Ülke soyulup soğana çevriliyor, milletin vergileri ABD emrine tahsis ediliyor, daha fazla vergimiz talan edilsin diye KDV kanunu düzenleniyorken Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a sataşıyor.
Yıllardır söylüyorum, "TBMM'deki tüm partiler millete karşı muhalefet olmuş gürleyip duruyor, bir birlerinin pisliklerini örtmek için, var güçleriyle kavga sahneliyorlar" diye.
Eyyyyy Kılıçdaroğlu, senin görevin tam da KDV yasası geçerken, milletin dikkatini dağıtmak, gözünü köreltmek, pislikleri örtbas etmek midir ki, bu ihanet yasalarıyla ilgili tek kelime etmiyor, "FETÖ'nün 1 numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır" diye ortalığa çıkıyorsun?
Sen gerçekten de Fettoş'un mücahidi misin, nesin sen?
Erdoğan Efendi'nin avukatı Hüseyin Aydın'da sayfasından, " FETÖ ile mücadele edenleri haksız ithamlarla itibarsızlaştırmak hele hele FETÖ ile ilişkilendirmek klasik bir FETÖ taktiğidir ve ancak örgütün amaçlarına hizmet etmektedir" demekte, sanırım ki fazlasıyla haklı durumdadır.
İyi izle, bak ülkede nasıl kanun çıkmış kör gözüne girsin bu kanun.
Tam bu kanunun çıktığı günde, bu zihin operasyonun da, sen de olmaz olsun, lanet olsun sana da, hizmet ettiğin odaklara da.
Al başına çal Erdoğan'ı da, partini de, lanet olası çek git yahu çek git artık.
Buyur işte, ben söylemiyorum, yandaş basın söylüyor.
Ne söyleyip ne müjdesi veriyor?
İşte müjde şu şekilde verilmiş.
"Türkiye'de ikamet etmeyen yabancılara sağlık kuruluşlarında verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri vergiden muaf olacak."
Anlayamadıysanız, bir kez daha okuyun.
Yani, ABD Emperyalizm’ inin 10 binlerce kilometre öteden gelip, Müslüman dünyasını talan ve tecavüze uğrattığı, bunun sonunda Esad'a muhalefet edenleri -yani bize mülteci olarak dayatılanları- beslediğimiz yetmedi, şimdi de sağlık harcamalarından vergi alınmayacak.
Dikkat edin, ABD'nin Türk halkının vergileriyle burada, bize beslettiği mültecilerden bahsediyorlar.
Üstelik kanser başta olmak üzere, birçok ilacı da alamıyoruz.
Her ne kadar 6 gün kadar evvel kısıtlı miktarda bazı kanser ilaçları listeye alındı deseler dahi, yazık ki henüz ihtiyaç sahipleri ulaşamıyor.
Bu da yetmiyor, tüm Türkiye'ye Fettoş destekli ABD ajanlarını yerleştirmek için 36 ilçede Göç İdaresi Müdürlüğü kuruluyor.
Bu kadar cahilin bir araya geldiği başka ülke var mıdır merak ediyorum.
İnsan imzaladığı belgeye bir bakar, bu belgeyle Fettoş'un adamları, CIA ajanları Türkiye'nin en ücra köşelerine bile sızacak diye hiç mi düşünülmez, bu nasıl bir vatanperverliktir ki, önüne geleni imzalamaktalar?
Acaba Erdoğan gözü kapalı mı imza atmaktadır yoksa onun adına birileri mi imzalamaktadır?
Yoksa ihanet KaçAK Saray'ın en tepesinden mi yayılmaktadır?
Bunlar çok yakında belli olacaktır elbet.
Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik.rar
Kızılay Göç Hizmetleri ve AFAD, Suriyeli göçmenlere verdikleri kartlarla ilgili teyit.org’a şunları söylediği iddia edilmişti.
Kızılay Kart ile ailedeki fert başına 100 TL yardım yapılıyor. Kartlar şu an sadece gıda alışverişleri için kullanılabiliyor. Bu kartların giyim, ev tekstili ya da bankalarda da kullanılabilmesi için çalışmalarımız var. Kızılay’ın, Suriyelilerin yaşadığı kamplar dışında farklı illerde ve merkezlerde de 1 milyon Suriyeli’ye ulaşma hedefi var.
AFAD Kart’ın kamp alanı içinde yaşayan Suriyelilere verildiğini, karta yüklenen yardım parasının yalnızca market alışverişlerinde kullanılabildiğini ve kartın herhangi bir indirim sağlamadığını söyledi.
Demek ki neymiş?
Mültecilere bir kart verildiği doğruymuş.
Yanlış olan, itiraz edilen kısım "herhangi bir indirim sağlamadığı" imiş.
Daha mı sağlasın, "kart vermiyoruz, bunlar yalandır, milletin vergileriyle ABD taşeronu mülteci beslemiyoruz" demiyor.
Ya ne diyor?
Verilen kart, indirim sağlamıyor diyor.
Bre..., zaten emekli olarak benden bile aldığınız vergilerden elin taşeronunu besliyorsunuz, bundan daha iyi indirim mi olur?
Nasılsa millet harcamalarının tamamını ödüyor, indirim olsa ne olur, olmasa ne olur bre...!
Neyse, bize az bile yapıyorlar.
Kafalarını kuma gömen mü'minlere, Allah için diyorlar, mü'minler de Allah ile aldatılmaya rıza gösteriyor, ben ne yapabilirim ki?
Bunlar Allah'ı da aldatırlar (2/9, Yuhadiunallahe) ki, bizi mi aldatmasınlar?
Ben demiyorum, iman ettikleri kitap 10/100'de diyor ki, yec’alur ricse alallezine la ya’kılun, Allah pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.
Demek ki, ABD adına beslediğimiz pislikler, boşu boşuna üzerimize bırakılmamıştır.
Not; buradaki pislikler ifadem, Suriyeli ya da başka kişiler için değil, ABD emperyalizmi için kullanılmıştır.
KaçAK Saray'da altın varaklı bardaklarla su içen, daha ötesi şarap kadehi tokuşturanları umarım asla unutmayacaksınız.
Öyleyse, hep beraber hamd etmeye devam edelim.
Durmak yok, hamd etmeye devam...
30.3.2018
A. Dursun
Erdoğan, mülteci adı altında, BOP ajanlarını vatandaş yapacak.
Tüm ajanları ve yabancıları sınır dışı edin, iç savaş bitsin.
ÖTV İndirimi Suriyeli Mültecilere Gitti
Türkiye'deki 2.2 milyon Suriyeli için devletin kasasından şimdiye kadar 7.6 milyar dolar çıktı. Bu para ile otomotiv sektörü canlandırılabilirdi.
21 Eylül 2015
Ülkelerindeki savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan 2.2 milyon Suriyeli mültecinin dramı her geçen gün artarak devam diyor. Esad'ın kısa sürede devrileceğini düşünüp kontrolsüz ve plansız kararlar alan hükümetin ne yazık ki bu yanlış politikası sonucu devletin kasasından şimdiye kadar resmi açıklamaya göre 7.6 milyar dolar (yaklaşık 23 milyar lira) çıktı. Bu da her bir Suriyeli göçmen için 3 bin 454 dolar (yaklaşık 10 bin 500 lira) harcandığı anlamına geliyor.
Ülke olarak komşumuzda yaşanan bu duruma sessiz kalmamak ile doğru bir hareket yapılmış olsa da bu durum ekonomimizi oldukça etkiliyor.
SEKTÖR CANLANIR
Bu para ülkemizdeki pek çok sorunun çözümü için kullanılacağı gibi, otomotiv sektörüne yapılacak destekle kötü giden ekonominin de canlanmasına olanak sağlanabilirdi. Şöyle ki, daha önce 2009'da yapılan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi ile o zaman durma noktasına gelen otomotiv sektörü toparlanmış ve yılı minimum zararla kapatmıştı. Üstelik vergi indirimi sayesinde satışlar arttığı için toplamda elde edilen vergi geliri kaleminde bir düşüş yaşanmamıştı.
OTOMOTİV KURTULABİLİRDİ
Bu yıla 1 milyon hedefiyle giren ve yıla çok iyi başlayan ancak hazirandaki seçimlerden sonra yaşanan istikrarsız ortam ve buna bağlı olarak artan döviz kurları neticesinde belirsizliğin meydana geldiği otomotiv sektöründe bu parayla olası bir vergi indirimi ile 1 milyonluk pazar iki yıl içinde garanti altına alınabilirdi.
HESAP ORTADA
Bir örnekle açıklamak gerekirse şu anda 43 bin liraya satılan bir otomobilin vergisiz fiyatı 24 bin 700 lira iken, KDV'si 6 bin 450 lira, ÖTV'si ise 11 bin 100 lira. Yani 24 bin 700 liralık bir otomobilde sadece ÖTV ve KDV başlığı altında 17 bin 500 lira tüketici, devlete ödeme yapıyor.
131 BİN ARAÇ ALINIR
Mültecilere yapılan yaklaşık 23 milyar liralık bütçeden 43 bin liralık araçtan 131 bin adedinin, daha çok tercih edilen kompakt sınıfa ait ve 60 bin liralık (25 bin lira ÖTV ve KDV'si bulunan) 92 bin aracın vergisinin tamamı ödenebilirdi.
DEVLETİN BÜYÜK ZARARI
Bu kadar araç satışı gerçekleşince devlet gerek motorlu taşıtlar vergisi altında gerekse bu araçların satın alacağı akaryakıtların vergisi başta olmak üzere farklı kalemler adı altında bir cebinden çıkarttığı parayı diğer cebine koyabilirdi. 21 Eylül 2015





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder