BU SEÇİM YAPILAMAZ...
Ersan Şen'in erken seçim kararını yorumlamasına dikkat edin.
Seçimin yasa dışı olduğunu nasıl anlatıyor görün...
Dakika 15'lerde, kimse gidip TBMM başkanının yakasına
yapışamaz, bu görevi ihmaldir, bilmiyorum neden yapmıyorlar.
Biz kanunlarla yürüyen bir memleketiz, kimse kanunun
üzerinde değildir.
Şu söylene de bilir, eksik olan kanunların bir kısmını,
seçimden sonra yaparız, mevcut durumda yapamayız.
O zaman, açıkça anayasa'ya aykırı iş yapılır.
Neden?
Anayasa, 6 aylık bu uyum kanunlarını çıkartma mecburiyetini,
takdire bırakmamış, bir anayasa emri olarak ve TBMM, bunun KHK ile de tatbik
edemezsiniz.
Dakika 17'lerde, Anayasanın amir hükmünü uygulamadığınız
sürece, o seçime hukukidir diyebilir misiniz?
Yasa gecikirse, YSK'nın seçimi erteleme ihtimali için de
şöyle diyor.
Seçim yapılamaz, Seçim yapılamaz, tekrar söylüyorum OLMAZ.
YSK öyle bir işe girmez, girer mi yahu?
YSK tamam, bu mühürlü mühürsüz oylar konusunda bir takım
sorunlar yaşadı ama koskoca YSK diyorsunuz, kararlarına itiraz dahi edilemez.
Birileri YSK'ya baskıyla, bu 101. madde var, oradan da
adaylar biraz belli oldu, 100 bin seçmen, şu, bu...
O zaman gidip anayasa değişikliği yapacaksın diyor.
Şen'in dakika 1:12:25'te vurguladığı Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ve Eki Protokollerde Yer Alan Haklar ve Özgürlükler.
4) Protokol No. 4
Protokol No.4, Strasburg’da 16.09.1963 tarihinde imzaya
açıldı ve 02.05.1968 tarihinde yürürlüğe girdi. Kenar başlıkları 11 No’lu
Protokol ile düzenlenmiştir. Türkiye Protokol’ü 19.10.1992 tarihinde
imzalamıştır. Protokol, 23.02.1994 tarih ve 3975 sayılı Kanun ile onaylanmış ve
Kanun Resmi Gazete’nın 26.02.1994 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Protokol’ün
Türkçe çevirisi bakanlar Kurulu’nun bu onaylamayı uygun bulduğuna dair
09.06.1994 tarih ve 94/5749 sayılı kararının eki olarak yayımlanmıştır. Ancak
Türkiye onay belgesini Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine depo etmemiştir.
Dolayısıyla prosedür tamamlanmamıştır. Ancak yasayla kabul edildiği için iç
hukuk bakımından protokol hükümleri hukuksal sonuçlar doğurmaya elverişlidir.
Protokol ‘de düzenlenen haklar ve özgürlükler şunlardır:
1.Borçtan ötürü hapis yasağı
2.Seyahat özgürlüğü
3.Vatandaşların sınırdışı edilmesi yasağı
4.Yabancıların toplu olarak sınırdışı edilmesi yasağı.
Ek Protokol No.4
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek protokol no.4
Bu protokolle Sözleşme'ye, özel hukuk ilişkilerinden doğan
yükümlülük nedeniyle kişi özgürlüğünü kısıtlama yasağı, serbest dolaşım ve
yerleşme hakkı, vatandaşların sınırdışı edilmesi ve ülkeye girmelerinin
engellenmesi yasağı, yabancıların topluca sınırdışı edilmeleri yasağı hakları
eklendi.
İNSAN HAKLARININ VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİNİN
KORUNMASINA İLİŞKİN SÖZLEŞME İLE BU SÖZLEŞME'YE
EK BİRİNCİ PROTOKOL'DA TANINMIŞ BULUNAN HAKLARDAN VE
ÖZGÜRLÜKLERDEN BAŞKA HAK VE ÖZGÜRLÜKLER TANIYAN
Protokol No: 4
Strasbourg, 16.IX.1963 11. Protokol ile değiştirilen ve
yeniden düzenlenen metin
Bu protokolün imzacıları, Avrupa Konseyi üyesi hükümetler,
Roma'da 4 Kasım 1950 tarihinde imza edilmiş bulunan İnsan Haklarının ve Temel
Özgürlüklerinin Korunmasına ilişkin Sözleşme'nin (aşağıda 'Sözleşme' diye
anılmıştır) birinci bölümünde ve 20 Mart 1952 tarihinde Paris'te imzalanmış
olan Sözleşme'ye Ek Birinci Protokol'ün l'den 3'e kadarki maddelerinde tanınmış
bulunanlardan başka bazı hak ve özgürlüklerin ortak güvenceye bağlanmasını sağlamak
amacıyla gerekli tedbirleri almayı kararlaştırarak,
Aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır:
Madde 1
Borçtan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılma yasağı.
Hiç kimse, yalnızca akdi ilişkiden doğan bir yükümlülüğü
yerine getirememiş olmasından dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
Madde 2
Serbest dolaşım özgürlüğü
1. Bir devletin ülkesi içinde usulüne uygun olarak bulunan
herkes, orada serbestçe dolaşma ve ikametgahını seçebilme hakkına sahiptir.
2. Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeyi terk
etmekte serbesttir.
3. Bu haklar, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, kamu
düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlık ve ahlakın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda,
zorunlu tedbirler olarak ve yasayla öngörülmüş sınırlamalara tabi tutulabilir.
4. Bu maddenin 1. fıkrasında sayılan haklar, belli yerlerde,
yasayla konmuş ve demokratik bir toplumda kamu yararının gerektirdiği
sı-nırlamalara tabi tutulabilir.
Madde 3
Vatandaşların sınır dışı edilmeleri yasağı
1. Hiç kimse, tek başına ya da toplu olarak, uyruğu
bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemez.
2. Hiç kimse, uyruğu bulunduğu devletin ülkesine girme
hakkından yoksun bırakılamaz.
Madde 4
Yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı
Yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasaktır.
Madde 5
Ülkesel uygulama
1. Her Yüksek Sözleşmeci Taraf, bu protokolün imzası veya
onaylanması sırasında ya da daha sonra herhangi bir zamanda, Avrupa Konseyi
Genel Sekreteri'ne yapacağı bir bildirimle, uluslararası ilişkilerinden sorumlu
olduğu ve sözü geçen bildirimde belirttiği ülkelerde bu protokol hükümlerinin
ne ölçüde uygulanacağını taahhüt ettiğini açıklayabilir.
2. Yukarıdaki fıkra uyarınca bir bildirimde bulunmuş olan
her Yüksek Sözleşmeci Taraf, zaman zaman yapacağı yeni bildirimlerle, daha
önceki beyanlarının koşullarını değiştirebilir veya bu protokol hükümlerinin bu
tür herhangi bir ülkede uygulanmasına son verildiğini bildirebilir.
3. Bu madde uyarınca yapılmış olan bir bildirim,
Sözleşme'nin 56. maddesinin 1. fıkrasına uygun olarak yapılmış sayılır.
4. Onaylama veya kabul sonucunda bu Protokol'un uygulan dışı
herhangi bir devletin ülkesi ve bu madde uyarınca sözü geçen devlet tarafından
yapılmış bildirime göre bu protokolün uygulan dışı ülkelerin her biri, 2. ve 3.
maddelerde sözü edilen devlet ülkesi deyimi bakımından ayrı ayrı ülkeler olarak
kabul edilir.
5. Bu maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca beyanda bulunan
her devlet, sonradan her zaman bu beyanın ilgi olduğu ülke veya ülkeler lehine,
Mahkemenin, işbu protokolün 1.-4. maddelerinden herhangi birine ya da hepsine
ilişkin olarak her gerçek kişiden, hükümet dışı her kuruluştan veya her kişi
grubundan Sözleşme'nin 34. maddesi uyarınca başvuruları alma yetkisini kabul
ettiğini beyan edebilir.
Madde 62
Sözleşme ile bağlantılı
Yüksek Sözleşmeci Taraflar, bu protokolün l'den 5'e kadar
olan maddelerini Sözleşme'ye ek maddeler olarak kabul ederler ve Sözleşme'nin
bütün hükümleri buna göre uygulanır.
Madde 7
İmza ve onay
1. Bu protokol, Sözleşme'yi imza eden Avrupa Konseyi
üyelerinin imzalarına açıktır. Bu protokol, Sözleşme ile birlikte veya ondan
sonra onaylanacaktır. Protokol beş onaylama belgesinin verilmesinden sonra
yürürlüğe girecektir. Daha sonra onaylanan imzacı devletler bakımından
protokol, onaylama belgesinin verildiği tarihten itibaren yürürlüğe girer.
2. Onaylama belgeleri, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine
verilecek, o da onaylayan devletlerin adlarını bütün üyelere bildirecektir. Bu
protokol, Avrupa Konseyi arşivlerinde saklanmak ve her iki metin de aynı
derecede geçerli olmak üzere Fransızca ve İngilizce tek bir nüsha halinde 20
Mart 1952'de Paris'te düzenlenmiştir. Genel Sekreter bunun tasdikli örneklerini
imza eden bütün devletlere gönderecektir.
Bu protokol,
İmza yetkisini haiz kişilerce imzalanmış olup, Avrupa
Konseyi arşivlerinde saklanmak ve her iki metin de aynı derecede geçerli olmak
üzere Fransızca ve İngilizce tek bir nüsha halinde 16 Eylül 1963'te
Strasbourg'da düzenlenmiştir. Genel Sekreter, bunun tasdikli örneklerini imza
eden bütün devletlere gönderecektir. AİHS 4 Nolu Protokol.rar

DÖNEM: 26 CİLT: 1 YASAMA YILI: 3
YanıtlaSilTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ANAYASA KOMİSYONU TUTANAK DERGİSİ
7’nci Toplantı/8 Mart 2018 Perşembe
Baraj altında kalması muhtemel olan MHP’yi kurtaran bu teklif, baraj atlatma yasası olarak da değerlendirilebilir. Aynı zamanda ittifaka uygun veya mümkün hâle getirme dışında diğer siyasi partileri de ittifaka mecbur bırakma gibi bir sonucu ortaya çıkaran bir tekliftir. Ayrıca, birçok arkadaşımız söyledi, “Hesaplama yöntemi itibarıyla milletvekilliği hırsızlığı.” dedi bazı arkadaşlar, doğru, daha fazla milletvekilini kendilerinin hanesine yazmayı amaçlayan bir tekliftir.
Burada bu yasayla barajı atlamayı düşünmüşler ama maalesef barajı indirmeyi düşünmemişler.
Özellikle “Cumhurbaşkanlığı sistemi” dedikleri başkanlık sisteminin antidemokratik bir versiyonu olan bu sistemde Meclisin çok fazla yetkileri olmamasına rağmen barajı indirmeyi düşünmediklerinden dolayı yönetimde istikrar anlayışının da burada bir gerekçe olarak ortaya konamayacağı kanaatindeyim.
Bu yasayla seçmenler fişleniyor, aynı binadaki seçmenler ayrı sandıklara gönderiliyor, seçim bölgeleri birleştiriliyor, seyyar sandıklar konuluyor, aynı zamanda da karma seçmen listeleri oluşturuluyor yani bazı yerlerde kimin nereye oy attığını tespit etmeye yönelik düzenlemeler varken bazı yerlerde de kendi seçmenlerinin belli olmamasına yönelik olarak yapılan düzenlemeler var. Mesela karma seçmen listelerinin bu amaca matuf olduğu aşikâr. Özellikle bu işlemlerin, bu seçmenlerle ilgili bu ayrıştırmaların ve seçmenlerin oyunu tespit yöntemlerinin idari işlem ve kararlarla yapılabilmesi de ayrı bir sorun olarak ortada duruyor.
Bu teklifle mühürsüz zarf ve pusulalar geçerli hâle getiriliyor, seçim güvenliği ortadan kaldırılıyor ve şaibeli seçimler dönemi başlıyor. Kolluk güçleri sandık başında devamlı olarak bulundurulabiliyor, kısıtlamalar ortadan kaldırılıyor, bundan sonraki seçimler silahların gölgesinde seçim olarak mevzuatımıza girmiş oluyor. Sandık çevresinde propaganda imkânı getiriliyor, sandık çevresinde güvenlik güçlerinin alacağı tedbirler azaltılıyor, sadece oda ve bölüme, seçimlerin gerçekleştiği, seçmenlerin oy kullandığı oda ve bölüme seçim güvenliği alanı indirgeniyor. Sayfa 21
Yani burada dört beş oy var, seçim sonucunu etkilemiyor, onu incelemeye almış. YSK temsilcimize soruyorum:
YanıtlaSilYüksek Seçim Kurulunun daha önceden bu konuda karar almış olduğu, genel seçime yönelik bir karar var mıdır? Onun bana tarih ve numarasını verir misiniz? Yani genel seçime yönelik. Bu bendeki bilgi doğru mu sadece yerel seçimlere yönelik olan? Bir de ayrıca bir şey daha var, bunu da tutanağa geçmesi açısından söylüyorum. Şimdi 298 sayılı Kanun’un -meri, yürürlükte- 77’nci maddesinde diyor ki: “Oy pusulalarının arkasını mühürleyeceksin.” Amir hüküm. Geliyoruz 98’inci maddeye. 98’inci maddede diyor ki: “Oy zarfının üzerini mühürleyeceksin.” Hem 77 hem 98 oy zarfının üzerini… Bunlar yürürlükte. 101/3, o da meri, 101/3’te de diyor ki, aynen şöyle: “Mühürsüz oy pusulaları geçersizdir.”
Yani sandık kurulu hata yapsa dahi -ben şu anda yürürlükte olanı diyorum- seçmenin oyu geçersizdir diyor. Şimdi benim anlamadığım şu: Üç tane amir hüküm var; ikisi düzenleyici işlem, biri cezai işlem, diyor ki: “Şunu şöyle yapman lazım, şunu şöyle yapman…” Üçüncü maddede de, en son maddede de, 101’de diyor ki: “Bunu yapmazsan, oylar geçersizdir.” Yüksek Seçim Kurulu Başkanı kamuoyuna bu açıklamayı yapıyorken bunu bilerek, bu düzenlemenin sadece yerel seçimlere yönelik, buna ilişkin daha önce kararlar olduğunu bilerek mi yapmıştır? Genel seçimlere ilişkin daha önce, 2014 tarihinden önce Yüksek Seçim Kurulu bu şekilde bir iptal kararı vermiş midir? Yani demin Sayın Başkanın dediği şekilde bir lehte karar vermiş midir? Eğer vermişse bunun bana bir sayı ve kararını verin, bir tane bizde emsal olsun da biz de yaralanalım, demek ki eksik biliyormuşuz. Sayfa 28
“Münferit de olsa bazı sandık kurullarının 298 sayılı Kanunun 77. maddesinin dördüncü fıkrasındaki görevini yapmaması, netice itibariyle yukarıda özetlenen usule uygun olarak sandık kurullarına ulaştırılan oy pusulası ve zarf kullanılmak suretiyle gerçekleşen oylamada, seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen Anayasal hakkını kendisinden beklenen yükümlülüklere uygun olarak kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı açıktır. Sayfa 32
YanıtlaSilhttps://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2105