28 Mayıs 2016 Cumartesi

İstanbul'un Fethi'ni kutlayanlar, asıl fetihin ekonomide olduğunu gizlemek için yapıyorlar.

Bu gün bir haber, fetih kutlaması yapılıyormuş.

Yapılsın, bir şey demiyorum da, asıl fetih'in, milletin kesesine uzanan eller tarafından yapıldığını neden görmüyorlar?

Neden milletimizin işsiz çocukları, aç insanları, sağlıksız beslenen nesilleri, genleriyle oynanan geleceğimiz dikkat çekmiyor?

Ayasofya cami olunca ne düzelecek?

Türbanı TBMM'ye soktunuz da dünya lideri mi olduk?

Elbet liderliğini aldığımız şeyler oldu, inkara gerek yok.

Örneğin, Diyanet'in öz kızına şehvet duyabilirsin fetvasından sonra, dünya ensest liginde şampiyonluğu aldık, imamların kız kardeşlerine tecavüzünde patlama yaşandı, turist tecavüzlerinde, kadın öldürmelerde, faili meçhullerde, hükümete darbelerde, yoksulluk, hırsızlık, sapkınlık, teröristlerle pazarlıklar da yine dünya liderliğini elden bırakmadık.

Özgürlük ve demokrasi kavramlarında kabilelerden bile geriye düştük.

Ne oldu yani, İstanbul fethedildi de ne değişti?

Ayasofya'da namaz kılacaksınız da, bunların hangisi değişecek?

Eşit işe eşit ücret mi gelece, 10 yol erken emekli olduğu için, o.ospu çocuğu yerine konan emekli, diğerleriyle eşitlenmiş mi olacak?

Kim bunlar, Ayasofya'da namaz kılma derdi neyin örtüsü?

Türbanın örttükleri yetmedi mi, şimdi neyi örtecekler?

Örneğin, Türk milletinden intikam alan şerefsizlere, bu milletin içine sızan namussuzlar "Yetmez ama evet" dedirtmişlerdi, anımsadınız mı?

Unuttuysanız mini bir anımsama yapalım.

MAHKEME KARDEŞİNE TECAVÜZ ETTİĞİNİ KABUL EDEN İMAMI SERBEST BIRAKTI, SAVCI CEZA İSTEDİ

Ağabeyler savcılık ve sorgu hakimliğinde kız kardeşleri ile ilişkiye girdiklerini kabul etti ancak zor kullanma olmadığını ileri sürdü. E.P. ve N.Ç. ise para karşılığında H.B. ile birlikte olduklarını iddia etti. Sanıklar hakkında 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.


İki ağabey dışındaki sanıklar ilk celsede tahliye edilirken, A.B. ve M.B. ise 7 ay cezaevine kaldıktan sonra her duruşmaya katılmak koşulu ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 26.5.2016


Ne olacak şimdi?

Bu namussuzlukların kaynağı, kökeni nedir hiç sordunuz mu, hiç merak ettiniz mi?

Kim bunlar, millet inim inim inlerken, illa Ayasofya, illa namaz diye tutturanlar kim, kimlerin torunları, amaçları ney hiç mi merak etmezsiniz?

Bunları aşağıdaki bağlantılarda vereceğim.
 
Ayasofya'da "İstanbul'un Fethi" namazı.
İstanbul’un fethinin 563. yıldönümünde Ayasofya Müzesi’nin cami olarak ibadete açılması için "Fetih namazı" etkinliği yapıldı.


28 Mayıs 2016

Anadolu Gençlik Derneği'nin organizasyonuyla farklı illerden gelen binlerce kişi, saat 04.00 sıralarında Ayasofya Meydanı’nda toplandı.
Mekke İmamı Murat Mustafa El Hasan da, meydanda toplanan kalabalığa sabah namazı kıldırdı.
AGD Genel Başkanı Salih Turhan, "Bakanlar Kurulu kararıyla 1934’lerde kapanan bu Ayasofya Camii ile alakalı buradaki kardeşlerimiz olarak bizim beklentimiz, başka hiçbir şeye gerek yok, yine Bakanlar Kurulu kararıyla Fatih’in bize emanet bıraktığı Ayasofya Camii’nin tekrar açılması talebinin içerisindeyiz. Herkes gücünün yettiğiyle, sorumluluk alanıyla hesaba çekilecek. Bu konuyla alakalı devletimizin yetkililerinden Ayasofya minarelerinden tekrar ezan okunmasını bu namazları caminin içerisinde kılmayı yüz binler olarak kardeşlerimiz olarak talep ediyoruz. Bu talebimiz burada durduğumuz bir kıyam neticesinde değil, bundan 4 yıl önce on beş milyon imzayı ilgililere ulaştırmış olduk. Halkımızın beyanını ortaya koymuş olduk. sonra sabah namazlarında kıyama durduk, öğlen namazlarında kıyama durduk ve talebimizi ifade etmiş olduk" dedi.
 

 Siz  Ayasofya ve namaz deriyle uğraştırılırken, ekonomimiz çöktü, alım gücü düştü, millet ağlıyor, Ayasofyacılar poposuyla dalga geçiyor.



7 Haziran'dan 1 Kasım seçimlerine kadar aylarca hükümetsiz, başsız, yönetimsiz kalan ülke, Davutoğlu'na yapılan darbenin ardından epeydir yine başsız, kısız kaldı.



Gerçi başı-kıçı olduğunda da durum değişmiyordu.



Vurguncular, hırsızlar, yolsuzluk ekonomisinden epey kazanç sağlıyorlardı.



Lakin bu boşluk dönemlerinde en büyük vurgunların yapıldığını artık hepimiz biliyoruz.



İyi de, hükümetlere yapılan darbeler kimlerin işine geliyor, neden sürekli Türkiye'de darbeler yaşanıyor?



Bunu anlatmak için yıllardır uğraşıyor, örnekliyoruz.



Son vurgunun, Türk halkına yansıması nasıl oluyor, zeytinyağı örneğiyle göz atalım.



Öncelikle halka sokulan kazığın fiyattaki biçimini görelim sonra da halkın sağlığı üzerindeki oyunlarla ilave vurgunu anlamaya çalışacağız.





2012 yılında, TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin'in sözlerinden anlaşıldığı kadarı ile, zeytinyağının üreticiden  5- 5.5 TL'ye alındığını anlıyoruz. 2.4.2014



2014 yılında Balıkesir Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu Başkanı Mehmet Semerci'nin ifadelerinden de anladığımıza göre, "geçen yıllarda üreticiden alım fiyatı 8-8,5 lira arasında olan sızma zeytinyağı, bu yıl 10 liraya ulaştı" diyor. 19.2.2014



Yani 2 yıl içindeki üreticinin yaptığı artış oranı % 60  civarında.



Gelelim 2016  yılına.

Tarih 2.3.2016.

Koçarlı Ziraat Odası Başkanı Mutlu Öztürk'ün açıklamasından anlaşıldığı üzere, zeytinyağının toptan fiyatı 10,3 TL'ye kadar geriledi.



Başka ifadeyle, 2012 yılından 2016 yılına kadar zeytin üzerinde oynana oyunlarla üreticinin 4 yıl içindeki  toptan fiyat artışı ortalaması % 100 civarında olmuş.



Peki, tüketici (aslında aracılar açısından) durum nedir?



Üreticiden alınan yağın fiyatı 2016 yılında da fazla  artış kaydetmemiş ancak satış fiyatında astronomik rakamlar yaşanmaya devam ediyor.



Son örnekleme fiyatlarına bakmadan evvel 2013 yılı fiyatlarına göz atalım.





2013 perakende satış fiyatlarını gördünüz.

2016 fiyatlarını da gördünüz.

Çok değil, 7 Nisan 2016 tarihinde, market gezerken çektiğim zeytinyağı fiyatını vermiştim.

diye yazmıştım.

 
Fazla değil aradan 51 gün kadar ancak geçmiş ve aynı markanın fiyatı uzaya çıkmış.



Asıl fiyatı 252 TL olmuş ama, indirim, kampanya yaptıkları için fiyat 212 TL olarak satışa sunulmuş.



Dikkat ediniz, 51 gün içinde % 27 artış sağlanmış.



Peki asgari ücretli önümüzdeki ay, % 20 vergi dilimine gireceği için 75 TL daha az maaş alacakken, % 27'lik bir artış, 51 gün içinde gökten vahiyle mi geldi bre pezevenk diye neden kimse sormuyor?



Soramaz, çünkü herkes İstanbul'un fethine odaklandı.



Ayasofya'da namaz kılma peşine düştü.



Peki, ya İstanbul fethedilmemiş, Ayasofya'da namaz kılınma derdine düşülmemiş olsaydı ne olacaktı?



Olacağı şuydu.



Ülkenin anasını beceren hırsızların kim olduklarını, Amerika'daki savcıdan öğrenme ihtiyacımız olmayacaktı.



2003 yılında, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı'yken, Akbil yolsuzluğu davasında 14 yıl hapsi istenen Erdoğan'a beraat veren, 2004'te Yargıtay'a sokulan, 2015'te Yargıtay Başkanı olan,  daha 1 hafta evvel Erdoğan'la çay biçmeye giden ve 26.5.206 tarihinde Ankara'da bir sempozyumdaki konuşmasında, Anayasayı yok sayarak, Anayasa'nın Cumhurbaşkanı olarak tanımladığı şahsa, 1 dakika içinde 5 defa "devlet başkanı" diyerek, anayasal suç işleme cüreti sergileyen İsmail Rüştü Cirit'ten öğrendiğimiz kadarıyla, Türk yargısına olan güvenin % 70'lerden, % 30'lara düştüğünü öğrenmeyecektik.


Ancak, türban, namaz, Fetih, Fetva, Ayasofya, TV dizileri derken, Türk halkı kendisine yapılan tecavüzlerden öylesine memnun konuma getirildi ki, vara da, yoğa da hamd etme yüzsüzlüğü başladı.

Durum böyle olunca, bu tür ülkeyi her tür akıl hastası yönetebilir konuma gelmiş oluyor.

Zaten Türkiye'de bu günlerde yaşadıklarımız sanki bir rüyada yaşanıyor gibi, sanki bu ülkede değil de, korku tünelinde yaşıyoruz gibi.

OSLO'da, İngiltere garantörlüğünde anlaşmaya giden Türk hükümeti, şimdilerde anlaşmaya çalıştıklarıyla savaşıyor görüntüsüyle, binlerce Türk evladını toprağa verirken de, aynı güruh yine orada Allahu Ekber nidaları ile milleti teskin timi olarak devreye giriyor.

Nerede milleti uyutacak bir olay yaşatılıyorsa, uyutma timi de orada görev alıyor.

Bir de adlarına Anadolu demeyi uygun buluyorlar.

Malumunuz, Menderes ve Özal ve dahi onların devamıyız diyenler de aynı taktileri kullanarak 77 yıl ülkeyi karanlığa sürüklemişlerdi.

Turgut Özal'da, kardeşi Korkut Özal'ın ağzından kaçırmasıyla anlaşılmıştı ki, TÜRKİYE'NİN ADINI 'ANADOLU' YAPACAKTI .

Bunların detaylarını ekte adres olarak sunacağım.

28.5.2016

A. Dursun


Zeytinyağı diye aldanmayın.



Ön bilgi ve bazı örnekler

PRİNA (KÜSPE) YAĞI NE DEMEK?

Bu yağ çeşidi, zeytinden zeytinyağı elde edilmesinden sonra geriye kalan küspe (prina) içerisindeki yağın iki farklı prosesi sonucunda elde edilen bir yağ türüdür.

Malaksör içerisinde tekrar hamur haline getirilen yeni oluşmuş prina( taze zeytin küspesi) içerisindeki yağ, dekantör vasıtasıyla yeniden elde edilir. Alternatif ikinci proseste ise Zeytinyağı küspesi (Prina) içerisindeki yağın doğal Trigliserid yapısını bozmadan organik çözücüler vasıtasıyla ektraksyon sonucunda elde edilir.

Kendine özgü aroması olan bu yağın asit derecesi oleik asit cinsinden azami 1 % dir.

Tamamen zeytin küspesinden elde edilen ve son yıllarda tüketimi ciddi oranda artış gösteren,yüksek ısıya karşı direnci ve içerisinde bulunan 10% oranındaki sızma zeytinyağı ile, kızartmalarda, tüm sıcak - soğuk yemeklerde ve mezelerde rahatlıkla kullanılabilecek bir yağ çeşididir.

http://ofmercan.byethost6.com/web_site_samples/hakyil.com.tr/urunlerimiz.html

****

Prina yakıt olarak Türkiye'nin en ekonomik, çevreci ve minimum kül oranıyla en verimli alternatif yakıttır. aydinprina.com

***

15 yıldır yurt dışına ihraç ettiğimiz Karma Prina Yağı'nı, Türkiye'de bir ilk olarak beğenilerinize sunuyoruz.


ZEYTİNİN ÖZÜ ÇEKİRDEĞİNİN YAĞI

Zeytinyağ üretilirken çıkan et ve çekirdek kısmı (prina) tekrar işlenerek prina yağı üretilir.

Bu yağ özel metotlarla rafine edilince "Rafine Prina Yağ" elde edilir. Rafine edilmiş prina yağına Natürel Sızma Zeytinyağ karıştırılarak karma prina yağı hazır hale getirilir.

KULLANIMI VE ÖZELLİKLERİ

Selesta Karma Prina Yağının geç yanma özelliği diğer yemeklik yağlara göre çok yüksektir. Bu nedenle kızartma yağı olarak uzun ömürlüdür ve yemeklerde mükemmel sonuç verir.

EKONOMİK ve LEZZETLİ KARMA PRİNA YAĞI...

Selesta Karma Prina Yağı, yemek ve kızartmalarda kullanılacak en ideal yağdır.

Mükemmel Sonuç

Kızartma yağı olarak idealdir. Ayrıca yemeklerinize lezzet katar.

Doğaldır

Naturel sızma zeytin yağı katkılı olan karma prina yağı doğaldır. Asit seviyesi azami %1'dir.

Ekonomik Yağ

Selesta karma prina yağ kaliteli kızartma ve yemeklik yağ olmasının yanı sıra zeytinyağına göre çok daha ekonomiktir.

Güvenilir Marka

Selesta karma prina yağı, 15 yıldan bu yana tesislerimize üretilerek bir çok ülkeye ihraç edilmektedir. 1936'den bu yana yağ sektörü içinde yer alan BİLGİNOĞLU A.Ş. yeni ekonomik "SELESTA Karma Prina Yağ" ını beğenilerinize güvenle sunar.

Bu ürün Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ISO 22000:2005 ve HACCP standardına uygunluğu belgelendirilmiş tesislerimizde üretilmiştir.

Türk Gıda Kodeksi Yemeklik Zeytinyağı ve Yemeklik Prina Yağı tebliğine uygun üretilmiştir. marbil.com



TÜRK GIDA KODEKSİ-  ZEYTİNYAĞI VE PİRİNA YAĞI TEBLİĞİ.

 (TEBLİĞ NO: 2010/35)


 Zeytinyağı fiyatları dibe vurdu, Türk üreticilerde endişe büyük
Yüksel Göçmez/29 Mayıs 2012
Halihazırda finansal ve ekonomik krizle boğuşan İspanya, İtalya ve Yunanistan şimdi de zeytinyağı kriziyle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor. İspanya’daki üretim bolluğu fiyatları aşağı çekerken, Türkiye’de fiyat düşüşü raflardan ziyade üretici kanadında hissediliyor.
Hürriyet

Zeytinyağındaki fiyat oyunları.
 
Zeynep Akyıl / AA

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, Avrupa’da İspanya başta olmak üzere bazı ülkelerde zeytinyağı fiyatlarının düştüğü yönünde söylemlerle, Türkiye’deki zeytinyağı üretici fiyatlarına baskı yapıldığını, üreticinin zeytinyağını 5,5-6 liraya satamaz hale geldiğini söyledi.

Tan, AA muhabirine, son dönemde başta İspanya olmak üzere İtalya ve Yunanistan’da zeytinyağı fiyatlarının düştüğü yönündeki iddiaları değerlendirirdi.

Bu tip söylemlerle üretici fiyatları üzerinde baskı kurulduğunu, bunun iç piyasada üreticiden alım yapan tüccarları olumsuz etkilediğini ileri süren Tan, İspanya’da fiyatların üretim fazlalığı nedeniyle düştüğüne, ayrıca kriz nedeniyle alım gücünün de azaldığına dikkati çekti.

Söz konusu ülkelerin koşullarıyla Türkiye’nin üretim koşulların farklı olduğuna değinen Tan, şöyle devam etti: ”İspanya’da zeytinyağı fiyatları 2-2,5 avro civarında, İtalya’da 3-3,5 avro, Yunanistan’da daha yüksek. Bu ülkelerin üretim durumlarıyla, o ülkede insanların alım gücünün artması ya da azalmasıyla turist sayısı ve ihracatın önündeki değişikliklerle, desteklerle ilgili. Türkiye onlara bakarak fiyat ayarlaması yapamaz. Zaten fiyatlar Türkiye’de de 2,5-3 avro civarında. 6 liraya da yağ var, 10 liraya da yağ var, bu yağın kalitesine göre değişiyor. O ülkelerde hangi yağın fiyatı esas alınıyor? İtalyan rafında 3 avroya da yağ var, 20 avroya da. Türkiye’de de bu aynı şekilde. Bunlar üretici fiyatlarına baskı yapıp daha ucuza almak için yapılan manipülasyonlar. Son derece de tehlikeli.

İspanya’da zeytinyağı fiyatları ucuzluyor demenin arkasındaki nihai amaç, istenen, biz oradan buraya ithalat yaparız, daha ucuza getiririz demenin provalarını yapıyorlar. Fiyat konusunu ikide bir gündeme getirmek son derece tehlikeli ve bilinçli yapılan hareketler.” Türkiye’nin bu seneki zeytinyağı rekoltesinin ortalama 191 bin ton olduğunu belirten Tan, bunun yaklaşık 140-150 bin tonunun iç tüketimde kullanıldığını söyledi. Geçen yıl 10 bin tonluk zeytinyağı ihracatı yapıldığını hatırlatan Tan, bu yılki ihracat hedefinin ise 20 bin ton olduğunu bildirdi.

İtalya ve İspanya gibi ülkelerin iç tüketiminin fazla olması durumunda Türkiye’den de zaman zaman zeytinyağı ithal ettiğini anlatan Tan, ”Bugün İspanya ve İtalya’nın hedef pazarları arasında Türkiye var, çünkü 74 milyon nüfuslu ülke iştah kabartıyor, hatta daha düşük fiyatla Türkiye’ye zeytinyağı vermek isteyebilirler” dedi.

Fiyatlara dönük söylemler sonrası, piyasada üreticiden mal toplayan tüccarların, fiyatların düşmesi yönünde beklenti içine girdiğini vurgulayan Tan, söylemlerin bilinçli olarak yapıldığını ve rekolteye de baskı yapmak amacını taşıdığını iddia etti.

 ”Türkiye’de fiyatlar pahalı değil”

Türkiye’de zeytinyağı fiyatlarının kesinlikle pahalı olmadığını savunan Tan, şunları kaydetti.

”Bütün dünyadaki parite şudur; ayçiçek yağının fiyatı 1 ise zeytinyağının 2,5-3’tür. Bugün raflarda ayçiçek yağları 5 liraya yükseldi, zeytinyağı fiyatlarının buna bakıldığında 15 lira olması lazım, ama bilinçli olarak yapılan baskı zeytinyağını bugüne getirdi. Orta kalitede zeytinyağının litre alış fiyatı 5-5,5 lira buna şişesini, vergisi, raf parasını eklediğinizde zaten maliyeti 8 lirayı buluyor.

Bu söylemler yüzünden üretici fiyatları muazzam aşağıya çekiyor, üretici 5,5-6 liraya yağını satamaz hale geldi. Türkiye’de çeşit çeşit kategoride zeytinyağı var tek tip üretim yok, bugün 5 litresi 35-40 liraya olan yağ bile var. Tüketicilere zeytinyağı pahalı olarak algılandırılmaya çalışılıyor. Bu, eskiden beri yapılan bir oyunun parçası.” Türkiye’nin zeytinyağı iç ve dış ticaretini diğer ülkelere örnek olacak şekilde geliştirmek için hızlı adımlarla yürüdüğünü ifade eden Tan, dünya piyasalarında örnek alınacak ülke haline geldiğini söyledi.

Tan, ilave önlemler alınarak, meyilli alanlarda üretici maliyetlerini azaltıcı, primi artırıcı destekler verilmesi durumunda, üreticinin mağdur olmayacağını ve sektörün kalkınacağını kaydetti.
Hürriyet

Zeytin borsası güncel takip için...
  


TARİŞ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİ
  


ANATOLİAN Festivali.

Genelkurmay 3 harfin üzerini çizdi

KÜRTÇE EĞİTİM VE KİTLE İLETİŞİM DİLİ OLABİLİR Mİ? 

Kuzey Irak'ta resmi dil neden İngilizce

KÜRDİSTAN'IN RESMİ DİLİ 

KÜRTÇE’DE KÜRT SÖZCÜĞÜ YOK

İşte hainlerin telsiz konuşmaları

Kürtleri "İslam'la Kandırdık" 

Salt Kürtler değil, Türkler de islamla kandırıldı.

ABD'Lİ SUBAYDAN İTİRAF; KÜRDİSTAN'I KURMAK İÇİN BURADAYIZ.

Armagedon, Altın Çağ ve Kıyamet Savaşçıları.

 Öcalan davası (Görüntüle)
Vehn Kuşatması Ve Müslüman Katliamı

Muhammed: "Ben iki kurbanlığın oğluyum"

"Ben iki kurbanlığın oğluyum"

UÇKUR TANRILARI, KUR'AN DAKİ AYRAÇ ŞERİAT.

Kur'an yorumlamak için hangi bilgiler gerekir, halktan olanlar ne söylemiş, hangi alimler ne demiş.
KUR'AN DA BAŞ KELİMESİNİN GEÇTİĞİ BAZI AYETLER

AMERİKAN KUR'AN'I, FURKAN


"... Muhammed ile kardeşi evlerinin arkasında kuzu güdüyorlardı. Kardeşi koşarak gelip bana ve babasına:
Hz. Muhammed'in süt annesi Halime anlatıyor   

HZ. MUHAMMED'İN İDRARINI İÇMEK SEVAPTIR.
Türban modelleri ve yaratıcıları.
SAİD-İ NURSİ; İNGİLİZ İSTİHBATARININ NURCULUĞU KURMASI 

SAİD-İ NURSİ; İNGİLİZ İSTİHBATARININ NURCULUĞU KURMASI

FETHULLAH, HÜKÜMET, ORDU, CEMAAT ÜÇGENİ, UTAH IN SIRRI.

Kur'an İrtica için ne diyor? 
Satan kitaplar gizli servis imalatı mı?

Öcalan'ı ben sorguladım diyen Albay artık konuşacağım dedi.
MUSTAFA değil, Kitabın Asıl adı Ölümsüz Atatürk'tür.

TÜRKİYE'Yİ KARIŞTIRAN BU ADAM!

İçişleri Bakanı Beşir Atalay Psikanalist Vamık Volkan'la bir görüşme yaptı
Muhsin Yazıcıoğlunun sonu, Takdiri ilâhi ya da Maraş"ın intikamı.
FETHULLAH'TAN FETVA; "ALPERENLER SOKAĞA DÖKÜLECEK MÜSADE EDİN" 
GÜNEY KÜRDİSTANLI ÇOCUKLAR BAĞIMSIZLIK İLAN ETTİ

Papa'yı karşılamak hainliktir dedi, Papa’yı Dakikalarca Kapıda Bekledi. 3’LÜ DİNİ MERKEZ

Duymayan, anlamayan kalmasın, Öcalan serbest bırakılacak ama bu, devlet sırrıydı.

Kıbrıs-ART-Erdoğan neler söyledi?

ANATOLİAN FESTİVALİ

Açılamıyorsa-videosu

TÜRK, ANADOLU VE ANATOLİA

"ANATOLIA"da Türk Soykırımı.

TÜRK DEMEK TÜRKÇE DEMEKTİR

Türkiye'nin adı değişsin!
ÖZAL: TÜRK'E İLK HAKARET ÖZAL'DAN MI GELDİ?-1

ÖZAL: TÜRK'E İLK HAKARET ÖZAL'DAN MI GELDİ?-2

ÖZAL, TÜRKİYE'NİN ADINI DEĞİŞTİRECEKTİ

RUM YUNANLI DEĞİLDİR... Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCAN

AYTUNÇ ALTUNDAL VATİKAN'IN BİLİNMEYEN YÜZÜ...

ANADOLU'DA MANDA İDARESİ KURMAK.

ATATÜRK'ün ANADOLU'YA GÖNDERİLİŞİNİN İÇ YÜZÜ

PONTOS: AMASYA'NIN MÜFTÜSÜ VE MUSTAFA KEMAL PAŞA

ZİHİN KONTROLÜ: GİZLİ ÖRGÜTLER DÜNYAYI YÖNETİYOR

ÇOK GİZLİ TUTULAN FETHULLAH GÜLEN-SİYONİZM İLİŞKİSİ

TÜRK OKULLARINDA KÜRDİSTAN BAYRAĞI

SİYONİZM, EVANJELİZM SAPKINLIĞI VE SİYONİZMLE İTTİFAKI

7.000 yıllık Türk varlığı/SUMER'Lİ LUDİNGİRRA

KARDEŞLİK MASALLARIYLA KISKACA ALINIYORUZ

KARDEŞ BELEDİYE LİSTESİ ve KARDEŞ İSTİLASI

OPUS DEİ ve Tarikat Gerçeği. (BELGESEL)

Karadeniz'de Etnik Kozlar.

XIII. - XV. ANADOLU TÜRKLERİ İLE TRABZON İMP. ARASINDAKİ İLİŞKİLER.pdf

TANRI HALDİ VE URARTU DEVLETİ Anadolu prehistoryasi.pdf

Stanford Üniversitesi "Anadolu'nun genetik profili" araştırması .pdf

Urartu Devletinin Kurucuları Üzerine: Labturi .pdf

ANADOLU SÛFİLİĞİNDE AHMED-İ YEEEVİ VE YESEVİLİK.pdf

ATATÜRK’ÜN AŞİRETLERE YÖNELİK SİYASETİ.pdf

Milli mücadelede din adamları ve fetva savaşları.pdf

Gizli belgelerde Mustafa Kemal, Vahdettin ve Kurtuluş Savaşı .pdf

MİLLÎ MÜCADELE DÖNEMİNDE BASIN VE İRÂDE-İ MİLLİYE.pdf

Minber ve Hâkimiyet-i Milliye.pdf

Gazi Mustafa Kemal Diyor Ki ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder