Bazı arkadaşlar ya da tanımadığım kişiler eski yazılarımın silmiş olduğunu, bulamadıklarını söylüyor ve yeniden görme isteklerinde bulunuyor.
Bu yazıyı da yaklaşık 14 yıl önce (2009) yazmıştım, yazılar engellenip arşivlere alabildiklerimi buradan da isteyenlere sunayım diye veriyorum.
***
Cunta yargılanmadıkça 1 Mayıs işçiye haram olsun.
Biraz rahatsızım, hastayım; ancak yine de birkaç satır
yazmalıyım diye düşündüm.
Resmi anlamda ilk kez Türkiye'de 1923’te olarak kutlanıyor.
Resim…
Selanik'te pamuk işçileri tarafından 1911'de,1912'de İstanbul'da kutlandığı kayıtlara geçmiştir.
1924'te yasaklansa dahi, yasal olarak ise ilk kez 1923'te
İşçi Bayramı adı ile bir statüye kavuşuyor.
Hemen ardından Takrir-i Sükûn Yasası ile devam eden kutlama
yasağı,1935'te ki Bahar ve Çiçek Bayramı kararı ile yasak bitmiş oluyordu.
Epey bir aradan sonra Türkiye'de en geniş kitle katılımı ile ilk kez 1976 Taksim'de DİSK organizasyonu ile kutlandı.
Fakat 1977'ye gelince belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en geniş kitle katılımına ulaştı.
Henüz o dönemlerde 19 yaşlarımda olduğum için net
hatırlıyorum.
Yan etkileriyle 1 milyon katılım ile kutlanmaya başlandı.
Bazı kaynaklar bu sayının 500 bin kişi olduğunu söylese dahi
bana göre etkileriyle birlikte 1 milyon civarında bir katılım var idi.
Bu sayı hala yakalanabilmiş değildir.
Bu sayıdaki çoğunluk devletin o zamanki yöneticileri için de bulunmaz bir fırsat idi.
Ancak bu fırsat olumsuz anlamda değerlendirildi.
Fırsat kaçırılmadı.
Bu çoğunluğun gözü korkutulursa gelecek on yıllar boyunca
toplum psikolojisi etkilenebilirdi.
Öyle de oldu.
Toplum psikolojisi öylesine etkilendi ki, tam 32 yıl sonra
dahi bu sayıya hiçbir alandaki etkinliklerde hala ulaşılabilmiş değildir.
1977 yılındaki nüfusa oranlayacak olur isek toplumun
sindirilmişliğinin vahameti daha da çarpıcı bir boyutta kendisini
gösterecektir.
Kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen bu olayı anlatacak değilim.
İsteyen detayları her yerde bulabiliyor.
Ayrıca paralelinde tavsiye edeceğim bir yazı daha, 6. FİLO'NUN KORUYUCULARI VE KANLI PAZAR OLAYI konusunda görebilirler.
Şimdi ise AKP hükümeti isim değiştirerek 1 Mayıs işçi bayramı adını yasaklamış oluyor.
Yani yasak hala devam ediyor sayarım ben bu uygulamayı.
Ancak bir gerçek daha var ki onu da söylemeden edemeyeceğim.
Şimdilerde Ergenekon adlı bir terör örgütünden bahsediliyor.
Neymiş darbe yapacaklarmış.
Haklı olarak suçlananlar da yok mu derseniz o konuda da
zaten "Bedrettin Dalan adı Ergenekon’da neden geçiyor?" başlığında yazmışım.
Efendiler;
Madem ki darbeye bu denli karşı çıkıyorsunuz, bu denli
demokrasiden yanasınız cek-miş, cak-mış gibi varsayımlarla uğraşacağınıza
gerçekten bunu yani darbeyi yapmış olanları neden yargılamıyorsunuz?
Elinizi bağlayan bir şey mi var?
Değiştirin Anayasanın ilgili maddesini olsun bitsin.
Laiklik ilkesini değiştirmeye gücünüz yetiyor da cuntayı yargılamaya mı gücünüz yetmiyor?
Hani demokrasilerde dokunulmaz, yargılanamaz olmaz idi?
Sözü fazlaca uzatmayacağım.
1 Mayıs özüne uygun kutlanabilmesi için Cuntanın
yargılanması şarttır.
Henüz hayattalar iken değiştirin şu yasayı ve gerçekten de yargılayın.
Kenan Evren başta olmak üzere hesabını yüce Türk milletine, yüce
Türk adaletine versinler.
11 Eylül 1980'de kardeş kardeşi, baba oğlu öldürürken birkaç
dakika sonra ne oldu da şıp diye kesildi bu olaylar?
Bunun hesabını versinler bakalım.
Tabii ki bu ancak ve ancak hayalden öteye gidemez.
Çünkü bu konuda yargılama yapmaya kalkışacak olursanız ABD'yi yargılamış olacaksınız.
Buna da amcamız izin vermez.
İlgili detaylar için TÜRKİYE'DE GİZLİ SAVAŞ (NATO'NUN GİZLİ ORDULARI).pdf kitabından çıkarttığım Türkiye bölümüne bakabilirsiniz.
İşte sendikaların ayıbı da budur.
Neymiş efendim taksim meydanına girmişler, gireceklermiş, sokulmamışlar vs..vs..vs...
Palavradan işler.
Bunları daha evvel de yazmış idim.
1 MAYIS'TA CIA, GÜLEN PARMAĞI VE AĞALARIN SAVAŞI başlığında detayları bulabilirsiniz.
Türkiye'de sendika yok ağalık düzeni var...
Son söz:
Sendikalar işçiyi kandıracaklarına sıkıyorsa çıksın desinler ki;
Cunta yargılanana kadar 1 Mayıs etkinlikleri yapılmayacaktır.
Hatta 1 Mayıs'ın adını işçi bayramı olarak da anmasınlar,
tam da onlara verilen görevdeki gibi "Emek ve Dayanışma Günü” nü kutlamıyoruz
desinler de görelim.
İşçiye sendikal haklarını kimin verdiğini de biliyor musunuz acaba?
İsterseniz araştırın derim.
Ya da yukarıdaki verdiğim başlığa bakarsanız sendikal hakları ilk kez Türkiye'de kimin verdiğini de bulacaksınız.
Öyle ise sendika ağalarına yeniden sesleniyorum.
Şu günlerde % 35 oranında ücretlerinden feragat etmeyenlerin
işine son verildiği, sorgusuz sualsiz işten çıkartmaların yapıldığı, ekonomiyi
felç edenlerin ödüllendirildiği, yapanın yanına kar kaldığı bir sistemde
Taksim'e girseniz ne yazar girmeseniz ne yazar?
1 Mayıs işçi, emekçi bayramı olsa ne yazar olmasa ne yazar?
Evde çocuğu “Baba (ya da anne), işe neden gitmiyorsun? “Dediğinde
yüzü kızararak yanıt veremeyen binlerce işçi varken siz neyin bayramını
kutluyorsunuz?
İşverenin ya da kapitalizmin “İşçiyi nasıl da işten
attık" bayramının mı?
Öyle ise isteyene kutlu olsun.
Cunta yargılanmadıkça işçiye bayram haram olsun.
Ahmet Dursun
Bugün
Ayak olsak da 1 Mayıs’ta Baş Olacağız!
Türkiye'ye hazırlanan tuzağın özeti.
Farkında olanlar, cunta paşasının “Sola karşı İslamcıları
destekledik” açıklamasını unutmamışlardır.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder