22 Şubat 2016 Pazartesi

Bu ülkeyi Nuri Alço'mu kurdu arkadaş?

Bu satırları yazarken, TV yan odada açık ve birden bu sözü duydum.
 
Ve yazımın sonuna gelmiştim ki birden başlığını değiştirmek istedim, o nedenle başlığı bu şekilde seçtim.

Gerçekten de söz çok yerindeydi, bu ülkeyi Nuri Alço'mu kurdu ki, onun filmlerindeymişiz gibi, tüm ülkeye ilaçlı gazoz mu içirdiler ki, uğradığımız tecavüzü anlayamıyoruz?

Terör ve terörist konusunda, Milleti kandıran hükümet mi, MİT mi, bize tecavüz eden kim?

Ahmet Davutoğlu çıkıyor Ankara bombacısı YPG’li Salih Neccar diyor, TAK neden şerefsizler çıkıyor, saldırıyı Abdülbaki Sömer (Zinar Raperin) yaptı diyor.

Musa Sömer adlı adamın biri, TV izlerken o resmi görüyor ve "bu benim oğlum" diyor.

Musa Sömer ile Salih Neccar’ın DNA örneği alınıp karşılaştırılıyor.

Bakılıyor ki, AKP hükümeti yine yalan söylüyor, yine kandırılmış.

Sonra bir açıklama daha yapıyorlar, diyorlar ki, "Abdulbaki Sömer'in Ağustos 2014 yılında Türkiye'ye girerken ismini Salih Neccar olarak belirttiği" ileri sürülüyor.

Savcılık, zanlılarla ilgili mahkemeye sevk yazısında saldırganın ismi için "Abdülbaki Sömer veya Salih Necar" diye yazıyor.

Yazıktır yazık, koca Türk devletini kimlere emanet temiş bu millet, kabileler bile bizimle dalga geçer oldu.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, yandaş medya çıkıp milletin aklıyla alay ediyor.

Neymiş telsiz konuşmalarını ele geçirmişler.

Bir de ses montajı yapmışlar evlere şenlik.

Bari telsiz sesi eşliğinde konuşma montajı yapıyorsun, hiç değilse Türkçeyi benden daha iyi konuşanların sesini neden montaj yapıyorsun?

Üstelik konuşma vurgusuna bakarsan, ellerindeki metinden okudukları alenen belli.

TAK'ın eylemi üstlenerek yayınladığı fotoğrafa, yetkililer "montaj" diyor ancak TAK denen şerefsizler, yeni fotoğraf yayınlayarak bombacının kendi adamları olduğunu ispata çalışıyorlar.


Bu arada açıklamalar havada uçuşuyor.

Demirtaş, "Ankara Katliamı'nda PKK bağlantısı olsa, yayın yasağı değil yayın mecburiyeti getirirlerdi" diyor, Cemil Bayık ise, "Ankara açıklaması, bir misilleme eylemi olabilir" diyor.


Bu ülkeyi kim, nereden yönetiyor?


Acaba, imamlar camiden mi yönetiyor, ne bu ciddiyetsizlik, bu ne sorumsuzluk, bunlar hangi yetkiyle milleti aptal yerine koymaktadırlar?

Unutma ki, henüz 3 adımın hesabını yapamayan canlılar, başkanlık sistemini alırlarsa artık ne yalan sokarlar millete gerisini düşünmek bile istemiyorum.

Bu arada, 19.2.2016 tarihli Gözlem Gazetesi'ne konuşan Ertuğrul Yalçınbayır, "Kuruluşta, içinde olduğu bir heyetin hazırladığı parti programında “Başkanlık kavramlarının yer almadığına, aksine parlamenter sisteme hassasiyet vurgusu yapıldığına” işaret eden Yalçınbayır soruyor; “İyi yönetilmeyen Partide, üye olmayan Erdoğan ve Gül’ün etkileri sürüyor. 

Kurumsallaşmasını tamamlamış bir partide böylesine vesayet sürer mi? Bir zamanlar Kırgızistan’da AR-NAMUS Partisi vardı. İktidar oldular, sonra yöneticileri yolsuzluktan yargılandı. Türkiye’de genellikle partilerin, kişilerin, kuruluşların, işletmelerin isimlerine uygun davrandıklarını söylemek zor. İsimlendirmede Olmayana Ergi Metodu hakim" diyor.

Şu ülkeye acımıyorsanız insanlara acıyın, yok kendi milletinize acımıyorsanız, mülteci diye milletin içine soktuklarınıza veya kuracağınız yeni Kürdistan devleti için yerleştirdiğiniz insanlara acıyın.

Biz artık yok sayıldığımızı biliyoruz da ya halk bunu ne zaman anlayacak?

Bu nasıl bir iştir ki, binlerce kilometre ötedeki devletler ABD ve Rusya, burnumuzun dibindeki Suriye için ateş kes anlaşması yapabiliyor?

ABD ve Rusya Suriye'de uygulanması planlanan ateşkesin 27 Şubat tarihinde başlayacak ve 5 gün süreceğini açıklamış.

Düşünün...

ABD ve Rusya, Türkiye'de uygulanması planlanan ateşkes için anlaştı diye haber verilmiş olsaydı, bu haberden ne analardınız?

Peki, Esad oradan, "Tayyipsiz Türkiye istiyoruz" diye tuttursa, ABD destekli kafa tutsaydı, Esad için Müslüman diyebilir miydiniz?

Gerçekleri görebilmek için empati yapılması şarttır.

Geçenlerde bir gazetede, yapılmış bir araştırmayı yayınlamışlar.

Araştırmada, empati yeteneğinin daha çok alkol kullananlarda geliştiğini söylemişler.

Dikkat edin, alkolikler değil, arada bir alkol alanlarda daha yerleşik olduğunu yazıyordu.

Türkiye'de alkollü içkilerin durumunu düşünürseniz, neden AKP'nin iktidar olduğu ortaya çıkmış olmaz mı?

Bir de evlere şenlik İşsizlik Sigortası Fonu var, tam bir talan ve işgale uğramış durumda.
Fon’dan kuruluş amacı dışında yapılan harcama 24 milyar 624 milyon lirayı buldu. Hükümet, işsizler dışında yapılan bu harcamaları gerçekleştirebilmek için Meclis’te onlarca kez kanun değişikliği yaptı. Normal şartlarda bütçeden yapılması gereken GAP projesine kaynak aktarımı ile işsizliği önlemeye yönelik gerçekleştirilmesi gereken her türlü hükümet politikalarının faturası da Fon’a kesildi. Dahası, başta madenler olmak üzere ülke genelinde yaşanan iş kazalarında oluşan mağduriyetlerin giderilmesi için dahi bütçe yerine Fon’dan harcama yapıldı.

Hükümetin bütçe ödenekleriyle gerçekleştirmesi gereken GAP yatırımları için işsizin parasından harcanan para tam 11 milyar 511 milyon liraya ulaştı.

Ayrıca, sonradan geliştirilen “aktif işgücü programları” adı altında toplumun bazı kesimlerine bugüne kadar işsizin parasından aktarılan tutar da 7 milyar 581 milyon lirayı buldu.
BÜTÇE AÇIĞINDAN KURTULDULAR
Fon’dan “diğer giderler” adı altında yapılan ve işsize gitmediği anlaşılan ödemeler de 5 milyar 532 milyon lira oldu. Resmi veriler, işsize yapılan ödeme dışında kalan ve normalde bütçeden harcanması gereken tutarın 25 milyar liraya yaklaştığını, dolayısıyla hükümet bütçelerinin bu düzeyde bir açıktan kurtulduğunu gösteriyor.

Çalışma Bakanlığı verileri, hükümetin bu yıl İşsizlik Sigortası Fonu’ndan asıl kuruluş amacı kapsamında işsizlere 2 milyar 788 milyon lira işsizlik maaşı ve benzeri ödeme yapacağını, asıl amacın dışında kalan kalemlere ise 6 milyar 81 milyon lira aktaracağını gösteriyor. Bu aktarımın 4.7 milyar lirası hükümetin daha çok seçim dönemlerinde seçmeni etkilemek için kullandığı aktif işgücü programlarına, 1.4 milyar lirası ise diğer giderlere yapılacak. aktifhaber



İŞ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI

HAKKINDA KANUN

Kanun No. 5763

Kabul Tarihi: 15/5/2008  



 MADDE 13- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu maddenin son fıkrasında yer alan “Geçici 1 inci maddesinde” ibaresi “Ek 1 inci, Ek 2 nci, Geçici 1 inci, Geçici 6 ncı ve Geçici 7 nci maddelerinde” şeklinde değiştirilmiştir.

“İşsizlik sigortasının amacı; işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamaktır.” tbmm.gov.tr 


Türkiye'ye sokuşturulan, benim Hz. SEÇSİS diye adlandırdığım seçim sistemi yok edilmedikçe, bu ülke kurtulamayacak.

Dedem görmedi, babam görmedi, ben görmedim, çocuğum da görmedi.

Yahu torunların ne günahı var, bu kadar ..lar nasıl bu ülkede peydahlanmış, nerelerde gizlenmiş bir türlü aklım bunu alamadı.

Lanet olsun böyle yönetime de....

22.2.2016

A. Dursun 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder