29 Kasım 2023 Çarşamba

Diyarbakır 5. sulh hakimliği hakkında suç duyurumdur.

Bugün HSK'ya, Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla erişime engellen yazım ve dahi sayfam hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. 

Her daim olduğu gibi Yüce Türk adaleti, Hizbullah’ın pisliklerinin kimler eliyle örtüldüğünü görecek ve HSK engellenen yazımı akabinde de Diyarbakır 5. Sulh Ceza'nın verdiği karar metnini incelediğinde üzerine düşeni yaparak adaletin tecellisindeki kararlılığını bir kez daha göstereceğinden hiç şüphem yoktur.

Sayın HSK Başkan ve Üyeleri,

Aşağıdaki dosyada, vekilleri aracılığı ile erişim engeli talep eden şahsın talebine, dosyada adı geçen hâkimin yetkisini kötüye kullandığı hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.

Kim bu yargıç ve talep sahibi şahsen bilmiyorum, tanımıyorum.

Buna rağmen mahkeme kararı bana iletilmediği gibi savunma hakkım da elimden alınmak yolu ile yargılama hakkına alenen halel getirildiği görülmektedir.

Yüce Türk adaletini temsil edenlerin, Anayasa başta olmak üzere tüm yasalara uygun karar vermeleri, yasaların dışında karar veremeyecekleri de amir hükümlerdendir.

Buna rağmen adı geçen yargıç niyet okumacılığı yapmışçasına davranarak, yazıyı tek bir satırını dahi okumadığı halde usule uygun olmayan karar vermiştir.

Kararda adı geçen yargıcın, talep sahibi diye söylenen kişi isminin ilgili sayfamda açıkça tek bir cümlede bahsedilmesini görmediği ve dahi ismin zikredildiği kısmın henüz hiçbir mahkeme kararı ile kaldırılmamış olan 30 Nisan 2017 tarihli Aydınlık gazetesinin yazısında bahsedildiği şekliyle adına yer verilmiş kaldı ki Aydınlık'taki ilgili yazıya 29.11.2023 itibarı ile verilen hiçbir tekzip, yalanlama ya da yasal engelleme yoktur.

Öyleyse talep sahibi ve kararı veren başta yargıç olmak üzere mahkeme heyeti neden erişime engel getirmiştir?

Yasak olmayan bir sayfa linki adres gösterilmek suretiyle verildi diye yasak getirmek nasıl bir mantık, nasıl bir vicdan, nasıl bir hukuk, nasıl bir mesleki ahlak (etik) ile bağdaşmaktadır, yüce Türk adaletini dünyaya küçük düşürmek isteyen bir takım vasat insanlar "düşünmeyi Türkiye'de suç sayıyoruz" demenin Arapçasını mı bu tür kararlarla ilan etmek istiyor, emsal teşkil etmeden acilen incelenmesi ve bu tür Fettoş benzeri kararlarla Türk yargısının onurunu ayaklar altına almak isteyenlere karşı vurulacak bir darbe olacaktır.

Belki mahkeme başkanı niyet okuyuculuğuna soyunmuş olabilir demek istesem bile gerçekte sayın yargıcı neyin erişim engelleme yoluna ittiğini anlamak için Hüda-Par'ın 30.05.2022 tarihli ve Gündem Değerlendirmesi başlıklı yazı geçmişine baktığımızda henüz AKP ile ortak olmadığını düşünerek, Hizbullah'ın siyasi uzantısı kendi internet sitesinde bakın ne diyor.

Parti programımızda ifade ettiğimiz üzere “Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir. Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır.”
Sayın HSK Başkan ve Üyeleri, inanılır gibi olmadığını düşündüğünüzü tahmin ediyorum, o nedenle buyurun partilerinin tam programlarına dosyasından bakın.
Cumhuriyet ideolojisi, temel olarak iki ilke üzerine kurulmuştur.
Bunlardan biri Laiklik, diğeri de Türklüktür
Laiklik ile bağlantılı uygulama ve inkılâplar yüzünden Kürtler, batıdaki Müslüman Türk kardeşleri ile beraber büyük eziyet ve sıkıntılar çekmişlerdir. Ancak onların çektiği sıkıntılar bununla sınırlı değildir. Bunun dışında Kürt oldukları için Türklük/Türkleştirme politikalarının sonucu olarak büyük sıkıntılar yaşamışlardır.
Bu şekilde hem laiklik hem de Türklük dayatmalarına tepki olarak vuku bulan Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmaları büyük bir şiddetle ve katliamlarla bastırılmış, bunlar ve Zilan’daki katliamlarla beraber yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış ve çok daha fazlası da aç ve çıplak bir halde batıya sürgün edilmişlerdir. Bu dönemde yapılan zulüm ve vahşet akıl almaz boyutlara ulaşmıştır.
Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir.
Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır.
Medreseler iyileştirilmeli, asli fonksiyonlarına kavuşturulmalı ve medreselerde verilen icazetlere resmi statü tanınmalıdır.
Uzun yıllar her alanda geri bırakılan bölgenin, batıdaki ekonomik refah seviyesine ulaşması için gerekli yatırımlar yapılmalı, bu anlamda bölgeye pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır.
Vatandaşlığa kabul işlemlerinde başka ülke vatandaşı olan Kürtlere de Batı Trakya ve diğer bölgelerden gelen Türk kökenli kişilere sağlanan kolaylık ve ayrıcalıklar (azınlıklar) tanınmalıdır. 
Gördüğünüz üzere parti programlarını yazık ki kendileri yazmış ancak takıya şansını yok etmemek uğruna programlarını inkara kalkışmışlardır.
Kendisini inkâr edenlerden bu millet ne çektiyse, yüzlerce yıllık Türk tarihinden hepimiz bunları bilmekte en son da Fethullah ve yandaşları denen rezil, şeref yoksunu, onursuzlarca başımıza örülen çoraptan dersimizi almış durumdayız.
30.05.2022 tarihli yazısında görüldüğü üzere, "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz günlerde işgal altındaki Filistin topraklarına gerçekleştirdiği ziyarette Siyonist işgalcilerle görüşmesi" olarak tanımlayanlarla yol yürünemeyeceğini Sayın Cumhurbaşkanı'da görmüş ve kendisini buna mecbur bırakanın yine cemaat oluşumlu siyaset olduğu artık bir gerçektir.
Bütün bunları söylemem, belgelememdeki gerekçem, Emin Çapa'nın da "Domuz Bağı mı, Demokrasi mi" söylemiyle, İsmail Saymaz'ın Dersimiz Domuzbağı başlıklarında gündeme getirdiği insanların Türk milletine verecek ne bir öğüdü ne tavsiyesi ne de faydası olamaz.
Netice-i Talep:
1- Yukarıda bahsi geçen yargıç ve mahkeme heyetinin, Cemaatler, terör örgütleri, yabancı istihbarat örgütleri ile bir ilişkisi var mıdır soruşturması yapılması.
2- Para karşılığı erişim engeli kararı furyasında pay sahipliği var mıdır araştırılması gerektiğini düşünmekteyim, nitekim İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın HSK'ya gönderdiği yazıdan erişim engeli kararlarının para karşılığı verildiğini söylediği ifadeler yenilir yutulur değildir.
Erişim engeli verilenler de dahil Deliller: 
Önce engellendi sonra kaldırıldı. BirGün yazarı Timur Soykan’ın “Başsavcının rüşvet çığlığı: Çürüyoruz” başlıklı haberi 24 saat geçmeden kaldırıldı. İçerikten kaldırmayı değerlendiren hukukçular kararın hukuksuz olduğunu ve adeta haberin doğrulandığını ifade ettiler. 14.10.2023 

İstanbul Barosu: Yargıda ‘Rüşvet’ İddialarına ‘Yayın Yasağı ve Erişim Yasağı’ Kararına İtiraz Edildi. 20.10.2023

Rüşvet dilekçesinde adı geçen hâkim 'temiz sayfa' ile anlaştı: HSK'ye gönderilen rüşvet dilekçesinde suçlanan İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı hâkim Bekir Altun, kendisiyle ilgili haberlerin kaldırılması için 'Clean Sheet' (Temiz Sayfa) şirketiyle anlaştı. 25.10.2023 

Rüşvet çarkı örtülüyor: HSK, İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın anlattığı rüşvet çarkına ilişkin incelemeyi sadece bir hakimle sınırlandırdı. HSK “Bizim yetkimizde” diyerek savcılığın soruşturmasını engelledi. 01.11.2023

Yüce makamınızın, aklımızla alay edercesine verilen bu erişim engeline neyin sebep olduğunu araştırıp bulacağınıza, konuyla ilgili tahkikat sonuçlanana kadar da ilgili yargıç ve mahkeme heyetinin görevden el çektirileceğine inanarak arz ve talep ediyorum.
Saygı ile...
28.11.2023
Ahmet Dursun 
 
Sosyal medya dahil tepkiler, engellenen yazılar, görüşler, arşivler, videolar.

Bugün sistem diye Fettoş ve avenesinin var ettiği ucube başkanlık sisteminin sayesinde karşımıza Hüda-Par olarak çıkan Hizbullah Terör örgütünü Mehmet Ali Birand, 2001 yılı 32. gün programında şu ifadelerle tanımlayarak başlıyordu.

Her yolu mubah sayan bir terör örgütü, Türkiye'de silahlı bir İslam devleti gerçekleştirme hayali kuran örgüt İran'dan destek alıyor ve güvenlik güçlerini bile hayrete düşürecek ölçüde gizliliğe önem veriyordu.

17 Ocak aslında Türkiye için bir milat oldu. Dini inançları kullanan, başka ülkelere istihbarat sağlayan, cinayetler işleyen Hizbullah yapılan operasyonlarla çöktü.

Kritik soru şu, Hizbullah gerçekten bitti mi?

VİDEO-İtirafçılarla Hizbullah Gerçeği | 2001 | 32.Gün Arşivi  

 

Rahmetli dedem süvari Yüzbaşı Mikail Bey Şeyh Sait’i birliği ile teslim alıp Diyarbakır’a getirdiği zaman halk “Hani bastonuyla tayyareleri düşürecektin” diye çok alay etmiş. Şeyh Sait, emperyalizmin ajanı bir bölücü idi. Hak ettiği gibi öldü. Allah Atatürk’e rahmet eylesin. Ümit Özdağ 


Vatan hainleri ne zaman İslam alimleri oldu?

Şeyh Said Kıyamı / İbrahim Sediyani


İsmail Saymaz’ın yazısında dile getirilen iddialar nedenli düşündürücü ve vahim olursa olsun, bunlar sır değildi. 

Tahliyelerle gündemdeki Hizbullah’ın dünü bugünü: Medrese ve fetva hattı kurmuşlar. 

HÜDA-PAR nasıl kuruldu, siyasi çizgisi ve Hizbullah ile bağlantısı ne?

Vahdet Kitabevi'nden domuz bağı cinayetlerine: Hizbullah. 

Hizbullah'ın tetikçi yayın organı hedef gösteriyor: İsmail Saymaz’a “İslami Kesimlere Saldır” Emrini Kim Veriyor?

Müdahalelerde Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ya da Eğitim Politikaları Kurulu üyesi Ahmet Gündoğdu var mıdır?

“Domuzbağı”nın Bir Ucunda Rant Diğerinde Kadrolaşma Vardır.

MEB’e 'Domuzbağı' İşte Böyle Atılıyor! 

İbrahim Eken’in darp edilmesi olayının failinin ise Kahraman Aysu olduğu belirtiliyor.

Erdoğan yeni “dost”ları: Şapkasından Hizbullah çıktı.

HÜDA PAR ile Hizbullah ilişkisi üzerine doğru ve yanlış bilinenler. Ruşen Çakır

Vahdet Kitabevi'nden domuz bağı cinayetlerine: Hizbullah-Alican Uludağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder