Ya aklını kullanacaksın ya dinini, hem akıllı hem dindar olunmaz. Ahmet Dursun
Use either your rational mind, or your faith; because faith and common sense contradict each other.
27 Ocak 2016 Çarşamba
İslam tam bir sapkınlığa girdi, Mersin Müftülüğü’nün kız çocuklarına gelinlik ve türban giydirdi.
Dünyada bütün dinler, özellikle son dönemde açık ve net sapkınlık içindedir.
O nedenle sürekli söylediğim üzere, "Tüm dinler, tüm
devlet idarelerinin elinden kurtulmadıkça, insanlığa asla kurtuluş olmayacaktır"
İslamofaşisterin ele geçirdiği devlet ve ona bağlı kurum
Diyanet tam hızla bataklığa saplanmış durumda, debelendikçe batmaktadır.
Öz kızına şehvet duymanın caiz olduğunu, bu durumdaki
Müslüman erkeklerin "karılarını boşaması gerektiği" fetvası henüz
unutulmadan, ahlak ve haysiyet dışı bir uygulama daha geldi.
Mersin Müftülüğü’nün kız çocuklarına gelinlik ve türban
giydirerek eğitim vermesi, "Mamak Eğitim Hakkı Meclisi" tarafından protesto
edilmiş.
Bu amaçla da Mamak Eğitim Hakkı Meclisi, Mamak Müftülüğü’nün
tabelasını değiştirmiş ve üzerinde "Çocuk evlendirme dairesi" yazılı
bir tabela asmış.
Sosyal medyada bu paylaşımlar dolanıyor ama ilginç yorumlar
var.
Örneğin bir tanesi diyor ki; "Müftülüğün astığı
tabelanın üzerindeki "ÇOÇUK" kelimesinin fotoshop olduğunu neden kimse
gömüyor" diye tepki göstermişler.
Bir kere o tabela Müftülüğün orijinal tabelası değil ki, çocuk
kelimesi fotoshop olsun.
Tabelanın gerçek olduğunu ancak oraya "çocuk" kelimesinin montajlandığını sanıyorlar. Bir nevi, Müftülüğün evlendirme işiyle iştigal ettiğini sandığı da ortaya çıkmış oluyor ki bu da ayrı bir garabet.
Orijinal tabelanın üzerine yeni bir tabela asılmış, yani
resimdeki görüntüde montaj yok çünkü asan Mamak Eğitim Hakkı Meclisi,
Müftülüğün tabelası değil.
Bu da yapanların yayınladığı videosu.
Olayı algılayamamın ve verilen bu tepkinin anlamı, Müslümanların da büyük bir şok yaşıyor
olmalarıdır.
Bu ise, vatandaşların tepksini göstermektedir.
Peki, Mersin Müftülüğü gerçekten de minicik kız bebeklere gelinlik
ve türban giydirerek eğitim verdi mi?
Bunu kendi sitelerindeki yayınından görmek mümkündür.
Bu gün baktığım kadarıyla bazı yazı ve resimler aşağıda sunulacaktır.
Bu uygulamalar yanlışlıkla CHP iktidarında yapılmış olsaydı,
geçmişte söyledikleri, "kızlarımızı fuhşa teşvik ediyor, erkeklerin
iştahını kabartıyorlar" der, ortalığı ayağa kaldırırlardı.
Nitekim bunları yaşadık, gördük, biliyoruz.
Ancak kendileri öz babayı fuhşa teşvik edince, sabilere
gelinlik giydirip, şimdiden kucağa alıştırıncasorun olmuyor.
Diyanet öz kızına
şehvet konusunu bu Cuma hutbesinde dile getirmiş ama bu kez de işin içine
peygamberlerini katmışlar.
Sapkınlıklarına Kur'an sanırım yetersiz gelmiş olmalı ki,
Allah ilan ettikleri Muhammed'i de bu sapkınlıklarına alet etmekten
çekinmiyorlar.
Çekinmiyor diyorum zira insanda biraz ar damarı kalmış
olsaydı, örtülü olsa dahi bu sapkınlığı peygamberi alet ederek kapatacağına
sorumlularını ve gerekçelerini ortaya çıkartırlardı.
Bırakın çıkartmayı, şimdi de inkara kalmışlar.
Örneğin Diyanet'ten fetva yalanlaması başladı.
Oysa Diyanet'in başındaki garabet canlı TRT'de çıkmış
doğrulamıştı.
Şimdi yalanlama furyası başlattılar.
Dürzülüğün alemi yok, babalara kızlarına şehvet duyma
fetvasını verirken aklınız neredeydi dümbükler diye halk sormakta haksız mı?
Yalanlamanın alemi ne?
Neymiş, "ahlaktan yoksun
görüşler Din İşleri Yüksek Kurulumuza ve Başkanlığımıza isnat edilemez"
miş.
Kime isnat edilecek, Allah'a mı, peygambere mi şerefsizler?
Bunlar yetmemiş gibi Lütfi
Elvan denen canlı türü çıkmış, "Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve çalışan
arkadaşlarımıza böyle bir iftiranın atılması son derece üzücü bir hadise. Böyle
bir husus söz konusu değil. Tamamıyla uydurma ve iftiradan ibaret" demiş.
Ağzıma söylenecek .ok şey geliyor ancak, onların ahlak
seviyesine inemediğim için yazamıyorum.
"Sen kimsin be adam, hangi araştırmaya, hangi soruşturmaya
göre bu açıklamayı yapıyorsun? Köpeksiz köy bulmuşsun da değneksiz mi geziyorsun, ne
yaptığını sanıyorsun, millete kızlarını yatağa atma fetvası verenleri savunma
ahlaksızlığını sergilemeye nasıl cüret edebilirsin, sana bu gücü, bu cüreti kim
vermektedir, siz nereden geldiniz, yoksa o fetvayı yalanlarken aslında taraf
olduğunu mu ima etmektesin, neden sorumluları bulmuyorsun da yalanlama yoluna
gidiyorsun, amacın nedir, kimi ya da hangi gerçekleri saklıyorsun, buna yetkin
nedir utanmaz adam?"
Milleti çileden çıkartmaya çalışmanızdaki kasıt nedir, iç
savaş provası mı yapıyorsunuz, onca kışkırtmaya rağmen sessizliğini koruyan
milleti, etnik kökleri, mezhepleri yetmedi de imdi de namusuyla mı vurmaya
çalışıyorsunuz?
Bu millet yakındır uyanır, kara gün kararıp kalmaz.
Sizin de sonunuz gelecek, gelecek de bir gün gelecek ve tüm
bunlardan, bu türlere yardakçılık (5/MÂİDE-51) yapanlar dahil hepiniz bunların hesabını
millete ve hukuk önünde vereceksiniz.
Az kaldı az, o günler de gelecek, bekleyin, biliyoruz ki Karanlığın en koyu olduğu an,
aydınlığın en yakın olduğu zamandır.
Bunu sizlere öğretecek güç ve kararlılığa sahip bir millet
olduğumuzu yakında göreceksiniz.
Sizi baskın seçim de kurtaramayacak emin olun.
Şimdiden korkularınızın içinde boğulmaya başladınız, o
nedenle yalanlama ve inkara yöneliyorsunuz.
Artık mızrak çuvalı delmiş, ok yaydan çıkmıştır.
Hedefini bulana kadar durmayacaktır.
Çünkü bu millet namusu, vatanı, ekmeği, özgürlüğü için
yaşamış, tarihe yüzlerce örneğini bırakmıştır.
Başkalarının tarihini okuyanlar, millet yeniden tarih
yazmaya başladıklarında, okumakta gecikmiş olduklarını anlayanlardır.
Bu millet emin olun ki, tarihini yeniden yazacak ve
soyunuza, sopunuza genlerine işleyecek
şekilde ezberletecektir.
Güneş, doğmaya en yakın noktasındadır.
27.01.2016
A. Dursun
"en karanlık saati gecenin, gün doğmadan az önce olan zaman bitmeyen bir hecenin sözcükleri esir aldığı bir an
en karanlık saati gecenin, gün doğmadan az önce olan zaman düşünce sahnesinde gizlenmiş eşsiz bir melodram
her gecenin sabahına uyuyan her gelişiyle uyutmayan rakseden hayatın dinlencesi sessizliğin derin nefesi
en karanlık saati gecenin, efsunlu bir ilhamın sesi mutluluk ve neşeyle dolu en asil kederlerin hediyesi"
Hiç yüzleri kızarmadan, utanç duymadan, ar damarları yırtılmışçasına Diyenet'e sahip çıkıyorlar.
İnsan bunlarla aynı ortamı paylaşmaktan utanç duyarken, camiye gidenler artık yüzleri kızarmaya başlamışken şu yapılana bakar mısınız?
Diyanet-Sen üyesi Orhan Tekin ise “Günümüzde Diyanet’e haksızca yapılan saldırılar, bizleri üzmekte. Çünkü bu sadece belli bir coğrafyayı değil, dünya coğrafyasını İslam coğrafyasını ilgilendiren bir durumdur. Dolayısıyla buraya yapılan haksızlık bütün İslam coğrafyasına yapılmış demektir.”
SORUYORUM...!!!
Madem bu görüştesin, neden sahip çıkıyorsun?
Hiç yüzleri kızarmadan, utanç duymadan, ar damarları
yırtılmışçasına Diyanet'e sahip çıkıyorlar.
İslam olmayan ülkelerde artık, "Her Müslüman'ın kızına
şehvet duyduğuna inanılmaya başlandığını" biliyor musunuz?
Bütçesi 5 katrilyonken, Müslüman'ın bu duruma düşmesinden
utanacağına Allah'a sevk eden utanmazlara DİYANET, seyirci kalana da MÜSLÜMAN
denir.
AK Partili Özdağ: Utanarak izledim.
Bu fotoğraf İran medyasının gündeminde. Türkiye’de
yaşanan “paralel yapı” tartışmalarında Gülen cemaatine eleştiriler
yönelten İran medyası, “28 Şubat mücadelesi bunun için miydi?”,
“Başörtülülerin kaybettiği 28 Şubat mücadelesi” gibi yorumlar yapıyor.
Şöyle bir tespit var: “Muhafazakâr erkek ‘bacım’ söylemi ile
başörtülü kadını dişi kimliğinden uzaklaştırırken, aşık olunacak kadını başı
açık olanlardan seçiyor.” Bu bakışa katılıyor musunuz? Başörtülü Kadınlar Anlattı-TÜRBANLI ERKEKLER.pdf
Konu hakkında söylenen, uyguananlar...
Diyanet'ten
fetva yalanlaması
8
Ocak 2016
Din
İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Dini Bilgilendirme Platformu'nun, bir vatandaşın
sorusu üzerine verdiği fetva iddiası tartışma yarattı. Diyanet İşleri
Başkanlığı, kurula atfedilen ifadelerin elektronik ortamda hile ve çeşitli
kelime oyunlarıyla tahrif edildiğini açıkladı.
Diyanet
İşleri Başkanlığı bugün bazı internet sitelerinde çıkan haberlerle ilgili bir
açıklama yaptı.
Diyanet
İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı
açıklamada, "Bugün bazı internet sitelerinde Din İşleri Yüksek Kurulu
Başkanlığı Dini Bilgilendirme Platformu'na dayandırılarak verilen ifadeler ve
bu çerçevede metinde yer alan akıl ve ahlaktan yoksun
görüşler Din İşleri Yüksek Kurulumuza ve Başkanlığımıza isnat edilemez"
ifadesi kullanıldı.
Açıklamada,
şunlar kaydedildi:
"Elektronik
ortamda türlü hile ve desiselerle, çeşitli kelime oyunlarıyla, kendisini
vatandaş yerine koyarak platforma soru sorup aldığı cevapları da tahrif ederek,
bunu Başkanlığımızı itibarsızlaştırmanın bir yöntemi olarak kullanmak hiçbir
akıl ve vicdan tarafından kabul edilemez. Bazı medya kuruluşları tarafından bu
tür sapkın, çarpık yorum ve değerlendirmelerin bütün bir topluma
Başkanlığımızın görüşü olarak takdim edilmesi hiçbir ahlaki temelle ve
duyarlılıkla ilişkilendirilemez. Söz konusu haberle ilgili olarak tüm yasal
haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz." ntv.com.tr
Elvan,
2016 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda
milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Diyanet’in
fetvalarına ilişkin milletvekillerinin konuşmalarına değinen Elvan, şöyle devam
etti:
“Şunu
çok açıklıkla ifade etmek istiyorum, sokakta aklını, ahlakını yitirmiş hiçbir
insanın dahi kullanamayacağı ifadeler bunlar. Hicap duyarız bunları
konuşmaktan. Böyle bir fetva söz konusu değil. Ne Alevi kardeşlerimize yönelik
olarak ne de işte çocuğuyla birtakım ilişki vs. Bununla ilgili Diyanet İşleri
Başkanlığımızın kesinlikle ne görüşü ne de fetvası söz konusu. Ama maalesef,
iletişim ve sosyal medyada sağlanan birtakım gelişmeler, iletişim
teknolojilerinin çok daha iyi noktaya gitmesi vesilesi, bu gibi araçları da
kullanarak, manipüle ederek, Diyanet İşleri Başkanlığımızı da kötüleyen bir
takım girişimler olmuş. Bunu da ifade edeyim. Bununla ilgili soruşturma
başlatıldı. Bilgi işlem Dairesi Başkanı açığa alındı. Soruşturma devam ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve çalışan arkadaşlarımıza böyle bir iftiranın
atılması son derece üzücü bir hadise. Böyle bir husus söz konusu değil.
Tamamıyla uydurma ve iftiradan ibaret.”
Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Alevilik ile ilgili açıklamalarının
çarpıtıldığını bildiren Elvan, Görmez’in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
ile telefonda görüştüğünü aktardı. Elvan, “Sayın Kılıçdaroğlu da ‘Benim kabul
etmediğim hiçbir kelime yok’ şeklinde bir ifade kullanmıştır sayın Başkana
(Görmez) ve ‘Vekillerimizle birlikte sizi ziyaret edeceğim’ şeklinde ifade
kullanmıştır. Diyanet İşleri Başkanı’nın bana aktardığı kadarıyla söylüyorum”
diye konuştu.
Mezitli ve Toroslar ilçelerinde altı yerde açılan 4- 6 yaş
gurubu kurslarımızın yılsonu etkinliği yapıldı.
Mezitli ilçesi Ahmet Hocaoğlu Kuran Kursu, Hacı Abdullah
Kılıç ve Tece Kur’an Kursu Toroslar ilçesi Abdulkadir Geylani Hz. Hamza ve Toki
Kur’an Kurslarında açılan 4-6 yaş grubu Kur’an kursu öğrencilerinin yılsonu
etkinliği Büyükşehir Belediyesi Kongre Ve Sergi Sarayında 12 Mayıs 2015 Salı
günü saat 10.00 da yapıldı.
Gösteride Mezitli ilçesi 4-6 yaş grubu Kur’an kursu
öğreticileri Emine BALCI, Gül Yağmur GÖÇER, Asiye ÇAVDAR, Fadime DOĞRUÖZ,
Toroslar ilçesi 4-6 yaş grubu Kur’an kursu öğreticileri Mürşide E. ALTINBOĞA,
Mesude AY, Kezban Tuba CANPOLAT’ın çalıştırdığı öğrenciler programda
hazırladıkları tiyatro gösterisi, ront, ilahi ve şiir sundular.
Mezitli ve Toroslar İlçe Müftülerine çocuklar tarafında
çiçek takdim edildikten sonra müftüler tarafından eğitim öğretim gören tüm
çocuklara hediyeler verildi. http://www.mersinmuftulugu.gov.tr/h12052015.html
Cemaate ikramlar ile Çocuklara hediyeler takdim edildi. Regaip
Kandili Müftülüğümüze Bağlı Bilal-i Habeşi Camii'inde İdrak Edildi. 2.2.2022
Bizdeki Türban, Musevi dininde delikli kutsal evlilik çarşafıdır.
4-6 Yaş Grubu Kuran Kursularında Görev Alacak Personele
Yönelik Hizmet İçi Eğitim Semineri Düzenlendi
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Kur’an Kurslarında yürütülen
yaygın din eğitimi hizmetlerinden toplumun her kesiminin yararlanması
hedeflenerek İlimiz metropol ilçelerinde şartları uygun olan (19) Kuran
Kursunun bünyesinde 4-6 yaş grubu öğrencilere yönelik eğitim-öğretim programı
uygulamaya konuldu.
İlimiz Müftülüğünce de, bu kurslarda görev alması planlanan
personelin bilgi ve becerilerine katkı sağlamak amacıyla, 29-30 Eylül 2015
tarihleri arasında Hz. Hamza Kuran Kursunda hizmet içi eğitim semineri
düzenlendi. Seminer; 24-28 Ağustos 2015 tarihleri arasında Diyanet İşleri
Başkanlığına bağlı Rize eğitim merkezinde düzenlenen seminere katılarak hizmet
içi eğitim belgesi alan Toroslar İlçesi Hz. Hamza Kuran Kursu öğreticisi Mesude
AY tarafından verildi.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan İl Müftüsü Ali MELEK; İlimiz
genelinde (38) kuran kursu bünyesinde 4-6 yaş grubu kuran kursu açıldığını
ifade ederek bu kurslarda görev alacak personelin, öğrencilerin yaş durumunu
göz önünde bulundurup, daha hassas, daha yumuşak ve daha şefkatli olması
gerektiğine vurgu yaptı. İl Müftüsü Ali MELEK, bu yıl öğreticilere yönelik
seminer planlaması yapılmadığı halde, meselenin öneminden dolayı 4-6 yaş grubu
kuran kursularında görev alacak personele yönelik böyle bir seminer
hazırlandığını belirtti. http://www.mersinmuftulugu.gov.tr/h30092015.html
Mersin İl Müftülüğü Toplantı Salonunda yapıldı.
İl Müftüsü Ali Melek başkanlığında gerçekleştirilen
toplantıya, il müftü yardımcıları, şube müdürü, şef ve Suriyelilerin ikamet
ettiği mahallelerdeki cami görevlileri katıldı. Toplantıda, Suriyelilere
yönelik acil yardım hizmetlerinin karşılandığı ülkemizde, yerleşik hayata
geçişle birlikte, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve ikamet edilen yerlerde
farklılaşan sorunlara çözüm yollarının bulunmasına yönelik öneriler
değerlendirildi. Diyanet Aylık Dergi Sayı 286.pdf
Çocuk İhmal ve İstismarına Yönelik Konferans Yapıldı
Diyanet İşleri Başkanlığımızca sosyal sorumluluk kapsamında
yürütülen çocuk ihmal ve istismarının önlenmesine yönelik olarak 9 Mayıs 2015
Cumartesi günü Yenişehir ilçesi Hz. Mikdat Cami konferans salonunda konferans
yapıldı.
Metropol ilçe Kuran kursu öğreticilerine yönelik yapılan
konferans Hz. Mikdat cami Kur’an kursu öğreticisi Ayşe ÖZDEMİR’in Kuran-ı Kerim
tilaveti ile başladı. Aydıncık vaizi Hacer AKYİĞİT çocuk ihmal ve istismarı
hakkında genel bilgilendirme yaptıktan sonra, istismar ve ihmalin tanımları ile
istismar ve ihmale neden olacak risklere değindi. Sosyal hizmet uzmanı Nurcihan
GEÇMEZ ise çocuklara yönelik cinsel istismar şekilleri, cinsel istismarı
düşündürecek ipuçları ve istismarın uzun dönem etkileri hakkında konuştu.
GEÇMEZ “Çocuk İzlem Merkezleri” (ÇİM) nin tanımı ve işleyişi hakkında bilgi
vererek istismara uğramış olan çocukların ÇİM’ e bildirim şekillerinden
bahsetti. Programın son bölümünde ise aydıncık vaizi Hacer AKYİĞİT çocuğa
mahremiyet bilinci kazandırma konusunda sunumunu gerçekleştirdi. http://www.mersinmuftulugu.gov.tr/h09052015.html
"Annemle Dinimi Öğreniyorum" Projesi Güzel Bir
Programla Sona Erdi.
Mersin İl Müftülüğü tarafından yürütülen "Annemle
Dinimi Öğreniyorum" projesi güzel bir programla sona erdi. Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından onaylanmış olan ve Türkiye'de ilk defa Mersin'de
uygulanmaya başlanan proje Toroslar ilçe Müftülüğüne bağlı Hz. Hamza ve Hz.
Eyüp camilerinde yürütülmüştü. Programda açılış konuşmasını yapan il müftüsü
Ali MELEK projenin amacının çocuklarımıza dinimizi doğru bir şekilde ve
sevdirerek tanıtmak, anneleri de bu anlamda bilinçlendirmek olduğunu belirtti.
Okul öncesi çocukların dini eğitiminin onları ergenlik, olgunluk ve yaşlılıkta
etkisi altında tutacağına vurgu yapan MELEK, bu konuda geç kalmış bir çalışma
yaptıklarını ve bu projeyi yaygınlaştırarak sürdürmeye kararlı olduklarını
vurguladı.
Ardından “Annemle Dinimi Öğreniyorum” projesinde neler
yapıldığını anlatan bir slayt gösterisi sunuldu. Bu slaytta çocukların
anneleriyle birlikte camiye geldikleri, akranlarıyla birlikte keyifle dua ve
ilahiler öğrendikleri belirtildi. Annelerin ise vaiz ve psikologlar tarafından
çocuklarına nasıl dini terbiye verebilecekleri hakkında aydınlatıldığı
açıklandı.
Program çocukların sergilediği bir ront gösterisi ve
ilahilerle devam etti. Çocukların okudukları sure ve dualar programa ayrı bir
manevi hava katarken izleyicilere de duygulu anlar yaşattı. Ayet ve hadis
sunumlarıyla dikkat çeken çocuklar, bu projenin kendilerine neler
kazandırdığını bütün seyircilerle paylaşmış oldular. Çocukların sunumlarının
ardından Kuran Kursu öğreticilerinin büyük bir özveriyle hazırlamış oldukları “
Renklerin Kardeşliği ” tiyatrosu büyük bir beğeniyle izlendi.
Programın sonunda anne ve çocukların birlikte söyledikleri
ilahi ise projenin amacına ulaştığını gözler önüne serdi.
Programın sonunda proje sorumlusu İl Vaizi Fatma ÖZSARAÇ’a,
projede emeği geçen vaiz, uzman ve Kuran Kursu öğreticilerine, proje kursiyeri
annelere Teşekkür Belgesi takdim edildi. Çocuklara çeşitli hediyeler sunuldu.
Program, kursiyer anne ve çocukların bu güzellikleri yaşamalarına imkân
tanımalarından dolayı Müftüsü Ali MELEK ve Toroslar İlçe Müftüsü Mehmet Çabuk’a
çiçek takdim etmeleriyle son buldu.
http://www.mersinmuftulugu.gov.tr/h08012015.html
Mersin İl Müftülüğü ADRB Değirmendere Kuran Kursunda Kapanış
Programı Düzenledi
Mersin il Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu, yaz
Kur’an kurslarının kapanışı haftasında konferans düzenledi.
Camide def çalıyorlar, yakında dansöz de oynatırlar. Her şey bir kez ile başlar. İlahilerde esas ve caiz olan insan sesidir, tıpkı ezanda olduğu gibi.
19 Ağustos 2014 Salı günü Toroslar ilçesine bağlı
Değirmendere Kur’an Kursunda il Vaizi Fatma ÖZSARAÇ "Peygamber Efendimizin
Yakın Çevresi İle İlişkileri Ve Örnekliği" hakkında konferans verdi.
Değirmendere halkının yoğun katılımının gözlendiği program Kur'an Kursu hocası
Asiye Tekerlek'in Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. Hadis yarışmasının
yapıldığı programda dereceye girenlere başkanlık yayınlarından hediyeler
verildi.
Kur’an Kursu hocaları Fatma Melemez, Münevver Öztürk ve
Özlem Kemahlı' nın şiir ve ilahilerle renklendirdiği program yapılan dua ile
sona erdi. http://www.mersinmuftulugu.gov.tr/h19082014.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder