7 Mayıs 2016 Cumartesi

Eşcinsellik, Laik sorun mudur, İslami sorun mudur?

Bir malum şahıs, "Eşcinsellik laik bir sorundur" demişti.

Bakalım doğru mu demiş?

Yoksa eşcinselliğin bir inançla, bir etnisiteyle veya başka bir şeyle mi ilgisi var görmeye, anlamaya çalışacağız.

Ben çok farklı ve özel yorum yapmayacağım, sadece bazı kaynaklar nasıl işlemiş onu görmenizi sağlayacağım ve Osmanlıca, Arapça gibi bazı kelimelerin bildiğim kadarıyla anlamlarını kısa notlar olarak, özellikle mavi renklendirmelerle görmenizi sağlayacağım, yapacağım sadece bu olacak.

Aşağıdaki yazıların hiç biri benim görüşümü yansıtmaz.

Ahmet Dursun olarak görüşüm, eşcinselliğin bir hastalık, sapkınlı vs...olmadığı sadece tercih olduğudur.

Beni ilgilendiren bir durum değildir, eşcinsel ilişkiye taraf değilim, desteklemiyorum da.

Lakin şiddet içeren bir karşıtlığım da yoktur, dediğim gibi, 18 yaşını doldurmuş herkesin, içersisinde zorlama, şiddet barındırmadıkça kişisel tercihidir, benden uzak olmaları şartıyla asla karşısında değilim.

Konu hakkındaki yapacağım açıklama bu kadardır.

Dünya Sağlık örgütü Eşcinsellik hastalık değil, tercihtir dedi. 

Eşcinsel Hakem olur mu? 



07.5.2016

A. Dursun

Hz. Ömer (ra), Resulullah (sav)'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü mahvoldum" buyurdu. Hz. Peygamber (sav): "Niye mahvoldun ne var?" diye sorunca açıkladı: "Bu gece bineğimi ters çevirdim (arka canibinden yanaştım). "Resulullah (sav) hiçbir cevap vermedi. Kaynak...

Hz. Ömer’in bu “yolumu değiştirdim” sözü, “arkadan öne (köpek pozisyonu)” diye adlandırılan ilişki türünü de hatıra getirmekle birlikte, biz bunun bir anal ilişki olduğu kanaatindeyiz. Kaynak...

Hz. Ömer, Rasulullah’a gelerek: “Ey Allah’ın Resûlü mahvoldum” buyurdu. Hz. Peygamber: “Niye mahvoldun ne var?” diye sorunca Hz. Ömer: “Eşime arka canibinden yanaştım” dedi. Kaynak...

Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Niye mahvoldun ne var?" diye sorunca açıkladı: "Bu gece bineğimi ters cevirdim (arka canibinden yanaştım). Kaynak...



Uyluk Hakkında Söylenenler

İbn Abbâs, Cerhed ve Muhammed b. Cahş'a nispet edilen bir hadiste Hz. Peygamber Uyluk avrettir" buyurmuştur. Enes b. Malik şöyle demiştir: Allah Rasûlü uyluğunu açtı. Enes'ten gelen hadis sened bakımından daha sağlamdır. Cerhed'den gelen hadis ise daha ihtiyatlıdır. Ancak bu şekilde, bu konuda ihtilaftan kurtulunur. Ebu Musa şöyle demiştir: "Hz. Osman içeri girince Hz. Peygamber dizlerini örttü." Zeyd b. Sabit de şöyle demiştir: "Allah Teâlâ Hz. Peygamber'e vahiy indirdiği zaman, uyluğu benim uyluğumun üstünde idi. Uyluğu o kadar ağırlaştı ki, o an baldırımın kırılacağından endişe ettim"


Açıklama

(Sened bakımından daha sağlamdır) Yani Enes hadisinin senedi daha sa­hihtir. Bu ifadeyle İmam Buhârî şöyle demek istemiştir: Her ne kadar sahih ol­duğunu kabul etsek bile, Cerhed kanalıyla gelen hadis, Enes hadisi varken tercih edilmez.

(Cerhed'den gelen hadis) İmam Buhârî bu ifade ile, Cerhed'Ie birlikte diğer ravileri de kastetmiştir.

(Daha ihtiyatlıdır) Yani dinî bakımdan daha ihtiyatlı bir uygulamadır. İmam Buhârî ihtiyat ile, bunun farz olduğunu veya takvaya daha uygun bir davranış olduğunu kastetmiş olabilir.


371- Enes b. Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Hz. Peygamber Hayber'e sefer düzenledi. Orada gece karanlığının sonlarına doğru sabah namazını kıldık. Allah Resulü bir bineğe bindi. Peşi sıra Ebu Talha bindi. Onun terkine de ben bindim. Allah Resulü bineğini Hayber sokağında gezdiriyordu. Bu esnada dizim onun uyluğuna değiyordu. Sonra Hz. Peygamber uyluğundan izannı kaldırdı. Uyluğunun beyazlığını görebiliyordum. Hayber'e girdiği zaman, üç defa 'Allahu Ekber! Bir toplumun yurduna girdiğimiz zaman, işte o an uyarılanların sabahı ne kötüdür!' dedi."

A.  Dursun notu:  iz'ân, 81/TEKVÎR-7 ve 2'de; 77/MURSELÂT-8 gibi ayetlerde geçer.
Türkçeye anlam değişikliğiyle anlayış, farkındalık, algı olarak geçmiştir.
İsim olarak kullanılırken müz'ın şeklinde kullanılan "iz'ân"ın, asıl anlamı bilinçli, bilerek yapılan demektir. Yani bilerek ve isteyerek yapılan anlamındadır ki, Allah'a boyun eğmekte bilinçle yapıldığı için Kur'an bu ifadeyi kullanmıştır.


Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "İnsanlar işlerine yöneldi. Bu esnada Hz. Peygamber'i gören insanlar, 'Muhammed geldi' dediler.

(Hadisin ravilerinden Abdülaziz hadisi şu şekilde ilaveli olarak nakletmiştir: Ashabımızdan bazıları "Muhammed ve beşli ordusu" geldi dediler.)"


 

Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Hayber'i savaşarak aldık. Sonra esirler, bir araya toplandı. Bu esnada Dihye gelerek 'Ey Allah'ın elçisi! Esirlerden bana bir cariye ver' dedi. Hz. Peygamber de, 'Git ve birini seç' buyurdu. Dihye Safiyye bintu Huyey'i aldı. Bunun üzerine biri Rasululiah'a gelip 'ey Allah'ın elçisi, Dihye'ye Kurayza ve Nadîr kabillerinin hanımefendisi Safiyye bintu Huyey'i verdin. Muhakkak ki, bu kadın ancaksana yakışır.' dedi.

Hz. Peygamber 'kadınla birlikte Dihye'yi çağırın' buyurdu. Allah Resulü Safiyye'yİ görünce Dihye'ye 'esirlerden bunun dışında bir cariye al' dedi. "Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Hz. Peygamber Safiyye'yi azat edip onunla evlendi."

Sabit Enes'e "Ey Ebu Hamza onun mehri ne oldu?" diye sormuş. O da şöyle cevap vermiştir: "Mehri kendisi oldu. Allah Resulü mehir olarak onu azat edip sonra da onunla evlendi. Yolda iken Ümmü Süleym onu Hz. Peygamber için hazırladı ve geceleyin onun yanma yolladı, Böylece Allah Resulü güveyi oldu. Sabah olunca 'Kimin yanında ne varsa, getirsin!' buyurdu ve deriden yapılma bir örtü açtı. Kimi hurma, kimi yağ, zannımca kimi de sevîk getirdi." Enes şöyle devam ederek: "İnsanlar hurmayı, yağ ve kurutulmuş yoğurtla karıştırdılar. İşte bu, Rasûlullah'ın ziyafeti oldu, dedi.

Açıklama
(Onun terkine de ben bindim) Bu hadise göre, birinin terkine binmek caizdir. Bunun caiz olup olmaması, bineğin buna güç yetirip yetirmemesiyle ilgili bir konudur.

Kurtubİ şöyle demiştir: "Enes hadisi ve onunla aynı manayı ifade eden diğer rivayetler, belirli zamanlarda özel şartlarda meydana gelen bir durumu gösterir. Bu yüzden burada çeşitli ihtimaller söz konusudur. Mesela bu durum, sadece Hz. Peygamber'e özel olabilir veya 'eşyada aslolan ibaha' kaidesine göre hüküm öncesi bir hali anlatabilir. Oysa Cerhed hadisi ve onunla aynı anlamı ifade eden diğer hadislerde bu tür ihtimaller söz konusu değildir. Çünkü küllî bir hüküm ve genel dinî bir prensibi açıklamaktadır. Dolayısıyla bununla amel etmek, daha uygundur. Muhtemelen İmam Buhârî ' Cerhed'den gelen hadis ise daha ihtiyatlıdır' derken bunu kastetmiştir."

İmam Nevevî ise şöyle demiştir: "Alimlerin çoğuna göre uyluk, avret bölgesindendir. Ahmed İbn Hanbel ile İmam Malikten nakledilen bir görüşe göre erkeğin avret bölgesi, sadece ön ve arka taraftan (fere<<kadın tenasül organı>>, zeker<<erkeklik âleti-kadîb>>, zübb<<erkek aleti>>ve dübürden) ibarettir. Zahirîler, İbn Cerîr ve İstahrî de bu görüşü benimsemiştir."

Kanaatime göre İbn Cerîr'in bu görüşte olması, tartışmaya açıktır. Zira o, "et-Tehzib" adlı eserinde konuyu ele almış ve uyluğun avret olmadığını söyleyenlerin görüşünü reddetmiştir. Uyluğun avret mahallinden olmadığını savunanlar, Enes'in 'Dizim onun uyluğuna değiyordu' sözünü delil olarak kullanmışlardır. Bu ifadeden ilk akla gelen manaya göre, Enes'in dizi doğrudan Hz. Peygamber'in adi uyluğuna değmiştir. Oysa, arada bir elbise vs. olmadan avret mahalline dokunmak caiz değildir. İmam Müslim'in rivayetine göre Hz. Peygamber kasten izarını (peştamal gibi örten elbise-kamîs, iffet, eş) açmış değildir. Bu rivayeti benimseyenlerin görüşüne göre de söz konusu hadis, uyluğun avret mahallinden olmadığına delil olarak kullanılabilir. Çünkü Hz. Peygamber, uyluğu açık bir şekilde yoluna devam etmiştir. Onun farkında olmadan böyle bir durumun meydana gelmesi normaldir. Ancak Hz. Peygamber ismet sıfatını taşıdığı için bu hal üzere devam etmesi düşünülemez.

(Esirlerden bunun dışında bir carîye al) Allah Resulünün Safiyye'yi geri alması şu şekilde İzah edilir: O, Dihye'ye esirler topluluğundan cariye olarak onların en faziletlisini değil, birini alması için izin vermişti. Bu yüzden ondan geri alması normaldir. Böylece, onun Safiyye sayesinde ordunun geri kalan kısmına göre ayrıcalıklı bir konuma gelmesinde mani olunmuştur. Üstelik Müslüman ordusu içinde kendisinden daha faziletli biri vardı.

41- Yakûb b. İbrahim bize anlatarak dedi ki: İsmail b. Uleyye bize anla­tarak dedi ki: Abdülaziz b. Suhayb bize Enes b. Mâlik'ten (ra) şöyle dediğini nakletti:

Allah Resulü (sav) Hayber Gazasına çıktı. Sabah namazını ortalık karanlıkken orada kıldık. Ardından Allah Resulü (sav) bineğine bindi. Ebâ Talha da bindi. Ben Ebû Talha'nın terkisinde idim. Allah Resulü (sav) Hayber sokağı içinde ilerledi. Dizim onun uyluğuna dokunuyordu. Sonra Allah Resulü (sav) mübarek uyluğunun beyazlığını göreceğim kadar izârmı sıyırdı. Şehre girdiğinde üç defa şöyle haykırdı:

"Allahü Ekber! Yıkılsın Hayber! Biz bir kavmin yurduna indiğimizde uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!" (Son cümle ayettir: Sâfîât sûresi ayet: 177)

Halk (gündelik) işleri için çıktıklarında "(Eyvah) Muhammed!" de­diler.

(Abdülaziz der ki: Bazı arkadaşlarımız "Ordu!" dediler.)

Hayber şehrini kuvvet kullanarak ele geçirdik. Esirler toplandı. Bu sırada Dıhye geldi ve "Ey Allah Resulü! Esirlerden bana bir câriye ver" dedi.

O da "Git bir câriye al" dedi. Dıhya de Safiye bn. Huyey'i aldı. Ar­dından bir adam Allah Resûlü'ne (sav) gelip "Ey Allah'ın Elçisi! Dıhye'ye Kureyzâ ve Nadîr kabilelerinin hanımefendisi Safiye bn. Huyey'i verdin, o ancak sana düşer" dedi.

Allah Resulü (sav) "Dıhye'yi çağırın, onu da getirsin" buyurdu. Dıhye, Safiyye ile birlikte geldi. Allah Resulü (sav) Safiyye'ye bakınca ''Esirlerden bunun dışında bir cariye al" buyurdu.

Sonra Allah Resulü (sav) onu azat etti ve onunla evlendi.

Sabit "Ey Ebû Hamza! Mehri ne idi?" diye sordu. "Onun kendisi idi. Onu hürriyetine kavuşturdu ve onunla evlendi."

Yola çıktıklarında Ümmü Süleym, Safiyye'yi süsledi, gecenin bir vaktinde Allah Resûlü'ne (sav) sundu. Allah Resulü (sav) güvey olarak sabaha çıktı ve "Kimin yanında bir şeyler varsa onu getirsin" buyurdu ve bir yaygı serdi. Kimi hurma, kimi yağ getirmişti, (Enes'in (ra) seviki de zikrettiğini sanıyorum.)

Sonra Hays yemeği yaptılar. Bu da Allah Resûlü'nün (sav) düğün yemeği oldu.[5]

Şerh

"Orada namaz kıldık", ifadesinde kastedilen Hayber şeh­rinin dışıdır.

Dizlerim Allah Resûlü'nün (sav) uyluğuna dokunuyordu, sonra uyluğunun beyazını göreceğim kadar izârını sıyırdı" ifadesinde, yan yana oldukları ve Peygamber efendimizin devesini sokakta hızla sürmek için izârmı sıyırdığını anlıyoruz. Râvi Enes (ra) da bu sırada O'nun uyluğunu görmüştür. Uyluğun görünmesi hakkında Nevevî şöyle demiştir: Ulemânın çoğunluğuna göre uyluk avret mahallindendir.

Ahmed b. Hanbel ve Mâlik'ten yapılan rivayetlerde ise avretin sadece ön ve arka uzuvlar olduğu zikredilmiştir. Zahirîler ve İbn Cerîr de bu görüşte­dir. Ulemâ, uyluğun avret mahallinden olup olmadığı üzerinde ince tartışmalara girmişler, avretten olmadığını savunanlar, diğer delillerle birlikte bu hadis ile de istidlalde bulunmuşlardır.

Hamîs!" kelimesinin Hayber Yahudilerince 'Ordu' anla­mında kullanıldığına dair tefsir, sadece râvilerden Abdülaziz tarafından zikredilmiştir.

Bir adam geldi" ifadesinde sözü edilen adamın kim olduğu bilinmemektedir. kuranvehadis



Gay İmam, İslam'da eşcinsellik yasak ve günah değil


ANTİ-HOMOFOBİ KİTABI.pdf


Konu hakkında bazı kaynaklar...

Aşağıda vereceğim bağlantılarda, konu hakkında bazı yazılar, açıklamalar, notlar bulacaksınız.



Asım Uysal-Evlilik ve cinsel hayat.pdf

TASAVVUF EDEBİYATINDA LİVÂTA –CİNSELLİK-EŞCİNSELLİK.pdf



Sayfada uyarı çıkıyor olsa dahi, saldırgan ya da virüs içeren bir adres değildir.
 



Eski ARAP toplumunda EŞCİNSELLİK

Kadın gibi giyinmiş ve makyajlı oğlanlar, Afganistan’da on dokuzuncu yüzyıla kadar zengin erkeklerin haremlerinin bir parçasıydılar.

Sir Richard Burton şöyle yazıyor: "Afganlar büyük ölçüde ticari gezginlerdir. Her bir kervanda neredeyse tümüyle kadın giysileri giymiş oğlanlar ve gençler vardır. Gözleri sürmeli, yanaklarına allık sürülmüş, uzun bukleli, kınalı parmakları, görkem içinde develerini süren bu oğlanlara gezgin karılar denir, kocaları yanlarında sabırla uzun yolculuğa katlanırlar."

Transpersonal psychology (benötesi psikoloji), Eşcinsellik 

 ***

Yaz olunca avradlara meylet, kışın oğlanlara ki...

“Yaz olunca avratlara, kışın da oğlanlara meylet ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk vücudu kurutur" cümleleri de Keykâvus"a aitti ve Kabusname"nin cinsellikten söz eden bölümünde geçiyordu.



Osmanlı döneminde bir meslek olarak icra edilen dalkavukluğun tarifesi .

Bir esnaflık türü: Osmanlı'da dalkavukluk.

***

Bu açıklamalar bağlamında Hz. Âişe’nin meniyi yıkadığını ifade eden rivayetlerin isnad açısından sahih olduğu görülmektedir.

Rivayete göre Hz. Âişe şöyle demiştir: “Ben Hz. Peygamber’in elbisesini çitilerdim.”

Rivayette geçtiği üzere bir adam Hz. Âişe’nin misafiri oldu, sabah olduğunda adam elbisesini yıkamaya başladı. Bunun üzerine Hz. Âişe şöyle buyurdu: "Eğer bir şey görüyorsan, onun yerini yıkaman yeterlidir. Şayet bir şeyi bulamıyorsan etrafını sıkman kâfidir. Ben Hz. Peygamber’in elbisesini çitiliyordum, o da o elbiseyle namaz kılardı." Rivayetlerle Fıkhî Zâbıtaların Etkileşimi-Meninin Necaseti Örneği.pdf 

Kütüb-i Sitte (Hadis-i Şerifler)-Meni Hakkında

Aişe, kurumuş meni bulaşığını Resulullah'ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum.

Necasete ayakkabınla bastı isen, o pisliği su ile yıka. Pislik kuru ise, bir beis yok.

Halkın işini üzerime alalıdan beri ihtilam olmaya başladım.

Peygamberin meni kalıntısı ile namaz kıldırdığı ve Hz. Aişe ile yarıştığı... 


OSMANLI’DA ÖĞRENCİ OLAYLARI: EŞCİNSELLİK VE OĞLAN ÇEKME

Son zamanlarda Gaykedi çocuk pornosu ile bizim halkın cinsel kaçıklıklarına değinince, ben de merak edip “Acaba ecdadımız bu gibi hâllere hiç düşmüş mü?” dedim. Biliyorsunuz, bu gibi sapıklıklar hep şu din dışı laik ve Kemalist düzenden kaynaklanıyor. Halbuki toplumumuz laik olmak yerine milli geleneklerimize ve dinine bağlı olsa, dindarların özgürlükleri kısıtlanmasa, İmam Hatipler gibi dini eğitim veren yerler olsa, Kuran kursları rahatça açılsa, başörtüsüne izin verilse, bu gibi olaylar hiç olmayacak. Bizim dincilerin pek bir sevdiği kudretli Osmanlı zamanında olur muydu bunlar hiç? Ne zaman ki cumhuriyet geldi, laiklik belası çıktı, işte o zaman memleketin düzeni bozuldu. Ama bakalım kazın ayağı öyle mi?

Yazının altındaki yorum bölümünü mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

NaKHaR said...

    Şimdiki ışık evleri ve benzeri tarzındaki evlerde kalmışlığım olduğundan bildiğim bazı kuralları ve atılma nedenimi şöyle bir anlatayım...

    Toplu halde gidilen gezilerde (ki bunlar sohbet gezileri oluyordu) yatak azlığından herkes ikişer üçer bir yatakta g.t g.te, s.k s.ke yatardı...
bliyaal
 



Fransa'daki 'Burkini Krizi'ne Facebook da Müdahil Oldu.

Kadınlar Kitabı (Osmanlıca Zenanname)

Sırada Türkiye adının değiştirilmesi mi var? Türk Bayrağının adı Değişsin.

Osmanlı'da Öğrenci Olayları, Eşcinsellik ve Oğlan Çekme.

Esma Sultan, kahvehanelerden topladığı Osmanlı gençleriyle seks âlemleri yapar mıydı?

Ecdadımızın seks hikâyeleri.

Osmanlı cinsellik metinleri...

Gazvelerin bazı özellikler, Peygamber-muhammed.rar 

Beni Mustalik Gazvesi Âişe, İFK OLAYI ÜZERİNE.pdf 

KUR’AN’DA İBADET, İNSANIN HALİFELİĞİ.pdf 

İLK DÖNEM ŞİÎ TEFSİR ANLAYIŞI.rar  

- MEDENİYETLER İTTİFAKI PROJESİ YALOVA VALİLİĞİ.pdf
- Erdoğan'ın Bilim, teknoloji açılış konuşması.pdf
- MEDENİYETLER İTTİFAKI İKİNCİ ULUSAL EYLEM PLANI.pdf
İNDİR



- Osmanlı'da Hülle Uygulandı mı?
- İslâm Hukuku’nda Hülle, Halvete mâni olan özürler.
- İslâm Hukuku’nda Hülle, Üçlü Boşanma
- İslâm Hukuku’nda Hülle ve boşanma hakkı.
- Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hülle izâhı
- İslam Tek Eşliliği Emretmiş midir?
- Cahiliye devri Arapları gizli zinâyı normal, açık zinâyı çirkin sayardı.
- Osmanlı, Çok Eşlilik, 1670-1698 Yılları Arasında Bursa Örneği.
İNDİR

 

İslâm Hukuku'nda Hülle ve Misyâr nikâhı.

Tebliğ'den bu güne hadislerin malzeme oluşu
Hz. Muhammed'in eşlerine hitap eden ayetler.


Kur'an-ı Kerim'in orijinali yakıldı mı?

Ensest-Eşcinsel araştırmalar dosyası...


Cennette Gılman, Huri beklerler, sokakta Gay döverler.

İslâm Hukuku'nda Hülle ve Misyâr nikâhı.

Hollanda'da 'helal evler' tartışması.

Başakşehir gizli evlilikler şehri mi?

Sel felaketinin sorumlusu Eurovision'u kazanan Conchita Wurst...! Sakallı Kadın.

HURİLER

KUR'AN, İRTİCA İÇİN NE DİYOR?

UÇKUR TANRILARI, KUR'AN DAKİ AYRAÇ ŞERİAT. 

Eşcinsel Müslüman Olmak Zor.
Gelin Çocuklar! Çocuk gelinler...!
Gay tayfa sapkınlığının ses kayıtları
Cennette Gılman, Huri beklerler, sokakta Gay döverler.
Türbanlı vekillere, eşcinsellere, a-teistlere anayasal güvence geliyor.
Kur’an-ı Kerim’e göre kız çocuklarının kucağa oturma şekilleri mi vardır?
Eşcinsel-Kemalist Küçük İskender.
Akıllı erkek ZİNA yapmaz, TECAVÜZ eder.  
Pelin Batu, Fatih Sultan Mehmet eşcinsel deniyor


Eski ARAP toplumunda EŞCİNSELLİK
Seksist olan Bilim adamı mı? Bilim kadını mı?

 

1 yorum:

  1. Homoseksüellik,CİNSIN OLMASI ONU MEŞRU KILAMAZ.
    EL SAPMA OLAN BİR HASTALIKTIR.İSLAMDA YAYG

    YanıtlaSil