2 Şubat 2016 Salı

Davutoğlu Cahiliye devrinde, yandaş basın Darwin derdinde. Çöküş başladı...

Yine gündem ekonomi olamıyor, petrol zamları olamıyor, emeklinin çilesi, işçi-memurun ezilişi olamıyor.

Yine gündem dış gelişmeler, dış siyasetimiz, komşu ülkelerle olan düşmanca tavırlarımız, terör, şehitler, tecavüzler vs...olamıyor.

Yine gündem çıkan yasalarla nasıl ezildiğimiz, AB ve ABD'ye tanınan imtiyazlar,  Vekillerimizin kıyak maaşları, KaçAK Saray'ın milyar dolarlara varan harcamaları, çiftçinin perişan hali, hayvancılığın yok edilmesi, TÜİK verilerine göre % 350'ye varan zamlar  söz konusu olamıyor.

Örneğin TÜİK verilerine göre, 2015'in zam şampiyonu % 107 ile zeytinyağı, % 60 ile sarımsak, % 58 ile yeşil soğan, % 48 ile ıspanakta gerçekleşti.

Yine Barzani PKK ile Türkiye arabulucusu, Sinirlioğlu ve Fidan Bağdat'ta bir araya geldi.

Ama bunlar söz konusu bile olamıyor.

Neden olamıyor?

Çünkü İslamcı şaklabanın biri para kazanacak diye saçmalama ve toplumun düşüncelerini aşağılama hakkını kullanıyor.

Kâ'be'de bile ıslıklı sloganlar atıyorlar üstelik bunlar Müslüman.

Abdullah ibn-i Abbas, Resul-i Ekrem, Fahreddin er-Râzî, Sahih-i Müslim, Tirmizi gibi kaynaklardan anlaşıldığı üzere cahiliye döneminde de Kâ'be tavaf ediliyor ve ıslık çalarak, el çırparak bu teşvik ediliyordu.

Ta ki ayet gelene kadar devam etti.

8/35'de salatuhum indel beyti (onların badeti Kâ'be'nin yanında), mukâen ve tasdiyeh (ıslık çalıp el çırpmak), kuntum tekfurûn( kâfir oldunuz) diyerek bu hareket açıkça yasaklanmıştır.

Lakin yeni İslam'ın mü'minleri Ilımlı-Uyumlu Kur'an'a göre tavaf ettikleri için, orada bulunan başbakan da daha 180 derece ile 360 derece arasındaki farkı bilemeyecek kadar cahil olduğu için gaza geliyor ve onları tıpkı putperestlikten kalma sünnetle teşvik edercesine selamlıyor.

Yazıktır yazık, hadi mü'min bir halttan haberi yok da ya sen?

Kendini yönetemeyenler ülke yönetecek, bir de anayasa yapacaklar, vay başımıza gelenler.
 

Bu Tevrat'ta bile yasaklanmışken, Müslüman neden buna uyar anlamak çok zor.


TEVRAT:

EYÜP  : Eyüp.27: 23 Onunla alay ederek el çırpar, Yerinden ıslık çalar. Dip Not 27:23 Bazı uzmanlara göre 27:13-23 ayetleri Sofar'ın sözleridir.

YEŞAYA  : Yşa.5: 26 RAB uzaktaki ulusları bir sancak işaretiyle, dünyanın en uzağındakileri ıslık sesiyle çağıracak; hızla, hemen gelecekler.

YEŞAYA  : Yşa.7: 18 "O gün RAB Mısır ırmaklarının ta uçlarından sinekleri, Asur topraklarından arıları ıslık la çağıracak.

AĞITLAR  : Ağı.2: 15 Yoldan geçen herkes el çırparak seninle alay ediyor, Yeruşalim kızına baş sallayıp ıslık çalarak, "Bütün dünyanın sevinci, güzellik simgesi dedikleri kent bu mu?" diyorlar.

AĞITLAR  : Ağı.2: 16 Düşmanlarının hepsi seninle alay etti, Islık çalıp diş gıcırdatarak, "Onu yuttuk" diyorlar, "İşte beklediğimiz gün, sonunda gördük onu." 

Bunları benim gibi dinsiz biliyor da, dindar neden bilmiyor dersiniz?

Bilse zaten dindar olamaz da ondan bilmiyorlar.
 
Bu rezalet yetmiyor, hükümet eliyle beslenen çiftlik ucubeleri yine tüm bunlara örtü gibi gerilmeyi başarıyorlar.

Vahdet (birlik, beraberlik, dayanışma)adıyla yayın yapan bir gazete köşesinde, birliğimizi, dirliğimizi bozucu yayınlar yapılıyor.

Yazarlarından Seyfi Şahin isimli bir kendini ve bilgi düzeyini bilmez, çıkıp millete ahkâm kesmek istemiş.

Şöyle diyor.
Charles Darwin'in Türlerin Kökeni (1860)'da yayımı yapılıyor, yaklaşık 6 ay kadar sonra Oxford Müzesi'nde piskoposlar ve bilim adamları bir tartışma yapıyorlar.

İçlerinden piskopos Samuel Wilberforce'un, Darwin tezini savunduğu için İngiliz biyolog Thomas Henry Huxley'a "atalarının maymundan gelip gelmediğini" sormasıyla bugüne kadar gelen evrim tartışması başlıyor.
 
Darwin, insanın maymundan geldiğini söylemediği halde kilisenin cahil ve beyinsiz din adamları, o güne kadar ellerindeki gücü kaybedeceklerini bildikleri için "insan maymundan gelmedi" yaygarasını ortalığa serpmeye başlıyorlar.

Oysa Darwin, bütün canlıların birbiriyle akraba olduğunu iddia ediyordu, yani insanların maymundan türediğini söylememiş ancak Anglo- Sakson Kilisesi buna karşı hücum başlatarak Darwin'in iddiasıymış gibi algılanmasına yol açmıştır.

Özetle "insan maymundan gelmiştir" diyen kilisedir, "hayır bu yanlış" diyen de kilisedir.

Yazık ki dinden beslenen toplumlar her dönem olduğu gibi okur-yazarlıktan uzakta olduğundan, hiçbir şeyin kaynağına inmezler.

Onlar için varsa yoksa tek bir kitap () vardır.

Garabet olanda tüm dinlerde olduğu gibi kiliseye bağlı olanlar da sadece din görevlilerinin söylediklerine inanıp, asla kitaplarını okumamışlardır.

İşte İslam dünyasına da bulaşan bu hastalık, yazık ki o hastalıktan beslenen meczupları, salt paraları olduğu için topluma adam, gazeteci, hoca diye sunmaktadır.

Kapital ve kapitalizmin en büyük kazancıda budur.

Emperyalizm o nedenle dinleri destekler, çünkü dinler yok olursa emperyalizm de yok olacaktır.

Yazık ki Seyfi Şahin'de inandığı kitabını okumadığı gibi, kendi gibi tek kitaptan beslenen kahir ekseriyetin beynine tecavüz ederek para kazanmaktadır.

O nedenle din dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ticaret ve rant kapısıdır.

O kapı kapatılıp yok edilmedikçe, ne Darwin tartışması biter ne de maymun masalları.

Ey Müslüman, Darwin'in maymundan geldiğimizi söylediği bir kitabı varsa yüzümüze vurunuz, bulamazsanız size bunu iddia edenlere şunu sorunuz.

"Darwin'in maymundan geldiğimizi yazdığı kitap hangisidir, o kitabı sen okudun mu"

Eğer öyle bir tez, kitap varsa bize de getirin ki cahil kalmayalım.

02.02.2016

A. Dursun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder