Türkiye'den okunmasına engel konan yazılarım oluyor.
Bunlardan birini de sayfa sonunda sunuyorum.
Yazık ki devletin tüm kademelerine yaptığım başvuruda sonuç
alamadım.
Bu da, hükümetin bu tür operasyonlara izin verdiği, özel
hacker gruplarıyla iş birliği ve teşvik içinde olduğu anlamına gelmektedir.
Devletin her kademesine yaptığım başvuruların, görüşme
kayıtlarım elimde mevcuttur.
Devleti elinde tutmak isteyen güçler, dilediğince at
koşturacak mecra olsun istiyorlar.
Neyse ki teknolojinin her yerinde bir fırsat doğmaktadır.
Örneğin ücretsiz olan Zen Mate'den o yazımı okuyabilir, videosunu
izleyebilirsiniz.
Gelelim bu güne...
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, bir konuşma yapmış.
Konuşmasında Türkiye'nin asker bulundurmasının
gereksizliğine değinmiş ve ardından ilginç, vurgulu ve manidar bir şekilde, istihbarat
çalışmalarının, teröristlerle yolsuz, hırsız, uğursuzların bir şekilde
yollarının kesiştiğini anlatır tarzda konuşmuş.
Adam koca bir ülkenin başbakanı, elinde istihbarat
birimleri, teknolojileri vs...var.
Her halde bizimkiler ne kadar istihbari bilgiye dayalı
hareket ediyorsa (!!!), İbadi de o kadar bilgiye dayalı konuşuyordur.
Nitekim IŞİD ile mücadele edebildiklerini belirttiğine göre,
IŞİD'in elindeki bilgilere de ulaşma imkanı olduğu aşikardır.
Benim asıl merak ettiğim şudur.
17/25 Aralık yolsuzluğu, İbadi'nin tanımladığı olgunun
neresinde ve ne kadardır?
Her şeyin olduğu gibi, bunun da kokusu yakında çıkar.
Ne de olsa bizimkiler İsrail'den özür dilettirip, Putin'e
bile kafa tutmadılar mı?
Duyarsanız şaşırmayın, bizim algılamadığımızı birileri
algılar ve efendilerimizi gaza getirerek mutlaka karşılığını camlarına koyarak okuttururken
bizler de dinlemiş oluruz.
İşte o zaman bizimkilerin, Uluslararası Ceza Mahkemelerinde
yargılanmasında kullanılacak yeni argümanlar da oluşturulmuş olacaktır.
Ne de olsa IŞİD, Erdoğan ve hükümeti "elimizde Bilal'ın
belgeleri var" diye tehdit etmemiş miydi?
(Aşağıda okunur şeklini vereceğim)
Yoksa İbadi neden IŞİD, istihbarat ve yolsuzluk kelimelerini
aynı anda kullansın ki?
Zaman her şeyin ilacı olduğu gibi, bu sorumuzun da ilacı
olacaktır.
10.01.2016
A. Dursun
İbadi'nin konuşması İngilizce ve Arapça için...
***

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder