Lütfü Türkkan: "AKP İnce’nin alacağı oylara güvenerek yola
çıkmış" diyor.
Lütfü Türkkan’a göre AKP’nin son 5 yılda oyunu artıracağı hiçbir
şey olmadığı için Muharrem İnce’nin oyuna güvenmiş.
Doğru ya da değil, bir siyasinin iddiası olarak görebiliriz elbet ancak söyledikleri ne kadar doğru ya da doğruya yakın olabilir?
Bunu anlamak için mini bir analiz yapabiliriz.
65 yıllık bir yakınım CHP’den istifa edip İnce ile yola devam dediğinde onu uyarmış, “Önder Aytaç İnce’yi öneriyor; Ilımlı İslam’ı ve sağ muhafazakârları kucaklar diyordu” demiştim.
Çok değil altı ay sonra öğrendim ki İnce ile yolunu ayırmış ve görüştüğümüzde umduğu gibi olmadığını, bunu erken anladığını söyleyebilmişti.
Önder Aytaç'ın kim olduğunu uzunca anlatacak değilim, Fettoşçu birinin bende fazla yeri olmadığından merak edenin araştırmasına bırakıyorum.
Uğur Dündar’ın İnce’yle neden dalga geçtiğini de anlatmıştım, demek ki haklıymış.
Zira İnce, Fettoş’un kanalında: “İktidar, Zaman ve STV’ye el koymak istiyor” dediği konuşması hala internette dolaşımdadır.Nitekim İnce'nin 10 milyon TL aldığını iddia edenler belge gösterebilir mi, onu da iddia sahipleri bilir ama İnce bu konuda küplere binmişti.
Muharrem İnce sonra da tutmuş Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün yeni ortağı demiş, yalan mı demiş?
Yalan sayılmaz ama Arınç'ın "80 milyonluk kitlede belki 80 kişi haricindeki herkes FETÖCÜYDÜ" söylemine neden itiraz etmedin diye gel de sorma.
Fettoş deyince Enes Kanter haberi gözüme çarptı.
Babası Mehmet Kanter Van’da görev alınca kendisi de Van’da okumaya başlıyor ve sonradan Ankara'daki Fettoş okulu Samanyolu Koleji'ne kaydoluyor.
Kendi ifadesiyle Sünger Bob ve Jersey Shore dizileriyle İngilizce öğrenmiş, nasıl başardıysa artık.
Elbet insanın aklına şu kutu açtırmaca oyununda hemen herkesin yoksulluk masallarıyla girdiği ancak hepsinin sular seller gibi İngilizce konuştuğu Acun Ilıcalı’nın programı geliyor.
Nihayetinde Enes Efendi 29 Kasım 2021'de adını Enes Kanter Freedom olarak değiştirip Amerikan vatandaşı oluyor.
Bunu neden anlattım?
Çocuk İsviçre doğumlu ve ABD vatandaşı ama nedense Monica De La Cruz denen bir vekil çıkıp onun haklarını savunuyor, neden acaba?
Elbet insan onuru ve haklarını savunmak herkesin görevi ama konu bu değil.
Öyle olsaydı Cruz denen vekil en azından “yahu bu kadar sığınmacıyı bizim yüzümüzden Türk halına besletiyorlar, Türk halkının da hakları var” diyebilirdi, dedi mi?
Onun yerine utanmadan “Enes Türk halkının hakları için yılmadan mücadele ediyor ve bu yüzden de zulüm gördü. Masum insanların böyle bir vahşete maruz kalmasına seyirci kalamayız” diyor, yuh yani yuh.
Türkiye'deki hukuksuzluk için çok önemli bir ifade kullanan Gültekin Uysal'ın "Ankara'nın gördüğü Moğol istilasından sonra en büyük istilanın mümessili" ifadesi ülkede yaşananların adeta özeti gibi durmuyor mu?
CHP’ye yapılan “Apo’yu çıkartacağız” düzenbazlığına ne diyeceksiniz, hangi yargıdan adalet bekleyeceksiniz, Partili yargıçlardan mı?
Gördüğü ağır işkenceler neticesinde hayatını kaybeden Gökhan Açıkkollu öğretmenin ve ailesinin hakkını kim arayacak, kim savunacak?
AKP Sultanbeyli İlçe Başkanlığı önünde AKP seçim arabasından bedava ekmek almak için birbirini ezan vatandaşın yoksulluğunu kim görecek, neden bunlar yaşanıyor diye kim soracak?
Bırakın sormayı bir de milletin gözünün içine baka baka dalga geçmezler mi?
Daha Vedat Bilgin’in milletle dalga geçmesinin mürekkebi kurumadan, içmeden kafayı bulan yenileri türüyor.
Emine Timuçin isminde biri çıkıyor, asgari ücretle 10 bin ekmek alınıyor diye milletle dalga geçerken acaba ne içmişti diye sormak geliyor içimden.
Burada matematik bilmene de gerek yok, ekmek 1 TL olsa on bin ekmek 10 Bin TL eder, asgari ücret kaç lira sanırım haberi yok?
Yazık yahu yazık, bu milletin kaderi bu olmamalıdır.
Millet görsün diye tanrı gözüne defalarca sokuyor ama millet bugüne kadar görmezden geliyordu.
Hani söyleyene değil söyletene bak denir ya, tam da öyle olmuş Bahçeli Efendi önüne konan yazıyı yanlış okumadıysa eğer, hakaret ettiği Yeşil Sol Parti için, "MHP'nin yedek lastiği" deyiveriyor.
8/30; yemkurullah, vallahu hayrul makirin (Allah tuzak kurar ve Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır)
Yine de İsmet Paşa'nın o sözü böyle durumlarda hep aklıma gelmiştir.
Böyledir bu işler, Peygamber edasıyla size dünyaları vaat ederler. İmzayı attınız mı ertesi gün gelmişlerdir... Personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üstleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök. Gitmezler. Sonra ne bağımsız dış politika ne bağımsız iç politika...
3.5.2023
A. Dursun
.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder