Ahmet Dursun: CIA İslam'ı ile ahlaklanan Türkler, PKK ve Hizbullah üzerinden iç savaşla tehdit edildi.

CIA İslam'ı ile ahlaklanan Türkler, CIA'nin çocukları PKK ve Hizbullah'ı gayri terörist göremez olmuştur.

Bu ahlak aldanmasının yarattığı körlük yüzünden de tehdit edildiğini anlayamamış durumda, tıpkı başsız tavuk Mike misali davranış sergilemeye başlamış durumdadırlar.

Hiç dolandırmadan, doğrudan doğruya ve kısaca görelim.

PKK ve Hizbullah terör örgütü değildir, bu aynı zamanda Türk yargısını, adaletini, hukukunu da ayaklarımızın altına alıyoruz demektir.

Her tür milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık diyenleri siz iyi bilirsiniz.

Türk Milleti adına karar veren yargıya rağmen bunu diyebiliyorlar, TBMM'ye PKK'dan sonra yeni teröristleri taşıyanlara lanet olsun. YSK şimdi de bunları terörist kabul etmemiştir. Konuşma videosu...

Bu videodaki sözler, alenen iç savaş çağrısı için sanki Türk milletini uyarmakta gibi açıklamalardır.

Zira Türk milleti adına karar veren mahkemelerin kararlarını tanımıyorum, uymuyorum demek, Türk milletini de tanımıyorum fırsatını bulduğumda icabına bakacağım demektir.

Örneğin 273 Hizbullah tetikçisinin art arda salıverilmeleriyle ilgili mahkeme kararlarına biz itiraz edebiliyor muyuz hayır, neden?

Çünkü Millet adına karar vermiş bağımsız mahkemeler diyerek kendimizi avutuyoruz ama onlar mahkemelerin verdiği kesinleşmiş terörist kararını tanımıyor.

Biz de tanımıyoruz demiş olsak ne olur bir düşünün, doğal olarak herkes kendi adaletini sağlama yoluna dolayısı ile de bir iç savaşa girmiş oluruz.

Amacı bu olanlar Türk milletinin vergileriyle TBMM'de besiye çekilen diğer teröristler gibi bize beslettirilecektir.

Daha evvel de söylemiştim, terörist beslemek pahalı iştir diye.

Bu kadar körleşmiş bir millet olamaz, olursa kendi kendisinin sonunu getirir ki sanırım zaman doldu, nitekim 2023'te Lozan bitecek diye kandırılanlar talimat bekliyor gibi ve o nedenle bu kadar onurlu ve şerefli insan TBMM'ye girememiş durumdalar.

Nitekim 29 Eylül 2016 tarihinde Erdoğan, "Birileri Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı" diye kürsüden avazı çıktığınca boşuna bağırmıyordu.

Bir söz vardır, "gidemediğin yer senin değildir" diye.

Ülkeye bakıyorsunuz herkes bir yerleri parsellemiş, ormanlar talan edilmiş, dağlar kuşatılmış, örgütler parsa üstüne parsa toplamış.

Hizbullah terör örgütünün başı konuşmanın 0:38. dakikasında “onun şiddet eylemlerinden benim 25 binası ateşe verilmiş” diyor.

O da sadece ateşe verilen bina sayısı ve terör örgütü.

Hani PKK'nın uyuşturucu paraları AB Fonları ile aklanıyordu ya, bunlarınki neyle aklanmıştır ki terörist diye kesinleşmiş yargı kararlarına rağmen bu malları nasıl kamulaştırılmamıştır?

Bunca zammın yapıldığı ülkede biz nereye gidebileceğiz ki orası bizim olsun?

Aç karnımızı doyurmak için KaçAK Saray'ın dehlizlerinde beslenen haramilerin iki dudağı arasında sancı çeken emekli, çocukları, torunları ülkenin neresine gidebiliyor ki ülke benim diyebilsin?

Bunca alçak ve şerefsiz zamların neden yapıldığı, neden yol verildiği, neden göz yumulduğunu anlamayan varsa diyecek bir şey de gidecek bir ülke de kalmamıştır.

Yakındır, Eyaletler arası pasaportla seyahat başlarsa kimse şaşırtmasın, sonra da bana kalkıp Türklük yazık ki CIA İslam'ı ile öldürülmüş anlayamadık demesinler.

Hele de yakın arkadaşım, dostum olduğunu sandıklarım.

Uzatmayım artık, zira çok söz yalansız çok kazanç haramsız olmazmış.

20.5.2023

A. Dursun

İç savaş safları keskinleşmeye başladı bile.