21 Mayıs 2023 Pazar

CIA ajanları nasıl oy kullandı? CIA ümmeti mi, Türk Milleti mi?

CIA ajanları nasıl oy kullanıyor?

İstanbul Havalimanı'ndan A Haber'in gerçekleştirdiği canlı yayında, oy kullanan ne olduğu belirsiz biri, Türk Milletinin geleceği için oy kullanıyor.

Oy kullanan Türkiye vatandaşı ya da Türkiyeli vatandaş ama Türk Vatandaşı değil.

Neden Kuveyt Büyükelçiliğine teşekkür ediyor açıkçası bilmiyorum ama kaç paraya aldıysa vatandaşlığı, Türkiye'deki demokratik kültürü övmeyi de ihmal etmiyor.

Dikkat ederseniz demokrasiyi övmüyor, PKK'nın söyleminde olduğu gibi demokratikleşme bağlamında övgü yapıyor.

Yani yıllardır bize dayatılan Türkiyelilik söylemi işte burada kusmuk gibi suratımızın ortasına patlıyor ama kimin umurunda adam parası neyse vermiş almış vatandaşlığı.

Peki askerliğini yapmış mı gibi ucube sistemin ucube soruları gereksiz kalıyor.

Daha ötesi, Afganistan’dan uçakla kaçarken uçaktan düşen canlı türleri vardı, kendi vatanları aleyhine ABD adına çalışan ajanalardı o düşenler.

Sormak lazım, Türkiye'de Türk milletinin vergilerinden hele de emeklilerin haklarından kesilerek vatandaşlık verdiklerinizin kaç tanesi CIA adına çalışan ajan, kaç tanesi Türkiye Cumhuriyeti aleyhine dışarıda çalışmaktadır?

Sorular çok, sorular uzun, sorular can alıcı ama biliyoruz ki biz artık bu devletin asli unsuru değiliz.

Yeter ki Türk olma, her şey o zaman güzel.

Ajanlar yazık ki sadece AKP içinde değil, tüm partilerde, TBMM koridorlarında cirit üstüne cirit atarak salınıyorlar, üstüne üstlük de dünyada en yüksek maaşla çalışanlar sıralamasında liderlik de onlarda ve yazık ki bu gündü TBMM, ülkenin ve Türklerin beka sorunu haline gelmiştir.

Çünkü içlerinde neredeyse Türkçe konuşup Türkçe düşünen kalmamış durumdadır, millet bunu göremiyor çünkü gözleri bantlanmış düşünme organları iflas ettirilmiş durumda.

Her söyledim kelimenin, her yazdığım satırın ispatı var, belgeleri var ve sayfalarımda hayli geniş şekilde verilmiş durumdadır.

İçerdeki ajanları tek tek say deseler zamanım yetmez ama bazı örnekleri bilmenize gerek yok, onlar kendisini zaten ortaya atmakta pek mahirler.   

Ali Babacan “Cumhur ittifakıyla beraber çalışmaya hazırız” diyor, Cüppeli “CIA destekli partiler CHP'ye kazık attı” diyor, meydanlarda bir kahkaha tufanıdır kopup gidiyor.

Cüppeli alenen CIA destekli partiler demese de mealen ben öyle dediğini varsayarak söylüyorum.

Zira Türkiye 1938’den bugüne işgal kuvvetleri eliyle bu günlere hazırlandı, şimdi hasat toplama zamanıdır. 

Adıyaman'a bakarsanız Türkiye'nin CIA eliyle ulaştığı durumu görmenize en net yansıyan bölge olduğunu görürüsünüz.

Hani bir önceki seçimde Menzil Köyü'nde 733 oy kullanılıp 730'u AKP'ye çıkmış 3'ü geçersiz sayılmıştı ya işe onun nedeni de budur.

Bunlar CIA'nın askerleri ve kazandıkları zaferin ilan merasiminden görüntülerdir, Taliban’dan, IŞİD’ten değil Adıyaman'dan ilan edilmiştir. 

Peki burada Türk gören var mı?

Diyeceksiniz ki Türk'ün kıyafeti mi olur?

İşte sorun burada, onlar sana Müslüman türbanlı olur dayatması yaparken yıllarca aval aval suratlarına bakıp itiraz edemedin ve şimdi düşüncesini bile aklına getiremiyorsun.

Türk kıyafeti bu değildir dediğince ötekileştiren, ayrımcı, ırkçı yaftasını boynuna yapıştırıyorlar apışıp kalıyorsun.

Sen dersen sorun oluyor ama efendilerin derse eyvallah diyeceksin diye öğretildi.

