar verdiğine ilişkin ortada ikna edici
kanıtlar veya resimler yok. Dünyadaki El Kaide hedeflerine yönelik nokta
saldırılar yapan ABD’nin, Suriye’de hala ABD menşeli modern silahlarla dolaşan
İŞİD’in Rakka ve Musul’daki karargahlarını ve lojistik merkezlerini neden
tahrip etmediği merak konusu.
İŞİD Terör Örgütü, birçok bölgede Esad Ordusu ile komşu olsa
da dostça geçiniyor. Hatta uzun zamandır Esad Yönetimi ile İŞİD arasında bir
Petrol Anlaşması olduğu da ortaya çıkmış durumda. Son Haseki saldırılarının
hangi Taktik amaçla yapıldığını önümüzdeki günlerde daha iyi anlayabiliriz.
İŞİD Terör Örgütü’nün Lübnan’daki hedefi Hizbullah gibi
görünüyor ancak henüz aralarında ciddi bir çatışma görülmedi. Burada da bir
Taktik Düşmanlık Stratejisi’nin belirtileri var. Çünkü, İŞİD’in varlığını ve meşruiyetini
pekiştirdiği Esad Yönetimi’nin en büyük yardımcısı Hizbullah ve İran.
İŞİD Terör Örgütü, kendisinden beklendiği gibi son günlerde
Hamas’ı da düşmanları arasına aldı ve Şam Yermuk’ta olduğu gibi Hamas’ı her
yerde vuracağını ilan etti.
İŞİD Terör Örgütü’ne Ortadoğu’da en büyük lojistik köprü
olan ülke Ürdün. Buna benzer bir çalışmayı da Afganistan Pakistan bölgesinde
görüyoruz. ABD Pakistan Askeri İstihbarat Servisi’ni de İŞİD’e lojistik destek
konusunda ikna etmiş görünüyor.
Bütün bu gelişmeler bir yana İŞİD Terör Örgütü’nün asıl
hedefi Kafkasya. Irak ve Suriye’de dengeler oturduktan sonra İŞİD’in öncelikli
savaş alanı burası olacak. Çeçenistan ve Orta Volga kıyıları büyük çatışmalara
hazırlanıyor.
Benim kanaatim, ABD ve İngiltere –Ürdün İstihbaratı’nın
büyük yardımıyla- Kafkasyalı silahlı İslamcı gruplar ile gizli bir anlaşma
yapmış gibi görülüyor. Bugün İŞİD’in Taktik Yönetim Kademesi ve Eğitimli
(Yüzleri Maskeli) militanlarının % 80’ini Kafkas kökenliler oluşturuyor.
Bombalı araç saldırılarında kullanılanlar, cehalet ve safiyetle dünyadan
derlenmiş ve zaten ölmek için bölgeye gelmiş İslamcılar. İŞİD içerisindeki
Kafkasyalı İslamcı Liderler, kendi ülkelerine dönmek için adeta gün sayıyorlar.
Para, silah ve lojistik açıdan çok büyük bir güç sahibi oldular.
İŞİD’in bütün saldırıları Merkezi Yönetim tarafından
belirleniyor. Merkezi yönetimin dışında inisiyatif kullanan yabancılar anında
öldürülüyor. İŞİD’in son iki yılda casusluk gerekçesiyle öldürdüğü kendi
militanlarının sayısının 3 bini bulduğu kaydediliyor. İŞİD tarafından
yayınlanan bütün haber ve videolar Taktik Saldırı ve Stratejilere uygun olarak
profesyonelce üretiliyor ve servis ediliyor.
İŞİD’in Fransa ve Tunus Saldırıları da yine Taktik Saldırı
niteliğindeydi ve ABD’nin Fransa ve Tunus üzerindeki güvenlik hegemonyasını
güçlendirdi.
Bu bilgiler çerçevesinde, Türkiye’nin Suriye’ye olası bir
müdahalesi durumunda İŞİD Terör Örgütü’nün –yabancı servislerin kontrolünde-
Türkiye’ye yönelik Taktik Saldırı girişimlerini de muhtemel görmeliyiz. Bu yüzden
İç İstihbarat Kurumlarına şimdiden çok büyük görevler düşüyor.
PKK Terör Örgütü’nün tehditleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
güç ve varlığı karşısında son derece gülünçtür. TSK son yıllarda savaş
taktikleri ve konvansiyonel açıdan tahmin edilemez beceriler kazanmıştır.
Dünyanın sayılı dört ordusundan biri olan TSK, Dağ Komando Gücü, Hava İndirme
Birlikleri, Su Altı Savunma (SAS), Su Altı Taarruz (SAT), Kış Operasyonları,
Mayın, İstihkâm Birlikleri, Uluslararası ve Toplumsal Olaylara Müdahale
Tecrübesi açısından dünyanın en iyi ordusu durumundadır.
Son yıllarda yapılan Psikolojik savaşın Türk Silahlı
Kuvvetleri’ne zarar verdiği düşüncesi tamamen yanlıştır. Aksine bu tecrübelerle
birlikte Türk Ordusu birkaç kat daha güç kazanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri,
diğer dünya orduları gibi reklam ve propagandayı önemsemez. Askeri okullardaki
temel eğitim çok yüksek düzeydedir.
Türklerin askeri stratejisini Kurtlara benzetirler. Kurtlar
saldırıdan önce uzun süre hedefin etrafında dolanır, saldırıdan sonra ise
durdurulamaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Suriye’de Güvenli Bölge Kurma
konusundaki titizliği iç ve dış siyasal konjonktürle ve şartlarla ilgilidir, en
düşük kayıpla en güvenli başarı hedeflenmektedir.
ABD ve İngiltere’nin en büyük korkusu ve hatası da Türk
Silahlı Kuvvetleri olmuştur. Türkler dostluğu ve ihaneti asla unutmazlar.
Daha fazlası için kaynak...
"IŞİD, ABD ile AKP'ye hizmet ediyor"
IŞİD, Amerika ve Türkiye'nin çıkarlarına hizmet ediyor. Bu sözler Lübnan'daki Şiilerin siyasi bloğu Hizbullah'ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a ait.
IŞİD, Amerika ve Türkiye'nin çıkarlarına hizmet ediyor. Bu sözler Lübnan'daki Şiilerin siyasi bloğu Hizbullah'ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a ait.
İslam âlimleri yıllık olağan toplantısında konuşan Nasrallah, Suriye'deki savaşın Esad yönetimini devirmeyi değil, bölge haritasını yeniden çizmeyi amaçladığını savundu.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin düzenlediği hava saldırılarının, Ürdün, Arabistan ve Erbil'in sınırlarını geçmemesi için IŞİD'e kırmızı çizgiler çizdiğini ileri süren Nasrallah, hava saldırılarının 2006'daki İsrail'in Lübnan'a yaptığı saldırılarının şiddetinin yanına yaklaşamayacağına dikkat çekti.
ABD'nin IŞİD'i bölge ülkelerinin gözünü korkutup manipüle etmek ve kendi egemenliğini kurmak için kullandığını ifade eden Nasrallah, koalisyona girmeyen Türkiye'nin de Ayn El Arap'a yardım etmeyerek, Halep gibi stratejik yerlerin kontrolünü garanti altına almak istediğini savundu.
Nasrallah, IŞİD'in ABD ve Türkiye'nin çıkarlarına hizmet ettiğini vurguladı.
Meshaf Reş: ( kara kitap )
15. yüzyılda yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezidilerin
mitolojisini anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Ezidilerin yapmalarının
yasak olduğu şeyler bildirilir. Yezidilik, Arap kökenli Şeyh Adî tarafından
kurumlaştırılan bu dinde inananların çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı
olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Bununla birlikte, anadili Arapça
olan Yezidiler de vardır Bazı araştırmacılara göre Yezidiler, Kürtler
tarafından asimile edilmiş Asurilerdir Tarih öncesi dönemlerden beri Asurlularda
kuş şeklinde simgeleştirdikleri ve kutsal kabul ettikleri bir Şeytan'a
tapmaktadırlar.
Şeyh Adî Suriye'den Laliş'e taşındığında orada Şeyh Şems
ed-Dîn, Şeyh Fahr ed-Dîn, Şeyh Sacâdîn ve Şeyh Nâsir ed-Dîn isimli dört aziz
kişiyle tanışmış. Bu kişiler Ēzdîna Mîr adlı bir adamın oğulları olup bu gruba
daha sonra Yezidiler tarafından al-Hassan al-Basrî olarak anılan Şeyh Hesen de
katılmış. Bu beş kişi, Şeyh Adî ve Melek Taus ile birlikte Yezidilerin Heft
Sirr dedikleri "Yedi Sır"'ını oluşturur.
Gelelim kitaba, Ezidiler’in (Yezidilerin ) kutsal kitabıdır.
"Kara Kitap" olarak da adlandırılır. Kürtçesi
Mishefa Reş'tir.
Ezidilik inancına göre, Tanrı Siyah Dağ'a indiğinde Siyah
Kitap doğmuştur. Ezidi kutsal kitapları Kürtçe yazılmıştır. Kara Kitap,
Kitab-ül Cilve'den daha uzundur ve bölümlere ayrılmamıştır. İlk yarısı yaratım
süreci hakkında bilgi vermektedir. Beyaz İnci ve Melek-i Tavus ilk önce
yaratılmıştır. Yasak meyvenin yerine buğday geçer. Havva, Âdem cennetten
kovulduktan sonra yaratılmıştır. Melek-i Tavus Âdem’e secde etmez ve böylece
Allah'ın yaptığı sınavı kazanır. Asaletini ispatlamıştır. Lanetlenmek yerine
ödüllendirilir ve yaratımı Allah tarafından yapılmış olan Evren'in sürdürülmesi
görevi kendine verilir.
Heterodoks bir inançtır.
Zerdüştlük'ten, Manilik'ten, Hıristiyanlıktan ve hatta İslam
inanç öğretilerinin karışımı bir dindir. Melek Tavus yani Şeytan; ona ibadet
ederler. Melek Tavus'a, şeytan demeleri haramdır. Zeytinyağı onlar için kutsal
zira ateşi beslemek ve yakmak için kullanılıyor. İlahi dinlerde şeytanı
simgeleyen figürler Yezidiler için kutsaldır nedeni açık... Yaradan, özünde
iyiliklerle dolu olduğu için ona ibadet edip onun gönlünü kazanmak gerekmez;
aksine ibadeti, içi kötülüklerle dolu olana yani Tavus'a yapılmasıyla kötülüğün
en büyük kaynağından korunulur. Siyah yılan öldürmeleri de haramdır. Açıkçası
bükemedikleri eli öpen bir zihniyet olmuş.
Yaradılış hikâyelerinde ideal insan için kadının küpünden
sürüngenler, çıyanlar, akrepler çıkarken erkeğin küpünden ideal insan; genç ve
yakışıklı bir erkek çıkar…
Diğer dinlerde olduğu gibi kadını aşağılayan bir inanç,
Meshaf-ur Reş'in ilerleyen bölümlerinde ise Ezidi olan bazı kralların
adlarından bahsedilir. Daha sonra bazı yemek tabuları (marul, kabak v...b.),
kişisel temizlikle ilgili bazı kısıtlamalar ve sözel tabular, yani söylenmemesi
gereken sözler sıralanır. Kitabın final bölümünde ilkinden farklı olan başka
bir yaratım hikâyesi daha vardır. Kaynak...
Meshaf Reş (Kara Kitap)




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder