Kaderin üstünde bir kader vardır, Allah'ın üzerinde Allah
vardır demektir.
"Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır"
şeklindeki sözler, Sezai Karakoç'un "Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine" adlı
şiirinde geçmektedir.
Şairin ne düşünüp, neden ve nasıl yazacağına karışacak
değilim, o benim işim de değil.
Bu sözleri, salt Müslüman olduğunu söylediği için oy alan
biri, seçim meydanlarında, propagandalarında kullanırsa eleştiri hakkımı
kullanırım.
Nitekim durum hasıl olmuştur.
Bence bu sözlerin meali şöyledir.
Meali, "Sakın Allah deme, Allah'ın üstünde bir Allah
vardır."
Neden bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum?
İntihal yani fikir hırsızlığı söz konusu olmuş da onun için.
Nedense özellikle son 15 yıldır, İslamcıların fikir hırsızlığı
bitmiyor.
Haber şöyle.
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde diye devam eden, Erdoğan'ın
seslendirdiği kısa filmin müziği de çalıntı çıktı.
Kudüslü yönetmen Muhammet Fatih'in hazırladığı Erdoğan
temalı Mescid-i Aksa kısa filminin müziğinin çalıntı olduğu ortaya çıktı ve
Metin Kemal Kahraman'ın izni olmadan kullanıldığı ortaya çıktı
Metin Kemal'in, Ferfecir albümünde yer alan Dewrano adlı
eser izinsiz olarak kullanılırken konuya ilişkin ulaştığımız Metin Kahraman,
"Bizden herhangi bir izin alınmadı. Müziğimizin Erdoğan'ın
seslendirmesiyle kullanılmasını istemiyoruz. Konuyla ilgili hukuki haklarımızı
kullanacağız" dedi.
Erdoğan bu kısa filmde de bahsettiğim şiirin o kısmını, "Kaderin
üstünde bir kader vardır" ifadesini yine kullanıyor.
Peki, kader ne demek ki, kaderin üzerinde bir kader daha
olabilsin?
Arap literatürü ve Kur'an kaynaklı olduğu için o kaynaktan
açmaya çalışacağım.
Kur'an, 54/49'da kulle şey’in halaknahu bi kader (her
şeyi kader üzerine yarattık) diyor.
KAMER Suresi 49'da, şüphesiz, biz her şeyi kader ile
yarattık diyor.
Az aşağıda vereceğim 33/38'de ne anlama geldiğini de
söylüyor.
Peki, KAMER-49 ne demek istiyor?
Kaderin, yaratıcı kudreti ve gücü olduğunu belirtiyor.
Ve bir çok sözünde de, bunun asla değişmeyeceğini,
yaratıcının kendi kararından (kader)
kendi verdiği emir ve sözlerden asla dönmeyeceğini, bunlarda asla değişme
olmayacağını söylüyor.
Zaten kader kavramı, tanımı gereğinden de anlaşılacağı
üzere, asla ve kesinlikle hiç bir güç tarafından değiştirilemez olan
olgulardır.
Eğer bir gün gelirde, değişmez sandıklarımızda bir değişme
olursa, bilin ki o kader değildir.
Bunları bir çok yazımda açık ve uzunca ifade etmiştim.
Bir örnekle özetleyecek olursak, güneşin doğudan doğup,
batıdan kaybolması 4,5 milyar yıldır (ilk var oluş esnaları hariç) asla
değişmemiştir.
Gecelerin karanlık olması da öyle.
Demek ki kader bunlar, yani asla değiştirilemez olan,
yaratıcının kesin kurallarıymış ki, bilim adamları geceyi ortadan kaldıracak
proje başlatmışlar ancak bunun yaşamın sonu anlamına geldiğini gördüklerinde
projeyi iptal etmişlerdi.
Bunları daha evvelki yazılarımda görebilirsiniz.
Şimdi, "yeni din yaratıcılarının sözüne" dönelim.
Ne diyor?
Kaderin üzerinde bir kader vardır.
Bunu mealen şöyle de anlayabiliriz.
"Allah'ın üzerinde bir Allah vardır."
Neden böyle meal ediyoruz, üstte söyledim.
Kader, doğrudan yaratıcının (genelde Allah diye söyleniyor)
emir, talimat ve kudreti, bizatihi yaratıcının kendisi olduğuna göre ve asla
değişmeyeceğini aşağıda vereceğim satırlarla kendisi söylediğine göre, demek ki
kaderin (Yaratıcının, Allah'ın) üzerinde bir kader (yaratıcı, Allah) var anlamı
çıkartmaktadır.
Bunun, bilinen eski Allah'a, şimdilerde varlığını ispatlamaya
çalışan yeni bir Allah'ın açık ve net olarak bir meydan okuma olduğu ortadayken,
kendilerine Kur'an kaynaklı ibadet ve inanç sahibi diyenler, meydanlarda bu
söyleme alkış tutmakta ve gururlandıklarını ifade etmektedirler.
Peki bu yeni Allah kim, vasıfları nedir, bu gücü nereden
almaktadır?
Bu gücü aldığı yer, kendisine Müslüman diyen bir güruhtur ve
bunların oranını, o sözü söyleyen kişi yani Tayyip Erdoğan % 99,9 olarak
gördüğünü söylemektedir.
Kimi zaman bu oranı % 75'lere kadar düşürdüğü konuşmalar
olsa dahi, dünkü yaptığı konuşmada bu oranı % 98 olarak vermiştir.
Vasıfları nedir?
Yandaşları vasıflarını da belirliyor.
Bildikleri eski Allah'a ait vasıflarla, yeni Allah'a atıflar
yapmaktadırlar.
Malumunuz, "Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış"
demek, eski Allah'ın artık yaşlandığı, belki de öldüğünü kabul ettiklerini
göstermektedir.
Garabet olan ise, yeni Allah'ına, eski Allah'ın vasıflarını
giydirmiş olmalarıdır.
Hem eski Allah'ı öldürüyorlar hem de ölenin tüm sıfat ve
vasıflarını yenisinin üzerine giydiriyorlar.
Demek ki Allahlar insanlar tarafından yaratılmış, ölümlü ve hatalı
olgulardır.
Zira yukarıda bahsettiklerimin başka hiç bir açıklaması
olamaz.
Ölümünü ilan ettikleri eski Allah diyor ki, "ben
verdiğim sözden asla dönmem, kendimi asla yalanlamam, bir söylediğimi başka bir
söylemle yalanlamam" demektedir.
Peki, gerçekten öyle midir?
Yazık ki hayır, öldürdükleri Allah'ta tıpkı yeni Allahları
gibi sürekli kendisini yalanlamıştır, zaten o nedenle de ölümü hak etmiştir.
Diyeceksiniz ki, "yaratıcı ölür mü, bu nasıl bir
söz".
Elbet haklısınız, yaratıcı ölmez, sonsuza dek var olur ve
her daim varlığını da korur.
Lakin inandığınız, size inandırılan gerçek yaratıcı değil
de, yaratılmış Allahlar ise, o da elbet ölecektir, nitekim diğer binlerce
ilahlar gibi, 1400 yıllık ömrünü dolduran Allah putu da artık ölümü hak
etmiştir.
Öyleyse, öldürdükleri eski Allah neler söylemiş bakalım.
33/38'de, emrullahi kaderan makdüra (Allah'ın emri,
takdiri kaderdir)
Demek ki, yukarıda kaderle ilgili söylediklerimi, Kur'an da
doğrulamaktadır, başka deyişle kader, doğrudan Allah'ın iradesi, değişmezleri,
verdiği sözleridir.
Bakınız, asla bunlarda değişiklik olmayacağı beyanlarına
bakalım.
30/-30'de, aleyha, la tebdile li halkıllahi (Allah'ın
yaratmasında/kaderinde, değişiklik olmaz)
10/64'te, la tebdile li kelimatillah (Allah'ın sözü
değişmez)
48/23'de, sunnetillahi tebdila (Allah'ın
uygulamasında/sünnetinde, değiştirme bulamazsın)
35/43'te, len tecide li sunnetillahi (Allah'ın
uygulamasında/sünnetinde, değişiklik), tahvila(dönüşüm/dönme), len tecide(asla
yoktur)
50/29'da, Ma yubeddelul kavlu ledeyye (Benim sözüm
değişmez), ma ene bi zallamin (zalim değilim)
Bakınız, burada zulmü sevmediğini, kendisinden
korkulmayacağını beyan etmiştir, ancak başka beyanlarında doğrudan doğruya
öldürme emrini vermektedir.
Bunları daha evvel yazdığım, "Tanrılar sürekli,
'öldürün' der mi" başlığından vermiştim.
Bazıları, yaratıcıdan korktuklarını söyleyerek, din
konusunda konuşmaktan korkuyoruz derler.
Bu söylem, gerçeklerin örtüsü, perdelenmesi için
uydurulmuştur.
Yaratıcıdan korkulmaz, ama adına Allah, Rab vs...denen
yaratılmışlarsa söz konusu elbet korkulur.
Zira onların ne zaman ne yapacaklarını kendileri de bilmez, onların
yaratıcıları da.
Ayrıca İslam literatüründen dilimize aktarılan korku
"HAVF" aslen korku manası içermez, "SAKIN" manası içerir.
Lakin Türklere kendi lisanlarından ibadet yasaklandığı için,
anlamını bilmeden okumalara itilmiş, beyni sulanmış hafızlara döndürülmüşüzdür.
İşte delilleri.
2/78:
ummiyyüne (ümmiler, kutsiyet okuyamayanlar), la ya'lemüne (bilmezler), el
kitabe (kitap), emaniyye (kuruntu, temenni, sanı), yezunnüne (zan)
BAKARA
SURESİ: 78 İçlerinde ümmi olanlar da vardır ki Kitap'ı bilmezler, sadece
anlamını bilmeden okuyuşlar/hurafeler/hayal ve kuruntular bilirler. Onlar
yalnız sanıya saplanırlar.
وَمِنْهُمْ
أُمِّيُّونَ لاَ يَعْلَمُونَ الْكِتَابَ إِلاَّ أَمَانِيَّ وَإِنْ هُمْ إِلاَّ
يَظُنُّونَ
Ve minhum
ummiyyüne la ya’lemünel kitabe illa emaniyye ve in hum illa yezunnün (yezunnüne).
Burada anlamını bilmeden okumak üzerine bir video verdim, izerseniz, 2/BAKARA-78'in ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. İzlemek için tıklayın.
Yeni Allah yaratıp, eski Allah'a ortak
koşma.
Aşağıda
devamını vereceğim ancak burada bir açıklama yapalım.
Yeni Allah yaratıp, onu eskisine otak koşma
kavramı asılında İncil'in konusudur.
Kur'an da
orak koşmayı şirk olarak gördüğü halde, ancak ortakçılığın ganimetle ve
yaratılmışlar arasında olacağına açık deliller vardır.
Bunu en açık
gördüğümüz ayet şöyle ifade ediyor.
17/64: Onlardan gücünün yettiği kimseleri
davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak
ol, kendilerine vaatlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey
vaat etmez.
Oysa İncil anlayışında
yaratıcıya ortaklık ancak Mesih'e ait bir kavram olarak görülüyor, ki bunu
putperestlik dönemlerinde, Kâ'be etrafında yapılan tavaf esnasında söylenen telbiye de görmekteyiz.
Allah'a
ortak koşmanın ancak kime ait olduğunu İncil şöyle söylüyor.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Efeslilere Mektup : Müjde aracılığıyla Mesih İsa'da vaade ortaktır.
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 11 : İbr.11: 9 İman sayesinde bir yabancı olarak vaat edilen
ülkeye yerleşti. Aynı vaadin ortak mirasçıları olan İshak ve Yakup'la birlikte
çadırlarda yaşadı.
Görüleceği
üzere, TV'lerde, yandaş medyada, kendisine ulema süsü verilmiş paralı
(profesyonel) misyonerlerde biz bunları görmekteyiz.
İncil'de Mesih kelimesi 579
kez, Rab kelimesi 549 kez geçmektedir, peki Türk medyasında son 15
yılda bu iki kelime kaç kere geçti dersiniz?
Açıkçası
sayamadım ancak son 15 yıl içinde milyarlarca kez kullanıldığını sanmaktayım.
Sürekli
mü'minlere, Mesih'in var olduğu, geleceği telkin edilmektedir.
Hatta, yeni
Allah Erdoğan yaratılmadan daha evvel, Erdoğan'ın Mehdi, Peygamber, Mesih
olduğu iddiaları da ortaya atılmıştı.
Bir
toplantıya girişinde yandaşlarından biri, "Ey Allah'ın resulü" diye
bağırmıştı ve Erdoğan gizlice sırıtmaktaydı,bir başka partili, ikinci peygamber
demişti, sonundaysa aşama aşama Allah ilan edilmişti.
Bakalım
Kur'an, Mesih'i nasıl değerlendiriyor, yüz çevirip dönekleri nasıl tanımlıyor,
ancak kimlerin vazgeçebileceğini nasıl tarif ediyor.
3/45; Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi
müjdeliyor. Adı Meryem
oğlu İsa'dır. Mesih'tir; dünyada da, ahrette de itibarlı ve Allah'ın
kendisine yakın kıldıklarındandır.
4/171;
Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin.
Meryem oğlu İsa Mesih , ancak Allah'ın resulüdür, Allah'ın, Meryem'e
ulaştırdığı "KÜN / Ol" kelimesidir, O'ndan bir ruhtur.
Şu halde
Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "Üçtür" demeyin, sizin için
hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu
olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak
Allah yeter.
4/172.
Ne Mesih ve ne de Allah'a yakın melekler, Allah'ın kulu olmaktan geri dururlar.
O'na kulluktan geri
durup büyüklenen kimselerin hepsini yakında huzuruna toplayacaktır.
5/17;
"Şüphesiz Allah, Meryem oğlu
Mesih'tir" diyenler and olsun ki kâfir olmuşlardır. De ki:
Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesih'i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini imha
etmek isterse Allah'a kim bir şey yapabilecektir? Göklerde, yerde ve ikisi
arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O dilediğini yaratır ve
Allah her şeye tam manasıyla kadirdir.
5/72;
And olsun ki "Allah, kesinlikle
Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih "Ey
İsrailoğulları, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim
Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri
ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur" demişti.
5/75;
Meryem oğlu Mesih ancak bir resuldür.
Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her
ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak
nasıl yüz
çeviriyorlar.
9/30;
Yahudiler, Üzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesih Allah'ın
oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. Daha önce
kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da
döndürülüyorlar!
9/31; Allah'ı
bırakıp bilginlerini; rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler.
Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı
yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
3/93; Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in kendisine haram kıldıkları
dışında, yiyeceğin her türlüsü İsrailoğullarına helâl idi. De ki: Eğer doğru sözlü iseniz
o zaman Tevrat'ı getirip onu okuyun.
3/168; Oturup da kardeşleri hakkında: "Bize uysalardı öldürülmezlerdi"
diyenlere, "Eğer doğru sözlü insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın
bakalım!" de.
6/40;
De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse
size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz.
12/46;
Ey Yusuf, ey doğru sözlü kişi. Yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi
yeşil başak ve diğerleri de kuru olan hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki,
insanlara dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler.
26/187; Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze
gökten azap yağdır.
27/71; Onlar: Eğer doğru sözlü iseniz, bu tehdit ne
zaman gerçekleşecek derler.
28/49; De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah
katından bu ikisinden daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!
37/157; Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!
45/25; Onlara açıkça ayetlerimiz okunduğu
zaman: Doğru
sözlü iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri
yoktur.
Gördüğünüz
üzere Kur'an, sözünden dönmemeyi, bir erdem olarak tanımlamakta ve
ancak yaratıcının sözünden dönemeyeceği tespitini yapmaktadır.
Bu
tespitleri sadece Kur'an değil, diğer kitaplarda da görmek mümkündür.
İncil, Petrus'un
İkinci Mektubu - BÖLÜM 2 : 2.Pe.2: 18 Çünkü yanlış yolda yürüyenlerden henüz
kurtulanları, boş
ve kurumlu sözler söyleyerek benliğin tutkularıyla, sefahatle
ayartırlar.
Tevrat'ta da
benzer ifadeler vardır.
YEŞAYA : Yşa.32: 6 Çünkü budala saçmalıyor, Aklı
fikri hep kötülükte. İşi gücü fesat işlemek, RAB'be ilişkin yanlış sözler
söylemek, Açları aç bırakmak, Susamışlardan suyu esirgemek.
VAİZ : Vai.10: 2 Bilgenin yüreği hep doğruya
eğilimlidir, Akılsızın ise, hep yanlışa .
HEZEKİEL : Hez.33: 9 Ancak kötü
kişiyi uyardığın halde yolundan dönmezse, o günahı içinde ölecek. Ama
sen canını kurtarmış olacaksın.
Eski Allah'ın asla sözünden dönmeyeceğini beyan ettiği başka
delilleri de vardır.
Onların bir kısmına daha bakmaya devam edelim.
3/9; Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak
olan sensin. Allah
asla sözünden dönmez .
13/31;
Eğer okunan bir Kitapla dağlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansaydı,
yahut onunla ölüler konuşturulsaydı. Fakat bütün işler Allah'a aittir. İman
edenler hâlâ bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete
erdirirdi? Allah'ın vaadi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptıklarından dolayı
ya ansızın büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakınına
inecek. Allah, vadinden
asla dönmez .
22/47; Onlar senden azabın çabuk gelmesini
istiyorlar. Allah
vadinden asla dönmez . Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin
saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.
Vazgeçebilenler
ancak ve ancak yaratılmışlardır, yaratıcı bir kez söylediğinden asla dönmez,
işte kimlerin vazgeçebileceğinden iki örnek.
26/116; Dediler ki: Ey Nuh! Vazgeçmezsen, iyi bil ki,
taşlanmışlardan olacaksın!
26/167; Onlar şöyle dediler: Ey Lut! Vazgeçmezsen,
iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın!
19/46; Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun?
Eğer vazgeçmezsen, and olsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak
dur!
74/28; Hem bırakmaz, hem vazgeçmez o.
5/73;
And olsun "Allah, üçün üçüncüsüdür"
diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'tan başka hiçbir tanrı
yoktur. Eğer
diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı
bir azap isabet edecektir.
9/32;
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler
hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez .
Burada bir
not daha verelim.
Kur'an, irtica'ı tanımlamıştır, bunu daha evvel "Kur'an irtica için ne diyor" başlığında sunmuştum.
Kur'an, irtica'ı tanımlamıştır, bunu daha evvel "Kur'an irtica için ne diyor" başlığında sunmuştum.
Kur'an iricayı tanımlarken,
geri dönme, gerisin geriye dönme olarak tanımlamıştır.
Elbet ki
Kur'an'ın irtica tanımından anlaşıldığı üzere, Kur'an geldikten sonraki dinden
yani İslam'dan öncekini (irtica) geri dönüş olarak tanımlamaktadır.
Bunun anlamı aslında bir şeye daha işaret
etmektedir.
İslamcılar
sıklıkla, "ilk
insan Adem ile birlikte gelen dinin adı İslam'dır ve tüm dinler aslında
İslam'dır" söylemi kullanmaktadırlar.
Bunlardaki
gaye, İslam'ı zayıflatmak, geriye doğru götürmek için bir perde oluşturmaktır.
Nitekim,
"Allah
kendi zikrini (Kur'an) koruyacağını ve kendisinin indirdiğini"
vaat ettiğine göre, sorulmaktadır.
Madem Allah
zikrini koruyordu da, Tevrat, İncil, Zebur gibi semavi kabul edilen kitaplarını
neden korumamıştır, neden acze düşmüştür?
İşte bu
sorunun yanıtı olmadığı için İslamcıların sarıldığı söylem, "ilk insandan bu
güne var olan dinlerin tamamı İslam'dır" şeklinde ortaya
çıkmaktadır.
Yazık ki,
mü'min okumadığı ya da anlamını bilmediği lisandan okuduğu için tuzaklara her
daim düşmektedir.
Oysa Kur'an,
ilk insandan bu güne var olan tüm dinlerin İslam olduğu söylemini açıkça reddetmektedir.
3/144; Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip
geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim geri dönerse,
Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.
3/149; Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye döndürürler de,
hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.
23/83; Hakikaten, gerek bize, gerekse daha
önce atalarımıza böyle bir vaatte bulunuldu; bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!
10/48; Doğru iseniz bu vaat ne zamandır? diyorlar.
20/86; Bunun üzerine Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndü. Ey kavmim!
dedi, Rabbiniz
size güzel bir vaatte bulunmamış mıydı? Şu halde size zaman mı çok
uzun geldi, yoksa üstünüze Rabbinizin gazabının inmesini mi istediniz ki, bana olan vaadinizden
döndünüz?
21/97;
Ve gerçek vaat
yaklaşınca, birden, inkâr edenlerin gözleri donakalır! "Yazıklar olsun bize,
gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalim
kimselermişiz."
21/104; Günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz.
Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. Üzerimize aldığımız
bir vaat oldu. Vaat ettiğimizi yaparız.
25/16; Onlar için orada ebedi kalmak üzere
diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine istenen bir vaadidir.
28/61; Şu halde, kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz
ve ardından ona kavuşan kimse, dünya hayatının geçici menfaat ve zevkini
yaşattığımız, sonra kıyamet gününde huzurumuza getirilenler arasında bulunan
kimse gibi midir?
33/12; Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde
hastalık bulunanlar: Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar!
diyorlardı.
18/23; Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki bu vaat
, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
17/5; Bunlardan ilkinin zamanı gelince,
üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında
dolaşarak aradılar. Bu, yerine getirilmiş
bir vaat idi.
Burada
açıklaman istediğim başka ve benzer bir konu daha var.
9/111;
Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine cennet karşılığında
satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaadidir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren
kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı
sevinin. İşte bu, büyük kazançtır.
9/Tevbe 111'e
bir not düşmek istiyorum.
Daha evvel
de yazdığım gibi, şehit edildiler diye bir kavram şehitlik mertebesi için
kullanılması sakıncalıdır.
Zira şehit
edildiler kavramı, sanki düşmanın onlara ikramı, hediyesi, onları
şereflendirmesi anlamı içerir, oysa şehit düştüler, şehit oldular sözü daha
uygundur.
Nitekim
şehit olup olunmadığını kimse bilemez, biz sadece öyle sanırız ve İslam'a göre
bir gayrimüslim, bir mü'mine şehitlik mertebesi hediye edemez.
Şehit
edildiler demek, gayrimüslimlere verilmiş bir ödül anlamını da içerir.
Aslında
şahsım açısından da hiç bir sorun yoktur lakin bilinmesi gerekir diye düşündüm.
Sözünden,
vaatlerinden dönmeyenin yaratıcı olduğuna dair diğer kitaplardan başka
deliller.
İncil
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 7 : İbr.7: 21 Ama O kendisine, "Rab ant içti, kararından dönmez ,
Sen sonsuza dek kâhinsin" diyen Tanrı'nın andıyla kâhin oldu.
Elçilerin
İşleri - BÖLÜM 26 : Elç.26: 6 Şimdi ise, Tanrı'nın atalarımıza olan vaadine umut bağladığım
için burada bulunmakta ve yargılanmaktayım.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Romalılara Mektup : Rom.4: 13 Çünkü İbrahim'e ve soyuna
dünyanın
mirasçısı olma vaadi Kutsal Yasa yoluyla değil, imandan gelen
aklanma yoluyla verildi.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Romalılara Mektup : Rom.4: 20 İmansızlık edip Tanrı'nın vaadinden
kuşkulanmadı; tersine, imanı güçlendi ve Tanrı'yı yüceltti.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Romalılara Mektup : Rom.4: 21 Tanrı'nın, vaadini yerine
getirecek güçte olduğuna tümüyle güvendi.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Romalılara Mektup : İbrahim'in soyu sayılanlar Tanrı'nın vaadi
uyarınca doğan çocuklardır.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Galatyalılara Mektup : Kutsal Yasa ve Tanrı'nın Vaadi
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Galatyalılara Mektup : Gal.3: 17 Şunu demek istiyorum:
Dört yüz otuz yıl sonra gelen Yasa, Tanrı'nın önceden onayladığı antlaşmayı
geçersiz kılmaz, vaadi ortadan kaldırmaz.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Galatyalılara Mektup : Gal.3: 18 Çünkü miras Yasa'ya
bağlıysa, artık
vaade bağlı değildir. Ama Tanrı mirası
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Galatyalılara Mektup : Gal.3: 19 Öyleyse Yasa'nın amacı
neydi? Yasa suçları ortaya çıkarmak için antlaşmaya eklendi. Vaadi alan ve
İbrahim'in soyundan olan Kişi gelene dek yürürlükte kalacaktı. Melekler
yoluyla, bir aracı eliyle düzenlendi.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Galatyalılara Mektup : Gal.3: 29 Eğer Mesih'e aitseniz,
İbrahim'in soyundansınız, vaade göre de.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Efeslilere Mektup : Ef.2: 12 O zaman Mesihsiz, İsrail'de
vatandaşlıktan yoksun, vaade dayanan.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Timoteos'a Birinci Mektup : 1.Ti.4: 8 Bedeni eğitmenin
biraz yararı var; ama şimdiki ve gelecek yaşamın vaadini içeren Tanrı
yolunda yürümek, her yönden yararlıdır.
Pavlus'un
Mektupları - Pavlus'tan Timoteos'a İkinci Mektup : 2.Ti.1: 1-2 Mesih İsa'daki
yaşam vaadi uyarınca Tanrı'nın isteğiyle Mesih İsa'nın.
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 4 : İbr.4: 1 Bu nedenle, Tanrı'nın huzur diyarına girme vaadi hâlâ
geçerliyken, herhangi birinizin buna erişmemiş sayılmasından korkalım.
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 6 : Tanrı'nın Vaadi
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 6 : İbr.6 :15 Böylece İbrahim sabırla dayanarak vaade erişti.
İbranilere
Mektup - BÖLÜM 6 : İbr.6: 17 Tanrı da amacının değişmezliğini vaadin mirasçılarına
daha açıkça belirtmek istediği için vaadini antla pekiştirdi.
Petrus'un
İkinci Mektubu - BÖLÜM 3 : 2.Pe.3: 9 Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine
getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin
mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor.
Petrus'un
İkinci Mektubu - BÖLÜM 3 : 2.Pe.3: 13 Ama biz Tanrı'nın vaadi uyarınca, doğruluğun
barınacağı yeni gökleri, yeni yeryüzünü bekliyoruz.
Zebur
15.
Mezmur Davut'un mezmuru : Mez.15: 4 Aşağılık insanları hor görür, Ama RAB'den korkanlara saygı duyar. Kendi zararına ant
içse bile, dönmez andından.
110.
MezmurDavut'un mezmuru : Mez.110: 4 RAB ant içti, kararından dönmez :
"Melkisedek düzeni uyarınca Sonsuza dek kâhinsin sen!" dedi. Dip not:
Melkisedek , Şalem Kralı ve yüce Tanrı'nın kâhiniydi. Adının anlamına
göre, önce "Doğruluk Kralı"dır; sonra da "Şalem Kralı", yani
"Esenlik Kralı"dır. Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahim'i
karşılamış ve onu kutsamıştı.
132.
Mezmur(2Ta.6:41-42)Hac ilahisi : Mez.132: 11 RAB Davut'a kesin ant içti, Andından dönmez
: "Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.
Görüldüğü
üzere, Erdoğan'ın okuduğu sözlerin anlamı, yeni bir Allah'tan bahsetmektedir.
Benim
görüşüm bu yöndedir.
30.4.2016
A. Dursun
Bazı derleme, eski yazışma ve arşivlerimden.
ALLAH’I
ANLAMAK 36
Allah’ı
anlamak konusu bütün insanları, doğumdan ölüme, düşündürmüştür.
Düşünen her insan bu konuda bir fikir yürütmüştür.
Düşünen her insan bu konuda bir fikir yürütmüştür.
Bu anlayış
insanlık tarihi boyunca birçok aşamadan geçmiştir.
İnsanlar kimden, neyden korkmuşsa onu yüceltmiştir.
İnsanlar kimden, neyden korkmuşsa onu yüceltmiştir.
Dağ, deniz,
orman derken…
Medet ummuş yıldızlardan, aydan, güneşten…
Medet ummuş yıldızlardan, aydan, güneşten…
Sonradan
putlar girmiş işine içine…
İnsanlık bir süre de düşmüş putların peşine…
İnsanlık bir süre de düşmüş putların peşine…
Sonradan tek
tanrı girmiş işin içine,
Bu da deva olmamış derdine.
Bu da deva olmamış derdine.
Çünkü bu
anlayış da mümin kafir diye,
İnsanları düşürmüş birbirine…
İnsanları düşürmüş birbirine…
Bu
kavrayışların hepsi de zanna dayanır.
Her insan zannına göre bir Allah yaratır…
Her insan zannına göre bir Allah yaratır…
Bunun
ayrımına İslam Peygamberi varmıştır.
Kuran’da bu konuya şöyle anlatmıştır:
Kuran’da bu konuya şöyle anlatmıştır:
“Yeryüzünde
bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar
zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.” (K.
6/116)
“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz.” (K. 10/36)
İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz. (K. 41/23)
“Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.” (K. 53/28)
“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz.” (K. 10/36)
İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz. (K. 41/23)
“Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.” (K. 53/28)
İslam
Peygamberi bununla da yetinmiyor.
Allah’ın arşını kürsüsünü (yani yerini…) de gösteriyor.
“Ve bilin ki Allah kişinin kalbi ile kendisi arasına girer!…” (K. 8/24) diyor.
Allah’ın arşını kürsüsünü (yani yerini…) de gösteriyor.
“Ve bilin ki Allah kişinin kalbi ile kendisi arasına girer!…” (K. 8/24) diyor.
Bir adım
daha atıyor.
Allah’ın tanımını da yapıyor.
“Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir.
O’nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir.
Şüphesiz ki Allah büyüktür, yücedir…” (K. 22/62) diyor…
Allah’ın tanımını da yapıyor.
“Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir.
O’nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir.
Şüphesiz ki Allah büyüktür, yücedir…” (K. 22/62) diyor…
Büyük olan,
yüce olan: Akıldır, sağduyudur, sevgidir, vicdandır…
Genel doğrular, insansal duygular, üstün değerlerdir.
Benim sevip, saydıklarım, taptıklarım ise işte bu yüce kavramlardır.
Genel doğrular, insansal duygular, üstün değerlerdir.
Benim sevip, saydıklarım, taptıklarım ise işte bu yüce kavramlardır.
Kuşkusuz
Kuran’da bu tür ayetler daha çoktur.
Buna karşın zannına göre Allah yaratan çoğunluktur…
Buna karşın zannına göre Allah yaratan çoğunluktur…
Bunun nedeni
din dilini bilmemeleridir.
Çünkü bütün kutsal kitaplarda anlatılanlar simgeseldir…
Çünkü bütün kutsal kitaplarda anlatılanlar simgeseldir…
Bu bilgiler
“akıllılardan ve bilgililerden” (İn. Luka. 10/21) gizlenmiştir.
Bu bilgiler yalnızca kendini Hak’ka verenlere özgülenmiştir.
Bu bilgiler yalnızca kendini Hak’ka verenlere özgülenmiştir.
Sen söyle be
Eren Bilge,
Allah bu bilgileri verir dilediğine…
Allah bu bilgileri verir dilediğine…
Av. Eren
Bilge, 4.10.2011
+
KATKIDA BULUNANLAR:
Reha Tezcan,
Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah’ı kullanırlar.
Giordano BRUNO ( 1548 – 1600 )
Reha Tezcan, 5.10.2011
+
Ahmet Dursun
+
KATKIDA BULUNANLAR:
Reha Tezcan,
Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah’ı kullanırlar.
Giordano BRUNO ( 1548 – 1600 )
Reha Tezcan, 5.10.2011
+
Ahmet Dursun
Sayın
Kumbolu,
Sanırım beni anlamak istemiyorsunuz.
Konuya biraz uzak görünüyor olsa dahi iletmeyi düşündüm.
Sanırım beni anlamak istemiyorsunuz.
Konuya biraz uzak görünüyor olsa dahi iletmeyi düşündüm.
Ben Kutsal
Masallara inanacak durumda, o derecede ileri zekâ düzeyinde olduğumu
sanmıyorum.
Size masal gibi gelebilir ancak inanın ki Cin Ali kitapları bile Kutsal Masallardan daha akılcıdır.
Size masal gibi gelebilir ancak inanın ki Cin Ali kitapları bile Kutsal Masallardan daha akılcıdır.
İsterseniz
bir aç kez okuyun.
Ne anlatmak istediğimi o zaman belki anlayacaksınız.
53 yaşındayım ve 6 yaşından beri dini eğitim aldım.
Ne anlatmak istediğimi o zaman belki anlayacaksınız.
53 yaşındayım ve 6 yaşından beri dini eğitim aldım.
Elimde
orijinal çevirilerinden yeni – eski Ahit dâhil tüm kutsal masallar mevcuttur.
Tabi Türkçesinden.
İnanın ki 1964 yılından beri harcadığım zamana üzülüyorum.
Benim tanrım asla masal kitapları yazmadı, yazmaz, yazamaz.
İnandığım tanrı kutsal masal yazabilseydi asla benim tanrım olmaz, olamaz…
Tabi Türkçesinden.
İnanın ki 1964 yılından beri harcadığım zamana üzülüyorum.
Benim tanrım asla masal kitapları yazmadı, yazmaz, yazamaz.
İnandığım tanrı kutsal masal yazabilseydi asla benim tanrım olmaz, olamaz…
Kafanızı
gökyüzüne kaldırıp baktığınızda, gözlerinizi yeryüzüne gezdirdiğinizde,
ciğerlerinize oksijeni çektiğinizde, suyun şırıltısını, kuzunun melemesini
dinlediğinizde benim tanrımın kutsal metinlerinden gelen sesleri dinleyecek,
mutlu, huzurlu bir hayat süreceksiniz.
Ben de sizi hepimizin sahibi, yaratıcısı, yaratırken tüm kutsal metinleri o anda yazmış olan tanrıya inanmaya davet ediyorum.
Bir gün hepimiz ona döneceğiz.
Ben de sizi hepimizin sahibi, yaratıcısı, yaratırken tüm kutsal metinleri o anda yazmış olan tanrıya inanmaya davet ediyorum.
Bir gün hepimiz ona döneceğiz.
Beni
yaratıp, bu gerçekleri anlamamı sağlamak için bana akıl veren tanrıma teşekkür
borcumu ödemek için kutsal masallara ihtiyacım olmadı.
Sağlıkla
kalınız.
Ahmet Dursun, 7.10.2011
Ahmet Dursun, 7.10.2011
ALLAH KULUNA
YETMEZ Mİ? 37
Değerli
dostum, kendi hastalığına bakmadan, beni ziyarete geldi.
Sıradan konuşmalardan sonra konuya girdi:
Sıradan konuşmalardan sonra konuya girdi:
“Kuran’da
çok güzel bir ayete rastladım.
Bu ayete dikkatini çekmiş olayım.
Bu ayete dikkatini çekmiş olayım.
Ancak bu
ayeti anlayabilmek için yorum lazım.
Bu nedenle soluğu yanında aldım. “
Bu nedenle soluğu yanında aldım. “
İşte ayet!..
Güzel gayet!
Güzel gayet!
“Allah,
kuluna yetmez mi?
O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar seni.
Allah; kimi saptırırsa artık,
Yoktur onun için bir yol gösterici.” (Diyanet, K. 39/36)
Diyanet Vakfı Açıklaması:
“Müşrikler, Hz. Peygamber’e «Tanrılarımızı kötüleme, sonra onlar seni çarpar!» diyorlardı.
Hz. Peygamber, Hâlid b. Velîd’i Uzzâ adlı putu kırmak için gönderdiğinde putun bekçileri Hâlid’e:
«Bak, o öfkelidir, sakın başına bir şey gelmesin!» demiş…
Hâlid gidip putun burnunu kırmış…
Korkutmalarının da bir sonuç vermediği böylece ortaya çıkmış…”
O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar seni.
Allah; kimi saptırırsa artık,
Yoktur onun için bir yol gösterici.” (Diyanet, K. 39/36)
Diyanet Vakfı Açıklaması:
“Müşrikler, Hz. Peygamber’e «Tanrılarımızı kötüleme, sonra onlar seni çarpar!» diyorlardı.
Hz. Peygamber, Hâlid b. Velîd’i Uzzâ adlı putu kırmak için gönderdiğinde putun bekçileri Hâlid’e:
«Bak, o öfkelidir, sakın başına bir şey gelmesin!» demiş…
Hâlid gidip putun burnunu kırmış…
Korkutmalarının da bir sonuç vermediği böylece ortaya çıkmış…”
Burada bize
düşen Allah’ın ne anlama geldiğidir.
Allah kavramı neyi simgelemektedir.
Allah kavramı neyi simgelemektedir.
Bütün
Peygamberler simgelerle konuşmuştur.
Bakınız bu konuda İsa ne demiştir:
Bakınız bu konuda İsa ne demiştir:
“Ağzımı
simgeler kullanarak açacağım.
Dünya kurulduğundan beri gizli olanları açıklayacağım.” (İncil. Matta. 13/35”
Dünya kurulduğundan beri gizli olanları açıklayacağım.” (İncil. Matta. 13/35”
Bu nedenle
Çirkin, kirli, sağlıksız ve mutsuz, toprağı ölüm dolu bir toplum,
Erdemsizlik, kötülük, pislik, yalancılık, topluma zararlı bir tutum…
Erdemsizlik, kötülük, pislik, yalancılık, topluma zararlı bir tutum…
Şeytan
olarak simgelenmiştir.
Şeytan denince akla bu olumsuz kavramlar gelmelidir.
Şeytan denince akla bu olumsuz kavramlar gelmelidir.
Bunun gibi
Allah, Cennet, Cehennem de simgesel bir anlatımdır.
Bu kavramlar gerçek anlamı ile bilinmemelidir.
Bu kavramlar gerçek anlamı ile bilinmemelidir.
Gelelim bir
başka örneğe..
İncil de, Kuran da yaşadığı halde idrak edemeyenlere:
Şöyle demektedir her ikisi de:
“Bundan dolayı ben onlara mesellerle söylüyorum:
Gördükleri halde görmezler, işittikleri halde işittiklerini anlamazlar…” diyorum. (İncil. Matta 13/13),
Bu da Kuran’dan:
“Dilsizdirler, kördürler, sağırdırlar,
Bu yüzden doğru yolu bulamazlar…” (K. 2/18)
İncil de, Kuran da yaşadığı halde idrak edemeyenlere:
Şöyle demektedir her ikisi de:
“Bundan dolayı ben onlara mesellerle söylüyorum:
Gördükleri halde görmezler, işittikleri halde işittiklerini anlamazlar…” diyorum. (İncil. Matta 13/13),
Bu da Kuran’dan:
“Dilsizdirler, kördürler, sağırdırlar,
Bu yüzden doğru yolu bulamazlar…” (K. 2/18)
Müşrikler,
Putların el ürünü bir varlık olduğu idrak edemiyorlardı.
İslam Peygamberi de bu gerçeği aklı ve sağduyusu ile görüyordu.
Sözü daha fazla uzatmayalım…
Açıklamamıza noktaya koyalım.
İslam Peygamberi de bu gerçeği aklı ve sağduyusu ile görüyordu.
Sözü daha fazla uzatmayalım…
Açıklamamıza noktaya koyalım.
Burada İslam
Peygamberinin aklı, sağduyusu Allah’ı simgeliyordu.
Günümüz allamelerinin aklına ise;
Göklerde, bilinmeyen bir yerde oturan,
Oradan, insanları gözetleyen maddî bir varlık geliyordu…
Günümüz allamelerinin aklına ise;
Göklerde, bilinmeyen bir yerde oturan,
Oradan, insanları gözetleyen maddî bir varlık geliyordu…
Av. Eren Bilge, 24.10.2011
Işıklar içinde olsun, Hayri Balta'nın sayfasından
Ayetleri İspat edin, Atatürk'ü tarihe gömeyim.
Zavallı ülkem, Yahudi marşları çalıyor, durdurun. Müstafi
Cumhurbaşkanı ise ahkam kesmiş.
Efendimiz Hz. Tayyip, A-teistlere ölüm emri mi verdi?
Cumhurbaşkanı Peygambere cahil diyor, müritleşen mü'min
ayakta alkışlıyor.
Askerlik yapmamayı “YIRTMAK” olarak değerlendirenlerin, Gazi unvanı alması şehitlere hakarettir.
Ey mü’min, uyarıyorum, Tayyip Erdoğan sizi şirke davet ediyor.
Görüngübilim Nedir?, Fenomenoloji Nedir?
Allah, Müslümanlardan utandığını beyan etmiştir, Dünya liderinin iç acıtan hali.
Tayyip Erdoğan’ı Kur’an Çarpmış, Allah Cezalandırmıştır! Allah Tuzak Kuranların En İyisidir!
Erdoğan, hamaset, ve Kur'an eşliğinde "2017'de erken seçime gideceğiz" açıklaması yaptı.
Terör mitingi değil, yeni İslam'ın yeni Kur'an tilâveti yapıldı.
Yeni Allah için, Atatürk Orman Çiftliğine Putperest Kâ’be’si...
Ne hallere geldik, ülke batağa gidiyor, tek derdimiz Kur'an'a hakarete yakalama kararı...
Kâ'be’de sel baskınları
Kur'an-ı Kerim'in orijinali yakıldı mı?
Kur'an-ı Kerim'in orijinali yakıldı mı?
Peygamber'in evine giren keçiler, Kur'an ayetlerini yedi mi?
KUR'AN kim tarafından yazıldı?
Böyle din, böyle mantık olmaz...
Allah'ın dini hangisi, Allah kendini yalanlar, dininizi beğendim der mi?
İslam tam bir sapkınlığa girdi, Mersin Müftülüğü’nün kız çocuklarına gelinlik ve türban giydirdi.
Diyanet, "Allah'a ne gerek var, Peygamber neyimize yetmiyor dedi."
Anti Teist'e (A-teist) Müslüman bakışı. IŞİD, PKK katliam kardeşliği.
Bir peygamber kızlarını fâsıklara nasıl takdim eder?
Diyanet İşleri Reisi olan Eyüb Sabri, "Kur'an Türk alfabesiyle yazılıp okunamaz." 1958
Bayrakları Çaput yapan ÜSTÜNDEKİ YOBAZDIR. Allah yerine Xwedê, Xuda, Xweda, Yezdan
Diyanet dine hakaret ediyor, din adamlarını aşağılıyor. A-teist parasıyla maaş alınır diyor.
Ak Diyanet'in fetvalarına kulak asacak mısınız?
Cuma düzenlemesinden sonra, cima düzenlemesi de olacak mı, Diyanet mi, kerhane mi?
Maide suresi 54.ayet Türkleri müjdelemiş midir?
ATATÜRK, "PEYGAMBER MUHAMMED TÜRK'TÜR" DEDİ Mİ?
HZ. MUHAMMED TÜRKLER İÇİN NE DEMİŞ?
Atatürk ve Din tartışmasından bir bölüm... Anadolu Tasavvufu şeriata açıkça başkaldırıdır, isyandır.
23 Nisan'da namazlı protesto şirktir, Kur'an'a aykırıdır. Bunlar İslam'ı da rezil etmektedir.
23 Nisan bitti, yerine Ümmetin Renkleri geldi.
Müslümanlar, sübyancılık gerçekleriyle yüzleşmelidir.
IŞİD'in seks kölesi kızları, ordu kuruyor. HDP, Kur'an'da "vatan, bayrak", yoktur diyor.
Cin Ali’den fetvalar…
Din; tanrıya küfürdür, hakarettir.
Muhammed'in tek resmi, Kuşkudan doğmayan iman piçtir...!
İmamlar kafayı üşütmekte ilk sıraları alıyorlar.
Diyanet, "Allah'a ne gerek var, Peygamber neyimize yetmiyor dedi."
Peygamber'in evine giren keçiler, Kur'an ayetlerini yedi mi?
Allah diyor ki; "Dünya düzdür."
Hz. Muhammed, "öküz konuştu, dünya, öküz ve balığın üzerindedir" dedi.
Ertuğrul dizisinde, Hristiyanlık propagandası şifacılık kılıfıyla veriliyor.
Ertuğrul dizisinde Kur'an ve Peygambere hakaret, Davutoğlu göreve.
Ertuğrul dizisi, tecavüzleri de durdurmaya yetecek mi?
Davutoğlu Cahiliye devrinde, yandaş basın Darwin derdinde. Çöküş başladı...
Sayın Milli Eğitim Bakanı, muradınız bu muydu? Anaokullarında Türban...
Okullarda türban serbestleşince...! Kaderde 1.400 yıl geriye gitmek de varmış.
KIZLARI OKULA GÖNDERİRSENİZ FAHİŞE OLUR, bıktım bu şerefsizlerden, ya siz?
Anayasa Mahkemesi kararı ve Diyanet fetvasıyla tecavüzler arttı.
28 Şubat mağdurları, türbandan atılanlar kamuya KPSS’siz girecek. Kur'an-ı Kerim nefret suçu işliyor.
Milli Piyango kumardır, haramdır ama açıktan atama helaldir.
Bana göre böyle bir zihin, insan türüne bir hakarettir.
Allah'ın dini hangisi, Allah kendini yalanlar, dininizi beğendim der mi?
Ülkeni ve çocuklarını korumak istiyorsan Arapçadan uzak tut.
Nerede Din Egemen Olmuşsa Ahlaksızlık Tavana Vurmuştur, dayak cezası kadını onurlandırmıştır.
Kuantum teorisi Allah'ı ve ahreti ispatlıyor.
Menfaat/ücret karşılığı Kur'an öğretenlere, öğrenenlere...
1.500 Yıllık İncil hakkında...
Kumarbaz-Müslüman farkı…!
Muhammed'in tek resmi, Kuşkudan doğmayan iman piçtir...!
Erdoğan'ı halk mahkemesinde yargılamaya başladılar.
Gayrimüslim "Hani İslam sevgi, barış ve merhamet diniydi" derse...!

Ne kadar pireyi seve yapmişsınız. Acikalamasi çok basit olduğu için yıllardır tepki çekmemiş bir cümle bu..
YanıtlaSilSakın (ne yapalım kader böyleymiş manasında) kader deme..
(ümitsizliğe düşme) senin öyle olduğunu sandığın kaderin üstünde herşeyi değiştirebilecek olan Allah'ın yazdığı başka bir kader vardır, ümitsiz olma.! manasında..hayatı kendinize bu kadar zorlaştırmayın.
Sanırım yazıyı ya tam okumadınız ya da okuduğunuz halde görmek istemediğiniz şeyler var.
YanıtlaSilSize göre 50/KAF-29'da, Mâ yubeddelul kavlu ledeyye(Benim sözüm değişmez)yalan ifadeden oluşuyor demek ki.
Zira Allah sözünden dönmez, bir kez söylediğini hiç bir şekilde yalanlamaz, bozmaz, değiştirmez demektedir. Ör; (3/ÂLİ İMRÂN-9; 30/RÛM-6; 2/BAKARA-80; 39/ZUMER-20; 22/HACC-47; 13/RA'D-31 gibi)ancak size göre bunlar da yalandır. http://ahmetdursunarsivi.blogspot.com.tr/2015/09/allahn-dini-hangisi-allah-kendini.html
Elbet ki yandaşları Tayyip Efendiyi 7/A'RÂF-195'te söylediği kulid’û şurekâekum sanmaktadırlar. Biat gerçekten zor iştir.
http://ahmetdursunarsivi.blogspot.com.tr/2016/06/turkiye-hem-soy-krmc-hem-isgalcidir.html
Saygılar...