15 Mayıs 2018 Salı

TBMM'de AK eller, "İSRAİL'E HAMD OLSUN" diye kalktı.

Türkiye’nin İsrail’le yaptığı anlaşmaların iptalini isteyen önergenin reddedildiği bildirildi.
Önergenin Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmediğini CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker Twitter hesabından duyurdu.

Şeker, Filistinlilerin katledilmesi sonrası önergenin Meclis’e sunulduğunu belirterek iptali istenen anlaşmalar arasında Mavi Marmara anlaşması olduğunu söyledi.

CHP’li vekil, anlaşmaların iptali istenene önergenin AKP oylarıyla kabul edilmediğini belirterek “AKP ‘İsrail’le anlaşmaya devam’dedi” ifadelerini kullandı.


ABD, Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdığı elçiliğini 15 Mayıs’ta törenle açmıştı. Açılışla eş zamanlı olarak Gazze Şeridi ve Ramallah’ta Filistinliler sokaklara çıkıp kararı protesto etmişti.

Şimdiye dek 60’ın üzerine Filistinli İsrail’in saldırısı sonrası hayatını kaybetmiş, 3 bine yakın da yaralanmıştı.



Erdoğan, Yahudi milletinin başkenti ve İsrail'in Başkenti Kudüs'e hoş geldiniz... 

 
AKP, her şeye rağmen İsrail'e petrol göndermeye devam ediyor.

AKP Hükümeti İsrail'e yönelik sözlü tepkilerden fiili tepkilere geçiş aşamasını bir türlü gerçekleştiremiyor. AKP Hükümetinin İsrail'e yönelik petrol sevkiyatının bütün hızıyla devam ettiği ortaya çıktı.

Türkiye, İsrail’in Gazze’deki protestoları katliamla bastırmasına “sözlü” tepkiler veriyor. Ancak AKP hükümetinin İsrail’e yönelik petrol sevkiyatının bütün hızıyla devam ettiği ortaya çıktı. Cumhuriyet Gazetesi, AKP Hükümetinin İsrail'e fiili bir tepki göstermediğini ortaya koydu. Türkiye'den İsrail'e petrol taşıyan gemiye ait haber yayınlandı. 

Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasına Filistin halkının tepkisini kanla bastıran Tel Aviv yönetimi, Türkiye’den sözlü çıkışlar dışında hiçbir tepki almadı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İsrail soykırım” yapıyor demekle yetinirken, dün Bakanlar Kurulu’ndan sonra kameraların karşısına geçen hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, “ABD ile İsrail’e yaptırım uygulanacak mı?” sorusuna yanıt vermedi.

Hükümetin yaptırım konusundaki bu sessizliğinin arkasında, İsrail’e verilen gizli petrol desteği olduğu ortaya çıktı. Dünyadaki tüm tanker hareketlerini takip eden TankerTrackers sitesindeki istatistiklere göre, sadece geçen ay Ceyhan’dan İsrail’e 1,5 milyon varil petrol sevk edildiği ortaya çıktı.

Norveç bandıralı Vinga adlı gemi, Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (Kurdistan Regional Government-KRG) ait petrolleri iki ayrı seferle Tel Aviv yakınlarındaki Aşkelon Limanı’na sevk ettiği görülüyor. Sitenin twitter hesabında da, Ceyhan’dan İsrail’e yapılan sevkıyat rotası da canlı ekranlar aracılığıyla detaylı olarak paylaşıldı. TankerTrackers’in paylaştığı bir görsele göre, 11 Mayıs’ta da bir sevkıyat daha yapılmış.

VINGA is back at the KRG berth in Ceyhan. We haven't seen her since October 13th, just a couple of days prior to the reclaim of Kirkuk by the Iraqi federal forces. Back then, she carried a million barrels to Spain.
twitter-TankerTrackers



   

Salı, 15th Mayıs, 2007


United Press International (UPI) ajansının haberine göre, Londra merkezli ünlü düşünce kuruluşu Chatham House’da Transatlantik Savunma Ortaklığı konulu konferansa katılan Çek Dışişleri Bakanı’nın yaptığı o açıklama: “Ankara ziyaretim sırasında Abdullah Gül, Irak konusundaki endişelerini aktardı. Bana ‘Koalisyon Güçleri Irak’tan şimdilik ayrılmamalı. Koalisyon Güçleri Irak’ı terk ederse İran modeli yeni İslam anlayışı Irak politikasını teslim alacak. […]
Gül: İslam’ı halkın yaşamına sokmak gibi bir niyetimiz ve dahlimiz olmadı, olamaz!
ABDULLAH GÜL'ÜN ARŞİVİNDEN. İSLAM MEDENİYETİ MAĞLUP OLMUŞ

 
Abdullah Gül’e ödül veren "Chatham House" adlı İngiliz derin devletinin kuruluşundan Fadi Hakura’ya göre "Diyanet’in hazırlığı, Hıristiyanların Reform Hareketine benzeyen bir girişim!" idi.
Ve The Economist dergisinin 24 Ocak 2004 tarihli sayısında, aynen şu ifadeler kullanılıyordu:
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’a göre "İslâm dünyasında reform ABD’nin en önemli stratejik girişimi" ve Türkiye’nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir."

Diyanet, artık Sevr Antlaşması’nı hazırlayan Chatham House’un dolaylı kontrolündedir!
Bir toplumu çökertmek ya da kalkındırmak istiyorsanız, işe kadınlardan başlamalısınız.


Abdullah Gül, 2010 yılı Chatham House ödülünü kazanmıştır.

President Gül was Presented with the Chatham Statesman of the Year Award by Queen Elizabeth II

Gul elected as Turkish president

President Gül Chosen the Statesman of the Year

Chatham House Prize 2010

 

Bataklığa Doğru: Türkiye'nin Hayal Kırıklığına Uğramış Suriye Politikası

Christopher Phillips

Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı

Aralık 2012

Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve 1996'da İsrail ile askeri ittifak, Ankara'nın 1990'larda çok daha çatışmacı bir duruş sergilemesini sağladı.

Suriye sığındığı PKK lideri Abdullah Öcalan'ı teslim etmezse 1998'de işgal tehdidiyle doruğa ulaştı. Yine de Hafız Esad krizi yatıştırmak için hızla yumuşadığında, kısa süre sonra imzalanan Adana Anlaşmaları on yıllık Türkiye-Suriye iş birliğine kapı açtı. Into the Quagmire: Turkey’s Frustrated Syria Policy

 

Christopher Phillips-KİTAP İNCELEMESİ


Bu gün 66 yaşındaki bir Cumhuriyet mirası satış tezgâhına çıkacak.

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş, ÇATES’in özelleştirilmesi ihalesi ile ilgili süreci değerlendirildi.


Çates'in Özelleştirilmesi İhalesi
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş, ÇATES’in özelleştirilmesi ihalesi ile ilgili süreci değerlendirildi.


16 Nisan 2014 

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş, ÇATES'in özelleştirilmesi ihalesi ile ilgili süreci değerlendirildi.

ÇATES için 21 Nisan 2014 tarihinin son teklif verme süresi olduğunu ifade eden Alabaş, "Bilindiği gibi termik santrallerle ilgili özelleştirilme süreci 10 Nisan 2014 tarihinde yeni köy ve Kemerköy termik santrallerinin teklif verilme süreciyle yeniden başladı. Çatalağzı Termik Santrali'nin de ihaleye son teklif verme günü 21 Nisan, Yatağan Termik Santrali için ise 30 Nisan 2014. Son teklif verme süreleridir. Biz GMİS olarak eskiden beri savunduğumuz maden işçileri olarak ÇATES ile TTK ve havza madenciliği bir bütündür. ÇATES, Türkiye'nin taşkömürü ile çalışan tek elektrik santralidir. Kuruluş amacı havzamızda üretilen taşkömüründen atık olarak düşük kalorili kömürlerin elektrik enerjisine dönüştürülmesi amacıyla 1948 yılında kurulmuş, bu güne kadar da havzamızda üretilen taşkömürün dışında kalan düşük kalorili kömürlerin elektrik enerjisine dönüştürülmesi amacıyla işlevini yürüten bir santral. Biz ÇATES'in, eskiden olduğu gibi TTK'nın bir parçası olduğunu, bir bütün olduğunu ve kamuoyunun alması gerektiğini savunuyoruz. 19 Nisan 2014 Cumartesi günü Tes-İş ile birlikte ÇATES'in önünde yapacağımız eylemle bunu kamuoyuna anlatmaya devam edeceğiz" diye konuştu. 

ÇATES'in özelleştirilmesi ve ithal kömür kullanımı halinde bölgenin göçe zorlanacağı anlamına geldiğini ifade eden Alabaş, "ÇATES, hangi kömürle çalışacağı belli olmayan, ihaleye çıkan santraller arasında tek santral. ÇATES, özelleştirildiğinde özellikle ithal kömüre dayalı santrale çevrilme endişesi havzadaki herkeste var. Böyle bir durum olduğunda başta TTK olmak üzere bölgemizde madencilik faaliyeti yürüten özel sektörde herkes zora girecek demektir. İşçi çıkartacak demektir. Buradaki endişe özellikle budur. İnsanlarımızın işsizliğe mahkum edilmesi ve bölgenin göçe zorlanması anlamına gelir" dedi. - ZONGULDAK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder