Fatih Erbakan okusun diye, BİR PEDOFİLİ HAMİSİ.

Fatih Erbakan, tıpkı Hizbullah'ın da istediği gibi 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun kaldırılması sözüne karşılık koalisyon ortağı oldu.

Konuyla ilgili arşivlei güncellemek de boynumuza borç oldu.

Uzunca yoruma gerek duymuyorum, zira CIA beslemelerinin marifetlerine yorum yapmaya yazık.

Bakalım öyleyse.

27.3.2023

A. Dursun

'Gülen'den boşalan koltuğa 'BİR PEDOFİLİ HAMİSİ' o cemaat lideri mi oturtuldu?'

Aylin Nazlıaka, "6 yaşındaki çocuklarla evlenilebilir" diyen pedofili savunucusu Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız ile ilgili "kadına yönelik şiddet fetvası" içeren bir videosunu paylaşıp basın açıklaması yaptı...

Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, "6 yaşındaki çocuklarla evlenilebilir" diyen pedofili savunucusu Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız ile ilgili "kadına yönelik şiddet fetvası" içeren bir videosunu paylaşıp basın açıklaması yaptı.

Nurettin Yıldız'ın korunduğunu savunan Nazlıaka, Yıldız'ın Fetullah Gülen'den boşalan koltuğa oturtulduğunu iddia etti.

Nazlıaka'nın açıklamasından satırbaşları şöyle:

Son 15 yılda artan gericilik toplumun her bir öznesini esir almış durumda. İktidar eliyle büyütülen bu gericilik kuşkusuz en çok kadınları hedef alıyor. Son yıllarda kendini ‘âlim, hoca, profesör’ diye tanıtanların cehaleti ile sıkça karşılaşır olduk. Bu öyle bir cehalet ki kadınlar hakkında her gün ahkâm kesip kadınlar ‘hayır’ dediğinde çıldırıyorlar. Adı güya hoca olan bir kişi kalkıp ‘Ramazan’da yemek yiyen kadın dayak yer’ deyip şiddet çığırtkanlığı yapıyor, hükümet kanadından ses çıkmıyor. ‘Kadınla tokalaşan erkek cehennemde yanar’ diyen sözde rektör hala o koltukta oturuyor. ‘6 yaşında çocukla evlenilebilir’ diyen pedofili hamisi Nureddin Yıldız hakkında açtığımız davalar jet hızıyla takipsizlik ile sonuçlanıyor.

'BİR PEDOFİLİ HAMİSİ'
Videoda açıkça kadınların nasıl dövüleceği, hangi koşullarda dövülürse uygun olacağı anlatılıyor Nureddin Yıldız tarafından. Hatırlayın kimdi Nureddin Yıldız: Bu kişi adlı adınca bir gericidir, bu kişi ‘6 yaşında kız çocukları ile evlenilebilir’ diyen bir pedofili hamisidir, bu kişi ‘kız çocukları cehennem kadar risklidir’ diyen bir yobazdır, bu kişi ‘bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur’ diyen bir sapıktır. Nureddin Yıldız AKP’nin gericilik yansımasıdır, sahibinin sesidir.

'ŞİKAYETLERİMİZE JET HIZIYLA TAKİPSİZLİK VERİLDİ'
Bu kişiyle ilgili sayısız suç duyurusunda bulunduk. Şikâyetlerimize jet hızıyla takipsizlik verildiği yetmedi bir de suçlu hale geldik. Nureddin Yıldız kendisine pedofil diyen soL Haber Portalı yazarı Orhan Gökdemir hakkında şikâyetçi oldu ve Gökdemir 2 bin 900 TL para cezasına çarptırıldı. “6 yaşındaki çocuklarla evlenebilir" diyen Nurettin Yıldız, bu sözleri “sapıklık” olarak nitelendirilen Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcı 'hakaret' suçlamasıyla iddianame hazırladı ve Terkoğlu hakkında hapis cezası istedi. Nureddin Yıldız’ın sohbetlerinde söylediği gerici beyanları kendi hesabımdan paylaştığım için linçe uğradım, üstelik o videolar sosyal medyadan her ne hikmetse kaldırıldı.

'O KOLTUĞA NUREDDİN YILDIZ MI OTURTULDU?'
Şimdi tüm bunları anlattıktan sonra soruyorum: Fetullah Gülen’den boşalan koltuğa bir cemaat lideri olarak Nureddin Yıldız mı oturtuldu? Geçtiğimiz dönemlerde Fetullah Gülen hakkında bir şey söylediğimizde linç edilirdik; şimdi aynısını bu adamda yaşıyoruz. AKP’nin yeni “muhterem hoca efendileri” Nureddin Yıldız mı oldu? Bu nasıl bir dokunulmazlık halidir ki sapkın beyanlarda bulunan bu kişi hakkında tek bir işlem yapılmaz? Bu nasıl bir korumadır ki yaptığı şeyin pedofili savunuculuğu olduğu açıkça belli olan bu kişinin işlediği suça suç diyenler cezalandırılır? Videosu-23 Kasım 2017 Aylin Nazliaka

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş'ın her ay medyadaki baskı ve sansürleri açıkladığı raporuna da 'Erişimi engelleme' kararı verildi. 

Sansür raporuna da sansür! Nurettin Yıldız istedi, 1 günde karar verildi.

 

Yargının Pedofili Savunucusu ile Sınavı

“6 yaşındaki çocuk evlenebilir” diyen vakıf başkanına ceza yok.

Ensar Vakfı'nın destek verdiği Nureddin Yıldız'ın paneli iptal edildi.

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız hakkındaki "suç işlemeye alenen tahrik etme", "halkı kanunlara uymamaya tahrik" ve suçlarından şikayet üzerine açılan soruşturmayı tamamladı. Kararda, Nureddin Yıldız'ın avukatı aracılığıyla sunduğu savunmasına yer verildi.

ERKEN YAŞTA EVLİLİĞE KARŞI ÇIKMIŞ!
Amacının erken yaştaki evlilik tehklikesine dikkat çekmek olduğunu savunan Yıldız, konuşmasında ihlal edilen hiçbir kanun maddesinin bulunmadığını öne sürdü. Yıldız, “Erken yaştaki evlilikler İslam'a mal edilemez ve İslam, bu hususta yaş sınırı koymamakla birlikte erken evlilik mefhumuna kerahetle yaklaşır. Ancak ihbar dilekçesinde tam tersi bir anlatım sergilenmişti" ifadelerini kullandı. 19.03.2015

Hanımlarımız bizlere Cenab-ı Allah’ın özel emanetleridir, bu sebeple psikolojik ve fiziksel anlamda zarar görmelerine kesinlikle müsade edilmemeli ve bunun için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır. Fatih Erbakan 6.8.2020

Ak Parti ile imzalanan mutabakat metninin içeriğinde Milli Görüş’ün ilkelerinden asla taviz verilmemiştir. Fatih Erbakan-27.3.2023

İşlerine gelirse medeni kanun, işlerne gelmez ise şeri kanun.

Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan, Erbakan Hoca’dan kalan mirasın resmi olarak belli olduğunu, bu mirastan ablası Zeynep Erbakan’ın da 3’te 1 oranında kanunen hak sahibi olduğunu ancak resmi kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerindeki haciz nedeniyle kimsenin pay alamadığını açıkladı. Fatih Erbakan avukatı Tahsin Zapata aracılığıyla yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
 
“Medeni Kanun mucibince 1/3’ü Zeynep Erbakan’ın kanuni hakkıdır ve kesindir. Bu sebeple hiçbir varisin hakkının zayi olması kanunen mümkün değildir. Bununla birlikte bizlerin kardeşleri olarak ablamız Zeynep Erbakan’ın herhangi bir şekilde hakkının kaybolmasına razı olmamız mânen ve vicdanen söz konusu olamaz. Ancak, 1. maddede belirttiğimiz üzere ‘28 Şubat sürecinin ürünü olan haksız davalar’ sonucu tüm tereke hacizli olduğu için şu ana kadar hiçbir varise mirastan herhangi bir pay intikal etmiş değildir.” İşte Erbakan kardeşlerin paylaşamadığı miras.
 

Ailenin mirası konusu ile ilgili basın-yayın organlarında yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

Merhum Erbakan hocanın adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerinden oluşan mirası resmi olarak bellidir. Bu mirasın medeni kanun mucibince 1/3’ü Zeynep Erbakan’ın kanuni hakkıdır ve kesindir. Ablamız Zeynep Erbakan’ın hakkının kaybolmasına razı olmamız mânen ve vicdanen söz konusu olamaz. Ancak, 1. maddede belirttiğimiz üzere ’28 Şubat sürecinin ürünü olan haksız davalar’ sonucu tüm tereke hacizli olduğu için şu ana kadar hiçbir varise mirastan herhangi bir pay intikal etmiş değildir. Bunlar, Erbakan ismini yıpratmak amacıyla asılsız iddialardır. Bu yayınlar, Fatih Erbakan’a karşı halk nezdinde oluşmaya başlayan sempati ve teveccühün engellenmesine yöneliktir.” "Babamın gizli serveti araştırılsın"

Erbakan'ın Çocuklarından Barış Sinyali.

10 Haziran 2012
Erbakan kardeşler, Ahmet Cömert Spor Salonu'nda düzenlenen programın sonunda sahneye çıkarak el ele poz verdiler...

Erbakan kardeşler, İstanbul'daki Sinoplu Milli Görüşçüler Oluşumu'nca, Ahmet Cömert Spor Salonu'nda düzenlenen programın sonunda sahneye çıkarak el ele poz verdiler. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın çocukları ölümünü ardınadan miras tartışmaları ile gündeme gelmişlerdi. Erbakan'ın büyük kızı Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Zeynep Erbakan, "mirastan payını yeterince alamadığını ve kardeşlerinin mal kaçırdığını" iddiası ile kardeşi Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Fatih Erbakan ve Rabia Elif Erbakan Altınöz ile eniştesi Mehmet Altınöz hakkında dava açmıştı.

Erbakan kardeşler, İstanbul'daki Sinoplu Milli Görüşçüler Oluşumu'nca, Ahmet Cömert Spor Salonu'nda düzenlenen programın sonunda sahneye çıkarak el ele poz verdiler.
Fatih Erbakan düzenlene programda bir konmuşma yaptı. Fatih Erbakan, konuşmasında, "İstanbul'da bugün sadık ve samimi Milli Görüşçüler adeta şaha kalkıyor. Biz sadıklardanız ve emanet ehliyiz. Biz gerçek Milli Görüşçüleriz" dedi. Erbakan, rahmetli babası ve Milli Görüşün lideri Necmettin Erbakan'ın vefatının ardından davalarına hizmet için sadık ve samimi Milli Görüşçülerle bu yola çıktıklarını kaydederek, "Bizler şuurlu Milli Görüşçüler olarak, kendi geleceğimiz için değil, Gazze'de amba rgo altında basit bir ilacı bulamadığı için annesinin kolunda hayatını kaybeden minik yavruların hesabını sormak için bu yürüyüşe çıktık. Milli Görüşçüler olarak bu mücadelede, Afrika'da bir tas çorba bulamadığı için açlıktan ölen yavruların derdini taşıdığımız için yürüyoruz. Babamızın emaneti olan Milli Görüş hareketi yolundan saptırılmadan en büyük zaferlere ulaşsın diye bu yürüyüşü yapıyoruz" diye konuştu. Programa, ayrıca çok sayıda partili katıldı. Program sonunda miras nedeniyel davalık olan Fatih Erbakan, Elif Erbakan Altınöz ve Zeynep Erbakan sahneye çıkarak el ele poz verdi.
---
Erbakan Kardeşleri Erdoğan Barıştırmış
12 Haziran 2012
Kulislere göre, Erbakan kardeşleri barıştıran sürpriz isim Başbakan Erdoğan. İddialara göre, Erdoğan, Fatih ve Zeynep Erbakan’ı görüşerek ikna etti
Ankara kulisleri Erbakan kardeşleri barıştıran sürpriz ismi konuşuyor. İddiaya göre, kardeşler arasındaki mahkemelik olan küslük Başbakan Erdoğan’ın devreye girmesiyle son buldu. Kulislerde konuşulanlara göre, Başbakan, Zeynep ve Fatih Erbakan ile ayrı ayrı bir araya geldi ve barışmalarını rica etti. Bunun üzerine Fatih Erbakan, Başbakan’ı kırmayarak kız kardeşini aradı ve böylece sulh sağlandı. Başbakan’ın ikna edilmesinin ardından Erbakan kardeşler İstanbul’da birlik pozu verdiler. Kulislere düşen iddiaya göre, Erbakan kardeşler arasında bir süredir devam eden ve basına yansıyan miras kavgasına Başbakan Erdoğan’ın müdahalesi şöyle oldu:

İddia edildiğine göre, Başbakan Erdoğan, eski lideri, Milli Görüş camiasının efsane ismi Necmettin Erbakan’ın çocukları arasında çıkan miras kavgası haberlerinden rahatsızlık duydu.
Kardeşler arasında yaşananları yakından takip eden Başbakan Erdoğan, “Barıştırma” için devreye girme kararı aldı. Başbakan bunun üzerine Fatih ve Zeynep Erbakan’ı ayrı ayrı aradı ve ikisiyle de Ankara’da ayrı ayrı görüştü. Erdoğan, hem Zeynep hem Fatih Erbakan’a rahmetli babaları Necmettin Erbakan’ın isminin önemini hatırlattı, bu isme sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Erbakan ile uzun yıllar birlikte siyaset yapan Başbakan Erdoğan’la yaptıkları bu görüşmeler iki ismin de ikna olmasını sağladı, ardından, Fatih Erbakan da kız kardeşi Zeynep’i aradı.
Başbakan Erdoğan’ı kıramayan kardeşler daha sonra bir araya geldiler. Fatih ve Zeynep Erbakan’ın görüşmesine diğer kardeşleri Elif Erbakan Altınöz de katıldı. Kardeşler bu buluşmada İstanbul’daki toplantıda “birlik” pozu verme kararı aldı ve bu karar doğrultusunda geçen pazar günü Sinoplu Milli Görüşçüler Oluşumu’nca düzenlenen programa birlikte katıldı. Erbakan kardeşler, baba Necmettin Erbakan’ın doğum yeri olan Sinoplu Milli Görüşçüler Oluşumu’nun organizasyonuna katılarak anlamlı bir mesaj da vermiş oldular.

KAVGA NASIL BAŞLADI?
Milli Görüş’ün etkili isimlerinden Oğuzhan Asiltürk 11 Eylül 2011’de parti için toplanan ve miktarı net olarak bilinmeyen “cihat paralarının” eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan ve damadı tarafından zimmetlerine geçirildiğini iddia etmişti. Ardından da Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan, kardeşleri Fatih ve Elif Erbakan hakkında, babasından kalan malları üzerlerine geçirerek, mal kaçırdıkları iddiasıyla 6 Mart 2012’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Erbakan’ın vefatından önceki bir yıl içinde ve sonrasındaki dönemde Elif Erbakan Altınöz, Fatih Erbakan ve Mehmet Altınöz’ün banka hesaplarında çok ciddi artışlar olduğu ve malvarlıklarının süratle artmasına kadar birçok bilgi yer aldı.

Mehmet Altınöz’ün yine Elif Erbakan Altınöz ile evliliği sonrasında ve özellikle Altınöz’ün 2010 sonu ve 2011 içinde üzerine intikal eden Boğaz’da Kanlıca’daki yalı da var.
Yine Erbakan’ın malvarlığı içinde yer alan MİLDA Kağıt A.Ş. ve Konya Un Sanayi İşletmeleri ve Tic. Ltd. Şti.’nin asıl sahibi dolaylı olarak Erbakan olmakla birlikte, bu şirketlerin de emanetçi olarak 3. kişilerin üzerinde tutulduğu bildirildi.

MİLDA Kağıt A.Ş‘nin ortağı ve Erbakan adına emanetçi olarak hissedar olan “Mehmet Altınöz, Adnan Simit, Ali Vural, Beşir Darçın ve Osman Akgün, Erbakan’ın malvarlığını emanetçiler olarak üzerlerinde tutmuşlardır” iddiasıyla Erbakan ailesi içindeki maddi anlaşmazlık da suç duyurusu ile gün yüzüne çıktı.

İflas eden Öztay Tekstil de merhum Necmettin Erbakan’ın çocukları arasındaki miras kavgasında öne çıkan Kanlıca’daki yalı için dava açtı ve Fatih Erbakan’ın yalıda oturmasını mal kaçırmaya delil olarak gösterdi.

20 milyon 500 bin TL’ye satışa çıkarılan yalının muvazaalı olarak 1 milyon TL’ye damat Mehmet Altınöz’e devrinin iptali için açılan davada Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi, tapuya ‘Davalıdır’ şerhi koymuştu. Öte yandan aile içindeki huzursuzluğu ve kavgayı gidermek isteyen Erbakan Hoca’nın kurmayları Recai Kutan, Fehim Adak, Şevket Kazan ve Mustafa Kamalak da kardeşleri barıştıramamıştı.
---
Fatih Erbakan, Yeni Parti İddialarını Yalanladı
04 Temmuz 2012
Fatih Erbakan, yeni parti kuracakları iddiaları üzerine, "Bizim büyük bir topluluğumuz, partimiz var. 'Ayrılıp parti kuracak' diyenleri iftiracılıkla suçluyoruz" dedi.
Almanya'nın Duisburg kentinde katıldığı toplantıda konuşan Milli Görüş'ün merhum lideri Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, yeni parti kuracakları iddiaları üzerine, "Bizim büyük bir topluluğumuz, partimiz var. 'Ayrılıp parti kuracak' diyenleri iftiracılıkla suçluyoruz" dedi.

Milli Görüş Ahde Vefa Platformu tarafından Duisburg'ta yapılan bir toplantıya eski başbakanlardan ve Milli Görüş'ün merhum lideri Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, kızkardeşi Zeynep Erbakan ile birlikte katıldı. Merhum Necmettin Erbakan'ın hayatının anlatıldığı sinevizyon gösterimi ardından, İsmailağa Cemaatı'n Avrupa vekili Nusretullah Çayır'ın duasıyla devam eden toplantıda, Milli Görüş Ahde Vefa Platformu Başkanı Recep Kara, Zonguldak eski milletvekili ve Saadet Partisi kurucu üyelerinden Necmettin Aydin, genel başkan danışmanı, eski adalet bakanı ve milletvekili İsmail Müftüoğlu ve kalabalık bir izleyici grubu hazır bulundu. Mücahit Erbakan tezarühatlarıyla kürsüye gelen Fatih Erbakan, bir saati aşkın salona hitap etti. Erbakan, Necip Fazıl Kısakürek'in "surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!Ey kahpe rüzğar, ne yandan esersen es" dizelerini hatırlattı.

Erbakan, şöyle konuştu:
"Milli Görüş'ün misyonu, sadece oruç tutarak sadece namaz kılarak, bir hayır kurumu gibi çalışmak değildir. Avrupa'da bir çalışma olacağı zaman bunun Almanya'dan başlaması çok doğal çünkü insanlarımız burada neredeyse bir Belçika Hollanda kadar nüfus yoğunluğuna ulaşmış durumdalar. Ayrıca Milli Görüş ilk teşkilatlanmalarına burada başladı. Erbakan Hoca'yı seven, ona bağlı olan insanlar sevgisini bize de yansıtıyor yoğun talepler oluyor bundan sonra da bu toplantıları tekrarlayacağız."

Toplantı sonunda gazetecilerle sohbet eden Fatih Erbakan, yeni parti kuracağına ilişkin iddalar hatırlatılınca, "Bizim tarafımızdan ortaya böyle bir seçenek konmadı, ima edilmedi. Bizim teşkilatımız, büyük bir topluluğumuz var, partimiz var. Bizim gayretimiz bunları bölmek, parçalamak değil, bu insanların Erbakan Hoca'nın belirlediği açılara bağlı kalarak yollarına devam etmesini sağlamak. Erbakan Hoca'dan sonra bu dava bitmeyecek, devam edecek, Hoca'nın vefatından sonra ikinci 40 yıl çalışmalarının bugün Avrupa'da başlangıcını yapmış olduk" dedi.
---
Erbakan'dan AKP İddiasına Yanıt
24 Temmuz 2012
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Genel Başkan Başdanışmanı Fatih Erbakan, 'AK Parti'ye geçiyor' iddiasını yanıtladı.
SP Edremit İlçe Teşkilatı Başkanı Ahmet Tevfik Şenol ve partililer, merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan 'ı Altınoluk'taki yazlığında ziyaret ederek, partiden ayrılacağı yönündeki iddiaları sordu.

Kendileri tarafından böyle bir seçeneğin ortaya konulmadığını, ima dahi edilmediğini belirten Erbakan, "Bizim teşkilatımız, büyük bir topluluğumuz var, partimiz var. Bizim gayretimiz bunları bölmek, parçalamak değil, bu insanların Erbakan Hoca'nın belirlediği açılara bağlı kalarak yollarına devam etmesini sağlamak. Erbakan Hoca'dan sonra bu dava bitmeyecek devam edecek, Hoca'nın vefatından sonra ikinci 40 yıl çalışmalarının startını verdik. Bunu yaparken hep, 'AK Parti 'den teklif gelirse ne yapacaksınız?' diye soruyorlar. Çok net söylüyorum: 'Buyurun siz SP'ye gelin diyeceğiz. Çünkü biz Milli Görüşçüyüz, Erbakan Hoca'nın evladıyız. Biz bu davanın ev sahibiyiz. Milli Görüş'ün de tek temsilcisi vardır o da Saadet Partisi'dir" diye konuştu.

Fatih Erbakan, kardeşleri arasında hiçbir sıkıntının olmadığının da altını çizdi. Kendilerini Başbakan'ın barıştırmadığını da kaydeden Erbakan, "Biz Sayın Başbakan ile ne gizli, ne de açıktan hiçbir görüşmede bulunmadık. Bunu haberlerin çıktığı gün bir televizyon kanalındaki canlı yayında yalanlamamıza rağmen geçen gün bir gazetede, 'Sayın Başbakan, Erbakan kardeşleri barıştırdı' diye haber çıktı. Açıklıkla söylüyorum. Bizi kimse barıştırmadı, biz küs de değiliz" ifadelerini kullandı.
---
AK Parti MKYK toplantısından Fatih Erbakan'a teklif kararı çıktı.
Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın AK Parti'ye katılıp katılmayacağı konusunda ise Erbakan cephesinden henüz bir açıklama gelmedi.

30 Ağustos 2012
AK Parti Numan Kurtulmuş’un ardından çarpıcı bir isme daha teklif götürmeye hazırlanıyor. AK Parti MKYK’sının ardından çıkan karara göre, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’a da AK Parti’ye geçmesi için teklifte bulunulacak. 

MKYK toplantısında Eylül ayı başında AK Parti Genel Merkezi’nde büyük bir istişare toplantısı yapılmasına karar verildi. Yeni Şafak’ın haberine göre, Başbakan Erdoğan'ın, önümüzdeki hafta çarşamba günü de AK Parti kurucuları ile parti grubunu genel merkezde toplayarak kongreye ve vitrin değişikliğine ilişkin görüşlerini alacağı ifade edildi. Parti'ye yeni katılımların görüşüleceği toplantıya milletvekilleri, il başkanları ve kurucu üyeler katılacak.

Toplantıda Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Şeref Malkoç, Fatih Erbakan gibi isimler görüşülecek. AK Parti teşkilatlarının da görüşüleceği toplantıda 30 Eylül'de yapılacak kongre hazırlık çalışmaları ele alınacak. Geleneksel Kızılcahamam kampı da mutabakat sağlanması durumunda yeni isimlerle yapılacak.
---
Fatih Erbakan'ın da AKP'ye geçeceği iddiaları.
11 Ekim 2012
HAS Parti eski genel başkanı Numan Kurtulmuş'un ardından Fatih Erbakan'ın da AKP'ye geçeceği iddialarına çok konuşulacak cevap...

Fatih Erbakan, "Sultan Fatih'in gemisi Milli Görüş bırakılıp, batacağı belli olan Titanic'e gidilir mi?'' dedi.
Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın oğlu Saadet Partili Fatih Erbakan, AKP'ye geçeceğine ilişkin iddialara cevap verdi.

Sadeet Partisi (SP) Düzce Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansta, iddiaları yalanlayan Fatih Erbakan, ''Biz Erbakan Hocanın evladıyız. Sultan Fatih'in gemisi Milli Görüş bırakılıp, batacağı belli olan Titanic'e gidilir mi?'' dedi. kocaeligazetesi  

 

Sözünün Adamı Sayın Bülent Arınç, Erbakan Anap'a Geçse Bile, Biz Refah Partiliyiz...

Lisede 'Cennete Otostop' skandalı

Karaman Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ’nün ildeki tek spor lisesi olan Karaman Spor Lisesi ’nde skandal bir kitap dağıttığı ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre; müdürlüğe bağlı Karaman Gençlik Merkezi kaşeli “Cennet ’e Otostop” adlı bir kitap, lise öğr.

16 Kasım 2017
Karaman Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ’nün ildeki tek spor lisesi olan Karaman Spor Lisesi ’nde skandal bir kitap dağıttığı ortaya çıktı.

Edinilen bilgiye göre; müdürlüğe bağlı Karaman Gençlik Merkezi kaşeli “Cennet ’e Otostop” adlı bir kitap, lise öğrencilerine ‘okuma halkası ’ oluşturulması, yani başlarında öğretmen varken toplu bir şekilde okuyup değerlendirmeleri için dağıtıldı.

Başka dinlerden İslamiyet’e geçen insanların yaşam öykülerinin anlatıldığı kitapta, “Avustralyalı Taliban” başlıklı söyleşide ise sadece dini propaganda değil, İslami örgüt güzellemesi yapıldığı da görüldü.

Huzur Taliban ’da!

IŞİD gibi cihatçı terör örgütlerinin Afganistan cephelerinde savaşan “Avustralyalı Taliban” lakaplı bir cihatçıyla yapılan söyleşide, cihatçının Kaleşnikof model tüfeğiyle yan yana olduğu fotoğraflar yer alıyor. Söyleşide, “Müslüman olduktan kısa bir süre sonra Taliban saflarında NATO ’ya karşı savaşmaya başladım” diyen cihatçı, “Avustralyalıların hayat standartları Afganlıların şartlarından çok daha iyi olabilir. Fakat Avustralya ’da huzur yok” ifadelerini kullanıyor.

Ortadoğu ’ya gidip cihat örgütlerine katılınca ilk başta insanın bocaladığını söyleyen cihatçı, sonradan insanın bu koşullar ile ‘hızlıca’ uyum sağladığını belirterek okuyanın yüreğine su serpiyor!

Skandalı ortaya çıkaran Eğitim-İş Karaman Şube Başkanı İsa Çetin, “Bu kitabın, gençlerin gelişimini kalitelileştirmekle yükümlü bir resmi kurum tarafından dağıtılmış olması utanç vericidir. Şu anda kitabın, başka okullara dağıtılıp dağıtılmadığını araştırıyoruz. Çocuklarımızın kafasının bu safsatalarla bulandırılmasına geçit vermeyeceğiz” dedi.

‘MEB ’e soracağız'

Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu ise konuyu incelediklerini ve söz konusu kitabın başka nerelere dağıtıldığını Milli Eğitim Bakanlığı ’na soracaklarını açıkladı. Sendikanın Genel Başkanı Orhan Yıldırım, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Daha ay başında bizlerin müfredatta cihat kavramını yer almasına yaptığımız itiraza karşı, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘Cihat’ın ne olduğunu bilip bilmeden karşı çıkıyorlar’ diye bir açıklama yapmıştı. Arapça ’da ‘cihat’ kelimesinin ‘güç ve gayret sarf etmek’ manasına geldiğini ileri sürmüştü. Şimdi kendisine cevabı, bizzat onun sorumluluğundaki devlet okullarından birinde dağıtılan bu kitaptaki tüfekli cihatçı veriyor. IŞİD başta olmak üzere, birçok cihatçı örgüte Türkiye ’den çok fazla katılan olduğunu maalesef hepimiz biliyoruz. Normalde bu şartlar altında bir eğitim bakanlığının bu katılımı, çarpık sempatiyi engellemek için uğraşması beklenirken, görüldüğü üzre bizim ülkemizde gençlerimiz adeta cihatçı terör örgütlerine katılmaya teşvik ediliyor. Sendika olarak gerekli incelemelerimizi tamamlayıp, konuyu yargıya taşıyacağız. Laik bir Cumhuriyet ülkesi olan Türkiye’mizde, kimsenin gençlerimizi okullarda cihatçı terör örgütlerine yönlendirmesine geçit vermeyeceğiz!”

Başka dinlerden İslamiyet’e geçen insanların yaşam öykülerinin anlatıldığı kitapta, “Avustralyalı Taliban” başlıklı söyleşide ise sadece dini propaganda değil, İslami örgüt güzellemesi yapıldığı da görülüyor. cumhuriyetarsivi

 

Tavsiye eden mahlûkatlar da var, devlet nasılsa körelmiş.

CENNETE OTOSTOP-HİDAYET ÖYKÜLERİ

4 Ocak 2011

Rabbimin adıyla başlarım...

Tevafuka bakın ki, Ebu Ömer kardeşimizin hidayet hikâyesinin ardından, dünyanın dört bir yanından hidayet hikâyelerinin bulunduğu harika bir kitabı okumak ve sizlere tanıtmak nasip oldu. 

Toplum olarak az kitap okuyoruz, bu bizim için büyük bir eksik.

İnsanın ilgisini çeken bir kitap çok kolay okunuyor, her insanın ilgisini çekecek güzel kitaplar mutlaka vardır, bu kitapların başında yüce kitabımız, hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim var, istisnasız her insanı kendisine çeker. Bütün güzel kitaplarda Kur'an'ın anlaşılmasına bir vesiledir. Sizlere tanıtacağım, Adem Özköse kardeşimizin "Cennete Otostop" isimli bu kitabı da, bu güzel kitaplardan bir tanesi. Ben çok ilgiyle ve adeta bir solukta okudum, okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu kitabı okuyunca Kur'an-ı Kerim'in gerçekten en büyük mucize olduğunu ve bize miras kalan bu yüce kitabımızın değerini yeterince bilmediğimizi yeniden fark ettim, çok yakınımızda ama ne yazık ki bize çok uzak...

Çok geç olmadan O'nu bir başucu kitabı yapıp, anlayarak okuyup, O'nunla amel etmeliyiz.

Kitapta okuduğum hidayet hikâyelerinin sahibi kardeşlerimizin anlattıkları bana bunları düşündürdü, Rabbim bizlere de onlarda ki bilinç ve gayreti nasip etsin(âmin).

Resmin üzerine tıklayarak, hidayetle şereflenen japon Leyko Hanım'ın başörtüsü ve İslam’ın emirlerinin yaşanması konusunda ki, mü'min olan herkesi duygulandıracak ifadelerini okuyabilirsiniz. hayatcemresi 

 

NOT: İmla hatalarıyla aynen sunuyorum.

 
Adem Özköse'nin Biyografisi

Adnan KARAKAŞ'Fakültede beraberdik. Aynı evde kaldık. Kabına sığmaz bir arkadaşımız. Cesaretini ve kabına sığmazlığını sonraları gazetecilikle birleştirdi. 2004 yılından bu yana dünyada gidilmedik yer bırakmadı. Turist değildi, gezmeye de gitmiyordu. 

Gittiği yerler, bir insanın asla gitmek istemeyeceği yerlerdi. Irak, Afganistan, Pakistan, Filistin, Tunus, Mısır, Balkanlar, Latin Amerika, Afrika…rnrn2004 yılında Amerikan işgalinin kan kusturduğu; Bağdat, Felluce, Ebu Garip ve Basra başta olmak üzere tüm ülkenin bombalarla dövüldüğü günlerde kalktı Irak’a gitti. Oysa İstanbul’da şehir haberciliğini yaparak yaşar giderdi. Kalıba sığmazlığıyla, deli doluluğuyla ve kafasına takılan soruya cevap bulma arzusuyla kalkıp o ‘cehenneme’ girdi. 

Amerikalı askerler, Irak’a ayak bastığı ilk gün başına silah dayadı. Embedded değildi, yanında İngilizce bilen arkadaşının askerleri ikna etmesiyle serbest kaldı. Her yanında patlamaların, çatışmaların, baskınların, tutuklanmaların olduğu, ölümün sıradanlaştığı o ülkeden haberler geçti. İzlenimlerini yazdı.rnrnIrak’tan döndükten sonra Afganistan’a gitti. Irak’a göre daha ‘güvenli’ sayılırdı Afganistan. Fakat amaç buralarda neler olup bittiğini görmek değildi sadece. Mümkünse El Kaide’ye ulaşmak, koca ‘dünya’yı neden karşılarına aldıklarını öğrenmekti. Kamplarına kadar giderek El Kaide’nin ikinci adamıyla görüştü. Afganlı rehberiyle kamptan dönerken saldırıya uğradı. Yaralandı. 

Gazetesi hariç hiç kimsenin, yakın arkadaşları olarak hiçbirimizin haberi yoktu.rnrnDerken evlendi, dilini geliştirmek için Suriye’ye yerleşti. Şam’da yaklaşık 4 yıl kaldı. Denebilir ki, bölgenin kalp atışını oradan izledi. 

İzlenimlerini Gerçek Hayat’a geçti. Fakat Şam’da sabit kaldığı da söylenemezdi. İsrail, Temmuz 2006’da Lübnan’a saldırdığında oraya koştu. Lübnan’a giden çok az sayıdaki gazeteciden biriydi. İsrail, 2008’de Gazze’ye saldırdı. Gazze’de kalan iki gazeteciden (Muhammed Mürteca’nın canlı yayınlarını unutmayın) biriydi. O saldırıdan sonra İsrail’in başlattığı ablukayı kırmak için uluslararası yardım kuruluşları ve sivil toplum harekete geçtiğinde de o yolculuğu takip eden bir avuç gazeteci arasındaydı. 

El Ariş’te Mısır güvenlik güçlerinin saldırısına uğrayan konvoyda birçok aktivist yaralanmıştı. Adem’in o saldırıda kolu kırıldı. 2000’li yılların en onurlu yolculuğu olarak tarihe geçecek olan Mavi Marmara’daki gazetecilerden de biriydi. Ve gemiden getirdiği görüntülerle saldırıya ayna tuttu.rnrnHilal TV için belgesel hazırlıyordu. Belgesel için en son, kralları alaşağı eden rüzgârların başlangıç noktasına, Tunus’a gitmişti. Devrimden sonraki durumu analiz eden bir belgesel hazırladı. Tunus’taki son durumu Milat’taki köşesine de yazdı.rnrnAyaklanmanın Suriye’ye sıçramasından sonra Türkiye’ye dönmüştü. Şahit olduğu olaylardan, katliamlardan etkilenmişti. “Katliamlara şahitlik ettim; insanlar hunharca öldürülüyor” diyordu. 16 Temmuz Gençlik Hareketi’ni de bu nedenle kurdu.rnDaha fazla uzatmayalım, haberleri, izlenimleri ve yazılarını bilmeyenler arşivlere bakabilir.rnrnBütün bunları niye yazıyorum? Adem Özköse, kameraman Hamit Coşkun’la birlikte 5 Mart’tan bu yana Suriye’de. 10 Mart Cumartesi gününden bu yana da kendilerinden haber alınamıyor. Son gelen haberlere göre, gazeteci arkadaşlarımız Suriye istihbaratına teslim edilmiş.rnrnFakat bu yazının nedeni kaybolmaları değil. Arkalarından methiyeler düzmek hiç değil. 

Mesele kaybolduklarının duyulmasından sonra haklarında kara propagandanın başlatılmış olması. Sosyal medya üzerinden, bir takım siteler üzerinden özellikle Adem Özköse’ye her tür iftiranın atılması, kara çalmanın yapılması. Hayatından endişe edilen bir insana çamur atmanın anlamını çözemedim. Nasıl bir acımasızlıktır, nasıl bir kin gütmedir, nasıl bir düşmanlıktır anlamadım. Hadi söylediklerinizin hepsini doğru kabul edelim. İnsanda biraz onur olur, biraz mertlik olur. Bir insanın yüzüne söylenemeyenler arkasından söylenmez. Bu denli pervasızca konuşmak en basit tabiriyle namertliktir. Mertliğin ağırlığını taşıyamayan insandan beklenen, namertliğin hafifliğine tenezzül etmemesi. Hafifliğe tenezzül edişinizle böyle bir yazıyı bana yazdırdınız ya; insanlığınızı mı geçsem, Müslümanlığınızı mı, bilemedim. 1000kitap