Eşeğin çalışması, at içindir...
Demokrasi basamaklarının kurulmadığı yerde, ileri demokrasiye
geçmeye kalkarsanız bizdeki gibi çöker.
Hele de tek özelliği, sadece ve sadece inançlı olduğunu
söyledikleri için oy almış olmaları, oy verenlerin de aynı nedenden ötürü oy
vermiş olmalarıysa, artık yalanını da Allah'ın üzerine atarsın, her yanlışta
Allah'ı öner sürer, suçlarsın, artık kimse sesini çıkartamaz, olur biter.
Nitekim 15 yıldır, durmak bitmek bilmeyen yalanlarla yetişen
çocuklarımız artık hiç bir gerçeği göremez olmuştur.
AKP iktidara geldiğinde doğan çocuklar bu gün çocuk işçi
olarak çalıştırılmaktadırlar.
Daha 2 gün evvel (10 Şubat 2016), Zonguldak'ın Kilimli
İlçesi Gelik Beldesi'nde, 2.5 ay önce 1 işçinin patlama sonucu öldüğü kaçak
kömür ocağının mühürleri sökülerek yeniden çalışma başlatılması sonucu, 2 maden
işçisi metan gazından zehirlenerek öldü.
Ne de olsa madencinin kaderi ölümdü, Allah ölümün güzelini
onlara nasip etmişti.
Allah öyle uygun gördüyse, biz zavallı kullar buna nasıl
karşı gelelim ki?
Sıkıysa karşı gelin.
Ama nedense aynı Allah, Avrupa'daki madencilerin ölmesine
bizdeki kadar izin vermiyor.
Öyleyse Allah bizi sevmiyor olmalı.
Zira bakan efendiler ölüm madencinin kaderidir dediğine
göre, onlara gelen vahi bize gelecek değil ya, onlar ne de olsa Allah'ın yer
yüzündeki elleri, biz de kulları.
Tüm bunlar yaşanırken Efendimiz Hz. Tayyip, "30 bin
öğretmenin atama törenindeki konuşmasında, "Öğrencilerimizin maddi
imkansızlıklardan dolayı okumasına engel olacak şartları ortadan
kaldırdık" diyor.
Yani yalan söylüyor.
Yok o yalan söylemiyorsa, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Meclisi yalan söylüyor.
Peki biz kime inancağız?
Arkasına Allah desteği alan Hz. Tayyip Efendimize mi,
Allah'ın destek verip vermediğini bile bilmediğimiz İşçi Sağlığı Merkezine mi?
Sanırım doğrusunu yine Allahlar bilecek, karar verecek.
O zamana dek, bizim gibi zavallıların çocukları daha çok
madenlerde, meydanlarda ölecek demektir.
Şu Allah bir an evvel karar verse de, Milleti sevip
sevmediğini anlasak.
13.02.2016
A. Dursun
İSİG’in 2015 Yılı İş Cinayetleri Raporu’nda, 2013’te okul çağındaki 59 çocuk işçinin, 2014’te ise okul çağındaki 54 çocuk işçinin öldüğü bilgisi yer aldı.
okula devam ederken çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında yüzde 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükseldi. Okuyan çocukların 2006 yılında yüzde 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran yüzde 3’e yükseldi.
Sonuç olarak 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekildi. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı aynı zamanda çocuk işçiliğin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürdü.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder