28 Nisan 2016 Perşembe

Peygamber'in evine giren keçiler, Kur'an ayetlerini yedi mi?

Peygamber'in evine giren keçiler hangi Kur'an ayetlerini yok etiler?

Ömer Sağlam

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in, Güneydoğu'daki camilerde Kürtçe vaaz verdirmek, hutbe ve mevlit okutmak, bunlarla da yetinmeyip bu tür eylemleri bizzat yapmak(1), Kürtçe Kur'an tercümesi yaptırmak(2) ve Diyanet'e 1000 kişilik Mele kadrosu tahsis ettirmek suretiyle, hükümetin uygulamaya koyduğu "Kürt Açılımı"na katkıda bulunduğu bilinmektedir. Bu açılımın, şu anda hangi noktaya geldiği ise izahtan varestedir. Hemen her gün düzinelerce Al bayraklı tabutlar geliyor Güneydoğu'dan ve yürek dağlayıcı ağıtlar yükseliyor şehit evlerinden.


Hazretin son iki çıkışı ise "Medreselerin legal hale getirilmesi" ve "Resmi cenaze törenlerinde Şopen yerini Itrî çalınması" talebidir, malum.

Öncelikle ifade edelim ki; Diyanet İşleri Başkanı'nın sergilediği ve yukarıda örnekleri verilen tavırların hemen hepsi birer Anayasa suçudur aslında! Mesela; Kürtçe vaaz, Kürtçe Hutbe ve Kürtçe mevlit gibi uygulamaların, devlet memurları tarafından devlet adına yapılması, Anayasa'mızda yerini bulan "Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçedir" hükmüne açıkça aykırıdır. Ayrıca mele Projesine ilave olarak talep ettiği medreselerin legalleştirilmesi istemi de Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na açıkça aykırıdır.

Keza, resmi cenaze törenlerinde Şopen'in "Cenaze Marşı" yerine Buhurizade Mustafa Itrî Efendi'nin bestelediği Tekbirin okunması talebi de anayasada tanımını bulan "Laiklik" ilkesine terstir. Çünkü bu ülkede sadece Müslümanlar değil, sayıları az da olsa Yahudi, Hıristiyan ve ateistler de yaşamakta, onlar da askere gidip ölebilmekte veya en azından kendileri için resmi cenaze töreni düzenlenmesi gereken bir statü ile devlet bürokrasisi içinde görev alabilmektedirler. Bu durumda, bu adamların cenaze törenlerinde de Şopen yerine Itri mi çaldıracaksınız? Mesela geçmiş dönemlerde milletvekilliği yapan Yahudi Cefi Kamhi'nin veya şu anda milletvekili olan Hıristiyan Garo Paylan'ın cenazelerinde de Itrî'nin tekbirini mi çaldıracaksınız askeri bandoya?

Yok eğer diyorsanız ki; ölen her kişinin arkasından kendi dinine uygun ayrı merasimler yapılsın, bakın o zaman da bu ülkede çok hukukluluk gündeme gelir ki; bu da milletin ayrışma sebeplerinden birisi olur. Tıpkı Hz. Peygamber döneminde Medine'de uygulanan ya da 1839'daki Tanzimat Fermanı ile başlayıp 1856'daki Islahat Fermanı ile hayata geçirilen hukuk sistemi gibi. Dolayısıyla; Mehmet Görmez'in bu kabil teklifleri ya iyi niyetli yapılmış teklifler değildir ya da Hoca Efendi, sonucunun nerelere varacağını iyi hesap etmeden öylesine tekliflerde bulunmaktadır! 

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez'den istirham ediyoruz; lütfen üstünüze vazife olmayan, devlet yönetimine ilişkin olup, her birisi aslında bir rejim sorunu olan teklif, tasarı, tasavvur ve hayallerinizi kendinize saklayın ve asıl yapmanız gerekenleri yapınız Hoca Efendi! Lütfen aşağıda örneklerini verdiğimiz saçmalıklara el atın ve bir an önce düzeltilmesini sağlayınız. Çıkın ve "Bu hadislerin tamamı uydurmadır, yalandır, Hz. Peygamber'e yapılmış iftiralardır..." deyiniz. Çünkü sizin uzmanlık alanınız hadistir. Müslüman Türk Milleti, sizden Medreselerin legalleştirilmesini ve cenaze törenlerinde Mustafa Itri Efendi'nin tekbirinin çalınmasını değil, aşağıdaki saçmalıklara bir son verilmesini bekliyor. Birkaç şehit ailesinin talebini umuma şamil ederek toplumu farklılaştırmanın kime ne faydası vardır?

Bakın bir hadiste anlam itibarıyla deniyor ki; Kur'an ayetleri, dışarıdan müdahaleye açıktı; bu müdahaleyi sadece insanlar değil, hayvanlar (keçiler) bile yapabiliyordu! Özetle; elimizdeki Kur'an keçilerden arta kalan kısımlardan oluşmaktadır! Eğer keçiler Hz. Peygamber'in evine girip, eşi Ayşe'nin yatağının altındaki recm (zina yapan kadının taşlanarak öldürülmesi) ayetini yememiş olsaydı, İslam Kadını'nın hali billahi tümden perişandı! 
 
Çekinmeyin; buyurun lütfen saçmalıklar sofrasına:

1-“Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur” (Buhari, 8/102; Hanbel, 4/86).

2-“Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe’nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran’dan çıktı; ama hükmü devam ediyor” (İbni Mace, 36/1944; Hanbel, 3/61; 5/131, 132,183; 6/269).

3-“Keçinin yemesi sonucu Kuran’dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran’a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi”(Buhari, 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).

3-“Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim” (Buhari, 63/27).

4- “Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi” (Hanbel, 4/196; 6/136,192,213).

5- “Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm” (Buhari, 4/60,62; Hanbel, 4/246; 5/382,394).

6-“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi” (Buhari, 56/152, Tıb 5/1; Hanbel, 3/107,163).

7- “Allah’ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim” (Buhari,65/4,5; Hanbel,1/205,242,440; 2/405,468).

8- “Ben Adem oğullarının efendisiyim”(Hanbel, /5; 5/540,388).

9- “Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın” (Buhari, 6/53).

10- “Peygamber, savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi”(Buhari, Cihad/146; Ebu Davud,113).

11- “Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur” (İbni Kesir, 2/29; 50/1).

12- “Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir” (Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).

13- “Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti” (Buhari).

14- “Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep’le yatardı” (Buhari, Hibe/8).

15 -“Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina’da bulunan kadınlarımıza yöneldik. Zekerlerimizden meni damlıyordu” (Buhari, Hac/81; Müslim, Hacc/141).

16- “Peygamber, Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”(Buhari, 59/11; 76/47; Hanbel, 6/57; 4/367)(3).

17- “Bir kimse karısını yatağına davet edip de (mâzereti olmadığı halde) gelmez ve kocası da ona dargın olarak gecelerse, sabah oluncaya kadar melekler o kadına lânet ederler”.

18- “Kadın, ocak başında olsa dahi erkeğinin davetine icabet etsin.”

19- Bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emredecek olsaydım, herhalde kadının kocasına secde etmesini emrederdim.”

20- “Dünyada bir kadın kocasına eziyet ederse, o erkeğin hûrilerden olan zevcesi o kadına hitap ederek: -Allah canını alsın; bu adama eziyet etme. O, dünyada senin yanında bir misafirdir; yakında senden ayrılıp bize kavuşacak, diyerek muâheze eder.”

21-“Benden sonra erkekler için kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım.”(4).

____________


& 
youtube.com/watch?v=joV3XxVOJqU ,



2- diyanet.tv




3- Bir internet sitesinde rastladığım bu vb. hadisleri, dökümünü alarak 03.03.2008 günü Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yürütülen Hadis Projesi’nde çalışanlara götürdüm ve bu hadislerin, belirtilen kaynaklarda bulunup bulunmadığı konusunda kendilerinden bilgi talep ettim. Projede çalışanlardan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı olan (A.Candan isimli) bir zat, hadisleri dek tek tetkik ederek “Bu hadislerin kaynaklarda bulunmadığını söylemek kendi kendimizi inkar etmek anlamına gelir” dedikten sonra adı geçen tarafından 160.000 adet hadisin yüklü bulunduğu bilgisayar kayıtlarında sondajlama yöntemiyle yapılan sorgulamada da hadislerin belirtilen kaynaklarda bulunduğu birlikte görülmüştür.


DİB’den emekli (M. Çalışkan isimli) üst düzey bir yetkili de (telefonda), kadın ve çocukların savaş sırasında öldürülebileceğine cevaz veren hadisin belirtildiği gibi Buhari’de olmayıp, sadece Müslim’de geçtiğini, Buhari’deki metnin ise tam tersine, Hz. Peygamber’in kadın ve çocukların öldürülmesini nehyettiği şeklinde olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra Keçinin Recm konusundaki ayeti yemesi ile ilgili hadisin de sadece İbn Mace’nin kitabında bulunduğunu söyledi. Anlaşılacağı gibi; Emekli Diyanet görevlisi, belirtilen hadisler hakkında “Böyle bir hadis yoktur” demedi, sadece kaynakların yanlış belirtildiğini, bazen de kaynakların doğru ancak o kaynaktaki hadis metninin yanlış olduğu söyledi. Örn. Buhari’de “Hz. Peygamber savaşta kadın ve çocukların öldürülmesini yasakladı” denilirken, Müslim  “Hz. Peygamber, Müşriklerin kadın ve çocukları da onlardandır” diyerek bir anlamda kadın ve çocukların öldürülmesine cevaz verdiği belirtilmektedir.  İstifade etmiş olduğumuz internet kaynağı, kaynak olarak yanlış eser belirtmiş olsa bile bu çok önemli değildir. Önemli olan, zikredilen hadislerin hadis kaynaklarında olup olmadığıdır. Ancak ne yazık ki; bu metinler hadis adı altında ciddi hadis kaynaklarında bile bir şekilde geçmektedir. Bizim arzumuz ve uğraşımız, yetkin birilerinin, örneğin Diyanet’in ortaya çıkıp bu hadisler “Uydurmadır” diyebilmesidir.

4- Son 5 hadis, “Riyâzü’s-Sâlihîn ve Tercemesi”, isimli DİB. Yayınında da bulunmaktadır. (bkz, Riyâzü’s-Sâlihîn ve Tercemesi c.1, s.323-327, Musannifi Muhyiddiddîn-i Nevevî, Çev. Kıvamüddin Burslan-Hasan Hüsnü Erdem, Ankara,1995)

Hz. Osman Suikastı

 


İmam Hatip'linin Kürtçe İncil'i.




 






Aişe(r.a.) der ki : Peygamber vefat edinceye kadar recm ayeti okunurdu.
Muslim c. 4. s. 167, Tirmizî, c.2, s.309


Aişe (r.ah) nakleder: "Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesinin (sütkardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber’in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi."
Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625


Neden Yakıldılar
Hz. Hafsa’ya iade edilmiş olan ana Mushaf da ölünceye dek onun yanında kalmış, Medine valisi olan Mervân ibn el-Hakem, yakmak üzere o nüshayı istemişse de Hz. Hafsa vermemiş, fakat bu mü’minler anasının vefatı üzerine Mervân o Mushafı alıp yakmıştır. (el-Fethu’r-Rabbânî, 18/34)






Recm Ayetlerini bir keçi yemiş...

17 Eylül 2012
Nesrin DURGUT

haberinvakti.com


Recm; zina etmiş bir bayan ve erkeğin taşlanarak öldürülmesidir. Recmin İslam’da yeri var mı, yoksa sadece bir varsayımdan yola çıkılarak yapılan bir içtihat mı olduğuna, ilgili ayet ve rivayetleri incelerek ulaşmaya çalışalım.

Recmi emreden her hangi bir ayet Kuran’da bulunmamaktadır. Fakat “recm” ayetlerinin aslında vahyedildiği, fakat bir keçi tarafından yendiği rivayet edilmektedir.

Konuya açıklık getiren ve sahih kabul edilen iki rivayet ise şöyledir:

1. Hadis - Aişe (r.anha) şöyle demiştir: “Andolsun ki recmetme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme(?!) ayeti indi. Andolsun ki bu ayetler tahtımın (karyolamın) altında bir yaprakta idi. Rasûlullah (s.a.v.) vefat edip biz O’nun ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen evcil bir hayvan (koyun veya keçi), girip o yaprağı yedi.” [İbn Mâce, Nikâh, 36, Hadis no: 1944; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/131, 132, 183, 6/269]

2. Hadis - Hz. Ömer’den (r.a.) rivâyeten, Nur sûresi’nin bir âyeti olduğu söylenen bu âyet şöyledir:

“Şeyh ve şeyhuha (evli erkek ve kadın) zinâ ederlerse, hemen ikisini de Allah’tan bir ceza olmak üzere recmedin. Allah azîzdir, hakîmdir.” Hz. Ömer’in, ‘Ömer Kur'an'a ilâve ediyor' denmesinden endişe etmesem, bu recm âyetini Kur'an'a yazardım" dediğinden de söz edilir. [Bkz. Buhârî, 93/21; Müslim, Hudûd 8, Hadis no: 1431; Ebû Dâvud, 41/1]

Sahih olduğu kabul edilmiş olan birinci hadiste; Hz.Aişe, Kuran ayetlerini yazılı bir şekilde karyolasının altında saklamakta iken bir keçinin veya koyunun ayetleri yediğinden bahsedilmektedir. Hz. Aişe ayetleri karyolasının altında saklamayacağı gibi, aynı zamanda ezbere biliyor olmalıydı. Çünkü bize ulaşan bilgilere göre ayetleri ezberleyen sahabe sayısı o zamanlarda 3000 civarındaydı.

Bilindiği gibi Kuran-ı Kerim 23 senelik bir zaman dilimi içinde indi. Cebrail ayetleri alıyor, Hz. Peygambere okuyor; O da sahabeden oluşturduğu katiplerine yazdırıyordu. Aynı zamanda bu ayetler ezberleniyordu. Kısa süre içinde inen ayetleri ezberleyen sahabe sayısı 3000'e ulaştı. Suffe ashabı - okulu- bu iş için kuruldu. Resulullah vefat ettiğinde bütün Kuran sahabenin ezberindeydi” Nihat Hatipoğlu/ Sabah.com.tr

Bu hadisi kabul etmek demek, Kuran’ı Kerim’in, Allah(c.c) tarafından korunduğunu inkâr etmek anlamına gelmektedir. Allah(c.c); ayetlerini korurken, bir keçinin yemesine müsaade etmiş olamaz. Zira böyle bir şeyi iddia etmek, Kuran’ın eksik veya tahrif edilmiş olduğu zannına sebep olabilir… Bu rivayetin neye dayanılarak sahih kabul edildiği, aslında ciddi bir araştırma konusu olmalıydı...

Hz. Ömer ‘den olan 2.rivayeti incelediğimizde çıkardığımız sonuç ise; sahabelerden hiç biri böyle bir ayeti hatırlamazken, Hz.Ömer’in hatırlamasıdır ki, bu oldukça çelişkilidir. Çünkü Kuran’ı Kerim’in tümü sahabelerin ezberindeydi. Hz.Ömer’in, “Kuran’a ilave yapıyor demeseler, recm ayetini Kuran’a yazardım!” demesi, kendisinden başka hiç kimsenin o ayetten haberi yokmuş bilgisini bize ciddi bir biçimde vermektedir.

Üstelik zaten Kuran’da olsaydı, “Ömer Kuran’a ilave yapıyor” denmesinden de çekinmez, diğer sahabelerle de istişare edip, o sahabelerin ezberine de başvurur ve mutlaka yazardı…

Maalesef olmayan bir ayetten hüküm çıkarıp, rivayetlere dayanarak birçok kimsenin taşlanarak acımasızca öldürülmesine sebep olanlar; Allah’ın yerine hüküm koyanlardır.

Şimdi, Kuran’da; zina yapan bir bayan ve erkeğin cezalandırılmasının gerçek hükümlerini görelim:

"Hayasızca davranışlarda bulunan kadınlarınıza gelince, aranızdan onların işlediği suça şahit olan dört kişi çağırın; bunlar onun için şahitlik yaparlarsa, suçlu kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir kapı açıncaya kadar evlerine hapsedin. Suçluların her ikisini de (böyle) cezalandırın; ama eğer ikisi de tevbe eder ve gidişatlarını düzeltirlerse, onları kendi hallerine bırakın. Çünkü Allah tevbeleri kabul edendir, rahmet kaynağıdır. Doğrusu, Allah'ın tevbeleri kabul etmesi, ancak bilmeyerek kötülük işleyen ve sonra, zaman geçirmeden tevbe edenlere mahsustur. Allah onlara rahmetiyle tekrar yönelecektir, zira Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir." (Nisa - 15-16-17)

Ayette görüldüğü üzere her hangi bir taşlama emri söz konusu değildir. Tövbe etmeyen zinakar bayan ve erkek(zâniye ve zâni) için hüküm ise şöyledir:

“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa(celde) vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. “ Nur Suresi/2

"Celdetin" : Yalnız cilde tesir edecek olan sopa.

Elmalılı Tesfiri- Nur Suresi/2: “Şimdi bunlardan herbirine yüz celde vurunuz. CELDE: Deriye vurmaktır ki, her vuruşa celde denir. Keşşâf'ta der ki, "celd" sözünde şuna işaret vardır ki acı, ete geçirilmemelidir. Çünkü celd, cilde vurmaktır.”

Cilde vurulması “Celde” olayından, Allah(c.c)’ın merhametini görebilmek zor olmamalıydı aslında. Bırakın rastgele pek çok insanın taşlamaları emrini, sopa vurulurken dahi sadece küçük bir mü’min grubun, şahit olması açısından izlemesini emretmiştir Rahman.

Eğer Allah’ın bu kanunu(Celde) ile hükmedilmiş olsaydı, ceza görenler hem şiddetli ızdıraplar çekerek öldürülmeyecek, hem de pek çok kişinin karşısında alçaltıcı bir biçimde rencide edilmeyecekti. Fakat rivayet hükümleri(Recm) taşlanılarak öldürülme, Allah’ın hükmünün önüne konulmuş ve üstüne üstlük, Allah’ın hükmü, İslam'danmış gibi gösterilmiştir.

Recm ve benzeri sorunları ezelden beri bilen Rahman; bizleri bu konularda uyarmak için olsa gerek, şu değerli ayetleri indirmiştir:

“Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.” Fetih Suresi/23

"Herhangi bir ayetin hükmünü kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?"Bakara/106

Evet, Allah(c.c) her şeye kadirdir, her şeyi ilmi ile kuşatandır. Bu sebeple ne keçinin ayeti yemesine müsaade edecek kadar acizdir ne de ayeti nesh etmiştir. Etmiş olsa idi, Hz. Ömer dahi bunu hatırlamazdı (hükmünü kaldırır ve unutturursak)ve benzerini veya daha iyisini getirirdi Rahman. Ki böyle bir şey yapmayacağını da Fetih suresinde “Allah’ın kanunlarında asla bir değişiklik bulamazsın” diyerek bizlere bildirmektedir…

İnkârcıların birbirine çelişkili zannettiği, (birbirini yalanlayan iki ayet dedikleri) ve her fırsatta bunu dile getirdikleri bu değerli iki ayet(Bakara/106 ve Fetih/23), aslında birbirlerini tam anlamıyla desteklemekte ve bizlere görebildiğimizden çok daha fazla şey anlatmaktadır. Fakat inkâr edenler bunu anlayamazlar…

Maalesef bu değerli ayetler Âlimlerce göz ardı edilmiş, kendi içinde, birbiriyle ve Kuran’ı Kerim ile çelişen iki hadis doğrultusunda, kendilerince hüküm vermişlerdir.

Oysa “Yegâne hüküm sahibi yalnız Allah’tır.” Sebe/27, Neml/6, Zümer/39, Enfal/10…

“…her kim Allah Teâlâ'nın indirmiş olduğu ile hükmetmez ise işte onlar kâfirdirler.” Maide Suresi/44

-Sadakallahülazim-

****

Cahiliye döneminde Cuma ile ilgili bazı uygulamalar...

Şer’iyye mahkemeleri, ramazan ayının ilânı...

Ramazan kelimelerinin dünyası, yevm-i arefe, yevm-i nahr...

Kur'an da recm hangi ayette

Kur’an, Tevrat’ın recm hükmünü neshetmiştir

Recm hakkında ayrıntılar

Recm, bir insanlık suçudur.

Peçeli kadın şair ulemayı kızdırdı

İlk ve son recm olayı!

Kur'an'da recm hangi ayette

Dünyada ve Türkiye’de tecavüz Mahkemelerce kutsallaştırılıyor

Bir tecavüz mağduru Afganistan’ı nasıl dönüştürebilir

Al sana bir Müslüman daha, skype kullanana hapis cezası.

Katar şeyhi Valentino’yu karısı için satın aldı.

Ilımlı-uyumlu Müslüman’ın yeni silahı karate mi?

Akıllı erkek zina yapmaz, tecavüz eder.

Bazı yazılarım ve adresleri

Din konusunda yazılmış bazı yazılarım ve adresleri

İftar vakti Türkçe ezan ile yapılıyor.

Din, Kur’an, peygamber, bazı kavramlar, konular

Paranoya

Ezân sesi rahatsız edici mi?

Farz önemli değil, sünnet daha önemlidir.

Esselatu hayrun minennevm ne demek?

din konulu tartışmalardan-1

din konulu tartışmalardan-2

din konulu tartışmalardan-3

din konulu tartışmalardan-4 

Türkçe Kur'an ve Ezana Karşı Çıkanlara İthaf Olunur.

KfW'den kredi desteği alan belediyeler.

Allah Türkçe bilmiyor mu?

Laikçi-putçu azınlık, Arapçanın önemini öğrensin.

Fikirlerinde sabit olanlar ölülerle ahmaklardır.

İnançlarının gereği deniz feneri paraları hovardalıkta kullanıldı

Yargıtay’da inançlarının gereğini yapmıştır-1

Yargıtay’da inançlarının gereğini yapmıştır-2

Diyanet: Sert açıklama yaptı / inançları gereği...

Sigara ve 19 Mayıs yasağının gizledikleri

Cumhurbaşkanı: Hayrunnisa Gül'e türban davası açılıyor.

Ülkemizde Müslüman oranı % 1,9 dur.

Atatürk: Cumhuriyet ideolojisi

Siyonizm: Evanjelizm sapkınlığı ve Siyonizm’le ittifakı...

Masonik Örgütlerden Siyon Örgütünü Konu Alan: “Da Vinci Şifresi-The Da Vinci Code”.pdf

Siyonizmin Siyon Protokolleri’ ile “Dünya Hakimiyeti” Düşüncesi.pdf

Masonluk: dünya hükümeti yolu ile - dünya hâkimiyeti kurmak kaynakçalar.

İslam'ı resetleyenler

Hikikomori hastalığı Türk gençliğini de tehdit ediyor

İslam’ın reset tuşu bulundu

Sosyal Şizofreni Kökeni ve Coğrafyası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder