22 Nisan 2016 Cuma

Başkomutan Erdoğan, askerlerinin önünde ağlamış, mağduriyet edebiyatı yapmış.

Başkomutan Erdoğan, evet yanlış duymadınız.


Teröriste övgüler düzen bu kişiler de terörden yargılansın. Resim...

TSK'nin başkomutanı sıfatıyla, Harp Akademileri Komutanlığı'nda konuşurken Balyoz ve Ergenekon düzmecesini savunduğu günleri unutmuş ve mağdur edebiyatına yine sarılmış.

İyi de neden askerlerinin önünde kendisini rencide etmiş?

Acaba, camına koyanlar mı bu tuzağı hazırladı yoksa bu sözler kendi özrü mü?

Üstelik şeriat isteyen Erdoğan, şimdi laikliği ve Atatürk'ü kimseye bırakmaz oldu. 

Hani AKP'ye destek veren bir kısım yandaş görünümlü çakal, sürekli yeni Osmanlıcılık, yeni Türkiye, bir gecede Milleti cahil bırakan Atatürk diyorlardı ya, demek ki Erdoğan orada da kandırılmış.

Yahu, 80 milyonluk koca ülkeyi yönetecek insanlar sürekli kandırılıyorsa, bu daha ne kadar sürecek?

AKP ERDOĞAN ve HAVUZ MEDYASININ EFSANE ERGENEKON VE BALYOZ DÖNÜŞLERİ

Erdoğan'ın U dönüşü.

BBC, Başbakan Erdoğan’ın Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden görüşülmesi lehindeki tutumu için “siyasi bir U dönüşü” olarak yorumlandığını belirtiyor. 6.1.2014

'Mağdurum' diyen Erdoğan rakiplerinin kayıtlarını kullanmıştı. 1.2.2014

Erdoğan’dan Ergenekon ve Balyoz itirafı. 20.3.2015 

Ergenekon için kim ne demişti?

Tutuklamalar için 'oh olsun' dercesine canlı yayınlarda gezenler, kumpasın ifşaası sonrası sessizliğe büründü.Bakın Ergenekon için kimler neler söylemişti? 21.4.2016

"Ergenekon'un savcısıyım": Erdoğan 'Söylemedim' dedi, bakanlık inanmadı. 13.11.2020

Siz kiminle dalga geçiyorsunuz?

Daha bu sabah yapılması gereken 23 Nisan resepsiyonunu iptal etmişsiniz, kime mağdur edebiyatı yapıyor, kimden özür diliyor, kime karşı ağlıyorsunuz.

Ağlama duvarı burada değil, hem Türk milleti ağlama duvarını bilmez, her konuşmanda söylediğin Türkiyeliler bilir, Türkler değil...

 Başkanlık seçiminde, Atatürkçü kesimden oy alma planlarının tutmayacağını kesinlikle göreceksin.

Onu da konuşmayı dinleyenler karar versin.

Öncelikle, Balyoz ve Ergenekon için yandaş medya ile birlikte AKP'liler ne demişti görelim, sonra gönül rahatlığı ile dönüşlerini izleyebilirsiniz.


Feto eğer terör örgütü (FTÖ) ise, yukarıdaki mesaj sahipleri nedir?

Bunlara işlem yapmayanlar kimdir?

Haydi bakalım, başkanlık masalını önümüze getirene kadar bunları yargılat, sana da oy vermezsem ne olayım, hodri meydan.

Dönmeliğin kitabını baştan yazanların hepsi şimdi...!


23.4.2016

 A. Dursun
 

Başkomutan'ın konuşmasından...
Hatta daha da ileri giderek ifade ediyorum; komutanlarımıza, subaylarımıza, askerlerimize yönelik operasyonları da ben aynı kapsamda değerlendiriyorum.

Suçluyla suçsuzun, gerçekle yalanın, doğruyla yanlışın aynı torbaya konularak yürütüldüğü bu operasyonlarla, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı.

Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık.

Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı.

Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim.


Ama o zaman önümüze konan, ancak çoğunun sahte ve çarpıtılmış olduğu daha sonra ortaya çıkan belgeler, bilgiler karşısında, hukuka saygı gereği, yapacak bir şeyimiz kalmadı.



Bu süreçte, Başbakan ve Hükümet olarak bizim de, Genelkurmay Başkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de, hukuk devleti ilkesine saygının gereğini yerine getirmek dışında bir duruşumuz olmadı.

Uzun süredir temkinle yaklaştığım, faaliyetlerini takibe aldığım bu yapı, biliyorsunuz, 17-25 Aralık 2013’de doğrudan hükümeti devirmeye ve adeta Türkiye’ye topyekun el koymaya yönelik bir teşebbüse girişti.

Yolsuzluk kılıfı altında başlattıkları bir operasyonla, şahsımla birlikte ülkemizin tüm milli kurumlarını, milli projelerimizi hedef aldılar.

Milletimizin desteğiyle bu teşebbüsü akamete uğrattık.

Türkiye için bir tehdit olarak değerlendirdiğimiz Paralel Devlet Yapılanmasına karşı süratle gerekli tedbirleri almaya başladık.

Bu meseleyi Milli Güvenlik Kurulumuzun da takibine aldık.

Tüm kurumlarıyla devlet olarak bu konuda kararlı bir duruş içindeyiz.

Milletimiz de, gerek mahalli seçimlerde, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya koyduğu iradeyle bu konuda devletinin yanında olduğunu gösterdi.

Hukuk devleti sınırları içinde, kararlılıkla, azimle bu yapının üzerine gidiyoruz, gitmeye devam edeceğiz.

Geçmişte hangi sıkıntıları yaşamış olursak olalım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin “DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ” vasıflarından asla taviz vermeyeceğiz.

Bu ilkelerden sadece herhangi birine değil tamamını birden aynı kararlılıkla sahip çıkarak meselelerimizi çözebileceğimize inanıyorum.

Bunun için diyorum ki, Türkiye demokrasi ve insan hakları yolundaki mücadelesinden asla vazgeçmeyecek.

Türkiye, vatandaşlarının inanç özgürlüğünün teminatı olan laiklikten asla geriye gitmeyecek.

Türkiye, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak tüm vatandaşlarının refahtan pay almasını sağlamaya devam edecek.

Ve Türkiye tüm bunları, hukuk devleti ilkesini titizlikle koruyarak, işleterek, buna sadık kalarak yapacak.

Ülkemizde her dönemde farklı kesimler, farklı sebeplerle, çeşitli acılar ve mağduriyetler yaşamışlardır.

Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi -tccb.gov.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder