Türkiye Cumhuriyet(i) Merkez Bankası Başkanı basın mensuplarının sorularını yanıtlamış.
Neden Cumhuriyet(i) değil de Cumhuriyet Merkez Bankası olarak ifade edildiği bankanın kendi sayfasında olduğu için detaya girmeden geçiyorum, bazen yazılarımda buna dikkat çekmek için başlığa ya da yazıda bir yere Cumhuriyeti Merkez Bankası dediğim olur ve bazı iş bilmezler salt eleştirmek için bunu bile eleştirmişlerdir ya neyse geçelim bunları.
Gelelim "Enflasyon Raporu 2023-III" tanıtımına İlişkin Bilgilendirme Toplantısında basın mensuplarına yapığı açıklamalara.
Açıklamalar dediğime de bakmayın, zira bazı soruları yanıtlamamak için unutmuş numarasına yatmayı tercih ettiği ortada ancak benim açımdan ilginç olan kısma doğrudan geleyim.
FOX muhabiri Beril Ötkan'ın, Erdoğan'ın ucube tanımını konu ederek "'Faiz sebep enflasyon netice tezini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Gaye Hanım Kızımız, "Merkez bankası başkanı olarak da benden hiçbir zaman hiçbir siyasi açıklama almayacaksınız, hiç uğraşmayalım o yüzden bu sorularla arkadaşlar" diyor, neden?Ne yani, "Zırva tevil götürmez, öyle saçma bir şeyin ülkeyi ne hallere düşürdüğünü görmemiş gibi davranmamı, konuşmamı mı istiyorsunuz" demesi mi gerekiyordu ya da benzer başka bir ucube yanıt mı verecek sanıyordunuz, "siyasi açıklama"
ifadesiyle zaten bu söylemin kandırmaya yönelik siyasi söylem olduğunu
anlatmış, anlayabilecek kafalara yetiyor daha ne deseydi ki?
Fettoşçu dedikleri Cevheri Güven'in çok ilginç videoları var, onlardan biri de AKP üst düzeyinin Peygamber Muhammed'in RUHUNU ÇAĞIRMA seanslarına olan düşkünlüklerinin ses kayıtlarının olduğunu anlatmış, tıpkı Muhammed'e kamyon çaldıran Fettoşçuların çevirdikleri dizi aklıma geliyor.
Haliyle ben de merak edip soruyorum, Erdoğan'ın ucube "Faiz sebep, enflasyon neticedir" söylemi de bu seansların birinde gelmiş olamaz mı?
Neden öyle söylüyorum?
Çünkü
bu güruhun CIA teknikleriyle ve direktifleriyle yarattıkları Yeni Allah
kavramı artık Yeni Türkiye denilen modelde, hayli revaçta ve kullanışlı
durumdadır
Ağızlarını her açtıklarında Allah bilir, Allah
istedi, Allah diledi, Allah'ın inayetiyle, bize Allah yaptırıyor vs...
söylemleriyle yarattıkları ve her kullanıma uygun Allah'ı kafalarımıza
çivi gibi çakmalarını Gaye Hanım kızımız da sevmiş olmalı ki dilinden
düşürmüyor, zaten yardımcı kadrolara bakarsanız onlar da aynı kafadan,
Allah'a emaneti seven kafalar her ne kadar övenler olsa bile.
Gaye Hanım kızımız neden "hiçbir zaman hiçbir siyasi açıklama almayacaksınız" dediği halde sürekli siyasi açıklama yaparak kullanıma uygun Allah'ı öne sürmektedir?
Sonuçta Yeni Türkiye'nin Yeni Allah'ı da siyasi bir kavramdır ve Kur'an ile ilgisi yoktur, bunu herkes biliyor çünkü Erdoğan bile tek kelimesi değişmemiştir diye iddia edilen kitabın dini için "İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini" demedi mi, buna rağmen ayakta alkışlanmadı mı?
Eeee, sana bana ne oluyor?
Efendimiz
Hz. Erdoğan İslam güncellenecek diyor ve herkes ayakta alkışlıyorsa
"Yeni Allah söylemi yalan" diyenin alnını karışlarım dersem hata mı etmiş olurum
yoksa alkışlayanlar mı hata etmiş olur bir düşünün isterseniz.
Kullanıma uygunluk malumunuz KALİTE kavramının tanımında vardır, kısaca kalite demek kullanıma uygunluk demektir.
Böylece kaliteli bir Allah yaratmanın nimetini kendileri sırtlanırken külfetini milletin sırtına yıkıyorlar, o nedenle kaliteli Allah yaratmak işlerine geliyor.
Kullanıma uygun Allah ayrıca benim CIA, onların dış güçler dediklerinin de işine geliyor.
Gazeteci Yalçın Doğan'ın ailenin içinden yansıyan derin kulis diyerek aktardığına göre Erdoğan, Hafize Gaye Erkan için Katar tarafından ikna edilmişti.
Katar'da tıpkı BAE gibi ABD'nin ileri karakoludur.
Bu bile başlı başına başarısız olunması ya da CIA'nin izin verdiği kadar başarılı olunması anlamına gelir.
İşte
bu nedenle Merkez'in ve Başkanının yaptığı hiçbir açıklama da hiçbir
girişim de başarılı olmayacaktır ya da olmaması için çabalanmaktadır.
Sadece bu kadar mı?
Hayır, 2024 seçimlerine kadar belki de Erdoğan'ın tüm hamlelerini boşa çıkartmak için yapılan bir girişim bile şu anlarda yaşanıyor olabilir.
Nitekim en çok emeklinin canına ettiler ve 2024'te emekli onların canına edecek gibi duruyor.
Başkan Hanım Kızımızın açıklamalarından bunun sinyallerini alıyoruz.
Örneğin AKP kurmaylarının İngiliz Mehmet dedikleri Mehmet Şimşek, 25 Temmuz 2023 tarihinde "Merkez Bankası’nın bugün açıkladığı kararlar cari açığı azaltmaya ve enflasyonu orta vadede düşürmeye yöneliktir. Sınırlı kaynaklarımızı ihracata ve yatırımlara kanalize etmeye devam edeceğiz" diyordu.
Ekonomi okuması yapamayanlar, ekonomi terimlerine uzak olanlar pek anlamayabilirler ancak Mehmet Şimşek ile neredeyse bire bir aynı ifadeleri farklı kelimelerle anlatan Hanım Kızımızın ifadelerinden birkaçını şöyle bir görelim.
"Döviz kurunda gözlenen düzeltme ve mali disipline yönelik tedbirlerin sonucunda enflasyon kısa vadede geçici bir yükseliş gösterecektir.../... özellikle enflasyonun ana eğiliminde 2024 yılının ikinci çeyreğinde hissetmeye başlayacağız.../... Finansal kaynakların arz yerine tüketime yönelerek fiyat istikrarını bozmasını seçici kredi sıkılaştırmasıyla engellemeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2’ye indirdik. Yatırım, ihracat, tarım ve esnaf kategorileri dışında kalan diğer ticari kredilerde yüzde 3 olan büyüme sınırını yüzde 2,5’e çektik..../... Dış talebi özetleyen Küresel Büyüme Endeksine ilişkin varsayımlarımızı 2023 yılı için sınırlı olarak yukarı, 2024 yılı için de aşağı yönlü güncelledik...."
Kırmızı ile tespit ettiğim her kelimenin ekonomide bir açılımı vardır, bilenler elbet anlıyor ama bilmeyen ve özellikle "Ben ekonomistim" yalanına sığınan Erdoğan'a oy veren kalabalıklar yazık ki bu ifadelerin tek bir kelimesini bırakın yorumlamayı, anlamaktan bile acizlerdir.
Yanlış anlaşılmasın asla onları küçümseme, aşağılama amacıyla söylemiyorum.
Eşyanın tabiatına aykırı olarak herkesin anlaması gerektiğini düşünmekte ayrı bir aptallık olur ancak en azından ne anlattıklarını ifade etmeye çalışan yüzlerce isim var, onları okusalar anlayacaklar ki Erdoğan ekonomist falan değildir.
Sahi Hz. Erdoğan Efendi'mize sorsak bu ifadelerden bir tekini açıklayabilir mi?
ASLA açıklayamaz, zira önündeki camı çekip aldığınızda ne söylemesi gerektiğini bilmeyen biri karşınızda duruyor.
Elbet Erdoğan'a her şeyi bilecek diye bir kural yok ama ben ekonomistim dediysen ekonomik terimleri de bilmen gerek.
Yoksa her hekimim diyene neden güvenemiyor da belgesini arıyoruz değil mi?
Neyse çok uzatmadan özellikle dikkat edilmesi gereken, açıklanmaya muhtaç bir ifadeye bakalım.
Şimşek'in sınırlı kaynaklarımızı ihracata ve yatırımlara kanalize etmek kavramı ve ardından Hanım Kızımızın seçici kredi sıkılaştırmasıyla engellemeyi amaçlama ifadesi ve devamında Küresel Büyüme Endeksine ilişkin varsayımlarımız ifadesi.
Sınırlı kaynakları ihracata ve yatırıma kanalize etmek kulağa hoş geliyor değil mi?
Kaynaklarımızı diyor dikkat ederseniz, nedir kaynaklarımız, hem de sınırlı olan kaynaklarımız?
Daha evvel de yazılarımda nedret kanunundan bahisle kıt olanın değerli olduğunu ekonomi diliyle anlatmaya çalıştığım yazılarım vardı.
Buradaki kıt kaynaklarımızı tek tek saymaya gerek yok herkesin anlayacağı kaynaklarımız bellidir.
Reel anlamda kullanılırsa ülkeye hayli değer ve zenginlik katacak olan kaynaklardır, bunlar doğal kaynaklar olduğu kadar üretiminin motoru sayılan hammadde kaynakları olabilir, petrol, madenler gibi yeraltı ve üstü kaynakların tamamı hatta iş gücüne katkı sağlayan yetişmiş eleman/ara eleman gücüdür.
Bir ülkenin kaynakça zengin olması o ülkenin kurtulacağı anlamına gelmez.
Biz her ne kadar Araplara el açıp muhtaç konuma düşürülmüşsek bile bu düşkünlüğümüz Arapların her kaynak bakımından bizden zengin olduğundan değil, ellerindeki kıt kaynakları akıllı kullandıran bir üst akıl tarafından planlanması nedeniyledir.
Bizde üst akıl diye gösterilenler ise yazık ki tüm yeraltı ve üstü kaynaklarımız talan edilsin diye kanun bile çıkartmışlardır.
Zenginlere kıyak çekip onların borçlarını vatandaşın sırtına yüklemeleri ne ilk ne de son olmayacak.
Nihayetinde Şimşek ve Hanım Kızımızın "kaynakların arz yerine tüketime yöneltilmesi-seçici kredi sıkılaştırması" ifadeleri yabancı kaynaklara muhtaç olduğumuzu, bunun da IMF ya da başka unsurlardan mutlaka karşılanacağı, belki de Kılıçdaroğlu'na attıkları İngiliz sermayesi çamuruna kendilerinin bulaşması anlamına gelmektedir.
Dış kredi bulunamayacak olursa ne olur?
İşte son örneği Akbelen olarak karşımıza çıkan talana göz yumarsınız, oğullara annelerini dövdürürsünüz, babalara çocuklarını katlettirirsiniz olacağı budur, zira biz bunu 12 Eylül 1980 öncesi canlı olarak yaşadık, fark eden az olsa bile yine anısını yaşıyoruz.
Oysa Erdoğan 09.01.2019 tarihli konuşmasında orman talanı için ahlakın sükût etmesi tanımı yapıyordu.
Nihayetinde borçla borcu kapatmanın sonu iflastır, terörist beslemek pahalı iştir, emperyalizm adına sığınmacı rolü verilmiş ajan beslemek ucuz değildir.
Bunlar Özal iktidarı ile başladı bunlarla son günlerini yaşatılan ülke konumuna dönüştü.
Soru çok ama yazık ki yanıtlayacak kimse yok.
Lafa geldiğinde sorumlu belli, benim ben diye ortalıkta konuşup duruyor.
TCMB'nin 2023 yıl sonu enflasyon tahminini % 22,3'ten alıp % 58'e çıkarmasının emekliye faydası var mı?
Tek faydası var, yandaş medyanın emekli maaşları üzerinden yapacağı beyinsizce haberlere fırsat vermede faydası var, onun dışında bataklığın büyümesine faydası var, bir de bir şeyler konuştuğunu sanan cahil Osmanlı evladı olduğunu söyleyenlerin sosyal medyada yer bulmasına faydası var, gerisi masal.
Ha bir de siyasete atılmak isterse Hanım Kızımıza belki faydası olabilecektir ama hangi görüşten işte orası zamanla anlaşılacak gibi.
Fakat anlaşılacak tek şey şimdilik şartıyla milletimize fayda sağlamayan uğraşlar olduğudur, her ne kadar yeni başkan yardımcılarını övenler olsa dahi.
Konu hakkında dünden beri sosyal medya vasıtası ile yazdığım eleştirilerden bir derlemeyi buraya da almak istedim.
28.7.2023
A. Dursun
***
Bir kilo kıyma almak yerine hayvan kesiyorum diyen biri nasıl olur da AKP'ye destek verir demiyorum, desem kendimle dalga geçmiş olurum.
Fakat siz de utanmadan emekliyle dalga geçiyorsunuz.
İsveç ve Kur'an için konuştuğun sürede emekli için kaç dakika konuştun?
Milletin istiklal ve istikbalinde emekli neden yok?
20 yıllık emekli olarak hakım ve aldığınız maaştan hakkıma düşen kuruş bile zehir zıkkım olsun.
Cumhur'da 'zam' çatlağı! Bir tepki de Destici'den geldi: "Ahlaki değil"
***
Emekli ekmek bulamıyor yemeye, Hz. Erdoğan yastık altındaki altınları istiyor.
Emekli emekli, bunlar senden değil senin hakkını yedirdikleri kişilerden istiyor.
Onlar biliyor ki millete su içmeye para kalmadı, bunun bir hesaplaşması mutlaka olacak ama nasıl?
Tasarruf İsteyen Erdoğan'a Ünlü Ekonomistten Canlı Yayında Çok Sert Cevap Geldi!
***
Her gün bir (1) puan artan bir enflasyon var diyorlar.
Emekli senin yaşama hakkın elinden alındı ve sıra ülkeme geldi.
Milletin malını satarlarken seyredersen, milletin evladı askeri-polisi annelerinin karşısına diker kafalarını coplatırlar.
Evlatlar analarını döver oldu salt ağaçlar kesilebilsin, kalan topraklar da elden çıksın, peşkeş nihayete ulaşsın diye.
5 YIL SÜRECEK! Ünlü Ekonomist Türkiye'yi Bekleyen Büyük Tehlikeyi Anlattı
***
Ülkende senin elinde toprak bırakmayana kadar durmayacaklar, onun için yoksullaştırıldık, o nedenle eziyorlar.
Tek amaç var, "Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir" düşüncesini yeniden kabul ettirmek.
Deniz Zeyrek Erdoğan'a Hesap Sordu! 'Muz Cumhuriyeti mi Burası? HESAP VERECEKSİNİZ!'
***
İşte emekli bu zavallı, konuşacak hali yok ama sırtından geçiniyorlar hem sığınmacısı hem CIA ajanlarının cirit attığı ülkede.
Bu adamlara sürünecek maaş bağlıyorlar yazık yazık.
Bir emekli birilerinin anasına düşmanlık mı yapmıştır ki, ölüme terk ettiler.
Lanet, bunlara meydan verenlerin de oy verenlerin de üzerinden asla kalkmasın.
Emeklinin içler acısı hali Tele1 kamerasına böyle yansıdı!
***
Hacer Çınar ne demişti anımsadın mı?
Ona bile acımadılar, sen neye güvenip eleştiriyorsun aman ha, hadım etmesinler dikkat et.
20 yıllık emekliyim, eğer anan-baban emekliyse bir gün sordun mu onlara memnun musunuz diye?
Sorsaydın bunları söylemek durumunda kalmazdın.
Cem Küçük, Erdoğan'ın ekonomi politikalarına isyan etti!
***
İmar Barışı İhanettir.
İMAR BARIŞI TUZAĞI VE İHANETİ ANLAMAYANLAR ÜLKESİNE NE OLDUĞNU UMURSAMAZLAR.
Mahkemeye başvuru bile yapılamayacak. "İmar Barışı-Kayıtsız Yapılar Kayıt Altına Alınıyor, Devlet Vatandaşıyla Helalleşiyor" başlığında Çevre Bakanlığı bir video yayınladı.
Video, "Amcalarım, ninelerim, teyzelerim, kardeşlerim, Devletten size müjde..." diye başlıyor.
Videonun 00:57 dakikasında, "Babam dükkândan çıkartılınca, evimizin altını iş yerine çevirmişti, o da bu barışa dahil mi" diye soru geliyor.
Yanıt çok basit. "Onunla da barışılıyor, iş yerleri yasal hale geliyor" diyor.
Bunu mealen yorumlayalım.
Evinin altına açtığın iş yeri, deprem yönetmeliklerine uygun mu?
Nasıl uygun olsun, ev uygun değil ki iş yeri uygun olsun. Peki, yarın bir deprem olsa ne olacak?
Olacağı şu.
1999 Depreminde, sokaklarda yatarken, TV ekranlarında Prof. Övgün Ahmet Ercan, "Öyle bir mühendis var ki, o geldiğinde ne rüşvet yer ne torpil geçer. Uygun olmayan her şeyi yıkar geçer. o mühendisin adı DEPREM" diyordu.
Birden aklıma eldi. 31.10.2018 tarihinde sormuştum, "sonrasında ne mi olacak?" diye. Dönüşüm adı altında, ellerinden acele kamulaştırma ile alınıp, vatandaşa kazık atılacak.
Peki, vatandaşa oynanan oyun, tuzak nedir görmek isteyenler bakanlığın videosunu izlesin hala orada duruyor.
Dediğim oldu mu, olmadı mı milletimiz karar vermeyi öğrenince görebiliriz.
Herkes iyi bilsin ki, 600 vekilin tamamı bilâistisnâ haindir, KaçAK Saray'ın korumasındaki hain Fettoş artıkları bugün bile ihalelerde devleti, milleti soyanlardır.
Bunlara göz yumanlar dış güçler falan değil doğrudan doğruya beyinleri Allah ile iğdiş edilmiş Türk halkı yani ben, sen, hepimiziz.
CIA ne isterse ülkede o olur gayrısı masaldır.
Hüsnü Mahalli’nin dün yaptığı bir tespit var mealen diyor ki.
Uçkur üzerinden, kız çocukları üzerinden ucube söylemleri halka anlatanlar, anlatılmasına teşvikçi olanlar hatta sessiz kalanlar, onlara göz yumanlar hepsi bilinçli yapıyor.
Çünkü içerideki halka değil, dış güçlere yani Erdoğan’a kredi vereceklere karşı söylüyorlar, aksi durumda para vermiyorlar anlamında konuşuyordu.
Garip ama ne zaman ekonomik krize girsek ne zaman Emperyalistler adına millete onların ajanlarını besletecek olsalar din tacirleri, ucubelik, yobazlık dolu her pisliği utanmadan, arsızca, ahlaksızca millete söyleyebiliyorlar.
Gerçekten de o tip pislikler din adına aptallıkları ortaya serdikçe kredi muslukları da açılıyor.
Demek ki CIA’nin yayınladığı gizli belgelerdeki RABITA ve İlim Yayma ile cemaat ve tarikatlar onların çıkarlarına çalışıyor.
Görmemek için körden ötesi olmak gerek, dilim varmadı söylemeye.
Eyvah, İşte Yeni Veriler: İSTANBUL DEPREMİ ÇOK YAKIN!..BU YAPILANA VALLAHİ KUSACAKSINIZ!
.png)
.png)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder