8 Ağustos 2025 Cuma

Alnı secdelilere soruyorum, 19 ayda tek emekliden çalınan 3.224.679 TL nerede?

Bir vatandaş isyanını ek cümleyle özetlemiş ve tam isabet etmiş, 19-20 ay içinde başımıza örülen çoraplar isyan ettirmiş.

Vatandaşın anlatım tarzı ve videosu...

Mecliste en düşük emekli aylığını 16 bin 881 liraya yükseltilecek düzenlemenin de yer aldığı torba kanun teklifi görüşüldüğü günleri geride bıraktık.

Hayli tartışmalar, hayli yoksulluk öyküleri, özellikle de sürekli yapıldığı üzere asgari ücretli ve emekli üzerinde yoksullaştırma operasyonları yaşadık.

Resim... 

Fakat bu miktarı bile çok gördükleri alenen ortada. 

Ne utanma duygusu kalmış ne arlanma duygusu, adamlar sanki müstemleke valileri, hepsi birer koltuk kapmış kahkahalar içinde tecavüz ettikleri vatandaşın ardından gülüyorlar.

Bunu sadece ben demiyorum, hani Fettoş döneminde "Kız Bekir" diye iddialarla gündeme gelen Bozdağ bile isyan etmiş durumda.

Yeni Yol grubu adına (DEVA Partisi İstanbul Milletvekili) Elif Esen’in dakika 4:09’da söylediği "bugün olması gereken emekli maaşı ise yaklaşık 35 bin TL" sözlerine AKP grubundan kahkahalar yükselince Bozdağ bile tepkisiz kalmıyor ve "kahkaha atan arkadaşı dışarıya davet ediyorum, genel kurulu terk etsin" diyor.

Dikkat edin Genel Kurul yani gazi meclis denen yer, yani milletin bağrı, yani balon değil, boru hiç değil doğrudan doğruya milli iradenin tecelligâhı.

Ve sen buraya gelip aşağıladığın, arkasından güldüğün, sırtına basarak ikbal tesis ettiğin zavallı halkın vergilerinden 300 bin TL maaş alacaksın ve orada otursun diye sana oy verenlere bu hakareti yapacak, seçmenini bile uyutacaksın.

Onların neyi yutacağı bizi ilgilendirmez fakat zamanı gelip halktan merhamet dilendiğin gün hem sen hem senin gibi neredeyse birebir aynı olanlar yani milli iradenin tecelligâhından halka "Kuru ekmek yiyorsa aç değildir" diyenler, unutmasınlar ki mutlaka ama mutlaka hesap vereceklerdir.

Bu hesap tarihteki yerini öylesine alacaktır ki, nesiller boyu Türk Milleti'ne ihanet edenler asla unutulmamış olacaktır, benden söylemesi.

Nasıl olsa gelecek de bir gün gelecek.  

Gerçeklere bakacak olursanız Milletvekili Elif Esen bilerek ya da bilmeyerek gerçeği aslında söylemiyor.

Ben 21 yıllık emekliyim, 20. yılımda yani geçen yıl Erdoğan'a da yolladığım "benim maaşımdan her ay çalınan miktarların 20 yıllık (240 ay) toplamının 9.839.040 TL olduğunu, bu paramı kimin çaldığını, kimlerin bu soyguna sessiz kaldığını bulmasını ve hesap sorması gerektiğini" paylaştığım anda eski adıyla twitter olan hesabım kapatılmıştı.

Bu miktar 19 Ocak 2024 itibarı ile yapıldığı için o gün dolar kuru ile bugünün dolar kuru arasındaki fark ile kaybım daha da artıyor. 


A. Dursun olarak kendime yontuyor görünebilirim fakat TCMB'nın kendi yayınına bakarsanız doların o gün 30.176 TL'den işlem gördüğünü anlarsınız.

Bunun anlamı da 326.055 dolarımın çalındığıdır.

Bugünün kuru ortalama 40.066 TL olduğuna göre geçen yıl benden çalınan 326.055 dolar şimdi 13.063.719 TL yapıyor.

TL üzerinden bakacak olursak 13.063.719-9.839.040=3.224.679 TL, son 20 aylık süreçte sadece A. Dursun olarak benden çalınan rakam 3.224.679 TL ediyor.

Yazılarımı takip etmeyenler bu rakamların nasıl bulunduğunu bilmezler, tesadüfen öylesine göz atanlar anlamayabilirler ancak Türkiye’yi emekliler için Epstein Adası yapacak hain Kaçak Saray’da mı, kim bu kaçak saray haini? başlıklı yazım ve yazıda verilen linklerle bu hesapların nasıl yapıldığı, hangi belge ve bilgilere dayandığını görürsünüz. 

Çorbada sinek, torbada kanun olmaz demiştim, olursa bu günleri yaşayacağımızı defalarca izah ettim ama anlayan kalmadı. 

TBMM-Sıra Sayısı: 217 

İŞKUR’a özel istihdam büroları tarafından iletilmesi öngörülen kişisel verilerin kapsamının düzenlemede açıkça tanımlanmadığı, dolayısıyla bu verilerin türü, sınırları ve kullanım amaçları bakımından belirsizliklerin bulunduğu, bu bağlamda veri işleme süreçlerinde açık rıza unsurunun yer almamasının özel hayatın gizliliği ilkesine aykırılık teşkil edebileceği, ayrıca kişisel verilerin güvenliğine ilişkin yeterli teknik ve idari önlemlerin alınmaması durumunda bu hususun potansiyel veri ihlallerine zemin hazırlayabileceği, öte yandan özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi tanınmasının kadınlar, öğrenciler ve emekliler başta olmak üzere toplumdaki dezavantajlı gruplar açısından yeterince istihdam edilememe sonucunu doğurabileceği, bunlara ek olarak söz konusu büroların yaygınlaştırdığı esnek ve geçici çalışma modelleriyle işçilerin kıdem tazminatı, yıllık izin ve iş güvencesi gibi temel haklardan mahrum bırakıldığının değerlendirildiği... 

.../... 

Madde 18

Teklifin çerçeve 18’inci maddesi; madde ile 5510 sayılı Kanunun ek 19’uncu maddesinde yer alan "14.469" ibaresinin yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan emeklilere ve hak sahiplerine dosya bazında 14.469 TL olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutarının 2025 yılı Temmuz ayı ödeme dönemi itibarıyla 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki emekli ve hak sahiplerinin aylık artışında uygulanan 2025 yılı Ocak-Haziran dönemi için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel endeksindeki değişim oranı olan %16,67 oranında artırılması amacıyla kabul edilen önerge doğrultusunda "16.881" şeklinde değiştirilmesi suretiyle kabul edilmiştir. TORBA KANUN

Şimdi yeniden ve hep birlikte biz olup soralım.

Bu sefer alnı secdeli olsun olmasın, oy versin vermesin, bu ülkede yaşayan her emekliye, onların eşlerine, çocuklarına diyorum ki sorun, hepiniz sorun.

Eğer elden ayaktan düşenler varsa onlar adına da çocukları olarak siz sorun.

19 ayda tek emekli olarak benden çalınan 3.214.245 TL ya da sizlerin hanelerine girecek paraları çalan kimdir diye sorun.

CİMER'e yazın, Maliye'ye daha ötesi TBMM'ye ve doğrudan Mehmet Şimşek ve tüm sorumlulara sorun paramızı kim çalıyor.

Örneğin Ali Yalçın'a da mektup yazıp sorun.  

Eğer sormayacak olursanız bu soygunda sizlerin de parmağı var demektir.

Benden söylemesi.

İsterseniz Ali Yalçın'a kısa bir bakış ve analiz yapalım. 

Ali Yalçın bir sendika başkanı gibi değil kendisini bir diplomat sanıyor görünmektedir. 

Bunun iki nedeni olabilir, ya şişirilmiş egosu ile cehaleti birleştirilip ortalık yere salınmıştır ya da çok bilinçli bilerek hareket eden, iyi eğitimli bir odağa hizmet eden biridir diye düşünmek zorunda kalıyorsunuz. 

Nitekim Yalçın'ın şeriat özlemi içinde yanıp tutuştuğunu, kız ve erkek sınıfların ayrılması gerektiğini söylemesi bir tesadüf değildir. 

Bir misyonun eseri olduğu ve bu minvalde misyonerlik yaptığını artık gizleyemez olduğu görünmektedir zira kendisinin vahiy ile çalışan biri olduğunu neredeyse Erdoğan'a bile söylettirecek gibiydi.

Ali Yalçın 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili olarak konuşuyor. 

Konuşmasının 3:12 dakikasında "Biz, sahadaki durumu okumakla ve yetkililere duyurmakla, bunu bazen diplomatik görüşmelerle bazen yaptığımız araştırmalarla ve çalışmalarla açıklamakla mükellefiz" diyor. 

Yalçın kendisini diplomat, icrasını da diplomasi sanmakta değilse, bunun derinlemesine analizi gerekmektedir.

Diplomasi ve diplomat kelimelerinin anlamını birileri Yalçın'a anlatmalı, zira Türkiye Cumhuriyeti ile diplomatik görüşmeler yaptığını PKK üyesi biri söylese bu kadar zırvalamış demezdim çünkü onlar kendilerini devlet olarak gördüklerini defalarca ilan etmişlerdi.

Diplomasiden bahsedebilmek için en az iki devlet olmalı çünkü diplomasi devletler adına yapılan görüşmelerdir, yapanlara misyoner denemeyeceği için diplomat denir, zira misyonerliği sanırım herkes ama özellikle de İmam Hatip Vakfı bağlantısı olanlar biliyor. 

Bildiğim kadarı ile PKK'nın üyesi ya da onlar adına sözcüsü olmadığına göre sormalı bu adama "hangi devlat adına diplomasi yürütüyorsun, yoksa KaçAK Saray'da hazırlanan şeriat anayasası ile İstanbul başkentli ASRİKA İslâm Devletler Birliği adıyla bir devlet kurdunuz da bizim mi haberimiz yok" denmelidir. 

Ali Yalçın'ın bir diplomat olmadığı ortada olunca neden "diplomatik görüşmelerle" ifadesini kullandı, asıl soru budur.

Nedenini anlamak açısında, yeni düzen kurucusu bağlamında varlığı ortaya çıkan İstiklal Mahkemeleri gibi geçici mahkemeler veya araştırma komisyonları gibi komiteler "ad hoc komiteler/amaca özel komiteler" tanımına bakmamız gerekir diye düşünüyorum, nitekim İstiklal Mahkemeleri'ni bu bağlamda ifade etmek tamamen bana ait düşünce olsa dahi bu bağlamda da düşünülmelidir.

Bu alanda faaliyete de "ad hoc diplomasi/amaca özel diplomasi" tanımı yapılabilir. 

Ali Yalçın misyonunun kendisine yüklediklerine paralel olarak belki de PKK ile Türkiye'nin masaya oturmasını perdelemeye de çalışıyor olabilir ya da fukaralıkla boğuşan bir millet yaratıp teslime zorlanan ülke için çabalıyor da olabilir.

Olabilir diyorum çünkü elde ispat niteliğinde belge olmasa bile bunu sanki ispatlamaya çalışır davranış kalıpları var, örneğin KKTC'de asgari ücret 2025 ocak ayında net 37.818 TL olan asgari ücret net 44 bin 546 TL'ye yükselmiş durumda.

Demek ki Ali Yalçın'ın "diplomatik görüşmelerle" ifadesi diplomatik olmaktan öte ad hoc diplomasi bağlamında bir ifade arz etmektedir ki PKK'nın demokratikleşme ifadesi de bu bağlamda ifadedir.

Zira PKK ve yandaşlarının demokratikleşme dayatmaları Türkiye'deki başta Bahçeli ve Özgür Özel dahil birçok siyasetçiden de destek bulmaktadır ki Erdoğan bunu zaten tek adam rejimi için yetki istediği günlerde şahsen sıranın Lazistan'a da geleceğini dile getirmişti.

Bu dayatmaların örtüsü barış dayatması olsa dahi buna barış diyemiyorum zira barış devletler arasında olur, tıpkı diplomasi gibi.

Belki de teröristle devletin anlaşması sadece bir görüntüden ibaret olabilir, bilemiyoruz.

PKK'lı (DEM sözcüsü) Ayşegül Doğan'ın Irak'ın Süleymaniye kentinde silahların bırakılma töreninin 11 Temmuz 2025 Cuma günü olacağını söylemesi İngiltere ve İrlanda Cumhuriyeti hükümetleri arasında 1998'de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması sinyali olduğu açık ve netti.

11 ay aç mısın diye sormayan deyyus, 1 ay boyunca oruç tutuyor musun diye soruyor hala anlayamadın mı?

Sosyal medyadan sana mübarek cuma mesajları yollayanların kim olduğunu biliyor musun ki başına örülen çorapları bilesin?

Bakınız yandaş 2018 yılında ne yazmış?

ABD ve müttefikleri sadece son iki yılda Suriye’nin PKK’sı PYD’ye 5 bin TIR’ın üzerinde ağır silah ve bomba gönderdi diyor, yandaş bu hiç yalan haber yazar mı? 

Ben söylemedim, AKP'nin koşulsuz destekçisi yazmış, iyi de başka bir yandaş silah bırakma görüntülerini video ile paylaşıyor.

Her ne kadar temsili görüntü denecek olsa dahi görüntülerde ağır silahlar yok.

ABD'nin PKK'ya ağır silahlar verdiğini herkes biliyor, bunu saklamıyorlar bile, Fuad Şahbazov'un 2024 tarihli yazısına bakarsanız kapsamlı detayları da görürsünüz ancak buna rağmen PKK silah bırakıyor dedikleri bir takım sıradan silahlardan başka bir şey değil. 

Öyleyse ağır silahlar nereye ya da kimlere verilecek? 

Bunu anlamak için bence Melbourne Uluslararası Hukuk Dergisi'nin Türkiye-PKK analizine de göz atın derim.

Türkiye'de yapılan açıklamaya göre "silahlar yakılarak imha edilecek" söyleminin de koca bir yalan ya da fiyasko olacağı aleni görünmektedir. 

Bu arada eleştirel yaklaşım mıdır yoksa daha evvel yapılmış Emine Erdoğan'ın görüntüleri özel hayattır söylemine uygun mudur anlayamadığım şekilde Akyazı’da bir adamın "Papazı da günaha soktu" söylemi hakaret kabul edilmiş ve görevden alınmış.

Akyazı'yı bilenler bilir, ha Taliban rejimi ha Akyazı, tıpatıp aynı.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın talimatı ile mi işlem yapılıyor bilmiyorum ama bunların tamamı tek merkezden düğmeye basılmış gibi hareket ediyorlar, Kürdistan'ın resmileştiğinin örtülmesi için çabalıyor gibiler.

Yalnız onlar değil ABD'nin her ihtiyacı durumunda devrede olanlar çok, örneğin MÜSİAD, Memur-Sen koro halinde çocuklar işçi olmalı seferberliğindeler, Tıpkı 'Amerikan G.I. Joe'ları gibiler.

Amerikan deyince aklımıza B.elçi Tom Barrack ve söylemleri  geliyor.

Öyleyse dönelim tekrar konuya. 

"PKK-Türkiye ikilemi gerçekten karmaşık. Ve YPG, IŞİD'le savaşmak için ittifak kurduğumuz PKK'nın bir yan kuruluşuydu. Yani, ortaklarımız oldukları için onlara borçlu olduğumuz yönünde büyük bir his var. Asıl soru şu: Onlara ne borçluyuz? Onlara bir hükümet içinde kendi bağımsız hükümetlerini kurma yetkisini borçlu değiliz. Tek bir Suriye Hükümeti ile nasıl bütünleşecekleri konusunda makul bir yaklaşımın olacağı yeni bir rejime geçişi sağlamalarını borçluyuz. Suriye, federalizm altında bir Suriye olamayacağı pozisyonunu aldı. Dürzi gibi giyinmiş ayrı bir Dürzi gücü; Alevi gibi giyinmiş ayrı bir Alevi gücü; Kürt gibi giyinmiş ayrı bir Kürt gücü vb. olamaz. Tek bir varlık olacak. Yedi aydır iktidardalar ve bu çıkarları uyumlu hale getirmeye çalışıyorlar. SDG için bu çok zor bir konu, ama bunu anlıyoruz" diyor hem uyuşmamışken hem ayakta sallanamadan konuşurken söylüyor.

Yani kendinden geçmiş vaziyette değilken söylüyor bütün bunları.

Konuşmasına baktığınızda Türkiye’deki Kemalist tezleri savunduğunu iddia edenlerin söylemlerine uygun görünüyor ama sadece görüntü mü yoksa gerçekten dediklerini yapar mı bakacağız. 

Öyleyse kavramsal açıdan Barrack bize ne katacak görelim.

1865'da Birleşik Krallık'ta kurulup, 152 ülkede bağış ve hayır işlerinde bulunan Protestan örgütün adıdır Barrack, aynı zamanda da Kurtuluş Ordusu anlamına geliyormuş.

Protestan yardım örgütleri bağlamında bakmak biraz endişeli gelebilir, Protestanların Katoliklerden daha çok Ortodokslarla uyumlu çalışabileceğini düşünmek, buradan Ortodoks camia nedeniyle olguyu Rusya'ya bağlamaya çalışmak eminim sizlere de anlamsız gelmiş olsa bile bu ABD, en az 50 yıllık projeler yapıp hayata sunuyorlarsa neden olmasın diye insan aklından geçirmiyor olamaz. 

Zira 2021 yılında "Papa Fransis, Irak'a Ekümenik için mi, Kürdistan için mi gidiyor" sorgulaması yapmam, düşünebilenler için bir tesadüf değildi. 

Gelişimler her şeye gebe durumda, her an her şey olabilir.

Bakarsınız Engin Özkoç'un "PKK ve Bölünme için Gizli Oturum yapıldı" dediği gibi bir delikanlı daha çıkıp "TBMM'de Türkiye'nin yüzde kaçı Kürdistan yüzde kaçı Lazistan olacak tartışması yapıldı" diyebilecek mi bilmem fakat anlaşılan bu tartışmalara ok zaman kalmadı.

Sayfanın başındaki vatandaşın söylediği gibi alnı secdelilerin ülkeye verdiği zarar ortaya konulmadan, ülke yeniden tesis edilemeyecek gibi.

Yoksullaştırılan vatandaş ne haberlere bakabiliyor ne açlığını bastırabiliyorken istediğin kadar gündem değiştir, istediğin kadar sahte diplomalarla ülkeyi ele geçirme operasyonları yap hiç fayda etmez.

Sadaka ekonomisi bile iflas etti, zira zengin zaten sadaka vermiyordu, artık vatandaş da veremiyor. 

Gerçekten, "ülkeyi rakıcılar kurdu, zemzemciler batırdı" diye ortalıkta dolaşanlar var ya, ben bile artık bu sözün doğru olduğuna inanmaya başladım. 

08.8.2025

A. Dursun 

 


DİPLOMATİK PROTOKOL ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Diplomatik Temsilciliklerde Diplomatik Statüyü, Konsolosluklarda Konsolosluk Memuru Statüsünü Haiz Personel ile İlgili Protokol Esasları Hakkında Yönetmelik  

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No. 7538/Kabul Tarihi: 9/1/2025 

Aday Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması halinde Cumhuriyet ölümcül yara alacak, Türk tarihi makas değiştirecek, millet bölücülüğün kafesine hapsedilecektir. Aday Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması Sevr taraftarlarının 94 yıl sonra Çankaya çıkması demektir. 19 Temmuz 2014/mhp.org.tr 

Partimiz, taşıdığı milli sorumluluğun ve yapıcı siyaset anlayışının gereği olarak “Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” temasıyla 9 bölgede 81 ili kapsayacak şekilde “Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” düzenleyecektir. 21 Haziran 2025-Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik/mhp.org.tr

Başbakan Erdoğan şereften ne anlamaktadır?

Şerefsizlik bundan böyle kimin boynunda asılı duracak ve kimin sıfatı olacaktır?

Bize şerefsiz diyerek küstahça hakaret eden Başbakan, kalan yıllarında şereften nasıl bahsedecek ve bu alçalmayı nasıl izah edecektir?

Başbakan Erdoğan’ın PKK’yla yaptığı pazarlıkların özünde ve esasında Türk milletini etnik temelde ayrıştırma hesabı vardır. MHP-ADAY TANITIM TOPLANTISI 

 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun kellesi için ödül 50 milyon dolar oldu.

Paralel devletin Diyanet'teki uzantısı ve Diyanet'teki cuntanın başı.

Prof.Dr. Şinasi Gündüz, Kemalist sistem tam bir foseptik çukuru.

Sahteci Abdülhamid Kayıhan OSMANOĞLU, Edep yahu… 

Bir gecede cahil kalan şehzade, diplomasını 29 dakikada almış.

Selin Şenocak: Hilafet yeniden gelmeli!

Teröriste eğitim MEB'den, HTŞ'yle protokol: Türkiye Suriye'ye öğretmen yetiştirecek. 

Stadyumda tekbir, sahnede yakarış: TÜGVA’dan final şovu. 

PKK Gençliği, Kürt Mahalleleri İçin Mücadele Ediyor.

Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı

Barrack’tan DSG açıklaması: Amerika'ya gelip bizimle yaşamak isterlerse, bunu yapabilirler.

DSG: Silahlarımızı teslim etmeyi reddediyoruz.

Türkiye’ye iade edilmek istiyoruz diyenler kim?

ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile DSG Komutanı Abdi bir araya geldi: 'Birlik zaman geldi'.

AK Partili Fırat: Silah bırakma meselesinde Kürdistan Bölgesi'nin rolü çok büyük.

Dürziler: 3 lider, üç farklı siyasi yol. 

Duran Kalkan, demokratik entegrasyon yasaları Türkiye'nin temel demokratikleşme yasaları.

Sezai Temelli: Bütün mücadelemiz barış içindi, demokratikleşme içindi.

‘Şeyh Said ve Hakikat Çalıştayı’nın sonuç bildirisi yayınlandı: Mezar yeri açıklanmalı.

Van Barosu Başkanı’ndan ‘Kürdistan bayrağı’ için Başbakan Barzani’ye çağrı. 

Barzani, PKK kongresinde alınan kararlarda önemli bir rol oynadı. 

Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Qazi Muhammed 78 yıl önce idam edildi.

Beşikci: Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı uluslararası hukukun gereğidir.

İngiliz heyetten Rojava’ya üst düzey ziyaret: Mazlum Kobani’den açıklama.

Mazlum Abdi: Ahmed Şera ile stratejik konularda anlaşmaya vardık.

DEM Parti’den Fatih Altaylı’ya çok sert tepki: Haddini bil!

Katilleri meşrulaştırıp şehitleri aşağılayanlar/PKK'NİN SİLAH BIRAKMA TÖRENİttps://archive.is/z4ZO3 

Rasim Ozan Kütahyalı: PKK Malazgirt’te kongre toplayabilir, Öcalan da katılabilir.

ABD’nin İran saldırısının faturası, 40+40 milyarın yanında lafı mı olur 

PKK ve IŞİD misyonunu tamamladı: Trump, Şara’dan DSG’nin kontrolündeki IŞİD kamplarını devralmasını istedi.  

Doğu Perinçek PKK’lılar için af kanunu çıkarılmasını istedi 

‘Öcalan cezasını evde çeksin!’ 

DEM Parti, "Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi sorumluluk."

Arap aşiretleri DSG’ye destek açıkladı: ‘Ortak bir davanın sahipleriyiz’.

Hakan Fidan: İstikrarsızlaştırmaya devam ederseniz Suriye'ye müdahale ederiz.

VİDEO: HÜDA-PAR: Azerbaycan, Türkiye üzerinden İsrail’e yakıt gönderiyor. 3.10.2024

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık: Ortadoğu artık eskisi gibi olmayacak.  

https://ahmetdursunarsivi.blogspot.com/2021/01/erdogann-911-ikiz-kule-saldrsndan-28.html 

Erdoğan, nothing will be the same after (artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak)

Şam-Ankara yakınlaşmasına karşı olan gruplar: Şehitlere ihanettir.

Mazlum Abdi, Minbic’ye yaşanan bombalı saldırıyı sert şekilde kınadı.

Van Barosu Başkanı’ndan ‘Kürdistan bayrağı’ için Başbakan Barzani’ye çağrı.

İngiliz Büyükelçi: BP, Kürdistan Bölgesi ile de görüşecek.

Miroğlu’ndan Başkan Barzani ve Mazlum Kobani paylaşımı.

Mazlum Abdi'den ateşkes ve Türkiye'nin endişelerine ilişkin açıklama.

Barzani: Güçlü bir Kürdistan bilgi dolu nesillerin eseri olacaktır.

Ne kadar sığınmacı o kadar Kürdistan diyen CIA'nin çocukları arabuluculuk söylemine isyan etti, "Size mi kalmış arabuluculuk yapmak"

Said'in çocukları CIA'nin pezevenkleri.

Şeyh Said Derneği'nden kayyım açıklaması: İnsan haklarına büyük bir darbedir

Dersim katliamının 87’nci yılında Seyit Rıza Meydanı'nda anma.

HÜDA-PAR Sözcüsü Ramanlı: Şeyh Said, İslam kahramandır.

Adalet Bakanı Tunç'tan Öcalan açıklaması: Tecrit söz konusu değildir.

‘Haysiyet cellatları’ diyen Metiner’den sert ‘HADEP’ açıklaması!

PYD ile Türkiye arasında arabuluculuk yapan Semavi: Görüşmelerin kesilmesine Davutoğlu neden oldu

Abdullah Öcalan görüşmesinde iki şart öne sürdü.

Resmi Terör devletini Türkler kursun. DEM Parti’den Abdullah Öcalan çağrısı.

Herkes silahlansın diyordu haklı gibi. ‘Öcalan'ın Ankara'da oturacağı ev hazır, buradan DEM’i yönetecek’

Öcalan'a ev için, İmralı'da inşaat başlattılar.

AÇIKLAMANIN SUÇ OLDUĞUNU BİLİYORUM-PKK ve Bölünme için Gizli Oturum yapıldı.

Kürdistan başbakanına umut hakkı: Yeterince Türk öldürün affedileceksiniz der gibi.

Türkiye vatandaşlığına geçen Suriyeli milletvekilinin vekilliği düşürüldü.

Mazlum Abdi, Türk Saldırılarının Hedefleri bölgeyi istikrarsızlaştırmaktır.

Birleşik Krallık: Suriye rejimi (Esad) ve müttefikleri, Halep’teki çatışmaların sorumlusu.

Suriye muhalefet heyeti başkanı Tuime: Siyasi çözüme varılmadan Türkiye Suriye’den çekilmez 

Kürt Parlamenter: Ermenistan'daki Kürtler pasaportlarına uyruklarını yazdırabiliyor.

Eski Peşmerge İzmir'de simit satıyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder