11 Şubat 2016 Perşembe

IŞİD'in seks kölesi kızları, ordu kuruyor. HDP, Kur'an'da "vatan, bayrak", yoktur diyor.

IŞİD'in seks kölesi yaptığı Yezidi Kızları kendilerini ve çevreyi korumak için bir ordu kurdu ve Mücadeleye başladı…..  

Captured and Raped Yasidi Women Form an Entire Army to Deal with Islamic Jihadists


AKP'nin desteklediği IŞİD eğer İslami darbe yapsaydı bizim kızlar da seks kölesi olacaktı.

Gerçi epey bir çoğunluk bunlardan yana, TBMM kürsüsünden türbanıyla, devlet yok, bayrak yok, bağımsızlık yok diyen hainler, milletin gözünün içine baka baka bunları konuşmakta, millet ise hamd etmeye devam etmektedir.

 HDP İstanbul milletvekili Hüda Kaya, HDP'nin grup önerisi konuşulurken, Türkiye'nin sorununun hendek, terör ya da operasyonların olmadığını söyledi.


Kuran'da vatan, bayrak, saltanat, yoktur. Savaşını vatan bayrak millet saray devlet gibi İslam dışı kavramlarla yürüten mi dinden, imandan bahsedebilir? Yoksa hak, adalet, özgürlük, barış gibi kavramlarla mücadele verenler mi? (Aşağıda bunun yalan olduğunu anlattığım yazımı vereceğim)

Artık bu din sömürüsüne bir son vermenin vakti geldi de geçiyor!

Başka söze ne gerek?


Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
26. Dönem 1. Yasama Yılı
38. Birleşim 11 Şubat 2016 Perşembe
 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Kurul Tutanağı

27. Dönem 5. Yasama Yılı

18. Birleşim 11 Kasım 2021 Perşembe 

tbmm.gov.tr

 

Genel Kurul Tutanağı
22. Dönem 3. Yasama Yılı
100. Birleşim 18/Mayıs /2005 Çarşamba
tbmm.gov.tr  

11.2.2016

A. Dursun

KUR'AN, İRTİCA İÇİN NE DİYOR?

ATATAÜRK, İRTİCA KELİMESİNİ DIŞ DESTEKLİ ŞEYH SAİD İÇİN KULLANMIŞTI.

ŞEYH SAİT AYAKLANMASI.

NUR-31, Kur'an yorumlamak


Daha evvel de Laikliğin tarihçesi hakkında bir Özet çıkartmış idim.

Şimdi buna tekrar değinmek istemiyorum. Ancak laiklik ile birlikte anılan bir kavramın daha açıklanmasının gerekli olduğunu düşünmekteyim. O kavram da İRTİCA kavramıdır.

İrtica her ne kadar gericilik olarak algılansa da bazı konuların da tekrar gözden geçirilmesinin gerekli olduğu kanaatindeyim.

       Yani Laik olmak Emperyalizme karşı olmakla eş değer diyenlerin olmasının yanında asıl laik olmanın din ile alakasız olmak anlamında bir söyleme dönüştürülmesinin de önüne geçilmesi için yine bu kavramı yüce Kur"an dan inceleyelim.
 
       Kur"an geriye dönmek hakkında ne demiş. Ne diyor da biz anlamıyoruz. Ya da anlamları mı karıştırıyoruz bunu inceleyeceğiz.
       Ancak bir konuya da dikkat çekmek istiyorum. Biz laik iz diyerek dinden kendimizi bağımsız, dinsiz gibi algılattırmak isteyenlerin amaçlarını da öncelikle incelemeliyiz.

Başka bir deyişle bizim dinle işimiz yok, çünkü laik düşünceliyiz demek Ilımlı İslamcıların istediklerine boyun eğmek anlamındadır.

Anacak unutulmamalıdır ki dini bir sistemle de devletin işleri düzenlenemez ve yürütülemez.
Yani dini bir düzenleme ne yazık ki o dinden olmayanlar için de sıcak bir bakış açısını içermez.

Hatta bir hırsız gelir de dini yönetimde olan bir ülkede söz sahibi olursa o halde hırsızlığı bu din öngördü diyebilir miyiz? Buna meydan verebilir miyiz?

O halde inanç kökenli bir yönetime evet dememiz ne kadar doğru olur ve bu evet bizim inançlarımıza nedenli zarar verir?

Yani inançlarımızı işte din budur, böyle din olmaz olsun sözleri ile karılaştırmamak için bundan sakınmalıyız.
Dinsiz olmak başka bir olgudur. İnançsız olmayanların ya da başka deyiş ile farklı inançlara mensup olanların da yaşam haklarını tabii ki İslam da savunmaktadır.
Ancak laiklik kavramını çok iyi incelemek durumundayız. Bu konu hakkında daha evvel yazdığım için bu kısmı şimdilik kapatıyorum.


Bakalım
Kur'an İrtica için ne demiş?

Kur'an dilinde bu konu, İrtidad kelimesinde anlamını bulmuştur.

İrtidad: Geri dönme, vazgeçme. Terim olarak, kişinin İslam'a girdikten sonra küfre dönmesi, tevhidi bırakması.

Düşmandan korkup kaçma. Alçalma, düşüş, çöküş, tereddi, gerileme, rücu.

Tevhit şu ayetlerde geçmektedir.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 64), (NİSA SURESİ / 125), (ZUHRUF SURESİ / 28),

Tereddi ise  (LEYL SURESİ / 11) de geçmektedir.

Tereddi: Gerileme, çöküş, düşüş. Terim olarak, kişinin İslam"ın izzet ve şerefine mensup olduktan sonra geri dönmesi, alçalması. Dejenerasyon.

     Şimdi de diğer ayetlere bakalım:

Geriye gitmek, geriye dönmek anlamındaki açıklamaların olduğu ayetlere de bakalım.

            Böylece biz sizi, insanlara şahit /ve örnek/ olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahit olsun. Senin üzerinde bulunduğun /yönü, Kâ"be"yi/ kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu /bu,/ Allah"ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük /bir yük/tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir. (BAKARA SURESİ / 143)


            Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah"a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 144)

            Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur"an"da sadece Rabbini "bir ve tek" /ilah olarak/ andığın zaman, "nefretle kaçar vaziyette" gerisin geriye giderler.
(İSRA SURESİ / 46)

            Musa/ Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler. (KEHF SURESİ / 64)

Yaklaşık aynı anlamlar içinse;
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda misak almıştı: "Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız." Ama onlar Kitap"ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar! (ALİ İMRAN SURESİ/ 187)

Meryem"in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!  (MAİDE SURESİ/ 75)

"Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz."  (MÜMİNUN SURESİ/ 66)

"Asanı bırak!" Bunun üzerine Musa, asayı çevik bir yılan gibi titreyip kıvrılır görünce gerisin geri kaçtı ve arkasına bakmadı. "Korkma ey Mûsa, benim. Benim huzurumda, elçi olarak gönderilenler korkmaz."  (NEML SURESI/ 10)

"Asanı at!" Asanın çevik bir yılan gibi titreyip kıvrıldığını görünce gerisin geri döndü; arkaya bile bakmadı. "Geri dön ey Mûsa, korkma! Güven içinde olanlardansın."  (KASAS SURESI/ 31)

Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı? (YASİN SURESI/ 68)

Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar. (SAFFAT SURESİ/ 90)

Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü. (KIYAMET SURESI/ 32)

Geriye döndürme, döndürülmeye zorlanma olarak algılayacak olursak bakmamız gereken ayet de mevcuttur. 

            Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek /hak/ apaçık belli olduktan sonra, nefislerini /kuşatan/ kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmek arzusunu duydular.

Fakat Allah"ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve /onlara ne sözle, ne de eylemle/ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. (BAKARA SURESİ / 109)

           Şüphesiz /Allah/, onu yeniden-döndürmeye güç yetirendir. (TARIK SURESİ / 8)

     Peki, bu geriye gidişte kandırılma mümkün değil midir?
Tabii ki mümkündür. Peki, bu kandırılma Fitne ile mümkün olmaz mı? Bu manada fitneyi yorumlar isek, yine Kur"anda bahsedildiği üzere, onlar istemedikleri halde hak geldi denmesi geriye giden zamanı yani haktan olan Kur"andan evvelki geri zamanı anlatmaz mı?

Tabii ki anlatır,öyle ise bunun içinde ayet mevcuttur.
Öyleyse ayete bakalım... 

            And olsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah"ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı. (TEVBE SURESİ / 48)

Şimdi ise kendilerine fitne isabet edecekleri kastederek, inançları Kur"an üzerinden olmayıp başka yerler üzerinden olanların kastedildiği açık olan ayete bakalım.

Yani fitneye kapılarak Kur"an öncesine(İrtica)geriye dönebileceklere uyarı yapmaktadır. Çünkü inançları zayıf olduğundan her an geriye Kur"andan öncesine dönebileceklere bir uyarıdır.
Bakalım:

          İnsanlardan kimi, Allah"a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahreti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır. (HAC SURESİ / 11)

     Peki, bu yüce kitap (!) her şeye yer vermiş ise acaba bağımsızlığı başkalarına devretmeye çalışanlara, ekonomik olarak bağımlılığa milletini mahkûm etmeye çalışanlara da (AB-D mandacılarına, işbirlikçilere, eş başkanlığa soyunanlara) bir şeyler söylemiş olamaz mı?
Tabii ki buna da yer vermiş ve ekonomik ya da sayıca, malca daha gelişkin olanlara aldanmayın diye de ikaz mevcuttur. Öyle ise buna da bakalım.

             Bir ümmet diğer bir ümmetten /sayıca ve malca/ daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır. (NAHL SURESİ / 92)

     Değerli dostlar, ey iman edenler, ey milli birlikten bahsedenler, ey vatanı uğruna canını seve seve feda edenler ve etmeye hazır olanlar,

Demek ki kandırılıyoruz...
Demek ki biz Kur"an-ı Kerim"i okumadığımız için kandırılmaya her daim müsait durumdayız.

Bu milletin düşmanları aynı zamanda yüce dinimizin de düşmanlarıdır.
     İşte Büyük Atatürk burada bir kez daha rahmet ve özlem ile anılmayı her zamanki gibi hak etmektedir.Çünkü Atatürk"ün izlediği yol gerçek Tanrının, yaratılış kurallarının dışında bir yol değildir.

O halde diyebiliyoruz ki, tam bağımsızlığı görüldüğü üzere Kur"an da emretmiştir.Bağımsızlığın ne kadar değerli olduğunu açıkça belirten bir ayeti de paylaşayım istedim. 

Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? (MERYEM SURESİ / 42)
 Milletinin özgürlüğünü düşünmeyip, kendi ekonomik çıkarlarını düşünenlere, yandaşlarına çıkar sağlayanlara, belli güçlerini kullanarak yoksul milleti yerine ceplerini düşünenlere de yine Kur'an bakınız ne diyor.
 
*****
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah"a, ahret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip - dilenene ve kölelere /özgürlükleri için/ veren; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler/in tutum ve davranışlarıdır/. İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlar da bunlardır. (BAKARA SURESİ / 177)

      Biz Türkler ne yazık ki zamanlama yapmasını bilmiyoruz. Belki de en büyük hatalarımızdan biri de budur.

Şimdi zamanlama yapma zamanıdır. Sizlere en çok vaat de bulunanlara değil, riyakârlık içinde olanlara değil, sizleri inanç adına geriye götürenlere değil, AB ve ABD"nin köleliğine talip olanlara değil, Hakça bir yaşama, adaletli olana oy veriniz.

Zira yanılgı içine olduğunu görmek ve bunu kabul ederek yanlıştan dönmek bir ERDEMdir.

Saygı ile...

Ahmet Dursun

Bir konuşmadan alıntı vermek istiyorum.
Konuşmacının adı bende saklıdır. Önemli olan isimler değil fikirlerdir. Bu nedenle konuşmacının adını bende saklı olarak alıntılıyorum...

Tarikatlar 5"inci yüzyılın ortalarına doğru bu şekilde ortaya çıktı. Hâlbuki İslam"ın tasavvuf denen mistik felsefesi.  Anlatmak için mistik felsefe diyorum, onunla da farklı tarafları var. İslam"ın sahabe neslinden itibaren vardır. Tarikatlar İslam"ın bu mistik felsefesinde yani tasavvufta bir yozlaşmanın ürünüdürler, bir defa bunu koyacaksınız. Burada tereddüt ettiniz mi, yozlaşmanın ürünüdür de tarikatlarda tasavvufa uygun, elle tutulur, ciddiye alınır, insanlık için değer ifade eden şey yok mu? Var ama.

Tarikatlar devlet, vakıflar ve çıkar odaklarıyla beraberliğe çekilen bir tasavvuf hayatını anlatır, işte yozlaşma orada başlar. Mesela tarikatlarda tasavvufun tam aksine, bilimde derinlik bir değer olmaktan çıkmıştır. Yani İslam"ın Kur"an ve sünnet kaynaklı verileriyle taban tabana zıt, bir yığın kabulü içinde taşıyor. Yani düşünün ciddi tarikat kitaplarında Âdem"in cennette dolaşırken başına koyduğu taç hangi tarikatın tacıdır diye ciddi kavgalar yapılmıştır. Bunları İslam"ın kabul etmesi mümkün mü?  Başka bir şey daha var, bu çok önemli. Müslümanların tökezlemesine esas yol açan budur.  Tarikatlar şunu kabul edelim  tarikatlar eğer biz İslam"ı  ilahi kaynağı Kur"an dan öğrenmek gibi bir niyet taşırsak, o zaman şunu diyeceğiz; 

Tarikatların kendi şeflerine veya şeyhlerine -bazısı şeyhtir, bazısı şeftir- verdikleri sıfatları Kur"an mah bedi olduğu peygamberi Hazret-i Muhammed"e vermez. Mümkün ve muhtemel değildir. Dolayısıyla burada daha baştan çok ciddi bir omurga kayması var.

Tasavvuf, klasik İslam tasavvufu yani İslam"ın ruh, ahlak, sevgi,  paylaşım, derinlik kurumu olan tasavvuf siyasi liderliğe yani imaret dediğimiz mevkii sahibi olmaya temelinde karşıdır. Düşünün klasik tasavvufun tasavvufa karşılığıyla bilinen İbni Teyniye gibi birisi tarafından bile tebcil edilen ve yolun önderi diye vasıflandırılan  Cüneydi Bağdadi, arkadaşı ve yakın dostu Amr Bin Osman El Mekki ki o da bir fikir ve tasavvuf devidir. Bağdat kadılığını kabul etti diye onla bütün münasebetlerini kesmiş ve gördüğü yerde de "bu adama bakın, bu adam dünyaya tapma tutkusunu 40 yıl içinde taşıdı,  sonra ortaya çıkardı" demişti.

Not:
Hedefin neden Türkiye olduğunu komşu ülkeler bazında ve AB-D'in açısından izleyeceksiniz. Bu izlenceyi tavsiye ediniz derim.

Kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
Bilim adamları insan zekâsına en yakın yapay beyni üretti.
Yakında tanrı biziz derlerse şaşırtmayacağım.

Bilim adamları insan zekâsına en yakın yapay beyni üretti.

"Spaun" (Semantik İşaret Edici) isimli bu beyin bir bilgisayardaki 2,5 milyon nöron tarafından kontrol ediliyor. 8 temel görevi yerine getiriyor ve kolay bir IQ testini geçebiliyor.

Toplama-çıkarma ve resim çizmede ise insana çok yakın bir başarı gösteriyor.

Kanada'da Waterlo Üniversitesi'nden nörobilimci ve yazılım mühendislerinin birlikte çalıştığı bir ekip bu başarıya imza attı. Ekibin ürettiği yapay beyin Spaun, 784 piksel gözüyle ve robotik koluyla kâğıda sayıları yazabiliyor, resim bile çizebiliyor.
video.haberturk

Beynin yapısının, kişiyi dua ve ibadetlere yönlendirdiğini ileri sürülüyor.

Bilim diyor ki, “Beyin hasarı olanlarda Allah-Din inancı artıyor.”

KALP VE DAMAR İÇİN, Treonin. Tahin, peynir, et ve balık ürünleri

KUR'AN; EVRİM HAKKINDA NE DİYOR-1

KUR'AN:EVRİM HAKKINDA NE DİYOR-2

Charles Lyell, Yerbilim ve Tekdüzencilik

Düşünce Tarihi - Orhan Hançerlioğlu

Evrim karşıtları üniversitede !

EVRENSEL MODELLER VE TÜRK DEVRİMİ-Emre Kongar

Evrim, bilim adamları fareyi 500 milyon yıl geriye götürdü.

Kutsal addedilen metinlerdeki cezalar, yöntemleri.

Kur'an ve Kutsal metinlerde öldürmek

Ayetler gerçeği bilmeyen cahil insanlara yanlış görünmez.

Kuran'da 'beyin' yoktur, 'kalp' vardır

Bilim adamları beyinde "Tanrı noktası" arıyor.

Maturidi içtihadı.

8 yaşındaki Reyhanlılı çocuktan Erdoğan'a ağır sözler!

Kerry: Suriye'de Binlerce Hizbullah Savaşçısı Var. 

---
O halde bize tarihimizi öğreten, anlatan, inançlarımızı aşılayanlar kimler?

Türkiye'de en çok satan kitaplardan bazılarının gizli servisler tarafından hazırlandığı iddiaları doğru mu? 30–40 baskı yapmış bazı kitaplarla yer alan bilgiler yanlış ve yönlendirici mi?



Öcalan’ın yapılmasını istediği ‘Demokratik İslam Kongresi’ başladı. 

Öcalan gönderdiği mesajında ‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak’ için “Zırva” dedi

Diyarbakır’da, Irak, Suriye ve Avrupa’dan da katılımın olduğu iki gün sürecek olan ‘Demokratik İslam Kongresi’ başladı. Çok sayıda din adamı ve kanaat önderinin katıldığı kongrede, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım da bir konuşma yaptı. Yıldırım, Hz. Peygamber’in farklı dil ve kimliklerin bir koalisyon ve konfederasyon halinde birlikte yaşamalarının en büyük projesi olan Medine Sözleşmesi’nin 20. yüzyıla kadar sumen altı edildiğini söyledi.

Kışanak ağladı
Suriye’de Kürtlerin denetiminde bulunan Rojava bölgesinin Cizire Kantonu temsilcisi Nureddin Şakir ise yaptığı konuşmada bölgede yaşanılan acıları anlatırken başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak olmak üzere salonda bazı kişiler ağladı. Açılış konuşmalarının Kürtçe yapıldığı kongrede, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’ın mesajını Türkçe okudu.

‘Tek millet zırva’
“Hizbullah ve El Kaide bozguncuları esasında kapitalist hiçleştirmenin İslam ümmetinin başına bela ettikleri güncel faşizmi temsil etmektedirler” diyen Öcalan, “Çağdaş İslami ümmet ’millet birliğini’ anlamlı bulur. Ama bu asla ’tek devlet, tek millet, tek bayrak’ zırvalamaları anlamına gelmemektedir.

Tersine ilgili ayetteki ’birbirinizi tanıyasınız diye sizi farklı kavimler halinde yarattık’ hükmü gereğince çoğulcu, demokratik, eşit ve özgür bir İslami ve birliğinde olan diğer kavimlerin ’milletler birliğini’ ifade etmektedir” ifadelerini kullandı. Öcalan ayrıca, Kürt halkının savaşçılarına “Hz. Ali gibi kahramanlık” yakıştırılmasını istedi. Mesaj, “Toplumsal esinin adil, özgür adı olan Allan’ın birliğine davetle birlikte güven olmanızı diliyor ve kongreyi selamlıyorum” ifadesiyle bitti.
VATAN HABER MERKEZİ |  10 Mayıs 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder