Lozan 2023'te sona eriyor diye 85 milyonu cahil yerine koyup dalga geçenlerin çoğu öldü gitti, ardıllarından diyemediğim için artıkçılarından diyorum henüz yaşayanlar olsa dahi pek değerleri kalmadı.

Şimdi soralım, velev ki Lozan 100 yıl sonra dolmuş şeri hükümlerle yeni düzen getirilmiş olsaydı ne olurdu?

Gerçi başta Anayasa ve dahi mevcut yasalar hakkı ile uygulanmış olsaydı ne şeri yasa palavrasına ne de el kesmeye, kelle uçurmaya gerek kalmazdı da yine de diyelim ki Laik sistem düşmanları haklı olsa, yerine onların benimseyeceği ucube bir sistem gelseydi ne olurdu?

Uzatmadan söyleyeyim, ülkeyi yönetenlerden başlanmak üzere kesilmedik ne kelle ne kol ne bacak kalmazdı.

O nedenle son zamanlarda bir hengâme tuttu gidiyor gibi.

Sanki 29 Ekim'de biri çıkıp, "Lozan bitmemiş olsa bile şeri siteme geçiyoruz" demek istermiş gibi hazırlıklar yapılıyor izlenimi alıyorum.

Her ne kadar uzuvlar fiilen kesilmeyecek olsa bile kelleler mecazen kopartılmaya başlandı gibi.

İyi de neden?

Sanki bir günah çıkartma başlatılmış gibi, belki de Erdoğan tekrar seçilme endişesi yaşamayacağı için bazı haksızlıkları bitirmek istiyor, belki özür dilemeye çalışıyor belki de helallik alma peşine düşmüş gibi.

En az 20 yıldır emeklinin anasını ağlat ama gel helallik iste, şahsıma kalırsa sonsuza kadar yanacağımı bilsem asla, asla helal etmiyorum.

Benim gibi milyonlar var belli ki, öyleyse son aylarda yapılanları anlamak hayli zor gelmiyor mu?

Örneğin S. Soylu'nun, "Bize bunları Allah yaptırıyor" dediğinde ses çıkartmayan hatta destek olanlara karşı sanırım isyanını "Menderes, Zorlu, Polatkan" üzerinden dile getirmiş olsa gerek.

Doğrudan beni ipe yolluyorlar sahip çıkın demeye çalışmış fakat anlayamadığı bir şey var.

Din tekelini elinde bulunduranlara, bir bakım da Ali Şeriati misali "Dine karşı din" argümanı ile meydan okumuş gibi yapmak artık faydasız kalır.

Çünkü o kervanı yola koyan da yolda düzen de aynı yerdir, sen değilsin artık.

Belki de Diyanet bunca yediği paraların hakkını vermek için sahiplerine vefa borcu ödemeye çalışıyor ne malum?

Zira hutbede başka, fiiliyatta başka olmanın açıklaması ne ola ki?

Al milyonlarca TL'lik bütçeyi, sıbyanlara (onlara göre sübyan) musallat olanlarla beraber iğdiş et, sonra helallik vay anasını, o kadar ucuz mu bu iş?

Onun için mi çabalıyor acaba koca Cumhurbaşkanlığı Makamı?

Soruyorum, "Kur'an Müslümanlığı Sapıklıktır" diyenleri koruyanlar, yeni Anayasa yapılmasını istiyor, neden?

Anımsayın, Diyanet bile Türk'e CIA söylemlerini dayatarak "Allah'a ne gerek var, Peygamber neyimize yetmiyor" diyordu.

Birgün TV'ye açıklama yapan Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, “Memura, işçiye, sabit gelirlilere, asgari ücrete, emekliye enflasyonun altında bir zam hatta belki de bir veya iki yıl sıfır zam politikasını bile güdebilir. Bizi daha zor günler bekliyor. Önümüzdeki 1 yıl içerisindeki en iyi günlerimiz bugünler” diyor.

Adam boş konuşmuyor, ülkeyi öylesine yediler öylesine soydular ki, verimli araziler imar rantına kurban edildi, zeytin ve yağı, bakliyatlar yerli ve milli dedikleri hiçbir şey artık yok.

Ekonomide ne önlem alırsa alsınlar faydasız çünkü üretim yok, mercimek bile dışardan, dış güçler mercimeği iyi mi?

8.10.2022'de "Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir" derken aklı neredeydi acaba demek haksızlık mı olur?

Zira Merkez Bankası daha dün bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 500 baz puan artırarak % 30'a yükseltmiş, ardından boş boş açıklamalar yapmış.

Bir kere banka kendi açıkladığı enflasyon hedefini tutturamadığını, aradaki farkın nasıl bir uçurum olduğunu unutmuş yine kendi yayınladığı "Enflasyon raporları" bağlamında hedef tutturamadığı ortadadır.

Banka yaptığı açıklamada "petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır" ifadesi kullanıyor ama bu bahaneyi biz Taner Yıldız'dan beri biliyoruz, Yıldız daha ileri götürerek neredeyse bir kısım medyada "IŞİD’in ilerleyişi ham petrol fiyatlarını yukarı çekti" söylemlerine sığınırcasına açıklamalar yapıyordu.

Oysa petrol fiyatları düştüğünde bizde nedense yükselmeye devam ediyordu.

Demek ki Merkez Bankası bu söylemlerle günü kurtarma politikasına devam ediyor demektir.

Bunun başka bir anlamı da Hafize kızımız bu işi beceremeyeceği belli oldu demektir, 2024 seçimlerine kadar dayanır mı bilmem, bakarsınız seçimlere beş kala Efendimiz Erdoğan "aldım bu kızı, söz dinlemiyordu" der mi der.

Zaten gidiş o yönde zira enflasyon raporunda bunu işaret ediyor.

Nitekim Temmuz 2023'te enflasyon tahminini % 58'e revize eden bankanın tahmini de % 65'e neden çıkartmıştı dersiniz?

Bazen uçakta dönüş sırasında soruları yanıtlıyordu, şimdi de New York’taki Türkevi’nde gazetecilerle söyleşi sırasında soru-yanıt tarzı açıklamalar olmuş.

İletişim Başkanlığı'nın açıklamasına göre Erdoğan, "Ben seçim vaatlerim içinde böyle bir söz verdiysem" demiş.

Öyleyse "Erdoğan camdan okuyor, ne dediğini bilmediği için sürekli kendisini yalanlatıyorlar" dediğimde son derece doğru tespit yapmışım demektir.

Emekliye bile ne söz verdiğinden haberi yok unutmuş ki "2024'e inşallah bunun kararlarını vermiş olarak gireriz" diyor.

Başka ifadeye kim diyor, ne zaman demiş, nerede demiş, ne amaçla söylemiş Hz. Erdoğan'ın hiç haberi yok gibi.

Yazık yazık, bu millet kime oy verdiğini bir anlaya bilse.

Levent Gültekin'in "Tayyip Bey’in başarısının tek bir anahtarı var, UTANMA DUYGUSUNUN OLMAMASI" sözlerinin ne kadar gerçekçi olup olmadığı defalarca gözler önüne serilmiş olmuyor mu?

Umre için en borçlu belediye 50 kişiyi Umreye götürecek ve AKP'li belediye tam 2,1 milyon TL harcayacakmış.

Para nereden karşılanacak, bağışçılardan ya da inananların vergilerinden mi?

Benim gibi alkol kullananlardan hatta kerhanelere gidenlerden alınan ve dahi kumardan alınan vergilerden gelen hazine parasıyla.

Diyelim ki Umre bir hac ibadeti değil, turistik bir gezidir ama olsun, sonuçta o topraklara kutsal diyenler de bu vergileri harcayanlar olacak.

Kutsal topraklarda kerhane, alkol, kumar vergilerinin ne işi var, bunu kim denetleyecek Hz. Erdoğan mı?

NAS'ın PAS geçildiği yerde bunun yanıtını veremeyenlere oy vermenin hükmü nedir, vicdanlarınıza sorun, en doğru hüküm vicdani hükümdür.

Lozan, 2023 derken gerçekler gözlerimizin önüne serilmiş durumda.

Şimdi soruyorum, Lozan bitecek şeriat gelecek diye sallayanlar bu durumda kimlerin ellerini, kimlerin kellerini almaya talip olduklarını anlamışlar mıdır, ya şeriatı getireceklerinin sinyalini verenlerin kendilerini kurtaramadan buna cesaret edemeyeceğini hala anlayamadınız mı?

21.9.2023

A. Dursun

Erdoğan, Türkiye'nin, Taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.

Kadınların okula gitmesini İslam'a aykırı bulan Taliban'ın kızları Katar'da okuyor!

Taliban İslam ruhuna aykırı kararını Türkiye'yi hedef alarak savundu!

Taliban’dan kadınlara bir yasak daha: Sivil toplum kuruluşlarında çalışmaları durduruldu.