Bu gün 1 Mayıs, kimine
göre bahar bayramı, kimine göre işçi-emekçi bayramı, kimine göre bilmem ney
bayramı.
Bana göre sıradan bir
gün, ta ki işçiler, emekçiler, emekliler sömürülmekten kendini kurtarana kadar.
3. köprü ülke için bir
cinayettir diyen adamın açtığı köprüden, belki de hayatı boyunca hiç
geçemeyecek olan asgari ücretli, yoksul, makarna-kömür bağışı ile geçinen
insanlar alkışlıyor ve onlara oy veriyorsa, çocukları her gün tacize, tecavüze
uğruyorsa, ben neden 1 Mayıs'ı bayram olarak kutlayım?
Tacizin, tecavüzün
bayramı mı sayayım, oğlancıları mı kutsayayım, ne yapayım o meydanlarda?
Nasılsa kitlelerin bir
şeklide gazı alınacak, bu görevi de sendika ağaları seve seve yapıyor, bana ne?
1 Mayıs ile ilgili
daha evvel çok yazdığım için, artık yazmayacağım.
Çünkü ne zamanki
Türkiye'de Cunta gerçek anlamda yargılanır, Cuntanın getirdiği 77 yıllık İslamofaşist
düzenden Türk emekçisi kurtulur, işte o zaman 1 Mayıs bayram olmaya başlar.
Ben de, tüm halk
kesimleri de, hepimiz bayram yaparız.
Nitekim Türkiye'deki 1
Mayıs, sendika ağalarının, işçiyi, emekçiyi soymak ve faşizmin kucağına teslim
etme bayramıdır.
Sendika ağalarının
korkunç servetler yaptığı, ülkeyi yönetenlerin korkunç soygunlar yaptığı yerde,
hala iktidara yalakalık yapan sendikalar (Sarı sendika) varsa, orada ne bayram
vardır ne de işçi, emekçi.
O nedenle ben başka
bir konuyu gündeme alacağım.
İlla da 1 Mayıs için
ne dediğimi merak ediyorsanız, eski yazı başlıklarını ekte sunacağım.
Bir fetvadan bahsedeceğim.
30 Mayıs 2010 tarihli gazetede çıkan bir fetva.
Tam bir pezevenklik
örneği.
Yani yol göstericilik
örneği.
Nitekim pezevenk yol
gösteren demektir, argo tabirini kullanmıyorum, daha ağırını kullanacağım.
Fahişe fetvasına
bakınız.
(İSLAM dininde
“süt hısımlığı” statüsü bulunuyor. Buna göre erkekler süt anneleri ve süt
hemşireleri ile evlenemiyorlar) mış...
Ama baba, öz kızına
şehvet duyabiliyor, o vakit karısı annesi oluyor ve karısını boşaması
gerekiyor.
Gavatlar, boynuzlular,
şerefsizler, ya siz uçkurunuza Allah yarattınız ya da gerçekten Allah'ınız bacak
aranızdaki sapkınlığın adı.
Dümbüklüğe bakar
mısınız?
Öz kızın helal ama süt
seni engelliyor.
Manukyan bile bu kadar
şerefsiz değildi o...çocukları.
IŞİD'i uzakta
aramayın, her an içinizde.
Emzirdiği erkeğin yanında başörtüsünü çıkarabilir.
Emzirdiği erkeğin yanında başörtüsünü çıkarabilir.
Sizin dininizin de,
kininizin de, Allah'ınızın da taaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...!!!
İşyerindeki erkeği emziren kadınlar tacizden kurtulur
İslam dünyasının en
itibarlı eğitim kurumlarından Mısır’daki El-Ezher Üniversitesi’nin Hadis Bölümü
Başkanı Prof. İzzet Atiya, “Kadınlar, aynı işyerindeki erkekleri emzirirse,
akrabaya dönüşür, tacize uğramaktan kurtulur” fetvası verdi. Bu şaşırtıcı
fetva, İslam dünyasında tartışma yarattı.
GELİŞMİŞ ya da gelişmemiş
tüm ülkelerdeki iş ortamlarının ciddi sorunlarından biri olan kadına yönelik
taciz konusuna Mısır’ın en prestijli üniversitelerinden El-Ezher Üniversitesi
Hadis Bölüm Başkanı Prof. Dr. İzzet Atiya’dan gelen ve İslami kuralları alt üst
eden fetva, tartışmalara neden oldu. Kadınlarla erkeklerin aynı ortamlarda
çalışmasının yarattığı sorunları gidermek amacıyla kadınların erkekleri
emzirmesi gerektiğini söyleyen Atiya, dini otoriteleri de kızdırdı.
Akraba olmaları için
Tüm dünyada islami
araştırmalarda referans olarak kullanılan El-Ezher Üniversitesi Profesörü Atiya
önerisinde, “Eğer bir kadın bir erkeği emzirirse sembolik olarak akraba haline
gelirler ve bu da kadınlara yönelik tacizin önüne geçilmesini sağlar” dedi.
Tartışmalara yol açan bu öneri ile ilgili El-Ezher Üniversitesi Başkanlığı’ndan
yapılan açıklamada ise, Prof. Dr. Atiya’nin fetvasının İslam’ı küçük düşürücü
nitelikte olduğu kaydedilerek şöyle denildi: “İslam dinine göre, emzirmek doğum
sonrası belli bir süreyi kapsar, sadece çocuğun annesi değil çocuğun bakıcısı
için de bu kısa süre geçerlidir.”
5 kez emzirmeli
Ancak Hadis Bölümü
Başkanı Dr. Atiya buna karşı çıkarak, şöyle konuştu: “Bu öğreti yetişkinler
için de uygulanabilir. Eğer bir kadın iş arkadışını en az 5 kez emzirirse
aralarında artık ailevi bir bağ kurulmuş olur. Böylece de iş yerinde yalnız
kalmalarında bir mahzur olmaz.”
İnsana uyumlu fetva
Prof. Dr. Atiya,
Mısır’dan ve Arap dünyasından yönelen tepkilere karşılık iddiasının arkasında
durarak, “Hz. Muhammed’in dönemine ait bililerin yanlış çevirisi nedeni ile
bugün söylediğimin aksi düşünülüyor” dedi. Mısır Dini İlişkiler Bakanı Mamut
Zaqzouq ise Dr. Atiya’ya bir sonraki fetvasında insan doğasına uyumlu fetvalar
vermesi çağrısında bulundu.
Süt akrabalığı nedir
İSLAM dininde “süt
hısımlığı” statüsü bulunuyor. Buna göre erkekler süt annleri ve süt hemşireleri
ile evlenemiyorlar. Sütün direk kadından emilmesi şart değil, bir şekilde bir
erkek bir kadının sütünü içmiş ise o erkeğin sütünü içtiği kadınla evlenmesi
yasaklanmış durumda. Kardeş olmasalar bile bebek iken aynı kişinin sütü ile
beslenmiş çocuklar büyüdüklerinde evlenemiyorlar.
Emzirdiği erkeğin
yanında başörtüsünü çıkarabilir
KADIN ile erkeğin bir
arada kalabalık ortamlarda çalışmasının sorun yaratmadığını belirten El-Ezher Üniversitesi
Hadis Bölüm Başkanı Prof. Dr. İzzet Atiya, şöyle devam etti: “Asıl sorun bir
kadın ile bir erkeğin iş için de olsa işyerinde yalnız yapması gereken özel
toplantılarda yaşanıyor. Emzirmek özel toplantılarda yaşanan sıkıntıları
ortadan kaldırıyor. Ayrıca bir kadın emzirdiği bir kişinin önünde işyerinde
başörtüsünü de çıkarabilir.” Hürriyet
Adam karısına "Memelerini arkadaşıma emzirmez isen seni boşayacağım" diyormuş.
"Peygamberin emri böyledir" diyormuş.
Sapıklık artık güncel hal aldı.
Önüne gelen kendi sapkınlığını dinle perdeledi mi ses çıkartan olmuyor.
Kutsal Metinlerde EMZİRME
BAKARA SURESİ: 233
Anneler çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler için- tam
iki yıl emzirirler.
Annelerin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe uygun biçimde hazırlamak çocuğun
babasına aittir. Hiçbir benlik yaratılış kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü
tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun babası da kendi çocuğu yüzünden zarara
sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke uygulanır. Eğer anne-baba karşılıklı
anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten kesmek isterlerse, kendilerine günah
yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak
belirlediğiniz ücreti güzelce teslim etmek şartıyla, bunu yapmanızda bir günah
yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi
biçimde görmektedir.
NİSA SURESİ : 23
Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız
kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları,
sizi emziren
süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle
birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız
-eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve
sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da
haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok
merhametlidir.
HAC SURESİ : 2 Onu
göreceğiniz gün, her emzikli kadın, emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın,
taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoşlar halinde görürsün; oysaki
onlar sarhoş değillerdir, ama Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
KASAS SURESI : 7
Musa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehre
bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri
döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."
KASAS SURESI : 12 Biz
daha önce ona, süt
emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kız kardeşi dedi ki:
"Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir
ev halkını size tanıtayım mı?"
TALÂK SURESİ : 6 O
kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın.
Onları baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğen
hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için
çocuk emziriyorlarsa,
ücretlerini de verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup tartışın. Eğer
anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba hesabına başka
bir kadın emzirecektir.
MATTA: Mat.24: 19 O
günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
MARKOS: Mar.13: 17 O
günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
LUKA: Luk.11: 27 İsa
bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın O'na, "Ne mutlu seni
taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!" diye seslendi.
LUKA: Luk.21:23 O
günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! Çünkü ülke büyük
sıkıntıya düşecek ve bu halk gazaba uğrayacaktır.
LUKA: Luk.23: 29
Çünkü öyle günler gelecek ki, 'Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere, emzirmemiş memelere ne mutlu!'
diyecekler.
YARATILIŞ KİTABI :
Yar.21: 7 Kim İbrahim'e Sara çocuk emzirecek derdi? Bu yaşında ona bir
oğul doğurdum."
MISIRDAN ÇIKIŞ :
Çık.2: 7 Çocuğun ablası firavunun kızına, "Gidip bir İbrani süt nine çağırayım
mı?" diye sordu, "Senin için bebeği emzirsin."
MISIRDAN ÇIKIŞ :
Çık.2: 9 Firavunun kızı kadına, "Bu bebeği al, benim için emzir, ücretin neyse
veririm" dedi. Kadın bebeği alıp emzirdi.
1.SAMUEL : 1.Sa.1: 23
Kocası Elkana, "Nasıl istersen öyle yap" diye karşılık verdi,
"Çocuk sütten kesilinceye dek burada kal. RAB sözünü yerine
getirsin." Böylece Hanna oğlu sütten kesilinceye dek evde kalıp onu emzirdi.
1. KRALLAR: 1.Kr.3:
21 Sabahleyin oğlumu
emzirmek için kalktığımda, onu ölmüş buldum. Ama sabah aydınlığında
dikkatle bakınca, onun benim doğurduğum çocuk olmadığını anladım."
YEŞAYA : Yşa.60: 16
Uluslar ve krallıklar Bir anne gibi seni emzirecekler. O zaman
bileceksin ki, seni kurtaran RAB, Seni fidyeyle kurtaran, Yakup'un Güçlüsü
benim.
AĞITLAR : Ağı.4: 3
Çakallar bile meme
verip yavrularını emzirir, Ama halkım çöldeki devekuşları kadar
acımasız oldu.
ABD ve AB'li zenginlerin sübyan ihtiyaçları için Türkiye'yi pazar yapma misyonerleri.
Sübyan tecavüzleri böyle başlıyor.
AKP’li Tekkeköy Belediyesi’nin düzenlediği ve
ilçe kaymakamının da katıldığı ‘Kutlu Doğum Programı’nda sıbyan okullarında
eğitim gören 4-6 yaş grubu çocuklar Kur'an okudu. tekkekoy.bel.tr
Bu aileler, nasıl oluyor da çocuklarını
buralara emanet edebiliyorlar anlamak mümkün değil.
Ya Allah Bismillah diyerek çocuklarına tecavüz
edildiği gerçeğini ne zaman görecek bu insanlar anlamıyorum.
Tarikat evinde tecavüz skandalı!
45 erkek öğrenciye...
ŞOK HABER !..
YİNE KARAMAN, YİNE ENSAR, YİNE İMAM HATİP !..
KARAMAN'da bir öğretmenin tarikat evlerinde en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kaldıkları öne sürülen 9 ve 10 yaşlarında bulunan öğrencilere tecavüz eden öğretmen ise tutuklandı.
POLİS OKULA GELDİ BirGün gazetesinden Serbay Mansuroğlu'nun haberine göre; Karaman'da korkunç tecavüz vakası yaşandığı ortaya çıktı. İddialara göre Karaman merkezde bir okulda görev yapan Eğitim Bir Sen üyesi sınıf öğretmeni M.B. söz konusu tarikat evlerinde kalan öğrencilere özel ders vermek için gidiyordu. M.B. özel ders için gittiği çeşitli evlerde öğrencilere tecavüzde bulundu. Olay bir öğrencinin durumu ailesine anlatması üzerine duyuldu. Şikayet üzerine öğretmen M.B. 4 Mart Cuma günü okula gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Savcılıkta ifadesi alınan öğretmen M.B. çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
GİZLİLİK KARARI Savcılık dava dosyası hakkında gizlilik kararı aldı. Tutuklanan sınıf öğretmeni M.B.'nin görev yaptığı okula yerine başka bir öğretmen görevlendirildi.
HASTANEDEN RAPOR Öğretmenin tutuklanmasının ardından 8 öğrenci aileleriyle birlikte 6 Mart tarihinde Karaman Devlet Hastanesi'ne gitti. Kontrolden geçen çocuklar tecavüzü raporla belgeledi.
Allah'ın izniyle, Helal tecavüz...
Tarikatlerde şeytan taşlanmadığına, Allah Allah diye zikirler çekildiğine göre, helal tecavüz olsa gerek.
Tarikat evinde tecavüz skandalı!
45 erkek öğrenciye...
ŞOK HABER !..
YİNE KARAMAN, YİNE ENSAR, YİNE İMAM HATİP !..
KARAMAN'da bir öğretmenin tarikat evlerinde en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kaldıkları öne sürülen 9 ve 10 yaşlarında bulunan öğrencilere tecavüz eden öğretmen ise tutuklandı.
POLİS OKULA GELDİ BirGün gazetesinden Serbay Mansuroğlu'nun haberine göre; Karaman'da korkunç tecavüz vakası yaşandığı ortaya çıktı. İddialara göre Karaman merkezde bir okulda görev yapan Eğitim Bir Sen üyesi sınıf öğretmeni M.B. söz konusu tarikat evlerinde kalan öğrencilere özel ders vermek için gidiyordu. M.B. özel ders için gittiği çeşitli evlerde öğrencilere tecavüzde bulundu. Olay bir öğrencinin durumu ailesine anlatması üzerine duyuldu. Şikayet üzerine öğretmen M.B. 4 Mart Cuma günü okula gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Savcılıkta ifadesi alınan öğretmen M.B. çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
GİZLİLİK KARARI Savcılık dava dosyası hakkında gizlilik kararı aldı. Tutuklanan sınıf öğretmeni M.B.'nin görev yaptığı okula yerine başka bir öğretmen görevlendirildi.
HASTANEDEN RAPOR Öğretmenin tutuklanmasının ardından 8 öğrenci aileleriyle birlikte 6 Mart tarihinde Karaman Devlet Hastanesi'ne gitti. Kontrolden geçen çocuklar tecavüzü raporla belgeledi.
İDARİ SORUŞTURMA Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğu, "Öğretmenin tutuklandığı bilgisi doğru. Ancak gizlilik kararı bulunan dosya hakkında detaylı bilgi vermem doğru olmaz. İddia ve detayları araştırmak için idari soruşturma başlattık" ifadelerini kullandı. halkmedia.com
Allah'ın izniyle, Helal tecavüz...
Tarikatlerde şeytan taşlanmadığına, Allah Allah diye zikirler çekildiğine göre, helal tecavüz olsa gerek.
Bir de "KUTLU DOĞUM"
adı altında yapılması tam bir sapkınlığa davettir.
Nedir kutlu doğum?
Peygamberlerinin, anasının rahmine düştüğü gece
kutlaması.
Kendileri söylüyor, bunu ben söylesem
etmedikleri küfür kalmaz.
Yahu siz başında
mıydınız, doğduğu tarihi belli olmayan birinin, o hafta anasının rahmine
düştüğü geceyi biliyorsunuz, bir de bunu kutluyorsunuz.
O gece size vahi yoluyla mı geliyor nedir arkadaş?
Peki bir soru yönelteyim buradan.
Peygamber Muhammed'in anasının ismi nedir
biliyor musunuz?
Bilenler, Kur'an'a baksınlar bakalım, o kutlu
gecenin sahibi olan annenin, Kur'an'da kaç kere ismi geçiyor, başka kadınların
kaç kere isimleri geçiyor?
Daha vahim olanı, İsa'yı doğuranın adına koca
sure gelmiş yahu.
19/MERYEM Suresi, üstelik 98 ayetten
ibaret.
Ama Muhammed'in annesi, o kutsadığınız gecenin
müsebbiplerinden olan kadının adı bile Kur'an da geçmiyor.
Acaba süt bile emzirmediği için,
Muhammed tarafından dışlanmış olmasın?
Put, Lut vs... tüm lanetlenmiş şeylerin bile
adı geçiyor ama annesinin adı yok.
Velev ki Kur'an, kötü olanlara dikkat çekmek
için o isimleri vermiş olsun, iyileri belirmesine gerek yoktu diyelim.
O zaman sormak gerek, 98 ayetlik koca surenin
adına gelmesi için, Meryem nasıl bir kötülük işlemiş olabilir?
Yoksa bazı Hristiyanların dediği gibi,
Mecdelli Meryem'in Kimliğinde bir sorun gerçekten de mi vardır?
Meryem
için örneğin, Lazar'ın kız kardeşi olan ve İsa'nın başına yağ süren,
Yeruşalim’in güneyindeki Beytanya'lı Meryem
olduğu veya İsa'nın ayaklarına yağ sürüp onları saçlarıyla kurulayan fahişe olduğu söylemleri malumunuz, herkesçe
biliniyor.
Şu adreste ilginç bir paylaşım yapmışlar, İngilizcesi olanlara tavsiye ederim.
Her
ne kadar Hristiyan dünyasındaki savunma, bu söylemin sorumlusunun Batı kilisesi
olduğu, Doğu kilisesinin buna katılmadığını, hatanın Papa Gregory tarafından,
Mecdelli Meryem ile Luka 7'deki, günahların kadınını karıştırdı için ortaya
çıktığını söyleseler dahi bunlar artık bilinen gerçeklerdir.
Öyleyse
sorumu değiştirerek soruyorum.
Kur'an
Muhammed'in annesinden hiç bahsetmemiş olmasının sırrı ile, Mecdelli Meryem'in
Kimliği üzerinde koca bir ayet
yollamasının sırrı nedir?
Buna
yanıt verebilecek akıllı bir ilahiyatçı olursa, buyursun buradan yazsın.
Aksi
durumda, Muhammed'in annesinin Kur'an'da hiç geçmiyor olması ebediyen soru
işareti olarak kalacaktır.
Nitekim,
Kutlu Doğum diye yaymaya çalıştığınız rezalet, aslında bunun ip uçlarıyla
doludur.
Bakalım
benim dilimin söylemeye varmadığı bu sapkınlığı, sonunda birisi çıkıp da,
"yahu Kur'an'ı da İncil gibi dejenere etmenin
anlamı yoktur, bu sapkın Kutlu Doğum masalı artık bitirilmelidir"
deme cesaretini sergileyebilecek mi?
Nitekim,
Kur'an ahlakının en önemli
özelliklerinden birisi de, yalan söylememek, her
şartta gerçeği söylemektir.
Nitekim
Allah, doğrudan doğruya 38/84'te, hakku vel hakka ekul(gerçeği ve
doğruyu söylüyorum) diyerek, doğru ve gerçekleri söylemenin ancak yücelik ve
Kur'an'a yakışır olduğunu beyan ettiğine göre, buyursun bir Müslüman, gerçeği
izah etsin, hepimiz bilelim, hodri meydan.
Aksi
takdirde, çocuklarınıza tecavüz edenler, ya Allah ya bismillah diyerek tecavüze
devam edecektir.
Ben
de sizlere, 38/84'a uygun olarak, görmeniz gereken gerçekleri ifade
etmeye çalışıyorum.
Lakin
tüm bunlara rağmen, gerçeği görmeyen, ona gözlerini kapatanlar elbet olacak,
elbet farklı yorumlarla yanılgı, kuruntu, zan, sanıya itmeye çalışanlar (2/78)
olacaktır.
İşte
o tiplere, 7/179'da doğrudan doğruya kel en'ami bel hum
edallu(hayvanlar gibi, hatta daha aşağılık) denmektedir.
Nitekim,
çocuk tecavüzlerine hayvanlar gibi kulaklarını tıkayan, gözlerini bağlayanlar
başka ne olabilir?
Varın
gelin, 1 Mayıs'ı bayram diye kutlayın, yüreğiniz yetiyorsa buyurun, bunca
pisliğin üzerini örtme gücü varsa, kutlayın.
Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz arkadaş?
Dediğim gibi, Allah de, gerisini merak etme,
düzen bu düzen.
Bakınız, kara çarşaflı bir velinin, çocuğuna kadar
geldiler, daha evvel söylemiştim, ne zamanki Generalin kızı,
Amiralin oğluna taciz skandalı gelir dayanırsa, o zaman kadar izleyici
olarak kalacaklar.
O
zaman kadar Arapçadan da, Kur'an kurslarından da, Camilerden de, yasal olmayan
vakıf evlerinden de çocuklarınızı uzak tutunuz.
Bakınız
ne demişler kadıncağıza.
Videonun
2:27 dakikasında, sunucunun ifadesinden anladığımıza göre okul müdürü anneye,
"Sen neredeydin, çocuğuna neden sahip çıkmadın" demiş.
Bu bir zihniyet meselesidir, aynı zihniyetin
bir başka türbanlı temsilcisi de bakın aynı şeyi söylüyor.
Türbanlı ve AKP’li Vekil Hatice Dudu Özkal,
"herkes çocuğuna sahip olabilseydi ve kendi nefsine sahip olabilseydi, bu
sapkınlıklar yaşanmazdı" diyebiliyor.
Düşünebiliyor musunuz?
Bu zihniyetin yönettiği ülkede tecavüzler biter
mi?
Yarın da şehit ailelerine, "Siz
nerdeydiniz, çocuklarınıza sahip olabilseydiniz ve kendi nefsine sahip olabilseydiniz,
bu şehitler olmazdı" derlerse, ne yanıt vereceksiniz?
Her neyse, Davutoğlu'nun dün söylediği gibi,
tek hedefimiz var, başkanlığa kilitlendik.
Tecavüzmüş, ekonomiymiş, neyimize gerek.
Varımızla yoğumuzla, etimizle kemiğimizle
başkana adandık, o da seçilmiş kişi olacak ya, dahasına ne gerek var EY
DAVUT'un oğlu, sen de haklısın.
Sayılamaz miktarda Şehit haberleri geliyor, sayılamaz
miktarca çocuk tecavüzü haberleri yaşanıyor, DAVUT'un oğlu ağzında tek söz var.
"TEK HEDEFİMİZ VAR BAŞKANLIK" diyor.
Hele de şu son 4 gün içinde neler söylemiş?
Başkanlık sistemi
“Bizim şu anki hedefimiz odaklandığımız husus, net, pür, iç
dengeleri iyi korunmuş ve yönetimde herhangi bir yetki karmaşasına yol
açmayacak bir sistemdir ki, bunun adı başkanlık sistemidir. Öncelikli olarak
başkanlık sistemini en ideal, çağdaş şekliyle ve şimdiye kadar da savunduğumuz,
öne çıkardığımız şekliyle ele alacağız. Kamuoyumuza bunu sunacağız. 27 Nisan 2016
"Bizim şu anki
hedefimiz odaklandığımız husus, net, pür, iç dengeleri iyi korunmuş ve
yönetimde herhangi bir yetki karmaşasına yol açmayacak bir sistemdir ki, bunun
adı başkanlık sistemidir. Öncelikli olarak başkanlık sistemini en ideal, çağdaş
şekliyle ve şimdiye kadar da savunduğumuz, öne çıkardığımız şekliyle ele
alacağız. Kamuoyumuza bunu sunacağız." 28 Nisan 2016
Şu anki tek hedefimiz çağdaş, evrensel değerleri barındıran,
milli bünyeye uygun, başkanlık sistemine dayanan bir anayasayı yazmak. 29 Nisan 2016
HEDEFİMİZ PÜR BAŞKANLIK: "Güya ben ‘Başkanlık sistemini
savunursam kendimi inkâr etmiş olurum’ demişim. Bu varsayım üzerine, Cumhurbaşkanımıza
bir soru yöneltmiş bir gazeteci. Böyle bir şey kesinlikle yok. Böyle bir ifadem
olduğunu bulsun çıkarsın biri, özür dilemeye hazırım. Revizyona dayalı bir
Anayasa yerine, kendi içinde tutarlı bir Anayasa yapma kararı aldık. Partili
Cumhurbaşkanı, nihayetinde bir revizyondur. Öncelikli hedefimiz revizyon
değildir. Öncelikli hedefimiz, çarpık bir sistem olduğunu söyleye geldiğimiz
bir yapı üzerinde yeni bir adım atmaktansa, Anayasa’yı başkanlık sistemi
etrafında kurgulamak, sistemi pür başkanlık olarak kurgulamaktır. Bunun hepsini
deneriz, olmuyorsa başka seçeneklere bakarız." 30 Nisan 2016
Biz milletçe şehitte oluruz, tecavüze de uğrarız hiç önemli
değil.
Yeter ki siz BAŞKANLIK sistemini emperyalizme hediye edin.
Onu da söyleyeyim.
"Başkanlık, Emperyalistlerin tuzağıdır" diyen de ben değilim,
Erdoğan'ın kendisidir.
Nedense millet gerçekten aptallaştırılmış, çalışanlar ise 1
Mayıs'a odaklanmışlar.
Lanet olsun böyle başkanlığa da, böyle ülkeye de, böyle....
01 Mayıs 2016
A. Dursun
İsmail Bayer, Sendika yasası değil, Sendikacı yasası.
Memur eylemi, hakem heyeti maaşları kaç lira?
Sendikalar 1 Mayıs öncesinde bölündü.
Süleyman Çelebi, Salim Uslu Sendika yasasını değerlendirdi.
Prof. Dr. Durmuş Dündar Son Zamları değerlendiriyor.
Ali Tezel sendika ağaları ve gerçekler
Delikanlı Dalan, " bu seferki doğrudan doğruya sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi kumpas" demiş.
Bedrettin Dalan adı Ergenekon'da neden geçiyor?
Cunta yargılanmadıkça 1 Mayıs işçiye haram olsun.






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder