13 Mart 2016 Pazar

Türk gençlerinin cehaleti, 10 gençten 6’sı rahmin ne olduğunu bilmiyor

BM Dünya Nüfusu Raporu'na göre, 10 gençten 6’si rahmin ne olduğunu bilmiyormuş, daha neler neler.

Bilmez elbet ki, yaşamını tek kitaba bağlı sürdüren ve onu da okumadan bildiğini sanan insandan ne beklenir ki?

Kur'an bilseydi, camilerde imamlar da bilir, tecavüzler olmazdı.

O nedenle İslamlaştırılan Türk gençleri gittikçe cehalet batağında yüzmeye başlaması normaldir.

Yazık oldu ülkemin insanlarına, İslam batağıyla ne hallere geldiği artık Dünya Nüfus Raporlarına bile girmiş.

Utanç vesikası demek belki daha doğru olacak.

Oysa okullarda Muhammed'in yaşamı dersleri de konulmuştu.

Cüppeli mahlukatlar, TV'lerden çocuklara kaç kadınla evlenileceğini anlatacaklarına, Peygamber'in aşk hayatını anlatsaydı belki bu konuda cehalet basamadığının en sonunda olabilir, tecavüzler yaşanmayabilirdi.



Yazık oldu çocuklarımıza, yazık...

 
14.3.2016

A. Dursun 



5.000 yıllık Kadın-Erkek çatışması
NEDEN ERKEK EGEMEN TOPLUM?
Eski Mısır'da Erkek Çocuk Sünneti

SÜNNET (Hitan)

İSLAMDA KADIN

DAYAK ve seçme dayaklar.İSLAMİYETTE KADIN.

İMAM-I GAZALİ'DEN İNCİLER

GAZALİ'NİN FİLOZOFLARI TEKFİRİNDE FÂRÂBİ'NİN YERi

Eski ARAP toplumunda EŞCİNSELLİK/EŞCİNSELLİK/Heteroseksüeller mi güçlü, eşcinseller mi?

İslami seks shop sitesine erkek sağ, kadın soldan!
Muhammed'in Yahudi açılımı
 

DÜNYA NÜFUSUNUN DURUMU RAPORU 2014

1.8 milyar Gencin Gücü: Geleceğin dönüşümü

Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu’nun ortaya koyduğu rapora göre nüfusunun dörtte biri genç olan Türkiye’de gençler cinsel gelişim noktasında yeterince eğitim almıyor

Türkiye’de evli 19 yaşın altındaki 6 gençten ancak birinin etkili gebeliği önleyici yöntem kullandığı bilgisine yer verilen raporda, 10 gençten sadece dördünün bebeğin geliştiği organ olan rahmi doğru olarak bildiği ve her 4 gençten 1’inin, tek bir cinsel ilişki ile gebelik oluşmayacağını düşündüğü gibi çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun her yıl yayınladığı Dünya Nüfusunun Durumu Raporu Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte açıklandı.

Raporda, gençlerin önemli olduğu ve günümüzde hayatta olan genç nüfusun daha evvel hiç olmadığı kadar artarak 1.8 milyara ulaştığı belirtildi.

Ancak sadece yetişkinlere ait ilgi ve kaygılarla şekillenmiş bir dünyada gençlerin sıklıkla göz ardı edilebildiği vurgulanan raporda, bu eğilimin derhal düzeltilmesi gerektiği kaydedildi. Tehlikeye atılanların gençler olduğu kadar ekonomiler ve aynı zamanda toplumlar olduğunun altı çizen raporda, “Rakamlar açısından bakıldığında bugünkü genç nüfusu, tehdit eden bir zorluk veya kıt kaynakları kurutan bir unsur olarak görmek yanlış olur; gençler insanlık refahında tarihi bir dönüşümün potansiyel mimarları olarak görülmelidir” denildi.

“Gelişmekte olan bölgelerde bulunan gençlerin yüzde 60’i çalışmamakta ”

Hangi olası senaryo temel alınırsa alınsın genç nüfusun, önümüzdeki yıllarda zirve noktasına ulaşana kadar artmaya devam edeceği belirtilen raporda, bu dönemde gençliğin ihtiyaçlarını karşılayabilen ülkelerin, daha eğitimli ve sağlıklı nüfuslarıyla, daha üretken işgücüyle, büyüyen ekonomi ve düşen doğurganlık oranlarıyla bu yüzyılın ikinci yarısında çok daha iyi bir konuma ulaşma şansının yüksek olduğun altı çildi. Gençliğin ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen ülkelerin ise zaman içerisinde artan doğurganlık oranlarıyla karşılaşabilecekleri uyarısında bulunulan raporda, “Halihazırda sınırların zorlandığı eğitim ve sağlık hizmetlerine talep artmaya devam edecektir. Gerekli becerilere sahip olmayan bir işgücü yüzünden ekonomiler düşük değerli faaliyetlerden ve zayıf büyüme oranlarından kendilerini kurtaramayacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ise tüm bu faktörleri genç kadınlar ve ergen kız çocukları açısından iyice içinden çıkılmaz hale getirecektir” değerlendirmesinde bulunuldu.

