27 Mayıs 2023 Cumartesi

2023'te kaç parçaya ayrılacağız? CIA ve paydaşları parçalanmayı Hatay'dan başlattı. "TÜRKİYE TALİBAN'I MI" HAZIRLANIYOR?

Bugün sosyal medyadan bir haberi hem yorumlayalım hem arşivleyelim istiyorum.

Haber başlığı şöyle atılmış.

TÜRKİYE TALİBAN'I MI HAZIRLANIYOR?

Yeniçağ Haber Müdürü Fatih ERGİN olarak kişisel hesabından paylaşmış ve şöyle söylüyor.

Hatay Reyhanlı Müftülüğü'ne bağlı Göçmen Kuran Kursu'nda Suriyeli çocuklara cübbeli, sarıklılar eğitim veriyor! Kursun erzak işine talip esnafla kurs adına İNGİLİZ bir erkek ve İTALYAN bir kadın muhatap oldu! O çocuklar ne için yetiştiriliyor?

Kuran Kursu'nu temsil eden İtalyan kadın, Arapça dahil 4 dil biliyor! Diyanet'in göstermelik bir imam atadığı kursun mahrem yapısı var. İddia o ki; eğitim veren cübbeli ve sarıklılar da yabancı! İngiliz ve İtalyanların Kuran Kursu ile işi ne? Türkiye Taliban'ı mı yetiştiriliyor?

Reyhanlı'da bu şekilde başka Kuran kursları da var! Türkiye'deki sığınmacı, kaçak sorunu hep dikkat çektiğimiz noktaya eviriliyor! Gönderilmezlerse, yeni İŞİD, El Kaide, Taliban Türkiye'den çıkacak! BOP'un Türkiye ayağında yeni perde bu olacak!

Hayli zaman önce neden HATAY sorgulaması yapmış, Türk ve Türkiye düşmanı CIA ve ortaklarının hangi yöntemi izlediklerini "AKP Ülke Pazarlamasına Hatay'dan LİFO yöntemiyle başladı" başlığında analiz etmiştim.

Yazık ki yaşadıklarımız tam da bu tespitin birebir uygulandığını göstermiştir başka deyişle CIA ve paydaşları Türkiye bölünmesinin, gözlerimizin içine baka baka Hatay'dan başladığını ilan etmişlerdir.

Diyeceksiniz ki CIA ile ne ilgisi var, onu defalarca ve yıllarca anlattım, anlamayana bir kez daha anlatacak mecalim de kalmadı.

Bugün Türk ve İslam kalmamıştır, İslam CIA'nin öğretilerinden oluşmuş ve Türk denen ya da kendisini Türk diye tanıtanlar da CIA Müslüman'ı yani CIA ümmeti olmuş durumdadır.

Neden böyle oluyor derseniz soru basit, hemen soralım neydi kural?

Kural; "Dinlere hakim olan dünyaya hakim olur", bu kadar basit ama kesin etkili.

Kural öylesine etkili ki, CIA artık dünyanın istediği yerinde istediği gibi bir Allah yaratıyor, istediği kadar mürit toplayabiliyor, istediği yerde dilediği rejimleri, yarattığı ucube bir Allah kavramı ile alt-üst edebiliyor eskisinin yerine ikame din ve tanrısını koyabildikçe ülkelerin liderlerini yaratabiliyor, kuklalardan lider oluşturup, evrenin tek sömürge gücü olabiliyordu.

Bu satırları okuyunca "tövbe haşa" diyenlerin sesini duyar gibiyim ancak gerçekler budur, "Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan Erdoğan" sözüne haşa diyemeyenler, buna deme hakkına sahip değillerdir.

Neyse devam edelim.

CIA İslamcıları öylesine azgınlaşmış durumdalar ki, her şeyi kendilerinde hak olarak görmeye başladılar, tıpkı eski İran, eski Afganistan'da olduğu gibi ülkeyi yönetenler sadece KaçAK Saray ve oradaki yaşamlarını düşündükleri için ya da alenen söylemek gerekirse lider dedikleri kişiyi robotik yaşam seviyesinde tutmayı başardıkları için ülkenin içine girdiği iç savaş tehlikesini devlet görmezden geliyor durumdadır.

Hükümet denmiyorum, devlet diyorum devlet.

Yani sen, ben, biz, hepimizin oluşturduğu ve vatanı ayakta tutmak zorunda olan kurum ve kuruluşlar.

Bu önemli miktardaki kurum ve kuruluşların musluk başları yine önemli miktardaki kirli maziye sahip kişilere emanet edilmiş durumda.

O nedenle kirli insanlar ve kirli işlemler görülmez yapılmaktadır.

Örneğin verimli toprakların yabancıya peşkeş çekilmesi, camilerde artan tecavüz vakaları ve bunlara mahkemeler eliyle getirilen yayın yasakları, aşırı yapılan zamlarla insanların yaşam şekillerine müdahale, aşırı fiyat artışlarına yetişemeyen halkın seyahat özgürlüğünün elinden alınması ile ortaya çıkartılan, "gidemediğin yer senin değildir" zihniyetinin egemen olması sağlanarak Türk halkının gidemediği yerleri başkalarının sahiplenmesi, paylaşmasına sessiz kalmasının sağlanması vs... hep aynı kapsamdadır.

