Az evvel Halk TV'de canlı yayını izliyorum.
Yıllardır Allah'ın bile bu milleti unuttuğunu, bu milletten umudunu kestiğini yazıp duruyorum ama anlamak isteyen neredeyse yok gibi.
Elbet Anadolu insanının Allah inancındaki kavramdan değil de onunla ikame edilen CIA'nin yarattığı cemaat/tarikatlar cenderesiyle ve tebliğci pezevenkler eliyle Türk milletine dayatılan Allah kavramından bahsediyorum.
Anımsarsınız Allah için, İslam için AKP'ye oy veriyoruz diyen, yazık ki son dönemlerde çoğunluk haline gelmek üzere olan güruhtan bahsediyorum.
Bir ara eski Savcı İlhan Cihaner'e uzandılar ve ilginç şekilde geçmişi anımsattı, duymayanlar varsa duysun, unutanlar varsa anımsasın diye kısa bir tapesini çıkarttım.
Umarım ders alan çok olur.
Timur Soykan soru: Maden şirketleri çok mu güçlü, çok mu para dönüyor, bu gücü nereden buluyorlar?
İlhan Cihaner: Bir rakam vereyim belki bu sorunuzun cevabı olur Timur Bey. 2001-2019 arası Türkiye'deki altın madenciliğinden elde edilen kısmen bugüne göre daha düşük olduğu, firmaların elde ettikleri gelir 8,5 milyar dolar.
İbrahim Gündüz kitabında araştırarak rakam vermiştir.
8,5 milyar dolar beyan edilen rakamdır, çünkü devlet payı ona göre alınıyor ki, son yıllarda arttırılmış olmasına rağmen ve devletin bundan aldığı oran da 550 milyon dolar.
Bu her şeyi yaptırır, düşünün İliç'te yöre halkının rızası şöyle alındı.
Önce oradaki kanaat önderleri, muhtarlar, yöneticiler, kaymakamlar, gazeteciler Kanada'ya bir geziye götürüldü defalarca.
Orada güvenli, sıkıntısız üretim oluyor, siz de bunu yapacaksınız falan gibi şeyler yapıldı, sonrasında adeta oradaki köyler yerinden kaldırılıp başka bir yere, daha modern binalar yapıldı.
Tüm harcadıkları para yanlış hatırlamıyorsam 20 milyon dolardı ki, sanırım buna madenin yatırımı da dahildir.
Elde etikleri gelir 8,5 milyar dolardan bahsediyoruz, artı sizi burada çalıştıracağız diye yörenin rızasını böyle sağladılar.
Buna karşı çıkmak, sizin dediğiniz gibi itiraz çıktığında hemen bu mekanizma devreye giriyor, siyaset devreye giriyor.
Örneğin Binali Yıldırım oralı olması nedeniyle itiraz eden insanlara, bunların kişisel çıkarları zarar gördüğü için karşı çıkan insanlar dedi.
Şu görüntüyü gördüğünde Binali Yıldırım acaba azıcık utanacak mı?
Murat Ağırel soru: Bozkurt soy isimli bir savcı vardı, siz dosyayı yürütmeye
başladığınızda. Maden şirketinden rüşvetle iş yapıldı ve AKP'li bir bakanın
oğlunun avukatlık ofisiyle birlikte yapıldığını söylemiştiniz, yanlış mı
hatırlıyorum?
Evet, bu soruşturma dosyasına da girdiği için ancak dediğim gibi etkin bir soruşturma yapılmadı, yani yeni bir polemik yaratmak ne kadar doğrudur biliyorum ama bu siyasetle, bu tarz büyük sermayenin müdahale ettiği olaylarda siyasetin ne kadar müdahil olduğunun da göstergesi aslında.
Sadece savcıya rüşvet verilmemişti örneğin elektrik hattının çekilmesiyle ilgili TEK'e de o dönem o hatla ilgili birtakım sorunlar olduğu için TEK'e de rüşvet verildiği iddiaları vardı Amerikalı yöneticinin.
Üstelik bunu kendileri söylüyorlar bize, ama hepsinin üzeri kapatıldı etkin bir soruşturma yapılmadı, en azından hani masumiyet karinesine güvenerek söyleyelim ya da inanarak söyleyelim fakat burada asıl sorun bence, en az bu yaşadığımız çevre felaketi kadar yargının geldiği durum.
Yani normalde yargının bu konularda kamudan yana, çevreden yana, yurttaşın geleceğinden yana bir pozisyon alması gerekirken baktığınız zaman iktidarın, dolayısı ile iktidarı belirleyen sermayeden yana davranması gibi bir durum söz konusu.
Yargılama kültürü değiştirildi, örneğin bugün adalet bakanı diyor ki 4 tane savcı görevlendirdim.
Keşke o 4 savcıyı ya bu madenle ilgili bu kadar iddia var, daha ileri 2002 yılında bir felaket yaşanmış, şunu etkin bir soruşturun deseydi.
İç içe geçen ok fazla şey var, sayın Küçük Teknik boyutunu yeterince açıklamıştır ama bildiğimiz bir şey var, dünyada artık terk edilen ör; AB'nin 2010 yılında aldığı bir tavsiye kararı var.
Siyanür yöntemiyle altın üretiminin yasaklanması gerektiğine dair.
2000 yılında Romanya'da meydana gelen Tisa ve Someş faciasında nehre karışan siyanür nedeniyle, şu an Fırat bu tehlikeyle karşı karşıya.
Herkes kendine düşen hisseyi çıkartsın daha ne diyeyim?
Belki üzerine ileride yorumlar yaparız, şimdilik not olarak arşivimizde kalın ve kalırken Erdoğan'ın 550 milyon dolar için ülkenin talanına göz yumduğunu ve en önemlisi de bu kadar az para karşılığı ülke kaynaklarını yabancı firmalara peşkeş çekmesi bir yana, hepimizin vergilerinden 40+40=80 milyar dolarımızı sığınmacılara yedirdiğini asla unutmayın.13.2.2023
A. Dursun
.png)
.png)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder