En can alıcı olan ise, Bakan Yılmaz ‘para doğru değil’ dedi ancak PYD’ye operasyon sırasında bilgi verildiğini doğrulamsına Özdağ'ın, "Bildiğimiz şeyler var ama devlet adabı gereği açıklayamıyorum" demesi olmuştur.
Tıpkı AKP'lilerin yaptığı gibi Özdağ'da milletten saklanan ancak kendisinin bildiği şeyler olduğunu ifade etmiştir.
Nedense milletten saklanan her şeyin üstünü, "DEVLET SIRRI" adıyla saklamaktadırlar.
Devlet kim, ben, sen, hepimiz değil miyiz?
Milletten saklanabilecek tek şey, "MİLLETE, VATANA İHANETTİR", herkesin bu gerçeği bilmesinde yarar var.
İşte TBMM'de Ödağ'ın konuşması ve yazılı metni.
A. Dursun
TBMM 39. Birleşim
16/02/2016
AÇIKLAMALAR
MHP GRUBU ADINA ÜMİT ÖZDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; "üçüncü dünya savaşı" kavramının,
stratejistler, senaryo yazarları veya beyin fırtınası yapan entelektüeller
tarafından değil Rusya Başbakanı tarafından gündeme taşındığı günlerden
geçiyoruz. Üstelik, Rusya Başbakanı üçüncü dünya savaşını engelleyebilecek
ülkeler olarak Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve Suudi Arabistan'dan
bahsediyor. Millî Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz yaptığı değerlendirmelerle
Suriye'de gerçekleşecek muhtemel gelişmeleri değerlendirdi. Bu öngörülere
dayanarak rahatlamayı çok arzu ederdik gerçekten ama Kabinede kendisinden önce
yer alan ve AKP dış politikasını uzun bir süre temsil eden Sayın Yaşar Yakış
kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Suriye'de ortaya çıkacak gelişmelerin
Hatay'ı kaybetmemize neden olacağını açıkladı.
Öte yandan Sayın
Davutoğlu da Dışişleri Bakanıyken, Ağustos 2012'de yaptığı bir açıklamada
savaşın birkaç ay içinde biteceğini söylemişti.
Özetle, AKP
hükûmetinin Dışişleri Bakanlarına baktığımız zaman, yapmış olduğu açıklamalar
bize gelecekle ilgili güven vermiyor ve bazı sorular sormayı düşünüyoruz.
AKP hükûmetine
soracağımız ilk soru, AKP hükûmetinin Suriye politikasının temel hedefi olan
Esad'ın devrilmesiyle ilgili.
Sayın Bakan, Esad
devrilince Suriye'de iç savaş sona mı erecek, yoksa Esad'ın devrilmesinden
sonra Şam'da iktidarı ele geçirmek için savaşın ikinci evresi mi başlayacak?
Eğer Esad'ın devrilmesiyle iç savaşın sona ereceğini düşünüyorsanız, hâlâ
"Birkaç ay içinde Suriye'de iç savaş biter, Şam'da Emevi Camii'nde cuma
namazı kılarız." noktasında olduğunu anlayacağız hükûmetin. Ne yazık ki
Şam'da cuma namazı kılamıyoruz, ancak Suriye iç savaşının neden olduğu
şehitlerin cenaze namazlarını kılıyoruz.
Tabii, PYD terör
örgütü konusunda da bazı sorularımız var. Türkiye'nin Suriye'de müttefiki var
mı? Eğer ABD ile Türkiye müttefikse, Türkiye ve ABD'nin desteklediği ÖSO'ya
saldıran ABD destekli PYD'ye yönelik operasyonlarımızı neden Amerika Birleşik
Devletleri kınıyor? Türkiye'nin terör örgütü olarak tanıdığı PYD ve onun
silahlı kanadı olan YPG'ye, ABD'nin silah, mühimmat, ilaç ve benzeri lojistik
destek sağladığı açık. ABD'li yetkililer de bunu kabul ediyorlar. İncirlik
Üssü'nün PYD'ye yapılan destekte oynadığı rol nedir?
İktidara yakın
bir gazeteci, İbrahim Karagül, 10/2/2016'da Yeni Şafak gazetesinde "PYD
İncirlik'ten mi yönetiliyor?" sorusunu sordu. ABD'nin İncirlik'ten PYD'ye
yapmış olduğu yardımı nasıl engellemeyi düşünüyorsunuz? Eğer Türkiye'nin terör
örgütü olarak tanıdığı bir yapıya müttefikimiz ABD bizim topraklarımızı
kullanarak yardım yapıyorsa, biz de bu terör örgütüne desteğe yataklık yapmıyor
muyuz?
PKK, KCK
yapılanmasına gittiği dönemden itibaren KCK'nın bir parçası olan ve bu nedenle
terör örgütü sayılması gereken PYD'yle son beş yılda kaç kez görüştünüz?
Eğer PYD bir
terör örgütü ise Ekim 2014, Temmuz 2015 ve Ekim 2015'te Türkiye'yi ziyaret eden
PYD Eş Başkanı Salih Müslim'le neler görüştünüz? Bu görüşmelerin tutanaklarını
Meclisle paylaşabilir misiniz?
Süleyman Şah
Türbesi'nin nakli konusunda PYD'yle HDP aracılığıyla bir koordinasyon sağlandı
mı? PYD'liler Türk tanklarına yol gösterdiler mi? PYD'ye 150 bin dolarlık bir
ödeme yapıldı mı?
PYD ile IŞİD
arasında Ayn El Arap'ta çatışmalar devam ederken neden PYD lehine çatışmalara
müdahale ettiniz? Neden PKK ve PYD'lilerin Türkiye'de tedavi olmasını
sağladınız? Ayn El Arap'ta çatışmalar devam ederken neden Barzani güçlerinin,
Irak Anayasası ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olarak ve TBMM'nin
çıkardığı tezkerenin ruhuna aykırı olarak Türkiye'den geçip PKK/PYD terör
örgütüne yardım etmesine izin verdiniz?
Sayın Erdoğan
Obama'ya "Peşmergelerin Türkiye'den geçerek PYD'ye yardım etmesini ben
teklif ettim." açıklamasını yapmıştı. Türkiye terörist olarak tanımladığı
PYD'ye neden yardım etti?
Başbakan
Davutoğlu, AKP'nin Diyarbakır il kongresinde, neden Ayn El Arap'taki PKK ve
PYD'lilere "Kobani'ye buradan selam ediyorum. Kobani'deki her kardeşimin
alnından öpüyorum. Kobani bize tarihin emanetidir." diyerek selam yolladı?
Sayın Davutoğlu
bilmelidir ki PKK haritaları dışında hiçbir haritada "Kobani" diye
bir yer yoktur. Osmanlı haritalarında "Ayn El Arap", "Arap
Pınarı" vardır yani tarihin bize mirası Kobani değildir.
Sorularımızın
ikinci boyutunu Sayın Bakana ve Hükûmete yönelttiğimiz, sınır ötesi operasyonla
ilgili sorular oluşturuyor. Türkiye'nin sınır ötesi hedeflere yaptığı sınırlı
harekâtın stratejik hedefi nedir?
"YPG'nin
Fırat'ın batısına geçmesine izin vermeyeceğiz." diyorsunuz. Teşrin Barajı
şu anda kimin kontrolündedir? Teşrin Barajı, AKP, Fırat'ın batısına geçilmesini
kırmızı çizgi ilan ettikten sonra PYD tarafından, PYD'nin isim değiştirmiş hâli
olan Suriye Demokratik Güçleri tarafından işgal edilmedi mi?
Sayın Bakan, AKP
Hükûmeti ve siz sadece söz üretip saha gerçeklerini yadsıyorsunuz. Bugün YPG,
gerek Kürt Dağı'nda -Fırat'ın batısında yer alır- gerek Teşrin Barajı'nı
geçerek Suriye ordusuyla birlikte bütün söylemlerinizi çökertirken söylem
üretmenin ötesinde ne yapıyorsunuz?
Türkiye'nin sınır
ötesindeki hedeflere yöneldiği atışlarla PYD ve ortaklarını caydırdığınızı
düşünüyor musunuz? TSK, Halep'in kuzeyi ve Kürt Dağı'nda PYD'ye ait hedefleri
vurmaya başladıktan sonra PYD, Ayn Dagne, Maarnaz, Kfar Naya ve Tel Rıfat'ı ele
geçirdi. Birkaç gün içinde Mare'nin düşmesi ihtimali çok yüksek. Hâlâ
Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarının başarıya ulaştığını düşünüyor musunuz?
YPG'nin, PYD'nin
vurulmasının nedenlerinden birisi Türkmen koylarının kurtarılması ise Şubat
2014'te Çobanbey'in IŞİD'in eline geçmesine, Ocak 2015'te Bayır Bucak'ın
rejimin eline geçmesine neden izin verdiniz? O zaman neden operasyon
yapmadınız?
Türkiye,
Suriye'de hangi silahlı gruplara yardım ediyor? Bunlara yapılan yardımlar hangi
nitelikte?
Türkmenlere silah
yardımı yaptığınızı söylüyorsunuz. Eğer bu doğru ise Türkmenlerin silah
ihtiyacı olmaması lazım. Oysa, benim de içinde bulunduğum üst düzey bir
Milliyetçi Hareket Partisi heyetine Türkmenlerin bu konuda silah ihtiyacı
olduğu devlet yetkilileri tarafından ifade edildi.
Cerablus-Azez
arasındaki bölgenin PKK, PYD çeteleri tarafından işgal edilmemesi için
gösterilen hassasiyeti anlıyoruz Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Aynı
hassasiyeti Yunan ordusu tarafından işgal edilen Ege'deki 16 adamız için neden
göstermiyorsunuz? Bu adaların işgal altında olduğunu bizzat siz söylediniz
buradan.
Suriye'ye kara
kuvvetlerimizle müdahale edersek, girecek zırhlı birliklere ve piyade
birliklerine havadan korumayı Türk hava kuvvetlerinin sağlaması, Rus hava
savunma sistemlerinden ötürü, ağır bir bedel ödemeden mümkün olur mu?
Sonuç olarak,
Milliyetçi Hareket Partisi AKP Hükûmetini, şiddetle ve kararlılıkla, Suriye iç
savaşına, Türkiye'yi askerî bir müdahaleye sokmaması konusunda uyarmaktadır.
Böyle bir müdahale, Suriye iç savaşanı Türkiye'ye daha güçlü bir şekilde
taşıyacaktır.
Değerli
milletvekilleri, AKP Hükûmetine ve Sayın Bakana sorularımızın dördüncü boyutunu
Suriye'den gelen göçmenlere dair sorular oluşturacak.
Davutoğlu,
Suriye'den gelen mülteci sayısı 100 bini bulursa Türkiye dışında, Suriye'de
karşılanması gerektiğini açıklamıştı. Türkiye'ye gelen mülteci sayısı, Davutoğlu'nun
söylediği kırmızı çizgi olan 100 bini 25 kat aştı. Şimdi, son göç dalgası
karşısında Cumhurbaşkanı "Enayi miyiz ki alalım?" anlamında bir ifade
kullandı. Sorumuz: Enayi sayılabilmek için ölçü olarak aldığınız sayı nedir? Ne
kadar mülteciyle enayi durumuna düşeceğiz?
Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi, bölgedeki gelişmelerin Türkiye
içindeki terör dinamiklerini harekete geçireceğini öngörmektedir. Esasen,
güvenlik güçleri ve istihbarat birimlerinden gelen bilgiler de bu öngörüyü
doğrulamaktadır. AKP Hükûmeti, Türkiye bir iç savaşın kıyısında, bir şehir
çatışması içinde yaşarken, duruma hâlâ normal şartlar hâkimmiş gibi
davranmaktadır. Oysa, Cumhurbaşkanı, öğretmenlere Güneydoğu Anadolu'nun tekrar
vatanlaştırılmak zorunda olduğunu açıkladı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Bir dakika rica ediyorum, müsaade ederseniz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Özdağ, sözlerinizi tamamlamanız için mikrofonu açıyorum, buyurun.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - MHP size Güneydoğu Anadolu'yu bıraktığında vatandı. Ne zaman
kaybettiniz ki şimdi tekrar vatanlaştırmak için çalışıyorsunuz? (MHP
sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)
Cizre'de her ev
için ayrı arama izni alındığını biliyor musunuz? Sayın Bakan, Cizre'de her ev
için ayrı arama izni alındı. Artık olağanüstü hâl veya sıkıyönetim ilan
edilmelidir. Bu adımları atmayan bir Hükûmet bir gün kısmi seferberlik ilan
ederse şaşırmak lazım. Ayrıca, AKP Hükûmeti bir an önce seferberlik tetkik kurullarını
da tekrar kurmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendisini olağanüstü
koşullara hazırlamak zorundadır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
ÜMİT ÖZDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben PYD'nin yol kılavuzluğu yaptığını söylemiştim. Sayın
Bakan, bunun böyle olmadığını, bütün taraflara bilgi verildiğini söyledi. Bütün
taraflar Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Fransa ve İngiltere değil, PYD ve
IŞİD muhtemelen. Demek ki bütün taraflar deyince terör örgütleriyle
haberleştiğinizi de kendiniz ifade etmiş oldunuz Sayın Bakan.
Para konusunun da
gerçek olmadığını söylediniz. Devlet sorumluluğuyla bildiğimiz her şeyi söylemiyoruz,
neden verildiğini de söylemiyoruz. Haritaya bakmak lazım. Haritada Aynel Arap
mı yazıyor yoksa Kobani mi yazıyor?
"Siyasetçiler halkın dilini konuşur." dediniz, Sayın Başbakan
gitsin bakalım Edirne'de bu halk dilini konuşsun, kendisine ne diyecekler.
Ama beni en çok
şaşırtan şey sizin 24 Dönem sonunda Sayın Erkan Akçay'ın vermiş olduğu soru
önergesi üzerine burada yapmış olduğunuz ve tutanaklarda olan konuşmada Ege'de
işgal edilen adalar konusunda sizin, Yunan ordusunun fiilî durum oluşturduğunu
ifade etmenizdir.
O konuşmayı yazılı metin olarak aşağıda vereceğim, bakalım demiş mi, dememiş mi?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Söylemedim Ümit Bey.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) - Söylediniz efendim.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Bakın, Erkan Akçay da burada.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Kabul etmiyorum.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Ben bu konuda Sayın Bakan, makale yazdım şeylere bakarak.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ben de deniz hukuku uzmanıyım. Yaklaşık beş yıla
yakın Denizcilik Müsteşarlığı yaptım.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Tamam. Onları getirtelim, bakalım, ben sizden o zaman... Fiilî
durum demediyseniz ve Yunan işgalini kabul etmediyseniz bunlara benim
söyleyecek bir şeyim yok ama bir Yunan işgali adalarda devam ediyor.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - 1998'deki Demirel'in açıklamasına bak.
BAŞKAN - Genel
Kurula hitap edin efendim.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Efendim, herhâlde orası da Genel Kurul değil mi? Orası da Genel
Kurul, onun için Sayın Bakana döndüm.
BAŞKAN - Yani,
karşılıklı diyaloğa gerek yok anlamında söylüyorum.
ÜMİT ÖZDAĞ
(Devamla) - Teşekkür ediyorum. Mesele bundan ibaret.
tbmm.gov.trMeclis Suriye Gündemiyle Toplandı 16 Şubat 2016 TBMM/TAMAMI.
Konu: Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarı Ve Teklifleri
Yasama Yılı: 5
Birleşim: 83
Tarih: 25/03/2015
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ
(Sivas) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle,
"İşsiz Türk gençlerine çeyiz yardımı yerine iş garantisi verilse daha iyi
olmaz mı?" Bu muhakkak daha iyi olur. Dünyada hangi ülke kendi
vatandaşlarının hepsine iş garantisi vermiştir, bir tane örnek gösterilsin de
ondan sonra da Türkiye'ye denilsin ki: "Bak, siz de bunu yapmadınız, siz
de bu ülke gibi yapın." Birinci husus bu.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Ya, dünyayı bırak Sayın Bakan, Türkiye'ye bak.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İki: Türkiye'deki işsizlik oranı. Türkiye
nüfusu, işte, biz 2002'de geldiğimizde 66 milyonken yaklaşık işsizlik oranı
yüzde 10'un üstünde bir değerdi. Türkiye nüfusu 10 milyon arttı, şu anda da
işsizlik 9 küsurat, 10'a...
ALİM IŞIK
(Kütahya) - 10,7 Sayın Bakan.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani aylık itibarıyla değişiyor.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Değişmiyor, değişmiyor.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yazın olursa düşer, kışın olursa şey
olur. Şimdi, bakın, orada Kalkınma Bakanı da var. Ama biz diyoruz ki...
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - 10,7.
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Son TÜİK verileri ortada.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bizim dönemimizde sadece krizler varken,
sırf geçen yıl, 1 milyonun üzerindeki insanımıza istihdam sağladık.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Allah Allah! Ya, Sayın Bakan, 10,7.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Krizden bu yana da 6 milyon insanımıza
istihdam sağladık.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) - Hangi üretim tesisiyle sağladınız?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ama bizim bir taahhüdümüz var.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Ne var?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Diyoruz ki: "2023'te işsizlik
oranını yüzde 5'e düşüreceğiz."
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Ya, bırak 2023'ü, bugüne bak. Hep kandırıyorsun ya,
aldatıyorsun.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla eğer istikrar devam ederse bu
bizim hedefimiz. Yaptıklarımıza bakarsak yapacaklarımız da ulaşabileceğimiz o
hedefe gelir.
Bir başka
husus, "Konut stoku sayısı nedir?" diyerek... Bununla ilgili bir
bilgim yok ama arkadaşlara sorarım, dolayısıyla onlar size de yazılı bilgi
verirler, ilgili kimseler not alır.
"Faizin indirilmesiyle ilgili tartışmaların bununla bir alakası var
mı?" bununla bir alakası yoktur, bu yasanın da onunla bir alakası yoktur.
Yine, bir
başka, çok ayıp bir söz söyledi.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Hayır, doğruyu söyledim.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Kem söz sahibine aittir.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Doğruyu söyledim.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu sizi yükseltmez ki, Türkiye
Cumhuriyeti'nin Savunma Bakanına bir başka...
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Süleyman Şah...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu sizi...
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Terk ettiniz Sayın Bakan, terk ettiniz.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - O, Türkiye'nin kendi Mehmetçikini korumak
için bence bir onurdur.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) - Mehmetçiki ne hâle düşürdünüz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yarın halkın arasına katılacağız.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Terk ettiniz, kaçtınız. PYD ve PKK'nın kontrolünde kaçtınız.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Siz diyeceksiniz ki: "Türk
toprağından vazgeçildi." Biz de diyeceğiz ki: "Mehmetçik'in hayatını
kurtardık, tek bir Mehmetçik'i de şehit vermedik." (MHP sıralarından
gürültüler)
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - PYD ve PKK'nın kontrolünde kaçtınız. Yazıklar olsun!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bunu millet tartar. Bunu vermekle
utanacaksınız. Bu sözü söylemekle de utanacaksınız, bundan hiç şüphemiz yok.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - 700 bin mevcutlu askeri olan bir devlet olarak yazıklar
olsun!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yazıklar olsun! Hem milliyetçi
olacaksınız, hem de gelip böyle bir tabir kullanacaksınız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) - Sana yazıklar olsun!
ÖZCAN YENİÇERİ
(Ankara) - Utanmıyorsun.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Size teröristbaşı teşekkür etti, Eşme'den dolayı teşekkür etti.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ya, ya!
BAŞKAN -
Sayın Bakan, sorulara cevap verin lütfen.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Bu zül sana yeter!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu zül size yeter!
BAŞKAN -
Lütfen sayın milletvekilleri...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Şeref madalyandır senin.
BAŞKAN -
Lütfen Sayın Vural...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Senin şeref madalyandır ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin de
açıkçası rezaletidir.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Oktay Vural Bey, siz söylersiniz...
Milletin karşısında söylediklerinizin hiçbir karşılığı yoktur.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sana o teşekkür şeref madalyan olarak...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus: "Sinagog açılışında
olay çıkar." diyor. Yani "Sinagog açılışında olay çıkar." demesi
"Sinagog açılışında olay çıksa iyi olur. Kimse çıkarmazsa biz
çıkaracağız." demektir. (MHP sıralarından gürültüler)
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Hayır, hayır.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ayıptır, doğru değildir, yanlıştır bu
tabir de.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) - Ayıptır, günahtır, yazıktır.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, bu ülkenin Hristiyan vatandaşları
da var, bu ülkenin Yahudi vatandaşları da var, Müslüman vatandaşları da var.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Aynı güne getirmeyin.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Herkesin burada ibadet etme hakkı vardır.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - İbadet hakkına kimse bir şey demiyor.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Birinin ibadet hakkına öncelik tanıyıp da
diğerine tanımazsan doğru olmaz. Bunu haber yapmaya, bunu soru sormaya hakkın
nereden geldi. "Olay çıkar." diyorsun yani. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) - Ayıp be! İnsan utanır bu cevapları vermeye.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Aynen öyle. Kim utanacağını bilir.
Sayın
Bülent Bey'le ilgili olarak...
ERKAN AKÇAY
(Manisa) - Milletvekili uyarı görevini yapıyor. Nasıl böyle bir cevap veriyor!
BAŞKAN -
Sayın Akçay, lütfen... Sayın Belen, lütfen... Sayın Bakan cevap veriyor.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Soru soruyorsan dinleyeceksin, yok soru
sormuyorsan sus. Siz sorarken biz müdahale ettik mi?
OKTAY VURAL
(İzmir) - Siz böyle, açılışı olay çıkması için mi planladınız?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, her zaman böylesiniz. (MHP
sıralarından gürültüler)
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Sayın Bakan...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Siz konuştuğunuzda biz dinliyoruz, biz
konuştuğumuzda müdahale ediyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Eşme'ci, Eşme'ci...
BAŞKAN -
Sayın Belen, lütfen...
Sayın
Vural...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Türk
bayrağını Suriye'de dalgalandırdık.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Seni gidi Eşmeci!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka yerde bayrak inmeden diğer
yerde bayrağı dalgalandırdık, ondan şüphe yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) - Seni gidi Eşme'ci!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Bayrak dalgalandırmış! Bayrak kim, sen kimsin be! Bir
mezarı koruma, bayrak dalgalandır! Utanmaz ya!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yarın milletin huzuruna gideceğiz ve
söyleyeceğiz, Mehmetçik'e sizin ne dediğinizi de bizim de ne yaptığımızı
söyleyeceğiz.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Teröristbaşından teşekkür aldın. Seni gidi Eşme'ci.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bülent Bey'in sözüyle ilgili: Bülent Bey,
bir gün Dağlıca'da taciz atışı oldu ancak bu, bu dönem yapılmış bir şey değil.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Seni gidi Eşme'ci!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dönem dönem itibarıyla taciz atışı
yapılmakta ve Silahlı Kuvvetlerimiz de yapılan bu taciz atışına karşı misliyle
karşılık vermektedir.
Bir başka
soru, çözüm süreciyle ilgili. "Çözüm süreci", biz böyle diyoruz.
Yine, tekrar bağıracak kendisi, hiç önemli değil ama çözüm süreci milletin
projesidir, biz milletin projesinin takipçisiyiz ve milletin çoğunluğu da bu
çözüm sürecini takip ediyor, bunda hiç şüphe yok.
ALİM IŞIK
(Kütahya) - Sayın Bakan, hangi milletin?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla da gerek Başbakan
Yardımcımızın açıklamasını gerekse diğerlerinin açıklamasını bu doğrultuda
anlamak lazım. Çözüm süreci devam edecek, taciz atışları olursa da Silahlı
Kuvvetlerimiz misliyle karşılık verecektir.
Sayın
Türeli'nin sorusuyla ilgili olarak, uzman jandarma ve uzman erbaşların
sorunlarıyla ilgili olarak... Bunlarla ilgili birçok talep var ama birkaçını
söyleyeyim vaktimin de müsait olduğu ölçüde. Uzman Jandarma Kanunu'nda uzman
jandarmalara 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda uzman
jandarmalar için belirlenen gösterge tablosuna göre aylık verilir. Ayrıca,
"Uzman jandarmalara dereceleri itibarıyla astsubaylar için belirlenmiş
olan ek göstergelerin üçte 2'si uygulanır." hükmünü amirdir, bu gösterge
oranının artırılması talep edilmektedir. Görevdeki ve emekli Türk Silahlı
Kuvvetleri personelinin yaşamlarını daha iyi şartlarda sürdürebilmeleri için
özlük haklarına yönelik çalışmalar ülkemizin şartları ve çağdaş uygulamalar
dikkate alınarak bir sistem bütünlüğü içinde incelenmekte. Statü ayrımı
gözetilmeksizin, özellikle küçük rütbeli personelin lehinde olacak şekilde bir
oran da çıkardılar. Gerek paşalara gerek albaylara gerekse binbaşı, teğmen,
astsubaylara da varacak şekilde... İnanın, bizim dönemde en düşük rütbeli veya
en az düşük maaş alana en fazla...
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakan, yeter bu cevap, diğerlerini de yanıtlayın
lütfen.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani durursa olacak, yazılı da
verilebilir.
Uzman erbaşlara
ek gösterge verilmesine ilişkin kanun 22 Şubat 2014 tarihinde Resmî Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeyle uzman erbaşların -daha
önceden hiç yoktu, ek gösterge yoktu, biz verdik- maaşlarında derece ve
kademelerine göre belirli bir oranda artış sağlanmıştır.
Bir başka
husus, orduevleri. Mevcut orduevlerinden faydalanma veya her ilde ihtiyacı
karşılayacak şekilde orduevi yapılması talep ediliyor. Orduevleri, askerî
gazinolar, kışla gazinoları ve vardiya yatakhaneleri ile özel, yerel ve kış
eğitim merkezlerinden istifade edecek personel Türk Silahlı Kuvvetleri İç
Hizmet Yönetmeliği ve Ordu Evleri, Askerî Gazinolar ve Sosyal Tesisler
Yönetmeliği'nde belirtilmiştir. Bir 6, 7, 8 sayfa var Sayın Türeli, ben bunu...
RAHMİ AŞKIN
TÜRELİ (İzmir) - Sorunları biliyorsunuz, okudunuz ama çözün lütfen.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Onun üzerinde çalışma var.
Bir başka
husus Yüksekova'da 3 şehitle ilgili. Benim bildiğim kadarıyla, bize verilen
bilgiye göre de gerek Genelkurmaydan da her olayla ilgili mutlaka bilgi
aktarılır. Biz bunların faillerinin yakalandığını, ancak olayın içerisinde
irtibatlı olan 1 veya 2 failin de kaçak hâlinde olduğunu ama asıl faillerin
yakalandığını düşünüyoruz. Bununla ilgili İçişleri Bakanlığımızdaki, tabii
Adalet Bakanlığıyla ilgili yazılı olarak size de cevabı verilir, verilmesi de
gerekir ama Türkiye Cumhuriyeti'nde -devletin asli vazifesi o dur- kim bir suç
işlerse mutlaka adaletin huzuruna onu çıkarmak lazım.
Bir başka
husus, Ege Adaları'yla ilgili bir husus.
(Mikrofon
elektronik cihaz tarafından kapatıldı)
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, biraz daha süre verirseniz,
önemli.
BAŞKAN -
Bir saniye, açıyorum.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ege Adaları'yla ilgili, Lozan Barış
Antlaşması 12'nci maddesi ve Paris Barış Antlaşması madde 14 hükümleriyle
egemenliği devredilenler dışında hiçbir adanın egemenliği antlaşmalarla
Yunanistan'a devredilmemiştir. Bu ada, adacık ve kayalıkların egemenliği
Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne halefiyet yoluyla intikal
etmiştir. Hukuken, EGAYDAAK Türkiye Cumhuriyeti'nin hâkimiyetindedir.
Antlaşmalarla gerçekleştirilen bu düzenlemeye karşılık EGAYDAAK'ın bir kısmı
üzerinde, başından beri ama ta Osmanlı'dan bugüne gelinceye kadar Yunanistan'ın fiilî
uygulamaları vardır. Ancak fiilî devlet uygulamaları onların yasal, hukuki
statülerini değiştirmez. Bu, uluslararası mahkemelerin de vermiş
olduğu karardır. Dolayısıyla, bu durumda EGAYDAAK hukuken Türkiye Cumhuriyeti
egemenliğindedir.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Bizim niye fiilî uygulamalarımız yoktur Sayın Bakan! Bizim
niye yok! Ne biçim savunmasınız ya!
BAŞKAN -
Lütfen, Sayın Bakan cevap veriyor.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - EGAYDAAK üzerindeki mevcut olan fiilî Yunan uygulamaları
hukuki statüyü değiştirmez. Libya-Çad, Hollanda-Belçika
uyuşmazlığında Uluslararası Adalet Divanı, Palma Adası uyuşmazlığında ise hakem
kararı, statüsü antlaşmalarla belirlenmiş olan toprakların egemenliğinin fiilî
uygulamalarla değiştirilmeyeceğini hüküm altına almıştır.
AHMET DURAN
BULUT (Balıkesir) - Sayın Bakan, bizi yanaştırmıyorlar.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Tansu Çiller kadar olamadınız!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, Dışişleri Bakanlığının bahse konu
araştırmasının 1997 yılında... (MHP sıralarından gürültüler)
Dolayısıyla, aramızdaki fark şu: Siz "Burayı Yunanistan'a verdi." diyerek
Yunanistan lehine görüş bildiriyorsunuz. Çok şükür ki siz iktidarda değilsiniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Yuh be, yuh be!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Çok şükür ki iktidarda değilsiniz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) - Yuh lan sana be!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Yazıklar olsun!
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Yazıklar olsun sana, sıvışma bakanı!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Eğer iktidarda olsaydınız sizin bu
sözlerinizi alarak Yunanistan uluslararası mahkemelerde kullanırdı.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Yuh be, yuh!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sizden bunu beklemezdim.
BAŞKAN -
Sayın Bakan, teşekkür ederim.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sizden "Burası Türk
toprağıdır." demenizi beklerdim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Orası da yine Türk toprağı kalacaktır.
(MHP sıralarından gürültüler)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Orası Türk toprağı da sen Türk bakanı mısın Yunan bakanı
mısın belli değil!
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan...
BAŞKAN -
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Biz Türk milletinin temsilciyiz, Sayın Bakan özür dilesin. Özür
dilemediği takdirde, lütfen, İç Tüzük hükümlerine göre cezai hükümleri tatbik
edin.
BAŞKAN -
Oturur musunuz, oturun da konuşun lütfen, oturun.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Evet, özür dileyin, özür dileyin.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Şu ifadeye bak ya, şu ifadeye bak!
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Yunan tarafını tutuyor ya.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yazıklar olsun!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Olamaz böyle şey!
BAŞKAN -
Sayın Bakan, bir açıklama getirecek misiniz? Biraz önceki konuşmayla ilgili bir
açıklama getirecek misiniz?
OKTAY VURAL
(İzmir) - Evet, getirecek tabii ki.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hangisi efendim?
BAŞKAN -
Son konuşmayla ilgili.
AHMET DURAN
BULUT (Balıkesir) - Sayın Bakanım, yazın ben oradan geçiyorum, adaya
yaklaşıyorum...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Son konuşmam şu; diyorsunuz ki: Fiilî uygulamalar... Çok
net bir şekilde... (MHP sıralarından gürültüler)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Fiilî uygulamayı niye sen yapmıyorsun ya!
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sen kime hizmet ettiğini söyle!
BAŞKAN -
Bir saniye sayın milletvekilleri, lütfen...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Çok net bir şekilde... Siz şunu diyor
musunuz, demiyor musunuz...
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Yunanistan fiilî uygulama yapıyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Özür dileyeceksin.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok canım. Şimdi, siz geçin.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan, sözünü geri alacak.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hayır, yok öyle...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN -
Ben açıklama getirsin diye...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Almıyor.
BAŞKAN -
Sayın Bakan burada.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Tutanakları getirsinler, biz de çok net
söyleriz, hiç önemli değil.
BAŞKAN -
Sayın Vural, ben zorla sözünü geri aldıramam ki.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Almıyor, almıyor.
BAŞKAN -
Mikrofonunu açtım.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ya, öyle bir şey yok Sayın Başkanım, çok
net bir şekilde...
BAŞKAN -
Benim işim değil ki bu.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hayır, çok net şekilde siz diyorsunuz ki:
"Buralar Yunan toprağı oldu." Ne diyorsunuz? E, Yunan toprağı
değilse...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Yalan atıyor Sayın Başkan.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Yunanistan işgali var diyoruz.
BAŞKAN -
Sayın Bakan...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - E, tamam, biz de diyoruz ki: "Fiilî uygulamalar
egemenlik durumunu değiştirmez..."
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Yunanistan işgal etti, siz de göz yumdunuz.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "...Uluslararası antlaşmalar bunu
söylüyor, hakem kararları bunu söylüyor." Daha ne istiyorsunuz? Daha ne
istiyorsunuz? (MHP sıralarından gürültüler)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Niye siz fiilî uygulama yapmadınız? Niye müsaade ettiniz?
BAŞKAN -
Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan, bakın, Sayın Bakan sözünü geri alacak.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hiç yok öyle bir şey.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sözünü geri alacak.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hiç öyle bir şey yok.
BAŞKAN -
Hayır, ne sözünü geri alacak Sayın Vural?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Fiilî uygulamalar...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Efendim, siz "Yunan toprağı olduğunu kabul ettiniz." demek
suretiyle...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Evet, öyle diyorsunuz, öyle diyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Bakan bu sözü geri alacak.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, yok öyle bir şey, yok öyle bir şey.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Bu sözü geri alacak. Sayın Başkan, tutanakları getirerek...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İyi ki iktidar değilsiniz çünkü sizin
sözlerinizin devleti bağlayan bir tarafı yok ama biz söylersek devleti bağlar.
Ne diyoruz?
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Antlaşmalarla devredilmeyen bütün adaların egemenliği Osmanlı
Devleti'ne aittir.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkan...
BAŞKAN -
Evet, teşekkür ediyorum.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Külli halefiyet yoluyla da Türkiye Cumhuriyeti'nindir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder