Aç gözünü seyret, tekrarı yok bunun...
Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı derdi,
eskilerimiz, büyüklerimiz.
Neden derlerdi?
Çünkü aydınlanma çağına doğru gidiyorduk, eski eksikleriyle
yetersiz kalıyordu, bir bakıma haklılardı.
Ancak öyle bir zaman yaşıyoruz ki, o bitleri arayıp bulamaz
konuma getirildik.
Bunu laf olsun diye söylemiyorum elbet.
Özellikle İslamcıların egemen olduğu toplumlardaki
dejenerasyon (bozulma) nasıl işlemiş minicik bir özetle görelim istedim.
Açıkçası o bit pazarını çok arar durumdayız, teknolojide
başkalarının buluşlarını kullansak dahi, toplum olarak bırakın bir adım öteye
gitmeyi, 1.400 yıl öncesinin karanlık çağlarına gittik.
Şimdilerde bırakın nezaketi, kızlarına şehvet duyan
babaların var olabileceğini ve İslam'ın buna cevaz verdiğini öğrendik.
Karanlık çağa gittiğimizin işareti olarak da, yetkililerin
bu tür olumsuz eleştirilere kızıyor, daha ötesi tecavüz fetvalarına destek
çıkıyor olması, gerçeklerin görülmesine yetmiyor mu dersiniz?
Bunda suç elbet ki tek bir partinin değil, muhalefet de
sessiz kalmış, toplumu bu nedenle sindirmişlerdir.
Neyse biz bakalım kısacık geçmişe...
Hürriyet partisi adayları-8.10.1957
Darüşşafaka'dan Mevlîd, Atatürk ve Annesinin anılması
İsmail Cem-30.10.1975
Başörtüsü-16.11.1975
Topal leyleğe tecavüz. 18.4.1976
Atatürk Türkiye'dir-11.11.1977
İlber ortaylı-13.2.1983
Almanlarla ödeştik-2.5.1987
Atatürk bir zamanır-8.11.1987
Fransız devrimi 200. yıl-7.7.1989
Mürteci Erbakan, laikliğin bekareti-7.4.1997
Tepeden inme-26.5.2002
Cuma düzenlemesinden sonra, cima düzenlemesi de olacak mı, Diyanet mi, kerhane mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder