13 Şubat 2016 Cumartesi

Hayvansal gıda deposu, oy sandıkları...





Hayvansal gıda dendiğinde aklınıza ilk önce hayvanlardan elde edilen gıdalar gelir.


Oysa biz insanlar öyle garip canlı türleriyiz ki, bizi hayvansal gıda yerine koyanların var olduğunu göremiyoruz.



Ne malum, belki de bizi yöneten sınıfın uzaylı olduğunu, bizim kılığımızda görünerek aramızda dolaştığını söyleyenler haklı olabilir.



Her ne kadar akla aykırı, uçuk düşünce olsa dahi, AKP sayesinde bu ucube düşünceleri de edinir olduk.



Aslında siyaset, insanlık için gerekli bir kavramdır.


Konuşma, düşünme gibi kavramlar bizi diğer canlılardan ayıran özellik olarak ilkokuldan beri öğretilmiş olsa dahi, aslında siyaset yapabilmek, bizi diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik olmuştur.


Bunları ayrıntılı olarak Siyaset sorunlarımızı çözer mi başlığında sunmuştum.


Siyasetin çözüm üretmesi biraz da toplumun eğitim seviyesiyle doğrudan ama ters orantılıdır.



Yani biri artarken diğeri azalır.


Eğitim seviyesi artıyorsa, cahil yöneticilerin insan sıfatı kazanması azalır.



Bizde siyasetçiler, kapı önünde, pencerenizde, sokakta, orada, burada beslediğimiz kuşlar gibidir.



Bu teşbihi bir ara, ya bir resmin altında ya da bir yazının satırları arasında olsa gerek, aklımda kaldığı kadarıyla  şöyle ifade ediyordu.



"Siyasetçiler güvercinlere benzer, yerdeyken elinizden beslenir, havladıklarında kafanıza s.çarlar" diyordu.



Bizdeki ve gelişmemiş topluluklarda siyaset böyledir, yazık ki kapılarımıza gelenler şimdilerde kapılarımıza da gelmez olmuş, nasılsa onlara bizi köleleştiren Hz. SEÇSİS ile şeyimizden bizi kendilerine bağlamışlar.



Örneğin Erdoğan, ilk zamanlarda ellerinde karanfillerle kapılarımıza iki türbanlı, yanlarında iki de sakallı yollayarak, oy dilenirlerken, şimdilerde millete neredeyse ana-avrat sövüyor, oy veriyorsanız verin yoksa... diyebiliyor.



Yani o yazıda söylendiği gibi artık kalkmış durumdalar  havaya doğru.



Kalkış o kalkış, artık tepemize s.çma hakları baki olmuştur.

Başımıza bakan diye atadıkları canlı formları, dilediklerince şeytanlığı ve pişkinliği sergileyebilmektedirler.



Örneğin şu çalışma bakanı Çelik, şimdi tarım bakanı olmuş.



Çelik Efendi 800 TL ile geçinilebilir diyen canlı formu.



Sanırım uzaylı yaratıklardan olup, insan formunda göründüğü için, onun söylediklerini biz, bizim çektiklerimizi o anlayamadı.



Zaten Efendimiz Hz. Tayyip'te, "" dememiş miydi? 


64. Hükümetin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, görevi Kutbettin Arzu'nun devrettiği törende 10 yılı aşkın Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapmış Mehdi Eker'de vardı.

Bakan Çelik yaşamını anlatırken, "Küçük olduğum için 7 lira veriyorlardı. Babam 23 lira usta, ben amele… Bunları yaşadık, ben emeğin, çilenin, 750 lira ile yaşamanın ne demek olduğunu iyi biliyorum" demişti.

Benden 2 yaş büyüktür kendisiyle, az çok aynı dönemleri yaşamışız.


"14 yaşında inşaatta amelelik yaparak ev geçindiriyordum" dediği halde geçmişi unutmuştur.


Nitekim ben de aynı yaşlarda inşaatlarda amelelik yaptım, bu utanılacak bir şey değil elbet, belki aynı inşaatta da çalışmışızdır, anımsamıyorum.


Hatta alın teriyle çalışmak övünülecek, göğsünü gererek anlatılacak bir kutsaldır benim açımdan.



Lakin Sayın Faruk Çelik gibi, geçmişi unutarak, "Asgari ücret ile geçinilir 800 TL Büyük Para" diyemiyordum.

Nitekim Çelik Efendi, tıpkı çalışma bakanıyken nasıl işçi ezildi, madenlerde öldüyse, tarım bakanı olduğundan beri et fiyatları aldı başını gitti.



Aklıma ister istemez şu soru geliyor.



Faruk Çelik özel görevlendirilmiş biri midir?



Nereye el attıysa neden kurutuyor?



Daha 24 Ocak 2016 tarihinde, "" yayınlanmıştı. 

İçeriğinde ne vardı anımsadınız mı?


Diyafram ve masseter (çiğneme kasları) ifadelerinin geçtiği tebliğden bahsediyorum.



Kıymanın ucuzlatılmasındaki sır acaba bu mudur?


Yani, kıyma diye içinde ne olduğu belirsiz ati bize yedirecekler midir?


Yakındır, sürekli yap-boz tahtasına dönen yasalar, açıktan kıyma satışını yasaklayan maddeye düzenleme getirerek artık ne yediğimiz belirsiz hale gelecektir.



Uzun sürmez, her yaptıkları yasayı bir kaç hafta içinde yenisiyle bozduklarına göre, bu ihtimal de önümüzdedir.



Sen ülkenin her yerinde HES, RES yapacağım diye tarım ve hayvancılık yapılan alanları talan et, ülkeyi donuna kadar dışa bağımlı yap, peşinden vahi gelse kurtaramaz, milleti enayi yerine koyanlara millet dersini vermedikçe, GDO'lu gıda da yeriz, bilmem neyli gıda da.



Çocuklarımız kanserden boşuna mı kırılıyorlar?

Nitekim bu güvercin tipli siyasetçileri elimizle beslemeye devam edersek, havalandıklarında neremize s.çacaklarını bilemeyiz.




Son olarak şöyle çağrıda bulunmak istiyorum.



Oy vermeye gittiğinizde bunları asla unutmayın ki, oy verdiğiniz sandıklar, sizleri hayvan yerine koyanların gıda deposu olmasın.



Benden söylemesi.
 
 13.2.2016


 A. Dursun



Buyurun, tüketicilerin söylediklerine bakın.




Aydın Kasaplar Odası Başkanı İsmail Kadı, kırmızı ette tavan fiyat uygulamasının mümkün olmadığını söyledi. Etteki pahalılığın, tavan fiyat uygulaması veya ithal etle çözülemeyeceğini savunan Kadı, “Tek çözüm, serbest piyasa ve üreticiye destek” dedi.

Aydın Kasaplar Odası Başkanı İsmail Kadı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in, kırmızı et sektörü temsilcileriyle görüşmesini Cihan Haber Ajansı’na değerlendirdi.


Aydın Kasaplar Odası Başkanı İsmail Kadı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in, kırmızı et sektörü temsilcileriyle görüşmesini Cihan Haber Ajansı’na değerlendirdi.



 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ulusal Kırmızı Et Konseyi, Kırmızı Et Üreticileri Derneği, Türkiye Kasaplar Federasyonu ile yaptığı toplantıda yağsız et tavan fiyatını 23.3 TL, yağlı et fiyatını ise 21.8 TL olarak açıklamıştı. Bakan Çelik, "Kıyma fiyatı 32 TL ve kuşbaşı fiyatı 34 TL olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık. Et ithalatı meselelerini yoğun değerlendirmesini gerçekleştirdik” diyerek, aldıkları kararın üreticiyi, besiciyi koruma yönünde alınmış bir karar olduğunu söylemesi üzerine, Gaziantepli vatandaşlarda bunu olumlu karşılayarak, vatandaşların bundan sonra daha uygun bir fiyata et yiyeceklerini söyledi.  iha.com

  
Bu nasıl sağlıklı beslenme önerisidir anlamak çok zor.

Kanola yağı kullanın diyor, yok böyle bir şey.

Kanola zehirli ve böcek öldürücü olarak kullanılan bir bitki ve genetiği değiştirilerek zehirli etkisi yok ediliyor ve yağ elde ediliyor.

Yani GDO'lu ürün ve kanserin açık davetiyesini  taşıyor.

Ancak gelin görün ki akademisyen bunu önerebilmiş...

SAĞLIKLI BESLENME VE ANTİ-AGİNG 
Y. Doç. Dr. Tahir KAHRAMAN

    Eczacılık Fakültesi

    Biyokimya ABD

    2013 / Van

Harword  Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından geliştirilen yeni beslenme piramidi, günlük beslenme alışanlıklarımızda dikkat etmemiz gereken temel özellikleri ortaya koyuyor.

Yeni beslenme piramidinin başlıca önerileri: kırmızı et, patates, rafine hububat ürünleri ve alkolün son derece kısıtlı hale getirilmesi;

Süt ürünlerini günde 1-2 porsiyona indirmesi; Doymuş yağların (margarin gibi) tamamen kaldırılması;

Rafine edilmemiş hububat ürünlerinin, meyve ve sebzelerin bol miktarda tüketilmesi;

Her gün hazır vitamin alınması.

Beslenme önerileri

1 . Yediklerinizde ve içtiklerinizde ne kadar kalori bulunduğunu bilin ve düzenli egzersiz yapın.

2.Vücudunuzun tüm fazla kalorileri yağa çevirerek depoladığını unutmayın; bu nedenle yediklerinizi değiştirdiğinizde kalorilerini daima kontrol altında tutun. Egzersiz bir çok kronik hastalıktan korunmanıza yardımcı olur ve vücudunuzdaki kas miktarını arttırarak daha fazla kalori yakmanızı sağlar

3. Diyetinizden sağlıksız olan doymuş yağları çıkarın; onların yerine doymamış bitkisel sıvı yağlar kullanın. Kırmızı et, tereyağı ve birçok süt ürününde bulunan doymuş yağlardan uzak durun. Kanola, ayçiçeği ve mısır özü yağı gibi sıvı yağlar kullanın.

4 . Rafine hububat ürünlerinin ve patatesin yerine rafine edilmemiş hububatlarla yapılan gıdalar tüketin.Özellikle sabah kahvaltılarında sıcak veya soğuk olarak rafine edilmemiş tahıl ürünleri kullanın. Pasta, börek gibi hamur işlerinin yapımında beyaz un yerine kepekli un kullanın. Beyaz pirinç yerine kahverengi pirinç kullanın. Kepekli ekmek tüketin ve patatesi azaltın. Bazıları tarafından hor görülen bulgur, bu beslenme piramidi ile tüm dünyaya öneriliyor.

5 . Mümkün olduğu kadar çok çeşitli sebze ve meyve tüketin. Her gün en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin; sabah kahvaltısına meyve ile başlayın. Koyu renkli sebze ve meyveleri tercih edin. Besin içeriği açısından en değerli sebzeler genelde koyu yeşil ve bol yapraklıdırlar. Sarı, portakal renginde ve kırmızı meyveler, baklagiller ve limongillere ait meyveler tüketin. Sebze ve meyveleri mutlaka sevilecek ve iştahı getirecek şekilde hazırlayınız. Domatesi pişirilmiş olarak tüketin; bunu yapamıyorsanız domates sosu, domates suyu gibi işlenmiş domates ürünlerini tüketin. Bunun da yapamıyorsanız yetişme mevsiminde taze olarak tüketin. Çünkü domateste bulunan likopene (lycopene) adı verilen kansere karşı koruyucu madde, eğer domates pişirilmiş olarak alınırsa kana daha çabuk geçer. Kendiniz domatesi dondurarak ileride tüketebilirsiniz. yyu.edu.tr

Açamıyorsanız buradan indiriniz.

Arjantin ve Yunanistan'dan 9 bin ton salmonellalı soya unu
Politis gazetesi “Salmonellalı Hayvan Yemi... Bakanlık 9 Bin Ton Bağlandı Diyor” başlıklarıyla verdiği haberinde 10 deponun, ayrıca hayvan besiciliği yapan bazı çiftliklerin salmonellalı unla dolduğunu yazdı.

Gazete, Rum yetkili birimleri, Tarım ve Veteriner Dairesinin salmonellalı hayvan yemlerinin saptanmasının ardından, bunların besiciler tarafından kullanılıp kullanılmadığını saptamak için büyük çaba gösterdiğini, çünkü böyle bir durumda hayvanların da karantina altına alınması gerekeceğini kaydetti.

Habere göre Rum Tarım Birimi, şimdiye kadar topladığı veriler temelinde, böyle bir olasılığı ihtimal dahilinde bıraksa da, Veteriner Dairesi, süt ve süt ürünlerinden örnekler aldı.

Gazete, 7 bin tonluk ilk yükün Arjantin’den, bin 700 tonluk ikinci yükün ise Yunanistan’dan geldiğini belirtti.

Tarım Dairesi Müdürü Andrula Georgiu, iki yükün, yetkili birimlerce hemen, hayvan yemleri kullanılmadan saptandığını belirterek, iki yüke, yerleştirildiği 10 depoda el konulduğunu söyledi.

Bunlardan çok sınırlı miktarının çiftliklere dağıtıldığını ifade eden Georgiu, bu çiftlik sahiplerinin bahse konu yemleri kullanmamaları yönünde uyarıldığını vurguladı.

Georgiu ayrıca, kamu sağlığının tehlike altında olmadığını, yetkili birimlerin tetikle olduğunu söyledi.

Fileleftheros gazetesi ise “Çiftliklerde Salmonellalı Soya Unları... 9 Bin Ton Depolarda ve Çiftliklerde Bağlandı” başlıklarıyla verdi. Rum Basını

****




Salmonella Bakterisi Kanser Hastalığını İyileştirebilir Mi?

Kanser hastalığının tedavisi için araştırmalar devam ediyor.

Science dergisinde yayınlanan bir rapora göre, bilim insanları, gıda zehirlenmesine neden olan Salmonella bakterilerini farelere yerleştirilen insan kanseri hücrelerine karşı güçlü bir bağışıklık tepkisi ile tümörleri küçülterek ve metastaz (yayılma) yapmalarını önleyecek şekilde değiştirdiler.

Daily Star'da yer alan habere göre; Kanser, bulunduğu yerden ayrılmama eğilimindedir çünkü vücudun kendini savunması açısından bakıldığında hemen hemen görünmezdir. Kanserde, bağışıklık sistemi bu hücreleri tanımaz çünkü yabancı istilacılar değildir.

For more information about the Curtiss laboratory, visit this website.

Influence of lipopolysaccharide outer-core in the intrinsic resistance to antimicrobial peptides and virulence in Edwardsiella ictaluri.

Additional publications here

Bilim insanları, kansere saldırmak için bağışıklık sistemini harekete geçirmek amacıyla kanserli dokuları bakterilerle enfekte etmek de dâhil olmak üzere birçok püf noktasını denemişlerdi. Rapor, bu modifiye Salmonella bakterilerinin insanda çoğaltılabilir olmasının kanser tedavisi için önemli bir adım olacağını söyledi.

Kanserle mücadelede benzeri bakteri tekniklerine öncülük eden Gainesville Üniversitesi, Florida Üniversitesi'nden bulaşıcı hastalık araştırmacısı olan Roy Curtiss, "Bu ekip çok katı bir çalışma yaptı, çok titiz davrandı" dedi.
 
Ekip, şimdilik bu tekniği hayvansal modellerle hassaslaştırmaya devam edecek. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde zenginleştirilmiş bakterilerin güvenli, etkili bir anti-kanser tedavisi olarak çalışıp çalışamayacağını görmek için klinik araştırmalar planlanıyor.  nedirkibu



Resimlerle Salmonella
 
 Dışkı, izolasyon, PCR, Salmonella, yumurta.pdf

 Hazır Kıyma, Salmonella Enterica Subsp. Salamae, Salmonelloz, Ağrı.pdf

 Tavuk çiftliklerinde yabani fareler Salmonella tasıyıcısı.pdf 

 Afyonkarahisar’da Peynirlerde Salmonella.pdf

 

 HES’LER ÇOK TEPKİ ÇEKİYOR, RES VERELİM!

 Bunun adı RES’men katliam!
Prof. Dr. Kantarcı’dan tarihi uyarı: “Ormanda rüzgar türbini kurmak leylek ve kartal göç yoluna kıyma makinesi koymaktır!” Yusuf Yavuz Plansız ve denetimden yoksun biçimde...

Enerji ya da madencilik alanındaki yatırımlarda Anadolu halkının ‘istemezük’çü bir yaklaşımı yok. Hiç bir yurttaş ülkesinin enerjide dışa bağımlı olmasını istemiyor. Öyle ki, pek çok köyde insanlar “eğer enerji üretilecekse biz kazma kürek çalışalım, kimseye muhtaç olmayalım” diye feryat ediyor. Ancak “bunca yatırım gerçekte halka, ülkeye ve insanlığa hizmet edecekse” diye de ekliyorlar. Çünkü son 10 yılda kırsalda yaşanan büyük dönüşümün ortaya koyduğu en acı gerçek, millet-devlet ilişkisini, algısını tuz buz etmiş durumda. İnsanlar hala devletin bu yıkımlara nasıl izin verdiğini, hatta bizzat önünü açtığını tam olarak anlayabilmiş değil.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder