17 Mayıs 2018 Perşembe

İstinaf Mahkemeleri Osmanlı'yı da parçalamıştı, artık sıra Türkiye’de, poponuzu yırtsanız da bölüneceğiz.

 Daha evvel de konuyu işlemiştik, ancak Erdoğan'ın İngiliz Kraliçesi ile görüşmesinin ardından, "Erdoğan ve 2. Elizabeth görüşmesinde pis kokular" başlığında incelerken, Eyalet konusuna değinmemiş olmam bir eksiklik oldu.

Dediğim gibi, daha evvel de yazmıştım, belki o nedenle fazla üzerinde durmadım, ancak tekrar anımsatmama Meral Akşener'in sorgulaması sebep olmuştur.

Demek ki, gerçekleri gördüğü halde susmayanlar da varmış.

Fazla uzatmadan bakalım istiyorum.




 

17.5.2018


A. Dursun
 


twitter-DrTugrulArik

Bu sefer nereyi vermeye gitti acaba.

Oraya boşuna gidilmediğini herkes biliyor!

İngiltere de Chatham House adlı kuruluşla yapacağı görüşmeler İngiliz merkez Bankasına ipotek edilen altınlarla bir ilgisi var mı? Sevr’i kaleme alan bu kuruluş malum Rothschild’lerin danışma şirketi. Yani her adımı ihanet.

Giderayak Ülkeye ne kadar zarar versem kârdır düşüncesi başka bir şey olamaz Kıbrıs ta gider elden!

Ne pazarlıklar yapıldı acaba?

Başta kalmak için karşılığında ne verecek.





Bozdağ diyor ki, istinaf Osmanlı’da da vardı.


  


  


Osmanlı dönemine ait 130 yıllık mahkeme evraklarının bulunduğu kazı alanı havadan görüntülendi.

Osmanlı dönemine ait evrakların gün yüzüne çıkarılmasıyla Van'ın ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısı ortaya çıkacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle İstanbul Üniversitesi adına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında eski Van şehrinde yürütülen kazılarda heyecanlandıran belgeler gün yüzüne çıkarıldı. Çıkan belgeleri ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Erkan Konyar, "Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle İstanbul Üniversitesi adına yürüttüğümüz ve Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen eski Van şehrindeki kazılarımız halen devam ediyor. Eski Van şehrinde tabii 18. ve 19. yüzyılın devlet kurumları, kamu yapıların üzerine daha çok arkeolojik kazılarımız devam etmekteydi. Bu süreçte dönemin adliye binasında kazma imkanımız oldu ve halen o alanda kazı çalışmalarımız devam ediyor. Kazılar sırasında açıkçası beklenmeyen bir buluntu gurubu ile karşılaştık. Çünkü bölge adliyesinin hemen hemen tüm arşivi kısmen yanmış olsa bile elimize geçti. Bu bizi heyecanlandıran bir bulguydu" dedi.


"Elimizde dönemin Van İstinaf Mahkemesi'nin binler sayılabilecek evrakları var"
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Örenç ve Osmanlı tarihçisi Dr. Vural Genç tarafından bunların üzerinde çalıştığının altını çizen Doç. Dr. Erkan Konyar, "Van'da, Van adliyesi bir bölge adliyesi. Tabi dönemin sancak olduğunu düşündüğümüzde oldukça geniş bir bölgeye hitap ediyordu. Burası bir İstinaf Mahkemesi ve daha alt mahkemelerde var. Hamidiye mahkemesi var. Yani askeri davalara bakan Hamidiye alaylarının özel davalarına bakan mahkemeler var. Ceza hukuk, ticaret mahkemesi, icra dairesi var. Şerri mahkeme var. Oldukça geniş yelpazeli bir evrak koleksiyonu elimizde var. Bunların içeriği de tahmin edersiniz ki dönemin demokratik popülasyon, siyasi yapısını dikkate aldığınızda oldukça renkli değişik davalar karşımıza çıkıyor. Burada tabi adli vakalardan bahsedebilirim daha çok. Adli vakalarda cinayet, hırsızlık, gasp gibi suçların nasıl incelendiğini, nasıl ifadelerin alındığına dair birçok evrak elimizde. Verilen cezalar, yargılama teknikleri, yani dediğim gibi bu evraklar okundukça bu ayrıntılar daha ortaya çıkacak. Ama elimizde dönemin Van İstinaf Mahkemesi'nin binler sayılabilecek ifade tutanakları, kararları, sorgu tutanakları var. Bu da olayı oldukça ilginç kılıyor bizim için" dedi.
haberler.com


Başkanlık Sistemi, (Böl-Parçala-Tut) İbrahim Sarı


Özerkliğe adım adımAKP ve PKK’nın gizli projeleri olduğunu söyleyen Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, “HDP barajı geçemeyecek. 

Ardından aldığı yüksek orandaki oyu bahane edip, Diyarbakır’da Kürt Parlamentosu kurarak özerklik ilan edecek” ifadelerini kullandı.“Eyalet” pazarlığıHDP’nin, her isteğini AKP’ye kabul ettirdiğini söyleyen MHP’li Yusuf Halaçoğlu da, “Bunun içinde eyalet de var. Her iki parti arasında Anayasa’yı değiştirerek eyalet sistemi getirmek gibi bir anlaşma olduğu kesin” diye konuştu.AKP de tezgâhın içindeİktidar, PKK’nın talepleri arasında yer alan “federalizm”in altyapısını, “eyalet sistemi” oyunuyla hayata geçiriyor.
Türkiye’yi parçaladılar
AKP iktidarının eyaletleşme taahhüdünün ilk harcı 2006’da AB’nin katkılarıyla kurulan Bölge İstinaf Mahkemeleri ile Diyarbakır’da atıldı. 

Avrupa’nın, Osmanlı’ya dayattığı federalizm, AKP tarafından “Kalkınma Ajansları” adı altında uygulamaya konuldu, Türkiye bölgelere bölündü.Yargı ayağı da tamamDönemin Adalet Bakanı Ergin 2010’da, müsteşarı, genel müdürler ve daire başkanları ile ABD’ye gidip, eyalet sistemini inceledi. 2012’de 15 bölgede ağır ceza mahkemesi kurularak yargı ayağını tamamladı, Büyükşehir Yasası yürürlüğe girerek eyaletin aşamaları devreye sokuldu.

İhanette altyapı hazır sıra Anayasa’ya geldi.
Türkiye’nin üniter haritasını Kürdistanlı sınırlarla değiştirmeyi amaçlayan ihanet sürecinin önemli koşulu “eyalet sistemi” için proje tamam. Sırada Anayasa var. yenicaggazetesi

Plan tıkır tıkır işliyor.

AKP’nin alt yapısını hazırladığı ve 2010’da ilan ettiği “demokratik özerklik” için bir adım daha atan BDP, bu kez de Kışanak’ı Diyarbakır’a “tayin” etti.

Prensip anlaşması Oslo’da yapılan, alt yapısını iktidarın hazırladığı ve 2010 yılında resmen ilan edilen “demokratik özerklik”i hayata geçirmeye çalışan BDP, en güçlü isimlerini bölgedeki illerde aday göstermeye devam ediyor. “Bölgesel özerklik” planını, yerel seçimlerle birlikte hayata geçiren BDP, Ahmet Türk’ü Mardin, Sırrı Sakık’ı Ağrı, partinin ağır toplarından Gültan Kışanak’ı da Osman Baydemir’in yerine Diyarbakır’dan aday gösterdi. BDP, yerel seçimlerde alınacak “başarılı” sonuçların ardından Doğu ve Güneydoğu’da “özerklik” ilan etmeye hazırlanıyor.

99 başkanlık ellerinde
Üç yıl önce Diyarbakır’da toplanan BDP’li belediye başkanları, belediyelerin merkezi hükümetten bağımsız hale gelmesi için mücadele kararı almış, bu karar, AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na dayandırılmıştı. BDP’nin elinde Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Tunceli, Iğdır, Siirt, Van ve Şırnak ile birlikte 51 ilçe ve 40 belde olmak üzere toplam 99 belediye başkanlığı bulunuyor. Bu belediyelerin “özerklik” açılımına PKK’lı Cemil Bayık da destek verip, yakın zamanda “demokratik özerklik” ilan edeceklerini açıklamıştı.

Talimat İmralı’dan
Bebek katili Öcalan’ın, 2007’de İmralı’dan avukatları aracılığı ile “tartışma açılması” talimatı verdiği “demokratik özerklik” projesi, Türkiye’nin 25 özerk bölgeye ayrılmasını kapsıyor. Proje, “Yerel ve bölgesel özerk yapıların önünün açılması, resmi dil ve bayrağın Türkiye için geçerli olmakla birlikte her bölgenin kendine ait sembol ve renklerine izin verilmesini” kapsıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan da, “valilerin seçimle gelebileceği” düşüncesini ortaya atarak projeye destek vermişti. 3723 Sayılı 12 Nisan 1991 tarihli yasa ile TBMM tarafından onaylanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı anayasal güvenceye bağlanacak ve ayrılıkçı Kürt hareketinin isteği doğrultusunda Güneydoğu ve Doğu bölgesine “özerklik” verilecek.

Başbakan Erdoğan’ın hayali gerçek oluyor!
Başbakan Tayyip Erdoğan 1991’de RP İstanbul İl Başkanı’yken şimdiki AKP Milletvekili Mehmet Metiner’e Kürt raporu hazırlatmış, PKK’nın çözümü için Osmanlı’daki eyalet sisteminin şart olduğunu ise ilk kez 1993’te dile getirmişti. Erdoğan, başkanlık hayalini açıklarken, “Eyalet sistemi gerekmiyor mu” sorusuna “Elbette, yoksa altı kaval üstü şişhane olur” demişti. 57. hükümetin ABD darbesi ile işbaşına getirilen AKP’ye verilen öncelikli görevlerden biri de üniter yapıyı değiştirip, eyalet sisteminin alt yapısının hazırlanmasıydı. Yıllar önce Süleyman Demirel, Kenan Evren ve Turgut Özal tarafından dillendirilmişti. Evren, “Bavyera’da üç bayrak çekmişler. Biri Türk, öteki Alman bayrağıydı. Bu üçüncüsü ne bayrağı diye sordum. ’Burası Bavyera eyaleti, onun bayrağı’ dediler. Birçok ülkede bu var. Bizde niye olmasın” demişti. İşte gelinen sürecin kilometre taşları:

İlk harç Diyarbakır’a
12 Haziran 2006: AKP’nin ABD’ye verdiği eyaletleşme taahhüdünün ilk harcı Diyarbakır’da atıldı ve finansmanını AB’nin sağladığı Bölge İstinaf Mahkemesi’nin yapımına başlandı.

23 Kasım 2006: AB’nin dayattığı federalizm, “Kalkınma Ajansları” yla devreye girdi ve Türkiye bölgelere bölündü.

7 Eylül 2007: AKP, ABD’nin dayatması ve Avrupa’nın parasıyla bölge istinaf mahkemeleri için “9 eyalet” merkezini seçti. İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır’da kurulması planlanan istinaf mahkemeleri ABD’nin “9 eyalet” merkeziyle örtüşüyordu.

10 Aralık 2010: Adalet Bakanı Sadullah Ergin, müsteşar, genel müdürler ve daire başkanları ile birlikte ABD’ye gitti. ABD’li bir bakanlık yetkilisi, Türk yetkililerin ABD eyalet ve federal sistemini incelediklerini ima etti.

Ocak 2011: İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde, ABD yönetim sistemini yerinde görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla Türkiye’den 35 kaymakam ve vali yardımcısı bu ülkeye gitti.

Yargı ayağı da tamam
Şubat 2012: Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı kapsayan Karacadağ Kalkınma Ajansı yetkilileri, İspanya’nın özerk bölgesi Katalonya’nın başkenti Barcelona’da incelemelerde bulundu. Ajansın başkanlığını dönüşümlü yürüten Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ve Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç de heyette yer aldı. Ziyaret internette “Ajans Yönetimi Barcelona örneğini yerinde inceliyor” başlığıyla duyuruldu.

11 Temmuz 2012: Eyalet merkezi olarak da adlandırılan 15 bölge kuruldu, bu bölgelerin 11’inde 13 Bölgesel Ağır Ceza Mahkemesi kurarak yargı ayağını da tamamladı. YENİÇAĞ, 25 Aralık 2013


İngiltere'de yayımlanan Economist dergisi, "Özyönetim Hayalleri - Özerklik peşindeki Kürtlerin kendilerinden destek isteyen hükümetle dansı" başlıklı bir yazıda, birçok Kürt'ün artık Türk parlamentosunun parçası olmak istemediğini yazıyor. bbc.com


Kürt meselesi parlamenter sistem içinde çözülemez. 
Bu ülkede Kürtlerin etnik ve dilsel haklarını evrensel anlamda kabullenecek ve çözüme kavuşturacak bir meclis aritmetiği elde etmek mümkün değil. 550 kişilik bir meclisten 367 vekilin, 600 kişilik bir meclisten de 401 vekilin ele ele verip Kürt meselesini çözüme kavuşturması imkân dâhilinde görünmüyor. De Gaulle’ün Cezayir sorununu çözmesi gibi, ancak başkanlık sistemiyle çözülebilir. 06.02.2017-kovarabir.com
 

BUGÜN NUTUK, YARIN ATATÜRK YASAKLANACAK!

Nutuk’un yasaklanması bana sürpriz gelmedi.

Tersine yarın olacakların yani Atatürk’ün yasaklanacağının işaret fişeğidir.

Siyasal İslamcılar için Atatürk şeytan veya deccâldir ve onunla hesaplaşmak en büyük cihattır. Dolayısı ile yaşanılan onca zillet ve tanık olunan onca emperyal tezgâh bu güruhun gözünü açmaz.

Bir milleti çökertmek milli değerlerini ve kahramanlarını hedef almakla mümkündür ki emperyalizm bunu bizde Kürtçüler ve dinciler aracılığı ile yapıyor.  aydinlik.com


Eyaletleşme projesi için AB Avro yağdırdı
TÜRKİYE’nin üniter yapısını hedef alan AB, Osmanlı tipi eyalet sistemini hortlatma amaçlı istinaf mahkemeleri için 22 milyon 500 bin euro destek sağladı.

RAKAMI, MHP’li Âlim Işık’ın sorusunu cevaplayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin açıkladı. AB’nin yargıya para desteği (!) hukukçuları ayağa kaldırdı.

Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen Avrupa Birliği, Osmanlı’ya özgü eyalet sistemini yerleştirmenin en önemli adımlardan biri olarak görülen İstinaf Mahkemeleri için 22 milyon 500 bin euro destek sağladı.

Haber: Fatih ERBOZ
Cumhuriyet’in kuruluşunda şeri mahkemelerle birlikte kaldırılan istinaf mahkemeleri, Türkiye’nin üniter yapısını parçalamak isteyen Avrupa Birliği’nin (AB) dayatması ve parasıyla geri dönüyor. Eyalet sistemini kullanan Osmanlıya özgü bölge (istinaf) mahkemeleri için AB’nin bugüne kadar 22 milyon 500 bin euro destek sağladığı bildirildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’de istinaf (bölge) mahkemesi kurulmasının desteklenmesi projesinin yüzde 75’inin AB tarafından karşılandığını söyledi. 

İlki Diyarbakır’da
Ergin, MHP Kütahya Milletvekili Âlim Işık’ın bölge mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yazılı soru önergesini cevaplandırdı. Bölge adliye mahkemeleri için ihtiyaç duyulan bina, araç ve gereçlerin yapım, satın alma veya kiralama yoluyla sağlanması için başlatılan çalışmaların devam ettiğini bildiren Ergin, şunları kaydetti: “Türkiye’de istinaf mahkemelerinin kurulmasının desteklenmesi projesi, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğe aday bir ülke olması nedeniyle yapısal reformlara destek olmak amacıyla 2005 yılı katılım öncesi mali yardım programı kapsamında finanse edilmektedir. Bu proje, toplam 30 milyon euro bütçeye sahip olup, bu toplam meblağın yüzde 75’i (22 milyon 500 bin euro) Avrupa Birliği tarafından, yüzde 25’i de (7 milyon 500 bin euro) bakanlığımız tarafından karşılanmaktadır.
Proje kapsamında Ankara, Erzurum ve Diyarbakır’da olmak üzere toplam 3 adet bölge adliye mahkemesi binasının inşası gerçekleştirilmektedir.” 

Adalet Bakanı Ergin, ihale bedeli 7 milyon 284 bin 200 euro olan Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin 2009 Ocak ayında teslim alındığını bildirdi.

İnşaatı 2 yıl erken bitti
Avrupa Birliği fonlarıyla temeli atılan Diyarbakır’daki bölge istinaf mahkemesi binasının 2010 yılında bitirilmesi planlanıyordu. Ancak inşaat, kısa sürede bitirilerek Ocak 2009’da teslim edildi.
Yeniçağ, istinaf mahkemelerinin ne anlama geldiğini ve neden kurulmak istendiğini, 31 Mart 2007 ve 7 Eylül 2007 tarihli sayısında duyurmuştu.

Özal savunmuştu
Türkiye ’nin altını oymaya çalışan Avrupa Birliği’nin dayattığı istinaf mahkemeleri, Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından ortaya atılan, daha sonra Kenan Evren ve Süleyman Demirel tarafından da savunulan;  ’ülkenin eyaletlere bölünmesi’ düşüncesinin ilk adımı. İlki Diyarbakır ’da açılan mahkeme 9 ilde daha kurulacak. Seçilen iller, Özal ’ın öncülüğünü yaptığı eyalet merkezleriyle de örtüşüyor. Osmanlı Devleti zamanında kurulan, Cumhuriyet ’in hukuk devrimi kapsamında şeri mahkemelerle birlikte ortadan kaldırılan istinaf mahkemelerinin Yargıtay’ın yükünü hafifleteceği öne sürülüyor.

AB FONLARIYLA KURULAN İSTİNAF MAHKEMELERİNE TEPKİLER DİNMİYOR
Güneydoğu’yu koparmak istiyorlar
Yargıtay Onursal Başsavcısı Savaş, “AB, Güneydoğu’nun Türkiye’den koparılmasına yardım ediyor” dedi
Avrupa Birliği’nin bölge istinaf mahkemelerine finansal destek sağlaması hukukçuları ayağa kaldırdı. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, AB’nin bu projeye destek vermesinin nedeninin, Güneydoğu bölgesinin Türkiye’den koparılmasına yardım etmek olduğunu söyledi. Konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, AB yardımını sert bir dille eleştiren Savaş, “AB böyle bir projeye destek veriyorsa Güneydoğu bölgesinin Türkiye’den koparılmasına yardım ediyor demektir. Bu yardımların şifresi budur. Bu mahkemeler daha önce kuruldu Türkiye’de. Hiçbir şekilde faydalı olmadı. Denenmişi denemek pişmanlık getirir. Bu proje sonunda özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi en çok davaların açıldığı büyük merkezlerde Yargıtay’da olan tıkanmadan daha büyük tıkanmalar olacak. Çeşitli bölge mahkemelerinden çok farklı kararlar çıkacak. Yasalarımızın aynı doğrultuda uygulanması zorlaşacak” diye konuştu. Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, bu mahkemelerle yargıda kadrolaşmanın da sağlanacağı tehlikesine de dikkat çekerek şunları kaydetti:

Kadrolaşma uyarısı
“Kurulacak mahkemelere doğrudan doğruya ABD’nin desteklediği örgütler kendi atamalarını gerçekleştirecek. BOP’un gerçekleştirilmesine hizmet edecek hakim ve savcılar oralara atanacak. Bugün Güneydoğu’daki belediyelerin durumu ne ise mahkemelerin durumunu da aynı hale getirecekler.”

Yargı denetim altına alınacak
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner de AB kredisiyle yapılan mahkemelerin yargı bağımsızlığı açısından utanç verici olacağını savundu. Güner, “İstinaf mahkemelerinin yargının yükünün azaltmak için kurulması planlanıyor. Fakat bu mahkemelerde davaların tekrar ele alınacağı söyleniyor. Bu durumda mahkemelerin yargının yükünü azaltacağını düşünmüyorum” diye konuştu. Bu mahkemelerin, AB’nin verdiği bütçeyle kurulmasına şiddetle karşı çıktıklarını da hatırlatan Güner, “AB yargıyı denetimi altına almaya çalışıyor. Eğer bu hibeleri kabul edersiniz, yargı kararlarının onun denetiminde ve inisiyatifinde olmasını kabul etmiş olursunuz. Bu da ülkenin egemenliğine yargının bağımsız yapısına terstir” dedi.

Bu mahkemeler Türkiye’nin bünyesine ters
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, istinaf mahkemelerinin Türkiye’nin yapısına uygun olmadığını söyledi. Öztürk, “Türkiye’nin koşullarına uygun bir yargı sistemi değildir. Yargının gecikmesi neden gösteriliyor ama bu mahkemeler yargıyı daha da geciktirecektir. Hak arama daha da gecikecektir. Yerinde denetim nasıl yapılacak? Mahkemelerin Türkiye’de kurulabileceğine inanmıyorum. Bunun koşulları yaratılmadı. Zaten AB uyum yasaları çerçevesinde yasalar hep Avrupalıların istediği için geliyor. Türkiye’nin ihtiyaçlarını, gerçek sorunları için gelmiyor. Yasalar halk istediği için çıkmıyor AKP’nin ihtiyaçlarını karşılamak için çıkıyor. Bu mahkemeler de Türkiye’nin bünyesine uymuyor” şeklinde konuştu. yenicaggazetesi


15 Temmuz’dan bu yana adli ve idari yargıda 3.820 hâkim ve savcı hakkında yasal işlem yapıldığını, 2.430 tutuklama gerçekleştiğini söyledi. Bakan Bozdağ, bu hâkim ve savcıların baktıkları davalarla yenilenmesi konusunda geriye dönük bir işlem yapılması için hukuki düzenlemeye gerek olmadığını, ancak isteyenlerin ‘yeniden yargılama’ isteyebileceklerini söyledi.

CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, TBMM’de Adalet Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında, FETÖ’den tutuklanan hâkim ve savcı sayısını sorduktan sonra, “hâkim, savcı, avukatlar üçgeninde kurulan bir örgütlenmeyle bazı davalarda adil davranılmadığı, suçluların aklandığı, suçsuzların cezalandırıldığına yönelik şikâyetler size ulaşmakta mıdır?” dedi.

Şüpheli davalarla ilgili bakanlığın adliyelerde bir çalışması olup olmadığını soran Bektaşoğlu, "Bu davalarda yargılama esas ve usullerine uygun olmayan tespitlerin ortaya çıkması hâlinde yeniden yargılanmalar gündeme gelecek midir" ifadesini kullandı.

Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, HSYK, ilk derece mahkemeleri ve istinaf dâhil adli idari yargının tamamında 2430 hâkim ve savcının tutuklandığını söyleyen Bakan Bozdağ, örgüt üyesi oldukları nedeniyle meslekten uzaklaştıranların verdikleri kararlarla ilgili kamuoyunda eleştiriler olduğunu kabul ederek, CMK’nın 311’inci maddesine atıfta bulundu ve “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'muzda yargılamanın yenilenmesine ilişkin düzenlemeler var. İç hukukumuzda da bireysel başvuru yoluyla da yargılama yenilenebiliyor. AİHM'e gittiğinde de aynı imkân var yani yargılamanın yenilenmesine ilişkin şu anda mekanizmalar var, vatandaşlarımız bu mekanizmaları kullanabilir, mahkeme de değerlendirir. Bunun için ayrıca bir yasal düzenlemeye gerek yok. Yasal düzenleme yapıldığında da büyük bir hukuk kaosu ortaya çıkar yani şu anda bütün davaların hepsinin üzerine şaibe varmış gibi -kararların üzerine- değerlendirmek de fevkalade yanlış olur” diye konuştu. yildizhaber.com
 


Eyalet'te 6 bin TL maaşla iş ilanı.  Eyalet geldi, istinaf (yeniden başlama) Mahkemelerimiz ve bölünmüş Türkiye Hoş Geldin.

Yeni Anayasa'da Kürdistan Eyaleti (tüzelkişiliği) nerede?

Binali Yıldırım, "Eyalet ve bölünmüş Türkiye için teklifimizi TBMM'ye getireceğiz."

Son Sultan Binali Efendi, Kürdistan Eyaleti sinyali verdi.

Demokrasi, külliyen bir masaldır.

Varlık fonuna ülkenin yarısı devredildi, anahtarı Jöleliye emanet.

Mültecilere 100'er TL veriyorduk, artık 85'er Avro ödenecek.

AÇIKLAMANIN SUÇ OLDUĞUNU BİLİYORUM-PKK ve Bölünme için Gizli Oturum yapıldı.

Emekliye tecavüz, başkanlık uğruna nasıl kutsanıyor. Satıla satıla bitirilen vatandaşlığımız...

Bu ülkenin kaynakları 2,5 ay içinde % 300 vurguna, peşkeşe nasıl uğradı?

Türk halkının genleriyle oynayanlara teşvik yasası.

KÜRT SORUNU VE ÇÖZÜM YOLLARI-5,Yorumlardan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder