30 Eylül 2013 tarihli Demokratikleşme Paketini Açıklayan
Erdoğan, Mor Gabriel'i biliyor, ancak Erken seçim kararı alırken deprem
yaşamakta olduğumuzu bilmiyor.
Teşbihte hata olmaz derler.
Bir aile reisi düşünün, evindeki hane halkının ne yaptığını
bilmiyor olsun.
Sonra dışarıdan birileri gelip kulağına bir şeyler
fısıldasın.
Bunun üzerine, ailemizde deprem varmış diye feveran et.
Yahu sormazlar mı insana, "sen o ailenin reisiydin de,
hane halkının ne yaptığını nasıl bilmezsin" diye.
Yoksa birileri kulağına... mı fısıldadı ki, ailende deprem
olduğunu anlayabildin, öyleyse aynı aileye tekrar reis olmaya ne hakkın var
demezler mi?
Yazık ki, kendisini yönetemeyenler 80 yıldır bizi
yönettiler.
Biliyorum, her zamanki gibi "hani, nerede söylemiştir, öyle bir konuşması mı var" diyeceksiniz.
Elbet haklısınız, zira herkesin anlayış düzeyi, eğitimi, algısı aynı değil, olması da beklenemez.
Ancak her daim söylediğim gibi, bir sözü dilediğiniz gibi sarf edebilirsiniz, ancak o sözün ne anlama geldiği, nasıl söylendiği, ardında neyin yattığı, başka ifadeyle satır aralarına gizlenen şeyin ne olduğunu anlamak çok önemlidir.
Bakalım Son Sultan Binali Efendi ne demiş?
Binali Efendi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda koltuğunu 5. sınıf öğrencisi Esma Taşyürek'e bırakmış ve şöyle konuşmuş.
Malumunuz, 2. Cumhuriyetçi, yetmez ama evetçiler, akil adamlar, alternatif tarihçilerin hem KaçAK Saray'da boy gösterirlerken, hem TV kanallarında beyinlerimizle dalga geçip oyun oynarken yaptıkları bir kurgu vardır.
Onlara göre 23 Nisan’ı çocuklara Atatürk armağan etmemiştir.
Demek ki Son Sultan'ın da bu tarihçilerin masallarıyla beyni yıkanmıştır ki, "Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan kabul edilen ilk resmi bayramdır" deme yüzsüzlüğünü sergileyebilmektedir.
Zira diğer bayramları yok sayıp, görmezden gelmelerinin, hele ABDullah Gül'ün milli bayramlarda sürekli kulak rahatsızlığı duymasının nedeni de demek ki buymuş.
İyi de bunlar bu bilgileri neden önemsemektedirler?
Yanıtı çok basit.
Hani Yiğit Bulut'un "İngiliz Beslemesi" tabiri var ya, işte tam da budur.
Zira İslam'ın ahir zaman imamları İngiltere'den çıkmaktadır.
Nurculuğu kuranlar da onlardır.
TBMM'nin bu günkü durumuna bakarsanız, neden Tarikatlar parlamentosu olduğunu da anlarsınız.
TBMM'nin kendi sitesinde bile şöyle yazmaktadır.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır.
1979'da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.
Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en
önemli yeri işgâl eden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl
yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda,
okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin
kenetlenmiş ifadesini temsil etmektedir.
Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.
Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.
Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” tbmm.gov.tr-23 Nisan
Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.
Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.
Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” tbmm.gov.tr-23 Nisan
Hürriyet
Erdoğan konuşması dakika 1:40’ta, “dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin
boşaldığını” diyor.
İyi dinleyin ki, yalancı durumuna düşmeyelim...
23 Nisan1929'da, Çocuk Haftası kutlamalarını başlaması nedeniyle Himaye-i Etfal Cemiyeti yöneticileri ve bir grup çocuk, Gazi Mustafa Kemal tarafından Çankaya’da kabul edildi. Ankara Palasta yapılan çocuk müsameresine Mustafa Kemal katıldı.
Gelin bunu arşiv haline getirip sunduğum dosyalardan görelim.
Zira yanlı anlatımla, gerçekleri yozlaşmış, yobazlığı tarih diye yutturanlara dönemeyelim.
İşte gerçekler...
Kitabın belgeler bölümünde;
1- Yıllara Göre Himaye-i Etfal Cemiyetinin Gelir- Gider Taplosu (1917- 1922)
2- HEC Umumiyesi Nizamname-i Esasisi
3-HEC Çocuk Misafirhanesi Talimatnamesi
4- HEC Umumiyesinin İstanbul Teşkilatı ve Vezaifi Hakkında Talimatnamedir.
Diğer yedi belge Osmanlıca yazışmalardan oluşmaktadır.
Himaye-i Etfal Cemiyeti belgeler, tutanaklar.rar
Himaye-i Etfal Cemiyeti Nizamnamesinde korunacak çocuklar için 13 yaş sınırı konulmuştur.
Çocuklara kötü muamele yapılmaması, anne babaları tarafından da olsa fazla yük yüklenmemesi, sağlıklarının korunması, iyi beslenmeleri nizamnamede düzenlenmiştir.
Ayrıca çocuklar için hastane ve sanatoryum yapılması, tedavilerinin yapılması, tatil imkânının sağlanması, kötü alışkanlardan uzak tutulması gibi sağlıkla ilgili önlemlere de yer verilmiştir.
Himaye-i Etfal Cemiyeti, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün çocuklara hizmet vermeyi amaçlayan bir kurum olmuştur.
Ancak başka dinlere ait kuruluşlar kendi çocuklarını koruma altına aldığından, kurum yalnız Müslüman çocuklara hizmet eder konuma gelmiştir.
OSMANLI SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDA TEMEL KURUMLAR.pdf
Çocuklara kötü muamele yapılmaması, anne babaları tarafından da olsa fazla yük yüklenmemesi, sağlıklarının korunması, iyi beslenmeleri nizamnamede düzenlenmiştir.
Ayrıca çocuklar için hastane ve sanatoryum yapılması, tedavilerinin yapılması, tatil imkânının sağlanması, kötü alışkanlardan uzak tutulması gibi sağlıkla ilgili önlemlere de yer verilmiştir.
Himaye-i Etfal Cemiyeti, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün çocuklara hizmet vermeyi amaçlayan bir kurum olmuştur.
Ancak başka dinlere ait kuruluşlar kendi çocuklarını koruma altına aldığından, kurum yalnız Müslüman çocuklara hizmet eder konuma gelmiştir.
OSMANLI SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDA TEMEL KURUMLAR.pdf
Son olarak bir kez daha tekrar etmeliyim.
Erken seçimin mimarları, Kemal Derviş’in kankası İngiliz
vatandaşı Mehmet Şimşek, Onların ortakları Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli’dir.
Ecevit Hükümetinin nasıl yıkıldığını daha evvel
paylaşmıştım, anımsarsanız her şeyin açık olduğu ortadadır.
Erdoğan, ABD'den gelen talimatı Bahçeli ve Baykal'ın desteği
ile aldı ve Erken Seçim Kararı aldıklarını açıkladı.
Seçim 24 Haziran 2018'de yapılacak.
Masalın adı, "eski sistemin hastalıkları" oldu.
Neydi eski sistemin hastalığı?
Kürdistan'ın kurulmasını engelliyordu.
Nihayetinde Bahçeli ve Baykal'ın iknası ile Kürdistan
kurulma tarihi erkene alındı, çünkü Emperyalizm'in beklemeye tahammülü
kalmayınca, tıpkı 12 Eylül 1980'de yaptığı gibi cunta darbesi gibi şimdi de
BOP'un beklemeye tahammülü kalmadığı için, yani BOP'un zorunlu gereği olarak,
Kürdistan ilan edilebilmesi için, "eski sistemin hastalığı" tedavi
edilmiş olacak.
26.4.2018
A. Dursun
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜNTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİAÇILIŞ KONUŞMALARI




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder