Haber 7'de bir başlık.
Anlayabildiğim kadarıyla sitenin kendi görüşü, anlayışı gibi
duruyor.
Zorlama yorumla bu anlam elbet çıkartılabilir.
Fakat neden bu anlam çıkartılıyor, neden anlam bu şekilde
zorlanıyor?
Velev ki tıpkı böyle söylemiş olsun.
Yani Dündar gerçekten de zorlama yoruma muhtaç kalmadan,
açıkça bunu söylediyse, Öyleyse bu, açık bir Erdoğan desteğidir.
Şimdi de benim zorlama yorumuma bakalım.
Dündar gerçekten söylediyse, Erdoğana örtülü destek vermiş ve bunu örtmek için öncelikle Erdoğan'ı dış dünyada rezil etme konumuna gelmeliydi.
Nitekim, Guardian'a, Devletin değil Erdoğan'ın
sırrı diyerek, bu görevini başarıyla tamamlamıştı.
Artık
sıra içeri girmesine gelmişti ki, gizli desteğin kesinlikle algılanmamsı
gerekiyordu
Zaten Erdoğan'da siyasi hayatına hapse girerek başlamıştı, bu sanki bir gelenek, bir nişane gibi olmuştu.
Erdoğan'a destek açıklaması, 7 Haziran sonrası Kandil'den gelmiş, "Biz,
emanet oy kabul etmiyoruz" demişlerdi.
Bu açıklama, HDP'nin çökertilmesi için Kandil+AKP iş
birliğinin ürünüydü.
21 Mart 2016
tarihinde çözüm süreciyle ilgili olarak, HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Sputnik'ten
Elif Örnek'e yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın inisiyatifinin
azalması durumunda mevcut hükümetle tekrar masaya, her alternatife açık
olduklarını" deklere etmişti.
Bu elbet ki Erdoğan'ın yeni başkanlık politikalarına aykırı bir durumdu.
Bunların acilen gündemden düşmesi, Erdoğan'ın kafasıyla yola devam edilmesi gerekiyordu.
Çünkü 7 Haziran'da görüldü ki, barış yanlısı tutum, HDP'nin güçlenmesine sebep olmuştu.
Öyleyse bunların tamamı örtülmeli yok sayılmalıydı.
Zira Kandil+AKP iş birliği bir adım daha ileri giderek, HDP'yi dışlayabilmek, mazlum edebiyatında Erdoğan'ı baş role taşımak
için, Kandil'de Times muhabiri Anthony
Loyd'a, " Erdoğan'ı
ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla
demokratik bir ülke olamaz" açıklaması yapan Cemil Bayık,
böylece Erdoğan'ın başkanlık sistemine de katkı sağlamış, elini güçlendirmiş,
kozlarını artırmış oluyordu.
Nitekim hapse atılıp çıkan ne kadar isim varsa, % 99'u aynı
yönce ve benzeri açıklamalarda bulunuyordu.
Zira Erdoğan'ın hedefi de zaten, "Başkanlık modeliyle, federatif bir yapı eyalet
sistemi" ni yaşama geçirmektir.
Bu aynı zamanda, bir yeni Osmanlıcılık projesinin gizli,
görünmez operasyonudur.
Hapse atılıp çıkanlardan Perinçek, Balbay, Dursun Çiçek,
Başbuğ gibi isimler, içerden çıktıktan sonra neredeyse ellerine verilen
metinleri okurcasına, bir birinin neredeyse, tıpkısının aynısı olan açıklamalar
yapmıştı.
Hemen hepsi de, "Paralel yapıya karşı Erdoğan'ın
yanındayız" demişlerdi.
Oysa gerçek paralel yani FTÖ çetesi, hem AKP'nin içinde, hem
devletin kurumlarında, hem de TSK'nin doğrudan yönetim kadrosundaydı.
17/25 Aralık yolsuzluğuna kadar, bunları görmeyen, görmezden
gelen Erdoğan ve iktidarı her nedense 17/25 Aralık'tan hemen sonrası
"paralel yapı" sözcüğü kullanarak ortak bir düşman oluşturdular.
Aslında paralel çete elbet ki var, bu gün bile adaletin,
siyasetin, devletin pek çok kurumunda, AKP'den aldıkları talimatlarla
çalışmaktadır.
Öyleyse kim, kimi kandırmaktadır?
Neden yolsuzluklar, IŞİD'e gittiği belgelenen olaylar ortaya
çıkana kadar bu yapıyla mücadele edilmemiştir?
Kandırılan Erdoğan'ımdır, halk mıdır?
Can Dündar, daha düne kadar AKP'nin propaganda bakanı gibi
yapımlara imza atarken iyiydi de, AKP'ye kafa tutunca mı kötü olmuştur?
Dündar'ın, halk üzerinde yaptığı SUBLIMINAL MESAJ operasyonu
unutulmuş mudur?
Demek ki Can Dündar'da, tıpkı Kandil gibi Erdoğan'a destek
vermiştir.
Halkın durumu anlamaması, Erdoğan'ın mazlum rolünü sonuna
kadar oynayabilmesi için, daha evvel hapisten çıkanlar gibi, kendisine biçilen
rolü oynamıştır.
Çok yakın zamanda, hapisten çıkanların tamamının, can-ciğer
kuzu sarması olduklarını Türk halkı görecektir.
Kendisine oynanan tuzakları anlayacaktır.
Umuyorum ki, Türkiye'de başkanlık sistemi gelmeden,
parçalanmış eyalet sistemi kurulmadan, Kürdistan adıyla yutturulan Büyük İsrail
Projesi gerçekleşmeden uyanabilinsin.
Aksi halde Can Dündar'da, diğer hapisten çıkanların büyük
çoğunluğu da, Büyük İsrail projesinin sessiz ve gizli aktörleri olduğunu
görmemiz uzun sürmeyecektir.
01 Nisan 2016
A. Dursun
Davutoğlu ve Can Dündar, siz aslında ikiniz de Soros’un çocuğusunuz!
“Soros Çocukları”nın en önemli yayın organlarından biri Foreign Policy dergisidir. Dergi her yıl dünya çapında 100 Küresel Düşünür belirler.
Ahmet Davutoğlu 2010 yılında Foreign Policy’nin bu listesine 7’inci sıradan girmiştir. 2012 yılında da “ağababası” Recep Tayyip Erdoğan ile bu listede yine yer almıştır.
Siz bakmayın öyle Soros Çocukları’nın arada sırada kavga ediyor görünmelerine…
Soros Çocukları, her zaman kardeştir.
Ahmet Davutoğlu 2010 yılında Foreign Policy’nin bu listesine 7’inci sıradan girmiştir. 2012 yılında da “ağababası” Recep Tayyip Erdoğan ile bu listede yine yer almıştır.
Siz bakmayın öyle Soros Çocukları’nın arada sırada kavga ediyor görünmelerine…
Soros Çocukları, her zaman kardeştir.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder