ABD Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın genel adı Pentagon olarak tanınır ve Pentagon’un izni olmadan ne başkanlar ne de siyasetçiler bir şey yapamaz.
Defalarca söylüyorum, "Amerika’da başkanlar seçilmez, atanır" diyorum.
8 Nisan’da A-haber kanalını izliyorum.
Kanalda sunucu, Trump’ın söylediklerini Pentagon’un yalanladığını, ABD’de askeri vesayet döneminin başladığı gibi ifadelerde bulunuyor.
Sanırsınız ABD’de askeri vesayet yokmuş da, şimdilerde oluşmuş.
Bu zavallı ifadelerin nedeni, son 12 yıldır TSK’nin vesayetinden kurtulma söylemlerinden dönüş olduğunun ifadesidir.
Adını anmak istemiyorum E. T isimli bir TV sunucusu, daha bu gün (10.4.2018) arabamın radyosundan dinliyorum Polisimizi sevelim, askerimizi sevelim diyordu.
Bu E. T denen şahıs daha düne kadar bir TV kanalından ver mehteri söylemleriyle kükreyip, askere veryansın edenlerdendi.
Neyse, biz yandaşın ne olduğunu artık biliyoruz da, onların bilmediği şey, TSK’nin bitirilmesiyle, Türkiye’nin Emperyalizm’ e açık hedef haline getirildiğidir.
Daha 26 Kasım 2017’de Trump’ın “YPG-PYD'ye silah yardımını keseceğiz” söylemine bile Pentagon, “SDG ile işbirliğini sürdüreceğiz” açıklaması yapıyordu ama yandaş bunu eleştiremiyordu bile.
5 Nisan 2018 tarihinde Trump, “Suriye'deki Amerikan askerlerinin en fazla 6 ay içinde geri çekeceğim” diyordu.
Ancak ABD başkanlarının seçimle değil, atama ile geldiğinin delili gün yüzüne bir kez daha çıkıyor, ABD müesses nizamı devreye girip, Saray Sözcüsü Sarah Sanders’e, “Bu, Trump ile Pentagon arasında görüşülmeye devam ediyor, ilgili ülkelerin de bu sürecin bir parçası olmasını bekliyoruz” demek zorunda bırakılıyordu.
ABD müesses nizamına bakın ki, Trump'ı zora sokmak için bu gün kişisel avukatı Michael Cohen'in New York'taki ofisine Federal Soruşturma Bürosu baskın yapmış ve birçok belgeye el koymuşlar.
Bu hareketin Erdoğan'ın Avukatına yapıldığını düşünsenize.
Camilerde salalar, sokaklarda darbe var sesleriyle ortalığı karıştırırlardı.
Neyse, bakınız Pentagon Sözcüsü Dana White ne diyor?
White, "Çekilme hakkında insanların konuştukları dedikoduları duydum. Başkan'ın çok yakında dediğini biliyorum. IŞİD'i yenme konusunda çok başarılı olduk ancak henüz tam bitmiş değil, bitişi güvence altına alma konusunda kararlıyız. Hep söylüyoruz ki, görevimiz IŞİD'i yenmek. Neredeyse bitmek üzere ancak henüz değil" diyor.
Siyasete karışmaz, konuşmaz olan General Kenzie ise bu kez konuşuyor.
"IŞİD'e karşı başarılı işler yaptık, sözde halifeliğin sonu geldi fakat çekilme konusunda bir takvim yok, Afganistan örneği gibi, düşmanın bildiği bir takvime karşı faaliyet göstermeyeceğiz ki sorun olmasın. Başkan bize bir takvim vermemdi ve iyi yaptı, bunu lehimize kullanacağız. Bölge ülkelerinin de üzerine görevler düşmektedir" diyor.
Bu neyi göstermektedir?
ABD müesses nizamının ne denli güçlü olduğu, Trump'ın Beyaz Saray'daki kabine toplantısında bile ortaya çıkmış durumda.
Örneğin Trump, Esad rejimi kimyasal kullandı demişti ancak bunlar dünya basını tarafından yalanlanınca, sesi kesilmişti.
ABD Savunma Bakanı James Mattis geçtiğimiz ay, "Esad'ın kimyasal saldırı düzenlemesiyle ilgili hiç bir kanıt yok, fakat oradaki bazı gruplar, sivil toplum örgütleri, sahadaki savaşçılar, sarin gazının kullandığını söylediler, dolayısıyla kanıtları inceliyoruz" diyordu. newsweek
Nisan 2017'de İsrail’deki temasları sırasında, "Suriye’nin elinde halen kimyasal silah var" iddiasında bulunmuş ve gelecekte çark etmeye yönelik açık kapı bırakmıştı.
Müesses nizam anlaşılan savaş istemektedir ki, Esad'ın SANA aracılığı ile yaptığı "Bazı batı ülkelerinin saldırılarını meşru kılmak için ortaya attığı iddiaların akıbetini kanıtlamak için OPCW (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) ile iş birliğine hazırız" açıklamaları yazık ki hiç kimse tarafından duyulmuyordu.
Türk medyasının % 95'ini eline geçirmiş iktidar yanlısı basından bu haberi duymanız neredeyse mümkün de değil.
ABD derin devletini elinde bulunduran savaş baronları buna da el atmış ve Trump'ı, "Hayatını kaybeden sivillerin görüntülerinin herkesin içini burktu, bölgedeki durumu oldukça yakından takip ediyoruz. Ordumuzla ve diğer ilgili kişilerle görüşüyoruz. Bu, insanlıkla ilgili bir durum, bunun olmasına izin verilemez. Önümüzdeki 24 ila 48 saat içinde gerçek kararımızı vereceğiz" demek zorunda bırakmışlar.
İşte, Başbuğ'un dediği gibi, "Güçlü Ordu Güçlü Türkiye" ancak böyle olursunuz.
Aksi durumda Askerinizi aşağılayıp, zavallı konumuna düşürürseniz, ancak Emperyalistlere maskara olursunuz.
Elbet güçlü ordu demek, milletini sömüren, üretmeden yiyen ordu demek değil, tam aksine tam vatansever evlatlardan oluşmuş, ABD'de örneğini gördüğümüz gibi, ülke çıkarlarını her yerde, her daim savunmaya muktedir ordu demektir.
Yoksa üretmeden yeme, yan gelip yatma gücü anlamı çıkartılmamalıdır.
Aksi durumda, bir Emperyalistin elinden kurtulduğunuzu sanırsınız ama başka br Emperyalistin eline düşersiniz.
Bakınız Putin adına Sergey Lavrov, "Afrin operasyonunun sona ermesinin ardından Türkiye'nin bu bölgenin kontrolünü Suriye hükümetine geri vermesi gerek" demiş.
Seçmen o zaman "bizim çocuklarımız orada ne için şehit düştüler, kimin hizmetine kanlarını, canlarını feda ettiler, Eyyy Tayyip, ordumuzu düşman olduğun Esad ile öpüşesin diye mi oraya soktun" derse, kim ne yanıt verebilir?
Erdoğan ne demiş?
Dünkü grup toplantısında "Doğu Guta ve Duma... Bu katliamı yapanları lanetliyorum. Kimden gelirse gelsin bu katliamı yapanlar bunun bedelini ağır şekilde ödeyecektir. Bununla ilgili görüşmelerimizi sürdürüyoruz" demiş.
Yahu ben bildim bileli bu masalı anlatıyorsun, ABD ve Rusya izin vermese Zeytin Dalı harekâtını bile yapmayacak durumdaydın, şimdi kimle, ne görüşmeleri sürdürüyorsun ki, hesap soracaksın?
Neyse, zaman gelince hep beraber Esad'a yeniden kardeşim, dostum dediğini göreceğiz.
İşte o günleri görmemek için, 2019'da Erdoğan'a güle güle deyip, yargılanmasının önünü açmak lazım, ancak sadece ve sadece Türk yargısına izin verilmelidir, bunu asla unutmamalıyız.
Çünkü Türkiye'nin Türkiye'den başka dostunu bırakmayanlar da kendileridir.
10.4.2018
A. Dursun
‘5 ülke gizli toplantıda Ortadoğu planı üzerinde anlaştı, Türkiye'yi büyük tehlike bekliyor' 27.02.2018
ABD, Türkiye ve Rusya’yı denetim altına alarak Suriye'yi bölmek için gizli kulis yapıyor. 3.3.2018
Suriye'yi parçalama planları sızdı. 9.4.2018
Türkiye'ye yeni bir soykırım suçlaması kararı alındı. 9.4.2018


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder