Erdoğan, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırtmaktaki rolümüzü ustalıkla oynadık dedi.

Erdoğan'ın AB Zirvesinde, Ortak Basın Açıklamaları yapılmış.

Dakika 8:41, AB ile karşılıklı taahhütlerde bulunmuştuk. 

Türkiye’nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere, sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiği herkesin malumudur.

Ve şu an itibarı ile sadece Suriye’den 3,5 milyon göçmen ülkemizde.

Buna Irak’ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam 4 milyona ulaşmaktadır.

Geçen sürede bazı taahhütler olmuştur, bunlardan ilki 3 milyar Avrodur, 1,8 milyonu bize gelmiştir vs…

İkinci 3 milyarı verin, atılması gereken adımları atalım, yapılması gerekenleri yapalım diyor.

Bu neden Türkiye’nin sorumluluğu oluyor?

Düzensiz göçe neden olan Türkiye mi?

2009 yılında yazdığım yazımda, ABD’nin 10 bin km. öteden gelip burada ne işi var dediğini söylemiştim.

Gerçekten ne işi vardı?

Salt o zaman söylemdi ki, 6 Mart 2018’de grup toplantısında “10 bin kilometreyi aşkın yerden kalkıp buraya geliyorsun” diyen de kendisiydi.

31.10 2014 tarihli, Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde katıldığı konferansta, “10 bin km öteden gelip niye stratejik konum atfediyorsun? 200 bin insan oradan çıkmış durumda” diyen de kendisiydi.

Dünya 5’ten büyüktür masalı anlatırken de aynı şeyleri söylemişti.

Şimdi kalkmış, “sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdi” diyorsun.

Biz onlara ne mahkûmiyetimiz, ne mecburiyetimiz var?

Yoksa Erdoğan olarak borcunuz var da, millet olarak bize mi ödettirdiğinizi, dünyaya ilan etmektesiniz?

Alında sıkılmadan, yüzü kızarmadan söylediği gerçek şudur.

Hristiyan kulübünün, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma projesinde başarılı olduk demenin Arapçasıdır.

Lakin vara yoğa hamd eden cühela kalabalık, bunu görmekten acizdir.

Yazıklar olsun, yazıklar…

Ülkede ne toprak kaldı, ne ağaç, ne iş sahası ne de hayvancılık.

Benzin 6 TL oldu, altının gramı 170’TL olmak üzere, millet zavallı konumda ama varsa yoksa AB’den 3 milyar dilenir konuma düşürüldük.

Boş ver gitsin, ben de hamd edeceğim, bana ne yahu…!

28.3.2018

A.Dursun

Erdoğan, "Peşrev faslı bırakılmalıdır." Peki, 32 gündür peşrev çeken kimdi?

Binali'de Tayyip gibi "Türkiye NATO'nun topraklarıdır" dedi.

Bakan Ala, egemenlik hakkımızı devredecek yasa çıkartacağız dedi.

Son Başbakan, “Şehitlerimiz NATO için toprağa düşüyor” diyor, duydun mu Ümmet-i Muhammed?

Bu kez Davutoğlu, paydaşlarını işgale çağırdı.

Dünyadan uyarı geliyor fakat TBMM, milletle dalga geçen Erdoğan'a, "ARTIK YETER" diyemiyor.