Türk yerine Türkiyeli söylemi, bilim adamı-iş adamı yerine bilim insanı/iş insanı gibi dayatmaları anımsadın mı?

CIA'nin Ortadoğu halkları başta olmak üzere Türk Milleti'ne yamadığı kirli bohçayı yani dayatma fikirleri sözde Türkler kabullendiğinde Türkler kaybetmiş CIA kazanmıştır.

Aslında bu konuları bir daha açmamak üzere kapatıp, ota, moka, börtü böceğe yönelecektim ama CIA'nin diğer ortaklarından Kılıçdaroğlu'nun ihaneti buna engel oldu.

Zira Kılıçdaroğlu'nun partinin tam ortasına soktuğu hançerler yani CIA'nin diğer ortakları Babacan, Uysal, Davutoğlu, Akşener ve Karamollaoğlu eliyle çekilen operasyondan anlaşılıyor ki, yeniden yapılacak açılım ve Eyalet serüveniyle parçalanmaya doğru giden kapı tekrar açılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun son hamaset dolu çırpınış rolleri bu gerçekleri örtmeye yetmiyor, iktidar kanadından da yapılan hamaset edebiyatı ile halkın gözlerini köreltme operasyonları bir kez daya yazmamı gerektirdi diye düşünüyorum.

Düşünsenize, Erdoğan'a karşı duruş sergileyeceksiniz ama CHP'den koparttığınız oylarla Cumhur ile çalışmaya hazırız mesajı verenleri parti kontenjanından TBMM'ye sokacaksınız.

Yok yok, olamaz, bu kadar muhteşem bir beyin yapısı ne AKP ne Y-CHP ne de başka partilerde olması mümkün değildir, bu alenen CIA operasyonudur. 

Nitekim Daniele Ganser'in kitabından Türkiye bölümünü çıkartıp yayınladığım notlara bakarsanız neden böyle söylediğimi anlayacaksınız. 

Diyeceksiniz ki bu saydığın isimlerin hepsi mi CIA yetiştirmesi?

Evet hepsi, istisna yok tamamı Mansur, İmamoğlu, Kalın, Tanrıkulu gibi isimlerin tamamı böyle.

Bunların kim olduklarını "6'lı çeteyi tanımak ister misiniz" başlığına bakarsanız detaylı analizde göreceksiniz. 

ABDullah Gül başta olarak Kalın ve Tanrıkulu'nun CIA tarafından verilen kod numaraları ortalıkta dolaşıyordu ve tekzip yayınlatıldığını duymadım.

CIA ve USA Başkanlık Ofisi Gül’ü kendilerinin yetiştirdiğini de yazmıştı ya neyse konumuz bu değil, ilgili bilgilerin linkleri sitemde var.

Video-Arınç ve Davutoğlu Fettoş övücüsüyken

Şimdilerde hepsi Fettoş düşmanı kesildi ne keyif değil mi?

Sanki ilahi makamlardan bir el uzandı ve affedildiniz dedi.

Peki inandığınız ilahların hangisinde bu sistem var, hanisi kulun hakkını affetme yetkisini kendinde görmüş ya da başkalarına vermiş ki, onca şehidin katillerinin çadır mahkemelerinde aklanmasını sağladınız.

Ama CIA'yi takdir etmemek elde değil, bunca beyni yıka, çitile, kurut tek damla kan lekesi bırakma vaaaaaaaaaay beeeeeeeeeee...

Sâbir Meşhur, CIA hizmetinde Arap ajanlardan mıdır?

Sâbir Meşhur denen canlı türü çıkmış Türkler hakkında yorum videolar yapıyor.

Bunlardan biri de Sinan Oğan hakkında.

Videosunda Oğan'ın köklerini analiz etmek istemiş ama izleyicinin bilgi eksikliği ve cehaletini mükemmel şekilde kullanmış.

Ümit Özdağ ve Oğan'ı ben de eleştiriyorum hem de hayli eleştiriyorum ama doneleri yan yana getirirken bazı doğrularla bazı kasıtlı yanlışları harmanlaması, inanılırlığını da çürütmüş. 

Haliyle ben de sordum: CIA sana ne kadar ödeme yapıyor, sanırım hayli ödeme yapıyor olsa gerek diye.

CIA İslam'ı tam da söylediklerini anlatıyor, izleyenler CIA internet sitesine gitsin yayınladıkları belgeleri görsün anlayacaklar. Bir örnek: CIA Gizli Raporunda İlim Yayma Cemiyeti ve RABITA...

Bu türlerden hayli miktarda var ve biz bunlara CIA tedrisatından geçmiş Emperyalist ajan ya da kısaca misyoner dallama diyoruz, kimileri de kısaca Türk düşmanı diyor.

Millet bir şey diyorsa laf olsun diye söylemez.

Örneğin bu misyoner Türkler sürülerek Anadolu’ya gelmiştir iddiasının üstüne bir de “SORU: Suriyeliler ne zaman gidecek değil, Türkler Müslüman Anadolu’da kalacak mı, soru bu” demesi hayli lanetli bir beyin ve eğitimle Türk düşmanlığının boynuna yaftalanmış olmasıdır.

CIA öğretileriyle yıkanan beyinlerdeki dozajın farkı elbet aynı değil.

Örneğin Sinan Meydan'ın konuşma videosuna yaptığım yorumda şunları söylemiştim.

Sinan Efendi,
Boş boş konuşup durma.
Atatürk samimi bir Müslüman’dı” derken aklın neredeydi?
Atatürk Müslüman olsaydı Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet olur muydu, sanırım anlamışsın ama geç kalmışsın.
Senin gibi Atatürk tanımı yapanlardan hem Atatürk hem Atatürkçüler ve hatta Atatürk düşmanları bile rahatsız olmuştur.
İslam’ın olduğu yerde laiklik olmaz, laikliğin olmadığı yerde bilim olmaz, kadın olmaz, insan olmaz olmaz oğlu olmaz.
CIA’nin İslam ve etnisite öğretisi ile beslenip büyüyenlere pirim verenlerin kullandığı en büyük argüman “Atatürk samimi bir Müslümandı” olmuştur.
Sen şimdi “Türk değilsen ne işin var TBMM’de” diyorsun ya, onlar da sana zamanında “Müslüman değilsen Türk olamazsın” diye dayatıyorlardı, sen ve benzerlerin de ısrarla CIA öğretisini kullanarak Atatürk samimi bir Müslümandı demeye devam ediyordun.
Şimdi kınanı al ve samimi bir şekilde kandırdığın insanlarla birlikte ister dağıt ister kullan, seçenek sana kalmıştır.
Artık senin de sosyal, siyasal ve tarihsel anlamda işin bitti, zamanını doldurdun ama CIA ortaklığı ile iyi polis rolünde başarılı oldun, hala da olmaya, gaz almaya devam ediyorsun ya kutlarım…
Prof. Celal Şengör ne güzel söylüyordu.

Nihayetinde Sâbir Meşhur denen canlı türünün argümanı da neredeyse bire bir örtüşüyor.

Türkler değil ama Müslüman Türkler baskısı ve Erdoğan'ın da bu kavramı doz aşımı ile kullanılmasına örtülü övgüsü dikkat çekicidir.

Videosunu izlerseniz Sinan Oğan için, "Doğu Türkistan'daki Müslüman Türklere Çin'in uyguladığı baskı, katliam haberleri abartılı diyor" demekle aklı sıra eleştiriyor, Oğan yanlış konuştu demeye getiriyor.

CIA'nin yarattığı yeni uyuşturucu grubundan olan ılımlı/uyumlu CIA İslam öğretileri etkisini göstermeye başlayınca kafasındaki patlama Yahudi düşmanlığına kadar gelişim gösteriyor ve Oğan'ı Yahudi olmakla suçluyor.

Yahudi olmak suç mu sorun bakalım RTE'ye ne diyecek?

Oysa Oğan-Çin hakkında söylediği aynı konuyu Meral Akşener'in doğrudan Erdoğan'a, hem de meydanlarda sormasına rağmen Erdoğan'ın sessiz kalmış olduğunu söylemiyor.

Söylemesine gerek de yok çünkü CIA, Türkleri kendi icatları olan uyumlu/ılımlı Müslüman Türk haline getirdikten sonra yani Türk'ü Türkiye'den silip yeni "Ümmet-i Tayyip" yarattıktan sonra artık dilediği gibi oynama özgürlüğü kazandılar, yaşadıklarımız bunların yansımasıdır.

Biz millet olarak onlara göre salak milletiz, okumayan, araştırmayan, sadece iman etmiş bir milletiz ya, diledikleri gibi MIND CONTROL tekniklerini üzerimizde uygulayabiliyor, misyonerlere dev gibi alanlar açabiliyorlar.

Bunların hepsinin kaynağı da yazık ki uydurulmuş, kaydırılmış, yeniden dizayn edilmiş bir İslam oluyor. 

Ne yazık ki aklı başında düşünebilen azınlık olsa bile bu misyonerlerin aynı kazandan yediklerini, aynı çorbaya kaşık salladıklarını başta Erdoğan'ın "ehlîleştirilmiş İslam modellemesi" istediğinde misyonerliğin en tepelere kadar ulaştığını, sonrasında Erdoğan'ı iktidara taşıyan güçlerin ve dizayn ettikleri kuruluşların açıklamalarından misyonerliği nasıl destekleri de anlaşılıyordu.

O günlerde paylaştığım "Papa: Misyonerliğe devam edeceğiz! Diyor, İmam Hatip Vakfı "Misyonerlik din ve vicdan hürriyetidir" diyor" başlıklı arşivlerim hala durmaktadır.

Anımsarsanız Erdoğan bile, emir-komuta merkezim (!!!) Papaz elbisesi giy derse giyerim diyordu, sanırım o ifadeler şimdi daha da netleşmiş oluyor.

Elbet bu kadar uzun iktidarda kalınırsa, her bir gün ne yalan uyduracağını seçmek, günün konjonktürüne göre jonglörlük yapmak hem beden hem akıl sağlığı gerektirir, yoksa yakayı böyle ele verirsiniz. 

Ekonomide nasıl ki ABD'den gelen talimatla ÇİN Modeli emrine uyulduysa, şimdilerde de diktatör değilim söylemini yine o diyarlardan gelen sipariş bir yazı başlığı ile slogan halinde kullanıyor.

ASAAD SAM HANNA'nın 16.5.2023 tarihli "Erdoğan'a Diktatör Demeyi Bırakın. Diktatörler İkinci Tura Çıkmaz" ifadesini, 4 gün sonra Rami Kütüphanesi’nde kullanarak benden diktatör olur mu diyor.

Hangi dalı tutarsanız tutun elinizde kalıyor, ülkede yetişen ağaçların tamamının gübresi CIA tarafından hazırlanmış, muhalefetin bile.

Örneğin yine Erdoğan'ın ifadesiyle DIŞ GÜÇLER ekonomi hakkında da yazmışlar ama bunu dile getiremiyor neden?

Bir kaçına bakalım:  15 Mayıs 2023  Erdoğan, düşük faiz oranları politikasıyla liranın düşmesine ve enflasyonun geçen yıl %85'e yükselmesine yol açtı; 16 Mayıs 2023 Ruth Michaelson Erdoğan seçilirse Türkiye'deki ekonomik krizin derinleşmesi bekleniyor; 17 Mayıs 2023 Nouriel Roubini Erdoğan cumhurbaşkanlığını kazanırsa, Türkiye tam teşekküllü bir para ve mali kriz yaşayacak. Net TCMB rezervleri şimdiden 60 milyar dolar ekside; 18 Mayıs 2023 Desmond LACHMAN görüşüne göre Türkiye, döviz krizi yolunda. 

İçerden ise 27. dönem vekili Aykut Erdoğdu çok karanlık tablo çizmiş, "az sonra yazacaklarım birçoğunuzun moralini bozacak" diye başlamış ve gerçekten ürkütücü tablo çizmiş.

İlginç bir şey daha söylemeliyim.

İkinci tur seçimleri için CIA'nın yeni bir sloganı gelmiş ve muhalefet tarafından kullanılıyor.

Yanlış duymadımsa ilk önce Meral Akşener ile başladı bu slogan, sonra hepsi kullanıyor.

Şöyle bir slogan.

"Bu seçim 0-0'la başlayan ve referandum haline dönmesi gereken bir seçimdir."

Öp babanın elini. 

Yahu sen TBMM'yi kaybetmişsin, milletin başına bela olanları meclise taşımışsınız hepiniz, alayınız, istisnasız 600 tane kellenin tamamı da aynı, hiçbirinizde millet ve vatan kavramı yok, sadece sözde var.

Tutmuş 0-0 ile başlayan diyorsun, yahu bacım sen ne içiyorsun tanrı aşkına?

Halk Oylamasına (Referandum) dönmesi demek ne demek yahu hem hukuki açıdan hem mecazi açıdan anlamsız olduğu gibi hem de söylem bazında çelişki doludur.

Neyi halka oylatıyorsunuz, ne anlatıyorsunuz ben anlıyorum da vatandaş anlıyor mu bilemedim.

Diyorsun ki Laik sitemi oyluyoruz, kadın haklarını oyluyoruz, hilafeti, şeriatı oyluyoruz diyorsun.

Fakat bunu açık ifadelerle söylemekten korkuyorsun, o korku sadece sende değil Kılıçdaroğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Davutoğlu, Uysal'da da var.

Neden korkuyorsunuz derseniz, o halk oylaması kelimesinin ardına sakladığınız ancak 600 vekilin tamamının da taraf olduğu bölünmüş Türkiye, Neo-Osmanlıcılık hayallerinizi süsleyen korkunç düşüncelerinizin açığa çıkmasından korkuyorsunuz.

Aslında 6'lı çetenin bir araya gelmesi de bunu başarabilmek içindir, 2015 hatta 2016'ya kadar Erdoğan bunu başarıyordu ki, CIA'nin sinsi ajanları Fettoşçular, Erdoğangillerin yediği paraların miktarlarını açıklamaya başlayınca, pasta paylaşımındaki bozulma tüm hesapları alt-üst etti.

PKK artık tasfiye edilme sürecine sokulup yerine yeniden yapılandırılmış PKK getirildi.

Daha Müslim, daha ılımlı, daha uyumlu.

Fettoş bahanesiyle yargıda, kurum ve kuruluşlarda Atatürk ve Atatürkçü tasfiyesi başlatıldı ve bunu da hep FETÖ/PDY adı altında tasfiye operasyonlarıyla başarıldı ancak siyasi ayak hep korundu.

Öcalan talimatları okutulma vs.… derken, içerden bu yapılanma devam ettirilirken dışarıdaki terörist gruplar da dizayn edildi.

Şekil değiştirerek şirketleştirildi, sonra Holding haline getirildi, bazı yurt dışı bağlantılar eklenerek devasa bütçeli ama neredeyse görünmez holdingler halinde oluşumlarla ülke kaynakları soyulmaya başlanınca görünür olmaya başladılar, yüzlerce küçük holdinkcik, yüzlerce çökmeler, yüzlerce mafya operasyonları derken milli servet tükendi, millet çöktü ama siz sattığınız vatandaşlıkla değiştirdiğiniz demografik yapının arkasına saklandınız.

İşte dış istihbarat servisleri her adımı takip ediyordu ve düğmeye basıldı ama CIA bile kendi çökerttiği sistemin içinde bocalamaya başlayınca ipleri tamamen eline almış görüntüsü verilen bir TEK ADAM oluşturuldu.

Tek bildiği hamd olsun, Rabbisi, eeeey Kılıçdaroğlu olan bu mini dağarcıklı adamı dev adam yapamadılar ama Uzan Adam yapmayı başardılar.

Millet artık hiçbir şey sorgulamadan sanki ayet gelmiş gibi dinler oldu.

2013 Yılında Ilımlı İslam'dan vazgeçtiklerini deklere eden ABD ve AP yazık ki kazdıkları kuyunun ne kadar derinleştiğini anlayamadı.

İyi de kazdıkları kuyunun derinliği onları neden ilgilendirsin değil mi?

Çok değil, bir yıl bilemediniz Erdoğan'ın sağlığı el verirse iki yıl sonra herkes anlar o kuyunun ne kadar derin olduğunu.

Türkiye kaç parçaya ayrılır, Cunta Paşası Evren'in dediği kadar Eyalete ayrılır mı bilemem ama işte o gün Avrupa'da yarattığı canavarın elindeki yok oluşun, tükettiği kültür erozyonuyla başladığını gördüğü gün yapacak bir şeyi kalmamış olacak.

Aslında Avrupa derken üst düzey kadroların pişmanlığından bahsetmiyorm, zira onlar bu planın bir parçası, kastettiğim Avrupa'daki bizim gibi halklar, başlarının üstüne kadar getirdiği yöneticiler eliyle tuzağa düşürülüyor.

Neden Erdoğan, Esad ile oturup konuşamıyor?

Hele bir konuşsun ve dünyaya deklere etsin de görün neler olur neler?

Tüm cihatçı teröristler Türkiye'yi an gölüne çevirirler zira Ukrayna’daki cihatçılar da yakındır işsiz kalacak, onları da yine biz besleyeceğiz.

Her neyse yahu, bunları ben neden anlatıyorum ki?

Kime ne anlatıyorum ben de bilemedim.

Dedim ya siyasetten artık uzak durmaya çalışıyorum ama o benden uzaklaşmıyor.

1999 yılında açtığım blok sayfamın girişinde şu satırları yazmıştım.

Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen son, cahiller tarafından yönetilmektir” Platon (Eflatun)

Daha başka söze gerek var mı?

CIA bilir, sözde Türkler için "OL" dedi mi olduran artık onlardır, bu böyle biline.

21.5.2023

A. Dursun

1 yorum:

  1. Yazınızı okudum ve baştan sona yazmadıklarınızıda biliyorum maalesef bilmem birşey değiştirmiyor Gözümün önün de Ülkemi Talan ediyorlar Yağmalıyorlar yüreğimiz dayanmıyor Artık sağ kalmaya çalışmaktan başka birşey yapmıyacağız gibi gözüküyor

    YanıtlaSil