Kamu politikası girişimleri sayesinde gençliğin ihtiyaçlarına daha çok ilgi gösteren devletlerin sayısının giderek artmasına karşın, bütünüyle bakıldığında genç nüfusun güvenli şekilde yetişkinliğe geçiş ve işgücüne katılım sürecinin zorlaştığı bilgisine yer verilen raporda, “Milyonlarca genç ya okula gitmemekte ya da gitse dahi öğrenme için gerekli asgari kritik seviyelere dahi ulaşamamaktadır. İstihdam edilme ümidi genelde çok azdır, iş yoktur veya kötü kalitede mevcuttur; tüm bunlar küresel boyutta giderek kötüleşen bir genç işsizliği krizine yol açmaktadır. Gelişmekte olan bölgelerde bulunan gençlerin yüzde 60’a kadarı çalışmamakta veya okula gitmemektedir ya da sadece düzensiz işlerde çalışmaktadır” denildi.

“Her gün 18 yaş altı 39 bin kız çocuğu, çocuk gelin olmaktadır”

500 milyondan fazla gencin günde 2 doların altında hayatta kalmaya çalışmakta olduğu kaydedilen raporda, bazılarının ise böylesi bir yoksulluktan belki hiç çıkamayacakları yorumu yapıldı. Yoksul ülkelerdeki gençlerin, giderek derinleşen dijital uçurumdan dolayı, modern ekonomilerde iş yapabilmek için gerekli teknolojik imkanların dışına itildiği aktarılan raporda, “Yüksek yoksulluk riskiyle karşı karşıya olmalarına rağmen gençler, her üç ülkeden ikisinde, ulusal yoksulluk azaltma stratejileri ve kalkınma planları hazırlanırken sürecin tamamen dışında bırakılmaktadır. Tüm insan haklarından tam anlamıyla yararlanmak milyonlarca genç için uzak bir hayal iken fevkalade kötü ihlaller birçoğu için norm haline gelmiştir. Her gün 18 yaş altı 39 bin kız çocuğu, çocuk gelin olmaktadır” denildi.

Gençlerin gerçek potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmelerinde çok büyük önem taşıyan cinsel sağlık, üreme sağlığı ve üreme haklarının bilgi ve hizmetlere erişimde yaşanan büyük eksikliklerden dolayı engellendiği aktarılan raporda, “Özellikle de ergenler, doğum kontrolüne, HIV testlerine, danışmanlık ve bakım hizmetlerine çok daha az erişebilmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

“Yeni evli gençlerin bir an evvel çocuk sahibi olmaya cesaretlendirilmesi kötü sonuçlar doğuruyor ”

Toplumsal cinsiyet alanındaki normların, eğitim, istihdam ve sağlık hizmetlerinde kadınları eşit fırsatlardan yoksun bıraktığı ve insan hakları ihlalleri karşısında daha kırılgan hale getirildiği anlatılan raporda şu ifadelere yer verildi:

“Erkekler açısındansa ‘erkek adam’ olmayla ilgili mevcut normlar yıkıcı davranışları beraberinde getirebilmektedir. Örneğin yeni evli gençlerin bir an evvel çocuk sahibi olmaya cesaretlendirilmesi gibi genel sosyal baskılar büyük engeller yaratmaktadır.

Pek çok ülkede mevcut kanunlar, politikalar ve düzenlemeler, gençlerin haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmalardan doğan taahhütlerle henüz tam uyumlu değildir veya gençlerin hayat gerçekleriyle örtüşmemektedir. Örneğin çok sayıda ülke, reşit olmayan bekarların doğum kontrol yöntemlerine erişimini engellemektedir.”

Karşılaşılan bu engellerin karmaşık olmakla birlikte aslında aşılabilen engeller olduğu belirtilen raporda, hangi gelişmişlik düzeyinde olursa olsun her ülkenin gençlerin haklarını muhafaza etmekle ve hayatlarının temellerini kurarken gençlere yardım etmekle yükümlü olduğu aktarıldı.

Günümüzde en büyük genç nüfusa sahip birçok ülkenin, dünyadaki en yoksul ülkeler arasında olduğu bilgisi paylaşılan raporda, bu durumun aynı zamanda bir fırsat penceresi sunacak demografik bir dönüşümün de zirvesinde yer aldığı kaydedildi. Doğurganlık ve ölüm oranlarının düşmeye başlamasının da bu dönüşümü beraberinde getirdiği aktarılan raporda, bu durum sonucunda, bakmakla yükümlü olunan kişi sayısının azalacağı, orantısal olarak daha çok sayıda kişinin işgücüne katılacağı değerlendirmesi yapıldı.

10 gençten 6’si rahmin ne olduğunu bilmiyor

Dünyanın 7.1 milyarlık nüfusunun 1.8 milyarını 10-24 yaşları arasındaki gençlerin oluşturduğu belirtilen raporda, Türkiye’nin 76.6 milyonluk nüfusunun dörtte birinin genç olduğu bu haliyle de Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi sayıldığı hatırlatıldı.

19 milyonluk Türk genç nüfusun yüzde 14,2’sinin evli olduğu, genç erkeklerin yüzde 5,5’inin, genç kadınların ise yüzde 23,2’sinin evli olduğu belirtildi.

Türkiye’de evli 19 yaşın altındaki 6 gençten ancak birinin etkili gebeliği önleyici yöntem kullandığı bilgisine yer veren rapor, her 4 kadından 1’inin kadın üreme organının ismini bilmediğini aktarıyor.

10 gençten sadece dördünün bebeğin geliştiği organ olan rahimi doğru olarak bildiği istatistikine yer verilen raporda ayrıca şu bilgiler de paylaşıldı:

“-Her 4 gençten 1’i, tek bir cinsel ilişki ile gebelik oluşmayacağını düşünüyor.

-Türkiye’deki gençlerin yüzde 90’ı gebelik oluşma ihtimalinin olduğu zamanı bilmemektedir.

-Genç kadınlar güvenli olmayan düşükler nedeni ile Yüksek ölüm ve sakatlık oranları ile karşı karşıya kalmaktadır.

-Dünyada yılda 47 bin kadın ve genç kız güvensiz ve tehlikeli kürtaj komplikasyonları sonucu hayatını kaybetmektedir.

-6 bin 802 kişinin HIV/AIDS ile yaşadığı Türkiye’de 15-24 yaş arası her 10 gençten yalnızca biri HIV/AIDS konusunda doğru bilgiye sahip. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge gençler arasında HIV yayılım hızının en yüksek olduğu yerler arasında yer alıyor.

-Türkiye’de ‘15-19’ yaş grubundaki her bin kadın başına 28 doğum düşüyor.

-Türkiye’de genç kadınlar daha fazla şiddet görüyor. Son 12 ay içerisinde eşinden ya da birlikte yaşadığı kişiden fiziksel ya da cinsel şiddet görmüş kadın oranı yüzde 13,7 iken bu oran genç kadınlarda yüzde 21,3’ü buluyor.

-Türkiye’de geçen yıl boşanan genç erkeklerin yüzde 53,1’i, boşanan genç kadınların ise yüzde 35,3’ü evliliğinin ilk yılında boşanıyor.

-Türkiye’de genç kadınlar internete daha az erişebilmektedir. Genç erkeklerin yüzde 80’i internet kullanırken bu oran genç kadınlarda yüzde 55’tir.

-Gençlerin üçte ikisi mutlu olduğunu ve her 10 gençten biri mutsuz olduğunu belirtmiştir.

-Türkiye’de 15-24 yaş arası her 5 gençten biri iş aradığı halde iş bulamamaktadır.

-Türkiye dünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkeleri arasında 15-29 yaş arası kadınların eğitimde en az süre geçirdiği ülke. Türkiye’de 15- 29 yaşları arasındaki kadınların ortalama eğitim süresi 4.3 yıl iken erkeklerin ise 5.2 olarak beliriyor.

-Türkiye’de 15-29 yaş arası kadınların yüzde 52’si ne çalışıyor ne de okuyor.

-Yükseköğrenimde net okullaşma oranı yüzde 38,5”

“Cinsellik egitimi verilmeli”

Raporda öneriler de sunuluyor. Gençlerin eğitilmesi, beceri kazanmaları ve sağlıklı olmaları için gerekli olan kapsamlı plan ve politikaların geliştirilmesi ve gençlerin de bu karar alma süreçlerine katılımının sağlanması gerektiği belirtilen raporda, gençlerin eğitim ve iş becerileri edinmelerine yönelik yatırımların artırılması ve aldıkları eğitimlerin işgücü piyasasına uygun hale getirilmesi gerektiği kaydediliyor.

Özellikle genç kadınların işgücü piyasasına girmelerine ve kadınların ev-iş arasındaki dengeyi kurmalarına olanak sağlayan üretken istihdam ortamının yaratılmasının önemine vurgu yapılan raporda, gençler arasında yaygın olan beyin göçünü önlemek için ülke içindeki iş fırsatlarının artırılarak gençlere geleceklerine güvenle bakabilecekleri olanakların sunulmasının gerekliğinin altı çiziliyor.

Raporda ayrıca şu öneriler de sunuluyor:

“Gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı ihtiyaçlarının karşılanması, HIV/AIDS de dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklarından korunmaları, genç kadınların doğurganlık hakkında bilinçli seçimler yapmaları ve istenmeyen gebelikler ile ilgili bilinçlendirilmeleri için okul dışında kapsamlı cinsellik eğitimi verilmesi,

Gençleri olumsuz yönde etkileyen erken yaşta evlilikler ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için gerekli yasaların çıkarılması ve uygulanması,

Romanlar ve kırsal kesimde yaşayan gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri ve bilgiye erişimlerini sağlamak için özel çaba gösterilmelidir.

Gençlere yönelik cinsel sağlık ve üreme sağlığı verilerinin izlenip ve işlenmesiyle ortaya çıkan sonuçlar politikaların iyileştirilmesinde kullanılmalıdır.”

UNFPA Dünya Nüfusunun Durumu Raporu 2014 Türkçe Özeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder