Rahşan Ecevit: İsrail Yahudi kökenli Türkler yoluyla toprak
alıyor...
TOPRAK satışının derhal durdurulmasını isteyen Rahşan Ecevit’ten
şok açıklama: Amerika’da yaşayan Yahudiler yıllarca Filistin’de toprak satın
aldı. Araziler belirli bir genişliğe ulaştıktan sonra da Burası İsrail’indir
diyerek bayrak diktiler. Şimdi aynı oyunu GAP’ta oynamaya çalışıyorlar.
KÖYLÜMÜZ YABANCILARA IRGAT OLACAK DİYEN RAHŞAH ECEVİT UYARDI
GAP 2.Filistin olabilir
15 Nisan 2005 tarihi itibariyle, 52 bin 818 yabancı uyruklu
şahıs tarafından 272 milyon 511 bin 493 metrekare arazi ve gayrimenkul satın
alındı
Yabancılar adına Türk vatandaşları ve bazı şirketler
aracılığıyla arazi ve maden yatakları alındı. Toprak satın alanların ardında
Yunan ve Ermeni lobileri var
GAP bölgesindeki 450 bin dönüm araziyi ellerine geçiren
İsrailliler, Konya Askeri Hava Üssü yakınında 40 bin dekar stratejik araziyi de
satın aldılar
Eski başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit,
yabancılara toprak satışına izin verilmesiyle birlikte ülke topraklarının hızla
yabancıların eline geçmeye başladığını ve ortaya çıkan rakamın ürkütücü
olduğunu söyledi. Rahşan Ecevit, Orandaki çalışma ofisinde düzenlediği basın
toplantısında, yabancılara satılan arazilerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Ecevit, 15 Nisan 2005 tarihi itibariyle, 52 bin 818 yabancı uyruklu şahıs
tarafından 272 milyon 511 bin 493 metrekare arazinin ve gayrimenkulün satın
alındığına dikkati çekti.
İnce hesaplar dönüyor
Açıklananların dışında yabancılar adına Türk vatandaşları ve
bazı şirketler aracılığıyla gizlice alınan arazi ve maden yatakları bulunduğunu
savunan Rahşan Ecevit, Yabancı ülke şirketlerinin ve vatandaşlarının Türkiye’de
toprak satın almalarının ardında çok ciddi Yunanistan ve Ermenistan lobileri
bulunmaktadır dedi. Rahşan Ecevit, AB üyeliği uğruna alınan bazı kararlarla
üretim yapamaz duruma gelen Türk çiftçisinin toprağını satmak zorunda kaldığını
belirterek, Her şey inceden inceye hesaplanmış. Önce devlet köylüden desteğini
çekecek, sonra Yabancıya Toprak Satışı Yasası yeniden düzenlenip ortaya
sürülecek. Böylece yabancılar en verimli topraklarımızı, çaresiz bırakılmış
köylümüzden, çiftçimizden satın alacak ve Türk köylüsü kendi toprağında
yabancıya ırgat olacak diye konuştu.
Türkleri kullanıyorlar
Türkleri kullanıyorlar
Amerika’da yaşayan Yahudilerin yıllarca Filistin’de arazi
aldıklarını ve bu arazilerin belirli bir genişliğe ulaşması üzerine Burası İsrail’dir
diyerek bayraklarını çektiklerini ifade eden Rahşan Ecevit, İsrail’in bugün
aynı oyunu Türkiye’de GAP Bölgesinde oynamanın hazırlığı içinde olduğunu dile
getirdi. Rahşan Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü:
GAP’ta ikinci bir Filistin olayı yaşanabilir. İsrail’in, GAP
bölgesinde hiç toprak satın almadığı söylenir ama biraz kurcalanınca Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesi karartılmıştır. İsrailliler bu toprakların
çoğunu Yahudi kökenli Türkler yoluyla ele geçirmişlerdir. İsrail, GAP
bölgesinde 450 bin dönüm arazi almıştır
Misyonerler kol geziyor
Arazi satışlarının stratejik bölgelere sıçradığını,
İsraillilerin Konya Askeri Hava Üssü yakınında 40 bin dekar arazi satın
aldıklarını vurgulayan Rahşan Ecevit, hükümetin mayınlı arazilerin temizlenmesi
işinin yabancılara verilmesi konusunda da ısrarlı olduğunu savundu. Rahşan
Ecevit, sınıra çok yakın olan bu arazilerin yabancılara verilmesinin çok
sakıncalı olacağını söyledi. Rahşan Ecevit, yabancıların toprak alımıyla
birlikte misyonerlik faaliyetlerinin de yoğunlaştığını ifade ederek, Türkiye’yi
bölmenin bir yolu da vatandaşların dinlerini değiştirmelerini teşvik etmekten
geçer dedi. Bu arada özelleştirme adı altında yabancılara yapılan satışların da
toprak satışından farkı bulunmadığını kaydeden Rahşan Ecevit, yabancı
şirketlere maden arama ruhsatı verilmesinin gelecek açısından sakıncalı olacağını
söyledi.
Doktorlar biraz sabredin diyor!
Rahşan Ecevit, basın toplantısında eşi Bülent Ecevit’in
sağlık durumuna ilişkin soruları da yanıtladı. Ecevit, bir soru üzerine, Sağlık
durumu kötüye gitmiyor ama doktorların dediğine göre zaman bakımından bir
belirsizlik var. 3 gün mü, 5 gün mü yoksa 15 gün mü hiç belli değil. Bu,
kendisine kalmış bir şey artık diyorlar. Yani biraz sabretmemiz ve beklememiz
gerekiyor dedi.
Solda birlik için çalışacağım
Eşinin rahatsızlığından önce başlattığı solda bütünleşmeye
yönelik çalışmaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Ecevit, bu konudaki
çalışmayı kendisinin devam ettireceğini ve hazırlıklara başladığını ifade etti.
Rahşan Ecevit, CHP Genel Başkanı Baykal’ın solda ilkeli birlik önerisini nasıl
karşılıyorsunuz sorusuna; Eşimin önerisiyle ilgileniyorum karşılığını verdi.
hukuki.net
Rahşan Ecevit’in açıklamasının aksine GAP’ta toprak
almadıklarını ileri süren Kanhi, İsrailliler sadece 61 bin 946 metrekare
araziye sahip dedi.
İsrail Konsolos Yardımcısı Kanhi, Rahşan Ecevit’i yalanlamak
isterken, arazi satın aldıklarını açıkladı.
Rahşan Ecevit’in açıklamasının aksine GAP’ta toprak
almadıklarını ileri süren Kanhi, İsrailliler sadece 61 bin 946 metrekare
araziye sahip dedi. Kanhi, bu açıklamasıyla Yahudiler arazi almıyor diyenleri
de yalanlamış oldu.
RAHŞAN ECEVİTİN AÇIKLAMALARI ONLARI ÇOK RAHATSIZ ETTİ
KAYMAĞINI YABANCILAR YİYECEK
Yıllar önce temelleri atılan, hedefi ise bölge halkının
gelir düzeyi ve hayat standardını yükseltmek olarak açıklanan Güneydoğu Anadolu
Projesinin nimetlerini yabancılar yiyecek. Çünkü bugüne kadar 21 milyar YTL
harcanan projenin kapsadığı bölgedeki sulak arazilerin çoğunluğunun
yabancıların eline geçtiği iddia ediliyor.
İsrail’in İstanbul Başkonsolos Yardımcısı itiraf etti
Toprak aldık ama GAP’tan değil!
Moşe Kanhi: İsrailliler tarafından alınan 61 bin 946
metrekare arazinin bir metrekaresi bile Mardin, Diyarbakır ve çevresinde değil.
GAP bölgesindeki toprakları Araplar alıyor
İsrail, Rahşan Ecevit’in İsraillilerin kimliklerini
gizleyerek Güneydoğu Anadolu’da toprak aldığı iddiasına yazılı yanıt verdi.
Milliyetin haberine göre İsrail’in İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Moşe Kanhi,
DSP Genel Merkezine gönderdiği altı sayfalık yanıtında şu ifadeleri kulandı:
Sizinle iki yıl önce yaptığımız ilginç bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmak
isterim. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün web sitesine baktım ve sizin ortaya
koyduğunuz iddiaların tam tersine bilgiler ve rakamlar topladım
Aklanma gayretinde
Genel Müdür (şu anda görevde değil) Zeki Adlının, İsrail’in Türkiye’nin
Güneydoğusunda toprak almadığını belirten açıklamalarının yer aldığı makaleleri
de size gönderiyorum. Bu mektubun ekinde, ayrıca İsrail’in o bölgeden bir
santim toprak dahi satın almadığını ve bunu asıl yapanların kimliğini ortaya
koyan bir değerlendirme de yer alıyor. Sizi benimle aynı izlenime sahip olmaya
davet ediyorum. Türk basınında geniş yer bulan bu görüşünüzü düzeltme fırsatı
bulmanız halinde bunu takdirle karşılayacağım Kanhi, mektubunun ekinde
gönderdiği 2004 tarihli üç sayfalık değerlendirmede de GAP’ta toprak alımları
konusunda Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarını temel alarak şu görüşleri
savundu: 19 Temmuz 2003 - 14 Temmuz 2004 tarihleri arasında 273 milyon
metrekare toprak satıldı. Bunun İsrailliler tarafından alınan 61 bin 946
metrekaresinin bir metrekaresi bile Mardin, Diyarbakır ve çevresinde değil.
Suriyelilerin ilgisi
Kanhi, Suriyelilerin ağırlıklı olarak, Hatay, Kilis, Mardin,
Gaziantep, Adana, Mersin, Elazığ ve Diyarbakır yörelerinden toprak aldığı
bilgisine de mektubun ekinde yer alan değerlendirmede yer verdi. Buna göre,
Suriye vatandaşları 2003-2004 arasında Türkiye’den toprak alımlarının yarısına
yakınını (114 milyon metrekare) Hatay sınırları içinde yaptı.
Değerlendirmesinde İsrail’e yönelik bu suçlamaların kendisi gibi Türkiye’de
doğup büyüyen Türkiye Yahudilerini rahatsız ettiğini kaydeden Kanhi, Türkiye
gibi demokratik bir ülkede Yahudi aleyhtarlığının tırmanması aklı başında tüm
Müslüman Türk dostlarımızı da rahatsız etmektedir dedi.
Türkiye’de işbirlikçileri var demişti
Eski başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, GAP bölgesindeki
toprakların İsrailliler tarafından satın alındığını belirtmiş ve tapu
kayıtlarının Türk vatandaşları ile bazı şirketlerin üzerine yapıldığını dile
getirmişti. Yabancılara toprak satışına izin verilmesiyle birlikte ülke
topraklarının hızla yabancıların eline geçmeye başladığını ve ortaya çıkan
rakamın ürkütücü olduğunu vurgulayan Ecevit, 15 Nisan 2005 tarihi itibariyle,
52 bin 818 yabancı uyruklu şahıs tarafından 272 milyon 511 bin 493 metrekare
arazinin ve gayrimenkulün satın alındığına dikkat çekmişti.
Açıklananların dışında yabancılar adına Türk vatandaşları ve
bazı şirketler aracılığıyla gizlice alınan arazi ve maden yatakları bulunduğuna
işaret eden Ecevit, şunları kaydetmişti: GAP’ta ikinci bir Filistin olayı
yaşanabilir. İsrail’in, GAP bölgesinde hiç toprak satın almadığı söylenir ama biraz
kurcalanınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesi karartılmıştır.
İsrailliler bu toprakların çoğunu Yahudi kökenli Türkler yoluyla ele
geçirmişlerdir. İsrail, GAP bölgesinde 450 bin dönüm arazi almıştır. Öyle ki
satışlar stratejik bölgelere de sıçramıştır. İsrailliler Konya Askeri Hava Üssü
yakınında 40 bin dekar arazi satın almışlardır
AB destekli azınlıklar hızla yapılanıyor
Avrupa Birliğiyle uyum yasaları çerçevesinde yapılan
değişiklik sonrası cumhuriyet tarihinde ilk kez bir azınlık vakfı arazisine kat
karşılığı inşaat yapılıyor. AB uyum yasaları çerçevesinde azınlık vakıflarının
durumlarıyla ilgili bir çok yeni düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeler arasında
vakıfların mülk edinmesi, mülklerini kullanmasıyla ilgili yenilikler de yer
aldı. Bunların sonucunda da ilk uygulama geçtiğimiz gün gerçekleşti. Hürriyetin
haberine göre Ortaköy Surp Astvazazin Kilisesi Vakfına ait Ortaköy’de bulunan
45 bin metrekarelik arazi, kat karşılığında inşaat yapılmak üzere müteahhit
Mehmet Uyanoğluna devredildi. İnşaata önceki gün temel atma töreniyle başlandı.
Her biri 10ar daireden 20 blok yapılacak olan Lotus Sitesindeki Lotus
Evlerinden Ortaköy Surp Astvazazin Kilisesi Vakfına 85 daire ile 6 bin 75
metrekare arazi üzerine yapılacak 17 bin 108 metrekarelik açık-kapalı spor
alanlarıyla ticari alanın tamamı verilecek. LOTUS Evlerinin yapılacağı Ulus ile
Ortaköy Dereboyu arasındaki arazi, İstanbul’un fiyatı en yüksek yerlerinden.
Lüks konutlarla çevrili bölgede, dubleks daireler 500-600 bin dolar (Yaklaşık
800-960 bin YTL) fiyatla satılıyor. 12 Haziranda Beşiktaş Belediyesinden alınan
inşaat izniyle dün temeli atılan Lotus Evlerinin 3 yılda tamamlanması
planlanıyor.
İstanbul planları eskiye dayanıyor
Selda Öztürk KAY
Batılı ülkelerin, Avrupa Birliğini sağlamak amacıyla
Türkleri Avrupa ve Anadolu’dan sürme hayaliyle yaşadığını ve bu amaçla pek çok
proje üretildiğini anlatan UKİK Koordinatörü Kudret Ulusoy, Bunu bir türlü
başaramamalarının temelinde; esasen İstanbul’un kimin elinde kalacağı sorunu
yatmaktaydı. İstanbul tarih boyunca Katolikler ve Ortodokslar arasında en
önemli anlaşmazlık konularından biri olmuştur diye konuştu. Ayasofya’nın kilise
olarak ibadete açılması için yürütülen lobi faaliyetlerini değerlendiren
Ulusoy, İstanbul’un paylaşılmasına yönelik 1900lü yılların başında Yunan ve
Avusturyalı tarihçi, diplomat ya da gazeteciler tarafından ortaya atılan
projelerde, şehrin mahallelere bölünerek çeşitli devletlere verilmesi, İstanbul’a
uluslararası kimlik kazandırılması ya da Federasyona dönüştürülmesi gibi
düşüncelerin yanı sıra, şehrin Ortodoksların Vatikan’ı haline getirilmesine
dönük planların da yer aldığını söyledi. Ulusoy, Bu projelerin hayal olmadığı,
Sevr Antlaşması ile ortaya çıkmıştı dedi. Türkiye’nin pek çok tehditle karşı
karşıya olduğunu belirten Ulusoy, Ruhban okulunun açılması ve azınlık
vakıflarının İstanbul’daki talepleri konusundaki görüşlerini dile getirirken de
yetkilileri karşı politika üretmeye davet etti.
Türkiye'de yabancıların toprak satın aldığı iddiası son zamanlarda
çok konuşulan ve tartışılan bir konu haline gelmiştir. Ancak, bu konunun siyasi
spekülasyondan çıkartılarak ciddi ve belgeye dayalı olarak ele alınması
gerekir. Hiç bir belgeye dayanmadan milleti gaza getirmeye çalışan politik
açıklamalar bizleri normal insanlar gibi değil de hastalıklı tavırlarına
inanmaya hazır hastalıklı tipler olarak görüyorlar gibi geliyor bana. Sayın
Rahşan Ecevit'e göre; GAP'ı İsrail, Trakya'yı Yunanistan, Kars'ı İngilizler,
Hatay'ı Suriye satın almış durumda.
Hukukçu olanlar bilirler ki; tapuda "açıklık
ilkesi" diye bir ilke vardır. Kim ne almışsa bunun tapusunu gazeteler
neden yayınlamaz? Ben bu desteksiz iddialara inanmak istemiyorum. Sayın Rahşan
Ecevit'in bu konudaki açıklamalarını da çok sağlıklı bulmadığımı ifade etmek
isterim.
Bu konuda Milliyet Gazetesi'ndeki bir köşe yazısı ve bir
haberin linkini aşağıda veriyorum.
ŞOK RAPOR: Yabancıların Türkiye’de sahip olduğu
taşınmazların durumu tam olarak bilinemiyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu, büyük bir tehlikeye dikkat çekti.
GİDİŞAT ÇOK TEHLİKELİ
YABANCI uyruklu kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan
şirketlerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz edinmelerini
inceleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye bir kez
daha dikkat çekti. DDK, şirket ve il bazında acilen sınırlama istedi.
YAĞMAYA SON VERİLMELİ
kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılamadığını vurgulayan DDK
uzmanları, satışın artış eğilimi gösterdiğin kaydederek şu öneriyi yaptı:
Yabancıların taşınmaz edinimi işlemleri yakından izlenmeli ve buna göre
politika belirlenmeli. Yabancılar dairesi daha hızlı ve etkin çalışsın.
DDK YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİNİMİ İLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLADI
CUMHURBAŞKANI Sezer peşkeşe el koydu
Toprak satışlarıyla ilgili kesin bilgilere ulaşılamadığına
yer verilen raporda “Yabancıların Türkiye’de edindikleri taşınmazlar, hızla
artıyor” denildi
Raporun öneriler kısmında “Taşınmaz edinimi işlemleri
yakından izlenmeli, Yabancı İşler Dairesi yeniden organize edilmeli” ifadeleri
kullanıldı
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), yabancı
uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan tüzel kişiliğe sahip
ticaret şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz
edinmelerini inceledi.
Yabancıların Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde
edindikleri taşınmazlara ilişkin genel durumun belirlenmesini kapsayan ve 31
Aralık 2004 tarihine kadar yapılan işlemlere dayandırılan rapora göre, 7
coğrafi bölgede de yabancı gerçek kişilere ait taşınmazlar var. Karadeniz
Bölgesinde Gümüşhane ve Bayburt; Doğu Anadolu Bölgesind.
Ağrı, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Muş, Van;
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise Siirt dışındaki 70 ilde yabancılar taşınmaz
edindi. Türkiye’de, miras yoluyla gerçekleşenler de dâhil olmak üzere taşınmaz
edinen yabancı gerçek kişilerin sayısı 51.012, bunlara ait taşınmaz sayısı 47.240,
bu taşınmazların yüzölçümü 272.871.200 metrekare. Gerçek kişilerin 12.924’ü
Türk asıllı Yunan uyruklu, 2469’u Suriye uyruklu, 35.619’u da diğer yabancı
uyruklulardan oluşuyor. Taşınmazların sayı olarak 11.508’i Türk asıllı Yunan
uyruklu, 4596’sı Suriye uyruklu, 31.136’sı ise diğer yabancılara ait.
Taşınmazların yüzölçümü olarak 3.688.066 metrekaresi Türk asıllı Yunan
uyruklulara, 241.467.705 metrekaresi Suriye uyruklulara, 27.715.420 metrekaresi
ise diğer yabancılara ait bulunuyor. Taşınmazların nitelikleri açısından
yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasına bakıldığında, birinci sırayı
231.806.494 metrekare (yüzde 84.95) ile arazi, ikinci sırayı 31.808.269
metrekare (yüzde 11.66) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 5.055.918 metrekare
(yüzde 1.85) ile arsa, dördüncü sırayı 3.972.203 metrekare (yüzde 1.46) ile
konut, beşinci sırayı 175.637 metrekare (yüzde 0.06) ile işyeri ve altıncı
sırayı 52.680 metrekare (yüzde 0.02) ile turistik tesis alıyor.
En gözde araziler Güneydoğu ve Akdeniz’de
Arazi niteliğindeki taşınmazların yüzde 1’i Türk asıllı
Yunan uyruklu yabancılara, yüzde 93’ü Suriye uyruklulara, yüzde 6’sı diğer
yabancılara ait. Arazi cinsinden yapılmış edinimlerin coğrafi bölgelere göre
dağılımına bakıldığında; birinci sırayı yüzde 48.5 ile Güneydoğu Anadolu
Bölgesi, ikinci sırayı yüzde 47.8 ile Akdeniz Bölgesi, üçüncü sırayı ise yüzde
1.48 ile Marmara Bölgesi alıyor. Yabancı gerçek kişilere ait toplam 13.833
konutun 2.410’u Türk asıllı Yunan uyruklulara, 402’si Suriye uyruklulara,
11.021’i diğer yabancılara ait bulunuyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de
sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından yüzde 47’si Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde. İkinci sırayı Akdeniz Bölgesi alıyor, bunu Marmara, Ege, İç
Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri izliyor.
Araplar birinci Almanlar ikinci
Taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklüğüne göre en büyük
paya 241.467.705 metrekare alanla Suriye uyruklular sahip. Suriye uyrukluları
7.515.874 metrekare ile Almanya, 4.724.552 metrekare ile Lübnan, 4.279.531
metrekare ile Yunanistan, 3.664.104 metrekare ile İngiltere, 2.821.824
metrekare ile ABD, 2.761.663 metrekare ile Mısır, 841.262 metrekare ile Fransa,
788.103 metrekare ile Avusturya ve 681.420 metrekare ile Hollanda izliyor.
Hatay ve Kilis alarm veriyor
Yabancı gerçek kişilere ait taşınmazların dağılımında alan
büyüklüğü açısından ilk sırayı, 117.205.283 metrekare (yüzde 43) ile Hatay
alıyor. Hatay’ı 55.030.989 metrekare (yüzde 20.2) ile Kilis, 50.067.410
metrekare (yüzde 18.3) ile Mardin ve 23.050.427 metrekare (yüzde 8.4) ile
Gaziantep, 5.473.282 metrekare (yüzde 2) ile İstanbul, 3.483.903 metrekare
(yüzde 1.3) ile Muğla, 3.237.154 metrekare (yüzde 1.2) ile Adana, 2.652.082
metrekare (yüzde 1) ile Antalya, 2.325.332 metrekare (yüzde 0.9) ile İzmir ve
1.678.414 metrekare (yüzde 0.7) ile Bursa izliyor.
Daha çok arazi ve bahçe gitti
Rapora göre, Türkiye’de taşınmaz edinmiş olan yabancı
uyruklular, Suriye uyruklular dışında 48.543 kişi, bu kişilere ait taşınmaz
sayısı 42.644, bu taşınmazların yüzölçümü 31.403.495 metrekare. Taşınmazların
nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasında birinci sırayı
17.521.977 metrekare ile (yüzde 55.80) ile arazi, ikinci sırayı 6.094.332
metrekare (yüzde 19.41) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 4.789.482 metrekare
(yüzde 15.25) ile arsa, dördüncü sırayı 2.778.923 metrekare (yüzde 8.85) ile
konut, beşinci sırayı 166.155 metrekare (yüzde 0.53) ile işyeri ve altıncı
sırayı 52.626 metrekare (yüzde 0.17) ile turistik tesis alıyor. Yabancı gerçek
kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından
en büyük paya yüzde 38.92 ile Akdeniz Bölgesi sahip.
İsrailliler 2003’te atağa kalktı
Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda,
çeşitli ülke vatandaşlarına ait taşınmazları konusunda bilgilere de yer
verildi. Buna göre, 31.12.2004 itibarıyla İsrail uyruklulara ait taşınmazların
tamamı 10 ilde toplanıyor. Bu taşınmazların yüzölçümü 78.868 metrekare.
Bunların yüzde 56.8’i (44.760 metrekare) İstanbul’da, yüzde 21.2’si (16.755
metrekare) İzmir’de, yüzde 19.1’i (15.062 metrekare) ise Antalya’da. İsrail
uyrukluların, en fazla taşınmazı edindikleri yıllar 2003 (yüzde 39.1), 2000
(yüzde 25.1), 2004 (yüzde 21.8). İsrail uyruklulara ait taşınmazların yüzölçümü
bakımından (tespit edilen rakamlar) yüzde 64.5’i (50.903 metrekare) arsa, yüzde
28.6’sı (22.564 metrekare) arazi türü taşınmazlar. Taşınmazların yüzde 61.8’i
satın alma, yüzde 32.4’ü miras yoluyla edinildi.
Konutta Ege liste başı
Yabancıların mülkiyetinde bulunan konutlarda da ilk sırayı
Ege Bölgesi alırken işyerleri ise Marmara Bölgesinde yoğunlaşıyor. Toplam 1.556
işyerinin 1.132’si (yüzde 72.8) bu bölgede. Marmara Bölgesini; yüzde 15.03 ile
Ege, yüzde 14.31 ile Akdeniz, yüzde 1.19 ile Karadeniz, yüzde 0.52 ile İç
Anadolu, yüzde 0.43 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 0.18 ile Doğu Anadolu
bölgeleri izliyor. Yabancı gerçek kişilere ait turistik tesis niteliği taşıyan
247 yabancı taşınmaz bulunuyor.
Tapu ve Kadastro yetersiz
Tapu ve Kadastronun satılan toprakların tespitini yapmakta
yetersiz kaldığına dikkat çekilen raporda “AB üyesi ülkeler ile Türkiye
arasındaki milli gelir farkının 5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların,
taşınmaz edinmelerini kolaylaştırıyor” ifadelerine yer verildi
Rapora göre, yabancılara ait taşınmazların nitelik ve
niceliğinin belirlenmesi açısından, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce düzensiz
biçimde tutulan istatistikler bir yana bırakılırsa, kesin ve güvenilir
bilgilere ulaşılamıyor. Tapu kayıtları yurt genelinde ve tam sayım esasına göre
yeniden taranıp, sağlıklı biçimde merkezi bir bilgi işlem ortamına
aktarılmadıkça, bunu sağlamak olanaklı değil. Yabancıların Türkiye’de
edindikleri taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin tutulmasına gereken
özen gösterilmiyor.
Bilgi akışı yok
Merkezdeki kayıtların daha sağlıklı tutulması için,
yabancıların taşınmaz edinimine ilişkin istemlerinin sonuçlandırılması
sırasında her işlem için düzenlenecek bilgi formlarının Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğüne gönderilmesi gerekiyor. Genel Müdürlüğe, doğru ve düzenli bilgi
akışı yok. Sağlıklı bir izleme ve değerlendirme yapılamıyor. Yabancıların Türkiye’de
sahip oldukları taşınmazların ve sınırlı ayni hakların durumu tam olarak
bilinemiyor. Yabancıların taşınmaz edinimi açısından yasal sınırlayıcı
kuralları alt düzeyde tutan ülkeler, genellikle kişi başına milli gelirleri
yüksek olan ve ekonomik kalkınmalarını büyük ölçüde tamamlamış ülkeler.
Stratejik alanlar
AB üyesi ülkeler ile Türkiye arasındaki milli gelir farkının
5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların, Türkiye’de taşınmaz
edinmelerini kolaylaştırıyor. Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edindikleri il
ve ilçelere genellikle; doğal, kültürel ve tarihsel özelliklere sahip,
sosyo-ekonomik yönden veya turizm açısından gelişmiş yerler.
Raporda, inceleme sırasında; yabancılara günümüze kadar
satılmış taşınmazların sağlıklı bir envanterinin olmadığı, yabancıların
Türkiye’de taşınmaz edinimlerinde, yüzölçümü bakımından yasayla belirlenmiş
olan üst sınırın kimi durumlarda aşıldığı, yasalara göre Türkiye’de sadece bina
edinebilecek bazı ülke vatandaşlarının, bina dışında başka taşınmazlar da edindikleri,
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesindeki Yabancı İşler Dairesi
Başkanlığının hizmetin etkili ve hızlı yürütümü bakımlarından yetersiz
olduğunun tespit edildiği kanısına varıldığı dile getirildi.
Karşılıklılık ilkesi
Raporun sonuç bölümünde, yabancılara taşınmaz satışının
tarihsel gelişimi ile konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve Anayasa
Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararları irdelendi. 29.12.2005 günlü, 5444 sayılı
Yasa ile yapılan düzlenmelere işaret edilen raporda, bu son düzenleme ile yabancı
ticaret şirketleri açısından Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri arasında
yer alan karşılıklılık ilkesi ve edinilecek miktar sınırlamasının ortadan
kaldırıldığı kaydedildi.
2006’da da sürüyor
Raporda, son düzenlemede yabancı gerçek kişiler için öngörülen
“illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere” sınırlamasının, il
yüzölçümlerinin büyüklüğü dikkate alındığında, çok sayıda yabancının taşınmaz
edinmesine olanak sağlayacağı, uygulamada bir sınırlama oluşturmayacağı ifade
edildi. Rapora göre, yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye’de edindikleri
taşınmazların sayı ve alan olarak artışı, 2005 ve 5444 sayılı Yasa’nın
yürürlüğe girdiği 2006 yıllarında devam etti.
Satış devam edecek
Tapu Yasası’nın 35. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptali
üzerine yabancıların taşınmaz edinme işlemlerinin durdurulduğu 26.07.2005 -
20.01.2006 tarihleri arasındaki yaklaşık 6 aylık dönem çıkarıldığında,
01.01.2005’ten 31.05.2006 tarihine kadar olan 11 ayda; Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğünün 20.06.2006 günlü, 2185 sayılı Yazısına göre yabancı gerçek kişiler
toplam 5.336.723 metrekare alanında değişik türde 9.806 taşınmaz edindi.
Raporda, “Artış eğiliminin süreceğini gösteren bu veriler, izlenecek politikanın
biçimlenmesinde de belirleyici olmalıdır” denildi.
İlçeler bile yağmalandı!
Hatay’ın Reyhanlı ve Mardin’in Nusaybin ilçesi de
yabancıların talanından nasibini alan bölgeler oldu
Rapora göre, Türkiye’de yer alan tüm ilçeler (il merkezleri dâhil)
için taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklükleri dikkate alınarak yapılan
sıralamada; birinci sırayı 73.068.633 metrekare (yüzde 26.78) ile Reyhanlı
alıyor. Hatay’da bulunan toplam 117.205.283 metrekarelik yabancı taşınmazının
73.068.633 metrekaresi (yüzde 62) Reyhanlı’da. Bu ilçeyi 52.944.595 metrekare
(yüzde 19.4) ile Elbeyli, 40. 069. 172 metrekare (yüzde 14.7) ile de Nusaybin
ilçeleri izliyor.
Sınırlamalar yetersiz kalıyor, önlem alınmalı
Raporda, şu önerilere yer verildi:
“Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret
şirketlerinin Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilmelerinin
karşılıklılık koşuluna bağlanmalı.
Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret
şirketlerinin edinebilecekleri taşınmaz yüzölçümü konusunda şirket ve il
bazında sınırlamalar getirilmeli.
Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edinebilecekleri alanların
yüzölçümü açısından il ölçeği yanında ilçe ölçeğinde de sınırlamaya yer
verilmeli.
Yabancıların taşınmaz edinimi işlemlerinin yakından
izlenerek değerlendirilmesi ve buna göre politika belirlenmeli.
Türk vatandaşları veya Türk şirketlerinin yabancı ülkelerde
mülk edinirken karşılaştıkları sorunlar kapsamlı biçimde araştırılmalı, o ülke
vatandaşlarının Türkiye’de taşınmaz edinimi işlemlerinde bu durumun dikkate
alınmalı.
Yabancıların Türkiye’deki taşınmazlarının sağlıklı bir
envanteri çıkarılmalı, kayıtların sistemli ve düzenli biçimde tutulmalı, bu
bilgilerin düzenli aralıklarla ilgili kuruluşlara raporlanmalı.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde yabancılara ait
taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin kaydedildiği Yabancı İşler Dairesi
daha hızlı ve etkili çalışacak biçimde yeniden organize edilmeli.
Yabancılara yönelik taşınmaz mal satışının yoğunlaştığı tapu
sicil müdürlüklerinin yerleşim, personel ve teknik açılardan eksiklikleri
giderilmeli.”





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder