Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in konuşmasını ve Türkiye’den Papa'nın ‘soykırım’ açıklamasına sözde tepkisini hatırlayın, alıp alamayacağını anlayacaksınız.
Hoşgörü kenti' EXPO 2021'i istiyor
Farklı dinlerin bir arada yaşaması nedeniyle "Hoşgörü kenti" olarak adlandırılan Hatay, EXPO'ya 2021'de ev sahipliği yapmak için resmi başvuruda bulundu.
Farklı dinlerin bir arada yaşaması nedeniyle "Hoşgörü kenti" olarak adlandırılan Hatay, EXPO'ya 2021'de ev sahipliği yapmak için resmi başvuruda bulundu.
24.06.2016
HATAY-Halit Demir
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı, EXPO'ya 2021'de ev sahipliği yapmak için resmi başvuruda bulundu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yazılı açıklamasında, bu yıl "Çiçek ve Çocuk" temasıyla Antalya'da düzenlenen EXPO 2016'ya 4 projeyle katıldıklarını aktardı.
Kentin eşsiz değerlerinden aldıkları güçle Hatay'ı dünya sahnesinde daha fazla duyurmak için Uluslararası Bahçecilik Üreticileri Birliği'ne (AIPH) başvurduklarını vurgulayan Savaş, şunları kaydetti:
"Hatay’ın EXPO vizyonu ve felsefesiyle 2021 yılında tüm dünyaya kardeşlik mesajı vereceğiz. Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak EXPO'nun 2021 yılında Hatay'da olması adına çok çalışacağız. Hatay'ı birçok mecrada anlatacağız ve 'EXPO 2021 Hatay' kararının alınması için tüm imkanlarımızla adeta seferber olacağız. Hemşehrilerimizin bu süreçte desteğine ve ilgisine her zamankinden çok ihtiyacımız olacak. Hatay, böylesine önemli bir işi başaracak güçtedir ve bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyorum."
AIPH Yönetim Kurulu Üyesi ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanı Osman Bağdatlıoğlu da Türkiye'nin İzmir adaylığı ile başlayan EXPO serüveninin Antalya ile başarıya ulaştığına değinerek, "Büyük uğraşlar ve meşakkatli yolun sonunda Antalya bunu başardı. Biz de bu süreçte etkin bir rol aldık. Hatay, bu süreçte ciddi rakiplerle yarışacak. Hatay'ı medeniyetler tarihi, çok kültürlülüğü, dinlerin kardeşliği gibi değerleri ile diğer adayların bir adım önünde görüyorum. Tıpkı Antalya gibi Hatay da bunu başarabilir." ifadelerini kullandı. aa.com.tr
HATAY-Halit Demir
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı, EXPO'ya 2021'de ev sahipliği yapmak için resmi başvuruda bulundu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yazılı açıklamasında, bu yıl "Çiçek ve Çocuk" temasıyla Antalya'da düzenlenen EXPO 2016'ya 4 projeyle katıldıklarını aktardı.
Kentin eşsiz değerlerinden aldıkları güçle Hatay'ı dünya sahnesinde daha fazla duyurmak için Uluslararası Bahçecilik Üreticileri Birliği'ne (AIPH) başvurduklarını vurgulayan Savaş, şunları kaydetti:
"Hatay’ın EXPO vizyonu ve felsefesiyle 2021 yılında tüm dünyaya kardeşlik mesajı vereceğiz. Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak EXPO'nun 2021 yılında Hatay'da olması adına çok çalışacağız. Hatay'ı birçok mecrada anlatacağız ve 'EXPO 2021 Hatay' kararının alınması için tüm imkanlarımızla adeta seferber olacağız. Hemşehrilerimizin bu süreçte desteğine ve ilgisine her zamankinden çok ihtiyacımız olacak. Hatay, böylesine önemli bir işi başaracak güçtedir ve bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyorum."
AIPH Yönetim Kurulu Üyesi ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanı Osman Bağdatlıoğlu da Türkiye'nin İzmir adaylığı ile başlayan EXPO serüveninin Antalya ile başarıya ulaştığına değinerek, "Büyük uğraşlar ve meşakkatli yolun sonunda Antalya bunu başardı. Biz de bu süreçte etkin bir rol aldık. Hatay, bu süreçte ciddi rakiplerle yarışacak. Hatay'ı medeniyetler tarihi, çok kültürlülüğü, dinlerin kardeşliği gibi değerleri ile diğer adayların bir adım önünde görüyorum. Tıpkı Antalya gibi Hatay da bunu başarabilir." ifadelerini kullandı. aa.com.tr
Bir gün gelecek herkes bu Koro'nun birer üyesi olacak, işte o zaman tüm Dünya'ya barış gelecek..
Antakya'da yaşayan üç semavi din ve altı mezhebin temsilcilerinin birleşerek oluşturdukları bir koro onlar…
Evet, insanlığı, müziğin evrensel dili sayesinde doğruya, güzelliğe ve her birimizin ihtiyacı olan sevgiye ve barışa çekme gayretlerini Antakya Gazetesi okurları için paylaşan Özfırat'a sizler için sorduk.
Şunun altını çizmem gerekirse eğer; nereden çıkarsanız çıkın, hepimiz Allah'ın kullarıyız. Biz bu felsefeyi insanlığa göstermek istiyoruz. 'Bunu Hatay'da başarıyoruz, Dünya da bunu başarabilir' demek istiyoruz.
Koro'nun artık bir Evi var. Peki, Medeniyetler Evi sizler için ne anlam ifade ediyor?
Bu ev Hatay'ın da evi olacak. Hatay'a gelecek olan misafirlerimiz buraya da gelecekler, burada çaylarını ve kahvelerini içecekler, buradaki kültürler hakkında bilgi sahibi olacaklar ve bu kültürleri de yakından tanıma fırsatı bulacaklar. Kış ayları için kapalı bir konser salonumuz var burada. Yaz aylarında ise, Medeniyetler Evi'nin iç avlusu çok büyük, konserlerimizi de bu büyük alanda gerçekleştireceğiz. Böylelikle Medeniyetler Korosu daha kurumsal bir kimliğe kavuşmuş olacak.
Başladığı günden bugüne hacmi de misyonu da genişleyen bir Koro oldunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Evet, başta çok yerelde bir topluluk iken, farkında olmadan İl'in bir markası oldu Koro'muz. Derken baktık ki ülkenin bir markası olmuş. Bugün hiç kolay değildir, Washington'da Amerikan Kongre Binası içinde konser verebilmek ya da Avrupa Parlamentosu'nda. Bu anlamda Koro, bir takım büyük işlere imza atmış bir Koro. Bu önümüzdeki hafta Lüksemburg'ta, Strazburg'da ve Basel'de konserler olacak yine. Amacımız, ülkemizi temsil etmeye döndü birazcık. Çünkü ülkemiz üzerinde bir takım oyunlar oynandığını düşünüyoruz ve bir takım münferit oyunların 76 milyon tarafından yapılmış gibi gösterilmesinin karşısındayız. Biz, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bugüne kadar Dünya'ya medeniyeti göstermiş bir toplumken, şimdi birileri bizleri bu konuda yargılıyor. Biz de bunun karşısında durup, 'Bakın, sizin zannettiğiniz gibi bir yer değiliz. Biz aslında bir arada yaşamayı, başka dinlere ve başa kültürlere saygılı olmayı çok iyi bilen bir topluluğuz' demeye çalışıyoruz. Bunu göstermeye çalışıyoruz.
Barış misyonu ağır bir misyon aslında… Bunun ağırlığını hissediyor musunuz?
Bunu hissettiğimiz çok zaman oluyor. Çünkü baktığınız zaman biz “pembe” bir haberiz. Çünkü haberleri açtığınız zaman ilk önce karışınıza hep kötü haberler çıkar. Adam öldürmeler, savaşlar ve benzeri şeyler… Bizim gibi böyle 'Barış' için uğraşan kişilerse genellikle reklamlardan sonraki çıkan kuşakta gösterilir. O yüzden bu konuda çok büyük bir destek bulduğumuzu söyleyemeyiz. Ama biz inatla bunun üzerinde basa basa duruyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, 'Yurtta Sulh Cihan'da Sulh' ilkesini kendimize benimsemiş durumdayız. Çünkü biz, yaradılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Bu yola çıkmamızın tek sebebi, 'Allah'ın verdiği canı sadece Allah alsın' istiyoruz. Bir yerlerde akan kanın da artık durmasını istiyoruz. Hemen yanı başımızda Suriye'de akan kanın durmasını istiyoruz. Gazze'de akan kanın durmasını istiyoruz. Burma'da akan kanın durmasını istiyoruz. Bunu yaparken de ölenlerin Hıristiyan, Yahudi ya da Müslüman olup olmadığını düşünmüyoruz. Çünkü ölenlerin insan olduğunu düşünüyoruz. Allah'u Teala isteseydi bizleri tek tip yaratırdı. Bizleri farklı farklı yarattı ki, birbirimizi arayalım ve bulalım diye.
Her yıl sayımızı biraz daha arttırarak ilerlemek istiyoruz. Çünkü 'ben, sen, o' yok 'biz' varız felsefesine inanıyoruz ve bu felsefeyi bütün Hatay'ın yaşadığını da biliyoruz. Bu yüzden de bütün Hataylıları Koro'muza katılmak için bekliyoruz. Ama haklısınız, çok fazla talep var. Biz de bu önemli misyonu taşıyabilecek kişileri almaya özen gösteriyoruz.
Peki, repertuvarda hangi diller var?
Bu konuda yeni yeni değişiklikler de yapıyoruz. Bu anlamda dinamiğimizi arttırmamız gerekiyor. Hali hazırda İbranice, Ermenice, Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Fransızca, İtalyanca, İngilizce ve Almanca dillerinde şarkılar söylüyoruz.
İlahi Koro imajınız var ama bunun dışında da bir duruş sergiliyorsunuz?
Biz genelde parçaları seçerken, bir ilahi ve bir halk şarkısı olmasına dikkat ediyoruz. Çünkü bilmediğiniz bir dilde bir ilahi dinlediğinizde seyircinin sıkılabileceği düşüncesiyle, konserin biraz dah dinamik olmasını istiyoruz. O yüzden de konserleri, bir ilahi bir halk şarkısı şeklinde götürüyoruz. Baktığınız zaman bizi birleştiren unsur ise Türkiye gerçeğidir. Çünkü bu topraklarda, Edirne'den Hakkari'ye kadar hepimiz bir rengiz, farklılıklarımız ise asıl güzelliğimizdir. Ama bizi birleştiren ana unsur ise Türkiye'dir. O yüzden de konserlerimizin sonunda 'bir Başkadır Benim Memleketim' diyoruz.
Koro'nun gelecek planlamasında önemli bir çalışması ya da organizasyonu var mı?
Önümüzdeki günlerde Irak Parlamentosu'nda bir konser vermeyi çok arzuluyoruz. Bugün Irak'a baktığınız zaman, Körfez Savaşı'ndan bu zamana kadar halen daha toparlanamamış bir ülke görüyorsunuz. O yüzden Irak'a gitmeyi çok arzuluyoruz. Bunun yanında hem Kerkük'te hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi içinde konserler vererek, 'Bakın Türkiye size kardeş ve dost bir ülke' demek istiyoruz. Tabi ilk kurulduğu günden bugüne kadar halen üzerine basa basa vurguluyoruz; Biz Gazze Şeridi'nde, Kudüs'te konserler vermek istiyoruz. Oradaki topluluklara bunu göstermek istiyoruz. 'Bakın, bir arada yaşayabiliyoruz' demek istiyoruz. Bunlar için hedeflerimiz var. Ayrıca Vatikan'da da konser vermek istiyoruz. 'Bakınız, Müslüman'ı da Yahudi'si de Hristiyan'ı da bir arada, Allah için şarkılar söylüyoruz' demek istiyoruz. Hedeflerimiz bunlar. antakyagazetesi
. Antakya'da yaşayan üç semavi din ve altı mezhebin temsilcilerinin birleşerek oluşturdukları bir koro onlar…
Evet, insanlığı, müziğin evrensel dili sayesinde doğruya, güzelliğe ve her birimizin ihtiyacı olan sevgiye ve barışa çekme gayretlerini Antakya Gazetesi okurları için paylaşan Özfırat'a sizler için sorduk.
Şunun altını çizmem gerekirse eğer; nereden çıkarsanız çıkın, hepimiz Allah'ın kullarıyız. Biz bu felsefeyi insanlığa göstermek istiyoruz. 'Bunu Hatay'da başarıyoruz, Dünya da bunu başarabilir' demek istiyoruz.
Koro'nun artık bir Evi var. Peki, Medeniyetler Evi sizler için ne anlam ifade ediyor?
Bu ev Hatay'ın da evi olacak. Hatay'a gelecek olan misafirlerimiz buraya da gelecekler, burada çaylarını ve kahvelerini içecekler, buradaki kültürler hakkında bilgi sahibi olacaklar ve bu kültürleri de yakından tanıma fırsatı bulacaklar. Kış ayları için kapalı bir konser salonumuz var burada. Yaz aylarında ise, Medeniyetler Evi'nin iç avlusu çok büyük, konserlerimizi de bu büyük alanda gerçekleştireceğiz. Böylelikle Medeniyetler Korosu daha kurumsal bir kimliğe kavuşmuş olacak.
Başladığı günden bugüne hacmi de misyonu da genişleyen bir Koro oldunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Evet, başta çok yerelde bir topluluk iken, farkında olmadan İl'in bir markası oldu Koro'muz. Derken baktık ki ülkenin bir markası olmuş. Bugün hiç kolay değildir, Washington'da Amerikan Kongre Binası içinde konser verebilmek ya da Avrupa Parlamentosu'nda. Bu anlamda Koro, bir takım büyük işlere imza atmış bir Koro. Bu önümüzdeki hafta Lüksemburg'ta, Strazburg'da ve Basel'de konserler olacak yine. Amacımız, ülkemizi temsil etmeye döndü birazcık. Çünkü ülkemiz üzerinde bir takım oyunlar oynandığını düşünüyoruz ve bir takım münferit oyunların 76 milyon tarafından yapılmış gibi gösterilmesinin karşısındayız. Biz, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bugüne kadar Dünya'ya medeniyeti göstermiş bir toplumken, şimdi birileri bizleri bu konuda yargılıyor. Biz de bunun karşısında durup, 'Bakın, sizin zannettiğiniz gibi bir yer değiliz. Biz aslında bir arada yaşamayı, başka dinlere ve başa kültürlere saygılı olmayı çok iyi bilen bir topluluğuz' demeye çalışıyoruz. Bunu göstermeye çalışıyoruz.
Barış misyonu ağır bir misyon aslında… Bunun ağırlığını hissediyor musunuz?
Bunu hissettiğimiz çok zaman oluyor. Çünkü baktığınız zaman biz “pembe” bir haberiz. Çünkü haberleri açtığınız zaman ilk önce karışınıza hep kötü haberler çıkar. Adam öldürmeler, savaşlar ve benzeri şeyler… Bizim gibi böyle 'Barış' için uğraşan kişilerse genellikle reklamlardan sonraki çıkan kuşakta gösterilir. O yüzden bu konuda çok büyük bir destek bulduğumuzu söyleyemeyiz. Ama biz inatla bunun üzerinde basa basa duruyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, 'Yurtta Sulh Cihan'da Sulh' ilkesini kendimize benimsemiş durumdayız. Çünkü biz, yaradılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Bu yola çıkmamızın tek sebebi, 'Allah'ın verdiği canı sadece Allah alsın' istiyoruz. Bir yerlerde akan kanın da artık durmasını istiyoruz. Hemen yanı başımızda Suriye'de akan kanın durmasını istiyoruz. Gazze'de akan kanın durmasını istiyoruz. Burma'da akan kanın durmasını istiyoruz. Bunu yaparken de ölenlerin Hıristiyan, Yahudi ya da Müslüman olup olmadığını düşünmüyoruz. Çünkü ölenlerin insan olduğunu düşünüyoruz. Allah'u Teala isteseydi bizleri tek tip yaratırdı. Bizleri farklı farklı yarattı ki, birbirimizi arayalım ve bulalım diye.
Her yıl sayımızı biraz daha arttırarak ilerlemek istiyoruz. Çünkü 'ben, sen, o' yok 'biz' varız felsefesine inanıyoruz ve bu felsefeyi bütün Hatay'ın yaşadığını da biliyoruz. Bu yüzden de bütün Hataylıları Koro'muza katılmak için bekliyoruz. Ama haklısınız, çok fazla talep var. Biz de bu önemli misyonu taşıyabilecek kişileri almaya özen gösteriyoruz.
Peki, repertuvarda hangi diller var?
Bu konuda yeni yeni değişiklikler de yapıyoruz. Bu anlamda dinamiğimizi arttırmamız gerekiyor. Hali hazırda İbranice, Ermenice, Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Fransızca, İtalyanca, İngilizce ve Almanca dillerinde şarkılar söylüyoruz.
İlahi Koro imajınız var ama bunun dışında da bir duruş sergiliyorsunuz?
Biz genelde parçaları seçerken, bir ilahi ve bir halk şarkısı olmasına dikkat ediyoruz. Çünkü bilmediğiniz bir dilde bir ilahi dinlediğinizde seyircinin sıkılabileceği düşüncesiyle, konserin biraz dah dinamik olmasını istiyoruz. O yüzden de konserleri, bir ilahi bir halk şarkısı şeklinde götürüyoruz. Baktığınız zaman bizi birleştiren unsur ise Türkiye gerçeğidir. Çünkü bu topraklarda, Edirne'den Hakkari'ye kadar hepimiz bir rengiz, farklılıklarımız ise asıl güzelliğimizdir. Ama bizi birleştiren ana unsur ise Türkiye'dir. O yüzden de konserlerimizin sonunda 'bir Başkadır Benim Memleketim' diyoruz.
Koro'nun gelecek planlamasında önemli bir çalışması ya da organizasyonu var mı?
Önümüzdeki günlerde Irak Parlamentosu'nda bir konser vermeyi çok arzuluyoruz. Bugün Irak'a baktığınız zaman, Körfez Savaşı'ndan bu zamana kadar halen daha toparlanamamış bir ülke görüyorsunuz. O yüzden Irak'a gitmeyi çok arzuluyoruz. Bunun yanında hem Kerkük'te hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi içinde konserler vererek, 'Bakın Türkiye size kardeş ve dost bir ülke' demek istiyoruz. Tabi ilk kurulduğu günden bugüne kadar halen üzerine basa basa vurguluyoruz; Biz Gazze Şeridi'nde, Kudüs'te konserler vermek istiyoruz. Oradaki topluluklara bunu göstermek istiyoruz. 'Bakın, bir arada yaşayabiliyoruz' demek istiyoruz. Bunlar için hedeflerimiz var. Ayrıca Vatikan'da da konser vermek istiyoruz. 'Bakınız, Müslüman'ı da Yahudi'si de Hristiyan'ı da bir arada, Allah için şarkılar söylüyoruz' demek istiyoruz. Hedeflerimiz bunlar. antakyagazetesi
Fener Rum Patriği Bartholomeos da, medeniyetler ve dinler arası gerginliğe dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Terörist eylemlerin ardında bazılarının göstermek istediği gibi dinlerin bulunamayacağını, Müslümanlara karşı hareketlenen kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla her fırsatta ve her platformda anlatmaya çalıştık.”
Ermeni Patriği Mutafyan ise sevgi ve barışın dilinin bir olmasına rağmen dünyanın nefret kampanyalarıyla dolu olduğunu anlattı. Mutafyan: “Her doğru inanç, pusula gibi hep kuzey ve güney hattını göstermeli. Bir ucu Allah’ı, öteki ucu insanı. Herhangi bir dini metin, tek, hatta çok tanrılı herhangi bir din insanları savaşa, teröre yönlendirmez” dedi.
Bu arada, etkinliklerin hemen öncesinde ‘Hatay’ logosunun başına sonradan eklenen kırmızı hilal, toplantının yapıldığı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Kampüsü’ndeki afişlerde yer almadığı dikkatleri çekti. Ekinliğin davetiyelerinde yer alan hilalin, neden afişlerde yer almadığı sorusunu ise; Vali Abdülkadir Sarı: ‘Yetişmedi’ sözü ile yanıtladı.
Türkiye Yahudi Cemaati’ni temsilen Hatay’a giden ekip ve Maftirim Sinagog Korosu, Antakya Yahudi Cemaati Başkanı Şaul Kebudi tarafından karşılandı. Türkiye Yahudi Cemaati heyeti, Antakya Sinagogu’na giderek Antakyalı Musevi ailelerle tanışma imkanı buldular. Rav İsak Haleva sinagogta yaptığı konuşmada; cemaatin bir arada olması için gelenek ve göreneklere bağlı kalmalarının önemine değindi. Ardından Cemaat Başkan Vekili Sami Herman ise; İstanbul’a gelecek Antakyalı gençlere cemaat olarak bir aile sıcaklığını hissetmeleri için her türlü desteğin verileceğini ifade etti. Konuşmaların ardından yapılan Minha Duası ile ziyaret sona erdi.
Hatay 1. Medeniyetler Buluşması, her dinin müzik örneklerinin yansıtılacağı çeşitli konserlerle 29 Eylül’de son bulacak.
Antakya Cemaati’nden Sıcak Karşılama
Türkiye Yahudi Cemaati’ni temsilen Hatay’a giden ekip ve Maftirim Sinagog Korosu, Antakya Yahudi Cemaati Başkanı Şaul Kebudi tarafından karşılandı. Türkiye Yahudi Cemaati heyeti, Antakya Sinagogu’na giderek Antakyalı Musevi ailelerle tanışma imkanı buldular. Rav İsak Haleva sinagogta yaptığı konuşmada; cemaatin bir arada olması için gelenek ve göreneklere bağlı kalmalarının önemine değindi. Ardından Cemaat Başkan Vekili Sami Herman ise; İstanbul’a gelecek Antakyalı gençlere cemaat olarak bir aile sıcaklığını hissetmeleri için her türlü desteğin verileceğini ifade etti. Konuşmaların ardından yapılan Minha Duası ile ziyaret sona erdi.
salom.com
Lütfü Savaş'tan yeni 'Suriyeli' çıkışı! Sözleri gündem yarattı: Onlardan 35-40 yıl öndeyiz. 23.03.2022
YanıtlaSilhttps://archive.is/AUCpo