Muhammed bin Hamza'nın Kuran
tercümesi
AYDIN Turunç adlı okurum, 26.12.2008 tarihinde yayınlanan "Nur Suresi, 31. Ayet (24:31)" adlı yazım için, Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan, (Dr. Ahmet Topaloğlu'nun yayına hazırladığı) Muhammed bin Hamza'nın Kuran çevirisine bakmamı tavsiye etti.
Muhammed bin Hamza'nın çevirisi 1424 yılında, yani 584 yıl önce tamamlanmış. Yorumsuz ve sözcük sözcük yapılan bir çeviri. Üstelik Türkçeye yapılan ilk Kuran çevirisi. Bu bakımdan çok önemli. Aydın Turunç'a bu beklenmedik yardımından dolayı teşekkür ederim!
CİNSEL ORGANINI VE ZİYNETİNİ SAKLA
26 Aralık tarihli ve bazı Kuran çevirmenlerinin yanlış yorumlar yaptığını ileri sürdüğüm yazım, İslamcı yazıcıların saldırısına uğradı. Söz konusu yazımda Mustafa Sağ'ın çevirisine dayanarak Kuran'da (24:31) "baş örtmek" fiilinin bulunmadığını ileri sürmüştüm.
Şimdi Muhammed bin Hamza'nın Türkçeye yaptığı ilk çeviri imdadıma yetişti (S.283-284):
"Eyit mu'minlere: Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasunlar ferçlerini; ol arurakdur anlara." (24:30)
(Eyit/de,söyle=يقول)
Günümüz Türkçesi ile: "Söyle erkek inananlara: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve cinsel organlarını saklasınlar; bu onlar için daha temiz davranıştır."
"Dakı eyit mu'mine avratlara: Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasınlar ferçlerini. Dakı göstermesinler bezeklerini. Dakı bıraksunlar derinceklerini göncükleri üzre." (24:31)
Örtünsünler=أنها تغطي
Ört=غطاء
بِخُمُرِهِنَّ-(their covers-örtülerini)
AYDIN Turunç adlı okurum, 26.12.2008 tarihinde yayınlanan "Nur Suresi, 31. Ayet (24:31)" adlı yazım için, Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan, (Dr. Ahmet Topaloğlu'nun yayına hazırladığı) Muhammed bin Hamza'nın Kuran çevirisine bakmamı tavsiye etti.
Muhammed bin Hamza'nın çevirisi 1424 yılında, yani 584 yıl önce tamamlanmış. Yorumsuz ve sözcük sözcük yapılan bir çeviri. Üstelik Türkçeye yapılan ilk Kuran çevirisi. Bu bakımdan çok önemli. Aydın Turunç'a bu beklenmedik yardımından dolayı teşekkür ederim!
CİNSEL ORGANINI VE ZİYNETİNİ SAKLA
26 Aralık tarihli ve bazı Kuran çevirmenlerinin yanlış yorumlar yaptığını ileri sürdüğüm yazım, İslamcı yazıcıların saldırısına uğradı. Söz konusu yazımda Mustafa Sağ'ın çevirisine dayanarak Kuran'da (24:31) "baş örtmek" fiilinin bulunmadığını ileri sürmüştüm.
Şimdi Muhammed bin Hamza'nın Türkçeye yaptığı ilk çeviri imdadıma yetişti (S.283-284):
"Eyit mu'minlere: Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasunlar ferçlerini; ol arurakdur anlara." (24:30)
(Eyit/de,söyle=يقول)
Günümüz Türkçesi ile: "Söyle erkek inananlara: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve cinsel organlarını saklasınlar; bu onlar için daha temiz davranıştır."
"Dakı eyit mu'mine avratlara: Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasınlar ferçlerini. Dakı göstermesinler bezeklerini. Dakı bıraksunlar derinceklerini göncükleri üzre." (24:31)
Örtünsünler=أنها تغطي
Ört=غطاء
بِخُمُرِهِنَّ-(their covers-örtülerini)
Arapça bilenler için...
Günümüz Türkçesi ile: "Ve söyle inanan kadınlara: Gözlerini (harama
bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel organlarını. Ve göstermesinler
ziynetlerini (süslerini). Ve yakaları üzerine bıraksınlar örtülerini."
Görüldüğü gibi Muhammed bin Hamza'nın çevirisinde "başörtmek" diye bir şey yok. Ama cinsel organın adını kıvırtmadan, harbi yazıyor. Çünkü Arapça Kuran'da da "Saklasınlar cinsel organlarını (furujlarını)" yazıyor. O da harbi! Göğüslerin, memelerin gösterilmemesi isteniyor; başörtüsü bunları örtecek şekilde salınsın deniliyor.
Şimdiki kadınların "ferçlerini", göğüslerini saklamak için başörtüsüne gereksinimleri mi var? Hem yanlış çeviriyorlar, hem yanlış yorumluyorlar, hem de okuduklarını anlamıyorlar.
Muhammed bin Hamza'nın çevirisinde geçen Arapça "Ferç" sözcüğü 15. yüzyılda kadın ve erkek cinsel organı anlamına geliyormuş. (Muhammed bin Hamza, "Kur'an Tercümesi, İkinci Cilt (Sözlük)", Kültür Bakanlığı, 1978. S.216). Aynı sözcük günümüzde "kadın cinsel organı" anlamına geliyor. Arapça'da "farj" (tekil), "furuj" (çoğul)!
BİRİNCİ CİLT 1976. S. 13-16
Dr. Ahmet Topaloğlu, biraz kuşkuyla da olsa, Muhammed bin Hamza'nın, Molla Fenári lakabıyla tanınan büyük Türk bilgini, ilk şeyhülislám Şemseddin Muhammed bin Hamza olabileceğini yazıyor. (Muhammed bin Hamza, "Kur'an Tercümesi, Birinci Cilt, Kültür Bakanlığı, 1976. S.13-16). Dikkatinizi çekmek isterim: Molla Fenári eserlerini Arapça yazıyor. Muhammed bin Hamza'nın (Molla Fenári) Arapça'yı ve "furuj"un anlamını çok iyi bildiği ve çeviri eyleminde çok dürüst olduğu kesin! Ben onun çevirisine inanıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Başkanı ve İslamcı hanedanlar acep ne derler bu işe? Özdemir İnce- 22 Ocak 2008- Hürriyet
Görüldüğü gibi Muhammed bin Hamza'nın çevirisinde "başörtmek" diye bir şey yok. Ama cinsel organın adını kıvırtmadan, harbi yazıyor. Çünkü Arapça Kuran'da da "Saklasınlar cinsel organlarını (furujlarını)" yazıyor. O da harbi! Göğüslerin, memelerin gösterilmemesi isteniyor; başörtüsü bunları örtecek şekilde salınsın deniliyor.
Şimdiki kadınların "ferçlerini", göğüslerini saklamak için başörtüsüne gereksinimleri mi var? Hem yanlış çeviriyorlar, hem yanlış yorumluyorlar, hem de okuduklarını anlamıyorlar.
Muhammed bin Hamza'nın çevirisinde geçen Arapça "Ferç" sözcüğü 15. yüzyılda kadın ve erkek cinsel organı anlamına geliyormuş. (Muhammed bin Hamza, "Kur'an Tercümesi, İkinci Cilt (Sözlük)", Kültür Bakanlığı, 1978. S.216). Aynı sözcük günümüzde "kadın cinsel organı" anlamına geliyor. Arapça'da "farj" (tekil), "furuj" (çoğul)!
BİRİNCİ CİLT 1976. S. 13-16
Dr. Ahmet Topaloğlu, biraz kuşkuyla da olsa, Muhammed bin Hamza'nın, Molla Fenári lakabıyla tanınan büyük Türk bilgini, ilk şeyhülislám Şemseddin Muhammed bin Hamza olabileceğini yazıyor. (Muhammed bin Hamza, "Kur'an Tercümesi, Birinci Cilt, Kültür Bakanlığı, 1976. S.13-16). Dikkatinizi çekmek isterim: Molla Fenári eserlerini Arapça yazıyor. Muhammed bin Hamza'nın (Molla Fenári) Arapça'yı ve "furuj"un anlamını çok iyi bildiği ve çeviri eyleminde çok dürüst olduğu kesin! Ben onun çevirisine inanıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Başkanı ve İslamcı hanedanlar acep ne derler bu işe? Özdemir İnce- 22 Ocak 2008- Hürriyet
****
Bu yazıya bir yorum yapılmış.
Yalanla pazarlık olmaz!
KİM ne yaparsa yapsın, Cumhuriyet yalanla, fesatla, kalpazanlıkla pazarlık yapmamak ve asla uzlaşmamak zorundadır! Türbanı dinsel açıdan meşrulaştıracak hiçbir dayanak yok!
Başbakan'ın dediği gibi "Velev ki var", Anayasa'nın önüne mi geçecek dinsel dayanak? O zaman Anayasa'yı da değiştirirler! Değiştirirler ama siyaseten gayri meşru olurlar. "Anayasa'yı tebdil ve tağyir etmek"le suçlanırlar. Nisyan ile malûl olmayan hafıza-i beşer bunu yazmak zorundadır! (Anayasa'yı değiştirmekle suçlanırlar. Unutuş illetine tutulmamış insan belleği bunu yazmak zorundadır!) Anlayacakları dilde: Kısasa kısas!
ALLAH, 'TÜRBANLA PAKETLEYİN' DEMİYOR
Allah'ın kelamına ihanet edenler Anayasa'ya da, halka da, millete de ihanet ederler!
Allah, "Söyle kadınlara: Başlarını Abdullah Gül'ün, Recep Tayip Erdoğan'ın eşleri gibi türbanla paketlesinler!" demiyor. "Söyle inanan kadınlara: Gözleriyle harama bakmaktan sakınsınlar ve cinsel organlarını saklasınlar!" diyor. Hem de cinsel organın Arapça adını (farj; furuj) doğrudan kullanarak. Ama Allah'ın kelamını saptırıyorlar, kalpazanlık ediyorlar, ellerine geçirseler mahpus damına tıkarlar.
Kuran'da baş örtmekle ilgili tek ayet yok. Nur Suresi'nin 30 ve 31. ayetlerinin tek doğru çevirisini de dünkü yazımda kanıtladığım gibi 15. yüzyılda Muhammed bin Hamza (Şeyhülislam Molla Fenari) yapmış: "Dakı eyit mu'mine avratlara: Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasınlar ferçlerini!" (Günümüz Türkçesiyle anlamını yukarda verdim.)
Nur Suresi'nin 30 ve 31. ayetlerine on kadar çeviride baktım. "Furuj" sözcüğünü çevirmemek için yedi dereden su getirmişler. Kimi "ırzlarını" diye çevirmiş, kimileri "iffetlerini" ya da "mahrem yerlerini" diye. "Mahrem yerlerini" de kabul edilebilir.
Klasik Arap edebiyatı hocalığı da yapmış olan din bilgini Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk dostumun çevirisine baktım: "Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" (24:31) diye çevirmiş. Muhammed bin Hamza'ya yakın bir çeviri.
Prof. Öztürk'e, "Kuran'da cinsel organ anlamında furuj sözcüğü var mı?" diye sordum. "Var!" dedi. Bundan başka, dürüst çevirilerin hiçbirinde saçları türbanla paketlemek de yok!
"Tell the believing women to lower their eyes, guard their private
part?and cover their bosoms with their veils?" (24:31. Ahmed Ali,
Princetoh University Press)
Ahmed Ali İngilizce'ye Muhammed bin Hamza gibi çevirmiş ama "ferclerini" yerine "mahrem yerlerini" demiş. O da cinsel organ anlamına geliyor. Onun çevirisinde de saçları türban paketinin içine tıkıştırmak yok!
TÜRBANIN DAYANAĞI FESATÇI YORUMLARDIR
Türbanın yanlış çeviri ve fesatçı yorumlardan başka hiçbir dinsel dayanağı yok! Başbakan'ın itiraf ettiği gibi türban bir siyasal simge! Maluma tıraşlar yazılarında, televizyon ekranlarında soruyorlar: "Hangi siyasetin simgesi!"
Cevap: "İslam devleti kurmak isteyen (az ya da çok şiddet yanlısı) her türden siyasal İslamcılığın ve suikastçı Müslüman Kardeşlerin simgesi!" Yeter mi?
Türban üniversitelerde serbest bırakılırsa mezun türbanlılar çalışmak için nereye gidecekler? Yalan ve fesatla uzlaşma olmaz! Olursa, inceldiği yerden kopar!
Görüldüğü gibi Arapçadan Türkçeye çevrilirken insanlar farklı tercüme edebiliyorlar.Dikkatinizi çekerim ilk şeyhülislamın tercümesine iyi bakınız.
Bu yorum, entellektuel.org'dan alınmıştır.
Ahmed Ali İngilizce'ye Muhammed bin Hamza gibi çevirmiş ama "ferclerini" yerine "mahrem yerlerini" demiş. O da cinsel organ anlamına geliyor. Onun çevirisinde de saçları türban paketinin içine tıkıştırmak yok!
TÜRBANIN DAYANAĞI FESATÇI YORUMLARDIR
Türbanın yanlış çeviri ve fesatçı yorumlardan başka hiçbir dinsel dayanağı yok! Başbakan'ın itiraf ettiği gibi türban bir siyasal simge! Maluma tıraşlar yazılarında, televizyon ekranlarında soruyorlar: "Hangi siyasetin simgesi!"
Cevap: "İslam devleti kurmak isteyen (az ya da çok şiddet yanlısı) her türden siyasal İslamcılığın ve suikastçı Müslüman Kardeşlerin simgesi!" Yeter mi?
Türban üniversitelerde serbest bırakılırsa mezun türbanlılar çalışmak için nereye gidecekler? Yalan ve fesatla uzlaşma olmaz! Olursa, inceldiği yerden kopar!
Görüldüğü gibi Arapçadan Türkçeye çevrilirken insanlar farklı tercüme edebiliyorlar.Dikkatinizi çekerim ilk şeyhülislamın tercümesine iyi bakınız.
Bu yorum, entellektuel.org'dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder