Bütün kandaşları TBMM'de topluyorlar. Millete ihanette birleşiyorlar.
ABDullah Gül'ün ortak adaylığına sıcak bakmayanların, Y-CHP listesinde yer almadığı söylenmişti.
Bu isimler arasında, Haluk Pekşen, Mustafa Balbay, Eren Erdem, Barış Yarkadaş, Zeynep Altıok, Şenal Sarıhan, Musa Çam, Erdin Bircan, Hüsnü Bozkurt, Necati Yılmaz, Hilmi Yarayıcı, Niyazi Nefi Kara, Elif Doğan Türmen, İlhan Cihaner, Umut Oran, Adnan Keskin, İrfan Değirmenci olduğu iddia ediliyordu.
Buna rağmen, PKK ya da Fettoş'a yakınlığı ile bilinen isimler listeye girebilmişti.
Daha sonra Habertürk Yazarı Sevilay Yılman'ın duyurduğuna göre, Eren Erdem, Barış Yarkadaş ve Ali Şeker yeniden listeye dahil edilmişler.
Örneğin Hüseyin Aygün listede yok.
Neden yok olduğunu geçmişe bakarsak belki anlayabiliriz.
2015 Mayıs'ında CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP'den aday gösterilmemesi üzerine Hatay'dan bağımsız aday olan Refik Eryılmaz'a destek verdi.
Micro Blog Sitesi Twitter'da yer alan bilgiye göre; Eryılmaz ile birlikte oy isteyen Aygün bu durumu bir tweet ile duyurdu.
Aygün dün hesabından şöyle demiş.
İnce'nin ekibinin
çizilmiş olması bana göre, İnce ve Ekibinin, bunlarla kandaşlık bağının
olmamasından kaynaklıdır diye düşünmeme neden olabilir.
İbrahim Özden Kaboğlu
ise, İstanbul 1. bölge 9.sıradayken, bu günkü listeye baktım, 1.sıraya alınmış.
2. sırada Hamzaçebi,
3. sırada İlgezdi var.
Aygün için herkes bir
şeyler söyleyebilir de, Kaboğlu'nu ne kadar tanıyoruz?
Kendisi Barış
Sürecinin savunucularındandır.
Barış elbet ki insani
bir değerdir ve olmalıdır da.
Nihayetinde Yurtta
sulh, cihanda sulh ilkesini benimsemiş insanlar olarak, barıştan yana olmamak
bir ihanet ve ahmaklıktır.
Lakin barış süreci
denen olgu nedir?
Bir devletin barış
süreci diye olgudan bahsedebilmesi için, karşısında savaştığı başka bir
devletin olması zorunludur.
Eğer yoksa ve buna
rağmen barıştan söz edilebiliyorsa da, öyleyse iç savaştan söz ediliyor
demektir.
Pek, Türkiye kimle
savaşıyor ki barış yapabilsin?
PKK bir devlet midir,
Fettoş bir devlet midir ki barıştan söz edilebiliyor?
Bunların arkasında
bir devlet varsa, o zaman o devletin teröristleriyle ancak barış yapmaktan söz
edilebilir ki, hiç bir devlet teröristle barış yapamaz.
İngiliz egemenliğinde
OSLO görüşmeleri bu işin son noktası olmuştur.
Öyleyse Hüseyin Aygün
gibi isimler, Y-CHP'de güdülenen barış sürecini iyi yürütemediği için dışlanmış
diyebilirsek, demek ki işin başına daha uzaman birilerinin gelmesi elzem olmuş
demektir.
Kaboğlu'nun 36. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen davasındaki ifadeleri anımsıyor musunuz?
Dava metninde geçen
satırlardan bir bölümüne bakalım.
Son 10 yıl
Türkiye'sinde Kürt sorununa ilişkin olarak, açılım süreci ve barış
süreci, Hükümet’in girişimiyle resmi kurumların eylemleri, işlemleri ve
davranışlarının bütünü olarak görülebilir. Terör örgütünü hiç anmayan bildiri
(yazı) suç ise, terör örgütü ile görüşmek, müzakere etmek, devlet organlarını
ve sivil toplum örgütlerini bu hedefte sefer etmek, ne anlama gelir?
Neden-sonuç ilişkisi
bakımından; hendekler, “barış süreci” sonrası kazıldığı halde, her
halde, “barış süreci” hendekler kazılsın diye başlatılmadı.
.../...
Eylem veya eylem ile
bitişik bir durum söz konusu olmadığından, Anayasa md.26 ve İHAS md.10
çerçevesinde ve Anayasa Mahkemesi (AYM), İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi
(İHAM) ve Yargıtay kararları ışığında kesinlikle “ifade özgürlüğü
koruma alanı” içerisinde yer alır.
Açılım süreci ve barış süreci (eylem ve uygulama olarak) başlatan ve sona erdirenler karşısında toplumun barış talep hakkı doğmadı mı?
Açılım süreci ve barış süreci (eylem ve uygulama olarak) başlatan ve sona erdirenler karşısında toplumun barış talep hakkı doğmadı mı?
Kişisel olarak; açılım ve çözüm süreçleri karşısındaki tavrım kısaca şöyle oldu: “Türkiye barışı” için amaca evet, ama yönteme dikkat; hukuk yoluyla olmalı ve bunun için de öncelikli olarak TBMM devreye sokulmalı. Bu da, hukuka, hukuki yola, hukukun gücüne olan inancımın gereği idi.
Görülüyor ki Y-CHP
başkanı Kılıçdaroğlu, Emperyalizm’ in çıkarları doğrultusunda, AKP'nin
başlattığı Barış Süreci'ne tam destek vermek için, partisinde Barışçıl kuşları
toplamaya çalışmaktadır.
Bize PKK ile barışı
dayatan Avrupalı dostlarınıza bir bakın, kendileriyle savaşanlara ne yapmışlar
ki, bize barış tavsiye etmektedirler?
Y-CHP'de en çok
dikkatimi çeken isimlerden bir diğeri de 3. sıradaki İlgezdi olmaktadır.
Geçmişe bakarsak
nedenini göreceğiz.
2015'te öldürülen
PKK'lı terörist Aziz Güler'i, çocukluğundan beri tanıdığını açıklamıştı.
Aynı
İlgezdi, Atatürk devrimlerine karşı savaşan, Emperyalizm’ in maşalarının
cenazesinde döktüğü gözyaşını velev ki haklı olarak, arkadaşlık ile açıklamış
olduğunu kabul edelim ve 19 Mayıs kutlamasını şu şekilde yapmasını da
kabullenelim.
Dedim ya, velev ki yanlış düşündük, bir arkadaşlık bağı nedeniyle terörist cenazesine katıldı.
Olabilir, arkadaşındır, kandırılmıştır dersin, geçmiş yılların anısına cenazeye katılırsın diyelim.
Öyleyse bunu nasıl açıklayacaksın?
Bu da mı arkadaşındı, bununla da mı bir hukukunuz vardı da
posteriyle, Atatürk'e ihanet etmeyi amaçlamıştınız?
Soylarınızın da, kim olduğunuzun da millet tarafından görüleceği günün 24 Haziran olmasını dilerim.
Dilerim ki 24 Haziran 2018, T. C'nin sonu değil, kaldığı yerden devamı olur.
İşte size video ve dosyalar eşliğinde, ağa babalarınızın beyinlerinize çaktıkları ve gerçekler...
Dersim
değil Tunceli ama kime anlatacaksın?
24
Haziran vekil listelerine bakarsanız, tamamı kandaş ordusu gibi olmuş.
Hafızalarınıza
videolar…
22.5.2018
Yetenekli Bay Başkan’ın Seyit Rıza’cı karısı.
Rıza Zelyut
Geçen cumartesi günü İstiklal Caddesi’nde Galatasaray
Lisesi’nin önünde bir kalabalık gördüm. Yanlarından geçerken anladım ki
toplantıya PKK egemen olmuş. Bir kadının elinde ünlü eşkıya Seyit Rıza’nın
fotoğrafı var.
Yazıklanarak yürüdüm.
Sonradan öğrendim ki elinde sahte seyit Dersimli eşkıya
Rıza’nın fotoğrafı ile poz veren kadın; ünlü CHP’li belediye başkanı Battal
İlgezdi’nin çok meşhur eşi Gamze İlgezdi imiş.
Battal İlgezdi; çok eleştirilen Beşiktaş Belediye Başkanı
Murat Hazinedar’a turlar bindirecek kadar becerikli birisidir. Damla servetini
okyanus yapmıştır. Benim gibi çekemeyenlere bakmayın; AKP’liler onu bu yeteneği
yüzünden çok takdir ederler.
Ben AKP’lilere her fırsatta şunu dedim:
-Yahu, yedikleriniz içtikleriniz sizin olsun; şu Cumhuriyet ile
derdiniz nedir?
Aynı şeyi Battal İlgezdi üstünden CHP’yi şu an yönetenlere
soruyorum:
-Yedikleriniz içtikleriniz sizin olsun da Atatürk’ten ne
istiyorsunuz?
ATATÜRK MÜ SAHTE SEYİT RIZA MI?
Olayın Atatürk ile ne ilgisi olduğunu soruyorsanız derim ki:
Bayan İlgezdi, sahte Seyit Rıza’yı yücelterek Büyük
Atatürk’ü küçültmeye çalışmıştır.
İsyancı Seyit Rıza’yı masum göstermek, onu astıran Atatürk’ü
suçlu ilan etmektir.
Çünkü, bu olay cumhuriyetle feodalizmin…
İlericilikle gericiliğin savaşıdır.
Üstüne üstlük Seyit Rıza denilen bu adam, Tunceli’nin başına
bela olmuş; zavallı halkı cumhuriyete karşı ayaklanmaya zorlamış; onların
kanlarını akıtmıştır.
Bu konuda, “Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği” isimli
kitabımda çok ayrıntılı bilgiler aktardım.
70 yaşını geçmiş iken, karısı Elif Ana’nın üstüne 30
yaşındaki Besi’yi alan Seyit Rıza, Alevi geleneğine göre asla seyit (dede)
kabul edilmez; o düşkündür. Eşinin üstüne eş alarak tek eşli Türk töresinin
analık hukukunu çiğneyen birisine 2016’nın CHP’li kadın milletvekili arka
çıkıyor…
Bak sen şu devrimci rezilliğe…
DELEGELERİN SEVGİLİSİ
1930’lardaki devrimci cumhuriyete silah çeken bir
derebeyinin fotoğrafını taşıyan Gamze İlgezdi, CHP’li delegeler tarafından çok
seviliyor. Milletvekilliği için yapılan ön seçimde Gamze Hanım İstanbul’da 1.
sırada yer almıştır.
O ana kadar kimsenin tanımadığı Gamze İlgezdi, nasıl oldu da
binlerce CHP’liyi tepeleyerek listenin 1. sırasına yerleşti?
Çok açık: Arkasında, “Yetenekli Bay Başkan Battal İlgezdi”
var.
Battal İlgezdi, damla varlığını okyanus yapabilen bir
yetenek…
CHP’li delegeleri de bu gücüyle kontrol ediyor.
Karısını 1 numaraya çıkartabiliyor…
PKK PROPAGANDASI
Kimse bu işi büyüttüğümü düşünmesin.
Bayan İlgezdi’nin taşıdığı o resim, aslında PKK elebaşısı
Öcalan’ın resmidir.
Çünkü, o gerici derebeyi sahte seyit Rıza’yı bir halk
kahramanı haline getiren PKK’dır.
Tunceli bölgesini bu yalan proje ile PKK ele geçirmiştir.
Gamze İlgezdi de sahte seyitin fotoğrafını PKK için
taşımıştır.
Hani diyorlar ya CHP’nin PKK ile ne ilgisi var?
PKK’yı Amerika destekliyorsa…
CHP de PKK’yı İlgezdiler üstünden destekliyorsa…
Üst kimlik: Amerika…
Üst kimliğin içimizdeki diğer ayağı hangisi?
FETÖ…
Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye karşı yürütülen operasyonlara, “1
milyon mağdur insan var!” diye karşı çıkmasını artık anlarsınız…
Bunu herkes anlar ama CHP’liler, hele hele parti delegeleri
hiç anlamaz…
Yazık ne yazık!
ADI, ANDIMIZDIR
Ey yobaz!
O güzel çocuklarımız “Andımız”ı okudu diye bu kadar
köpürmene hiç şaşırmadık.
Dedelerin de böyleydi…
Nasıl ki Osmanlı, dedenin desteklediği Yunan’ı İzmir’de
denize döktük ise…
Seni de dökeceğiz.
Atatürk’ün yolundan bir milim bile sapmayacağımıza namusumuz
ve şerefimiz üstüne ant içiyoruz.
Ey sözde müdürler!
Bilin ki gidicisiniz…
İnsanlığın geleceğinde sizin yeriniz yok…
Sizi hiçbir kitap kurtaramayacaktır…
Er geç gideceksiniz…
İnsanlık arkanızdan teneke çalacak…
Ama:
Biz kalacağız, biz…
Hem Seyit Rıza'cı hem laik olamazsınız
Geçen Pazar, Kartal’da “Laik eğitim mitingi” yapıldı.
AKP, Türkiye’de laik eğitimi yıkmak yönünde yoğun saldırılar
yaptığı için böyle bir mitingi doğru ve kaçınılmaz görenlerdenim. Bu umutla
izlemek istedim. Ama kısa sürede beklentilerim yerle bir oldu. Çünkü, mitingi
yönetenlerin derdinin laiklik olmadığını anladım.
Bu gösteriyi siyasallaşmış bazı Alevi dernekleri ile sarı
bayraklı Eğitim-Sen yaptılar. Aslında bir HDP mitingi ile karşı karşıya idik.
Alevi tabanı ile bağları bulunmayan Alevicilerin, HDP’ye eklenerek yürüttükleri
bir gösteri idi bu...
Laik eğitim diyerek oraya getirdikleri Alevilere Seyit Rıza
propagandası yaptılar. Bu mitingcilere göre Seyit Rıza denilen isyancı derebeyi
mazlum, devlet ise zalimdi. Türkiye’de laik eğitim sistemini kuran Büyük
Atatürk yalancı idi, güya, “Bu da size ders olsun!” diyerek Seyit Rıza ona ders
vermişti.
CUMHURİYET DÜŞMANI
Hiçbir belgesi bulunmayan böyle masalları yazan odak,
Cumhuriyet tarihindeki gerici -bölücü isyanları bize devrimci ayaklanmalar gibi
sunan PKK ve uzantılarıdır.
Büyük Atatürk, 12 yıl boyunca Seyit Rıza’ya arabulucu
yollayıp “Dersime Alevilik dersi veren okullar açalım!” dediği halde, onu yola
getirememiştir.
Çünkü Seyit Rıza bir Orta Çağ derebeyi idi. Bölgeyi
yağmalıyordu. Tunceli’ye yol, köprü, okul, hastane, karakol yapılmasına silahla
karşılık veriyordu. Türkiye, Hatay sorunu yüzünden Fransa ile çatışmanın
eşiğine gelince bu derebeyi silaha sarılmıştı. Arkasında Hoybuncu Ermeniler ve
Kürtçüler vardı. İngiltere’ye yazdığı mektupta Kürtler adına ayaklanıp Türk
devleti ile savaştığını söylüyordu ama orada asla Alevilikten ve Alevilerden
söz etmiyordu.
Bunun belgelerini “Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği”
adlı araştırma eserimde bol bol ortaya koydum.
Ermeni ve bölücü Kürtleri arkasına alarak devlete kafa tutan
bu eşkıya, 5 aylık bir mücadeleden sonra yakalandı, yargılandı ve asıldı.
YANLIŞTAN YANLIŞ İMAL ETTİLER
O mitingde istenilenlerden birisi de “anadilde eğitim”.
HDP rengiyle yürüyen Eğitim-Sen’in “anadilde eğitim” dediği
şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarda devlet eliyle Kürtçe eğitim yaptırmak.
Bu tutum laik eğitime yüzde yüz karşıdır. Çünkü laik
eğitimde bölücülük ve teröre malzeme üretmek yoktur.
Bu mitingin PKK denetimindeki organlarca yürütüldüğünü
gösteren bir başka örnek de Türkiye Cumhuriyeti’ni Kemalist diktatörlük gibi
gösteren pankart olmuştur. Bu söz tamamen PKK’nın ideolojisini yansıtmaktadır.
ALEVİLERİN YERİ BELLİDİR
Miting sonrasında sosyal medyadaki mesajlara bakınca
üzüldüm. Bu bölücü gösteriyi Alevilerin yaptığı yönünde bir düşünce ortaya
çıkmıştı ve Alevi toplumu eleştiriliyordu.
-Yanlış!
Avrupa’nın desteğiyle PKK denetimine girmiş sözde Alevi
birkaç derneğin bu mitinge katılması, bu eylemin Alevi toplumunun iradesini
yansıttığını kimse söyleyemez. Alevilerin yüzde 90’ının yeri, Kemal Atatürk’ün
yanıdır.
Ve herkes bilmelidir ki işte bu PKK ilintili dernekleri AKP
iktidarı el altından desteklemekte ve bunların önünü açmaktadır.
Gericilik ne kadar tehlikeli ise bölücülük de o kadar yanlış
ve yıkıcıdır.
Gerici AKP’den ve bölücü HDP’den medet umanların Alevilikle
de laiklikle de ilgileri olamaz.








Hiç yorum yok:
Yorum Gönder