Çok ama çok uzun yıllar boyunca Türk kültüründe olmayan ucubeliklerin sürekli Türk halkına dayatılması, hazret üstüne hazret, efendi üstüne efendi yaratılması ve bu yaratılan CIA ucubelerine kimi zaman süslü kıyafetler kimi zaman da ucube kıyafetler giydirilerek halkın önüne konması, bunlar tarafından bilimsel çalışmalar yerine 2 bin, 3 bin, 5 bin ya da 1.400 yıl evvel yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen insanların yaşamlarının tartıştırılması, yeni yarattıkları hazretlerin uydurulmuş hayat hikayeleri, hiç bir literatürde kayıt altına alınmamış olmasına rağmen ravi adı altında uyduruk yaşam sitilleri yaratılıp halka dayatıldı, tartıştırıldı.

Böylece gerçeklerden, bilimden, yaşamdan kopartılan insanımız bitkisel yaşama sürüklendi ve artık bölünmüş bir Türkiye ile karşı karşıyayız.

Düşünün, gittiğiniz bir ülkede herkes Almanca konuşuyor ve sizin söylediğinizi kimse anlamıyorsa ora neresi olabilir?

İşte doğu bölgemizde de durum aynı.

Son Kahramanmaraş depremine kadar bölgeye giderseniz az da olsa konuştuğunuzdan anlayanların olduğunu görüyordunuz, şimdi giderseniz o azda olsa dediğim kimse kalmamış durumda.

Sanki Almanya'ya gittiniz de kimse Türkçe anlamıyor, ne söylediğinizi bilmiyor gibi durumdasınız.

Kürtçe falan da değil, CIA İslam öğretisinin lisanı konuşuluyor, kimse kimseyi anlamıyor ve dinlemiyor.

Örneğin bu resimde Türk ya da Türkçe konuşabilen birinin olduğunu düşünebiliyor musunuz?

Özetle Türkiye 28 Mayıs 2023 seçimlerine kadar iki parçaya bölünmüş görülüyor.

Asıl soru, seçimlerden sonra kaç parçaya bölüneceğimizin kararının Türk halkına açıklanacak olması yani 28 Mayıs 2023 tarihi, Türkiye'nin kaç parçaya ayrılacağının karar verme seçimleridir, bu bağlamda muhalefetin dediği anlamıyla bir Referandum (halk oylaması) durumundadır ki, bu durum muhalefet tarafından da satın alınmış, meydanlarda Referandum sözcüğü sıkça dile getirilmiştir.

Dilerim bu söylediklerimden utanacak kadar yanılmış olurum, dilerim sadece ben yanılmış milletimiz kurtulmuş olsun. 

Şunun şurasında daha kaç zaman yaşayacağımız belli değil, bizden her şey geçti gitti gibi.

Benim ne okuyacak ne iş arayacak çocuğum yok, bundan sonrası çocuklarının geleceğini düşünenlerin sorunu olsun.

Şunu herkes kendisine sorsun.

- Yıllarca başımızda bizi tokmakla yönetenler, kafalarımıza her vurduklarında kendi keselerine vergilerimizden kaç milyar aktardılar?

- Benim çocuklarımın geleceği Tek vatan Türkiye'de mi olacak, bölünmüş Türkiye'de mi?

- Çocuğum bölünmüş Türkiye'nin hangi parçasında iş bulacak?

- Çocuğum, kendi ülkesinde kaç yabancı dil öğrenmek zorunda bırakılacak?

- Çocuklarımız Arap kültürüyle nasıl taciz ve tecavüzlere uyum sağlayacak?

- Yeni Allah kavramına ne kadar alışabileceğiz?

- İnsanlık yeni evrenlere yolculuk başlattığı zaman, bizim çocuklarımız kimlere hizmetçilik yapıyor olacak, yeni dünya, yeni yaşam formunda da çocuklarımız hizmetçi mi olacak yoksa en azından Atatürk Cumhuriyetindeki günlerin hiç değilse yüzde biri kadar onur sahibi olabilecek mi?

Soru uzatılabilir ama bu sorulara neden muhatap kalıyoruz ya da gerçekten bu soruları kendimize soracak mıyız diye düşünün.

LGBT'ye karşıyız masalı anlatan AKP ve yandaşlarının, Afganları neden ülkeye doldurduklarını biliyor musunuz?

Emperyalizm adına bize besletilen sığınmacı soslu CIA ajanları için ne kadar harcadığımızı, bugün bile ne kadar maaş bağlandığını biliyor musunuz.

Siz en iyisi mi verin AKP'ye oyunuzu, yine verin yetkisi görürsünüz etkiyi, 20 yıldır gördükleriniz size ders olmadıysa kim ne yapabilir ki?

Parayla vatandaşlık alanlar senin bağımsızlığını yok ediyor, çocuğunun geleceği için söz sahibi oluyor ve sen buna saygı duyarak izliyorsan, artık senin için ilahların bir yapacak bir şeyi kalmamıştır.

Zaten eskiden inandığını ilahın da böyle söylüyor ama şimdilerde sana inandırılan ilahların o kadar çok ki, hangisinin ne dediğini sen bile anlama oldun.

19/42; İz kale li ebihi, ya ebeti lime ta’budu ma la yesmau ve la yubsıru ve la yugni anke şey’a (Hani babasına demişti: Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?)

Şu anlı-şanlı dünya gazetecileriyle, anlı-şanlı dünya liderinin TV'lerde yaptıkları şovlar ülkede olup bitenlerin nasıl bir vahamet olduğunu öylesine gözler önüne seriyor ki, tıpkı onlara destek verenlerin şovları gibi rezalet gözlerimizin önünde yaşanır olmuş durumda. 

Oğan'ın yeğeni olduğunu söyleyen bir çocuk şov yapmaya kalkmış ama eline yüzüne bulaştırmış.

Ben de "Çocuk, bu ülkenin batışı yalan ve yalancıların elinden oluyor keşke yapmasaydın" diyebildim, daha ne diyeyim.

Fakat fırsatçı siyaset devreye derhal girmiş ve S. Oğan’da aklı sıra kafa yapmış.

Aslında o kadar fırsatçılar etrafımızı sarmış durumda ki, birkaç yıl önce yazmıştım, kasiyer bir kızın türbanlanması hakkında konuşmuştuk, kendisi kesinlikle aile baskısının olmadığını, tamamen kendi tercihi olduğunu söylemişti. 

İşte aslen Türk milleti o gün, o çocuğun o kararı özgürce verdiğini sandığı gün teslim alınmıştı. 

Bizim nesil çok çekti, çocuklarımıza baskı yapmayalım istedik ve onları özgür iradelerine bırakmayı tercih ettik, keşke biz baskı yapsaydık da mahalle baskısı altında kalmasalardı dediğim çok olmuştur, yani bizim yapmadığımız baskıyı onlar bizim çocuklarımızın beyinlerine hem tecavüz ederek hem de NIND CONTROL teknikleriyle özendirerek başardılar.

Çünkü türban yineliyorum CIA'nin teslimiyet sembolüdür ve Türk milletini teslim almadaki büyük başarısıdır.

Dikkat ederseniz kişisel örtünme tercihlerinden bahsetmiyorum, sadece belirli grup ve bölgelere tesettür adı altında uygulanan mahalle baskısı kıyafetinden bahsediyorum.

Ve iddia ediyorum, bugün bile sorun kafalarındaki belirli şekillerde duran örtüyü İslam'ın dayatması sanan % 90'lık bir kesim var.

İşte işgalin bayrağı budur, artık kimseye anlatamazsınız, çünkü herkes İslam'ın öyle bir şey olduğunu sanıyor, o nedenle de gerçek İslam'ı bulmuş olduklarını kabul edip her tür olumsuzluğu sineye çeken bir kalabalık yaratıldı.

İşgal artık tamamlandığı için, gerçekten inandığını düşüneneler dilerim yaratılan ucube altında inlerlerken ızdırap içinde yaşam sürmemiş olsunlar.

Millet ne istiyorsa değil, millet nasıl kandırılıyorsa öyle...!

Durun bakalım, daha ne rezaletler göreceğiz neler, hele 28 Mayıs'ı bir görelim...

27.5.2023

A. Dursun

 

Reyhanlı İlçe Müftülüğü. 4-6 YAŞ KUR’AN KURSLARI ÖN KAYITLARI BAŞLADI- 21 Temmuz 2020

 

Doğu Türkistan'da Oruç ve Teravih Yasağı, İslamcı masalları...

Duyurular-25.5.2017 Geçici cami görevlisi mülakat sınav sonucu.

Reyhanlı, Mus’ab bin Umeyr Hafızlık Kur’an Kursunun projesi tamamlandı.

Kaymakamlık, Mus'ab Bin Umeyr temel atma töreni gerçekleştirildi. 23.12.2022

REYHANLI İLÇE MÜFTÜLÜĞÜNDEN "KUR'AN VE SÜNNETE GÖRE AİLE” KONFERANSI.

Reyhanlı Müftülüğü, Geçici Kur'an Kursu Öğreticisi 18.08.2022

Hatay Müftülüğü VEKİL İMAM HATİPLİK VE MÜEZZİN KAYYIMLIK MÜLAKAT SINAVI TARİHİ DUYURUSU 16.01.2017

Video-Reyhanlı İlçe Müftülüğü, Rahman 4-6 yaş Kur'an kursu öğrencileri-15 Ocak 2021

Video-Sarıklı bir kavatın, milletin karısına, kızına namussuzca sarkıntılık yaptığı anlar.

Erdoğan'ın annesi Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Erdoğan’ın çalıntı mezarlığı.

Prof. Zekeriya Beyaz, Erdoğan'ın annesinin mezarıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.

Erdoğan’ın annesi.

Nokta Dergisi 30 Yıl Önce Süleymancıları Neden Kapak Yapmıştı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder