Yazıda, gazete arşivleri eşliğinde, başkanlık sistemi
tartışmaları, söylemlerini de bulacaksınız.
Güzelim ülkede, pisliğin, kötülüğün ardı arkası kesilmiyor,
gün olmuyor ki lanet bir haber olmasın.
Bütün bunların sebebi, Cumhuriyet'e ihanettir.
Bunu söyleyince kızanlar buyursun, bir de kendisi görsün.
Nereden başlayacağımı şaşırdım kaldım.
Başlayalım bir yerden...
Milletin evlatları teker teker şehit olurken, bebekleri de
teker teker tecavüze topluca hazırlanıyor.
1.10.1997
1.10.1997
Ama ısrarla çocuklarını elleriyle teslim ediyorlar.
Daha dün, 4 yaşındaki bebek, "Anne ölmek güzelmiş, ölüp
cennete gitmek istiyorum" diye eve gelmiş.
Felaket kapımızda değil, artık içimizde, kendi ellerimizle
besliyoruz.
Ana okulu bebeklerine namaz kılmayı öğreten bir din yoktur
ve olamaz.
Hiç bir mezhep 12 yaşından küçük erkeği, 9 yaşından küçük kızı rüşt (bluğ) çağında saymaz.
Hiç bir mezhep 12 yaşından küçük erkeği, 9 yaşından küçük kızı rüşt (bluğ) çağında saymaz.
Bebeğini elinden tutup namaza götüren ya beyinsiz dindardır
ya haindir ya da ....dır.
Eda Ehliyetinin Kısımları
Eda ehliyeti aklın durumuna göre “kâmil/tam” ve
“kâsır/eksik” olmak üzere iki kısımda değerlendirilir. (Serahsî, Ebû Bekr
Muhammed b. Ahmed b. Ebî Sehl, Usûlü’s,-Serahsî, thk. Ebu’l Vefâ el-Afgânî,
Dâru’l-Marife, Beyrut, t.y, II, 333; Gökmenoğlu, Hüseyin Tekin, İslâmda
Şahsiyet Hakları, Diyanet Vakfı Yay., Ankara, 1996, s, 59.)
7.3.1995
7.3.1995
Tam Eda Ehliyeti
Tam eda ehliyeti akıllı bir insanın bulûğdan sonraki halini
ifade ettiğinden bu safhada aklî olgunluk ve bulûğun tahakkuku aranır. Bu
ehliyete sahip olan kimse her türlü hukuki işlemleri yapabilir. (Cebûrî,
a.g.e., s, 121; Ezbîde, a.g.e., s, 32.)
Tam eda ehliyetinin üç unsuru vardır: Birinci unsur kişinin
akıllı olmasıdır.
Kişinin yaptıklarının sonuçlarını idrak edebilmesi, kârlı
olanı zararlı olandan ayırt edebilmesi için akıllı olması ilk şarttır.
İkinci unsur, kişinin bulûğ çağına gelmiş olmasıdır. Bu çağa
gelmiş olma biyolojik bir olgunluğu ifade etmektedir. Biyolojik olgunluk ise
her şahısta farklı yaşlarda olmaktadır. Bu sebeple İslâm hukukunda bulûğ çağına
gelmiş olmak için tek bir yaş belirlenmemiş, her iki cins için alt ve üst
sınırlar tespit edilerek bu sınırlar arasında her şahıs için biyolojik
olgunluğun gerçekleşmesi aranmıştır.
Üçüncü unsur ise “rüşd” ile ifade edilen aklî ve fikrî bir
olgunluktur. Burada kastedilen, kişinin mallarını koruma ve idare etmede
gerektiği gibi davranmasıdır. (Bk. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, Hikmet Yayınları,
İstanbul, t.y, md. 981, 982.)
Bunun zıddı kişinin malını gerektiği gibi idare edememesi,
gereksiz yerlere harcamasıdır. Bulûğ biyolojik, rüşd ise, aklî ve fikrî bir
olgunluğu ifade eder. Kişi reşid olmadan mali yönü olan hukuki işlemler
bakımından tam ehliyetli kabul edilemez. (Aydın, a.g.e., s, 236, 237.)
İslâm hukukçuları, rüşd için muayyen bir yaş üzerinde
ittifak etmişlerdir.
Rüşdün, çoğu kere bulûğla birlikte gerçekleştiği göz önüne
alınarak bâliğ olan kimsenin genelde reşid de olduğu, çoğu kere düşünülmüştür.
Ancak esas olan, bâliğ olan kimsenin reşid hale gelip gelmediğinin
araştırılmasıdır. Bâliğ olan kimse, mallarını koruma ve idarede yeterli
olgunluğa ermemişse, bulûğa ermiş olması tam ehliyet için yeterli olmamakta,
malının kendisine teslimi için mutlaka rüşd şartının gerçekleşmesi
aranmaktadır. (Mecelle, md. 981, 982; Aydın, a.g.e., s, 238.)
Mücahit ÇOLAK'ın, “İslâm Hukukunda Ceza Ehliyetini Etkileyen
Durumlar” konulu doktora çalışmasından.
Kaynak; Atatük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
Sayı: 35
Yaşları 3 ila 5 arasında değişen çocuklara başörtüsü ve
takke takıldı.
Anaokulunda eğitim gören 45 farklı okuldan yaklaşık 2 bin
çocuk, Ataşehir Mimar Sinan Camii’nde bu yıl üçüncüsü düzenlenen namaz
şenliğine götürüldü. Yaşları 3 ila 5 arasında değişen çocuklara başörtüsü ve
takke takıldı.
Posta'da yer alan habere göre, sıra halinde camiye getirilen
miniklere önce besmele ve salâvat çekme egzersizleri yaptırıldı. Daha sonra
cemaat eşliğinde öğle namazı kılındı. Öğretmenlerin ve vatandaşların da
katıldığı toplu namazdan sonra minik öğrencilere çeşitli hediyeler verildi.
Şenlik hakkında bilgi veren Ataşehir Müftüsü Şakir Pinal,
amaçlarının çocuklara namazı ve camiyi sevdirmek olduğunu söyledi.
Çocuk pornocusunun kitaplarını Ensar vakfı basmış.
Erdoğan ne diyordu?
Haydi oylar AKP'ye, çocuklar camiye...
İlahiyat profesörünün çocuk pornocusu olduğu belgelendi!
Çocuk pornosu indirdiği yolundaki iddiaları yalanlayan ve savcılığın da takipsizlik verdiği Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Hüseyin Sarıoğlu 'nun evinden çıkan 6 bilgisayardan 4'ünde çocuk pornosu bulundu.
FBI tarafından bilgisayarına çocuk pornosu indirdiği iddia edilen ancak daha sonra savcı tarafından bilgisayarında çocuk pornosuna rastlanmadığı belirtilen Edirne Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Hüseyin Sarıoğlu'nun evinden çıkan 6 bilgisayardan 4'ünde çocuk pornosu bulundu.
EL KONULAN 6 BİLGİSAYARDAN 4'ÜNDE ÇOCUK PORNOSU ÇIKTI
İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü'nün 4 bilgisayar ile ilgili hazırladığı 80 sayfalık raporda indirilen çocuk pornosuna ait videoların bilgi ve fotoğrafları yer alıyor.
FBI BİLDİRMİŞ, POLİS OPERASYON YAPMIŞTI
FBI tarafından Türkiye’ye gönderilen raporda çocuk pornosu indirdiği tespit edilen IP adresinin Edirne Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Hüseyin Sarıoğlu'nun evindeki IP adresiyle eşleşmesi üzerine soruşturma başlatılmış ve mahkeme kararıyla evinde arama yapılmıştı. El konulan 6 bilgisayarın imajları alınmıştı.
SAVCILIK BİLGİSAYARLARDA ÇOCUK PORNOSUNA RASTLANMADI DEMİŞTİ
Olayın gündeme gelmesinden birkaç gün sonra Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı açıklama yaparak bilgisayarda suç unsuruna rastlanmadığını belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran yaptığı yazılı açıklamada, “Çocuğun Cinsel İstismarı” konulu ihbara istinaden soruşturma başlatılan H.S.nin, Edirne il merkezinde bulunan evindeki bilgisayar vs. elektronik eşyalarında “çocuk pornosu” ile ilgili kayıtların bulunduğu iddiası doğrultusunda yapılan arama ve teknik inceleme sonucunda, H.S. ye ait bilgisayar, telefon vb. elektronik cihazlar üzerinde herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmadığı tespit olunduğunu açıkladı. Bu çerçevede de “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir” ifadesini kullanmıştı.
KİTAPLARINI ENSAR VAKFI BASMIŞ
Edirne Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Hüseyin Sarıoğlu'nun kitaplarının Ensar Vakfı'nın bastığı ortaya çıkmıştı. (Haberdar) yurtgazetesi
AKP İstanbul'dan ne kadar oy alırsa, yandaşı Ali'de o kadar doğru söylemiş olacak demektir.
Nasılsa Milletin ...mına koyup oy yağmıştı, milleti alıştırdılar demek ki.
Meğer dillere destan pezevenkmiş.
"Eğer böylesine bir gaflet sözü ettiyse, dili sürçmüş, yanlış konuşmuş"demiştim, meğerse söylemiş.
İstanbul'da kadın kalmazdı demek de ne demek?
Tüm İstanbul kadınlarına fahişe diyebilmek için, önce onların gavatlığını yapmış olmak gerek deyyus.
Manukyan bile bu kadar kesin konuşamamıştı, tüm İstanbul kadınlarını fahişelikle suçlayacak elinde delilin var mı?
Önce altına yatanın namusuna dil uzattığının farkında mısın pislik?
Demiş demiş, Ahmet Hakan'da sayfasına taşımış.
Demek ki Ağaoğlu, İstanbul baş pezevengi oluyormuş da, haberimiz yokmuş. İstanbul'un kahrını tek başına çekiyor... desenize. Hürriyet
İki numarada Akit yazarı Mehtap Yılmaz var.
‘’Sayın Erdoğan emretsin 12 yıllık yuvamı yıkar üç çocuğumun gözünün yaşına bakmam’’ demiş.
Adamcağız neden böyle bir şey istesin?
Bunu başka bir yazar söylese topa tutarlar. Ne namusu kalır, ne ahlâkı!
Gerçekten de trajikomik!
Ben bir anne için, bir kadın için her şeyden önce çocuklarının geldiğini düşünen saflardanım.
Ama maalesef mutaassıp geçinen bir kesim için durum öyle değil! Düşünmeden, sorgulamadan, verileni kabul edip körü körüne peşinden gitmeye alışınca bu tür davranışlar doğal tabii. Sözcü
Diyarbakır’da PKK’lılarla girdikleri çatışmalarda yaralanan güvenlik görevlilerine örgüt sempatizanı veya üyesi doktorların yaptıkları hainliğe bir yenisi eklendi.
Sur’da yaralanan ve Diyarbakır Asker Hastanesi’nde ameliyata alınan güvenlik görevlileri için görevlendirilen 3 doktorun ameliyata girmemek için rapor aldıkları ortaya çıktı. Akşam’ın haberine göre; 28 Aralık 2015’te çatışmada yaralanan 2 güvenlik görevlisi Diyarbakır Asker Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil olarak ameliyata alınan güvenlik görevlileri için Diyarbakır Valiliği’nden doktor talebinde bulunuldu.
Hatay: Velilerin boykotu okulu boşalttı, Kutlu Doğum etkinliği iptal oldu
30 Nisan 2016
30 Nisan 2016
Okul yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü çocuklarını okula göndermedi. Bunun üzerine okul yönetimi “Kutlu Doğum” etkinliğini iptal etti.
Hatay: Velilerin boykotu okulu boşalttı, Kutlu Doğum etkinliği iptal oldu
Hatay’ın Defne ilçesinde Harbiye Şükür Kanadlı İlköğretim Okulu yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü gelince çocuklarını okula göndermedi. Bunun üzerine okul yönetimi “Kutlu Doğum” etkinliğini iptal etti.
Hatay’da nüfusun büyük çoğunluğunun Alevi olduğu Defne ilçesinde yer alan Şükrü Kanadlı İlköğretim Okulu’nda, okul yönetimi ve bazı öğretmenler bu yıl ilk kez “Kutlu Doğum Haftası” kutlama kararı almış, bundan son anda haberdar olan veliler de Sendika.Org’a ulaşarak tepkilerini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Perşembe günü (28 Nisan) akşam saatlerinde kendi aralarında iletişime geçen veliler çocuklarını ertesi gün okula göndermemeye ve içlerinden bir heyet oluşturarak okul yönetimi ile görüşmek üzere etkinliğin planlandığı saatte okula gitmeye karar verdi.
Okul boş kaldı
Boykota hemen hemen bütün veliler katıldı ve okula gönderilen öğrenci sayısı 20’yle sınırlı kaldı.
Heyette yer alan velilerden K.D. bugün (29 Nisan) okulda yaşananları Sendika.Org’a anlattı. K.D. şunları söyledi:
Okul yönetimi, bizim çocukların sınıf öğretmeni N.Y. ile bu programı organize etmiş. Çocuklara son ders saatinde tüm okula okumaları için ilahi ezberletmişler. Biz çocukları okula yollamadık. Okul boş kaldı.
Aslında dün akşam tepkiler kamuoyuna yansıyınca okul yönetimi bazı velileri arayıp, ‘etkinliği iptal ettik’ dedi. Ama biz yine de boykotta kararlıydık. Çocukları göndermedik.
Etkinliğin yapılmasının planlandığı son ders saatinde de bir grup veli okula gittik. İlk gittiğimizde kendi çocuklarımızın okuduğu sınıfa çıktık. Sınıf boştu. Öğretmen de dışarıda bekliyordu. Bizi görünce sınıfa yanımıza geldi. Aslında amacımız okul müdürü, müdür yardımcısı ve öğretmenle bir arada konuşmaktı. Ama müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen yan yana gelmekten kaçındılar.
Biz de önce sınıf öğretmeniyle konuştuk. Sonra da müdür ve müdür yardımcısıyla konuştuk. Sendikalı öğretmenlerin de arkamızda olduğunu söyledik.
Hatay: Velilerin boykotu okulu boşalttı, Kutlu Doğum etkinliği iptal oldu
Hatay’ın Defne ilçesinde Harbiye Şükür Kanadlı İlköğretim Okulu yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü gelince çocuklarını okula göndermedi. Bunun üzerine okul yönetimi “Kutlu Doğum” etkinliğini iptal etti.
Hatay’da nüfusun büyük çoğunluğunun Alevi olduğu Defne ilçesinde yer alan Şükrü Kanadlı İlköğretim Okulu’nda, okul yönetimi ve bazı öğretmenler bu yıl ilk kez “Kutlu Doğum Haftası” kutlama kararı almış, bundan son anda haberdar olan veliler de Sendika.Org’a ulaşarak tepkilerini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Perşembe günü (28 Nisan) akşam saatlerinde kendi aralarında iletişime geçen veliler çocuklarını ertesi gün okula göndermemeye ve içlerinden bir heyet oluşturarak okul yönetimi ile görüşmek üzere etkinliğin planlandığı saatte okula gitmeye karar verdi.
Okul boş kaldı
Boykota hemen hemen bütün veliler katıldı ve okula gönderilen öğrenci sayısı 20’yle sınırlı kaldı.
Heyette yer alan velilerden K.D. bugün (29 Nisan) okulda yaşananları Sendika.Org’a anlattı. K.D. şunları söyledi:
Okul yönetimi, bizim çocukların sınıf öğretmeni N.Y. ile bu programı organize etmiş. Çocuklara son ders saatinde tüm okula okumaları için ilahi ezberletmişler. Biz çocukları okula yollamadık. Okul boş kaldı.
Aslında dün akşam tepkiler kamuoyuna yansıyınca okul yönetimi bazı velileri arayıp, ‘etkinliği iptal ettik’ dedi. Ama biz yine de boykotta kararlıydık. Çocukları göndermedik.
Etkinliğin yapılmasının planlandığı son ders saatinde de bir grup veli okula gittik. İlk gittiğimizde kendi çocuklarımızın okuduğu sınıfa çıktık. Sınıf boştu. Öğretmen de dışarıda bekliyordu. Bizi görünce sınıfa yanımıza geldi. Aslında amacımız okul müdürü, müdür yardımcısı ve öğretmenle bir arada konuşmaktı. Ama müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen yan yana gelmekten kaçındılar.
Biz de önce sınıf öğretmeniyle konuştuk. Sonra da müdür ve müdür yardımcısıyla konuştuk. Sendikalı öğretmenlerin de arkamızda olduğunu söyledik.
‘Tepkimize şaşırmışlar’
Öğretmenle görüşmemizde, bize dedi ki: ‘Bunu bu kadar büyütmenize gerek yoktu. Bize söyleyebilirdiniz. Bizi deşifre etmenize gerek yoktu.’ Tepkimize şaşırmışlar.
Bizim amacımızın kimseyi deşifre etmek değil konuya dikkat çekmek olduğunu, bizim çocuklarımıza zorla dini dayatmalarda bulunulması gibi bir durumu asla kabul etmeyeceğimizin iyi anlaşılması gerektiğini söyledik.
Çocuklarımız şöyle diyordu: ‘Öğretmenimiz biz ilahi okurken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu öyle görünce çok üzüldük çok etkilendik’.
Biz de öğretmene, ‘Ağlayacaksanız çıkın dışarıda ağlayın, çocuklarımızın önünde böyle şov yapmanıza gerek yok. Biz bile etkilenmesinler diye çocuklarımızın önünde ağlamıyoruz, siz de ağlamayacaksınız’ dedik.
Bir daha çocuklarımıza dini içerikli konuşmalar yapmamasını, onlara herhangi bir yönlendirmede bulunmamasını söyledik.
‘Her şeyi haber veriyorsunuz da bunu niye gizlice yapıyorsunuz?’
Daha sonra müdür ve müdür yardımcısı ile görüştük. Niye böyle bir etkinlik yaptıklarını, bizden gizlediklerini sorduk. Bize ‘Çok kısıtlı bir zamanımız vardı. İki günlük bir süreçti. Sizin böyle tepki göstereceğinizi tahmin etmedik’ dediler.
Biz de ‘Siz bunun bilincindeydiniz ve bize açıklama gereği duymadınız. Gizli yaptınız’ deyince, idare ‘elimizde bir evrak var’ dedi. Görmek istedik. Evrağı gördük, geliş tarihi 22 Nisan. O günden beri hazırlık yapıyorlarmış.
Biz de, ‘Süt dağıtmak için, kuru üzüm dağıtmak için, sınav için bizden izin istiyorsunuz da bunun için bizden niye izin almadınız? Burası Alevi bölgesi. Biz ‘Kutlu Doğum Haftası diye bir şey bilmiyoruz’ dediğimiz zaman, mülayimleşerek ‘Keşke bize söyleseydiniz, sendikaya falan gitmeseydiniz’ dediler.
‘Zorunlu din dersine karşı kampanya başlatacağız’
Okul yönetimine “Bugünden sonra çocuklarımıza din konusunu hiçbir şekilde açmanızı istemiyoruz. Din kültürü dersi de istemiyoruz. Bunun için de bir kampanya başlatıp din kültürü dersini kaldırmak istiyoruz”dediklerini söyleyen K.D., bu sürecin peşini bırakmayacaklarını ve geri adım atmayacaklarını belirtti.
Bir başka velinin de okul yönetimine, “Çocuklarımızı okula neden göndermediğimizi yetkililere bildirmenizi istiyoruz” dediğini belirten K.D. olayın bu şekilde geçiştirilmesini istemediklerini vurguladı.
‘Çocuklarımız bu gece rahat uyudu’
“Dün akşam çocuklarımıza etkinliğin iptal edildiğini söylediğimizde, sabah kalktıklarında çocuklarımız bize ‘bu gece ilk defa bu kadar rahat uyuduk’ dediler” diyen K.D., bu durumu öğretmen ve idare ile de paylaştıklarını söyledi.
Müdür ve müdür yardımcısına ‘Size çocuklarımızı teslim ediyoruz ama size artık güvenmiyoruz, güvenmek zorunda da değiliz’ dedik.
Ve çıkarken idareyi uyardık. Çocuklarımıza herhangi bir şekilde olumsuz tavır alınmamasını, derslerine olumsuz bir şey yansıtılmamasını, bir daha derslerde dini konulara girilmemesini istedik.
Çıktığımızda sınıf öğretmeninin ağlamaklı halini gördük. Pişman olduğunu düşünüyoruz. ‘Böyle bir şey olacağını bilseydim bu işe kalkışmazdım’ dedi. Bir daha da çocuklara dini telkinlerde bulunmayacağı şeklinde söz verdi.
K.D, tepkilerinin sonucunda idareye geri adım attırdıkları için memnun olduklarını ancak bu yaşananların ardından konunun üstüne gitmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.(sendika.org)
İstanbul Bağcılar'da meydana gelen bir olay akıllara durgunluk verdi.
Trafik kazası sonrasında beyin tramvası nedeniyle ölen ve cenazesi defnedilen 19 yaşındaki F.D nin definden bir gün sonraki gecesi görevli imam tarafından mezarlıktan kazılarak çıkarıldıktan sonra eve götürülüp 3 gün boyunca defalarca kez tecavüz edildi. Cesedi tekrardan gömmeye çalışırken yakalanan imam. Bu gün saat 16:30 sıralarında Adliyeye çıkarılıp Tutuklanarak Cezaevine gönderildi. Kaynak: Yeni Algı
EVDEN 240 PORNO CD ÇIKTI
İmam Ö.S.’nin görev yaptığı Hacıhüsrev Camii’nde ihbar üzerine arama yapan polis, camideki Kuran kursunda 62 kadının çıplak resimlerini buldu. Lojmandan ise seks kasetleri ve 240 porno CD’si çıktı.
Allah'ın izniyle, Helal tecavüz...
Tarikatlerde şeytan taşlanmadığına, Allah Allah diye zikirler çekildiğine göre, helal tecavüz olsa gerek.
KARAMAN'da bir öğretmenin tarikat evlerinde en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kaldıkları öne sürülen 9 ve 10 yaşlarında bulunan öğrencilere tecavüz eden öğretmen ise tutuklandı. halkmedia.com
Sıra sende Türkiye, haydi, Almanya'dan daha ahlaklı olduğunu göster.
Hem Diyanet hem camiler kapatılsın, nüfus sayısına orantısız olan camiler iptal edilsin, yerine kültür merkezleri kurulsun.
Almanya’da 90 camiye yakın takip
Almanya'da Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen, şiddete özendiren vaazlarla cihat çağrısı yapıldığı düşünülen 90 caminin yakından takip edildiğini açıkladı. Sözcü
Almanya'da Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen, şiddete özendiren vaazlarla cihat çağrısı yapıldığı düşünülen 90 caminin yakından takip edildiğini açıkladı. Sözcü
Bıktım ve yoruldum arık.
Ama tacizciler, tecavüzcüler yorulmadı, milletim de akıllanamadı gibi.
Hele bir başkanlık seçimi yapılsın, hele bir Başkan seçilsin, görün o vakit.
Sapkınlığın önüne geçmek için, yasaların tavizsiz uygulanması şarttır.
Bu uygulamaları yapanlara, 5 yıldan az olmamak üzere atın hapse, tüm kamu hizmetlerinden de kalan 5 yıl mahrumiyet verin, bakalım bir daha oluyor mu.
BBC televizyonu, Erdoğan'ın kaç eşli olduğunu sormuştu, düşünsenize "14 yaşında sübyanla evlenen adamı bu millet Cumhurbaşkanı seçti, ama 14 yaşında kıza tecavüzden H. Üzmez'i içeri attı."
Bu uygulamaları yapanlara, 5 yıldan az olmamak üzere atın hapse, tüm kamu hizmetlerinden de kalan 5 yıl mahrumiyet verin, bakalım bir daha oluyor mu.
BBC televizyonu, Erdoğan'ın kaç eşli olduğunu sormuştu, düşünsenize "14 yaşında sübyanla evlenen adamı bu millet Cumhurbaşkanı seçti, ama 14 yaşında kıza tecavüzden H. Üzmez'i içeri attı."
Malumunuz bu sözleri İzzet Baysal'da bir öğrenci söylediğinde Gül dava açmıştı, lakin sonuç çıkmamıştı.
Demokrasi sınırsız özgülük değildir, yasaların herkese eşit uygulanmasıdır.
Eğer, 77 yıldır yasalar herkese eşit uygulansa, doğu ile batı arasındaki yatırımlar eşit dağılsaydı, bu gün ne AKP ne de bu zihniyetler olmazdı.
Nikah falan işin masal kısmıdır.
Tam 77 yıldır ülkeye ihanet edenler bizi yönetti, payı falan yok. Tümü haindir.
Bu gün yaşadığımız, 77 yıllık ihanetin son perdesidir.
Son darbeyi yapmak için gün saymaktadır ve adı da koyulmuştur, BAŞKANLIK sistemi.
Demokrasi sınırsız özgülük değildir, yasaların herkese eşit uygulanmasıdır.
Eğer, 77 yıldır yasalar herkese eşit uygulansa, doğu ile batı arasındaki yatırımlar eşit dağılsaydı, bu gün ne AKP ne de bu zihniyetler olmazdı.
Nikah falan işin masal kısmıdır.
Tam 77 yıldır ülkeye ihanet edenler bizi yönetti, payı falan yok. Tümü haindir.
Bu gün yaşadığımız, 77 yıllık ihanetin son perdesidir.
Son darbeyi yapmak için gün saymaktadır ve adı da koyulmuştur, BAŞKANLIK sistemi.
AKP 77 yıl evvel kuruldu. Ya da 77 yıldır AKP'nin gelmesi için hazırlık yapıldı, çünkü...
03.5.2016
A. Dursun



















































Hiç yorum yok:
Yorum Gönder